İçeriğe atla

Elektromanyetizma

Elektromanyetizma, elektrikle yüklü parçacıklar arasındaki etkileşime neden olan fiziksel kuvvet'tir. Bu etkileşimin gerçekleştiği alanlar, elektromanyetik alan olarak tanımlanır. Doğadaki dört temel kuvvetten biri, elektromanyetizmadır. Diğer üçü; güçlü etkileşim, zayıf etkileşim ve kütleçekim kuvvetidir.

Elektromanyetizma, yerçekimi dışında, günlük yaşamda karşılaşılan hemen hemen tüm fenomenlerden sorumlu etkileşimdir. Olağan madde, formunu her bir molekülünün arasındaki intermoleküler güçün bir sonucu olarak alır. Elektronlar atom çekirdeklerinin etrafındaki orbitallerde elektromanyetik dalga mekaniği tarafından moleküllerinin yapı taşları olan atomları oluşturmak için bağlı tutulurlar. Bu, kimyada, komşu atomların elektronları arasındaki etkileşimden doğan süreçleri yönetir. Atomlar arasındaki komşuluk, sırasıyla, elektronların elektromanyetik kuvvetleri ve momentumları tarafından belirlenir.

Elektromanyetizma, elektrik alanda da manyetik alanda da ortaya çıkar. Her iki alan da elektromanyetizmanın farklı sonuçlarıdır; ancak, öz itibarıyla birbirleriyle ilintilidirler. Bundan dolayı, değişen bir elektrik alan, bir manyetik alan üretir; değişen bir manyetik alan da, elektrik alanı oluşturur. Bu etki, elektromanyetik indüksiyon olarak tanımlanır ve elektrik jeneratörlerinin indüksiyon motorların ve transformatörlerin çalışma temelinde yer alır. Matematiksel olarak konuşursak, manyetik alanlar ve elektrik alanlar, bağıl hareket üzerinden 2. dereceden tensör ve bivektör kullanılarak birbirine dönüştürülebilir.

Elektrik alanlar, elektrik potansiyeli(örneğin, bir pil voltajı) ve elektrik akımı (örneğin, bir el fenerindeki elektrik akışı) gibi bazı ortak olayların nedenidirler. Manyetik alanlar, mıknatıslarla ilgili kuvvetin sebebidir.

Kuantum elektrodinamikte, yüklü parçacıklar arasındaki elektromanyetik etkileşimler, sanal fotonlar olarak bilinen ve yüklü parçacıklar arasında değiş tokuş edilen haberci parçacıkların incelendiği Feynman diyagramları yöntemi kullanılarak hesaplanabilir. Bu yöntem pertürbasyon teorisi incelenerek elde edilebilir.

Elektromanyetizmanın teorik uygulamaları Albert Einstein'ın 1905 yılında özel görelilik teorisini geliştirmesinin önünü açtı.

Teorinin tarihi

Aslında, elektrik ve manyetizma iki ayrı kuvvet olarak düşünülüyordu. Bu görüş, 1873'te basılan, James Clerk Maxwell'in, içinde pozitif ve negatif yüklerin etkileşimlerinin tek kuvvetle düzenlendiği gösterilen Treatise on Electricity and Magnetism yayınıyla değişti. Deneyler ile açıkça gösterilmiş olan tüm bu etkileşimlerin dört ana etkisi vardır:

Hans Christian Ørsted
  1. Elektrik yükleri, aralarındaki uzaklığın karesi ile ters orantılı bir güç ile birbirlerini çekerler ya da iterler: Zıt yükler birbirini çeker, aynı yükler birbirini iter.
  2. Benzer şekilde, manyetik kutuplar (ayrı noktalardaki kutuplaşmalar) birbirlerini çeker ya da iterler ve her zaman çift olarak ortaya çıkarlar: Her kuzey kutbu, manyetik alan çizgileriyle bir güney kutbuna bağlanmıştır.
  3. Bir tel içerisindeki elektrik akımı, tel etrafında, yönü akıma bağlı olan (saat yönünde veya saat yönünün tersine), dairesel bir manyetik alan oluşturur.
  4. Telin içinde, manyetik alana doğru veya manyetik alandan doğru hareket eden, döngü halindeki bir akım indüklenir. Benzer olarak bir mıknatıs, manyetik alana doğru veya manyetik alandan doğru hareket ettirildiğinde, akımın yönü bu harekete bağlı olarak değişir.

21 Nisan 1820 tarihinde bir akşam, Hans Christian Ørsted ders için hazırlarken, şaşırtıcı bir duruma tanık oldu. Malzemelerini hazırladığı sırada, kullandığı pildeki elektrik akımı açık ve kapalı iken pusula iğnesinin manyetik kuzeyden saptığını fark etti. Bu sapma, onu şuna ikna etti: Manyetik alan çizgileri, tıpkı ışık ve ısıda olduğu gibi, elektrik akım taşıyan bir telin her tarafından yayılıyordu. Bu durum da, elektrik ve manyetizma arasındaki doğrudan ilişkiyi teyit ediyordu.

James Clerk Maxwell

Keşif sürecinde, Ørsted, olgunun herhangi bir tatmin edici açıklamasını yapmadı, onu matematiğe dökmeye de çalışmadı. Ancak, üç ay sonra daha yoğun araştırmalara başladı. Bundan kısa süre sonra da, bir teldeki elektrik akımının bir manyetik alan ürettiğini kanıtlayan bulgularını yayınladı. Onun elektromanyetizma konusuna yaptığı katkılardan dolayı, manyetik indüksiyon, CGS birimine göre (oersted) olarak isimlendirilmiştir.

Ørsted'in bulguları, bilim camiasında elektrodinamike dair yoğun araştırmaların kapısını açtı. Bulgular, Fransız fizikçi André-Marie Ampère'in, akım taşıyan iletkenler arasındaki manyetik kuvvetleri tanımlayan matematiksel formu geliştirmesini sağladı. Ayrıca, Ørsted'in keşfi birleştirilmiş bir enerji kavramına doğru büyük bir adım oldu.

Michael Faraday tarafından gözlemlenen, James Clerk Maxwell tarafından genişletilen ve Oliver Heaviside ile Heinrich Hertz tarafından kısmen yeniden formüle edilen bu kavram birleştirme, 19. yüzyılda matematiksel fizikin en önemli başarılarından biridir. Bu başarı, ışığın doğasını anlamak gibi uzun erimli sonuçlar doğurmuştur. Işık ve diğer elektromanyetik dalgalar, kuantize olan, kendi kendine yayılan manyetik alan titreşimleri diyebileceğimiz foton formunu alır. Farklı salınım frekansları, elektromanyetik radyasyonun farklı biçimlerini doğurur; en düşük frekanslardaki radyo dalgalarından, orta frekanslardaki görünür ışığa, en yüksek frekanslardaki gama ışınına.

Ørsted, elektrik ve manyetizma arasındaki ilişkiyi inceleyen tek insan değildi. 1802 yılında Gian Domenico Romagnosi, İtalyan bir hukuk bilgini, elektrostatik yüklerle manyetik bir iğneyi saptırdı. Aslında, düzenekte galvanik akım yoktu ve bu nedenle elektromanyetizma da mevcut değildi. Keşfin bir dökümü, 1802 yılında, bir İtalyan gazetesinde yayınlandı. Ancak, çağın bilim camiası tarafından büyük ölçüde göz ardı edildi.[1]

Genel

Elektromanyetik kuvvet, bilinen dört temel kuvvetten biridir. Diğer temel kuvvetler: nükleonları oluşturmak için kuarkları bağlayan ve çekirdekleri oluşturmak için nükleonları bağlayan güçlü nükleer kuvvet, radyoaktif bozunmanın bazı türlerini oluşturan zayıf nükleer kuvvet ve kütleçekim kuvveti. Tüm diğer kuvvetler (sürtünme kuvveti gibi), neticede, parçacıkların hareketiyle sağlanan bu temel güçlerden ve momentumdan kaynaklanır.

Elektromanyetik kuvvet, kütleçekim kuvveti dışında, günlük hayatta nükleer ölçekte karşılaşılan tüm diğer olgulardan sorumludur. Kabaca; atomlar arası etkileşimlerden kaynaklanan tüm kuvvetler, elektrik yüklü atom çekirdeklerine ve atomların etrafındaki ve içindeki elektronlara etkiyen elektromanyetik kuvvetle ve bu parçacıkların hareketlerinden nasıl ivme kazandıklarıyla açıklanabilir. Buna, sıradan nesneleri "itme" veya "çekme" sırasında deneyimlediğimiz, vücutlarımızdaki ve bu nesnelerdeki her bir molekülün arasındaki moleküller arası kuvvetten doğan kuvvetler de dahildir. Aynı zamanda kimyasal olayın bütün formlarını içerir.

Elektronların hareketlerinin momentumları tarafından üretilen etkili kuvvet, elektronların birbirleriyle etkileşim içerisinde olan atomlar arasında bir diğer atoma momentum taşıyarak hareket etmesi, atom içi ve moleküller arası kuvvetlerin anlaşılmasında oldukça önemli ve gereklidir. Elektronlar toplamı, daha dar hale geldikçe, Pauli dışlama ilkesi'ne göre; minimum momentumları mutlaka artar. Moleküler düzeydeki maddenin, yoğunluğu da dahil olmak üzere durumu; elektronların taşıdığı momentumdaki değişimin oluşturduğu kuvvet ve elektromanyetik kuvvet arasındaki denge ile belirlenir.

Klasik elektrodinamik

Bilim insanı William Gilbert, De Magnete 'inde (1600), elektrik ve manyetizmanın, her ikisi de maddelerin itilmesi ve çekilmesine sebep olabilirken, farklı etkiler olduklarını ileri sürdü. Denizciler, yıldırımların pusula iğnelerini bozabildiklerini fark etmişlerdi, ama yıldırım ve elektrik arasındaki bağlantı, Benjamin Franklin 'in 1752'de gerçekleştirdiği deneylere kadar doğrulanamamıştı. İnsan yapımı elektrik akımı ve manyetizma arasındaki bağlantıyı ilk keşfedip yayınlayanlardan biri Romagnosi 'dir. Romagnosi, 1802 yılında bir teli bir elektrik pili boyunca bağlamanın yakındaki bir pusula iğnesini saptırdığını fark etti. Ancak bu etki, 1820 yılında Ørsted benzer bir deney gerçekleştirene kadar yaygın olarak bilinmedi.[2] Ørsted'in çalışması, Ampère'i elektromanyetizmaya dair matematiksel bir teori üretmek üzere etkiledi.

Klasik elektromanyetizma olarak bilinen elektromanyetizma teorisi, 19. yüzyıl boyunca çeşitli fizikçiler tarafından geliştirilmiş; önceki gelişmeleri tek bir teoriye toplayan ve ışığın elektromanyetik doğasını keşfeden James Clerk Maxwell 'in çalışmalarıyla sonuç bulmuştur. Klasik elektromanyetizmada, elektromanyetik alan; Maxwell denklemleri olarak bilinen bir dizi denkleme uyar ve elektromanyetik kuvveti Lorentz kuvvet yasası verir.

Klasik elektromanyetizmanın özelliklerinden biri, klasik mekanik ile bağdaştırılmasının zor; ancak, özel görelilik ile bağdaştırılabilir olmasıdır. Maxwell denklemlerine göre, bir vakum içindeki ışık hızı, evrensel bir sabittir. Bu sabit sadece electrical permittivity ve magnetic permeability of free space 'e bağlıdır. Bu, klasik mekaniğin köklü bir temel taşı olan Galilean invariance 'i ihlal eder. İki teoriyi uzlaştırmanın tek yolu, yayılan ışıkta ışık saçan eter 'in olduğunu varsaymaktır. Ancak, daha sonraki deneysel çalışmalar eterin varlığını tespit edemedi. Hendrik Lorentz'in ve Henri Poincaré'in önemli katkılarından sonra, 1905 yılında Albert Einstein, klasik kinematikleri, klasik elektromanyetizmayla uyumlu yeni bir kinematik teorisiyle değiştiren özel görelilik tanımıyla bu problemi çözdü. (Daha fazla bilgi için, bkz: özel görelilik tarihçesi.)

Ek olarak, görelilik teorisi gösterdi ki, hareketli referans sistemlerinde manyetik alan elektrik alan bileşeni sıfırdan farklı olan oluşturmaktadır, tersi elektrik alan için de geçerlidir. Yani manyetik alan ve elektik alan bir paranın iki farklı yüzü gibi düşünülebilir. İşte bu yüzden konunun adı “elektromanyetizma”dır. (Daha fazla bilgi için, bkz: Klasik elektromanyetizma ve özel görelilik.)

Fotoelektrik etkisi

Aynı yıl yayınlanan başka bir makalede, Albert Einstein, klasik elektromanyetizmanın köklü temellerini zayıflattı. Ona fizik dalında Nobel ödülü kazandıran fotoelektrik etkisi teorisi, sonradan foton olarak adlandırılacak olan parçacık benzeri şeylerde ışığın bulunabileceğini var sayıyordu. Einstein'ın fotoelektrik etki teorisi, Max Planck'ın 1900 yılında sunduğu morötesi katastrofunun çözümündeki kavramaları artırdı. Eserinde, Planck, sıcak nesnelerin farklı paketlerde elektromanyetik radyasyon yaydığını gösterdi. Bu da, siyah cisim ışıması olarak gerçekleşen sonlu, toplam bir enerji kavramıdır. Bu sonuçların her ikisi de, ışığın sürekli bir dalga olarak tanımlandığı klasik görüş ile doğrudan çelişmektedir. Planck'ın ve Einstein'ın teorileri, kuantum mekaniğinin atalarıdır. 1925 yılında formüle edilen bu mekanik, elektromanyetizmada kuantum teorisinin icadını gerektirmiştir. Kuantum elektrodinamiği (veya "QED") olarak bilinen bu teori, 1940'lı yıllarda tamamlanmıştır ve pertürbasyon teorisinin uygulanabilir olduğu durumlarda, fizikte bilinen en kesin teorilerden biridir.

Birimler

Elektromanyetik birimler, temel SI biriminin amper olduğu elektriksel birimler sisteminin bir parçasıdır. Temeli, elektrik akımlarının manyetik özelliklerine dayalıdır. Birimler şunlardır:

Elektromanyetik cgs sisteminde, elektrik akımı; elektrik akımı Ampère yasası tarafından tanımlanan temel bir niceliktir ve geçirgenliği birimsiz bir niceliktir (göreli geçirgenlik) ve bunun boş uzaydaki değeri birim değer (bu değer matematiksel işlemlerde 1 olarak kabul edilir) olarak kabul edilir. Sonuç olarak, bu sistemdeki eşitliklerle bağlantısı olan bazı denklemlerde ışık hızının karesi açıkça görünür.

SI (Uluslararası Birimler Sistemi) elektromanyetik birimler
Sembol Niceliğin adı Türetilmiş birimler Birim Temel birimler
IElektrik akımıAmper (SI temel birimi) A A (= W/V = C/s)
QElektrik yüküCoulombC A•s
U, ΔV, Δφ; EPotansiyel fark; Elektromotor kuvvetVoltV kg•m²•s−3•A−1 (= J/C)
R; Z; XElektrik direnci; Empedans; Reaktans ohm Ω kg•m²•s−3•A−2 (= V/A)
ρÖzdirençohm metre Ω•m kg•m³•s−3•A−2
PElectriksel güç WattW kg•m²•s−3 (= V•A)
CSığa FaradF kg−1•m−2•s4•A2 (= C/V)
EElektrik alan şiddeti Volt bölü metre V/m kg•m•s−3•A−1 (= N/C)
DElektrik yer değiştirme alanı Coulomb bölü metrekare C/m² A•s•m−2
εElektrik Geçirgenlik Farad bölü metre F/m kg−1•m−3•s4•A2
χeElektriksel duyarlılık (birimsiz)
G; Y; BConductance; Admittance; SusceptanceSiemensS kg−1•m−2•s3•A2 (= Ω−1)
κ, γ, σİletkenlik Siemens bölü metre S/m kg−1•m−3•s3•A2
BManyetik akı yoğunluğu, Manyetik indüksiyonTeslaT kg•s−2•A−1 (= Wb/m² = N•A−1•m−1)
ΦManyetik akıWeberWb kg•m²•s−2•A−1 (= V•s)
HManyetik alan şiddeti Amper bölü metre A/m A•m−1
L, MİndüktansHenry H kg•m²•s−2•A−2 (= Wb/A = V•s/A)
μManyetik Geçirgenlik Henry bölü metre H/m kg•m•s−2•A−2
χManyetik duyarlılık (birimsiz) - -

Ayrıca bakınız

Dipnotlar

  1. ^ Martins, Roberto de Andrade. "Romagnosi and Volta's Pile: Early Difficulties in the Interpretation of Voltaic Electricity". Fabio Bevilacqua and Lucio Fregonese (eds) (Ed.). Nuova Voltiana: Studies on Volta and his Times (PDF). vol. 3. Università degli Studi di Pavia. ss. 81-102. 30 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 2 Aralık 2010. 
  2. ^ Stern, Dr. David P. (25 Kasım 2001). "Magnetic Fields -- History". NASA Goddard Space Flight Center. 16 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Kasım 2009. 

Kaynakça

Web

Kitaplar

Konuyla ilgili yayınlar

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Fizik, maddeyi, maddenin uzay-zaman içinde hareketini, enerji ve kuvvetleri inceleyen doğa bilimi. Fizik, Temel Bilimler'den biridir. Temel amacı evrenin işleyişini araştırmaktır. Fizik en eski bilim dallarından biridir. 16. yüzyıldan bu yana kendi sınırlarını çizmiş modern bir bilim olmasına karşın, Bilimsel Devrim'den önce iki bin sene boyunca felsefe, kimya, matematik ve biyolojinin belirli alt dalları ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Buna karşın, matematiksel fizik ve kuantum kimyası gibi alanlardan dolayı fiziğin sınırlarını net olarak belirlemek güçtür.

<span class="mw-page-title-main">Elektromanyetik radyasyon</span>

Elektromanyetik radyasyon, elektromanyetik ışınım, elektromanyetik dalga ya da elektromıknatıssal ışın bir vakum veya maddede kendi kendine yayılan dalgalar formunu alan bir olgudur. Elektromanyetik dalgalar, yüklü bir parçacığın ivmeli hareketi sonucu oluşan, birbirine dik elektrik ve manyetik alan bileşeni bulunan ve bu iki alanın oluşturduğu düzleme dik doğrultuda yayılan, yayılmaları için ortam gerekmeyen, boşlukta c ile yayılan enine dalgalardır. Elektromanyetik dalgalar, frekansına göre değişik tiplerde sınıflandırılmıştır. Bu tipler sırasıyla :

Temel etkileşimler veya Temel kuvvetler, fiziksel sistemlerde daha temel etkileşimlere indirgenemeyen etkileşimlerdir. Bilinen dört temel etkileşim vardır. Bunlar uzun mesafelerde etkileri olabilen kütleçekimsel, elektromanyetik etkileşimler ve atomaltı mesafelerde etkili olan güçlü nükleer ve zayıf nükleer etkileşimlerdir. Her biri bir alan dinamiği olarak anlaşılmalıdır. Bu dört etkileşim de matematiksel açıdan bir alan olarak modellenebilir. Kütleçekim, Einstein'ın genel görelilik kuramı tarafından tanımlanan uzay-zamanın eğriliğe atfedilirken diğer üçü ayrı kuantum alanlar olarak nitelendirilir ve etkileşimlerine Parçacık fiziğinin Standart Modeli tarafından tanımlanan temel parçacıklar aracılık eder.

Dalga-parçacık ikililiği teorisi tüm maddelerin yalnızca kütlesi olan bir parçacık değil aynı zamanda da enerji transferi yapan bir dalga olduğunu gösterir. Kuantum mekaniğinin temel konsepti, kuantum düzeyindeki objelerin davranışlarında ‘’parçaçık’’ ve ‘’dalga’’ gibi klasik konseptlerin yetersiz kalmasından dolayı bu teoriyi işaret eder. Standart kuantum yorumları bu paradoksu evrenin temel özelliği olarak açıklarken, alternatif yorumlar bu ikililiği gelişmekte olan, gözlemci üzerinde bulunan çeşitli sınırlamalardan dolayı kaynaklanan ikinci dereceden bir sonuç olarak açıklar. Bu yargı sıkça kullanılan, dalga-parçacık ikililiğinin tamamlayıcılık görüşüne hizmet ettiğini, birinin bu fenomeni bir veya başka bir yoldan görebileceğini ama ikisinin de aynı anda olamayacağını söyleyen Kopenhag yorumu ile açıklamayı hedefler.

<span class="mw-page-title-main">Manyetik alan</span> elektrik yüklerinin bağıl hareketteki manyetik etkisini tanımlayan vektör alanı

Mıknatıssal veya manyetik alan, bir mıknatısın mıknatıssal özelliklerini gösterebildiği alandır. Mıknatısın çevresinde oluşan çizgilere de, mıknatısın o bölgede oluşturduğu manyetik alan çizgileri denir. Manyetik alan çizgilerinin yönü kuzeyden (N) güneye (S) doğrudur. Manyetik alan hareket eden elektrik yükleri tarafından, zamanla değişen elektrik alanlardan veya temel parçacıklar tarafından içsel olarak üretilir. Manyetik alan vektörel bir büyüklüktür. Yani herhangi bir noktada yönü ve şiddeti ile tanımlanır. Manyetik alan B harfiyle temsil edilir. SI birimi Sırp bilim insanı Nikola Tesla'nın soyadı Tesladır. Manyetik alan Lorentz kuvveti kullanılarak ölçüldüğü için birimi coulumb-metre/saniye başına Newtondur. Saniye başına coulomba bir amper dendiği için T=N(Am)-1 olarak da geçer. Tesla günlük olaylar için çok büyük bir birim olduğundan pratikte, gauss (G) kullanılmaktadır. 1 T=104 G

<span class="mw-page-title-main">Elektrik</span> elektrik yükünün varlığı ve akışı ile ilgili fiziksel olaylar

Elektrik, elektrik yüklerinin akışına dayanan bir dizi fiziksel olaya verilen isimdir. Elektrik sözcüğü Türkçeye Fransızcadan geçmiştir. Elektriğin Türkçe eş anlamlısı çıngı sözcüğüdür. Ayrıca Anadolu ağızlarında elektrik anlamında yaldırayık sözcüğü tespit edilmiştir. Elektrik, pek çok farklı şekillerde var olabilir. Örneğin, yıldırımlar, durgun elektrik, elektromanyetik indüksiyon ve elektrik akımı gibi. Ek olarak, elektriğin elektromanyetik radyasyon, radyo dalgaları gibi oluşumları olduğu bilinmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Elektrik yükü</span> bir nesnenin elektriksel alan ile etkileşimi neticesinde ölçülebilen fiziksel özelliği

Elektrik yükü veya elektriksel yük, bir maddenin elektrik yüklü diğer bir maddeyle yakınlaştığı zaman meydana gelen kuvvetten etkilenmesine sebep olan fiziksel özelliktir. Pozitif ve Negatif olmak üzere iki tür elektriksel yük vardır. Pozitif yüklü maddeler, diğer pozitif yüklü maddeler tarafından itilirken, negatif yüklü olanlar tarafından çekilir; negatif yüklü maddeler de negatif yüklüler tarafından itilir ve pozitif olanlar tarafından çekilir. Bir cisimde negatif yükler pozitif yüklere dominantsa, negatif yüklüdür; tersi durumdaysa pozitif yüklüdür; dominantlık söz konusu değilse yüksüzdür. Uluslararası Birim Sistemi (SI) elektrik yükünü coulomb (C) olarak adlandırırken, elektrik mühendisliğinde amper-saat (Ah) olarak ve kimyada da elemanter yük (e) olarak adlandırmak mümkündür. Q sembolü genellikle yükü ifade etmek için kullanılır. Yüklü cisimlerin birbirleriyle nasıl iletişimde olduklarını anlatan çalışma klasik elektromanyetizmadır ve kuantum mekaniğinin göz ardı edilebildiği ölçüde doğrudur.

<span class="mw-page-title-main">Manyetizma</span> class of physical phenomena

Manyetizma, manyetik alan tarafından oluşturulan fiziksel bir olgudur. Elektrik akımı ya da temel bir parçacık herhangi bir manyetik alan yaratabilir. Bu manyetik alan aynı zamanda diğer akımları ve manyetik momentleri de etkiler. Manyetik alan her maddeyi belli bir ölçüde etkiler. Kalıcı mıknatıslar üzerindeki etkisi en çok bilinen bir durumdur. Kalıcı mıknatıslar ferromanyetizmadan dolayı kalıcı manyetik momente sahiptir. Ferromanyetizma kelimesinde yer alan “ferro” ön eki demir elementinin isminden türetilmiştir. Çünkü kalıcı mıknatıs ilk olarak “manyetit – Fe3O4” adı verilen demir elementinin doğal bir formu olarak gözlemlenmiştir. Çoğu madde kalıcı momente sahip değildir. Bazıları manyetik alan tarafından çekilirken (paramanyetizm); bazıları manyetik alan tarafından itilir (diyamanyetizm). Bazıları ise herhangi bir manyetik alana maruz kaldığında daha karmaşık durumlara sevk olur. Manyetik alan tarafından ihmal edilecek ölçüde etkilenen maddeler ise manyetik olmayan maddeler olarak bilinir. Bunlar bakır, alüminyum, gazlar ve plastiktir. Ayrıca, saf oksijen sıvı hale kadar soğutulduğunda manyetik özellikler gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Hans Christian Ørsted</span> Danimarkalı fizikçi ve kimyager

Hans Christian Ørsted, elektrik akımlarının manyetik alan oluşturduğunu keşfeden Danimarkalı fizikçi ve kimyager.

Lorentz kuvveti, fizikte, özellikle elektromanyetizmada, elektromanyetik alanların noktasal yük üzerinde oluşturduğu elektrik ve manyetik kuvvetlerin bileşkesidir. Eğer q yük içeren bir parçacık bir elektriksel E ve B manyetik alanın var olduğu bir ortamda v hızında ilerliyor ise bir kuvvet hissedecektir. Oluşturulan herhangi bir kuvvet için, bir de reaktif kuvvet vardır. Manyetik alan için reaktif kuvvet anlamlı olmayabilir, fakat her durumda dikkate alınmalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Mıknatıslık</span>

Mıknatıslık veya manyetizma,, fizikte (doğabilimde), aracılığı ile gereçlerin diğer gereçler üzerine çekici veya itici güç uyguladıkları olgulardan biridir. Kolayca saptanabilen mıknatıssal özelliklere sahip gereçlerden bazıları, demir, çeliğin birkaç türü ve manyetit bileşikleridir; ancak, tüm gereçler, mıknatıssal alanların varlığından farklı derecelerde etkilenirler.

Her şeyin kuramı (HŞK), bilinen tüm fizik fenomenlerini bağlayan, onları tümüyle açıklayan ve yürütülen herhangi bir deneyin sonucunu prensipte tahmin edebilen kuramsal fizikte farazi bir kuramdır. Kuram; kuvvetli etkileşim, elektromanyetik etkileşim, zayıf etkileşim ve kütleçekim etkileşimi olmak üzere dört temel etkileşimden hareket ederek bu etkileşimler için gerekli olan değiş tokuş bozonlarını da her bir etkileşim türü için farklı özellikleri ile söz konusu sınıflandırmaya dahil eden standart modelin aslında ortak bir çatı altında toplanabileceği fikrinden yola çıkmıştır. Elektromanyetik ve zayıf etkileşimin Abdus Salam, Sheldon Glashow ve Steven Weinberg tarafından kısmen birleştirilmesi bazı umutlar doğurduysa da, aradan geçen zamana rağmen deneyleri ve kuramları tatmin edecek nitelikte yeni birleştirimler henüz sağlanamamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Alan (fizik)</span>

Alan, fizik kuramlarında kullanılan, matematikteki cebirsel alanın tüm özelliklerini taşıyan terim. Genellikle bu etki 100 nanometre ve daha küçük skalalarda etkili olur. Bu etki nanoteknolojiyle aynı ölçeğe denk gelir. Bir alan mekan ve zaman içinde her bir nokta için bir değeri olan bir fiziksel miktardır. Örneğin, hava durumu, rüzgâr hızı uzayda her nokta için bir vektör atayarak tarif edilmektedir. Her bir vektör bu noktada hava hareketinin hızını ve yönünü temsil eder.

<span class="mw-page-title-main">Klasik elektromanyetizma</span>

Klasik elektromanyetizm, klasik elektromıknatıslık ya da klasik elektrodinamik teorik fiziğin elektrik akımı ve elektriksel yükler arasındaki kuvvetlerin sonuçlarını inceleyen dalıdır. kuantum mekaniksel etkilerin ihmal edilebilir derecede küçük olmasını sağlayacak kadar büyük ölçütlü sistemler için elektromanyetik fenomenlerin mükemmel bir açıklamasını sunar.

<span class="mw-page-title-main">Hareket eden mıknatıs ve iletken problemi</span> düşünce deneyi

Hareketli mıknatıs ve iletken problemi 19. yüzyılda ortaya çıkan, klasik elektromanyetizma ve özel görelilik kesişimi ile ilgili ünlü bir düşünce deneyidir. Mıknatısa göre sabit hız (v) ile hareket eden iletkendeki akım, mıknatısın ve iletkenin referans sistemlerinde hesaplanır. "Sadece "göreli" hareket gözlemlenebilir, diğerlerinin mutlak bir standardı yoktur." diye belirten temel görelilik ilkesi doğrultusunda, deneydeki gözlemlenebilir miktar olan akım, her durumda aynıdır. Ancak, Maxwell denklemlerine göre, iletkendeki yük, mıknatıs referans sisteminde "manyetik kuvvete" ve iletken referans sisteminde "elektrik kuvvetine" maruz kalır. Aynı olgu, gözlemcinin referans sistemine bağlı olarak iki farklı tanımları var gibi görünebilir.

Elektromanyetik indüksiyon, değişen bir alana maruz kalmış bir iletkenin üzerindeki potansiyel fark (voltaj) üretimidir.

Fizikteki eter teorileri, eterin ortamın varlığı için gerekli olan boşluk doldurucu ve elektromanyetizma veya kütleçekim kuvvetlerinin yayılması için gerekli olduğu madde olduğunu öne sürmektedir. Çeşitli eter teorileri ortam ve madde konularını somutlaştırmaktadır. Bu erken zamanın modern eteri adını aldığı klasik elementle çok az ortak özelliğe sahiptir. Özel göreliliğin gelişiminden sonra eter teorisi artık modern fizikte kullanılmamaktadır ve yerini daha soyut modeller almıştır.

Özel görelilik kuramı tarihi, birçok teorik sonuçtan ve Albert A. Michelson, Hendrik Lorentz, Henri Poincaré ve diğerleri tarafından elde edilmiş ampirik bulgulardan oluşmaktadır. Tüm bunlar Albert Einstein ve daha sonrasında Max Planck, Hermann Minkowski ve diğerleri tarafından önerilen özel görelilik kuramının bir sonucudur.

Elektromanyetik kuvvetlerin insan anlayışının zaman çizelgesi olduğu elektromanyetizma zaman çizelgesi, iki bin yıl öncesine dayanmaktadır. Bu çizelge, elektromanyetizma, ilgili teoriler, teknoloji ve olayların tarihinin içinde oluşumlarını listeler.

<span class="mw-page-title-main">Manyetik tek kutup</span>

Manyetik monopol, parçacık fiziğinde yalıtılmış tek bir manyetik kutbu olan kuramsal bir temel parçacıktır. Daha teknik terimlerle açıklanacak olursa, bir manyetik monopol net manyetik yükü olan bir parçacıktır. Bu teori köklerini manyetik monopollerin varlığını öngören parçacık teorileri, özellikle büyük birleşim ve süper sicim teorilerinden alır. Çubuk şeklindeki mıknatısların manyetik alanı ve elektromanyetikler manyetik monopollerden kaynaklanmazlar. Manyetik monopollerin varlığını kanıtlayan herhangi bir deneysel veri yoktur. Bazı yoğun madde sistemleri efektif manyetik monopol, quasi parçacığını veya matematiksel olarak manyetik monopollerle benzeşen bazı fenomenleri barındırır.