İçeriğe atla

Kimya

Kimya, maddenin yapısını, özelliklerini, birleşimlerini, etkileşimlerini, tepkimelerini araştıran ve uygulayan bilim dalıdır.[1][2] Kimya bilmi daha kapsamlı bir ifadeyle maddelerin özellikleriyle, sınıflandırılmasıyla, atomlarla, atom teorisiyle, kimyasal bileşiklerle, kimyasal tepkimelerle, maddenin hâlleriyle, moleküller arası ve moleküler kuvvetlerle, kimyasal bağlarla, tepkime kinetiğiyle, kimyasal dengenin prensipleriyle vb konularla ilgilenir. Kimyanın en önemli dalları arasında analitik kimya, anorganik kimya, organik kimya, fizikokimya ve biyokimya sayılır.

Kimya sözcüğünün kökeni

"Kimya" sözcüğüyle simya sözcüğünün aynı kökten geldiği tahmin edilmektedir. On yedinci yüzyılda "kimya" ve "simya" sözcükleri aynı bilimsel disiplini tanımlamak için ayırt edilmeksizin kullanılmışlardır. Ancak 18'inci yüzyılda bu iki sözcük arasında bir ayrım gözetilmeye başlanmış, "simya" daha çok metalden altın yapmakla ilgili uğraşları tanımlamak için kullanılmıştır.[3] "Simya" sözcüğünün Arapça "al kimya" (الكيمياء‎) sözcüğünden türediği,[4] bu Arapça sözcüğün de Grekçe'de "himya" (metal eritmek anlamına gelen χημεία ya da χημία) sözcüğünden türetildiği de iddia edilmektedir.[5]

Tarihi

Element Polihedron Yüzey Sayısı Üçgen Sayısı
AteşDört yüzlü4 24
HavaSekiz yüzlü (Octahedron)8 48
SuYirmi yüzlü (Icosahedron)20 120
ToprakKüp 6 24

Kimyanın tarihi "simya öncesi dönem", "simya dönemi", "geleneksel kimya ve "modern kimya" dönemleri olmak üzere 4 ana başlık altında toplanarak incelenir.

Simya öncesi

Kimyanın bilinen tarihi Antik Mısır döneminde başlamıştır. M.Ö. 2000'li yıllarda Mısırlılar'ın kimyasal yöntemler kullanarak kozmetik tozlar ürettikleri iddia edilmektedir.[6] Kral Hammurabi döneminde (MÖ 1792-1750) Babiller altın, gümüş, cıva, kurşun, demir ve bakır gibi metalleri tanımlamış ve bu metallere semboller vermiştir.[7] Erken Yunan felsefeciler (Sokrates öncesi düşünürler) doğal olayları doğaüstü olmayan nedenlerle açıklamaya çalışmışlar,[8] bunun sonucunda da bu dönemde simya öncesi kimya biliminin temelleri atılmıştır. Miletli Tales (MÖ 624 – MÖ 546) maddenin prensiplerini araştırmış ve suyun evrenin temel maddesi olduğunu öne sürmüştür.[9] Bir diğer Miletli Anaksimandros (MÖ 610- MÖ 546) suyun karşıtı olan ateşin nasıl oluştuğunu sorgulamıştır.[10] Empedokles (MÖ 490-430) evrenin 4 temel element ateş, hava, su ve topraktan oluştuğunu iddia etmiştir.[11] Empedokles'in tanımına göre toprak katı maddeleri, su sıvı maddeleri ve metalleri, hava gazları ifade etmekteydi. Bununla beraber ateşi de bir süreçten çok sıvı, gaz ve katı gibi maddenin bir hali olarak tanımlamıştır. Demokritos'un hocası Leukippos evrenin iki çeşit elementten oluştuğunu (boşluk ve katı) ifade etmiş, boşluğun ve katılığın evrendeki tüm elementleri oluşturduğunu ifade etmiştir.[12] Democritus (MÖ 460-370) Leukippos ile birlikte atomcu teoriyi geliştirmiştir.[13] Maddelerin yapı taşı olarak daha küçük parçalara ayrılamayan atomlar Leucippus ve Democritus'un geliştirdiği bir felsefe sistemi olarak kabul edilmesine rağmen Platon bu atomculuk teorisine bölünemezlik prensibini eklemiştir. Plato evreni oluşturan 4 temel elementin geometrik katılardan oluştuğunu bu katıların da üçgen yüzeylerden oluştuğunu iddia etmiştir.[14] Aristoteles (MÖ 384-323) elementlerin özellikleri düşüncesini geliştirmiştir. Farklı elementlerin farklı özellikleri olduğunu ve bunun çeşitli nicel değişkenlere bağlı olduğunu ifade etmiştir. Bu nicel özellikleri değiştirildiğinde bir elementin başka bir elemente dönüştürülebileceğini ve maddelerin değişim halinde olduğunu iddia etmiştir.[15]

Simya dönemi

Felsefe Taşının Peşinde Simyacı, Joseph Wright (1771)
Sceptical Chymist, Simyadan Kimya'ya evrilişi işaret eden eser, Robert Boyle 1661

Aristoteles'in fikirlerinden etkilenen simyacılar (yaklaşık M.Ö. 320-MS 300) yılları arasında Yunanca konuşulan Akdeniz kıyılarında, Mısır'da, İran'da Aristoteles ve diğer Yunan filozofların teorilerini pratiğe geçirmeye başlamışlardır.[16][17] Yine bu dönemde ilk defa simyacılar ucuz metallerden altın elde etmeyi mümkün kılması düşünülen felsefe taşını üretmeye çalışmışlardır.[7]
13. yüzyıla gelindiğinde simya tüm Avrupa kıtasında yaygın bir hale gelmiş, örneğin dönemin önemli bilim adamlarından Raymundus Lullus[18] İngiltere kralı tarafından İngiltere'ye basit metalden altın üretmesi için davet edilmiştir.[7] 13. yüzyılın başlarında dönemin ünlü simyacıları Roger Bacon[19] (1214/1220–1292), Albertus Magnus[20] ve Raymundus Lullus basit metalden altın üretme yöntemleri dışında simyanın diğer alanlarına yönelip, simyanın günümüz kimyasına yaklaşmasına öncü olmuşlardır.[21]

14. yüzyılda Katolik Kilisesi simya karşıtı taraf olmuş ve 1317 yılında Papa John XXII simyacılığı yasaklamıştır.[22]

17. yüzyıla gelindiğinde simya göreceli olarak az da olsa hâlâ varlığını sürdürmekteydi. 17. yüzyılın etkin bilim adamlarından Robert Boyle 1661 yılında döneminde büyük yankı uyandıran eseri The Sceptical Chymist'i yayımlamıştır.[23] Aristoteles'in 4 element teorisini ret eden bu kitap aynı zamanda simyanın döneminin de sona erdiğini işaret etmekteydi.[24]
Simya döneminde simyacıların araştırmaları ve deneyleri vasıtasıyla birçok laboratuvar tekniği geliştirilmiş ve çeşitli bileşik ve elementler keşif edilmiştir.[5]

Geleneksel kimya

Geleneksel kimya dönemi, 17'nci yüzyılın sonlarından başlayarak 19'uncu yüzyılın başlarına kadar sürmüştür. Alman bilim insanı Johann Joachim Becher, 17. yüzyıl ortalarında yanma ile ilgili Phlogiston teorisini geliştirdi. Bu teoriye göre; her yanıcı madde, "phlogiston" adı verilen kokusuz, renksiz, tatsız ve ağırlıksız bir içeriğe sahipti ve bu içerik yanma gerçekleştiğinde yanıcı madde tarafından ortama salınmaktaydı.[25]

Lavoisier ve Eşi

Bu teori daha sonra Georg Ernst Stahl tarafından daha popüler bir hale getirilmiş, 18. yüzyılın büyük bir kısmında genel kabul görmeye devam etmiştir.[26] 1785 ile 1787 yılları arasında Fransız fizikçi Coulomb günümüzde "Coulomb yasası" olarak adlandırılan benzer yüklü maddelerin birbirini ittiği, karşıt yüklülerin de birbirini çektiği ve bu çekim ya da itim kuvvetinin hesaplanması için gerekli denklemi de içeren kanunu bulmuştu.[27] Phlogiston teorisi, 18. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Lavoisier tarafından çürütüldü. Daha önceden Phlogiston teorisine göre de-phlogiston maddesi olarak adlandırılan maddenin oksijen olduğu keşfedildi.[28] 1803 yılında İngiliz bilim insanı John Dalton, atom teorisini ortaya attı. Bu teoriye göre; farklı elementlerin atomları, farklı ağırlıklara sahiptir. Bu teorinin bazı ilkeleri;

  • Bütün maddeler atomlardan meydana gelmektedir.
  • Atomlar daha küçük parçalara ayrılamazlar.
  • Aynı elementin bütün atomları birbirinin aynısıdır.
  • Farklı elementler farklı atomlara sahiptir.
  • Atomların yeniden düzenlenmesi sonucu kimyasal tepkimeler meydana gelir.
  • Bileşikler elementlerden meydana gelirler.

şeklinde özetlenebilir.[29] John Dalton'un teorisiyle modern kimyanın temelleri de atılmış oldu.[30]

Dmitri Ivanowitsh Mendeleev, periyodik tablo ile tanınır.

Modern kimya

19. yüzyıldan itibaren gelen sürece "modern kimya dönemi" adı verilir. Heinrich Geißler (1814-1879) 1854 yılında suyun en yüksek yoğunluğa 3.8 °C ulaştığını kendi icat ettiği bir mekanizmayla göstermiştir (daha sonra bu sıcaklığın 3.98 °C olduğu bulunmuştur).[31] Daha sonra Geisslerin icat ettiği vakum tüpüyle William Crookes atom teorisinde ilerlemeler kaydetmiş ve katot ışınını keşfetmiştir.[32]

Eugene Goldstein (1850-1930)'ın çalışmaları protonun varlığını ispatlamıştır. J. J. Thomson (1856 – 1940) kendi atom modelini geliştirmiş ve 1906 yılında Nobel fizik ödülünü kazanmıştır.[33] Mendeleyev periyodik tabloyu 1869 yılında Kimyanın Prensipleri adlı eserinde yayımlamıştır. Bu periodik tabloda bilinen 63 elementi atom ağırlıklarına ve benzer özelliklerine göre sıralamıştır.[34] Marie Curie (1867 – 1934) radyoaktiviteyi ve sonrasında Polonyum ve Radyum'u keşetmiştir.[35] 1911 yılında Nobel kimya ödülünü kazanmıştır.[36] Ernest Rutherford 3 çeşit radyoaktifliği alfa parçacığı (+), beta parçacığı (-) ve gama ışınını keşfetmiştir.[37][38][39] Bu gelişmelerin sonrasında ve öncesinde daha birçok bilim insanının katkısıyla kimya bilimi günümüze ulaşmıştır. 2011 yılı Birleşmiş Milletler tarafından uluslararası kimya yılı ilan edilmiştir.[40]

Temel kavramlar ve konular

Asitler ve bazlar

Tanım Asit Baz Tepkimeleri
Bronsted-Lowry tanımına göre
Lewis tanımına göre
Asit-Baz Temel Tanımlar


Antik Yunanistan ve Antik Mısır'da belli başlı asitler ve bazlar halihazırda sınıflandırılmışlardı.[41] Yunanlar ekşimsi tat veren sirke gibi maddeleri ὀξύς (ekşi) olarak adlandırmışlar,[42] daha sonra bu sözcük Latinceye acere olarak geçmiş[43] ve Avrupa dillerindeki anlamı da latinceden türeyerek bu dillere geçmiştir. Oksijen elementinin adı da Antoine Lavoisier'in oksijeni (asid üreten anlamında) hatalı tanımlamasından kaynaklanmaktadır.[44] Asit ve bazların farklı tanımları mevcuttur.
Arhenius’un tanımına göre;

Asit, suda çözüldüğünde çözeltiye H+ bırakan maddelerdir.
Baz ise, OH- bırakan maddelerdir.[45]

Bronsted-Lowry tanımına göre;

Asit, proton (H+) bırakan maddelere denir.
Baz, proton kabul eden maddelerdir.[46]

Lewis Teorisine göre;

Asit, H+ iyonu gibi, çözeltiden elektron eksilten maddelerdir.[47] Baz ise, elektron veren maddelerdir. Diğer tanımlardan farklı olarak sadece elektron alışverişi üzerine kurulmuş bir tanımlamadır.[48]

Asit-baz tepkimeleri

Asit ve baz etkileşim halinde bırakıldıklarında, tuz üreterek bir diğerini nötrleştirme eğilimi gösterirler. HCl ve NaOH'ın tepkimesi NaCl bileşiği (tuz) ve su üretir.[49] HCl + NaOH → NaCl + H2O

Atomun yapısı

John Dalton

1803-1808 yılları arasında öğretmenlik mesleğini yerine getirmekte olan John Dalton kimyanın iki temel yasası olan kütlenin korunumu ve sabit oranlar'ı kullanarak temel atom teorisini tanımlamıştır. Dalton'un atom teorisi üç ana önermeyi içermekteydi.[50] Bunlar;

  1. Her kimyasal element küçük, bölünemeyen atom olarak adlandırılan parçacıklardan oluşmaktadır.
  2. Aynı elementin atomları birbirine ağırlık ve özellikleri bakımından benzerdirler, fakat farklı elementlerin atomları birbirinden farklıdırlar.
  3. Herhangi bir bileşik oluşurken, farklı elementler basit bir sayısal oranda birleşirler. Örneğin A atomu B atomuyla birleşip AB bileşiğini oluşturuyorsa, 2AB bileşiğini oluşturmak için 2A 2B'ile tepkimeye girmek zorundadır.[51]

Dalton'un atom teorisini tanımlamasından yaklaşık yüzyıl sonra atomun temel parçacıkları keşif edilmiştir. 1897 yılında elektron,[52] 1909 yilinda proton[53] ve 1932 yilinda nötron[54] keşif edilmiştir.

Atom'un temel parçacıkları keşif edildikten sonraki dönemde birçok isim atom teorisine kayda değer katkılar sağlamıştır. Bu isimlerden bazıları Einstein, De Broglie, Schrodinger ve Heisenberg'dir.
Kuantum teorisi elektronların parçacık olmakla birlikte, aynı zamanda dalga özelliklerine sahip olduğunu göstermiştir. Modern atom teorisine göre atom etrafı olasılık bulutlarıyla (orbital) çevrili atom çekirdeğinden oluşmaktadır. Bu olasılık bulutları da elektronların en olası bulundukları yerleri ifade etmektedir. Dalga denklemleri kullanılarak bu orbitallerin şekli ve büyüklüğü hesaplanabilmektedir.[55]

Parçacık Kütle Yük Anti Parçacık Sembol Keşif Teori
Nötron1,674927351(74)×10-27 kg[56]0 Antinötronn0James Chadwick (1932)[57]Ernest Rutherford (1920)[57]
Proton1,672621777(74)×10-27 kg[56]+1 e
1,602176565(35)×10-19 C
Antiprotonp+Ernest Rutherford (1917–1919, isimlendirilmesi; 1920) William Prout (1815)
Elektron9,10938291(40)×10-31 kg[56]-1 e
-1,602176565(35)×10-19 C
Pozitrone J. J. Thomson (1897) G. Johnstone Stoney (1874)
Atomun temel parçacıkları


Moleküllerin yapısı

Molekül birbirine bağlı bir grup atomun oluşturduğu kimyasal bileşiklerin en küçük temel yapısına verilen addır.[58] Diğer bir ifadeyle bir molekül bir bileşiği oluşturan atomların eşit oranlarda bulunduğu en küçük birimdir. Moleküller yapılarında birden fazla atom içerirler. Bir molekül aynı iki atomun bağlanması sonucu ya da farkı sayılarda farklı atomların bağlanması sonucu da oluşabilirler. Bir su molekülü 3 atomdan oluşur; iki hidrojen ve bir oksijen. Bir hidrojen peroksit molekülü iki hidrojen ve iki oksijen atomundan oluşur. Diğer taraftan bir kan proteini olan gamma globulin 19996 sayıda atomdan oluşmakla birlikte sadece 4 çeşit farklı atom içerir; hidrojen, karbon, oksijen ve nitrojen.[59] Molekülleri oluşturan kimyasal bağlara Moleküler bağlar denir. Bunlar kovalent, iyonik ve metalik bağlardır.[60]

Moleküler bağlar

Bir molekülün atomları arasında oluşan bağlardır. Moleküller arası bağlardan daha kuvvetlidirler.[61] Bir su molekülünün atomlarını bir arada tutan bağ moleküler bağlara örnektir. Öte yandan su moleküllerini buz halindeyken bir arada tutan bağlar ise moleküller arası bağlara örnektir. Moleküler bağlar kovalent, iyonik ve metalik bağlardır.

Moleküller arası kuvvetler

Moleküller arası kuvvetler, bir bileşiğin molekülleri arasında bulunan çekim kuvvetleridir. Bu kuvvetler bir bileşiğin katı, sıvı ya da gaz halinde bulunmasında, kaynama ve erime noktalarının değerinde ve çözünürlüğünde önemli rol oynar.[62] Moleküller arası kuvvetler Van der Waals kuvvetleri ve hidrojen bağıdır.[63]

Bileşikler

Su, amonyak, karbonmonoksit ve karbondioksit gibi aşina olduğumuz maddeler aslında kimyasal bileşiktir. Bunların yanında daha az aşina olduğumuz sakkaroz (çay şekeri), asetilsalisilik asit (aspirin) ve askorbik asit (C vitamini) de kimyasal bileşiklere örnek teşkil etmektedirler. Bütün bu bileşiklerin ortak özelliği her birinin iki ya da daha fazla elementten oluşuyor olmalarıdır. Öyleyse, kimyasal bileşik iki ya da daha fazla elementin atomlarının oluşturduğu aynı özelliklere sahip moleküllerin oluşturduğu maddelerdir.[64] Kimyasal bileşikler, moleküler bileşik ve iyonik bileşik olmak üzere ikiye ayrılır.

Bileşik çeşitleri

Tanım Kimyasal Formül
Empirik FormülCH2O
Moleküler FormülC2H4O2
Yapısal Formül
Asetik Asit

1. Moleküler bileşik moleküllerden oluşmaktadır. Bu moleküller genel olarak metal olmayan birbirine kovalent bağla bağlı atomlardan oluşmaktadırlar. Moleküler Bileşikler kimyasal formüllerle ifade edilirler. Bu formüller de bileşiğin içerdiği elementleri ve bu elementlerin birbirine orantılı sayılarını vermektedir. Formül çeşitleri;

Empirik formül molekül hakkında çok fazla bilgi vermemekle birlikte sadece elementlerin orantısal sayılarını vermektedir. Örneğin, CH2O empirik formülü hem C2H4O2 hem de C6H12O6 molekülleri için aynıdır.
Moleküler formül molekülü oluşturan elementlerin sayılarını vermektedir. C6H12O6 moleküler formüle örnektir.
Yapısal formül ise molekülün içerisindeki bağlarıda göstermektedir.

2. İyonik bileşik pozitif ve negatif iyonların elektrostatik çekimle birleşimi sonucu oluşan bileşiklerdir.

Çözeltiler

Sıcaklığın çözünmeye etkisi:
soldaki karışım sıcak su sağdaki karışım ise soğuk su içermektedir.

Çözelti, bir ya da daha fazla maddenin (solute) moleküler düzeyde başka bir maddenin (solvent) içine karışıp, oluşturduğu homojen karışımdır.[65] Bazı yaygın çözeltilere hava (02, N2 ve diğer bazı gazlar), doğalgaz (CH4, C2H6 ve diğer birçok madde), deniz suyu (su, tuz vs.), sirke (su ve asetik asit) ve pirinç (kalay, kurşun gibi çözeltiler örnek olarak verilebilir.

Çözünürlük

Çözünürlük, bir maddenin bir solvent içerisinde çözünme miktarını ifade etmek için kullanılır. Genellikle çözünen maddenin miktarının (solute) solventin hacmine bölünmesiyle elde edilir.[66] Çözünürlüğü etkiyen faktörler;

olarak sıralanabilinir.[67]

Elektrokimya

Elektrokimya elektrik ve kimyasal değişimler arasındaki ilişkileri inceler. Kendiliğinden gelişen birçok kimyasal tepkime sonucunda elektrik akımı oluşmaktadır. Öte yandan elektrik akımı kendiliğinden gelişmeyen birçok tepkimenin gerçekleştirilmesinde kullanılmaktadır. Elektroliz süreciyle elektrik enerjisi kimyasal enerjiye dönüştürülebilmektedir.[68]

Kimyasal bağlar

Kimyasal bağ farklı atomların elektronlarının etkileşimi sonucu oluşur ve atomları bir arada tutar. Kimyasal bağ atomlar arası elektron alışverişi sonucu oluşuyorsa iyonik bağ, eğer ortak paylaşım sonucu oluşuyorsa kovalent bağ olarak adlandırılır. Elektronların metal atomları arasında paylaşımı sonucu oluşuyorsa da buna metalik bağ denir.[69]

Kinetik

Kimyasal kinetik, kimyasal tepkimeleri tepkime hızı, değişkenlerin tepkimeye etkileri, atomların yeniden dizilişi ve ara ürünlerin oluşumu gibi açılardan ele alır.[70]

Stokiyometri

Stokiyometri, kimyasal bir tepkimede bulunan reaktanların ve ürünlerin miktarlarının birbirleriyle olan sayısal ilişkilerini inceler. Dengedeki bir kimyasal tepkime ifadesinde, katsayılar kaç mol reaktanın bir diğer bir reaktanla tepkimeye girmek için gerekli olduğunu ve bu tepkimeden kaç mol ürün elde edileceğini ortaya koymada kullanılan metottur.[71] Dengede olan bir tepkimede reaktanların ve ürünlerin miktarları arasında bölen ve bölünen kısımlarında pozitif tam sayılar içeren bir orantı oluştumaktadır. Örneğin metan'ın oksijen'le tepkimesinde, 1 molekül karbondioksit ve 2 molekül su oluşması için 1 molekül Metan 2 molekül oksijen ile tepkimeye girmelidir.[72] CH4 + 2O2 → 1CO2 + 2H2O

Termodinamik

Termodinamik, enerji, ısı, entropi ve ekserji gibi fiziksel kavramlarla ilgilenen bilim dalı. Termodinamik her ne kadar sistemlerin madde ve/veya enerji alış-verişiyle ilgilense de, bu işlemlerin hızıyla ilgilenmez. Bundan dolayı aslında termodinamik denilirken, denge termodinamiği kastedilir. Zamana bağlı termodinamik olaylarla, denge halinde olmayan termodinamik ilgilenir.

Kimyanın temel kanunları

Kimyanın ana bilim dalları

Kimya'nın ana alt dalları şöyle sıralanabilinir;[73]

Kaynakça

Genel
  • Ralph H. Petrucci... [et (2010) al.],. General chemistry : principles and modern applications (10th ed. bas.). Toronto: Pearson Prentice Hall. ISBN 9780132064521
Özel
  1. ^ "Chemistry". oxforddictionaries.com. 1 Ağustos 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Aralık 2012. 
  2. ^ "Kimya". tdkterim.gov.tr. Erişim tarihi: 1 Aralık 2012. []
  3. ^ "alchemy". library.usyd.edu.au/. 30 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Aralık 2012. 
  4. ^ "alchemy". oxforddictionaries.com. 11 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Aralık 2012. 
  5. ^ a b "Kimya Tarihi" (PDF). ukek2.atauni.edu.tr/. 30 Aralık 2013 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  6. ^ "First-chemists". newscientist.com. 8 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  7. ^ a b c "History". realscience.breckschool.org. 7 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  8. ^ "presocratics". plato.stanford.edu. 15 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  9. ^ "Thales". iep.utm.edu. 6 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  10. ^ "anaximan". iep.utm.edu. 13 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  11. ^ "empedocles". philosophy.gr. 13 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  12. ^ "leucippus". plato.stanford.edu. 22 Nisan 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  13. ^ "democritus". philosophy.gr. 19 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  14. ^ "atomism". plato.stanford.edu. 17 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  15. ^ "aristotle". chemistry.mtu.edu. 18 Şubat 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  16. ^ "alchemy". crystalinks.com. 14 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  17. ^ "alchemy". public.wsu.edu. 13 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  18. ^ Lynam, Robert (1827). The British Essayists: Knox's essays. s. 261. 
  19. ^ "roger-bacon". plato.stanford.edu. 5 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  20. ^ "albert-great". plato.stanford.edu. 27 Haziran 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  21. ^ "theearlyhistoryofchemistry". angelfire.com. 26 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  22. ^ "Crime of Falsification". levity.com. 25 Nisan 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  23. ^ "Sceptical Chymist". books.google.com. 8 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  24. ^ "chemhist". columbia.edu. 22 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  25. ^ "PhlogistonTheory". chemistry.mtu.edu. 18 Nisan 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  26. ^ "phlogiston-theory". infoplease.com. 3 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  27. ^ "lectures". farside.ph.utexas.edu. 9 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  28. ^ "Lavoisier". mattson.creighton.edu. 2 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  29. ^ "1803". rsc.org. 20 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  30. ^ Thackray, Arnold W. (4 Ocak 2009). "The Emergence of Dalton's Chemical Atomic Theory: 1801-08". The British Journal for the History of Science. 3 (01). s. 1. doi:10.1017/S0007087400000169. ISSN 0007-0874. 
  31. ^ "Heinrich-Geissler". britannica.com. 19 Haziran 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  32. ^ "Cathode Ray". crtsite.com. 31 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  33. ^ "thomson-bio". nobelprize.org. 17 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  34. ^ "mendeleev". chemistry.co.nz. 21 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  35. ^ "curie". aip.org. 17 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  36. ^ "marie-curie". nobelprize.org. 26 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  37. ^ "Alpha particle". britannica.com. 15 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  38. ^ "beta-particle". britannica.com. 26 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  39. ^ "gamma-ray". britannica.com. 30 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  40. ^ "Anasayfa". chemistry2011.org. 4 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2012. 
  41. ^ Peatrowsky, Joe. "asitler". 3 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Aralık 2012. 
  42. ^ "chronicles" (PDF). pubs.acs.org. 3 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 3 Aralık 2012. 
  43. ^ "lavoisier". dwb4.unl.edu. 12 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Aralık 2012. 
  44. ^ "Oksijen". education.jlab.org. 2 Ağustos 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Aralık 2012. 
  45. ^ "Acid". intro.chem.okstate.edu. 3 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Kasım 2012. 
  46. ^ "Asit". files.chem.vt.edu/. 22 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Kasım 2012. 
  47. ^ "Lewis". /chemed.chem.purdue.edu/. 6 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Kasım 2012. 
  48. ^ "Acids_and_Bases". chemwiki.ucdavis.edu. 3 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Kasım 2012. 
  49. ^ "acidbase". hyperphysics.phy-astr.gsu. 22 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2012. 
  50. ^ Petrucci ... [et al.], Ralph H. (2010). General chemistry : principles and modern applications (10. ed. bas.). Toronto: Pearson Prentice Hall. ISBN 978-0-13-206452-1. 
  51. ^ "dalton-postulates". antoine.frostburg.edu. 27 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2012. 
  52. ^ "thomson1897". /web.lemoyne.edu. 24 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2012. 
  53. ^ Mehta, Neeraj (2011). Applied Physics for Engineers. Prentice-Hall of India Pvt.Ltd. s. 833. ISBN 978-81-203-4242-2. 
  54. ^ "neutrondis". hyperphysics.phy-astr.gsu.edu. 3 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2012. 
  55. ^ "outlines". www.sunapee.k12.nh.us. 21 Mart 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Aralık 2012. 
  56. ^ a b c Mohr, P.J.; Taylor, B.N. and Newell, D.B. (2011), "The 2010 CODATA Recommended Values of the Fundamental Physical Constants" 9 Ekim 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  57. ^ a b 1935 Nobel Prize in Physics 3 Ekim 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Nobelprize.org.
  58. ^ "Molecule". oxforddictionaries.com. 24 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Kasım 2012. 
  59. ^ al.], Ralph H. Petrucci ... [et (2010). General chemistry : principles and modern applications (10. ed. bas.). Toronto: Pearson Prentice Hall. s. 5. ISBN 978-0-13-206452-1. 
  60. ^ "Moleküller ve Katılar" (PDF). anadolu.edu.tr. 15 Mart 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Kasım 2012. 
  61. ^ "İntermolecular bond". chemed.chem.purdue.edu. 26 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Kasım 2012. 
  62. ^ "Forces". cosm.georgiasouthern.edu. 11 Şubat 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Aralık 2012. 
  63. ^ "organic_molekullerarasi". kimyatr.com. 21 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Aralık 2012. 
  64. ^ "chemical-compound". britannica.com. 24 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Aralık 2012. 
  65. ^ "Chemical solution". medical-dictionary.thefreedictionary.com. 10 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Aralık 2012. 
  66. ^ "solubility". britannica.com. 30 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Aralık 2012. 
  67. ^ "chapter3d". citycollegiate.com. 16 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Aralık 2012. 
  68. ^ "electrochemistry". britannica.com. 6 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Şubat 2013. 
  69. ^ "chemicalbonds". chemistry.about.com. 7 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mart 2013. 
  70. ^ "Chemical kinetics". science.uwaterloo.ca. 11 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mart 2013. 
  71. ^ "stoichiometry". chemistry.boisestate.edu. 15 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mart 2013. 
  72. ^ "The-conservation-of-matter". .britannica.com. 29 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mart 2013. 
  73. ^ "chemistry-subdisciplines". thecanadianencyclopedia.com. 27 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Mart 2013. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hidrojen</span> sembolü H ve atom numarası 1 olan kimyasal element

Hidrojen, sembolü H, atom numarası 1 olan kimyasal bir element. Standart sıcaklık ve basınç altında renksiz, kokusuz, metalik olmayan, tatsız, oldukça yanıcı ve H2 olarak bulunan bir diatomik gazdır. 1,00794 g/mol'lük atomik kütlesi ile tüm elementler arasında en hafif olanıdır. Periyodik cetvelin sol üst köşesinde yer alır. Hidrojenin adı, Yunancada "su oluşturan" anlamına gelen ὑδρογόνο'dan (idrogono) kelimesinden gelir.

<span class="mw-page-title-main">Karbon</span> sembolü C ve atom numarası 6 olan kimyasal element; bilinen tüm yaşamın ortak unsuru

Karbon, doğada yaygın bulunan ametal kimyasal elementtir. Evrende bolluk bakımından altıncı sırada yer alan karbon, kızgın yıldızlarda hidrojenin termonükleer yanmasında temel rol oynar. Dünyada hem doğal halde, hem de başka elementlerle bileşik halinde bulunan karbon, ağırlık olarak Dünya'nın yerkabuğunun yaklaşık %0,2'sini oluşturur. En arı (katışıksız) biçimleri elmas ve grafittir; daha düşük arılık derecelerinde maden kömürünün, kok kömürünün ve odun kömürünün bileşeni olarak bulunur. Atmosferin yaklaşık % 0,05'ini oluşturan ve bütün doğal sularda erimiş olarak bulunan karbon dioksit, kireç taşı ve mermer gibi karbonat mineralleri, kömürün, petrolün ve doğalgazın başlıca yapıtaşları olan hidrokarbonlar, en bol bulunan bileşikleridir.

<span class="mw-page-title-main">Kimyasal reaksiyon</span> iki veya daha fazla maddenin birbiri ile etkileşmesi sonucu kendi özelliklerini kaybederek yeni özellikte maddeler oluşturması

Kimyasal tepkime ya da kimyasal reaksiyon, iki veya daha fazla maddenin birbiri ile etkileşmesi sonucu kendi özelliklerini kaybederek yeni özellikte maddeler oluşturmasıdır. Kimyasal olay ve kimyasal değişme kavramlarıyla eşanlamlıdır. Kimyasal reaksiyonların test edilmesi için Periyodik tablo metalleri ile aside koyarak yapılabilir.

Kimya yasaları, kimya ile ilgili olan doğa yasalarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Molekül kütlesi</span>

Bir kimyasal bileşiğin molekül kütlesi, bu bileşiğin bir molekülünün birleşik atom kütle birimi u cinsinden kütlesidir. Bağıl bir değer olduğundan bir maddenin molekül kütlesine yaygın olarak bağıl moleküler kütle denir ve Mr. diye de kısaltılır.

<span class="mw-page-title-main">Molekül</span> birbirine bağlı gruplar halindeki atomların oluşturduğu kimyasal bileşiklerin en küçük temel yapısı

Molekül, birbirine bağlı gruplar halindeki atomların oluşturduğu kimyasal bileşiklerin en küçük temel yapısına verilen addır. Diğer bir ifadeyle bir molekül bir bileşiği oluşturan atomların eşit oranlarda bulunduğu en küçük birimdir. Moleküller yapılarında birden fazla atom içerirler. Bir molekül aynı iki atomun bağlanması sonucu ya da farklı sayılarda farklı atomların bağlanması sonucunda oluşabilirler. Bir su molekülü 3 atomdan oluşur; iki hidrojen ve bir oksijen. Bir hidrojen peroksit molekülü iki hidrojen ve 2 oksijen atomundan oluşur. Diğer taraftan bir kan proteini olan gamma globulin 1996 sayıda atomdan oluşmakla birlikte sadece 4 çeşit farklı atom içerir; hidrojen, karbon, oksijen ve nitrojen. Molekülleri oluşturan kimyasal bağlara Moleküler bağlar denir. Bunlar kovalent, iyonik ve metalik bağlardır.

<span class="mw-page-title-main">Organik kimya</span> karbon temelli bileşiklerin yapılarını, özelliklerini, tepkimelerini ve sentez yollarını inceleyen kimya dalı

Organik kimya, organik bileşiklerin ve organik maddelerin yani karbon atomlarını içeren çeşitli formlardaki maddelerin yapısını, özelliklerini ve reaksiyonların bilimsel çalışmasını içeren, kimyanın bir alt dalıdır. Yapının incelenmesi yapısal formüllerini belirler. Özelliklerin incelenmesi, fiziksel ve kimyasal özellikleri ve davranışlarını anlamak için kimyasal reaktivitenin değerlendirilmesidir. Organik reaksiyonların incelenmesi doğal ürünlerin, ilaçların ve polimerlerin kimyasal sentezini ve bireysel organik moleküllerin laboratuvarda ve teorik çalışma yoluyla incelenmesidir.

Dalton atom modeli, John Dalton'un 1805 yılında bugünkü atom modelinin ilk temellerini attığı modelidir. Katlı oranlar yasasını bulmuştur. Dalton'un atom kuramına göre elementler, kimyasal bakımdan birbirinin aynı olan atomlar içerirler. Farklı elementlerin atomları birbirinden farklıdır. Bu atom teorisine göre kimyasal bir bileşik, iki veya daha çok sayıda elementin basit bir oranda birleşmesi sonucunda meydana gelir. Kimyasal tepkimelere giren maddeler arasındaki kütle ilişkilerine istinaden, Dalton atomların bağıl kütlelerini de bulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Kovalent bağ</span> İki atom arasında elektronun paylaşılması

Kovalent bağ, atomlar arasında elektron çiftleri oluşturmak için elektronların paylaşımını içeren kimyasal bağdır. Bu elektron çiftlerine paylaşılan çiftler veya bağ çiftleri denir. Atomlar arasında elektronları paylaştıklarında çekici ve itici kuvvetlerin kararlı dengesine kovalent bağ denir. Birçok molekül için elektronların paylaşılması her atomun kararlı elektronik gruplaşmasına denk gelen tam değerlik kabuğunun eşdeğerine ulaşmasına olanak tanır.

<span class="mw-page-title-main">Kimyasal bağ</span> atomları birbirine bağlanmasını ve bir arada kalmasını sağlayan kuvvet

Kimyasal bağ, atomların veya iyonların molekülleri, kristalleri ve diğer yapıları oluşturmak üzere birleşmesidir. Bağ, iyonik bağlar'da olduğu gibi zıt yüklü iyonlar arasındaki elektrostatik kuvvetten veya kovalent bağ'larda olduğu gibi elektronların paylaşılmasından veya bu etkilerin bazı kombinasyonlarından kaynaklanabilir. Açıklanan kimyasal bağların farklı mukavemetleri vardır: kovalent, iyonik ve metalik bağlar gibi "güçlü bağlar" veya "birincil bağlar" ve dipol-dipol etkileşimleri, London dağılım kuvveti ve hidrojen bağı gibi "zayıf bağlar" veya "ikincil bağlar" vardır.

Kimyasal formül, bir kimyasal birleşiği oluşturan atomlar hakkında detaylı ve açık bilgi veren bir yöntemdir. Moleküler bileşikler için, içindeki elementleri kimyasal sembolleriyle, o elementlerin sayısını da o atomun yanındaki sayılarla belirtirler. Eğer bir molekül, birden çok atom içeriyorsa, bu atomların nicelikleri, yanlarında altyazı olarak belirtilir. İyonik bileşikler ve moleküler olmayan maddeler içinse, atomların girdiği oranlar, bu altyazılarla belirtilir.

<span class="mw-page-title-main">Organik bileşik</span> karbon-hidrojen bağları içeren kimyasal bileşik

Organik bileşikler, molekülleri karbon içeren kalabalık kimyasal bileşikler sınıfındandır. Aşağıda sunulan tarihsel nedenlerden dolayı, bu bileşiklerin küçük bir kısmı, örneğin karbonatlar, basit karbon oksitleri ve siyanürlerin yanı sıra, karbon allotropları inorganik kabul edilir. "Organik" ve "inorganik" karbon bileşikleri arasındaki ayrım "kimyanın geniş alanını düzenlemek için yararlı olsa da, çoğunlukla rastgeledir".

<span class="mw-page-title-main">Bileşik</span> Kimyasal olarak bağlanmış birden fazla elementten oluşan madde

Kimyasal bileşik, kimyasal bağlarla bir arada tutulan birden fazla kimyasal elementin atomlarını içeren birçok özdeş molekülden oluşan kimyasal maddedir. Dolayısıyla tek bir elementin atomlarından oluşan bir molekül bileşik değildir. Bir bileşik, diğer maddelerle etkileşimi içerebilen kimyasal reaksiyonla farklı bir maddeye dönüştürülebilir. Bu süreçte atomlar arasındaki bağlar kırılabilir ve/veya yeni bağlar oluşabilir.

<span class="mw-page-title-main">Fonksiyonel grup</span> içinde bulundukları moleküllerin karakteristik kimyasal tepkimelerinden sorumlu belli atom grupları

Organik kimyada fonksiyonel grup, içinde bulundukları moleküllerin karakteristik kimyasal tepkimelerinden sorumlu belli atom gruplarıdır. Aynı fonksiyonel grup aynı veya benzer kimyasal tepkimere girer, ait olduğu molekülün büyüklüğünden bağımsız olarak.

Oksit, içeriğinde en az bir adet oksijen atomu ve en az bir adet başka element içeren bileşiklere verilen genel isimdir. Soy gazlar oksitleri oluşturmazlar. OF2 ve KMnO4 oksit değildir.

<span class="mw-page-title-main">Aromatiklik</span>

Organik kimyada bazı atom halkalarının yapısı beklenenin üstünde kararlıdır. Doymamış bağlar, yalın elektron çiftleri veya boş orbitallerden oluşan konjüge bir halkanın konjüge olmasından beklenecek kararlılıktan daha yüksek bir kararlılık gösterme özelliğine aromatiklik denir. Aromatiklik, halkasal delokalizasyon ve rezonansın bir belirtisi olarak da düşünülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Kimyasal madde</span> sabit bir kimyasal bileşimi ve karakteristik özelliklere sahip bir madde türü

Kimyasal madde, kimyevî madde veya kısaca kimyasal, sabit bir kimyasal bileşimi ve karakteristik özelliklere sahip bir madde türüdür. Bu kimyasal bağlar bozulmadan, fiziksel ayırma yöntemleri ile bileşenlerine ayrılmaz. Bu kimyasallar katı, sıvı veya gaz hâlinde olurlar.

Kimyada kimyasal enerji, pil, ampul ve hücre gibi bir kimyasal maddenin tepkime esnasındaki değişiminin potansiyelidir. Kimyasal bağ kurma veya koparma sonucu enerji açığa çıkar. Bu enerji bir kimyasal sistem tarafından ya emilir ya da yayılır.

Organik reaksiyonlar, organik maddelerin tepkimelerine verilen genel addır.

<span class="mw-page-title-main">Yöresizleşmiş elektron</span> bir katı metal, iyon veya molekülde bulunan elektronların tek bir atom veya kovalent bağ ile ilişkili olmaması

Yöresizleşmiş elektronlar veya delokalize elektronlar bir katı metal, iyon veya molekülde bulunan elektronların tek bir atom veya kovalent bağ ile ilişkili olmamasını tanımlar.