İçeriğe atla

Tâlût

        
Saul ve David

Tâlût, Şaul veya Şaul Ben Kiş (שאול המלך, Şaul HaMelekh, Kral Şaul) (İbranice:שָׁאוּל, Şaul, Arapça:طالوت,Tālūt), Tanah'taki kitaplardan olan Samuel kitabı ve 1 Tarihler ve Kur'an'da[1] adı geçen MÖ 1047 ile MÖ 1007 yılları arasında İsrail Krallığı'nın ilk kralıydı.[2] Hakim Samuel tarafından krallığa seçilen Şaul zamanında başkent Gibeah'tı. Antik Filistinliler ile Gilboa Dağında yaptığı savaş sonucu yaralandı ve oğlu Yonatan'ı kaybetti. Bunun üzerine savaş meydanında öleceğini anlayan Şaul, düşmanın kılıcıyla ölmektense intihar etmeyi yeğledi.

Şaul öldükten sonra yerine oğlu Iş-boşet ve hasımı Davud taht için mücadele etti. Krallığının ikinci senesinde Iş-boşet öldürülünce yerine Davud geçti.

Şaul'un yaşamı ve hükümdarlığıyla ilgili hikâyeler Tanah'ın Samuel kitabı'nda yer alır.

Kur'an'da bahsi geçen âyetler[3]

  • Mûsâ’dan sonra İsrailoğullarının ileri gelenlerini görmedin mi (ne yaptılar)? Hani, peygamberlerinden birine, “Bize bir hükümdar gönder de Allah yolunda savaşalım” demişlerdi. O, “Ya üzerinize savaş farz kılındığı halde, savaşmayacak olursanız?” demişti. Onlar, “Yurdumuzdan çıkarılmış, çocuklarımızdan uzaklaştırılmış olduğumuz halde Allah yolunda niye savaşmayalım” diye cevap vermişlerdi. Ama onlara savaş farz kılınınca içlerinden pek azı hariç, yüz çevirdiler. Allah zalimleri hakkıyla bilendir. (2, 246)
  • Peygamberleri onlara, “Allah size Tâlût’u hükümdar olarak gönderdi” dedi. Onlar, “O bizim üzerimize nasıl hükümdar olabilir? Biz hükümdarlığa ondan daha lâyığız. Ona zenginlik de verilmemiştir” dediler. Peygamberleri şöyle dedi: “Şüphesiz Allah onu sizin üzerinize (hükümdar) seçti, onun bilgisini ve gücünü artırdı.” Allah mülkünü dilediğine verir. Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir. (2, 247)
  • Peygamberleri onlara şöyle dedi: “Onun hükümdarlığının alameti size o sandığın gelmesidir. Onda Rabbinizden bir güven duygusu ve huzur ile Mûsâ ailesinin, Hârûn ailesinin geriye bıraktığından kalıntılar vardır. Onu melekler taşımaktadır. Eğer inanmış kimselerseniz bunda şüphesiz, sizin için kesin bir delil vardır.” (2, 248)
  • Tâlût ordu ile hareket edince, “Şüphesiz Allah sizi bir ırmakla imtihan edecektir. Kim ondan içerse benden değildir. Kim onu tatmazsa işte o bendendir. Ancak eliyle bir avuç alan başka.” dedi. İçlerinden pek azı hariç, hepsi ırmaktan içtiler. Tâlût ve onunla beraber iman edenler ırmağı geçince, (geride kalanlar) “Bugün bizim Câlût’a ve askerlerine karşı koyacak gücümüz yok.” dediler. Allah’a kavuşacaklarını kesin olarak bilenler (ırmağı geçenler) ise şu cevabı verdiler: “Allah’ın izniyle büyük bir topluluğa galip gelen nice küçük topluluklar vardır. Allah sabredenlerle beraberdir”. (2, 249)
  • (Tâlût’un askerleri) Câlût ve askerleriyle karşı karşıya gelince şöyle dediler: “Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bastır ve şu kâfir kavme karşı bize yardım et.” (2, 250)
  • Derken, Allah’ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Davud, Câlût’u öldürdü. Allah ona (Davud’a) hükümdarlık ve hikmet verdi ve ona dilediğini öğretti. Eğer Allah’ın; insanların bir kısmıyla diğerlerini savması olmasaydı, yeryüzü bozulurdu. Ancak Allah, bütün âlemlere karşı lütuf sahibidir. (2, 251)

Kaynakça

Antik İsrail
  1. ^ Kur'an 2:247
  2. ^ "Tanah karakterleri". 9 Şubat 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mart 2009. 
  3. ^ "Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali" 12 Mart 2005 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Diyanet İşleri Başkanlığı
  • Samuel kitabı

Dış okumalar

Şaul
Şaul hanedanlığı
Resmî unvanlar
Önce gelen
-
İsrail Kralı
MÖ 1047-1007
Sonra gelen
İşboşet

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bakara Suresi</span> Kuranın 2. suresi

Bakara Suresi, Kur'an'ın ikinci suresidir. Kur'an'ın en uzun suresi olan Bakara Suresi, 286 ayetten oluşur.

Peygamber veya yalvaç, Tanrı aracılığıyla bir dini veya dinî öğretiyi yaymakla görevlendirildiğine inanılan kişidir. Peygamberler ayrıca dinî terminolojide âyet, işaret veya mûcize denilen doğaüstü güç veya olayların kendilerine atfedildiği mitolojik veya yarı mitolojik insanlardır. İbrahimî dinlerin inananları, peygamberlerin Tanrı'dan aldıkları “vahiy” adlı mesajları diğer insanlara ulaştırdıklarına inanırlar.

<span class="mw-page-title-main">Davud</span> İsrail ve Yehuda kralı

Davud, Tanak'a göre, Birleşik İsrail Krallığı'nın kralı olmuş bir Yahudi kraldı. İşboşet'in yerine gelir ve tahtı kendisinden sonra oğlu Süleyman'a bırakır.

İman, etimolojik olarak güvenmek ve samimiyetle inanmak anlamlarına gelir. Kur'an'da sadece bir olan Allah'a ve kendisinin mesajına güvenmek anlamına gelmektedir. Genel anlamda bir dine ya da yaşam tarzına gönülden bağlanmak anlamı taşır.

Kıyâmet günü için Kur'an'da Saat, Hesap Günü, Hüküm (Ceza) Günü (74:46), Karar (Ayrım) Günü (44:40) Toplanma Günü (42:7) ve Sur'a üflendiği gün ifadeleri de geçmektedir. Kıyamet inancı İslam inancının (Akaid) bir parçası ve inancın temel prensiplerinden biridir. Kıyamet Günündeki imtihanlar ve kargaşalar Kur'an ve hadislerde tasvir edilmiş müfessirlerin yorumlarında ve Gazzâlî, Ebü'l-Fidâ İbn Kesîr, İbn Mâce, Muhammed b. İsmâil Buhârî gibi din bilginlerinin kitaplarında ele alınmıştır. Kur'an'a göre her insan yaptıklarından ötürü kıyamet günü yargılanacaktır.

Haram, din kurallarına aykırı olan, dinî bakımdan kesinlikle yasak olan eylemleri tanımlayan bir din terimidir.

İslam peygamberleri, İslâm dininde Âdem ile başlayıp Muhammed ile son bulan ve peygamber oldukları kabul edilen dinî şahsiyetlere denir.

<span class="mw-page-title-main">İsmail</span>

İsmail veya Yişmael, Tanah ve Kur'an'da bahsedilen İbrani din büyüğü. Yahudilikte, Hristiyanlıkta ve İslamda, İbrahim'in ilk oğlu olarak geçer. Özellikle İslam'da önemi oldukça yüksektir.

<span class="mw-page-title-main">İbrahim</span> Yahudilik, Hristiyanlık ve İslamın müştereken kabul ettiği peygamber, bu dinlerin ortak atası

İbrahim, Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam gibi İbrahimî dinlerin ortak atasıdır. Yahudilikte, Yahudiler ile Tanrı arasındaki özel ilişkinin kurucu babası, Hristiyanlıkta, Yahudi ya da Yahudi olmayan tüm inananların ruhsal atası, İslam'da ise Adem ile başlayan ve Muhammed'de sona eren peygamberler zincirinin bir halkasıdır.

İslâm'da iman, İslam dininin esaslarına inanmaktır. İslam'a göre kişinin kurtuluşa erebilmesi için iman etmesi şarttır. İnanç konusunda ise, farklı mezheplerin farklı görüşleri bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Müzzemmil Suresi</span> Kuranın 73. suresi

Müzzemmil Suresi, Kur'an'ın 73. suresidir. Sure, 20 ayetten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Nazi'at Suresi</span> Kuranın 79. suresi

Nâzi'åt Sûresi, Kur'an'ın 79. suresidir. Sure 46 ayetten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Mesih</span> kurtarıcı olarak beklenen figür

İbrahimî dinlerde mesih, bir grup insanın kurtarıcısı veya özgürlüğe kavuşturucusudur. Geleneksel Yahudilikte maşiah, mesihçilik veya Mesih Çağı gibi kavramlar, kutsal mesh yağıyla meshedilmiş bir seçkine atıfta bulunan Tanah'la ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Bedir Muharebesi</span> İslam tarihinde Müslümanlar ile Mekkeli paganların yaptığı ilk savaş

Bedir Muharebesi, 13 Mart 624 tarihinde İslam peygamberi Muhammed komutasındaki Müslümanların, Mekke'nin Kureyşli paganlarla yaptığı ilk savaştır. Müslüman ordusu, Ebu Cehil'in önderlik ettiği Kureyş ordusunu savaş meydanında mağlup etmiş, Ebu Cehil de dahil olmak üzere toplam 70 Kureyşli ölmüştür. Bu muharebe, Müslümanların yaptığı ve kazandığı ilk savaştır. Savaş sonrası Kureyşlilerin başına geçen Muhammed'in kayınbabası Ebu Süfyan, Müslümanlardan intikam almak için yemin etmiş ve Kureyşli paganlar ile Müslümanlar arasındaki çatışmalar hız kazanmıştır.

İctihad, İslam hukukçusunun sosyal hayatta şeriatın birincil kaynaklarında yer almayan sorunları çözmek amacıyla fıkıh usûlü prensiplerini kullanarak hükme varmak için zihinsel çaba harcamasına verilen Arapça terim.

Tahrif, Müslümanlar tarafından kullanılan Arapça bir sözcüktür ve Yahudiler ile Hristiyanların, kendi kutsal yazılarını değişiklikleri iddiasına atıfta bulunur. Kur'an’ı ve diğer hadisleri temel alan Gelenekçi Müslüman âlimler, Yahudilerin ve Hristiyanların, Tanrı Kelamını değiştirdiklerini iddia ederler.

<span class="mw-page-title-main">İsrail Krallığı (birleşik monarşi)</span> Birleşik monarşili İsrail devleti

Birleşik İsrail Krallığı Tanah'ta anlatıldığı üzere İsrail topraklarında MÖ 1050 ve MÖ 930 yılları arasında var olmuş bir birleşik monarşiydi.

Samuel kitapları, Yeşu, Hakimler ve Krallar kitaplarıyla birlikte Nevi'im'in İlk Peygamberler bölümünü oluşturur. Peygamberler aracılığıyla Tevrat'ı doğrulayıp onun açıklamasını yapar.

<span class="mw-page-title-main">Câlût</span> Tanah, Eski Ahit ve Kuranda bahsi geçen savaşçı dev

Câlût ya da Golyat MÖ 11. yüzyılda yaşadığına inanılan ve Tanah, Eski Ahit ve Kur'an'da bahsi geçen savaşçı dev. İsrail Krallığı'nın gelecekteki hükümdarı Davud ile yaptığı ve kaybettiği düello ile bilinir.

İsa'nın bakireden doğuşu, İsa'nın annesi Meryem tarafından Kutsal Ruh'un gücüyle ve cinsel ilişki olmadan hamile kaldığı şeklindeki Hıristiyan öğretisidir. Hristiyanlar öğretiyi İsa'nın insani ve ilahi doğalarının karışımının bir açıklaması olarak görürler. Doğu Ortodoks Kiliseleri, İznik İnancı'na dahil edilmesi nedeniyle doktrini sahih kabul eder ve Katolik Kilisesi, İznik İnancı'nın yanı sıra Havarilerin İmanı aracılığıyla da onu inanç için gerekli kılar. Bununla birlikte, bakireden doğumu kabul etmenin doğru inanç sayıldığı, ancak bunu inkâr etmenin sapkınlık sayılmadığı birçok çağdaş kilise vardır.