İçeriğe atla

Nuh

Kontrol Edilmiş
Nuh
Nuh'u tasvir eden bir görsel
DoğumLameh oğlu Nuh
Mezopotamya (tahmin)
Defin yeriAğrı veya Nahçıvan
Diğer ad(lar)ıİkinci Âdem [1]
MeslekMarangozluk
Tanınma nedeniNuh Tufanı, Kutsal kitaplar, Bilim ve Teori kitapları
Çocuk(lar)Sâm, Hâm, Yâfes [2]

Nuh (İbraniceנֹחַ‎, romanize: Nōaẖ; Amharca: ኖህ, Noḥ; Arapçaنُوح, Nūḥ; Yunanca: Νῶε, Nôe), İbrahimî dinlerde kendisinden söz edilen Tufan peygamberidir. Tevrat'ta Nuh'un 950 yıl yaşadığına işaret edilir.[3] Kur'an'da ise kaç yıl yaşadığı bildirilmemiş, yalnızca kendisinin 950 yıl boyunca kavmi içinde yaşadığı belirtilmiştir.[4] İnanışa göre Tufan'dan önce Allah'ın emriyle büyük bir gemi inşa etmiş ve bu gemiye "Nuh'un Gemisi" denmiştir.

Nuh hikâyesinin kökeni

Tevrat ve Kur'an'da Nuh ile ilgili ifadeler, Babiller ve Sümerlerin tufan anlatılarındaki (Gılgamış Destanı) Ziusudra / Utnapiştim karakterleri ile büyük benzerlikler gösterir. Mezopotamya'da toplumu derinden etkileyen bir sel felaketi üzerine üretilen ve toplum hafızasına kazınan destanlarının İbranilerin Babil Sürgünü dönüşünde yazılan Tevrat nüshalarına aktarıldığı düşünülmektedir. Ancak bu aktarımlar, her kültür ve coğrafi bölgede yeni ve yerel özellikler ile değiştirilerek yeniden yazım şeklinde gerçekleşmiştir.[5]

Tevrat'a göre soyağacı

Nuh'un gemisinin bir kopyası
 
 
 
 
 
 
 
 
Âdem
 
Havva
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kabil
 
 
 
Habil
 
 
 
Şit
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Enoh
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Enoş
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
İrad
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kenan
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Mehuyael
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Mahalalel
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Metuşael
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yared
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Adah
 
Lameh
 
 
 
Tsillah
 
 
 
Enoh
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yaval
 
Yuval
 
Tuval-Kayin
 
Naamah
 
Metuselah
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Lameh
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Nuh
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Sam
 
Ham
 
Yafes

Tevrat’a göre Nuh, Âdem’in yaratılışından 1056, ölümünden 126 yıl sonra doğmuştur. Hayatının ilk 500 yılı hakkında Kitâb-ı Mukaddes'te bir bilgi yoktur. Tevrat’ın naklettiğine göre Nuh zamanında insanlar çok bozulmuştu ve yeryüzünde kötülük hüküm sürüyordu. Örneğin Âdem'in oğlu olan Şît'in çocukları, diğer oğlu Kabil'in soyundan gelen kızlarla evlenmiş ve bunun sonucunda şiddet yanlısı kötü bir nesil ortaya çıkmıştı. Tevrat'a göre, bu nesil kötülükte çok daha fazla ileri gittikleri için, Tanrı insanı yarattığına pişman olmuş ve büyük bir tufanla bütün insanlığı, hayvanları, sürüngenleri ve kuşları yok etmeye karar vermişti. Sadece Nuh, Tanrı'nın gözünde değerliydi; çünkü kendisi sadık ve eksiksiz birisiydi.[3][6] Büyük Tufan, Nuh 600 yaşında iken başlar.

Michelangelo'ya ait, 1508-1510 tarihli "Nuh'un Kurbanı" (Sistina Şapeli, Vatikan)

Oğulları ve temel ırklar

Yaratılış Kitabı'na göre Nuh'un üç oğlu vardır ve üç oğlundan üç temel ırk meydana gelmiştir.[7]

  • Sam (Sami ırkının atası)
    • Oğulları: Elam, Asşur (Asur), Arfakşad, Lud ve Aram
  • Ham (Hami ırkının atası)
    • Oğulları: Cush, Mizraim, Fut ve Kenan
  • Yafes (Yafetik ırkın atası)
    • Oğulları: Gomer, Magog, Maday, Yavan, Tubal, Meşek ve Tiras

İslam inancında Nuh

İbn-i Abbas'tan rivayete göre Nuh 480 yaşındaydı. 120 yıl süren peygamberliği boyunca onları Allah'a çağırdı. Ona karşı geldiler ve onu yalanladılar. Allah ona gemi yapmasını emretti. Gemiyi yaptı ve 600 yaşında olduğu hâlde içine bindi. Boğulanlar boğuldu, bundan sonra o, 350 yıl daha yaşadı. Tufan yükseldi ve bütün yeryüzünü kapladı. Adem'le Nuh arasında 2200 yıl vardır. İnanca göre Tufan 40 yıl sürmüştür.[8]

İslam geleneğinde Nuh ile İbrahim arasında da 950 yıl olduğuna inanılır. Kur'an'da Nuh Müminun Suresi, Ankebut Suresi 14. ayet ve Nuh suresinde benzer ifadelerle anlatılır:

Nuh'un gemisi, Zubdat-al Tawarikh
  • Şüphesiz biz Nûh’u, kavmine, “Kendilerine elem dolu bir azap gelmeden önce kavmini uyar” diye peygamber olarak gönderdik.
  • Nûh şöyle dedi: “Ey kavmim! Şüphesiz, ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım. ...
  • Size ne oluyor da Allah için bir vakar ummuyorsunuz?
  • Hâlbuki o sizi evrelerden geçirerek yaratmıştır.
  • Görmediniz mi Allah yeri göğü, tabaka tabaka nasıl yaratmıştır?
  • Onların içinde nasıl ayı bir ışık, güneşi de bir kandil yapmıştır?
  • Allah, sizi (Âdem'i) yerden bitirdi.
  • Sonra sizi yine oraya döndürecek ve kesinlikle sizi (yeniden) çıkaracaktır.
  • Allah yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır ki, oradaki geniş yollarda yürüyesiniz.
  • Nûh dedi ki: “Rabbim! Gerçekten onlar bana karşı geldiler, malı ve çocuğu ancak kendi hüsranını artıran kimselere uydular.
  • Şöyle dediler: ‘Sakın ilâhlarınızı bırakmayın. Hele hele Vedd’i, Süvâ’ı, Yeğus’u, Ye’ûk’u ve Nesr’i hiç bırakmayın.
  • Hataları yüzünden suda boğuldular ve cehenneme sokuldular da kendileri için Allah’tan başka yardımcılar bulamadılar.
  • Nûh şöyle dedi: “Ey Rabbim! Kâfirlerden hiç kimseyi yeryüzünde bırakma!
  • Rabbim! Beni, ana babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlerin de ancak helâkini arttır.(71:1-28
  • "Andolsun ki, Nuh'u kavmine gönderdik de içlerinde elli eksik bin (dokuz yüz elli) yıl kaldı, derken zulümlerini sürdürürlerken onları tufan yakalayıverdi." Ankebut 14 /Kur'an

Tartışmalar

Evrensel tufan efsanesi günümüz bilimsel ve jeolojik verilerine uymamakta,[9] dinsel mantık açısından da kendilerine peygamber gönderilmeyen diğer toplumların da aynı felaketle yok ediliyor oluşu gibi sorunlar ortaya çıkarmakta, yeni yorumlar Kur'an'ın tufan olayını yerel bir afet olarak ele aldığı yaklaşımı üzerinden yapılmaktadır. Tufanın gerçekleştiği bölge için de Mezopotamya bölgesine işaret edilmektedir.[10] Ancak bu yaklaşımlar yerel bir afet için büyük bir gemi inşası ve bu gemiye az sayıda inanan insan ve hayvanlardan çifter çifter bindirilmesi, sonrasında da Nuh'un insanlığın ikinci babası kabul edilmesi[11] gibi anlatımlarla uyuşmamaktadır. Fakat, 2016 yılında Northwestern Üniversitesinden Steve Jacobsen ve ekibi yerin 1000 km altında devasa okyanuslar olduğunu buldular.[12] Hûd suresi 40. ayette "tandır’dan (fırın) sular fışkırmaya başladığı zaman" ifadesi geçer. Müslümanlar tarafından tandır ifadesinin magma tabakası olduğu iddia edilir ve bu bir mucize olarak görülür. Bir diğer ayette “ey yer suyunu yut” ifadesi geçer. (Hûd 44)[13] Steve Jacobsen'in bulduğu söylenen yeraltı okyanusu bir tezdir. Bilim dunyasinda da rağbet görmüş değildir. Kesin bir bilgi değildir.

Karşılaştırmalı mitoloji

Hint ve Yunan tufan efsaneleri de mevcuttur, ancak bunların İncil'deki anlatının temelini oluşturan Mezopotamya tufan efsanesinden türetildiğine dair çok az kanıt vardır.[14]

Mezopotamya

Tevrat'taki Nuh tufanı hikâyesi, MÖ 1800'lerde yazıldığı tahmin edilen Sümer destanı Gılgamış'ta geçen bir tufan hikâyesine oldukça benzer. Gılgamış destanında Mezopotamya tanrıları insanlığı yok etmek için büyük bir tufan göndermeye karar verirler. Nuh ve Gılgamış hikâyeleri arasındaki çeşitli benzerlikler (tufan, gemi yapımı, hayvanların kurtuluşu ve tufandan sonra kuşların serbest bırakılması), Gılgamış hikâyesinin Nuh hikâyesinin kaynağı olarak görülmesine neden olmuştur. İki hikâye arasındaki birkaç farklılık ise tufanın gün sayısı, kuşların gönderilme sırası ve geminin karaya oturduğu dağın adıdır. Tevrat'taki Nuh tufanı hikâyesi, Gılgamış'taki tufan hikâyesiyle o kadar örtüşür ki, "bu hikayenin Mezopotamya'dan kaynaklandığına dair çok az şüphe vardır."[15] Özellikle dikkat çeken nokta, Tevrat'taki tufan hikâyesinin, başka alternatifler mümkünken bile, Gılgamış'taki tufan hikâyesini "nokta nokta ve aynı sırayla" takip etmesidir.[16]

Bilinen en eski tufan mitine, Mezopotamya'daki Atrahasis Destanı ve Gılgamış Destanı metinlerinde rastlıyoruz. Encyclopædia Britannica, "Bu mitler, Nuh Tufanı hikâyesinde geçen gemi yapımı ve tedariki, geminin suda yüzmesi, suların çekilmesi ve insan kahramanın rolü gibi unsurların kaynağını oluşturur"[17] der. Encyclopedia Judaica ise "bu hikâyeler arasında aracılık eden bir unsurun varlığını kuvvetle düşündüren kanıtlar mevcut. Bu rolü üstlenmiş olma ihtimali en yüksek olanlar, toprakları arasında İbrahim Peygamber'in kökeninin bulunduğu Harran şehrini de barındıran Hurrilerdir. Hurriler, Tufan hikâyesini Babillilerden devralmışlardır" diye ekler. Ansiklopedi, hikâyeler arasındaki bir diğer benzerliğe de dikkat çeker: Nuh onuncu atadır ve Berossus, "Büyük Tufan'ın kahramanı, Babil'in onuncu tufan öncesi kralıydı" diye belirtir. Ancak, kahramanların yaşları arasında bir farklılık vardır. Mezopotamya kaynaklarında, "tufan öncesi kralların saltanatları 18.600 yıldan neredeyse 65.000 yıla kadar uzanır." İncil'de ise ömürler, "Mezopotamya metinlerinde bahsedilen en kısa saltanattan bile çok daha kısadır." Ayrıca, kahramanın adı da farklı geleneklerde değişiklik gösterir: "Sümer dilinde yazılmış en eski Mezopotamya tufan anlatısında, tufan kahramanına Ziusudra denir."

Gılgamış Destanı'nın XI. tabletindeki “Tufan Hikayesi ”ni çevirip okuyan George Smith

Yi Samuel Chen'e göre, Gılgamış Destanı'nın en eski versiyonlarında tufandan hiç bahsedilmez, sadece Gılgamış'ın ölümsüzlüğün sırrını öğrenmek için Utnapiştim'le konuşmaya gittiği belirtilir. Eski Babil Dönemi'nden itibaren, daha önce farklı figürler olarak görülen Utnapiştim ile Ziusudra'yı birleştirme çabaları başlamıştır. Gılgamış'ın tufan kahramanı ile karşılaşması ilk olarak Eski Babil Dönemi'nde "Gılgamış'ın Ölümü"nde ima edilmiş ve nihayetinde Orta Babil Dönemi'nde Gılgamış Destanı'na dahil edilerek standart hale getirilmiştir.[18]

Gılgamış'ın tarihsel hükümdarlığının M.Ö. yaklaşık 2700'lerde[19],en eski bilinen yazılı hikayelerin hemen öncesinde olduğuna inanılmaktadır. Gılgamış'in anlatıldığı hikayelerde adı geçen diğer iki kral, Kish'in Aga ve Enmebaragesi'yle ilişkilendirilen eski buluntuların keşfedilmesi, Gılgamış'in tarihsel varlığına güvenilirlik kazandırmıştır.[20]

En eski Sümer Gılgamış şiirleri, Ur'un Üçüncü Hanedanlığı'na (MÖ 2100-2000) kadar uzanır.[21] Bu şiirlerden biri, Gılgamış'ın tufan kahramanıyla buluşmak için yaptığı yolculuğun yanı sıra kısa bir tufan hikayesinden bahseder, ancak bazı uzmanlara göre bu hikaye Eski Babil Dönemi'nde yazılan metinlere dahil edilmiştir. Birleştirilmiş destanın en eski Akad versiyonları ise MÖ 2000-1700 yıllarına tarihlenir.[22] Bu Eski Babil versiyonlarının parçalı doğası nedeniyle, tufan mitinin genişletilmiş bir anlatımını içerip içermediği belirsizdir; ancak bir parça kesinlikle Gılgamış'ın Utnapiştim ile buluşmak için yaptığı yolculuğun hikayesini içerir. Akadca "standart" versiyonu tufan hikâyesinin uzun bir versiyonunu içeriyordu ve MÖ 1300 ile 1000 yılları arasında Sin-liqe-unninni tarafından düzenlendi.[23]

Erken Hanedanlık III Dönemi'nden Eski Babil Dönemi'ne kadar çeşitli metinleri inceleyen uzmanlar, tufan anlatısının sadece Eski Babil Dönemi'nde yazılan metinlere eklendiğini savunur. Uzmanların gözlemleri, Sümer Kral Listesi'nin tufandan önceki zamanlardan bahseden kısımlarının, Kral Listesi'nin esas kısmından üslup olarak farklı olduğunu göstermektedir. Eski Babil kopyalarının, Kral Listesi'nden ayrı bir tufan öncesi geleneğini gösterme eğiliminde olduğu görülmektedir. Ayrıca, Ur III Kral Listesi kopyası ve benzeri belgeler, Kral Listesi'nin bir zamanlar tufan anlatısından veya tufan öncesi geleneğinden bağımsız olarak var olduğunu göstermektedir. Tufana atıf yapan Sümer Kral Listesi'nin bölümlerinin tamamının, Eski Babil Dönemi'nde daha sonra yapılan güncellemeler ve düzenlemelerle eklendiği sonucuna varılmıştır. Dünyanın erken tarihinde bir dönüm noktası olarak Tufan, muhtemelen Eski Babil Dönemi'nde Mezopotamya edebiyat geleneklerinde ortaya çıkan yeni bir tarihsel kavramdı, çünkü tufan motifinin Ur III kopyasında yer almadığı ve tufanla ilgili en eski kronolojik kaynakların Eski Babil Dönemi'nde ortaya çıktığı görülmektedir. Eski Babil Versiyonu'ndaki Şuruppak Talimatları'nda tufan kahramanı olarak Ziusudra'nın adının yanı sıra tufana yapılan her türlü ima, Eski Babil Dönemi'nde gelişmekte olan Tufan Öncesi Geleneği'nden metne eklenen güncel bilgilerden kaynaklanan daha sonraki gelişmeler olarak görülmektedir.[24]

Antik Yunan

Nuh, sıklıkla Yunan mitolojisinde Prometheus ve Pronoia'nın oğlu Deucalion ile karşılaştırılır. Nuh gibi, Deucalion da (Zeus ve Poseidon tarafından) sel konusunda uyarılır; bir gemi inşa eder ve onu canlılarla doldurur - ve yolculuğunu tamamladığında, tanrılara şükreder ve onlardan Dünya'yı nasıl yeniden dolduracağı konusunda tavsiyeler alır. Deucalion da bir güvercin gönderir, dünyanın durumunu öğrenir ve kuş bir zeytin dalı ile döner. Deucalion, efsanenin bazı versiyonlarında, Nuh gibi, şarabın da mucidi olur.[25] Philo[26] ve Justin, Deucalion'u Nuh ile eşit tutar ve Josephus, Deucalion'un hikâyesini, Tufan'ın gerçekten gerçekleştiğine ve bu nedenle Nuh'un var olduğuna dair kanıt olarak kullanır.[27][28]

Büyük tufana neden olan panteonun başındaki hava tanrısı ve daha sonra insanı kurtaran çamurdan insanı yaratan hilebaz motifi, Zeus yerine Enlil olarak Sümer Mitolojisinde de mevcutturr ve Prometheus yerine Enki insanı kurtarır. Stephanie West, bunun belki de Yunanların Yakın Doğu'dan öyküler ödünç almalarından kaynaklandığını yazmıştır.[29]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 26 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Eylül 2022. 
  2. ^ Tekvîn, 5/32
  3. ^ a b "NÛH". TDV İslâm Ansiklopedisi. 8 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Eylül 2022. 
  4. ^ Kur'an, Ankebût Suresi, 14 (Kur'an, 29:14).
  5. ^ "Arşivlenmiş kopya". 21 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Mart 2017. 
  6. ^ (Tekvîn, 6/1-9, 17).
  7. ^ (Tekvîn, 5/32).
  8. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 29 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 21 Mart 2017. 
  9. ^ "Arşivlenmiş kopya". 25 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Şubat 2021. 
  10. ^ "Arşivlenmiş kopya". 7 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Şubat 2021. 
  11. ^ "Arşivlenmiş kopya". 14 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Şubat 2021. 
  12. ^ "700 km yer altındaki dev okyanus". 18 Haziran 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Temmuz 2021. 
  13. ^ "29# NUH TUFANI KÜRESEL Mİ, BÖLGESEL Mİ? JEOLOJİK KANITLAR VAR MIDIR?". web.archive.org. 2 Aralık 2020. 2 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Kasım 2023. 
  14. ^ Frazer, JG., in Dundes, A (ed.), The Flood Myth 24 Mart 2024 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., University of California Press, 1988, pp. 121–122.
  15. ^ George, Andrew R. (2003). The Babylonian Gilgamesh Epic: Introduction, Critical Edition and Cuneiform Texts. Oxford University Press. s. 70. ISBN 978-0-19-927841-1. Erişim tarihi: 8 Kasım 2012 – Google Books vasıtasıyla. 
  16. ^ Rendsburg, Gary. "The Biblical flood story in the light of the Gilgamesh flood account," in Gilgamesh and the world of Assyria, eds Azize, J & Weeks, N. Peters, 2007, p. 117
  17. ^ "Noah." Encyclopædia Britannica. Encyclopædia Britannica Online. Encyclopædia Britannica Inc.
  18. ^ Chen, Yi Samuel. The Primeval Flood Catastrophe: Origins and Early Development in Mesopotamian Traditions. Oxford University Press, 2013.
  19. ^ Roux, Georges (April 1964). Ancient Iraq. London: George Allen & Unwin. ss. 123, 502. 
  20. ^ Dalley, Stephanie, Myths from Mesopotamia, Oxford University Press (1989), p. 40–41
  21. ^ George 2003, s. xix.
  22. ^ George 2003, s. 101: "The great list of kings of Sumer and Akkad was, in the form that we know it, compiled early in the second millennium, from sources already current, to legitimize the kings of Isin as the successors of the Ur III dynasty."
  23. ^ George 2003, ss. xxiv–xxv.
  24. ^ "The primeval flood catastrophe : origins and early development in Mesopotamian traditions | WorldCat.org". search.worldcat.org (İngilizce). 1 Haziran 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2024. 
  25. ^ Anderson, G., Greek and Roman Folklore: A Handbook 27 Haziran 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Greenwood Publishing Group, 2006. pp. 129–130.
  26. ^ Lewis, JP.; Lewis, JP., A Study of the Interpretation of Noah and the Flood in Jewish and Christian Literature 27 Haziran 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., BRILL, 1968, p. 47.
  27. ^ Peters, DM., Noah Traditions in the Dead Sea Scrolls: Conversations and Controversies of Antiquity 27 Haziran 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Society of Biblical Lit, 2008, p. 4.
  28. ^ Feldman, LH., Josephus's Interpretation of the Bible 28 Haziran 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., University of California Press, 1998, p. 133.
  29. ^ West, S. (1994). Prometheus Orientalized. Museum Helveticum, 51(3), 129–149.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sümerler</span> Güney Mezopotamyadaki eski medeniyet ve tarihi bölge

Sümerler, yaklaşık MÖ 4000-2000 yılları arasında Irak'ın güneyinde yerleşik hayata geçmiş olup medeniyetin beşiği olarak bilinen coğrafi bölgede yaşamış bir uygarlıktır. MÖ 6'ncı ve 5'nci milenyumda Kalkolitik ve Erken Tunç Çağı dönemi arasında ortaya çıkmış olup Dünyanın bilinen en eski uygarlıklarından birisi olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya</span> Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölge

Mezopotamya, Orta Doğu'da, Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölge. Mezopotamya günümüzde Irak, kuzeydoğu Suriye, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve güneybatı İran topraklarından oluşmaktadır. Büyük bölümü bugünkü Irak'ın sınırları içinde kalan bölge, tarihte birçok medeniyetin beşiği olmuştur. Mezopotamya'da yer alan şehirler günümüzde sürekli gelişmektedir. Ayrıca bu bölgede bol miktarda petrol bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Babil</span> Mezopotamyada tarihi bölge ve devlet

Babil, Mezopotamya'da adını aldığı Babil kenti etrafında MÖ 1894 yılında kurulmuş, Sümer ve Akad topraklarını kapsayan bir imparatorluktur. Babil'in merkezi bugünkü Irak'ın El Hilla kasabası üzerinde yer almaktadır. Babil halkının büyük bir kısmını tarih boyunca çeşitli Sami asıllı halklar oluşturmuştur. Bölgede konuşulmuş en yaygın dil Akadca olmuş olmasına rağmen Sümerce dinî dil olarak kullanılmıştır. Aramice ise ilerleyen yıllarda bölgenin geçer dili konumuna gelmiştir.

<i>Gılgamış Destanı</i> tarihin en eski yazılı destanı

Gılgamış Destanı, antik Mezopotamya'dan günümüze ulaşan en eski edebiyat eseri ve Piramit metinlerinden sonra en eski ikinci dini metin olarak kabul edilen destansı bir şiirdir. Gılgamış'ın yazınsal tarihi, Üçüncü Ur Hanedanlığı'ndan kalma Uruk Kralı Bilgamış hakkında yazılan beş Sümer şiiriyle başlar. Bu bağımsız hikâyeler, daha sonra Akadcada birleşik bir destan için kaynak olarak kullanılmıştır. "Eski Babilce" yorumu olarak bilinen bu birleşik destanın günümüze ulaşan ilk yorumu, MÖ 18. yüzyıla dayanır ve adını açılışından almıştır. Destanın sadece birkaç tableti günümüze ulaşmıştır. Sîn-lēqi-unninni tarafından derlenen daha sonraki Standart Babilce yorumu, MÖ 13. yüzyıldan 10. yüzyıla kadar uzanır ve Sha naqba īmuru açılışına dayanır. Bunun yaklaşık üçte ikisi daha uzundur ve on iki tabletlik yorum kurtarılmıştır. En iyi kopyalardan bazıları, MÖ 7. yüzyılda yaşamış olan Asur Kralı Asurbanipal'in kütüphane kalıntılarında keşfedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Gılgamış</span> Sümer şehir devleti Urukun tarihî kralı

Gılgamış, Sümer şehir devleti Uruk'un tarihî kralı, antik Mezopotamya mitolojisinin önemli bir kahramanı ve MÖ 2. binyılın sonlarında Akadca yazılan epik şiir Gılgamış Destanı'nın protagonistidir. Muhtemelen MÖ 2800 ile 2500 arasındaki bir zaman aralığında ülkeyi yönetmiş ve ölümünden sonra tanrısallaştırılmıştır. Ur'un üçüncü hanedanlığı döneminde Sümer efsanelerinde önemli bir şahsiyet olmuştur. Gılgamış'ın efsanevi kahramanlıkları günümüze kadar gelen beş Sümer şiirinde anlatılmıştır. Bunların tespit edilebilen en eskisi Gılgamış, Enkidu ve Ölüler Diyarı'dır. Bu şiirde Gılgamış, Tanrıça İnanna'nın yardımına gelir ve tanrıçanın huluppu ağacını istila eden yaratıkları defeder. İnanna, Gılgamış'a mikku ve pikku adı verilen iki bilinmeyen nesne verir fakat Gılgamış, bunları kaybeder. Enkidu'nun ölümünden sonra gölgesi, Gılgamış'a Ölüler Diyarı'nın kasvetli koşullarını anlatır. Gılgamış ve Agga şiiri, Gılgamış'ın tâbi olduğu Kral Agga'ya karşı ayaklanmasını anlatır. Diğer Sümer şiirleri Gılgamış'ın dev Huvava ve Gök Boğası ile ilişkisini anlatırken kötü muhafaza edilmiş olan sonuncu şiir Gılgamış'ın ölümüyle cenazesini anlatır.

<span class="mw-page-title-main">Enlil</span> Antik Mezopotamya tanrısı

Enlil, daha sonra bilinen adıyla Elil veya Ellil, rüzgâr, hava, yeryüzü ve fırtınalarla ilgili Antik Mezopotamya tanrısıdır. İlk olarak Sümer panteonunun baş tanrısı olarak kaydedilen Enlil, daha sonra Akadlar, Babilliler, Asurlular ve Hurriler tarafından da tapınılan bir tanrı hâline gelmiştir. Enlil'in ana tapınma yeri, bizzat Enlil tarafından inşa edildiğine inanılan ve gökyüzü ile yeryüzünün "bağlantı noktası" olarak kabul edilen Nippur kentindeki Ekur tapınağıdır. Enlil, bazen Nunamnir olarak da anılmaktadır. Bir Sümer ilahisine göre, diğer tanrılar ona bakmaya cesaret edemez. MÖ 24. yüzyılda Nippur'un yükselişiyle birlikte önem kazanan Enlil kültü, MÖ 1230'da Elamlıların Nippur'u yağmalamasıyla zayıflamış ve sonuç olarak Mezopotamya panteonunun baş tanrısı ve Babil'in ulusal tanrısı Marduk tarafından konumu ele geçirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Adapa</span>

Adapa ya da Adaba, Mezopotamya mitolojisinde yaratılmış ilk insandır. Adapa Sümer kralları listesi'nde ulusun ilk lideri olarak geçer. Farklı biçimlerinde Oanes ve Alulim olarak da anıldığı olmuştur. Akadca'da ismi adamu, erkek insan anlamına gelir. Öykü tevrat anlatılarında yer alan yasak meyveden yiyen Âdem ile Havva'nın cennetten atılması öyküsü ile ilişkilendirilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Enkidu</span> Gılgamışın yol arkadaşı

Enkidu (Sümerce: 𒂗𒆠𒄭 EN.KI.DU10), antik Mezopotamya mitolojisinde efsanevi bir figür ve Uruk kralı Gılgamış'ın savaş zamanındaki yoldaşı ve arkadaşıdır. İkisinin maceraları, Sümer edebiyatında ve M.Ö. 2. binyılda yazılan Akad destanı Gılgamış Destanında yer aldı. Enkidu, vahşi adamın en eski edebi temsili olarak, Mezopotamya'daki sanatsal temsillerde ve Antik Yakın Doğu edebiyatında sıkça rastlanan bir motif olarak öne çıkıyor. Enkidu'nun ilkel bir adam olarak belirmesi, M.Ö. 1300-1000 arasındaki Eski Babillilerin versiyonuyla potansiyel bir benzerlik taşıyor; bu versiyonda Enkidu, Sümerce şiirlerde bir hizmetkâr-savaşçı olarak tasvir edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Utnapiştim</span>

Utnapiştim, Babil'deki Gılgamış Destanı'na göre Sümer şehir devleti Şuruppak'ın kralı. Efsaneye göre karısıyla birlikte ki karısının ismi destanda yer almaz, tanrı Enlil tarafından gönderilen ve tüm canlıları yok etmeyi amaçlayan büyük Büyük Tufan'dan kurtulmuştur. Utnapiştim'in hikâyesinden Gılgamış Destanı'nın XI. tabletinde bahsedilir.

Lugalbanda, Sümer mitolojisi ve edebiyatından bir karakterdir. Adı genç kral anlamına gelir. Sümer Kral Listesi'ne göre Uruk şehrinin üçüncü kralıdır. Eski Çağ Mezopotamya edebiyatında Gılgamış'ın babası olarak yer alır ve karısı tanrıça Ninsun'dur.

<span class="mw-page-title-main">Nuh Suresi</span> Kuranın 71. suresi

Nuh suresi, Kur'an'ın 71. suresidir. Sure 28 ayetten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Tufan</span>

Tufan, birçok yerel efsaneye ve kutsal kitaplara göre Tanrı tarafından bir kavmi, milleti ya da tüm insanları cezalandırmak amacıyla gönderildiğine inanılan büyük felaket. Tufanın detayları farklı kültürlerde farklılıklar arz etmekle beraber en çok bilinen şekli Nuh Tufanı'dır.

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya mitolojisi</span> Dicle ve Fırat nehirleri arasında ki bölgede gelişen fikirler ya da öğretiler

Mezopotamya mitolojisi, Sümerlerin dini evrendeki güç, nesne ve varlıkları temsil eden Antropomorfik tanrı ve tanrıçalar içerirdi. Sümerlerin inanışına göre insanlar başta tanrılar tarafından hizmetçi, köle olarak yaratılmış fakat daha sonra özgürleştirilmiştirler.

<span class="mw-page-title-main">Uruk</span> Antik bir sümer şehri

Uruk, antik bir Sümer şehridir. Günümüzde Tel el-Varka adıyla bilinir. Kent, Fırat Nehri'nin bugünkü yatağının doğusunda, nehrin eskiden kurumuş bir kanalının üzerinde bulunmaktadır. Bugünkü Irak'ta Müsennainin başkenti Semave'nin 30 km doğusuna denk gelir. Uruk, Babil döneminde de varlığını korumuştur. Kitab-ı Mukaddes'te şehrin adı Erek olarak geçer.

<span class="mw-page-title-main">Ziusudra</span>

Ziusudra, Sümer mitolojisinde Tufandan kurtulan kişidir. Üç büyük dine göre Ziusudra'nın karşılığı Nuh Peygamberdir. Babilcede karşılığı Utnapiştim'dir. Ziusudra aslen Şuruppak Kralıdır, bu nedenle ismi başka yerlerde de geçer.

Sümer mitolojisi, Sümerler'in yıkılışlarına kadarki dönemde din ve bilimle ilgili kültürünü içerir. Birçok tanrı ve tanrıçaları vardır ve onlar Sümer mitolojisini oluşturur. Bu tanrılar ve tanrıçalar Yaradılış Destanı, Tufan hikâyesi gibi edebî eserlerde açıkça belirtilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Sümer edebiyatı</span> MÖ 18-17. yüzyıl yazıları

Sümer edebiyatı, Sümer uygarlığı tarafından sürdürülen ve daha sonraki Akad ve Babil imparatorlukları tarafından büyük ölçüde korunan dini yazılar ve diğer geleneksel hikâyeler de dahil olmak üzere, bilinen en eski kayıtlı edebiyat külliyatını oluşturur. Bu kayıtlar Orta Tunç Çağı sırasında MÖ 18. ve 17. yüzyıllarda Sümer dili ile yazılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Gök Boğası</span> Antik Mezopotamya mitolojisinde geçen bir figür

Gök Boğası, Göklerin BoğasıGökyüzü Boğası, Cennet Boğası veya Cennetin Boğası, antik Mezopotamya mitolojisinde kahraman Gılgamış'ın savaştığı efsanevi bir canavardır. İlki erken Sümerce bir şiirde geçen, diğeri ise standart Akadcayla yazılmış bir Sümer şiiri olan Gılgamış Destanı'nda yer alan olmak üzere Gök Boğası'na ait hikâyenin iki farklı versiyonu vardır. Sümer şiirinde boğa, belirsiz sebeplerden dolayı tanrıça İnanna tarafından, Gılgamış'a saldırması için gönderilir. Gılgamış Destanı'nın VI. tabletindeki Akadca söylentilerde tanrıça İştar, Gılgamış'a cinsellik içeren bir teklifte bulunur; fakat Gılgamış teklifi reddeder. Bunun üzerine sinirlenen İştar, babası Anu'ya giderek Gök Boğası'nı ondan ister. Böylece İştar, Gılgamış ile Gılgamış'ın arkadaşı Enkidu'ya saldırması için boğayı Uruk'a gönderir fakat ikili, boğayı öldürür. Boğayı yendikten sonra Enkidu, boğanın sağ uyluğunu İştar'a fırlatarak onunla alay eder. Boğanın katledilmesi, tanrıların Enkidu'yu ölüme mahkûm etmesine neden olur. Bu olay, Gılgamış'ta ölüm korkusunun ortaya çıkmasına sebebiyet verir ve destanın geri kalan kısmını yönlendirir.

Maşu, Mezopotamya mitolojisi eseri olan Gılgamış Destanı'nda geçen , kahraman-kral Gılgamış'ın on bin fersah mesafelik bir orman olan Sedir Ormanı'ndan ayrıldıktan sonra Dilmun'a giderken bir geçit ile geçtiği büyük bir sedir dağıdır. Sâkiye Siduri, "Ölüm Suları" diye ilişkili kıyısında yaşar ve Gılgamış, uzaklardaki Utnapiştim'e ulaşmak için burayı geçmek zorundadır.

<span class="mw-page-title-main">Gılgamış tufan efsanesi</span> tufan efsanesi

Gılgamış tufan efsanesiGılgamış Destanı'nda geçen bir tufan efsanesidir. Birçok araştırmacı, destanın "standart sürümü"nün XI. tabletinde yer alan tufan efsanesinin destana Atrahasis Destanı'ndaki tuhaf hikâyesini kullanan bir düzeltmen tarafından eklendiği görüşündedir. Çok eski Sümer Gılgamış şiirlerinde tufan efsanesine kısa bir gönderme de mevcuttur.