İçeriğe atla

Yakınsak evrim

Bu iki etli bitki cinsi, sütleğen (Euphorbia) ve Astrophytum birbirleriyle sadece uzaktan akraba olup bağımsız olarak birbirlerine çok benzer bir vücut yapısı geliştirme yoluyla yakınsamışlardır.

Yakınsak evrim, birbirleriyle yakın akraba olmayan tür ve soylar arasında görülen benzer biyolojik özelliklerin oluşumunu açıklayan ve bunları tanımlayan bir terim.

Yakınsak evrimin eylem halinde gözlemlendiği klasik bir örneği, farklı canlı türlerinde birbirinden bağımsız bir şekilde gelişen kanat yapılarıdır. Son ortak ataları kanatsız bir canlı olduğu halde hem kuşlar hem de yarasalar evrimlerinin sonraki dönemlerinde birbirlerinden bağımsız şekilde kanatlar geliştirerek güçlü uçuş yeteneğine sahip olmuşlardır. Kanat şekillerinin oluşumunda etkili olan fiziksel kısıtlamalar nedeniyle bu canlılarda kanatlar benzer görünüme sahiptirler. Bunun yanında kanat yapılarındaki benzerliklerin bir bölümü türleşmeden önce sahip oldukları ortak ataya ve soy geçmişine dayanarak da açıklanabilir. Örneğin bu her iki türde de kanatlar, kemik yapısının kanıtladığı gibi ön ayaklardan evrilmiştir.[1]

Yakınsak evrimin sonucu olarak ortaya çıkan özellikler, ortak bir kökene sahip olan homolog yapıların aksine analog yapılar olarak adlandırılır. Yarasa ve pterosaurus kanatları birbirleriyle karşılaştırıldığında bunlar analog yapılara örnek olup atasal olarak ortak bir geçmişe sahip olan ama farklı işlevlere hizmet etmek için evrilen yarasa kanatı ile insanların veya diğer memelilerin ön kolları ise birbirleriyle homologtur. Bu anlamda farklı soylardan veya kökenlerden gelen türler arasında var olan benzerlik yakınsak evrimin bir sonucu olup homoplazi olarak da adlandırılır. Yakınsak evrimin tersi olan ıraksak evrimde ise birbirleriyle akraba olan türler farklı özellikler geliştirirler. Moleküler düzeyde bu özellikler, adaptif değişimlerle ilgisi olmadan rastlantısal mutasyonlara bağlı olarak ortaya çıkabilirler. Yakınsak evrim, evrimsel yaklaşım ve paralel evrime çok benzer olmakla birlikte anlam olarak bu olgulardan ayrılır. Evrimsel yaklaşım, örneğin soyu tükenmiş ihtiyozor ve günümüz köpekbalıklarının dorsal yüzgeçlerinde (sırt yüzgeci) olduğu gibi birbirinden bağımsız türlerin evrim yoluyla farklı zamanlarda ama benzer ekosistemlerde nasıl benzer özellikler geliştirebildiklerini açıklar. Paralel evrim ise bundan biraz farklı olarak birbirinden bağımsız iki türün aynı zamanda ve aynı ekolojik ortamda eşzamanlı olarak birlikte geçirdikleri bir paralel evrimi ve bunun sonucu kazandıkları benzer özellikleri tanımlar. Örneğin, nesli tükenmiş olan ve düzenli olarak otlayan tarih öncesi at türleri ile ona çok benzeyen ve yine nesli tükenmiş bir tür olan tapir benzeri Palaeotherium gibi.

Kaynakça

  1. ^ Conway Morris, Simon (2005). "Life's solution: inevitable humans in a lonely universe". Cambridge, UK: Cambridge University Press. doi:10.2277/0521827043. ISBN 0-52-160325-0. OCLC 156902715. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Evrim, popülasyondaki gen ve özellik dağılımının nesiller içerisinde seçilim baskısıyla değişmesidir. Bazen dünyanın evrimi, evrenin evrimi ya da kimyasal evrim gibi kavramlardan ayırmak amacıyla organik evrim ya da biyolojik evrim olarak da adlandırılır. Evrim, modern biyolojinin temel taşıdır. Bu teoriye göre hayvanlar, bitkiler ve Dünya'daki diğer tüm canlıların kökeni kendilerinden önce yaşamış türlere dayanır ve ayırt edilebilir farklılıklar, başarılı nesillerde meydana gelmiş genetik değişikliklerin bir sonucudur.

Tür, ortak özellikler taşıyan ve çiftleştiğinde verimli döller verebilen, aynı veya yakın gen havuzunda bulunan biyolojik gruptur.

Analog, kökenlerinin benzer olmasına gerek olmaksızın aynı görevi gören organlar.

Biyolojik antropoloji veya Fiziksel antropoloji, insanların, Homininilerin ve Primatların biyolojik evrim ve davranışsal yönlerini evrimsel bir bakış açısıyla inceleyen bilimsel bir disiplindir. Hominini canlılarının neslinin tükenmesi nedeniyle fosil kayıtlardan sıkça yararlanılır. Antropolojinin bir alt alanı olan Biyolojik antropoloji, insanları sistematik olarak biyolojik bir perspektiften inceler.

Biyolojide filogenetik çeşitli organizma grupları arasındaki evrimsel ilişkinin araştırmasıdır. Bu ilişkiler filogeni olarak adlandırılır. Filogenetik terimi Yunanca kökenlidir, "kabile, ırk" anlamına gelen file veya filon (φυλή/φῦλον) ve doğumla ilişkili anlamındaki genetikos (γενετικός) terimlerinden türetilmiştir. Organizmaların sınıflandırması ve adlandırması olan taksonomi, filogenetikten büyük miktarda etkilenmiştir ama yöntemsel ve mantıksal olarak farklıdır. Bu iki saha, "kladizm" veya "kladistik" olarak bilinen filogenetik sistematik bilim dalında örtüşürler. Filogenetik sistematikte taksonları birbirinden ayırt etmek için sadece filogenetik ağaçlar kullanılır. Evrimsel hayat ağacının araştırılması için filogenetik analiz yöntemleri vazgeçilmez hâle gelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">İnsansılar</span> Eski Dünya maymunlarından bir primat üst familyası

İnsansılar veya insansı maymunlar (Hominoidea), Eski Dünya maymunlarından bir primat üst familyası. İnsansılar üst familyası iki familyaya bölünür: Gibongiller veya küçük insansı maymunlar (Hylobatidae) ve insangiller veya büyük insansı maymunlar (Hominidae).

<span class="mw-page-title-main">Soy tükenmesi</span> bir taksonun son üyesinin ölümü ile sona ermesi

Soy tükenmesi, biyolojide ve ekolojide, bir türün veya cinsin varlığının sona ermesi, biyosferin küçülmesidir. Soy tükenmesi durumu doğal evrim sürecinin bir parçasıdır. Türler değiştikçe bazen yaşadıkları çevrelere daha iyi uyarlanmış ve aynı zamanda çevre tarafından değişikliğe uğratılmışlardır. Bu türler varlıklarını sürdürürken, çevreye uyum sağlayamayanlar ise var olma savaşında yenik düşüp yeryüzünden silinmişlerdir.

Homoloji, biyolojinin anatomi ve genetik alt dallarında farklı yapılar için kullanılan bir terimdir.

Iraksak evrim, gruplar arasında farklılıklar oluşması sonucu yeni türlerin oluşmasıdır, bu genelde bir türün iki farklı ortamda uğradığı mutasyonlara adaptasyonunun bir sonucu olarak meydana gelir. Omurgalıların uzuv yapısı ıraksak evrimin bir örneğidir, farklı türlerdeki uzuv yapısının ortak bir kökeni vardır ama yapı ve işlev bakımından farklılaşmışlardır.

<span class="mw-page-title-main">İnsan evrimi zaman çizelgesi</span>

İnsan evrimi zaman çizelgesi, insan türlerinin evrimindeki belli başlı önemli olayları ve insan atalarının evrimsel tarihlerini özetlemektedir. Bunun yanında Homo sapiens türünün atası olabilecek canlıların, tür ve cinslerin kısa bir açıklamasını içerir. Temel olarak Abiyogenez'in konusu olan yaşamın kökeni bu zaman çizelgesinde konu edinmemiş olup insanın oluşumuna götüren ön ataların olası bir soy çizgisi ele alınmıştır. Bu zaman çizelgesi, paleontoloji, gelişim biyolojisi ve morfoloji alanında elde edilen verilerin yanında anatomik ve genetik veri çalışmalarına da dayanır. İnsan evriminin tüm yönleriyle araştırılması antropolojinin önemli bir bileşenidir.

Bu liste, evrim ve evrimsel biyoloji konularına dair maddeleri içerir.

Evrimin kanıtları ve canlıların ortak atadan geldiği, bilim insanlarının uzun yıllar boyunca çeşitli alanlar ve disiplinlerde canlıların akrabalık derecesi ve ortak kökenine dair çalışmalarda ortaya çıkarılmış olup bu kanıtlar, evrimsel süreçlerin meydana geldiğini göstererek evrimin bir olgu olarak gerçekliğini doğrulamış ve Dünya üzerindeki yaşamın türlülük ve çeşitliliğine neden olan doğal süreçler hakkında bir bilgi zenginliği sağlamıştır. Bu kanıtlar, yaşamın zaman içinde nasıl ve neden değiştiğini açıklayan ve bilimsel bir kuram olan modern evrimsel sentezi desteklemektedir. Evrimsel biyologlar, test edilebilir varsayımlarda bulunup hipotezleri test ederek ve nedenlerini açıklayan ve gösteren kuramlar geliştirerek ortak atayı belgelerler.

<span class="mw-page-title-main">Peripatrik türleşme</span>

Peripatrik veya peripatri, yayılma alanları birbirine komşu olan ama çakışmayan, bunun yanında bir sıra dağ veya geniş nehirler gibi engeller yüzünden birbirinden ayrılan ve artık eski yurtlarında olamayan organizmaları ifade eden birer biyocoğrafya terimleridir.

Eşeyli üremenin evrimi, şu an güncel olan birkaç farklı bilimsel hipotez tarafından açıklanmaktadır. Eşeyli yolla üreyen tüm organizmalar tek hücreli ökaryot bir türden türemiş olup tek bir ortak atadan gelmektedir. Birçok protist, çok hücreli bitkiler, hayvanlar ve mantarlar gibi eşeyli üreme yoluyla çoğalırlar. Bdelloidea veya herhangi bir döllenme meydana gelmeden meyve oluşturabilme özelliğine sahip bazı partenokarp bitkiler gibi, ikinci derecede bu özelliği kaybetmiş olan bazı türler de bulunmaktadır. Eşeyli üremenin evrimi birbirleriyle ilişkili ama birbirlerinden farklı olan iki değişik konuyu ele alır. Bunlardan birincisi eşeyli üremenin kökeni, diğeri ise eşeyli üremenin korunarak devamlılığın sağlanmasıdır. Ancak eşeyli üremenin kökenine dair hipotezlerin deneysel olarak test edilmeleri zor olduğundan, güncel araştırmalar daha ziyade eşeyli üremenin nasıl korunduğu ve sürdürüldüğüne odaklanmıştır.

Moleküler evrim, nesiller boyu aktarılacak şekilde, DNA, RNA ve protein gibi hücresel moleküllerin diziliminin değiştirilmesi işlemidir ya da bununla ilgilenen bilim dalıdır. Moleküler evrimin alanı, bu değişimlerdeki kalıpları açıklamak için evrimsel biyoloji ve popülasyon genetiği ilkelerini kullanır. Moleküler evrim başlıca, nükleotid değişimlerinin oranları ve etkilerini, nötr evrimi, doğal seçilimi, yeni genlerin kökenlerini, karmaşık özelliklerin genetik yapısını, türleşmenin genetik temelini, gelişim evrimini ve evrimin genomik ve fenotipik değişikliklere neden olan etkilerini inceler.

<span class="mw-page-title-main">Uçamayan kuş</span>

Uçamayan kuşlar, evrime bağlı olarak uçma kabiliyetlerini yitirmiş kuşlardır. Karinasız kuşların ve penguenlerin de dahil olduğu 60'tan fazla hala yaşayan uçamayan kuş türü bulunmaktadır. Uçamayan en küçük kuş Inaccessible Adası sutavuğudur. Hem uçamayan kuşlar, hem de diğer tüm kuşlar arasında en büyük, en ağır ve en uzun olan kuş ise 2,7 m boyu ve 156 kilogram ağırlığı ile devekuşudur. Devekuşları dekoratif tüyleri, etleri ve dericilikte kullanılan derileri için yetiştirilir.

<span class="mw-page-title-main">Polifili</span>

Polifiletik grup, yakın ortak ataları olmayan, bir arada gruplandırılan organizma veya evrim geçiren yapılar olarak tanımlanır. Bu terim genellikle benzer görünen ancak ortak atalardan miras alınmayan özellikleri paylaşan gruplara uygulanır; bu özellikler homoplazi olarak bilinir ve homoplazilerin gelişimi ve fenomeni yakınsak evrim olarak bilinir. Polifilektik canlıların bir arada gruplandığı sınıflamaya polifili denir

<span class="mw-page-title-main">Avemetatarsalia</span> arkozor sürüngen kladı

Avemetatarsalia, 1999 yılında Britanyalı paleontolog Michael Benton tarafından, timsahlardan çok kuşlara daha yakın olan tüm taç grubu arkozorlar için oluşturulmuş bir kladdır. Ayrıca Panaves terimi de timsahlardan çok kuşlarla daha yakın akraba olan tüm yaşayan veya soyu tükenmiş hayvanlar için kullanılır. Hemen hemen tüm avemetatarsaliyenler, benzer bir ayrıma sahip Ornithodira alt grubunun üyeleridir. Ornithodira, dinozorların ve teruzorların son ortak atası ve onun soyundan gelenler olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Bitkilerin evrimi</span> bitkilerin kökeni ve tarihi

Bitkilerin evrimi, yaklaşık 500 milyon yıllık bir süreçtir. Siyanobakteriler milyarlarca yıl boyunca, sualtındaki kolonilerinde kalarak, baskın fotosentetik yaşam formu oldu. 1,6 milyar yıldan fazla süre önce, ikinci bir fotosentetik organizmalar grubu belirdi: Algler. Algler ökaryottur; yani hücrelerinin içinde "organel" adı verilen özelleşmiş yapılar vardır. Kloroplast adı verilen organel, tüm alglerde ve kara bitkilerinde bulunur. Hücrede fotosentezin gerçekleştiği yer bu organeldir. Kara bitkilerinin ilk ataları, yaklaşık 500 milyon yıl önce Charophyceae adlı yeşil alglerden evrimleşmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Karşılaştırmalı anatomi</span> farklı türlerin anatomilerindeki benzerlik ve farklılıkların incelenmesi

Karşılaştırmalı anatomi, farklı türlerin anatomisindeki benzerliklerin ve farklılıkların incelenmesidir. Evrimsel biyoloji, filogenenetik ve veteriner anatomi ile yakından ilişkilidir.