Din, nadiren de olsa ilmet, genellikle doğaüstü, transandantal ve cansal unsurlarla ilişkilendirilmiş, çeşitli ayinler ve uygulamaları içeren, ahlak, dünya görüşleri, kutsal metinler ve yerler, kehanetler, etik kuruluşlarından oluşan bir sosyo-kültürel sistemdir.
Teizm ya da tanrıcılık, tanrı veya tanrıların var olduğu inancıdır. Klasik teizm anlayışında Tanrı; Mutlak Varlık, Mutlak Benlik ve Nihai Kişi olarak nitelenir. Klasik teistik Tanrı; tüm varoluşun kaynağı, öznesi ve tüm varoluşa nüfuz eden Nihai Şahıs olarak nitelendiği için Tanrı tüm varoluşun muhatapı olarak kabul edilir.
Deizm veya yaradancılık, din, peygamber veya vahiy aracı olmaksızın bireyin akıl, gözlem, sezgi gibi yollarla Tanrı'nın varlığına inanmasına dayalı bir felsefi görüştür.
Darwinizm veya Darwincilik, İngiliz doğa tarihçisi Charles Darwin'in canlıların doğal seçilim yoluyla geliştiğini savunan evrim kuramı. Darwinizm, tüm organizma ve türlerin varoluş sürecini, bireyin birbiriyle rekabeti, yaşamda kalma ve üreme yeteneklerini artıran küçük, kalıtsal varyasyonlarla tetiklenen "doğal seçilim" ile oluştuğu konusunda yoğunlaşmıştır. Darwinizm, türlerin var oluşunu ve yaşamın kaynağını, çeşitli şekilde anlatan diğer açıklamalar gibi, çeşitli varsayım ve ön kabullerden oluşan bir teoridir. 1859 yılında Darwin'in Türlerin Kökeni kitabının yayınlanmasından sonra, kendisinden önceki kuramlar üzerinde genel bilimsel kabul görmüştür. Ayrıca yaratılışçılar tarafından bilimsel bir yaklaşımdan ziyade bir ideolojiymişçesine kullanıldığı iddiası vardır.
Düalist kozmoloji veya Düalizm, genellikle birbirine karşı çıkan iki temel kavramın var olduğuna dair ahlaki veya ruhsal inançtır. Hem geleneksel dinler hem de kutsal kitap dinleri dahil olmak üzere çeşitli dinlerden çeşitli görüşleri kapsayan şemsiye bir terimdir.
Akıllı tasarım, evrenin ve içerisindeki canlıların doğal seçilim gibi modern bilimin kabul ettiği süreçlerle oluşabileceğini, fakat bu süreçlerin zeki ve bilinçli bir varlık tarafından tasarlandığını iddia eden bir görüş. Akıllı tasarım iddiası, bilim çevreleri tarafından yeni yaratılışçılık olarak anılmaktadır.
Bilim Araştırma Vakfı (BAV), Adnan Oktar'ın fahrî başkanlığını yaptığı, çalışmaları genellikle evrim kuramına karşı yaratılış görüşünü savunmak üzerine olan, bu konuda konferans ve paneller düzenleyen bir vakıf. 1990 yılında kurulmuştur. Vakıf halini almadan önce Bilim Araştırma Grubu adıyla faaliyet göstermiştir. Kendi amacını "dünya çapında barış, huzur ve sevgi ortamı oluşturmak" olarak ilan eden BAV, basında zaman zaman "gizli ve ketum bir islami tarikat" veya "kayda değer servetini gizleyen ve özenerek koruyan kült benzeri bir organizasyon" olarak tanımlanır. Bu vakfın evrim teorisine karşı hızlı yaratılışçılığı savunduğu bilinmektedir. Avrupa Parlamentosu Konseyi raporuna göre, BAV'nin ABD'deki American Institute for Creation Research (ICR) ile sıkı bağları olduğu gözlenmektedir.
Yaratılışçılık evren, Dünya, yaşam ve insanlar gibi unsurların ilahi yaratımın doğaüstü eylemlerinden kaynaklandığına dair dini inançtır. Yaratılışçılık doğal fenomenlerin kökeni ve gelişimini tanımlayan evrim gibi bilimsel açıklamaları kabul veya reddetme konusunda farklılık gösteren bir dizi dini görüşü içerir.
Yaratılış Atlası, Bilim Araştırma Vakfı fahri başkanı Adnan Oktar tarafından Harun Yahya mahlasıyla hazırlanan, fosil örneklerinden yola çıkarak yaratılışı anlatan bir kitap. İlk üç cildi tamamlanıp piyasaya sürülmüş olan kitabın toplamda yedi cilt ve 5600 sayfadan oluşması planlanmaktadır.
Genç Dünya yaratılışçılığı; Cennet'in (Ahiret'in), Dünya'nın ve Dünya'daki yaşamın yaklaşık 6.000-10.000 sene evvel Tanrı tarafından bir anda yaratıldığına inanan dinî görüş. Tevrat'ın Tekvin/Yaratılış (Genesis) kısmındaki anlatımları, Dünya'nın 24 saatten oluşan altı günde yaratıldığı görüşünü doğru kabul ederek bu hesaplama yapılmıştır.
Yaşlı Dünya yaratılışçılığı günümüzde yaygın bilimsel kanıtlar ile daha çok örtüşen, dini kitaplardaki yaratılış anlatımını -Genç Dünya yaratılışçılığına oranla- daha mecazi olarak değerlendiren dini görüş. Ancak üzerinde Bilimsel Konsensüs olan Evrim teorisi reddedilmektedir. Böylece Teistik evrim görüşünden ayrılır.
"Evrim hem bir teori hem de bir olgudur " şeklindeki ifadeye, biyoloji literatüründe sıkça rastlanır. Bu ifade evrimin iki şekilde kullanılması nedeniyle ortaya çıkmaktadır. "Evrim olgusu" ile kastedilen, bilimsel gözlemler ve deneyler ile meydana geldiği görülmüş olan, biyolojik organizma topluluklarındaki değişimlerdir. "Evrim teorisi" ile kastedilen ise bu değişimlerin nasıl meydana geldiğinin günümüzdeki bilimsel açıklaması olan modern evrimsel sentezdir. Bu terimlerin yanlış kullanılması ve yanlış anlaşılması, evrim teorisinin doğruluğuna karşı çıkan görüşleri temellendirmek için kullanılmıştır.
Ulusal Bilim Eğitimi Merkezi, Amerika Bilim Geliştirme Derneğine bağlı Oakland, California bulunan kâr amacı gütmeyen organizasyonudur. Bu ABD'de anti-yaratılışçı organizasyonların önde gelenlerindendir. Örgüt, evrimsel biyoloji öğrenimini savunmakta ve Amerika'da devlet okullarındaki bilim sınıflarında dinin öğrenimine karşı çıkmaktadır. Bu da Steve Projesi ile koordine edilmektedir.
Agnostik teizm, tanrı veya tanrısal varlıklara inanan ama tanrının olup olmadığına dair bilgiye ulaşmanın mümkün olmadığını, tanrının varlığının bilinemez olduğunu savunan bir felsefi görüştür. Agnostik teizm, agnostisizm ve teizmi belli özellikleriyle birleştirdiği için bu ismi almıştır. Akıl ve mantığın tanrısal bilgiye ulaşmakta yetersiz kaldığını savunarak deizmden ayrılır.
Evrime itirazlar, 19. yüzyılda evrim düşüncesinin önem kazanmasıyla ortaya çıkmıştır. Charles Darwin'in 1850 senesinde yayınlanan Türlerin Kökeni adlı eserinde bahsetmiş olduğu başarılı nesillerin sonunda, yeni bir türün, halihazırdaki bir türden yavaşça farklılaşarak oluştuğu düşüncesi ki sonrasında bu duruma doğal seçilim adını verecektir, farklı teorileri olan birçok bilim insanı tarafından eleştirilmiştir ancak ilerleyen süreçte ezici çoğunluk tarafından bilim dünyasında kabul görmüştür.
Yaratılışçılık tarihinin temel dayanak noktası, doğal evrenin bir başlangıcının olması ve doğaüstü bir şekilde var olmaya başlamasıdır. Genel anlamıyla yaratılışçılık terimi, bir sürü görüşü ve yorumu içinde barındırır. 19. yüzyılın sonlarına kadar çok kullanılan bir terim değildi. Yazılı tarih boyunca, birçok kişi evreni yaratılmış bir varlık olarak gördü. Dünyanın birçok yerinde antik tarihi açıklamalar, evrenin ve dünyanın yaratılışına atışta bulunur ya da bunu ima eder. Yaratılışçılığın belli tarihi yorumları değişik ölçülerde ampirik, spiritüel ve/veya felsefi incelemeler yapmış olsalar da, bunların hepsi evrenin yaratılmış olduğu görüşüne dayanıyordu. Tekvin'deki yaratılış anlatısı evrenin nasıl var olduğuna ilişkin Hristiyan ve Yahudi epistemik anlayışın temel çerçevesini oluşturdu. Buna göre evren, tanrı Yahweh'in ilahi müdahalesiyle var olmaya başlamıştır. Tarihsel olarak, bu anlatının hakiki yorumu, mecazi, alegorik yorumuna kıyasla daha egemen olmuştur.
Taner Edis, Türk-Amerikan fizikçi ve şüpheci. Truman Eyalet Üniversitesi'nde fizik profesörüdür. Lisans derecesini Boğaziçi Üniversitesi'nden fizik ve bilgisayar mühendisliği bölümlerinden, fizik alanında yüksek lisans ve doktora derecelerini Johns Hopkins Üniversitesi'nden aldı. Edis, yaratılışçılık, din ve bilim üzerine birçok kitabın yazarıdır. Şüpheci Soruşturma Komitesi için Bilimsel ve Teknik Danışmandır.
Yaratılış kaydı Kutsal Kitap'ın başlangıcında bulunmaktadır. Kutsal Kitap'ın ifadeleri bilimcilerden ve teologlardan bile eleştirilmektedir. Dünyada yaygın olan bir görüşe göre insan dahil olmak üzere tüm hayvan türleri rastlantı sonucunda meydana gelen bir tek hücreden oluştular. Kutsal Kitap'ın yaratılış kaydı ise maddi dünya zeka sahibi bir yaratıcının ürünü olduğunu göstermektedir.
Gish gallop, herhangi bir tartışmada tartışmayı yürüten kişinin argümanların tutarlılığına ve gücüne aldırış etmeksizin, birçok argüman sunarak rakibini retorik olarak alt etme girişimidir. Esas itibarıyla, kişinin argümanlarında nitelikten ziyade niceliğe bakılır. Bu terim 1994 yılında antropolog Eugenie Scott tarafından ortaya atılmıştır. Scott ortaya attığı bu terimin adını yaratılışçı Duane Gish''den esinlenerek koymuştur. Duane Gish evrimin bilimsel gerçekliği karşısında bu tekniği kullanmıştır. Bir kişinin, rakibinin ortaya atılan tüm argümanlara yanıt verememesini sağlamak amacıyla son derece hızlı konuştuğu yayılma adı verilen başka bir münazara yöntemine benzer.
Evrimcilik, evrim teorisini belirtmek için kullanılan bir terimdir. Evrim çalışmaları ilerledikçe tam anlamı da zaman ile birlikte değişti. 19. yüzyılda, organizmaların ilerici kalıtsal değişim yoluyla kendilerini bilinçli olarak geliştirdikleri inancını tanımlamak için kullanıldı. Teleolojik inanç, kültürel evrimi ve sosyokültürel evrimi de kapsayacak şekilde devam etti. 1970'lerde "Neo-Evrimcilik" terimi, "insanoğlunun, kendi kontrolü dışındaki faktörler tarafından değişime zorlanmadığı sürece alışılagelmiş bir yaşam tarzını korumaya çalıştığı" fikrini tanımlamak için kullanıldı.