İçeriğe atla

Tanımlık

Avrupa dillerinde tanımlıklar:
  belirsiz ve belirli tanımlıklar
  sadece belirli tanımlık
  belirsiz ve eklemeli belirli tanımlıklar
  sadece eklemeli belirli tanımlık
  tanımlık yok

Tanımlık, tanım edatı, harf-ı târif veya artikel; bir isimle birlikte kullanılan bir sözcük olup o isme nasıl değinildiğini belirtir. O sözcüğün belirli veya belirsiz, bilinir veya bilinmez olduğuna ilişkin bilgi verir. Türkçede olmayan tanımlık sınıfı, Hint-Avrupa dillerinin birçoğunda bulunur.

Dil bilimciler, tanımlıkları belirleyiciler sınıfına koyarlar.

Tanımlıkların çeşitli fonksiyonları olabilir:

  • Belirli tanımlık (İngilizcede the, Fransızcada le ve la gibi) bir grubun belli bir üyesine değinen tekil ve çoğul isimlerden önce kullanılır. Bu tip tanımlık, daha evvel bahsi geçmiş olan bir isme tekrar değinirken kullanılır.
İngilizce: The cat is sick ("(söz konusu) kedi hasta")
  • Belirsiz tanımlık (İngilizce a/an) bir grubun herhangi bir üyesine değinmek için tekil isimlerden önce kullanılır.
İngilizce: A cat is a mammal ("Kedi bir memelidir")
  • Parçasal tanımlık, kitlesel bir ismin belirsiz bir miktarını ifade eder. Türkçe "biraz" sözcüğü bu işleve sahiptir.
Fransızca: Voulez-vous du café ? ("Biraz kahve ister misiniz?" veya "Kahveden ister misiniz?")
  • Sıfır tanımlık, tanımlığın yokluğudur, bazı dillerde "bir" sözcüğüne tezat olarak kullanılır.
İngilizce: Cats love fish ("Kediler balık sever")

Bazı dillerde belirli tanımlık bir ek olarak sözcüğün sonuna gelir.

Çeşitli Dillerde Tanımlıkların Kullanımı

Arapça

Arapçada belirsiz tanımlık yokken belirli tanımlık, sözcüğün önüne getirilen bir ektir: بيت (bejt(un))‎ ev, البيت (al-bejt(u))‎, (söz konusu) ev

Arnavutça

Arnavutçada belirli tanımlık, sözcüğün sonuna getirilen bir harftir: shtëpi, ev shtëpia, (söz konusu) ev

Fransızca

Fransızcada yalnızca iki adet cinsiyet bulunduğundan (feminin ve masculin) iki temel tanımlık vardır. Tanımlıklar kendi içlerinde tekil ve çoğul olmak üzere ikiye ayrılırlar. Çoğul tanımlıklar genellikle cinsiyet taşımazlar. Bunun dışında Fransızca, belirli (le, la, les) ve belirsiz (un, une, des) tanımlıkları da birbirinden ayırmaktadır.

Belirli tanımlıklar diğer dillerde de olduğu gibi doğrudan ve net bir biçimde tanımlanan sözcükler için kullanılır.

Fransızcada belirli tanımlık kullanımı

Le frère de Marie habite à Nantes. (Marie'nin kardeşi Nantes'de oturuyor.) → Bu cümleden herhangi bir erkek kardeşten ziyade, net bir biçimde Marie'nin kardeşi ifade edilmektedir.

La maison de mes parents est grande. (Ebeveynlerimin evi büyük.) → Burada da net bir biçimde kime ait olduğu belli olan bir evden söz edilmektedir. Bu nedenle belirli tanımlık kullanılmaktadır.

Fransızcada belirsiz tanımlık kullanımı

J’aime les fleurs de Marie ! (Marie'nin çiçeklerini seviyorum!) → Bu cümleden de anlaşıldığı üzere tam olarak hangi çiçeklerin sevildiği net bir biçimde belirlenmiş değildir.

Marie a un frère. (Marie'nin bir kardeşi var.) Mes parents habitent dans une maison rouge. (Annem ve babam kırmızı bir evde oturuyorlar.) J’aime des fleurs. (Çiçekleri severim.) → Verilen tüm örneklerde bahsi geçen sözcük net bir biçimde açıklanmış değildir. Hangi kardeş, hangi ev, hangi çiçekler gibi sorular cevaplanamamaktadır.

Fransızcada parçasal tanımlık kullanımı

Ayrıca bakınız Parçasal tanımlık

İzlandaca

İzlandacada belirli tanımlık, sözcüğün sonuna getirilen bir ektir: hestur, at; hesturinn, (söz konusu) at

Norveççe

Norveççede belirli tanımlık, sözcüğün sonuna getirilen bir ektir:

hest: at;

hesten: (söz konusu edilen) at

Tanımlada eklenen "en" eki İngilizce'de kullanılan "the" ekinin işlevini görmektedir.

Rumence

Rumencede belirli tanımlık, sözcüğün sonuna getirilen bir ektir: drum, yol; drumul, (söz konusu) yol

Türkçe

Türkçede ayrı bir sözcük olarak belirli tanımlık bulunmamasına rağmen belirtme eki -i bazı cümlelerde benzer bir işlevi yerine getirir.[1]

  • Cam kırdı. (herhangi bir cam)
  • Camı kırdı. (o camdan söz edilmekte)

Benzer şekilde "bir" sıfatı da bazen belirsiz tanımlık fonksiyonunu yerine getirir:

  • Sepetten bir elma aldım.

Kaynakça

  1. ^ Prof Dr. Muharrem Ergin. Üniversiteler için Türk Dili. sf 196. Bayrak Yayınevi. İstanbul. 2009.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Grekçe</span> Yunancanın İlk Çağda konuşulan hali

Grekçe veya Antik Yunan dili, Antik Yunanistan'da ve Doğu Akdeniz havzasında MÖ 9. yüzyıldan MS 6. yüzyıla kadar konuşulmuş olan ölü bir dildir. Arkaik, Klasik ve Helenistik dönemleri vardır. Antik Yunanca olarak da bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Estonca</span> Estonyanın resmi dili

Estonca, Estonya'nın resmî dilidir. 1,1 milyon Estonya vatandaşına ek olarak on binlerce Estonyalı göçmen tarafından konuşulan dil. Ural Dil Ailesi'nin Fin-Ugor dilleri'ne mensuptur. Dil, Finceye oldukça benzemektedir. Dili ailedeki diğer dillerden ayıran en önemli özellik, kısa, uzun ve çok uzun olmak üzere üç farklı tonlama barındırmasıdır.

Özne ya da fâil, bir cümlede yüklem ile bildirilen işi, eylemi ya da oluşu yerine getiren veya yüklem aracılığıyla hakkında bilgi verilen ögedir. Özne, yükleme sorulan "kim" ve "ne" sorularıyla bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Abhazca</span>

Abhazca, Kuzeybatı Kafkas dillerinden biridir. Esas olarak Abhazya, Türkiye’de, Suriye, Almanya, Hollanda, Rusya ve Acaristan 'da konuşulur. Abhazya Cumhuriyeti’nin Rusça ile birlikte resmi dilidir. Abhazca, Abhazya’da yaklaşık 150 bin kişi tarafından konuşulur.

Zamir veya adıl, cümlede varlıkların adları yerine kullanılabilen ve adların yerine getirdiği bütün işlevleri yerine getirebilen ad soylu sözcük. Ben, sen, o, biz, siz, onlar; kendim, kendin, kendi, kendimiz, kendiniz, kendileri; bu, şu, o; kim, ne ve biri gibi kelimeler, sıklıkla zamir olarak kullanılır. Türkçede herhangi bir sözcüğü zamir olarak adlandırmak yanlış olur çünkü pek çok ad soylu sözcük gibi zamirler de cümlede ayrı görevlerde kullanılabilir:

Cümle veya tümce; bir ifade, soru, ünlem veya emiri dile getiren; kendi başına anlamlı sözcükler dizisi. Çoğunlukla özne, tümleç ve yüklemden meydana gelir. Bazen yan cümleciklerle anlamı pekiştirilir veya genişletilir.

Sıfat ya da ön ad; isimlerin ya da diğer sıfatların önüne gelerek onları miktar, sıra, konum, renk, biçim, bıraktığı izlenim gibi çeşitli yönlerden tanımlayan, tarif eden kelime türüdür. Sıfat ile nitelediği veya belirttiği ismin oluşturduğu kelime grubuna "Sıfat Tamlaması" denir. Her sıfat, bir Sıfat Tamlaması kurar. Sıfatın olduğu heryerde aynı zamanda Sıfat Tamlaması'ndan da sözedilir. Sıfat Tamlaması'nın çeşitleri yoktur.

Ek-fiil, ek-eylem veya cevher fiil, Türkçede isimlerin sonuna eklenerek onları yüklem haline getiren bir ektir. Bu ek Eski Türkçe "ér- : olgunlaşmak, yetişmek, tamam olmak" fiilinden evrilip zaman içinde "i-mek" haline gelmiş ve zamanla kökünün de erimesiyle bugün sadece “şu veya bu durumda bulunmak” manalarını cümleye katan (i)-di, (i)-miş, (i)-se ve (i)-dir halleri kalmıştır. Diğer dillerden muadil olarak İngilizce "to be",Latince "esse" fiilleri örnek verilebilir.

Biçimbilim, yapıbilim, biçim bilgisi, şekil bilgisi, morfoloji veya yapı bilgisi dilbilimde sözcüklerin içyapısını inceleyen alt dalıdır. Temel inceleme nesnesi, dilin anlam taşıyan en küçük parçaları olan biçimbirimlerdir. Biçimbilim, sözcükleri, nasıl oluşturulduklarını ve diğer sözcüklerle ilişkilerini inceler ve sözcüklerin kök, gövde ve ek gibi bileşenlerinin yapısını çözümler.

Fransızca dil bilgisi, diğer Latin dilleri dil bilgileriyle benzerlikler barındıran, Fransızcanın yani Fransız dilinin kullanımındaki kuralların bütünü, dil bilgisidir.

Gramerde subjonktif kip, genelde yan cümlelerde kullanılan bir fiil kipidir. Dilek, his, ihtimâl, hüküm, görüş, ihtiyaç veya henüz gerçekleşmemiş bir fiil gibi çeşitli gerçekleşmemiş durumları ifade etmek için kullanılır. Bazen konjonktif kip veya şart kipi olarak da değinilebilir, konjonksiyonları (bağlaçları) izlediği için. Subjonktifin kullanımına dair ayrıntılar dilden dile değişir.

<span class="mw-page-title-main">Geniş zaman</span> Türkçede bulunan haber kipi

Geniş zaman, dilbilgisinde bir eylemin ya da durumun geçmişte, şu anda ve gelecekte gerçekleştiğini belirten zaman yapısı. Geniş zaman yapısı, eylem veya durumun ne zaman başladığını ya da ne zaman biteceğini bildirmez, sadece gerçekleştiğine dair bilgi verir.

Bildirme eki veya bildirme koşacı, Türkçede yükleme kesinlik, belirsizlik, ihtimal gibi anlamlar katan -dir eki. Türkçedeki dört ek-fiilden biridir. Eklendiği kelimedeki ses kurallarına uyarak -dır, -dur, -dür, -tir, -tır, -tur ve -tür hâllerine dönüşebilir:

Şahıs eki veya kişi eki, yüklemin kişisini (özneyi) belirten ek. Fiil kiplerine veya ek-fiillere eklenerek işin veya oluşun kim tarafından gerçekleştirildiğinin anlaşılmasını sağlayan eklerdir.

Anlatım bozuklukları, yazılı veya sözlü anlatımda karşılaşılan hatalardır. Bu hatalar yapısal (dilbilgisel) veya anlam ve mantık bakımından olabilir. Öge eksikliği, ek eksikliği gibi yapısal bozukluklara "bağlaşıklık hataları"; gereksiz sözcük kullanımı, yanlış sözcük kullanımı gibi anlamsal bozukluklara ise "bağdaşıklık hataları" denir.

Ge'ez (ግዕዝ), Eritre ve Kuzey Etiyopya'da konuşulmuş eski bir Sami dilidir. Dil Etiyopya Ortodoks Tevhîdî Kilisesi'nin ayin dili olup Ge'ez alfabesi ile yazılmaktadır.

Sorani dilbilgisi, Irak ve İran'da konuşulan bir Kürtçe lehçesi olan Soranicenin dilbilgisidir.

Parçasal tanımlık, bazı dillerde sayılamayan maddelerin belirsiz miktarını ifade etmek için kullanılan bir tanımlıktır. Kullanılan bu tanımlık sayesinde maddenin belirsiz miktarı ile bu miktarın kökeni yani genel miktarı arasında bir bağ kurulur.

<span class="mw-page-title-main">Arapça dilbilgisi</span> Arapça dil kuralları

Arapça dilbilgisi Arap dilinin yapısını inceler. Arapça bir Sami dili olmakla birlikte diğer Sami dillerin dilbilgisi kurallarıyla benzerlik göstermektedir.

Esperanto dilbilgisi, kuralları aşırı şekilde düzenli olması için tasarlanmıştır. Eklemeli bir dil olan Esperanto'nun kelime dağarcığı Hint-Avrupa dil ailesi, özellikle de Latin, Slav ve Germen dilleri esas alınarak hazırlanmıştır. Esperanto serbest cümle dizimine sahiptir, cümledeki ögelerin yerleri değiştirildiğinde cümlenin anlamı değişmez.