İçeriğe atla

Sultanahmet Mitingleri

Mitingden manzaralar

Sultanahmet Mitingleri, 15 Mayıs 1919'da İzmir'in İşgali üzerine Türk Ocağı ve Karakol Cemiyeti tarafından İstanbul'da Sultanahmet Meydanı'nda ilki 23 Mayıs 1919'da düzenlenen, her birine yaklaşık 150-200 bin kişinin katıldığı dört mitingdir.

İzmir'in işgalini kınamak ve direnişi yaymak için İstanbul'da ilk olarak Fatih, Üsküdar–Doğancılar, Kadıköy mitingleri yapılmıştı. Sultanahmet Mitingleri, 23 Mayıs 1919, 30 Mayıs 1919, 10 Ekim 1919, 13 Ocak 1920 tarihlerinde gerçekleşti. Amaç, Osmanlı sarayına, I. Dünya Savaşı'nın galibi Avrupa hükûmetlerine ve Avrupa kamuoyuna Türk halkının sesini, Anadolu'nun işgaline itirazını duyurmaktı. Mitinglerin ardından alınan kararlar kağıda dökülüp İtilaf Devletleri temsilciliklerine ve saraya götürülmüş, yurtdışına telgraflar çekilmiştir.

Tanınmış kişilerin konuşmacı olduğu ve coşkulu konuşmalar yaptığı Sultanahmet mitingleri, yurt çapında millî bilinç uyandırılmasında ve Kuvâ-yi Milliye 'nin örgütlenmesine rol oynadı.

Mitingler

Birinci Sultanahmet Mitingi

Birinci miting, 23 Mayıs 1919 günü Cuma namazının ardından gerçekleşti. Türk Ocakları ve Milli Kongre'nin katkıları ile düzenlenen bu miting, katılımcı sayısı ve basınında ses getirmesi açısından dört mitingin en büyüğüdür.[1] Halide Edip Hanım'ın dinleyicilere ettirdiği yemin ile özdeşlemiştir.

Miting gününden bir hafta önce İstanbullular, hazırlanan davetiyeler yoluyla mitingden haberdar edilmişti. Bu davetiyelerin içeriğinde Cuma günü camilerde ve evlerde namaz kıldıktan sonra haksızlıklara karşı feryat etmeleri, kurtuluş için çalışmaya yemin etmeleri istendi. Yüz binden fazla insan, ellinin üzerinde cemiyet ve parti bu mitinge katıldı. Konuşmacılar için Cami tarafındaki duvarın yanına bir kürsü yerleştirildi.[1]

Birinci Sultanahmet Mitingi'nde şair Mehmet Emin Bey, Halide Edip Hanım, Fahrettin Hayri Bey, Dr. Sabit Bey, Selim Sırrı Bey birer konuşma yaptı. İlk olarak Mehmet Emin Bey, "Kardeşlerim" hitabıyla başlayan ve Halide Edip Hanım'ın Ateşten Gömlek (1923) adlı eserinde anlattığı etkileyici bir konuşma yapmıştır. İkinci olarak basın mensupları adına konuşan Fahrettin Bey, sözlerini Tevfik Fikret'e ait ‘Zulmün topu var, güllesi var, kal’ası varsa, Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır; ’ dizesiyle bitirdi. Fahrettin Bey'den sonra kürsüye Halide Edip Hanım çıktı.

Daha önceki mitinglerde de konuşan Halide Edip Hanım, bu mitingde “Hükümetler düşmanımız, milletler dostumuz ve kalbimizdeki haklı isyan kuvvetimizdir.” sözleri ile dikkatleri iyice üstüne çekti.[2] Konuşmasının sonunda göz yaşları içinde dinleyicilere insanlık ve adalet ilkelerine bağlı kalacaklarına, her ne zorluk olursa olsun hiçbir güç ve kuvvete teslim olmayacaklarına dair bir yemin ettirdi.

Miting sonunda alınan kararlarda; işgal edilen noktalar boşaltılıncaya kadar Türk halkının makam-ı saltanat etrafından demir bir çember olacağı, memlekette siyasi ihtirasların sona ermesi gerektiği ve Saltanat şurasının olağanüstü toplanmasının gerektiği belirtildi[3].

İkinci Sultanahmet Mitingi

Sultanahmet'teki ilk mitingden bir hafta sonra, 30 Mayıs 1919 günü Cuma namazının ardından İkinci Sultan Ahmet mitingi yapıldı. Polis Müdürlüğü "dua günü" adlı ile yapılan bu toplantıya sadece dinî mahiyet taşıması ve Sultanahmet Cami’i içinde kalması şartıyla özel izin vermişti.[3]

Yasağa rağmen, İtilaf devletlerinin gözünün önünde tekrar büyük bir miting gerçekleşti. Katılımcı sayısı yüz binden fazla idi. Caminin önüne yerleştirilmesinde izin verilmediği için kürsü bu sefer Sultanahmet türbesinin önüne yerleştirildi. Mitingde en az beş kişinin konuşma yaptığı bilinmektedir. Konuşmacılar genel olarak Wilson Prensiplerin'e değindiler ve 12. maddenin bir an evvel uygulanması gerektiği vurguladılar.

İlk konuşmacı olan İsmail Hakkı Bey, konuşmasında İzmir'in işgal eden Yunanlar'ın ardında İtilaf Devletleri'nin olduğunu ve Avrupalılarla mücadeleye hazır olduklarını vurguladı. İstanbul Darülfünunu’ndan yeni mezun Şükufe Nihal Hanım, ikinci konuşmacı idi. Bir hafta önceki mitinge Halide Edip Hanım'ın konuşmasının damga vurması gibi bu mitinge de Şükufe Nihal Hanım'ın "Aziz vatan, beşiğimiz sendin, mezarımız yine sen olacaksın!” sözleriyle sonlanan konuşması damga vurdu.[1] Fransız dergisi L'Illustration, 7 Şubat 1920 tarihli sayısında Nakiye Hanım'ın işgal devletlerini kınayan konuşmasına tam sayfa yer verdi.[4] Dr. İsmail Hakkı Bey konuşmasında Yunan güçleri ve İtilaf Devletlerini vahşiler olarak nitelendirdi.

Alınan kararlar ve vatanın kurtarılması için atılması istenen adımlar miting sonunda padişaha, hükûmete ve İtilaf devletlerinin temsilciliklerine bildirildi. İngiliz Yüksek Komiseri, bundan sonra İstanbul ve çevresinde herhangi protesto ve gösteri yapılmasına kesinlikle izin vermeyeceklerini, hükûmetin önlem almasını istediklerini mitingin ertesi günü Sadrazama bildirmiş ve bir genelge yayınlayarak İstanbullulara sükunetli davranmaları gerektiğini bildirmiştir. Bu genelgeden sonra altı ay boyunca İstabul'da bir miting yapılmamıştır.[1]

Üçüncü Sultanahmet Mitingi

Anadolu'daki Erzurum ve Sivas Kongreleri'nin ardından 10 Ekim 1919 günü Sultanahmet Camisi'nde üçüncü büyük miting yapıldı. Bu miting ile işgal hareketi kınandı; Anadolu'daki Kuva–yı Milliye hareketi alkışlandı ve başarısı için dualar edildi. O mitinge ait görüntüler bulunmamaktadır. Fahrettin Bey, Hamdullah Suphi Bey, şair Mehmet Emin Bey, Rıza Nur Bey, Fatih Camii'nin hatibi Şevket Efendi bu mitingin konuşmacılarındandır. Gazetelerde çıkan yazılardan konuşmalardaki tonun sertleştiği anlaşılır.[5]

Dördüncü Sultanahmet Mitingi

İstanbul halkı, Sultan Ahmet meydanında 13 Ocak 1920 günü tekrar bir miting yaptı. Bu mitingi Darülfünun öğrencileri 5 Ocak 1920’de yaptıkları bir toplantıda planlamıştı. Dördüncü miting, İstanbul’da Milli Mücadele döneminde yapılan son büyük miting oldu. 150binden fazla insan katıldı. Kürsü bu kez Ayasofya Hamamı'nın önüne yerleştirilmişti. Önceki mitingler gibi Cuma namazının ardından gerçekleşen mitingde Rıza Tevfik Bey, Nakiye Hanım ve Hamdullah Suphi Bey konuşma yaptı.

Rıza Tevfik, konuşmasında Türklerin de tıpkı Avrupa milletleri gibi medeni bir millet olduğunu anlatı. Muallimler Cemiyeti Başkanı Nakiye Hanım dinleyicilere "içinizde atalarının mezarlarını, onların yaptırdığı cami ve türbeleri bırakacak bir erkek var mıdır?" diye sordu. Vatanın kurtuluşunda kadınların da erkekler kadar yer alacağını belirtti. Hamdullah Suphi konuşmasında Anadolu’nun geleceğinde başka devletlerin söz hakkı olmadığını vurguladı. Hamdullah Suphi Bey, konuşmasının bir yerinde Fransız halkına seslenmişti; bu sözlerden dolayı Posta, Telgraf ve Telefon Umum Müdürü Yusuf Razi Bey’in Fransız eşi Madam Jeannina kürsüye çıkarak halka “Türkler ölmeyecektir” diye haykırdı. Yarı Türkçe yarı Fransızca konuşmasında Fransızların Türkleri destekleyeceğini söyledi.[1]

Dördüncü miting sonunda şu kararlar alındı: İstanbul başkent olarak kalacaktır; Edirne Türklere bırakılacaktır ve Batı Anadolu’nun tamamı dahil olmak üzere İzmir, Yunanların ve diğer devletlerin işgalinden kurtarılacaktır. Bir heyet Yıldız Sarayı'na giderek kararları padişah Vahdettin'e sundu. Sadrazam, Meclis-i Mebusan ve Meclis-i Ayan’a birer kopya verildi. Ayrıca İngiltere Yüksek Komiserliğine bir protesto mektubu verildi. Mektupta, İstanbul işgal edilirse, ortaya çıkabilecek bütün olaylardan özellikle İngilizlerin sorumlu tutulacağı belirtildi.[1]

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f Kirmit, Ömer Faruk (28 Aralık 2020). "İzmir'in İşgalinden Sonra Yapılan Büyük Sultan Ahmet Mitingleri". Tarih ve Gelecek Dergisi. 6 (4): 1325-1343. doi:10.21551/jhf.829454. ISSN 2458-7672. 28 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2024. 
  2. ^ Gümüş, Ramazan (7 Nisan 2020). "Türk'ün Ateşle İmtihanı". Tarih Kritik Dergisi. 6 (2): 221-223. ISSN 2149-8733. 12 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Ocak 2024. 
  3. ^ a b Özdemir, Nuray (1 Ocak 2021). "MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ MİTİNGLERİNDE TÜRK KADINI". Belgi Dergisi (21): 1-22. doi:10.33431/belgi.769611. ISSN 2146-4456. 8 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2024. 
  4. ^ "Nakiye Hanım ve kadınlar Yunan işgaline karşı meydanlarda". #tarih. 28 Ocak 2022. 1 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2024. 
  5. ^ "Tarihin Ruhu:İstanbul Mitingleri 2. bölüm". TRT. 8 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Ocak 2024. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Türk Kurtuluş Savaşı</span> Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki direniş hareketinin işgal kuvvetleri ve iş birlikçilerine karşı verdiği siyasi ve askerî mücadele

Türk Kurtuluş Savaşı, I. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu'nun İtilaf Devletleri'nce işgali sonucunda Mîsâk-ı Millî sınırları içinde ülke bütünlüğünü korumak için 1919-1922 yılları arasında gerçekleştirilen çok cepheli siyasi ve askeri mücadeledir. Batı Anadolu'da İtilaf Devletleri'nin harekete geçirdikleri Yunan ordusuna; güneyde Fransız ordusuna; doğuda Ermenistan'ın kuvvetlerine; İstanbul rejimine sadık milislere, feodal güçlere ve ayrılıkçılara karşı savaşılmıştır. Bu mücadelenin Batı Cephesi Yunan millî belleğine "Küçük Asya Felaketi" adıyla kazınmıştır. Savaş sırasında Yunan ve Ermeni kuvvetleri, bir etnik temizlik harekâtı olarak, Türk halkına karşı katliamlar, yağmalar ve tecavüzler gerçekleştirmiştir. Savaş, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla sonuçlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Mondros Mütarekesi</span> Osmanlı İmparatorluğunu fiilen sona erdiren ateşkes antlaşması

Mondros Mütarekesi ya da Mondros Ateşkes Antlaşması, I. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan mütarekename. Osmanlı İmparatorluğu adına Bahriye Nazırı Rauf Bey tarafından, Limni adasının Mondros Limanı'nda demirli Agamemnon zırhlısında 30 Ekim 1918 akşamı imzalanmıştır. Bu antlaşma ile beraber Osmanlı İmparatorluğu fiilen sona ermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Mehmet Emin Yurdakul</span> Türk şair ve milletvekili

Mehmet Emin Yurdakul, Türk şair ve milletvekili. "Türk Şairi", “Millî Şair” olarak anılır.

<span class="mw-page-title-main">Refet Bele</span> Türk asker ve siyasetçi

İbrahim Refet Bele, Türk asker ve siyasetçi. Kurtuluş Savaşı'na katılan ilk beş generalden birisidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarında İçişleri Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı görevlerinde bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Hamdullah Suphi Tanrıöver</span> Türk yazar ve siyasetçi

Hamdullah Suphi Tanrıöver, Türk edebiyatçı, yazar, öğretmen, milletvekili, siyasetçi. Kurtuluş Savaşı ve cumhuriyetin ilk yıllarında TBMM'de yaptığı coşkulu konuşmaları nedeniyle "Millî Hatip" ve "Cumhuriyet Hatibi" olarak tanınan bir siyaset adamı ve yazardır. Ayrıca İstiklâl Marşı'nı Türkiye Büyük Millet Meclisinde ilk okuyan kişidir.

<i>Ateşten Gömlek</i> Halide Edib Adıvar tarafından yazılan roman

Ateşten Gömlek, Halide Edip Adıvar'ın savaş sırasında yaşanan bir aşk öyküsünü konu edinen ve 1922 yılında Kurtuluş Savaşı devam ederken tefrika edilmiş olan romanı.

İzmir Müdâfaa-i Hukuk-ı Osmâniye Cemiyeti, Moralızade Halit ve Nail Beyler ile arkadaşlarınca kuruldu. Ama İttihat ve Terakki'nin güçlü olduğu merkezlerden biri olan İzmir'de Mondros Mütarekesi'nin hemen ardından örgütlenmeye gidilmesi sakıncalı bulunabileceği için, kuruluş bildirgesi ancak 1 Aralık'ta vilayete verilebildi. Örgütün etkin bir yapıya kavuşması, Nurettin Paşa'nın İzmir'e vali olarak atanmasından sonra gerçekleşti. Ocak 1919'da bu dönemde kurulmuş bir başka örgüt olan Heyet-i İlmiye ile birleşti.

<span class="mw-page-title-main">Karakol Cemiyeti</span> Osmanlı İmparatorluğu‘nda istihbarat örgütü

Karakol Cemiyeti, Mütareke döneminde Osmanlı istihbarat örgütüdür.

<span class="mw-page-title-main">Halide Edib Adıvar</span> Türk yazar, öğretmen ve politikacı (1884–1964)

Halide Adıvar, Türk yazar, siyasetçi, akademisyen ve öğretmen. Halide Onbaşı olarak da tanınır.

Balıkesir Kongresi, 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Mütarekesi'nden TBMM'nin kurulduğu 23 Nisan 1920 tarihine kadar geçen süreye "Kongreler Dönemi" denilir. Bu süre içindeki 30 dolayında kongrenin "beşi", 1919 ve 1920 yıllarında toplanan Balıkesir kongreleridir. Bunlardan 1, 4 ve 5. kongreye Karesi (Balıkesir) Mebusu (Milletvekili) Mehmet Vehbi Bolak, 2 ve 3. kongreye, harekete sonradan katılan Balıkesir eski Mutasarrıfı Hacim Muhittin Çarıklı başkanlık etmiştir. Bu kongreler, 15 Mayıs 1919'daki İzmir işgalinin hemen ertesi günlerinde Balıkesirliler'in Mehmet Vehbi Bolak önderliğinde kurdukları direniş teşkilatıyla başlattıkları hareketlerin birer parçasıdır. İçlerinde, sadece üç asker vardır: Miralay (Albay) Kazım Özalp, Askeri Kaymakam (Yarbay) Ali Çetinkaya ve Yüzbaşı Kemal Balıkesir. Balıkesir hareketi Millî Mücadele'nin başarıya ulaşmasında önemli rol oynamış; İzmir'den Anadolu içlerine yürümek isteyen Yunan kuvvetlerini engelleyerek, Millî Ordu'nun hazırlanması için Mustafa Kemal Paşa'ya, her saniyesi altın değerinde on üç ay kazandırmıştır.

<span class="mw-page-title-main">İzmir'in İşgali</span> Yunanistanın 1919-1922 yıllarında İzmirde gerçekleştirdiği işgal

İzmir'in İşgali, I. Dünya Savaşı sonrasında Paris'te toplanan uluslararası barış konferansının kararıyla İzmir kentinin 15 Mayıs 1919'da Yunanistan Krallığı tarafından işgaliyle başlayan ve 7 Eylül 1922'de Yunan ordusunun İzmir'i terk etmesinin ardından 9 Eylül 1922'de Türk ordusunun kente girmesiyle sona eren işgal.

<span class="mw-page-title-main">İzmir'in Kurtuluşu</span> İzmirin Yunan işgalinden kurtuluşu

İzmir'in Kurtuluşu, 26 Ağustos'ta başlayan Büyük Taarruz harekâtı sonucu Türk ordusunun Yunan işgali altındaki İzmir'e 9 Eylül 1922'de girmesini belirten tarih terimidir.

<span class="mw-page-title-main">İstanbul'un İşgali</span> Mağlup Osmanlı İmparatorluğunun başkentinin İtilaf Devletleri tarafından işgali

İstanbul'un İşgali, Osmanlı İmparatorluğu ve İtilaf Devletleri arasında imzalanan Mondros Bırakışması ile Birinci Dünya Savaşı'nın bu ülkeler arasında sona erdiğinin ilan edilmesinin ardından gerçekleşmiştir. Osmanlı başkenti İstanbul, önce 13 Kasım 1918, sonra 16 Mart 1920'de olmak üzere iki kez işgal edildi. İlk işgalde, İstanbul'un önemli ve stratejik noktaları kontrol altına alındı ancak idareye el konulmadı; ikinci işgal ile idareye el konuldu. Eylül 1922'ye gelindiğinde, İzmir'in Kurtuluşu'ndan sonra, Mustafa Kemal Paşa İstanbul'u kurtarmak için Türk birliklerine İngiliz ve Fransız işgalindeki Çanakkale'ye hareket etmeleri emrini verdi. Bu emir üzerine Çanakkale Krizi patlak verdi. Türkler Kurtuluş Savaşı verdiği sırada İrlanda sorunuyla uğraşan Birleşik Krallık, Ankara Hükûmeti ile savaşın eşiğine geldi. Liberal Başbakan David Lloyd George Mustafa Kemal'in birliklerine karşı taarruza geçilmesini istediyse de müttefiklerinin desteğini alamadı ve ülkesindeki savaş karşıtı muhalefet ile dominyonların güçlü direnişiyle karşılaştı. Lloyd George'u gereksiz bir savaş başlatmaya çabalamakla itham eden Muhafazakâr Parti'nin 19 Ekim 1922'de Carlton Club deklarasyonu ile koalisyondan ayrılması sonucu Lloyd George hükûmeti düştü. İlerleyen süreçte diplomatik olaylar Türklerin lehine gelişti. İşgal, son İtilaf birliklerinin 4 Ekim 1923'te şehri terk etmesinden sonra, Şükrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolordu birliklerinin 6 Ekim 1923'te tören eşliğinde şehre girmesiyle sona erdi.

Müdâfaa-i hukuk cemiyetleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi'ni imzalayarak İtilaf Devletleri'ne teslim olması üzerine Osmanlı Türkiyesi'nin çeşitli kent ve kasabalarında oluşturulan ve Millî Mücadele'nin ilk örgütsel çekirdeğini oluşturan sivil kuruluşlara verilen ad.

<span class="mw-page-title-main">Nakiye Elgün</span> Türk siyasetçi ve eğitimci

Nakiye Elgün, Türk siyasetçi ve eğitimcidir.

<span class="mw-page-title-main">İstanbul'un Kurtuluşu</span> İstanbulun İtilaf Devletlerince işgalinin sona ermesi

İtilaf Devletleri donanmaları 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması'na dayanarak 13 Kasım 1918'de Haydarpaşa önlerine demirleyip İstanbul'a girdi. Fiilen gerçekleşmiş olan işgal, 16 Mart 1920 tarihinde resmi işgale dönüştü.

Suphi Ziya Özbekkan, Türk besteci, avukat.

1919 Osmanlı genel seçimleri, Mütareke yıllarında ve İstanbul, İzmir, Batı Anadolu, Trakya başta olmak üzere ülkenin pek çok bölgesinin işgal altında olduğu bir dönemde gerçekleştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Latife Bekir Çeyrekbaşı</span> Osmanlı-Türk siyasetçi, eğitimci ve aktivist

Latife Bekir Çeyrekbaşı veya Atatürk'ün verdiği soyadı ile Latife Işıkdoğdu, Osmanlı-Türk eğitimci, siyasetçi ve kadın hakları savunucusu.

Bu sayfada 1920 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşanan olaylar yer alır.