İçeriğe atla

Türk Kurtuluş Savaşı El-Cezire Cephesi

Türk-İngiliz Cephesi
Türk Kurtuluş Savaşı

Ali İhsan Paşa, Dadaylı Halid Bey ve Britanya temsilcileri (Kuzey Irak, Kasım 1918)
Tarih31 Ekim 1918 - 24 Temmuz 1923
Bölge
Kuzey Mezopotamya, Hakkari civarı ve İran'ın yakınları
Sebep İngilizlerin Musul'u işgal etmesi
Sonuç

Sonuçsuz, askeri çıkmaz

  • Hakkari Türkiye'ye devredildi
  • Musul Sorunu'nun başlangıcı
Taraflar
Türk Ulusal Hareketi KürtlerHicaz Krallığı AraplarBritanya İmparatorluğu Britanya İmparatorluğu
Komutanlar ve liderler
Şefik "Özdemir" Bey Şeyh Mahmud Berzenci
Kürdistan Bölgesel Yönetimi Simko
Hicaz Krallığı Faysal bin HüseyinBritanya İmparatorluğu Edmund Allenby
Güçler
13. Kolordunun kalıntıları (başlangıçta)[1]
6.700 (düzenli ordunun kuruluşu, aralık 1920)[2]
10.000 (1922)[3]
5,000 (Simko'nun çetesi)[4] bilinmiyor 20.000-30.000 (başlangıçta)[1]
Bazı taraflar birbirleriyle kısa süreliğine ittifak kurmuşlardır.

Osmanlı İmparatorluğu, I. Dünya Savaşı'ndan ayrıldıktan sonra İngilizler ilk iş olarak Musul Vilayeti'ni işgal etti. Mondros Ateşkes Antlaşması'na bile aykırı olarak işgal edilen Musul Vilayeti'ni tekrar elde edebilmek için çeşitli planlar tatbik edildi. Zaten bölge ahâlîsinin çoğunluğunun Türk ve Kürtlerden müteşekkil olması, Anadolu Türkleri ile kültürel bağların kurulmasında kolaylık sağlamıştı. Hem bölge insanının ayaklanmaları hem de Özdemir Bey'in komutanlık ettiği Derbent Muharebesi cephedeki önemli gelişmelerdendir.

Arka planı

İngilizler, Musul'da uygulanacak yönetim biçimini oluşturmada yöredeki kabiliyetli, nüfuzlu insanlardan istifade etmeyi ümit etmişler, fakat halk içinde gerek İngiliz idaresine gerekse İngiliz tahakkümünde kurulacak kukla bir idareye karşı sert bir tavır sergilemişti. Erbil, Kerkük ve Süleymaniye'deki Türkmenler, kurulması düşünülen Kürdistan'a bağlanıp bir Kürt yönetimi altına girmek istememişler, Musul'daki Kürtler de Arap idaresini kabullenmemişlerdi.

İlk ayaklanma

İlk ayaklanma 25 Mayıs 1919'da gerçekleşti. Ayaklanmaya Berzenci ve Hemavend aşiretleri katıldı. Caf aşiretinden katılanlar da oldu. Şeyh Mahmud Berzenci'nin kardeşi Şeyh Abdülkadir komutasındaki aşiretler Süleymaniye'yi geri aldı. Burada bulunan İngiliz subaylar ve memurlar tutuklandı. Kasalara el kondu. İngiliz bayrağı indirildi. Bunun yerine yeşil rengin üzerindeki kırmızı daireye yerleştirilmiş hilalden oluşan yeni bayrak göndere çekildi. Bu bayrak cephe kapanana kadar kullanılacaktır.

Taşlıca Muharebesi

Ayaklanmanın yayılmaması için Kerkük'teki İngiliz komutanlığı harekete geçti. Gönderilen kuvvetlerde zırhlı ve motorlu araçlar yer aldı. Bu kuvvetlere yerel süvari birlikleri de destekliyordu. İngilizlerin elinde kamyonet ve onlara monte edilen Lewis mitralyözleri olarak bilinen makineli tüfekler mevcuttu.

Mahmud Berzenci, ateş ve sürat üstünlüğü olmayan Süleymaniye'yi savunmak çok zordu. Bunun üzerine birlikler kentten 40 kilometre uzaklıkta olan Taşlıca'ya konuşlandı. Gelen İngiliz birlikleri bu bölgede yenilgiye uğrattı. İngiliz kaynaklarına göre 4 zırhlı araç ve 19 kamyonet tahrip edildi. Bir Türk subay Kazım Karabekir'e verdiği raporda 2500 telefat ve bol sayıda ganimet elde edildiği iddia etmiştir.

Süleymaniye'ye ikinci taarruz

Taşlıca'daki zafer İngilizleri telaşlandırdı. Zira bu savaştan sonra kararsız olan aşiretler Mahmud Berzenci'ye katılmaya başladı. Bu yenilgiyi telafi edebilmek için Tuğgeneral Fraser harekete geçti. Kerkük'te bulunan Burma ve Bengal gibi sömürge askerlerinden meydana getirilen binlerce piyade ve süvari birliği ile birlikte üç topçu bataryası ve bir Hint makineli tüfek taburu harekete geçti. Bu birlikleri RAF da destekliyordu.

İngiliz birlikleri, 17 Temmuz günü Mahmud Berzenci yanlısı birliklerin konuşlandığı Bazyan geçidine yürüyerek 5 km uzaklıktaki Kak Ahmet Köyü'ne mevzilendi. Ertesi gün saldırı başladı. Üstün ateş gücüne sahip İngiliz kuvvetleri Bazyan Geçidi'ndeki direnişi kırdı. Savunmanın zayıf olduğu bu geçitte 100 direnişçi esir düştü. Mahmud Berzenci ağır yaralandı ve Süleymaniye'ye giren İngilizlere esir düştü.

Telafer Ayaklanması

Mahmud Berzenci'nin esir alınmasıyla 1919'daki direniş hareketi sona ermişti. 1920 yılındaki direniş hareketlerin merkezi Süleymaniye'den Musul'a kaydı. I. Dünya Savaşı sırasında Musul valiliği yapan Van valisi Ali Haydar Bey'in çabaları ile Hilaliye cemiyetini oluştu. Bu cemiyetin çalışmaları sonucunda bir dizi ayaklanma meydana geldi. Bu ayaklanmalardan en önemlisi Telafer ayaklanmasıdır.

Bu bölgenin seçilmesinin sebebi İngilizlerin Irak'taki en zayıf bölgesinin burası olmasıdır. Ayaklanmanın liderliğine Kaymakam ve aynı zamanda yarbay olan Cemil Muhammed Halil Efendi getirildi. Telaferlilerden oluşan direnişçiler bu bölgede bulunan Hint sömürge askerlerini kentten attılar. Böylece şehir direnişçilerin eline geçti.

Hazırlanan plana göre burada ayaklanma meydana gelince Deyrizor ve Nusaybin'den gelecek olan birlikler buradaki direnişçiler ile birleşerek Musul'a yürünecekti. Musul yeraltındaki direnişçilerde bu harekete destek verecekti. Ancak yedek kuvvetler gecikince İngilizler, toparlanarak Telafer'e yürüdü. Böylece ayaklanma bastırıldı.

Revanduz Ayaklanması

Telafer ayaklanması bastırıldıktan sonra bu cephedeki direniş, Musul Vilayeti'nin kuzeydoğu kısmında, özellikle de Revanduz'da yoğunlaştı. Mahmud Berzenci'nin esir düşmesinden sonra yörede direnişi devam ettiren Kürt güçlerin liderliğini Erbil'le Revanduz arasında yaşayan Surci aşireti ile Zap'ta yaşayan Zebar aşireti yapıyordu.

Ayaklanma devam ederken Türkiye'den az da olsa destek görmüştü. Bölgeye 3 subay, 100 erden oluşan bir bölük Revanduz'a gönderilmişti. Ayrıca 9 Ağustos 1921 yılında halktan oluşan birlikler ile gönderilen bölüğün başına Binbaşı Şevki Bey getirildi. Bütün bunlar küçük destek olmasına rağmen askeri deneyimi olmayan aşiretler için önemli bir yardım oldu ve şehrin egemenliğini ele geçirdi.

Babaçiçek Boğazı Muharebesi

Revanduz'daki ayaklanma sonucunda İngilizler kaybettikleri hakimiyetini tekrar kazanmak için harekete geçti. 16 Aralık 1921 yılında İngilizler toplamış oldukları kuvvetlerle Revanduz'a ilerledi. Bu kuvvetlere RAF da destek veriyordu. Ancak bu birlikler Babaçiçek Boğazı'nda kıstırıldı. Çıkan çatışmada İngilizler ağır yenilgi aldı. Ayrıca 2 savaş uçağı da kaybedilmişti.

Özdemir müfrezesi

1921 yılında imzalanan Ankara Antlaşması ile Güney Cephesi kapanmıştı. Burada savaşan birlikler El-Cezire Cephesi'ne gönderildi. Bu kuvvetlerin başında Antep Kuşatması sırasında kahramanlık gösteren Özdemir Bey bulunuyordu.[5]

Diyarbakır'dan hareket eden birlik Şemdinli'den Revanduz'a hareket etti. Hareket esnasında bölgedeki Kürt aşiretleri müfrezeye katılıyordu. Bu birliğin İngilizler ile ilk ciddi teması RAF'ın birliğe yönelik 12 uçakla gerçekleştirdiği hava harekâtıydı. Ancak Temmuz'un ortalarında gerçekleşen bu hava harekâtı pek başarılı olamadı. Zira karadan hedeflere yönelik operasyon yapılamıyordu.

Süleymaniye'deki çatışmalar

Süleymaniye-Kerkük arasında bulunan Cemcemal kasabası yakınlarındaki Zaza aşireti Hemavend'in başı olan ve ilk ayaklanmayı gerçekleştiren Şeyh Mahmud Berzenci'nin de yakın arkadaşı Kerim Fettah Bey ayaklandı. 250 kişilik bir süvari gücü oluşturarak Süleymaniye'ye akın düzenledi. İngilizler büyük kuvvetle karşılarına gelince Revanduz'a çekildi. Süleymaniye Mutasarrıfı Abdullah Bey'in Özdemir Bey'e gönderdiği mektupta bu baskın sonucunda bir İngiliz yüzbaşısıyla 6 askerin öldürüldüğünü ve burada bulunan 23 uçaktan 8'nin hasarlı hale geldiğini belirtmiştir.

Derbent Muharebesi

Bu baskın ve Türkiye'den getirilen birlikler Güney Kürdistan'da bir umut doğurmuştu. İngiliz adamı olarak nitelendirilen Nemrut Mustafa Süleymaniye halkına görünemiyordu. İngilizler ile yüksek ilişkilerde bulunan Babebekir Ağa'nın Pişdar aşireti'nden birçok kişi Özdemir Bey'e yakınlaştı.

Bundan yaralanan Özdemir Bey, Babebekir Ağa'nın üzerine yürüdü. 18 Ağustos'ta Özdemir müfrezesi Babebekir Ağa yandaşlarını Sartiş Deresinde kıstırdı ve çoğunu yok etti. Böylece işbirlikçiler ve yerel kühalktan direnişçilere katılım hızla arttı. Bu destekle Derbent Boğazı'nda bulunan İngiliz, İngilizlerin Hint sömürge askerleri ve yerel Nasturi milislerine karşı operasyon başlatıldı.

31 Ağustos'ta başlayan operasyon sonucunda İngilizler ve işbirlikçiler geri çekilmeye başladı. Uçakların desteği ile Köysancak'a çekilmek isteyen İngiliz birlikler direnişçiler tarafından engellendi ise de mühimmat eksikliğinden dolayı takip devam ettirilemedi. Çatışmalar sonucunda 3'ü subay olmak üzere yüzlerce İngiliz ve işbirlikçi öldürüldü. Aynı zamanda 4 İngiliz uçağı düşürüldü. Müfreze 14 asker kaybetmişti. Ancak ganimet olarak 6 makineli tüfek ve 2 top ele geçirildi.

İngilizlerin kuvvetleri bölme planı

İngilizler bölgedeki başarısızlığın telafisi için Şeyh Mahmud Berzenci'yi devreye soktular. Mahmud Berzenci'nin devreye girmesi aşiretleri böldü, bir kısım aşiretler Türklerin yanında mücadeleyi yeğlerken diğer bir kısım aşiretler mahallî muhtariyet elde etmenin mümkün olabileceği düşüncesiyle Mahmud Berzenci'nin himayesini tercih ettiler. Bu yolla Mahmud Berzenci Süleymaniye'ye girmeye muvaffak olmuştur. İngilizler, Mahmud Berzenci'yi Kürtleri bölmek için devreye sokmuştu. İngilizlerin planı ilk günler tutmasına rağmen 14 Eylül 1922 günü başkan ilan ettikleri Mahmud Berzenci İngilizlere karşı isyan etmiştir. Bunu üzerine İngilizler bu defa devreye Seyyid Taha'yı sokmaya kalktılar ve Bağdat'a çağırıp yüksek komiser ile görüştürdüler.

Seyyid Taha Türkleri Revanduz'dan çıkarıp aşiretleri yanına alabileceğini beyan etmişti. Bu sırada Siirt'ten hareket eden Ali Bey, Musul sınırını aşarak başarılı bir şekilde ilerlemekte ve Türkiye'ye taraftar aşiretleri silahlandırmaktaydı. Musul uleması, İngilizlerin bölgede yapacakları seçimin boykot edilmesi gerektiğine dair fetva çıkarmışlar, fakat İngilizler ve Irak Hükûmeti buna karşılık olarak bunların ileri gelenlerini sürgüne göndermişti.

Bu sırada Direnişçiler ilerlemeye devam ediyordu. İlerleyen birlikler 26 Eylül günü Köysancak'ı kurtardı.

Birliklerin Musul'dan çekilmesi

Fevzi Paşa 7 Eylül 1922’de Doğu ve El-Cezire cepheleri komutanlarına çektiği telgrafta “Musul'u elde etmenin tek yolunun silahlı mücadele” olduğunu belirtmişti. Bunun için de aşiretler ve yerli halktan kuvvet tedarik olunarak Özdemir Bey müfrezesi takviye edilmiş ve İmadiye-Süleymaniye hattı üzerinden Musul-Kerkük'e taarruzla görevlendirilmişti. Bu sırada Boğazlar bölgesinde kuvvet bulundurulması gerekli olduğundan söz konusu kuvvetler batıya kaydırıldı. Burada kalan birkaç kuvvet vardı. Lozan Konferansı başladığı için Büyük Millet Meclisi Ali Şefik Özdemir'e çekilme emri verdi. Fakat bu emri dinlemeyen Özdemir Bey direniş kararı aldı. Bunun üzerine takviye alan İngilizler ilerlemeye başladı. Özdemir Bey ve ordusu İngilizler tarafından mağlup edildi. Kuşatıldığını anlayan Özdemir Bey İran'a çekilmek zorunda kaldı.

Kaynakça

  1. ^ a b "Türk İstiklal Harbi Güney cephesi", Türk İstiklal Harbi Serisi, s. 43, Genelkurmay ATASE başkanlığı
  2. ^ Genelkurmay Başkanlığı, Türk İstiklal Harbinde Batı Cephesi, C.II, 2. Kısım, Ankara 1999, sayfa 225
  3. ^ Celâl Erikan, Rıdvan Akın: Kurtuluş Savaşı tarihi, Türkiye İş̧ Bankası Kültür Yayınları, 2008, ISBN 9944884472, sayfa 339 2 Aralık 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  4. ^ Smith, B. (2009). "Land and Rebellion: Kurdish Separatism in Comparative Perspective" 15 Haziran 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (PDF). Working Paper.
  5. ^ "Mustafa Kemal'in gizli Kuzey Irak harekâtı". 19 Aralık 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Aralık 2007. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Musul Sorunu, Osmanlı Devleti'ne bağlı Musul Vilayeti'nin toprak sorunudur.

Türk Kurtuluş Savaşı boyunca Anadolu’nun çeşitli yerlerinde birçok ayaklanmalar çıkmıştır. Bu ayaklanmaların bir bölümü, Anadolu topraklarının bir bölümü üzerinde yeni bir devlet kurmayı amaçlayan, diğer bölümü ise, saltanat ve hilâfete geleneksel ve dinsel bakımdan bağlı olanlarca çıkarılmış isyan hareketleridir. Hıyanet, kin ve taassubun yarattığı isyanların amacı; millî hareketi boğmaktır. Atatürk, öncelikle iç isyanların bastırılmasına, ülkede iç güvenliğin sağlanmasına son derece önem vermiştir. Bir yandan vatana ihanet yasası çıkarılırken, öbür yandan da iç isyanları bastırmada kullanılmak üzere Seyyar Jandarma Müfrezeleri kurulmuştur. Ayaklanmalar Millî Mücadele’nin neticelenmesini geciktirmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Şeyh Said İsyanı</span> 1925te Şeyh Said tarafından başlatılan isyan

Şeyh Said İsyanı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde merkezî yönetime karşı girişilen, geniş çaplı, Kürt ve Zaza aşiretlerin destek verdiği Kürt milliyetçisi ve hilâfet taraftarı ayaklanma.

<span class="mw-page-title-main">Huzuru Temin Harekâtı</span>

Huzur Harekâtı ya da Huzuru Temin Harekâtı (1991-1996 arasında Huzur Harekâtı-2 Körfez Savaşı'ndan sonra, Kuzey Irak'taki Kürtleri Saddam Hüseyin'in saldırılarından korumayı amaçlayan, Amerika Birleşik Devletleri öncülüğünde savaşa katılan diğer müttefik ülkelerin de dahil olduğu ve Türkiye üzerinden gerçekleştirilen askerî harekât. Bu harekâtı uygulayan hava birliğinin adı olan "Poised Hammer" yanlış bir biçimde "Çekiç Güç" adıyla Türkçeye tercüme edilmiş ve uzun yıllar Türkiye'de yaygın biçimde bu harekâtı ve 1997-2003 yılları arasında bu harekâtın devamı olan Kuzeyden Keşif Harekâtı'nı uygulayan Birleşik Görev Gücü'nün yerine kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ağrı ayaklanmaları</span> 1926-1930 yılları arasında Ağrı Dağı ve civarı ile İran topraklarının da dahil olduğu bir coğrafyada meydana gelen Kürt ayaklanmaları

Ağrı ayaklanmaları veya Ararat İsyanı 1926-1930 yılları arasında Ağrı Dağı ve civarı ile İran topraklarının da dahil olduğu bir coğrafyada meydana gelen Kürt ayaklanmalarıdır. 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı'nın etkilerinin olduğu bir zamanla birleşen bu dönemde, Türkiye'nin isyanı bastırmak için yaptığı harcamalar ekonomik krize neden oldu.

<span class="mw-page-title-main">Yusuf Ziya (1882 doğumlu siyasetçi)</span> Kürt siyasetçi

Koçzade Yusuf Ziya Bey, Birinci Meclis üyelerinden Kürt asıllı Türk siyaset adamı.

Şeyhbızınlar veya Şıhbızınlar, Irak ve Türkiye'de dağınık küçük topluluklara sahip bir Kürt aşiretidir. Ana yurtları Irak'ın Süleymaniye şehrinin Bâzân ilçesi ve çevresidir. Aşiretin Yemen valisi Bâzân ile ilişkisi olduğu düşünülmektedir. Vali Bâzân'ın, Emeviler döneminde Yemen'den, kendi ismiyle anılan Irak'ın Bâzân bölgesine sürüldüğü iddia edilmektedir. Aşiretin isminin Vali Bâzân ile ilişkili olarak "Şeyhbâzân"dan veya keçi anlamına gelen "bızın"dan geldiği düşünülmektedir. Bu, aşiretin geçimini hayvancılık yaparak sağlaması ile ilişkilidir.

<span class="mw-page-title-main">Kürdistan Krallığı</span> Kısa süreli kurulmuş krallık

Kürdistan Krallığı, Süleymaniye'de kurulmuş kısa ömürlü krallık.

<span class="mw-page-title-main">Mahmud Berzenci</span> Kürt lider

Mahmut Berzenci ya da Şeyh Mahmut Berzenci, Kürdistan Krallığını ilan eden Kürt aşiret lideri. 1918 yılında Süleymaniye'de bir isyan başlatmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Bedirhan Bey</span> Kürt lider (1803-1869)

Bedirhan Bey, Botan Emiri.

<span class="mw-page-title-main">Simko</span> Kürt lider

Simko ya da İsmail Ağa Şıkaki, Kaçar döneminin sonları ve Pehlevi döneminin başlangıcında İran Kürdistanı'nda hakimiyeti sürdürmüş Şikaki aşiretinin reisi, Kürt lideri.

<span class="mw-page-title-main">Ali Galip Olayı</span> Sadrazam Damat Ferit Paşa hükûmetinin gerçekleştirdiği girişim

Ali Galip Olayı, Sadrazam Damat Ferit Paşa hükûmetinin, Elazığ Valisi Ali Galip Bey'in önderliğinde Sivas Kongresi'nin yapılmasını engellemeye ve Mustafa Kemal Paşa'yı ortadan kaldırmaya, Heyet-i Temsiliye ve Millî Mücadeleyi durdurmaya çalıştığı girişim.

Milli Aşireti Ayaklanması, Urfa’da yaşayan Milli aşiretinin Fransızlarla iş birliği yaparak çıkardığı ayaklanmadır. Millî kuvvetlerce bastırılmıştır.

1920 Irak İsyanı veya 1920 Büyük Irak İsyanı, 1920 senesinde Irak'ta Birleşik Krallık'a karşı meydana gelen isyan. İlk olarak 1920 yazında Bağdat'ta yapılan kitlesel protestolarla başlamıştı, Osmanlı ordusunun eski subayları da protestolara katılmıştı. Protestolar çoğunlukla Şii olan orta ve güney Irak'a yayılınca hız kazandı. Silahlı olarak Haziran sonlarında başladı. Şeyh Mehdi el-Halissi isyanın önemli liderlerinden biri idi. İsyan sırasında Sünni ve Şii dini cemaatler, kabile toplulukları ile kentli kitleler, işbirliği içinde bulundular. İsyan bağımsız bir Arap hükûmetinin oluşturulmasını amaçlıyordu. Başlarda biraz başarıya rağmen isyan Ekim 1920 sonuna kadar, İngilizler tarafından bastırıldı ve büyük ölçüde 1920'nin sonunda sona ermesine rağmen, bazı unsurları 1922 yılına kadar sürdü.

<span class="mw-page-title-main">Türk Kurtuluş Savaşı Suriye Cephesi</span>

I. Dünya Savaşı sırasında İngilizler, Osmanlı kuvvetlerini hızlı bir şekilde mağlup etmek için Arabistan'da bulunan Araplar ile anlaştılar. Bu antlaşma ile Araplar savaş bitince bağımsız olacaklardı. Fakat Rusya'da gerçekleşen Bolşevik İhtilali sırasında Vladimir Lenin, Rus Çarlığı sırasında imzalanan gizli antlaşmaları gün yüzüne çıkardı. Bu antlaşmalardan bir tanesi Sykes-Picot Anlaşmasıydı. Bu antlaşmaya göre Orta Doğu'yu İngilizler ve Fransızlar tarafından paylaşılıyordu. Bundan sonra toplanan San Remo Konferansında da Araplara bağımsızlık söz konusu bile değildi. Bunun üzerine Araplar silahlandı.

<span class="mw-page-title-main">Hacı Baba Şeyh</span> Mahabad Kürt Cumhuriyetinin başbakanı

Hacı Baba Şeyh, Mahabad Cumhuriyeti'nin tek (Serokwezîr) başbakanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Botan Emirliği</span> Osmanlı İmparatorluğunda bir Kürt beyliği

Botan Emirliği, 1338-1855 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğuna bağlı Güneydoğu Anadolu'da topraklarında bulunan Kürt Emirliklerinden birisidir. Cizre, Şırnak ve Siirt'in Eruh ilçesini içine almaktadır. Emirliğin adını aldığı Bûhtî Kürtleri Orta Çağlarda günümüz Hakkâri ili ile Musul arasında yaşamışlardır. Ayrıca Bûhtî Kürtleri, bazı tarihçiler nezdinde köken olarak Mervani hanedanının kurucusu olan Humeydi Kürtleri ile ilişkilendirilmişlerdir. 16. Yüzyılda yaşamış olan Kürt tarihçi Şerefhan-ı Bitlisi kaleme aldığı Şerefname adlı eserinde; Botan Emirliğinin, isminin cesaret ve savaşçılıklarıyla tanınmış olan Bûhtî aşiretinden aldığını ifade etmektedir. Antropolog Martin van Bruinessen, Botan Emirliğinin askerî gücünün Şıllet ve Çoxsor olarak ikiye ayrıldığını söylemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Ahmed Barzani</span>

Ahmed Barzani, Kürdistan'daki, Barzani Aşireti aşiretinin liderlerindendir. Ahmed Barzani, birçok farklı Kürt kabilesini otoritesi altına alıp Barzan bölgesini genişleterek Barzani aşiretinin güçlenmesinde önemli rol oynamıştır. Ayrıca Erken Kürt milliyetçiliğinin mimarı olarak kabul edilir. Küçük kardeşi Molla Mustafa Barzani ile birlikte 1920 ve 1930'larda Irak hükûmetinin kontrolüne karşı savaşmıştır.

Baban ailesine mensup Babanzade Ahmed Paşa tarafından 1649 yılında Şehrizor merkezli kurulmuş Kürt prensliği. Prensliğin sınırları Osmanlı'nın Şehrizor Eyaleti, Hemedan ve Kasr-ı Şîrîn bölgesini kapsamaktadır. 1850 yılında Osmanlı tarafından yıkılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Remzi Nafi</span> Kürt nasyonal sosyalist

Remzi Nafi veya Remzi Nafi Raşid Ağa (1917-1949), Kürt siyasetçi ve Kürt milliyetçisi. Irak'ta bağımsız bir Kürt devleti kurmak için Almanlarla beraber, İngilizlere karşı Mammut Operasyonu adı verdikleri bir plan hazırladılar lakin plan başarısızlıkta sonuçlandı ve Nafi İngilizlere esir düştü. Hapiste yapılan işkenceler sonucunda akli dengesini yitirdi ve 32 yaşında hayatını kaybetti. Kürt milliyetçiliğine katkılarıyla Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde itibar sahibidir.