İçeriğe atla

Seçilim değeri

Seçilim değeri (İngilizce: fitness), kimi Türkçe kaynaklarda "uyum başarısı" ya da "uyum gücü" olarak da geçmektedir, (genelde popülasyon genetiğinde w olarak ifade edilir) evrim kuramında önde gelen merkezi bir fikirdir. Hem genotipe göre, hem de fenotipe göre tanımlanabilir. Her iki durumda da, hayatta kalma ve üreme kabiliyetini açıklar ve belirgin genotip veya fenotipteki ortalama bir bireyin, bir sonraki neslin gen havuzuna yaptığı katkının ortalamasına eşittir. Eğer belirli bir geni etkileyen aleller arasında farklılıklar mevcutsa, o zaman alellerin frekansları da nesiller boyunca değişim gösterecektir; daha yüksek seçilim değerine sahip olan aleller, daha yaygın hale gelirler. İşte bu sürece, doğal seçilim denir.

Bir bireyin seçilim değeri, onun fenotipine bağlı olarak belirtilir. Fenotip, hem genler hem de çevre tarafından etkilendiği için, aynı genotipteki farklı bireylerin seçilim değerleri, eşit olmak zorunda olmayıp bireylerin yaşadıkları ortama bağlıdır. Ancak, genotipin seçilim değeri ortalama bir nitelik olduğundan, o genotipteki tüm bireylerin üretkenlik neticelerini yansıtır.

Toplam seçilim değeri (İngilizce: inclusive fitness), bir bireydeki alelin, aynı aleli paylaşan diğer bireylerin de hayatta kalma ve/veya üremelerini teşvik edici yeteneği içeren ve bu bireylerin farklı alele sahip bireylere karşı tercih edildiği bireysel eğilimden farklılaşır. Toplam seçilim değerinin veya diğer adıyla kapsamlı uyumluluğun bir mekanizması da akraba seçilimidir.

Seçilim değeri doğal bir eğilim

Seçilim değeri, genellikle yavruların gerçek sayısından ziyade, bir eğilim ya da olasılık olarak tanımlanmaktadır. Örneğin ; Maynard Smith'e göre, "Seçilim değeri, bir bireyin değil, bir bireyler sınıfının özelliğidir – örneğin, belli bir lokus üzerindeki A aleli için homozigot. Bu nedenle, 'beklenen yavru sayısı', tek bir bireyin ürettiği sayı değil, ortalama olan sayıdır. Eğer havada asılı kalma genine sahip ilk bebeğe, bebek arabasındayken yıldırım çarpmış olsaydı; bu, yeni genotipin düşük bir seçilim değerine sahip olduğunu kanıtlamaz ama o çocuğun şanssız olduğu anlamına gelirdi.[1] Eş değerli olarak, bir x dizisi fenotipine sahip bireyin seçilim değeri, s(x) olasılığıdır olup bu birey, bir sonraki neslin ebeveyn grubuna seçilmiş olarak dahil olacaktır".[2]

Seçilim değerinin ölçülmesi

Genellikle, seçilim değerinin ölçülmesinde, yaygın olarak kullanılan iki ölçü türü vardır: mutlak seçilim değeri (İng: absolute fitness) ve göreceli seçilim değeri (İng: relative fitness).

Mutlak seçilim değeri

Bir genotipin mutlak seçilim değeri (), o genotipteki bireylerin seçilimden sonraki ve önceki sayıları arasındaki oran olarak tanımlanır. Bu, tek bir nesil için hesaplanır ve mutlak sayılar ya da frekanslardan da hesaplanmış olabilir. Seçilim değeri 1.0'dan büyük olduğunda, genotipin frekansı artar; eğer oran 1.0'dan küçük ise, bu frekansın azalması anlamına gelir.

Genotipin mutlak seçilim değeri, ayrıca hayatta kalma oranları çarpımı fekondite doğurganlık ortalamasının verdiği sonuç olarak da hesaplanabilir.

Göreceli seçilim değeri

Göreceli seçilim değeri, belirgin genotipin hayatta kalan döllerinin ortalama sayısı ile bir nesil sonra rekabet eden genotiplerin hayatta kalan döllerinin ortalama sayısının karşılaştırması ile belirlenir. Örnek olarak; bir genotip w=1 olarak denkleştirilirse, diğer genotiplerin seçilim değeri de bu genotipe oranla hesaplanır. Göreceli seçilim değeri, bu nedenle, 0 da dahil olmak üzere, herhangi bir negatif olmayan değer alabilir.

Genotip frekansları tarafından tartılan ortalama seçim değeri ile her birinin bölünmesinde görülebileceği gibi, her iki konsept de birbiriyle ilişkilidir.

Seçilim değeri bir katsayı olduğu ve bir değişkenlik birçok defa çarpılabileceği için, biyologlar, (özellikle bilgisayarın olmadığı dönemlerde olduğu gibi) "log seçilim değeri" (İng: log fitness) ile çalışabilir. Seçilim değeri logaritmasını kullanılarak, her bir terim çarpılmak yerine toplanabilir.

Tarihçe

Herbert Spencer, 27 Nisan 1820 ile 8 Aralık 1903 tarihlerinde yaşamış İngiliz bir filozof

İngiliz toplum bilimci Herbert Spencer, 1851'de ilk yazdığı kitabı olan "Toplumsal Statik" isimli çalışmasında, "en iyinin hayatta kalması" (İng: survival of the fittest) ifadesini ortaya koymuştur, (aslında belki de daha doğrusu, "en iyi uyum sağlayanın hayatta kalması" ifadesi olacaktı) ve daha sonra bunu, Charles Darwin'in doğal seçilim kavramını nitelemek için kullanmıştır.

İngiliz biyolog J.B.S. Haldane, onun 1924'te başlayan çalışması, "Doğal ve Yapay Ayıklanma ile İlgili Matematiksel Bir Kuram" (İng: A Mathematical Theory of Natural and Artificial Selection) isimli kitabı ile Darwinizm ve Mendel genetiğinin oluşturduğu modern evrimsel sentez açısından, seçilim değerini ve canlıların uyumluluğunu nitelendiren ilk kişi olmuştur.

Bir sonraki gelişme, İngiliz biyolog W.D. Hamilton’ın 1964'teki çalışması olan "Sosyal Davranışın Genetiksel Evrimi" (İng: The Genetical Evolution of Social Behaviour) kitabında "toplam seçilim değeri" veya diğer adıyla kapsamlı uyumluluk kavramını (İng: inclusive fitness) ortaya atması ile oldu.

Seçilim değeri yüzeyi

Ana madde: Seçilim değeri yüzeyi

Seçilim değeri yüzeyi (İng: fitness landscape), ilk defa Sewall Wright tarafından kavramsallaştırılmış olup yüksek boyutlu bir yüzey alanı gibi, seçilim değeri ve uyumluluğun görselleştirmenin bir yoludur. Burada yükseklik boyutu, seçilim değerine karşılık gelir ve diğer boyutlardan her biri ise, farklı bir genin alel kimliğini temsil eder.

Zirvedeki uç noktalar, olası en büyük yerel seçilim değerine denk gelir. Doğal seçilimin her zaman yokuş yukarı gittiği veya işlediği söylense de, doğal seçilim bunu ancak yerele özgü durumlarda yapabilir. Daha yüksek uç noktalara ulaşma yolundaki bir doğal seçilim, yüzeyi daha az uygun olan "vadilere" geri dönemez, çünkü bu durum, olası en büyük suboptimal yerel olasılığın stabil hale gelmesine neden olabilir.

Genetik ağırlık

Doğal seçilim, tepedeki en yakın uç noktaya doğru seçilim değerini iter, ama en yüksek zirveyi ön görmede eksiklik çeker.

Genetik ağırlık (İng: genetic load), en formda olan ve en sağlıklı genotipin sabitleştiği varsayımsal bir popülasyona göre, bireyler popülasyonun seçim değerini ortalamasını ölçer.

Genetik ağırlık, zararlı genlerinden ötürü ölen ya da üreyemeyen sıradan bir bireyin olasılığıdır. 0 ile 1 arasında olup, ortalama ve sıradan bir bireyin en iyi bireyden aşağı olmasının ölçüsüdür.[3]

Bir popülasyonda, her biri kendi karakteristik seçilim değerine sahip, belli sayıda genotip varsa, en yüksek seçilim değerine ve uyumluluğa sahip genotipe Wopt denir. Tüm popülasyonun ortalama uyum ve seçilim değeri, her bir genotipin seçilim değeri ile kendi frekansının çarpımıdır; işte buna ortalama seçilim değeri veya ortalama uyumluluk denir. V, seçilim değeri ortalamasının sembolüdür. Genetik ağırlığın (L) formülü şu şekildedir:

L = (Wopt-V)/(Wopt)

Eğer popülasyondaki tüm bireyler en uygun (İng: optimal) genotipe sahipse ; v = Wopt ve ağırlık 0'dır. Eğer biri hariç tümü 0 seçilim değerine sahipse, bu durumda v = 0'dır ve L=1 olur.[3] Doğal seçilim eğilimi yakındaki zirvelere doğru iter ama en yüksek zirveyi görme eksikliği çeker.

Ayrıca bakınız

  • Doğal seçilim
  • Gen merkezli evrim görüşü (İng: Gene-centered view of evolution)
  • Seçilim katsayısı (İng: Selection coefficient)
  • Toplam seçilim değeri (İng: Inclusive fitness)
  • Üreme başarısı (İng: Reproductive success)

İlgili kitaplar

  • Sober, E. (2001). The Two Faces of Fitness. In R. Singh, D. Paul, C. Krimbas, and J. Beatty (Eds.), Thinking about Evolution: Historical, Philosophical, and Political Perspectives. Cambridge University Press, pp. 309–321. Full text
  • Orr HA (Ağustos 2009). "Fitness and its role in evolutionary genetics". Nature Reviews Genetics. 10 (8). ss. 531-9. doi:10.1038/nrg2603. PMC 2753274 $2. PMID 19546856. 

Kaynakça

  1. ^ Maynard-Smith, J. (1989) Evolutionary Genetics ISBN 0198542151
  2. ^ Hartl, D. L. (1981) A Primer of Population Genetics ISBN 0878932712
  3. ^ a b Ridley, Mark. "Evolution A-Z" 22 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Genetic load. Blackwell Publishing. Retrieved April 17, 2011.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Modern evrimsel sentez, Darwin'in Evrim Kuramı ile Mendel'in kalıtım kuramını modern moleküler biyoloji ve matematiksel popülasyon genetiği ışığında birleştiren modern evrim kuramının adıdır.

Evrim, popülasyondaki gen ve özellik dağılımının nesiller içerisinde seçilim baskısıyla değişmesidir. Bazen dünyanın evrimi, evrenin evrimi ya da kimyasal evrim gibi kavramlardan ayırmak amacıyla organik evrim ya da biyolojik evrim olarak da adlandırılır. Evrim, modern biyolojinin temel taşıdır. Bu teoriye göre hayvanlar, bitkiler ve Dünya'daki diğer tüm canlıların kökeni kendilerinden önce yaşamış türlere dayanır ve ayırt edilebilir farklılıklar, başarılı nesillerde meydana gelmiş genetik değişikliklerin bir sonucudur.

<span class="mw-page-title-main">Doğal seçilim</span> fenotipteki farklılıklar nedeniyle bireylerin farklı şekilde hayatta kalması ve üremesi; evrimin temel mekanizması

Doğal seçilim, canlıların fenotiplerindeki farklılıklardan ötürü hayatta kalma şansının ve üreme başarısının değişkenlik göstermesidir. Evrimin esas mekanizmalarından biri olup, bir popülasyonun nesiller boyunca karakteristik olan kalıtsal özelliklerindeki değişimdir. Charles Darwin, kendi görüşüne göre kasıtlı olarak gerçekleştirilen yapay seçilime karşılık kendiliğinden gerçekleşen "doğal seçilim" terimini popülerleştirmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Popülasyon (biyoloji)</span> bir alandaki bir türün bireylerinin topluluğu veya sayısı

Popülasyon, her türlü canlı varlığın sayısal yoğunluk ve dağılımıdır. Sözcük Türkçeye Fransızcadan geçmiştir. Türkçe karşılığı nüfus olmasına rağmen biyoloji ve toplumbilim terimi olarak sıklıkla kullanılır. Bunun yanında biyolojideki anlamı ile popülasyon, belli bir yerde belli bir zamanda bulunan, birbirleriyle çiftleşip üreyebilen ve aynı tür içinde yer alan canlıların oluşturduğu bireyler topluluğuna verilen isimdir. Bir popülasyonda sadece bir tür bulunabilir.

<span class="mw-page-title-main">Gen havuzu</span> Bir organizmanın yaşam döngüsü boyunca sahip olduğu genetik çeşitliliği temsil eden tüm genlerin toplamıdır

Gen havuzu, bir popülasyondaki tüm bireylerin taşıdığı genlerin toplamı için kullanılan terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Popülasyon genetiği</span> popülasyonların genetik farklılıklarıyla ilgilenen genetiğin alt alanı, evrimsel biyolojinin bir parçası

Popülasyon genetiği, popülasyonlardaki fertlerin benzerlik ve farklılıklarının kaynaklarını, bunun yanında popülasyonlardaki alel frekansının dağılımlarını ve değişimlerini araştıran bir genetik altdalıdır.

Rastgele genetik sürüklenme, alel sürüklenmesi veya Wright etkisi olarak da bilinen genetik sürüklenme, bir popülasyondaki mevcut bir gen varyantının (alel) frekansında rastgele şansa bağlı olarak meydana gelen değişimdir.

Evrimsel faktör veya evrim faktörü, biyolojide bir popülasyonun gen havuzunu ve sahip olduğu gen varyasyonlarının tümünü etkileyen ve değiştiren tüm faktörlere ve evrimsel süreçlere denir.

Gen akışı veya gen göçü, popülasyon genetiğinde, gen alellerin bir popülasyondan diğerine aktarılmasıdır.

Genetik otostop, bir alelin, olumlu olarak seçilen bir gene bağlanmış olması yüzünden beraberce kalıtıldığı ve böylece alel frekansının ya da görülme sıklığının artığı bir süreçtir. Genlerin bir kromozom üzerindeki birbirine olan yakınlıkları, genlerin, yakınlardaki avantajlı bir gen tarafından maruz kaldığı seçici bir süpürme ile birlikte sürüklenmelerine imkân tanıyabilir. Daha genel olarak, genetik otostop, zararlı mutasyonlara karşı arka planda etki eden seçilim de dahil olmak üzere, birbirine bağlı genler üzerinde etki eden herhangi bir seçilim nedeniyle bir alel frekansında meydana gelen değişikliğe işaret edebilir.

Hill-Robertson etkisi, popülasyon genetiğinde, ilk kez 1996 yılında Bill Hill ve Alan Robertson tarafından tanımlanmış olan bir olgu olup genetik rekombinasyonların evrimsel avantajlarını açıklar.

Seçici süpürme, yakın bir geçmişte, yararlı ve güçlü bir doğal seçilim sonucu oluşmuş bir DNA mutasyonun yakınlarında yer alan nükleotitler içindeki varyasyonların azaltılması veya ortadan kaldırılmasıdır.

Bu liste, evrim ve evrimsel biyoloji konularına dair maddeleri içerir.

<span class="mw-page-title-main">Dallanan seçilim</span>

Yıkıcı seçilim, çeşitlendirici seçilim ya da dallanan seçilim, popülasyon genetiğinde ekstrem ve uç değerdeki fenotiplere sahip olan bireylerin ortalama fenotipe sahip olan bireylere tercih edildiği değişiklikleri tanımlar. Bu durumda, özelliğin varyansı artar ve popülasyon iki ayrı gruba ayrılır. Bu evrimsel sürecin simpatrik türleşme arkasındaki itici güç olduğu düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Sabitleyici seçilim</span>

Sabitleyici seçilim veya dengelenmiş seçilim, bazen de çift yönlü seçilim, popülasyonun belli bir özellik değerinin dengelenerek istikrarlaşması ile genetik çeşitliliğin azaldığı bir doğal seçilim türüdür. Bu muhtemelen doğal seçilimin en sık olarak görüldüğü ve işlediği mekanizmadır. Dengelenmiş seçilim, ekstrem uç özellik değerlerini elemede yaygın olarak negatif seçilimi kullanır.

Mikro evrim, tek bir canlı türü ve bu türün popülasyonları içinde çeşitli seleksiyonlar sonucu oluşan tüm küçük değişimler ve evrimleşme olayları. Bu anlamda mikro evrim, bir popülasyonun gen sıklığında küçük ölçekte oluşan değişimlerin evrimidir.

Değişken denge kuramı, Sewall Wright tarafından savunulan ve dört evrimsel faktörden her birinin adaptif evrim için önem taşıdığını ileri süren bir evrim görüşüdür. Değişken denge kuramı, popülasyon alt bölümlerin ve genetik sürüklenmenin uyumsal evrimdeki önemine vurgu yapar.

<span class="mw-page-title-main">Kurucu etkisi</span> çok az sayıda birey tarafından yeni bir popülasyon kurulduğunda ortaya çıkan genetik varyasyon kaybı

Kurucu etkisi veya kurucu ilkesi, popülasyon genetiğinde büyük bir popülasyondan koparak daha az sayıdaki küçük ve yeni bir popülasyonun oluşması ve böylece genetik çeşitliliğin ve genetik varyasyonların kaybedilmesidir. Kurucu etkisi, ilk kez 1952 yılında, tam olarak ana hatlarıyla Ernst Mayr tarafından tanımlanmış olup bunun için daha önce Sewall Wright gibi araştırmacıların mevcut olan teorik çalışmalarını kullanmıştır. Genetik varyasyonun kaybedilmesinin bir sonucu olarak, yeni oluşan popülasyon, hem genetik hem de fenotipik olarak belirgin bir biçimde türediği ebeveyn popülasyondan farklı olabilir. Olağanüstü durumlarda, kurucu etkisinin türleşmeye ve ardından yeni türlerin sonraki evrimine yol açabileceği düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Baskınlık (genetik)</span> Bir gen varyantının, genin diğer kopyasındaki başka bir gen varyantının etkisini maskelemesi

Baskın veya dominantlık, genetikte bir genin karşılıklı lokuslar üzerinde bulunan alellerinden hangisinin canlının karakterini (fenotipini) belirleyeceğini gösteren ilişki.

Biyolojide klin, bir türün coğrafi dağılımının tamamında tek bir özelliğinin ya da biyolojik niteliğinin ölçülebilir gradyanıdır. İlk olarak Julian Huxley tarafından 1938 yılında kullanılan klin terimi genellikle gen frekansı, kan grubu gibi genetik ya da vücut boyutları, deri pigmentasyonu gibi fenotipik özelliklerin değişimini kastetmekteydi. Klinler bir özelliğin sürekli ama derece derece değişmesi gibi bir coğrafi bölgeden diğerine geçerken birdenbire aniden de değişebilmesi için de kullanılır.