İçeriğe atla

Sancakbeyi

Sancakbeyi, Osmanlı Devleti'nde yöneticilere veya Osmanlı idaresinde bulunan idari ve askeri yapılanmada beylerbeyliklerden sonra gelen sancakları yöneten kişidir. Sancak beyi, savaş zamanı emri altındaki tımarlı sipahiler ile beylerbeyinin emri altına girmişlerdir.

İmparatorluğun sınır bölgelerinde üst düzeyde yönetici, Osman ve Orhan Bey döneminde en önemli yönetim birimi sancak idi. Sancakların başında Sancak beyi bulunurdu.

I. Murat döneminde, (o zamanlar) merkezi Edirne olan, Rumeli Beylerbeyliği kurulmuştur. Daha sonra, merkez manastırı olmuştur.

Bayezid döneminde Anadolu Beylerbeyliği kurulmuş, beyliğin ilk merkezi önce Ankara iken daha sonra Kütahya olmuştur. Osmanlı Devleti, fetihlerle toprakların genişlemesi üzerine, yönetimi kolaylaştırmak amacıyla, ülke illere bölünmüştür.[1]

Detayları

Geleneğe göre Anadolu’da Selçuklu hâkimiyetinin sonlarına doğru sancakbeyliği özellikle ilk Osmanlı hükümdarının temlik alâmetlerinden biri olmuştur. İlk Osmanlı tarihlerinde, Karacahisar’ın Osman Gazi tarafından fethinden sonra Anadolu Selçuklu Sultanı III. Alâeddin Keykubad’ın bu fethi kutlamak için Osman’ın yeğeni Ak Timur vasıtasıyla ona bir sancakla takımını gönderdiği bilgisi bulunur. Âşıkpaşazâde’ye göre Osman böylece sancak beyi olmuş ve adına ilk hutbe okunmuştur. Ancak bu dönemlerde temel idarî birim olarak sancakbeyliği teriminin kullanıldığı söylenemez. Bunun en önemli sebebi Osmanlılar’ın erken devirlerinde idarî terim olarak sancaktanbeyliğinden ziyade subaşılık ve vilâyet gibi terimlerin bulunmasıdır. Nitekim Bursa’nın fethinden (M. S. 1326) önce subaşılık diye nitelendirilebilecek iki idarî ünitenin mevcut olduğu ve bunların altında ikişer vilâyetin yer aldığı anlaşılmaktadır. 1386’da Osmanlı-Karaman ordusu karşı karşıya geldiğinde Osmanlı ordusunun yerleşme düzeni içinde yer alan subaşıların sancak beylerine bağlı olmayıp onlarla yan yana ve aynı derecede birer askerî kumandan gibi göründüğü dikkati çeker. Bu durumda söz konusu dönemlerde subaşılığın Osmanlı timar sistemi yani askerî teşkilâtı içinde idarî bir ana birim özelliği taşıdığı anlaşılır.[2]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Sancak beyi nedir? - Yeni Akit". www.yeniakit.com.tr. 27 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2021. 
  2. ^ "SANCAK - TDV İslâm Ansiklopedisi". TDV İslam Ansiklopedisi. 1 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2021. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Bey, Türkçede erkeklerin kullandığı sanlardan birisidir. Diğerleri ise efendi, ağa, efe, çelebi, ağabey, amca, dayıdır. Eski Türkçedeki biçimi beg idi.

<span class="mw-page-title-main">Osman Gazi</span> Osmanlı Beyliğinin kurucusu ve ilk padişahı (1299–1324)

I. Osman veya bilinen adlarıyla Osman Gazi ya da Osman Bey, Osmanlı Beyliği ve Osmanlı Hanedanı'nın kurucusu ve beyliğin ilk padişahı olan Türk hükümdar ve komutandır. Yaşadığı dönemde liderliğini yaptığı beylik başlangıçta küçük bir Türk beyliği iken, ölümünden sonraki yüzyıllarda büyük bir imparatorluğa dönüştü. Dedesinin Süleyman Şah veya Gündüz Alp isimli olduğu ve soyunun Oğuzların Bozok koluna mensup Kayı boyuna dayandığı düşünülmektedir. Büyükannesi Hayme Hatun, babası Ertuğrul Gazi ve annesi Halime Hatun'dur. Tarihçi Âşıkpaşazâde'nin yazdığına göre Osman Gazi, bir taraftan kendisinin Oğuzların Üçok koluna mensup "Gök Alp" neslinden olduğunu ileri sürerken diğer taraftan da kendi dedesinin isminin "Kaya Alp oğlu Süleyman Şah" değil, "Kutalmışoğlu Süleyman Şah" olduğunu söylediği iddia edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Karesi Beyliği</span> Türk beyliği

Karesi Beyliği, Karesioğulları Beyliği, Karasi Beyliği veya Karasioğulları Beyliği, Anadolu Selçuklu Devleti'nin gerilemesinden sonra Oğuz boyları tarafından Balıkesir-Çanakkale ve Bergama yöresinde kurulan Anadolu Türk beyliğidir. Eşrefoğulları'ndan sonra en kısa hüküm süren beyliktir. Bu yöredeki ilk Türk devletidir.

<span class="mw-page-title-main">Karamanoğulları Beyliği</span> Türk beyliği

Karamanoğulları Beyliği, Anadolu Selçuklu Devleti yıkılmadan önce Nureddin Bey tarafından temelleri atılan ve Kerimüddin Karaman Bey tarafından kurulan Larende merkezli beyliktir. Karamanoğlu Mehmet Bey, Türkçeyi beylik sınırları içerisinde konuşulacak dil ilan etmişti ancak zamanla beylikte Farsça resmî dil olmuştur. 13. yüzyılda Anadolu'daki en güçlü Türk beyliği kabul ediliyordu. Beylerinin Afşar boyuna veya Salur boyunun, Karamanlı oymağının, Begbölük uruğunun, Kallaklar tiresine bağlı olduğu belirtilmiştir. Beyliğin halk kitlesi ise çoğunlukla Salur ve Afşar boyuna bağlıdır.

<span class="mw-page-title-main">Orhan Gazi</span> 2. Osmanlı padişahı (1324–1362)

Orhan Gazi veya Orhan Bey, Osmanlı İmparatorluğu'nun ikinci padişahıdır. 1324 ile 1362 yılları arasında hüküm sürmüştür. Babası Osman Gazi'den 16.000 km² olarak aldığı beyliği, oğlu I. Murad'a 95.000 km² ila 100.000 km² arsa bıraktığı biliniyor.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu kuruluş dönemi</span> Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşundan İstanbulun Fethine kadar süren tarihî dönem (1299–1453)

Osmanlı İmparatorluğu kuruluş dönemi (1299-1453), Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan Kostantiniyye'nin fethine kadar devam ettiği kabul edilen dönemdir.

Kara Timurtaş Paşa, Ertuğrul Gazi'nin silah arkadaşlarından Aygut Alp'ın torunudur. Babası Kara Ali Bey olup yine Osman Gazi'nin mücadelelerine katılmış ve 1308'de kendisine verilen bir müfreze ile Apolyont Gölü üzerindeki Alyos adasının zaptına gönderilmiş ve orayı sulhen alarak orada bulunan büyük bir kilisenin Rumlarca hürmet edilen papazını ailesiyle Osman Gazi'ye getirmiş, Osman Gazi'de papazın güzelliği ile meşhur kızını Kara Ali Bey'e nikahlamıştır. Hereke Kalesi kuşatmasında Kara Ali Bey'in gözüne bir ok isabet ederek sakat bırakmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Germiyanoğulları Beyliği</span> Batı Anadoluda eski bir Türk beyliği

Germiyanoğulları Beyliği, Anadolu Selçuklu Devleti’nin çökmesi ve dağılmasıyla başlayan Anadolu Beylikleri döneminde Batı Anadolu’da Kütahya merkezli olarak kurulmuş bir beyliktir. Germiyan adının anlamı Farsçada "sıcak" anlamına gelen germâ sözcüğünden, yine Farsçadaki çoğul üretme takısı -yân ile türetilmiştir. "Ilıcalar" anlamına gelir. Germiyan aşiretinin menşei hakkında çeşitli görüşler vardır.

Malkoçoğulları, adı Malkoç Bey olan ve I. Murad döneminden itibaren özellikle Balkan ülkelerine yapılan akınlarda görev yapmış bir akıncı beyinin soyundan gelen aile mensuplarına verilen addır. Malkoçoğulları 14. - 15. ve 16. yüzyıllarda etkin olmuş ve yaptıkları başarılı akınlarla tanınmışlardır. Malkoçoğlu akıncıları Silistre civarında bulunurdu. Ailenin kökeninin Bosna'nın Malković ailesine dayandığı iddia edilir.

Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa. Osmanlı Devleti'nin kuruluş döneminde büyük katkıları olmuş bir Osmanlı devlet adamıdır. Tarihe Çandarlılar Ailesi olarak geçmiş olan ailenin üst düzey bir mevkiye gelmiş ilk bireyidir. İlmiye sınıfından yetişmiş; kadılık ve kazaskerlik görevlerinde bulunmuş; Eylül 1364 ile 22 Ocak 1387 tarihleri arasında 22 yıl 4 ay vezirlik yapmış ve vezirliği döneminde de Çandarlı Kara Halil Hayrettin Paşa ismiyle anılan devlet adamıdır.

<span class="mw-page-title-main">Anadolu beylikleri</span> 13. yüzyıldan itibaren Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde kurulmuş olan Türk ülkelerine verilen genel ad

Anadolu Beylikleri, Anadolu Türkmenlerinin 1071'deki Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu’da kurdukları devletlerdir. Savaşın hemen ardından, özellikle Doğu Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kurulan devletlere Birinci Dönem Anadolu Beylikleri denir. Anadolu'nun batı ucunda İznik'i başkent edinen, sonradan da Haçlı Seferleri nedeniyle başkentini Konya'ya taşıyarak Orta Anadolu merkezli olarak devam eden Anadolu Selçuklu Devleti’nin zayıflaması ve yıkılmasından sonra kurulan devletler ise İkinci Dönem Anadolu Beylikleri olarak ifade edilir.

<span class="mw-page-title-main">Rumeli (eyalet)</span> 1362 yılında I. Murad zamanında kurulan Osmanlı Devleti eyaleti

Rumeli Eyaleti veya Rumeli Beylerbeyliği, 1362 yılında I. Murad zamanında kurulan Osmanlı Devleti eyaleti. Osmanlı Devleti'nde kurulan ilk eyalettir. Anadolu Beylerbeyi yükselirse Rumeli Beylerbeyi, Rumeli Beylerbeyi terfi edilirse vezir olurdu. Rumeli Beylerbeyi Divan-ı Hümayun müzakerelerine katılırdı. 17. yüzyıldan itibaren vezir derecesinde bulunanlar tayin edilmeye başlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Türk askerî tarihi</span>

Türk askerî tarihi yaklaşık 2200 yıl öncesinden günümüze kadar süren dönem içinde ilk Türklerden günümüzdeki Türk Silahlı Kuvvetleri'ne kadarki askerî yapılanmayı ve savaşları içine alır. Türklerdeki askerî düzen siyasi düzen ile iç içe geçmiş ve tarih boyunca birlikte gelişmiştir. Orta Asya'da başlayan bu tarih tüm anakaralara yayılarak süregelmiştir.

Saruhan Sancağı, Manisa merkezli Osmanlı sancağının adıdır.Osmanlı'da veliaht şehzadeler burada görev yapardı. Aydın ve İzmir merkezli Aydın Eyaleti'nin bir sancağı idi. Manisa ve çevresi tarihi devirlerde; Hititler, Akalar, Frigler, Lidyalılar, Persler, Makedonyalılar, Bergamalılar, Romalılar ve Bizanslılar tarafından yönetilmiştir.

Subaşı veya sübaşı, Türkçe bir sözcük olarak hemen hemen tüm Türk devletlerinde “komutan” anlamında kullanılagelmiştir. Türkçede "sü" asker, ordu anlamındadır. Orhun Yazıtları’nda "sü begi" olarak kullanılmıştır. Karahanlılar orduyu sevk ve idare için "sü başlamak" derlerdi. Kutadgu Bilig’de "sübaşlar er", "sübaşçısı" ve "sübaşlar kişi" olarak kullanılmaktadır. Karahanlılar, Gazneliler, Büyük Selçuklular, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu, Arapça, Farsça “sahibü’l ceyş” ve “sipehsalar”, Türkçe olarak da “subaşı” sözcükleri kullanılmıştır. Selçuk Bey’in unvanı da subaşıdır. Subaşı ve benzeri sözcüklerin kullanıldığı tüm Türk devletlerinde bu makam, devletin geleneklerine ve içinde bulunduğu şartlara göre değişmekle birlikte, subaşılık doğal olarak son derece önemli bir görevdir. Subaşı olarak atanacak kişide özel bir takım özellikler aranmıştır. Bunlar arasında askerî konularda, özellikle askerî taktiklerde deneyimli, atak, cesur, cömert, haysiyetli, alçak gönüllü, politik ve stratejik görüşe sahip, örfe bağlı, kalem, silah kullanmakta usta, ilim ve irfan sahibi olmak gibi çok çeşitli özellikler belirtilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Canik beylikleri</span> Türk beyliği

Canik beylikleri, bugünkü Orta Karadeniz ve Doğu Karadeniz'in bir kısmına 14. ve 15. yüzyıllarda hakim olan ikinci dönem Anadolu beyliklerine verilen ad.

<span class="mw-page-title-main">Karesi Sancağı</span>

Karesi Sancağı, Osmanlı Devleti'nin Anadolu Eyaleti sınırları içindeki sancaklarından biri. Osmanoğulları'na ilk katılan beylik olan Karesi Beyliği'nin bulunduğu bölgede kurulmuştur. Osmanlı Devleti'nin yıkılmasıyla yerine Balıkesir ili kurulmuştur. 1909 yılındaki Karesi Sancağı'na bağlı kazalar şunlardır; Karesi Merkez Kazası, Ayvalık Kazası, Bandırma Kazası, Edremit Kazası, Burhaniye Kazası, Erdek Kazası, Gönen Kazası, Sındırgı Kazası, Balya Kazası'dır.

<span class="mw-page-title-main">Sancak (idari birim)</span> osmanlı idari birim

Sancak, Osmanlı İmparatorluğu’nun idari yapılanmasına dair bir terim olan sancak, Osmanlı Devleti'nde bir bölge veya gelir getiren has anlamına gelir.

<span class="mw-page-title-main">Hamitoğulları Beyliği</span> Eğirdir ve Isparta bölgesinde kurulan 2. Dönem Anadolu Beyliklerinden beylik

Hamidoğulları Beyliği, Anadolu Selçuklu Devleti'nin yıkılmasından sonra Eğirdir ve Isparta bölgesinde kurulan 2. Dönem Anadolu Beylikleri'ndendir. Beyliğin kurucusu Feleküddin Dündar Bey, babası İlyas ile dedesi Hamid zamanında da bu bölgede bulunmuşlardı. Bu nedenle bu bölgenin yabancısı değildi. Hamidoğulları'nın bir diğer önemli özelliği ise topraklarının bir kısmını para karşılığı Osmanlı Devleti'ne satmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Teke Sancağı</span>

Teke Sancağı ya da Teke İli, günümüzde Türkiye'nin Antalya şehrinin merkeziyle birlikte; Finike, Kaş, Kalkan, Gömbe, Elmalı, Kızılkaya, Kocaaliler ve Afyonkarahisar'ın bir kısmını içine alan bir Osmanlı sancağıydı. II. Murad zamanında Osmanlıların kontrolüne giren sancağın kuzeyinde Hamîd Sancağı, kuzey doğusunda Karaman, doğusunda Alanya ve batısında Menteşe Sancağı bulunuyordu.