Astronomi, gök bilimi ya da gökbilim gök cisimlerinin kökenlerini, evrimlerini, fiziksel ve kimyasal özelliklerini açıklamaya çalışan doğa bilimi dalıdır. Astronominin sınırlı ve özel bir alanı olan gök mekaniği ile karıştırılmaması gerekir. Astronomi daha açık bir deyişle, yörüngesel cisimleri ve Dünya atmosferinin dışında gerçekleşen, yıldızlar, gezegenler, kuyrukluyıldızlar, kutup ışıkları, gökadalar ve kozmik mikrodalga arkaalan ışınımı gibi gözlemlenebilir tüm olay ve olguları inceleyen bilim dalıdır.
Herbert Spencer, İngiliz filozof ve sosyolog.
Kopenhag, Danimarka'nın başkenti ve en yüksek nüfuslu şehridir. 1 Ocak 2022 itibarıyla şehrin nüfusu 805.420'dir. Kopenhag, Zelanda adasının doğu kıyısında yer almaktadır; şehrin diğer kısmı Amager'de yer alır ve Øresund boğazı ile İsveç'in Malmö kentinden ayrılır. Öresund Köprüsü, iki şehri demiryolu ve karayolu ile birbirine bağlamaktadır.
Henri-Louis Bergson, Fransız filozoftur.
Evrimsel biyoloji; biyoloji konularını, canlıların evrimini göz önüne alarak inceleyen bilim dalıdır. Taksonomi biliminin temelinde evrimsel biyoloji yer almaktadır. Canlıları sistematik bir şekilde ayırmada, canlıların evrimsel akrabalıkları ve farklılıkları göz önüne alınır. Ayrıca birçok ekolojik ilişkinin açıklanmasında evrimsel biyoloji kullanılır. Moleküler biyolojide DNA ve RNA dizilerinin baz dizilişleri göz önüne alınarak canlıların hatta organellerin mikroorganizmalarla olan akrabalıkları incelenmekte ve bu incelemede evrimsel biyoloji temel alınmaktadır.
Orta Çağ, tarihçiler tarafından 5. yüzyılın sonlarından 15. yüzyılın sonlarına kadar sürdüğü söylenen tarihî dönemi ifade eden kavramdır. Orta Çağ dönemine verilen bir diğer isim olan "Klasik Sonrası Dönem" terimi, "Klasik Antik Çağ" döneminin adından türetilmiş olsa da, daha geniş bir coğrafi tanıma sahiptir. Orta Çağ, tarihçiler tarafından ihtilaflar olmasıyla birlikte, genel olarak MS 500–1500 aralığındaki dönemi kapsamaktadır ve Antik Çağ ile modern zamanlar arasında ayrı bir dönem olarak görülmektedir.
Kör Saatçi; (İngilizce: The Blind Watchmaker, 1986, Norton & Company, Inc. New York) Richard Dawkins'in evrimsel gelişmeyi basit örneklerle modellendirerek anlattığı popüler bilim kitabı.
Çocuk, bebeklik ve ergenlik çağları arasındaki insan. Genellikle konuşma ve yürüme kabiliyetleri kazanıldıktan sonra çocukluğun başladığı; cinsel gelişimin başladığı ergenlik dönemi ile birlikte çocukluk döneminin bittiği kabul edilir. Ama bu tanımlamalar görecelidir ve kesin sınırları yoktur. Birleşmiş Milletlerin raporlarında 0-18 yaş arasındaki insanlar çocuk kabul edilirler. Bunun haricinde çocuk kelimesi sıklıkla evlat anlamında da kullanılır.
Aydınlanma Çağı olarak adlandırılan tarihsel dönem, aydınlanma felsefesinin 18. yüzyılda doğup benimsenmeye başladığı dönemdir. Batı toplumunda 17. ve 18. yüzyıllarda gelişen, akılcı düşünceyi eski, geleneksel, değişmez kabul edilen varsayımlardan, önyargılardan ve ideolojilerden özgürleştirmeyi ve yeni bilgiye yönelik kabulü geliştirmeyi amaçlayan düşünsel gelişimi kapsayan dönemi tanımlar. Aynı zamanda Arapça eserlerin Latinceye çevirilmesi, Aydınlanma Çağı'na zemin hazırlamıştır.
Felsefe tarihi, felsefenin mantık, epistemoloji, ontoloji, etik, estetik gibi alt bölümlerinden birisidir. Genel olarak felsefe derslerinin başlangıcında verilir. Bunun temel nedeni, felsefe tarihinin içeriğiyle ilintilidir. Felsefe tarihi, felsefenin ne olduğunun tanımlanmasından, çeşitli felsefe ögretilerinin tarihsel yerlerinin ve öğretisel ayrımlarının belirlenmesine ve bu öğretilerin felsefenin alt bölümleri açısından değerlendirilip ortaya konulmasına kadar çok yönlü ve çok boyutlu bir içeriğe sahiptir. Felsefe tarihi bu anlamda sadece bir mevcut felsefelerin ansiklopedik bir araya getirilmesi meselesi değildir; felsefenin ne olduğunun tanımlanmasından neyin felsefe-içi neyin felsefe-dışı sayılacağına değin bir dizi kuramsal/felsefi sorunla yüz yüzedir. Bu anlamda, felsefenin bir altbölümü olarak felsefe tarihi, hem felsefi çalışmanın başlangıcı hem de en önemli alanıdır. Genelde felsefe tarihi kitapları, bu bakımdan öğretilerin ve bunların felsefi sorunları çözme denemelerinin art arda etkileşimlerle gelişen tarihini ele alır. Bu tarihin hazırlanmasında hem düşünürlerin metinleri hem de bu metinlerin tarihsel toplumsal koşulları iç bağlantıları açısından değerlendirilir, öğretilerin birbirine etkileri ve karşıtlıkları, benzerlikleri ve ayrımları serimlenir. Dolayısıyla, genel anlamda felsefe tarihinin varlık, bilgi ve değerlerle ilgili soruları ve sorunları belirli özgül yöntemlerle değerlendiren ya da inceleyen ve bu incelemeyi sonuçları bakımından da sistemaktikleştirilmesine yönelik çalışan bütün düşünce girişimlerini ortaya koymayı hedeflediği söylenebilir.
Görecilik ya da rölativizm, felsefe tarihinde sürekli gündemde yer almış olan bir yönelim biçimidir. Felsefenin alt bölümlerinden epistemoloji ve etik alanlarında göreceli yaklaşımlar özellikle etkili olmuştur. Bilgi anlayışında mutlak ve nesnel gerçek anlayışından ayrılır, bilginin kesinliğinden ve genel geçerliliğinden şüphe eder. Bütün bilgilerin göreli olduğu önermesi bu akımın başlıca argümanıdır. Etikte ise görecilik mutlak ahlaki değerlerin varlığını ve olabilirliğini yadsır. Bunlara göre bilgi ya da ahlaki değerler tarihsel koşullara, dönemlere, toplumlara, kültürlere ve kişilere göre değişim gösterir. Bilim felsefesinde de etkili olmuştur; özellikle 20. yüzyılda Kuantum fiziğine bağlı bilimsel ve kuramsal gelişmelerden sonra görecelilik gelişme göstermiştir.
Panenteizm, diyalektik teizm veya kamusal tanrıcılık, panteizmde olduğu gibi Evren'in kendisinin Tanrı olduğunu, panteizmden farklı olarak da ilk devindirici olan Tanrının Evren ve tüm varlıkları özünden yarattığını ve Evren'e aşkın, Evren'in bilincinde mutlak ve değişmez bir varlık olarak egemen olduğu inancıdır.
Hücre teorisi, 1858 yılında Alman Patolog Rudolf Virchow'un bitkiler ve hayvanların yani tüm canlıların hücre ya da hücrelerden meydana geldiğini yine bu hücrelerin sahip olduğu genetik bilgilerin de oluşan diğer hücrelere aktarıldığını savunarak ortaya çıkardığı kuramdır.
Matematiksel fizik, matematik ve fizik arasındaki alakayla ilgilinen bilimsel disiplindir. Matematiksel fiziğin neyi içerip içermediği ile ilgili tam bir mutabakat yoktur. Ancak Journal of Mathematical Physics konuyla ilgili bir tanım yapar: Matematiğin fiziksel sorunlara uygulanması ve fiziksel kuramlar için matematiksel yöntemlerin uygunluğunun geliştirilmesi.
Biyoloji tarihinde antik çağlardan günümüze yaşayan dünyanın incelenmesi ele alınmaktadır. Her ne kadar biyoloji kavramı belirli bir bilimsel alan olarak 19. yüzyılda ortaya çıkmış olsa da biyoloji bilimleri ayurveda, Antik Mısır tıbbı ve Greko-Romen dünyada Aristoteles ile Galen'in çalışmalarına kadar uzanan tıb tarihine ve doğa tarihine dayanmaktadır. Antik çağlarda ortaya çıkan bu çalışmalar Orta Çağ'da İbni Sina gibi müslüman bilimadamları ve doktorlar tarafından ilerletilmiştir. Avrupa Rönesans döneminde ve modern çağın başlarında ampirizme yeniden duyulan bir ilgi ve birçok yeni organizmanın keşfiyle birlikte biyolojik düşünce alanında bir devrim ortaya çıkmıştır. Bu dönemde öne çıkanlar arasında fizyoloji alanında deneysel çalışmalar ve çok dikkatli gözlemler yapmış olan Vesalius ile Harvey; fosilleri ve yaşam çeşitliliğini sınıflandırmaya başlayan ve organizmaların gelişmeleri ile davranışlarını izleyen Linnaeus ile Buffon gibi doğa bilimcileri sayılabilir. Mikroskobun bulunması ile daha önceden bilinmeyen mikroorganizmaların dünyası ortaya çıkmış ve hücre teorisinin ilk çalışmaları başlamıştır. Özellikle mekanik felsefenin çıkışına karşı doğal teolojinin giderek artan önemi doğa tarihi üzerine yapılan çalışmaların gelişmesine cesaret vermiştir.
Evrim düşüncesi; türlerin zaman içerisinde değişmelerini ifade eden kavram olarak köklerini eski çağlardan; Yunanistan'dan, Roma'dan, Çin'den ve Orta Çağ İslâm biliminden alır. 17. yüzyıl sonlarında biyolojik taksonominin başlangıcıyla Avrupa'daki biyolojik düşünce; doğal teolojiye tam olarak uyan ve ortaçağ Aristo metafiziği kavramı olan, her türün kendi karakteristiği olduğunu öne süren özcülükten etkilendi. Diğer yandan Aydınlanma Çağı'nda evrimsel kozmoloji ve mekanik felsefe, fizik bilimlerinden doğa tarihine kadar yayıldı. Natüralistler türlerin çeşitliliğine odaklandı ve sonradan "soy tükenmesi" kavramı ile doğa görüşünün temelini sarsan paleontoloji ortaya çıktı. 19. yüzyılın başlarında Jean-Baptiste Lamarck, ilk tamamen biçimlendirilmiş evrim teorisi olan türlerin transmutasyonu teorisini ortaya attı.
Türlerin transmutasyonu, Jean-Baptiste Lamarck'ın 1809 yılında bir türün başka bir türe değişimini açıklayan teorisi için kullandığı bir terim. Bu ifade ayrıca 19. yüzyılda Charles Darwin'in doğal seçilim teorisi ve evrimle ilgili ortaya atılan diğer fikirlere öncülük eder. 19. yüzyılın diğer Darwin öncesi evrimle ilgili çalışma yapan isimleri arasında Étienne Geoffroy Saint-Hilaire, Robert Grant ve Vestiges of the Natural History of Creation kitabını anonim yayınlayan Robert Chambers da vardır. Dönemin bilim dünyasının etkili isimlerinden Georges Cuvier, Richard Owen ve Charles Lyell bu ilk dönem evrim teorilerine şiddetli bir şekilde karşı çıkıyorlardı. Çıkan tartışmalar evrimsel düşünce tarihinin önemli evrelerinden biridir.
Bilim tarihi, hem doğa hem de toplumsal bilimler dahil olmak üzere bilimsel bilgi ve bilimin gelişiminin incelenmesidir. 18. yüzyıl ile 20. yüzyıl arası dönemde, öteden beri yanlış bilindiği düşünülen olguların bilimsel gerçeklerle değiştirilmesi yolunu izlemiştir.
Sözdebilim tarihi, zaman içinde sözdebilim uygulamalarının incelenmesidir. Sözdebilim kendini bilim olarak sunan fakat bilimsel kriterlere uymayan uygulamalar kümesidir.
Evrim, Charles Darwin'in zamanından önce başlamasına ve Darwin'in olduğu kadar ilerlemeci ve Lamarckist görüşleri de yansıtmasına rağmen, 19. yüzyılın sonlarınan itibaren bilimkurgudaki spekülatif evrim de dahil olmak üzere kurguda önemli bir tema olmuştur. İster insanlığın mükemmelliğe doğru nasıl evrimleşebileceği açısından iyimser olarak, ister insan doğası etkileşiminin ve hayatta kalma mücadelesinin korkunç sonuçları açısından kötümser olarak alındığında, Darwinci evrim edebiyatta yaygındır. Diğer temalar, insanlığın başka türler veya akıllı makineler tarafından değiştirilmesini içerir.