37 Fides, 5 Ekim 1855 tarihinde Alman astronom Robert Luther tarafından keşfedilen 24 asteroitten biridir. 37 Fides Asteroit kuşağı'nda bulunan bir asteroit olup iddiaya göre "37 Fides" adını eski Roma'nın sadakat tanrıçası Fides'ten alır.
41 Daphne, 22 Mayıs 1856 tarihinde H. Goldschmidt tarafından keşfedilen büyük ana kuşak asteroitlerinden biridir. Adını eski Yunan mitolojisinden Dafni adında bir nemfden alır. Hikâyeye göre Dafni Peneus tarafından bir ağaca dönüştürülür. Defne ağacının adı da buradan gelmektedir. Bu göktaşının karbonik asit ve bileşenlerinden oluşmuş içeriğinden kaynaklanan koyu bir görünümü vardır.
Altcüce, parlaklık seviyesi VI olan bir yıldız türüdür. Aynı spektral türdeki anakol yıldızlarının parlaklığının 1.5 ila 2 daha az parlak yıldızlar olarak tanımlanırlar.
Mavi üstdev, bilimsel olarak OB üstdevleri olarak adlandırılan sıcak parlak yıldızlardır. Parlaklık sınıfı I ve spektral sınıf B9 veya daha öncekilere sahiptirler.
Sarı üstdev, genellikle süper parlaklık sınıfına sahip spektral F veya G tipi üstdevlerdir. Ana diziden uzaklaşıp gelişen, daha da aydınlık hale gelen yıldızlardır.
Sarı üstündev, A'dan K'ye bir spektral sınıf ve yaklaşık 20-60 güneş kütlesi ile geniş bir atmosfere sahip bir üstündevlerdir. Bunlar -9'un etrafında mutlak parlaklığı ile en görünebilen parlak yıldızlar arasında yer alırken, aynı zamanda Samanyolu'nda sadece 15 tanesi bilinmekte ve bunlardan altısı sadece tek bir kümede en nadir olanlardan biridir. Bunlar, bazen, O ve B tipi yıldızlara kıyasla serin üstündevler olarak, bazen kırmızı üstdevlerle karşılaştırıldığında sıcak üstündevler olarak adlandırılırlar.
B-tipi ana kol yıldızı, tayf tipi B ve aydınlatma sınıfı V olan ana kol (hidrojen-yakan) yıldızıdır. Kütleleri Güneş'ten 2 ile 16 kat daha fazla ve yüzey sıcaklıkları 10.000 ile 30.000 K arasındadır. B-tipi yıldızlar son derece parlak ve mavidir. Spektrumları, en çok B2 alt sınıfında ve orta derecede hidrojen çizgilerinde göze çarpan nötr helyuma sahiptir. Örnekler arasında Regulus ve Algol A sayılabilir.
P tipi asteroitler, düşük albedoya ve özelliksiz kırmızımsı bir spektruma sahip asteroitlerin sınıflandığı bir asteroit tayf tipidir. Organik olarak zengin silikatlar, karbon ve susuz silikatlardan oluşan, muhtemelen içlerinde su buzu bulunan bir bileşime sahip oldukları öne sürülmüştür. P tipi asteroitler, dış asteroit kuşağı ve ötesinde bulunur. Sınıflandırmaya bağlı olarak, 46 Hestia, 65 Cybele, 76 Freia, 87 Sylvia, 153 Hilda, 476 Hedwig ve bazı sınıflandırmalarda P tipi olarak gösterilen 107 Camilla olmak üzere 33 adet bilinen P tipi asteroit vardır.
S-tipi asteroitler Asteroit, silisli (taşlı) bir mineralojik bileşimin göstergesi olan bir spektral tipe sahip asteroitlerin Tholen ve SMASS taksonomilerine göre sınıflandırıldığı bir tayf tipidir. Kapsamında bulunan asteroitler nispeten yüksek yoğunluğa sahip olmakla birlikte, tüm asteroitlerin yaklaşık %17'si bu türde sınıflandırılmaktadır. Karbon içerikli C-tipinden sonra en yaygın ikinci türdür.
C-tipi (karbonlu) asteroitler, bilinen asteroitlerin yaklaşık %75'ini oluşturan en yaygın tayf türdür. Uçucu madde(buz) bakımından zengindirler ve çok düşük bir albedo ile diğer tiplerden ayırt edilirlerç. Bunun nedeni bileşimlerinin kayalara ve minerallere ek olarak büyük miktarda karbon içermesidir. Yoğunluk ortalamaları yaklaşık 1,7 g/cm3'dir. Güneş'ten ortalama 3,5 astronomik birim (AU) uzaklıkta bulunan asteroit kuşağının dış bölümündeki asteroitlerin %80'i bu tipteyken, Güneş'ten 2 AU mesafedeki asteroitlerin sadece %40'ı C-tipidir. Diğer asteroit tiplerine oranla yüksek düzeyde karanlık albedoya sahip olmaları ve çoğunlukla kolay gözlemlenemeyen asteroit kuşağının dış katmanlarında bulunmalarından ötürü C-tiplerinin sayısının tahmin edilenden fazla olabileceği değerlendirilmektedir.
Asteroit tayf tipi, asteroitlerin yansıma spektrumları, renkleri ve bazen de albedolarına göre belirlenmektedir. Bu tiplerin bir asteroitin yüzey bileşimine karşılık geldiği düşünülmektedir. İçsel olarak farklılaşmamış küçük cisimlerin yüzeyleri ve iç bileşenlerinin muhtemelen birbirlerine benzer olduğu kabul edilirken, Ceres ve Vesta gibi büyük cisimlerin nasıl bir iç bileşenlere sahip olduğu bilinmektedir. Uzun yıllardır, Tholen, SMASS ve Bus-DeMeo taksonomileri gibi bir dizi farklı sınıflandırma sistemleriyle sonuçlanan bazı araştırmalar yapılmaktadır.
A tipi asteroitler, güçlü, geniş 1 μm olivin özelliğine ve 0,7 μm'nin altında çok kırmızımsı bir spektruma sahip nispeten nadir iç kuşak asteroitleridir. Bir asteroidin tamamen farklılaşmış mantosundan geldikleri düşünülmektedir ve yüksek bir yoğunluğa sahip oldukları görülmektedir. Bir araştırmada 7 benzer A, V ve X tipi asteroidin ortalama yoğunluğunun 3,6 g/cm3 olduğu bulunmuştur.
B-tipi asteroitler nispeten nadir görülen ve genellikle C grubunun altında sayılan karbonlu asteroitlerin sınıflandırıldığı bir asteroit tayf tipidir. Bu sınıftaki asteroitlerin spektral olarak mavi ışıma göstermesi nedeniyle "B" (Blue) harfi tercih edilmiştir. Bu sınıfta bulunan nesneler genellikle dış asteroit kuşağında görülmektedir. Üçüncü en büyük asteroit olan 2 Pallas'ı da içeren yüksek eğimli Pallas ailesinde sıklıkla görülür. Bileşenlerinin Güneş Sistemi'nin erken dönemlerinden kalma ilkel, uçucu maddece zengin kalıntılar olduğu düşünülmektedir. Mart 2015 itibarıyla SMASS sınıflandırmasında bilinen 65, Tholen sınıflandırmasında ise 9 adet B-tipi asteroit bulunmaktadır.
D-tipi asteroitler çok düşük albedoya ve saf kırmızımsı bir spektruma sahiptir. İç yapılarında muhtemelen buz, karbon ve susuz silikatlar ile zengin organik silikat bileşimleri bulunduğu öne sürülmektedir. D tipi asteroitler dış asteroit kuşağında ve ötesinde bulunmaktadır. 152 Atala ve 944 Hidalgo gibi Jüpiter truvalarının büyük çoğunluğu bu gruba girer. 2000 yılında Kanada'da bulunan Tagish Gölü'ne düşen meteoritin D tipi bir asteroit ile benzer yapıda olduğu ve Mars'ın uydusu Phobos ile yakın akraba olabileceği iddia edilmektedir.
M tipi asteroitler, diğer asteroit sınıflarına göre daha yüksek oranlarda demir-nikel gibi metal fazları içerdiği görülen ve yaygın olarak demir göktaşlarının kaynağı olduğu düşünülen spektral bir asteroit sınıfıdır.
X-grubu asteroitler, benzer spektrumlara, ancak muhtemelen oldukça farklı bileşimlere sahip birkaç türü bir araya toplayan bir çatı asteroit tayf türünde sınıflandırılan asteroitlerden meydana gelmektedir.
R-tipi asteroitler, V ve A-tipi asteroitler arasında spektral olarak orta düzeyde ve orta derecede parlak olan, nispeten nadir iç kuşak asteroitlerini içeren bir tayf sınıfıdır. Spektrum, 1 ve 2 mikrometrede belirgin olivin ve piroksen özellikleri gösterir. Aynı zamanda plajiyoklaz olasılığı da vardır. 0,7 μm'den kısa olanlarda spektrum çok kırmızımsıdır.
L-tipi asteroitler, 0,75 μm'ye kadar güçlü kırmızımsı bir spektruma ve bunun ötesinde özelliksiz düz bir spektruma sahip nispeten nadir asteroitlerin bulunduğu bir tayf sınıfıdır. K-tipi ile karşılaştırıldığında, görünür dalga boylarında daha kırmızımsı bir spektrum ve kızılötesinde düz bir spektrum sergilerler.
J-tipi asteroitler, diyojenit göktaşlarınınkine benzer spektrumlara sahip asteroitlerin sınıflandırıldığı bir tayf tipidir. Bu sınıfta bulunan asteroitler, spektrum nedeniyle muhtemelen 4 Vesta'nın kabuğunun daha derin katmanlarından ortaya çıkmıştır.
Göktaşı biliminde ana cisim, bir meteoritin veya bir meteorit sınıfının kaynağı olan gök cismini ifade etmektedir.