İçeriğe atla

Osmanlı aile hukuku

Osmanlı İmparatorluğu döneminde öne çıkan Müslüman şeriat hukukunun bir bölümü de aile hukukudur. Bu yasa evlilik, çocuklar ve boşanma ile ilgilidir. Aile hukuku, Osmanlı İmparatorluğu'nda özel hukuk kategorisine girer. Aile ve miras hukuku, Osmanlı hukukunun tam merkezindeydi ve bu nedenle yabancı hukukun nüfuzundan en az etkilenmişti.[1] Osmanlı İmparatorluğu'nda İslam toplumunda toplumsal cinsiyet rollerinin belirlenmesinde aile hukuku da önemli bir rol oynamıştır. Tanzimat Dönemi'nde Osmanlı Devleti'nin bürokrasiye ağırlık vermesiyle birlikte kendi idareleri altında yaşayan ailelerin doğum, evlilik, ölüm gibi bilgileri toplamaya başladılar.[2]

Osmanlı Aile Hakları Hukuku

Osmanlı Aile Hakları Hukuku, Osmanlı hukukunda 1917'de ortaya çıkan yeni bir kanunlaştırmadır.[3] Bu yasa Ürdün'de 1951'e, Suriye'de ise 1949'a kadar meşru kaldı. İsrail ve Lübnan'ın Müslüman vatandaşları için hâlâ geçerlidir.[4] Bu yasa, özellikle evlilik ve boşanma, çocuklar ve miras ile erkek ve kadınların rolleri bakımından aile hukukunu yeniden tesis etti. Osmanlı Aile Hakları Hukuku'nun oluşturulmasının ve Osmanlı İmparatorluğu'nda aile hukuku reformunun yapılmasının ana nedenlerinden biri, kadınlara boşanmaya daha iyi erişim sağlamaktı.[5] Bununla birlikte, akademisyen Judith Tucker tarafından, Osmanlı Aile Hakları Yasası'nın Osmanlı İmparatorluğu'nda kadın haklarını ilerletmek için çok az şey yaptığı ileri sürülmektedir.[4]

Kaynakça

  1. ^ Hanley, William. "Commercial Law." Speech, Legal History of the Modern Middle East, Florida State University, Tallahassee, September 2016.
  2. ^ Ortayli, Ilber. "Ottoman Family Law and the State in the Nineteenth Century." 1994. http://acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/19821/ 10 Kasım 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  3. ^ Hanley, William. "Ottoman Family Law." Lecture, Legal History of the Modern Middle East, Florida State University, Tallahassee, October 24, 2016.
  4. ^ a b Tucker, Judith E. "Revisiting Reform: Women and the Ottoman Law of Family Rights, 1917." The Arab Studies Journal 4, no. 2 (1996): 4-17. https://www.jstor.org/stable/27933698 15 Nisan 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  5. ^ J.N.D. Anderson, Islamic Law in the Modern World (New York: New York University Press, 1959), 26.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hukuk</span> genellikle devlet otoritesi tarafından desteklenen kurallar ve yönergeler sistemi

Hukuk ya da tüze birey, toplum ve devletin hareketlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini; yetkili organlar tarafından usulüne uygun olarak çıkarılan, kamu gücüyle desteklenen, muhatabına genel olarak nasıl davranması yahut nasıl davranmaması gerektiğini gösteren ve bunun için ilgili bütün olasılıkları yürürlükte olan normlarla düzenleyen normatif bir bilimdir. Ayrıca, toplumu düzen altına alan ve kişiler arası ilişkileri düzenleyen, ortak yaşamın huzur ve güven içinde akışını sağlayan, gerektiğinde adaleti yerine getiren, kamu gücü ile desteklenen ve devlet tarafından yaptırımlarla güvence altına alınan kurallar bütünüdür. Hukuk, birey-toplum-devlet ilişkilerinde ortak iyilik ve ortak menfaati gözetir.

<span class="mw-page-title-main">Yargı</span> hukuku yorumlayan ve uygulayan mahkemeler sistemi

Yargı, yasal anlaşmazlıkları/uyuşmazlıkları karara bağlayan ve yasal davalarda yasayı yorumlayan, savunan ve uygulayan mahkemeler sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Boşanma</span> Evlilik birliğinin sona ermesi

Boşanma, evliliğin yasal olarak sona ermesidir. Günümüzde daha yaygın olmakla birlikte, eski çağlardan beri bütün toplumlarda boşanmaya rastlanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı hukuku</span>

Osmanlı İmparatorluğu idaresindeki hukuki yapıya Osmanlı hukuku denir. Genelde çok kültürlülüğe uygun yargılama usulüyle öne çıkar. Hukuk anlayışı şer'i ve örfi olmak üzere iki temelde incelenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Ulusal hukuk sistemleri listesi</span>

Modern hukuk sistemleri dünyada genel olarak üç temel sistem veya bu sistemlerin kombinasyonları üzerine oturmaktadır: Anglo-Sakson Hukuku, Kıta Avrupası Hukuk Sistemi ve dinsel hukuk. Bununla birlikte her ülkenin hukuk sistemi kendi tarihi ile şekillendiğinden kendisine özgü farklılıklar içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'nda kadının toplumdaki yeri</span>

Osmanlı İmparatorluğu'nda kadının toplumdaki yeri geleneksel ve dinsel birçok nedenden dolayı kısıtlıdır. Bu tutum Tanzimat Dönemi'ne kadar devam etmiş olup Tanzimat döneminin getirdiği eşitlik anlayışı kadın ile erkek arasındaki eşitsizliklere de yansımıştır. Tanzimat döneminde kâğıt üzerinde eşitlik sağlansa bile uygulamada önceki tutum devam etmiştir. Osmanlı'da hukuk kurallarının İslami kaynaklarca belirlenmesi kadın hakları üzerinde de etkisini göstermiştir. Ayrıca Türklerin Orta Asya kökenli olmasından dolayı İslamiyet öncesi dönemlerdeki Türk kültürü, Osmanlı döneminde kadınların sahip oldukları hakların kısıtlı olmasına neden olmuştur. Teokratik ve monarşik rejimli Osmanlı İmparatorluğu'nda şeriat hükümlerinin etkili olması kadınları ev yaşamına itmiştir. Osmanlı'da miras konusunda da kadınların erkeklere oranla daha az miras payına sahip olduğu gözlenmiştir. Osmanlı Mahkemelerinde 2 kadın ancak bir erkeğe denk tutulmuş, dini eğitimde ise kız-erkek ayrımı yapılmayıp kız çocukları sıbyan mekteplerinde eğitim görmüşlerdir. Köydeki kadınlar ise erkekler gibi tarlalarda çalışarak evini yönetip, halı ve kilim dokumasına karşın asla erkekler ile eşit haklara sahip olmamışlardır.

<span class="mw-page-title-main">Ahidnâme</span>

Ahdname, Ahtiname ya da Ahidnâme Osmanlı İmparatorluğu'na ait bir çeşit anayasal bildirgedir çoğunlukla kapitülasyon olarak adlandırılır. Erken modern dönem boyunca, Osmanlı İmparatorluğu bu belgeyi Ahidname-i Hümayun ya da emperyal teminat olarak adlandırmıştır ve Ahdname İmparatorluk ile çeşitli Avrupalı devletler arasında resmi antlaşma işlevi görmüştür.

Japonya hukuk sistemi, Japonya'da hukuken düzenlenen kuralların bütünüdür.

Suudi Arabistan'ın hukuk sistemi, hem Kur'an'dan hem de İslam peygamberi Muhammed'e atfedilmiş sünnetlerden türetilen İslamî Şeriat hukukuna dayanmaktadır. Muhammed'in ölümü sonrasında ortaya çıkan İslamî alim konsensüsleri ("icmâ") de Şeriat'ın kaynaklarından birini oluşturur. Suudi Arabistan'daki yargıçların yaptığı hukuksal yorumlar, İslam fıkhındaki literalist Hanbeli mezhebine ait Orta Çağ metinlerinden etkilenmektedir. Şeriat, Müslüman dünyasında eşsiz olarak kodifiye olmamış haliyle Suudi Arabistan'da kullanılmaktadır. Bununla birlikte hukuksal içtihatın yoksunluğu, ülkenin kanunlarının kapsamında ve içeriğinde büyük seviyede belirsizliklere neden olmuştur. Bu nedenle hükûmet, 2010'da Şeriat'ı kodifiye etmeye niyet ettiğini açıkladı; ancak bu konuda hâlâ bir ilerleme sağlanamamıştır. Şeriat ayrıca fikrî mülkiyet hukuku ve şirketler hukuku gibi modern sorunları kapsayan kraliyet kararnameleriyle dağıtılan düzenlemeler ile tamamlanmıştır. Buna rağmen Şeriat, özellikle ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve kontrat hukuku gibi dallarda hukukun ana kaynağını oluşturmaktadır ve Kur'an ile Sünnet ülkenin anayasası olarak ilan edilmiştir. Suudi devleti ne ait çok kapsamlı tescilli haklar, toprak hukuku ile enerji hukuku dallarının önemli bir özelliğini oluşturmaktadır.

Defter, Osmanlı İmparatorluğu'nda vergiler ve arazi kadastrosu kayıtları idi. Bu vergi kayıtlarından sorumlu yetkililer ise defterdar olarak adlandırılmaktaydı.

<span class="mw-page-title-main">Aden Kolonisi</span> Eskiden Birleşik Krallıka ait olmuş, şu anki Yemen civarina denk gelen koloni

Aden Kolonisi 1937'den 1963'e kadar bir Britanya Kraliyet kolonisi idi. Koloninin yeri, şu anki çağdaş Yemen'in güneyine denk gelmektedir. Koloni, Aden Limanı ve yakın çevresinden oluşmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı gerileme tezi</span>

Osmanlı gerileme tezi veya Osmanlı gerileme paradigması, Osmanlı İmparatorluğu'nun dünyanın o zaman gelişmiş kabul edilen ülkeleri ile kıyaslandığında bilim ve endüstride geri kalması ve ürünler ortaya çıkaramaması sonucu, dış ülkelere bağımlılığını tarif etmek amacı ile ortaya konmuştur. Türkiye'nin ve dünyanın tanınmış tarihçilerinden Halil İnalcık Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ adlı kitabında, “...18. yüzyılın uzun savaşlarıyla denge Avrupa’dan yana döndü. Osmanlı gücü inişe geçti, 18. yüzyılda Batı üstünlüğünün kabulüyle de imparatorluk politik ve ekonomik olarak Avrupa’ya bağımlı hale geldi, imparatorluğun varlığını sürdürmesi ve olası çöküşü, sonunda bir Avrupa politikası sorunu, Doğu Sorunu oldu ve Osmanlı politik yaşamı 1920'ye dek Avrupa'ya bağımlı olarak sürdü,” saptamasını yapmıştır.

Türkiye'ye liberalizm Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimat döneminde gelmiştir.

Anatoli (Ανατολή), Osmanlı İmparatorluğu'nda Evangelinos Misalaides tarafından çıkarılan Karamanlıca bir gazetedir. Daha sonra N. T. Soullides editör oldu.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'nda Hristiyanlık</span>

Osmanlı İmparatorluğu'nun millet sistemi altında Hristiyanlar ve Yahudiler, devlete sadakat göstermesi ve cizye vergisini ödemesi karşılığında Osmanlı hukukuna göre zimmi olarak kabul edilirdi.

Devletsiz hukuk, bir devletin gücü dışında icra edilen hukuk şekli.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanması</span> I. Dünya Savaşının ardından Osmanlı topraklarının parçalanması

Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanması, I. Dünya Savaşı'nı takiben Kasım 1918'de İstanbul'un Britanya, Fransa ve İtalya askerleri tarafından işgal edilmesinin ardından başlayan jeopolitik bir süreçti. Parçalanma, özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nun Almanya ile ittifak kurmasının ardından yapılan Sykes-Picot Anlaşması gibi İtilaf Devletleri'nin savaşın ilk safhalarında yaptığı birtakım anlaşamalar üzerinden planlanmıştı. Eskiden Osmanlı İmparatorluğu'nu oluşturan büyük topraklar ve halklar, birkaç yeni devlete bölündü. Osmanlı İmparatorluğu; jeopolitik, kültürel ve ideolojik yönden önde gelen İslam devletiydi. Osmanlı'nın savaşın ardından parçalanması, Britanya ve Fransa gibi Batılı güçlerin Orta Doğu'ya hâkim olmasına sebep oldu ve modern Arap dünyası ile Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına yol açtı. Anadolu Hareketi tarafından bu Batılı güçlere direnilse de, Osmanlı'nın ardıl devletleri kapsamında böylesi bir direniş II. Dünya Savaşı'nı takip eden hızlı dekolonizasyon sürecine kadar görülmedi.

Yasal tarih veya hukuk tarihi, hukukun nasıl geliştiği ve neden değiştiğini inceler. Hukuk tarihi, medeniyetlerin gelişimi ile yakından bağlantılıdır ve sosyal tarihin daha geniş bağlamında işler. Bazı hukukçular ve hukuk süreci tarihçileri hukuk tarihini, kanunların evriminin kaydı ve çeşitli hukuki kavramların kökenlerini daha iyi anlatan bir bakış açısıyla bu kanunların nasıl geliştiğine dair bir teknik açıklama olarak görmüşlerdir; bazıları ise hukuk tarihini entelektüel tarihin bir dalı olarak görür. Yirminci yüzyıl tarihçileri hukuk tarihini, sosyal tarihçilerin düşüncesiyle paralel bir çizgide, daha bağlamsal bir tarzda ele aldı. Hukuk kurumlarına; karmaşık kurallar, oyuncular ve sembollerden oluşan sistemler olarak baktılar ve bunları toplumla, sivil toplumun belirli yönlerini değiştirmek, onları uyarlamak, direnmesini sağlamak veya teşvik etmek için etkileşime giren unsurlar olarak gördüler. Bu tür hukuk tarihçileri, sosyal bilimler araştırma yöntemleriyle vaka geçmişlerini analiz etme, istatistiksel yöntemler kullanma, davacılar, dilekçe sahipleri ve yasal süreçlerdeki diğer taraflar arasındaki sınıf ayrımlarını ayrımlarını analiz etme eğiliminde oldular. Vaka sonuçlarını, işlem maliyetlerini ve karara bağlanmış dava sayısı analiz ederek, hukuk ve toplumun sadece hukuk teorisi, içtihat hukuku ve medeni hukuk çalışmalarıyla yapılabilecek olandan daha karmaşık bir resmine yasal kurumların, uygulamaların, prosedürlerin ve özetlerin bir analiziyle ulaşır.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Batılı milliyetçilik anlayışının yükselişi, Osmanlı millet anlayışının çöküşüne neden oldu. Osmanlı İmparatorluğu'nda hakim olan ve dini merkeze aldığı için mevcut millet kavramından farklı olan millet anlayışı, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesinde kilit bir faktör oldu.

<span class="mw-page-title-main">Ehud R. Toledano</span>

Ehud R. Toledano, Tel Aviv Üniversitesi'nde Orta Doğu tarihi profesörü ve üniversitedeki Osmanlı-Türkoloji programının günümüzdeki yöneticisidir. Uzmanlık alanları Osmanlı tarihi ve modern Orta Doğu'nun sosyo-kültürel tarihidir.