İçeriğe atla

Osmanlı İmparatorluğu'nda Bahâîlik

Osmanlı İmparatorluğu'nda Bahâîlik 19. yüzyıl sonlarında ortaya çıkmıştır. Dinin lideri Bahaullah yaşamının büyük bölümünü Osmanlı topraklarında geçirdi, dolayısıyla imparatorluk yıllarca Bahailik için merkezi oldu. Bahaullah, ailesi ve inanlarıyla birlikte, 3 Mayıs 1863'te Bağdat'tan ayrılarak Sultan Abdülaziz'in buyruğu gereği kervanla İstanbul'a gitmek üzere yola çıktı. Yol boyunca Cizre, Nusaybin, Mardin, Sivas ve Samsun gibi pek çok bölgeden geçti ve Samsun üzerinden deniz yoluyla İstanbul'a ulaştı. Sonrasında kavmiyle birlikte yetkililerce karşılandılar, önce Hırka-i Şerif Camii'nin yakınlarında bulunan bir eve, daha sonra Fatih Camii'nin civarındaki bir konağa yerleştirildiler. Bahaullah İstanbul'da yaklaşık 3,5 ay kaldı. Daha sonra İran elçisinin baskıları sonucunda hakkında Edirne'ye sürülme emri çıkarıldı,12 gün sonra sonra Edirne'ye varan Bahaullah burada yaklaşık 4,5 yıl kaldı. Bu yüzden Edirne Bahailik için önemli yerlerden biri oldu. Bahailer için pek çok önemli olay bu kentte yaşandı. 1868 yılında Bahaullah beraberindekilerle birlikte yeni sürgün yeri Akka'ya doğru yola çıktı. Yol boyunca kısa molalar verdiler ve Gelibolu'da 3 gece konakladılar, bundan sonra yetmişten fazla kişilik kafileyle Akka'ya ulaştılar. 21 Ağustos 1868'de kafile deniz yolu ile önce Midilli'ye, sonra da İzmir'e geçmiştir. İzmir'den genelde sürülen suçluların yaşadığı Akka'ya vararak günümüz Türkiye sınırlarından ayrılmışlardır. Osmanlı İmparatorluğu'nun Filistin bölgesinde bulunan Akka'da yaklaşık 24 sene geçiren Bahaullah burada öldü.[1]

Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde bugün yaşayan yaklaşık on bin Bahai vardır.[2]

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 18 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Eylül 2020. 
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya". 25 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Eylül 2020. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bahâîlik</span> tek tanrı inancına dayalı bir din

Bahâîlik, bütün insanlığın ruhanî birliğini vurgulayan tek tanrılı bir dindir. Üç ana prensip Bahâî öğretileri ve itikadı için bir temel oluşturur: Tanrı birliği, yani tüm yaratılışın kaynağı olan tek bir tanrı vardır, din birliği, yani tüm ilahi dinler aynı ruhanî kaynağa sahiptirler, aynı Tanrı'dan gelirler ve insanlığın birliği, yani bütün insanlar eşit yaratılmıştır, çeşitlilik içinde birlik ile bir araya getirilmiştir; ırkların ve kültürlerin bu çeşitliliği takdire ve kabule değer görülmelidir. Bahâî inancının öğretilerine göre insanın amacı dua, tefekkür ve insanlığa hizmet yoluyla Allah'ı tanımayı ve sevmeyi öğrenmektir.

<span class="mw-page-title-main">İzmir</span> İzmir ilinin merkezi olan şehir

İzmir, Türkiye'de Ege Bölgesi'nde yer alan ve İzmir ilinin merkezi olan şehirdir. Ülkenin nüfus bakımından en kalabalık üçüncü şehridir. Ekonomik, tarihî ve sosyo-kültürel açıdan önde gelen şehirlerden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Hayfa</span> İsrail Devletinde yerleşim birimi

Hayfa, İsrail'in kuzeyinin en büyük şehri ve ülkenin üçüncü büyük şehridir. Hayfa, önemli bir liman ve sanayi şehridir.

<span class="mw-page-title-main">I. Mehmed</span> 5. Osmanlı padişahı (1413–1421)

I. Mehmed veya Mehmed Çelebi, beşinci Osmanlı padişahı. Tarihî kaynaklarda ismi, Mehmed isimli diğer padişahlarınki gibi, Muhammed şeklinde geçer. Babası I. Bayezid, annesi cariye olan Devlet Hatun'dur.

<span class="mw-page-title-main">II. Bayezid</span> 8. Osmanlı padişahı (1481–1512)

II. Bayezid veya II. Beyazıt, Osmanlı İmparatorluğu'nun sekizinci padişahı. Babası Fatih Sultan Mehmed, annesi Emine Gülbahar Hatûn'dur. Yavuz Sultan Selim'in babasıdır. Tahta geçtiğinde 511.000 km²si Asya'da, 1.703.000 km²si Avrupa'da olmak üzere toplam 2.214.000 km² olan imparatorluk toprakları ölümünde yaklaşık 2.375.000 km²ydi.

<span class="mw-page-title-main">II. Selim</span> 11. Osmanlı padişahı (1566–1574)

II. Selim, Sarı Selim veya Sarhoş Selim, 11. Osmanlı padişahı ve 90. İslâm halîfesidir. Kânûnî Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan’ın oğludur. Kardeşi Bayezid’e karşı Konya’da yapılan ve tarihte Konya Şehzâdeler Muharebesi olarak yer edinen savaşı kazanarak, babasının desteğini aldı. Babasının ölümü üzerine, hayattaki tek oğlu olarak 24 Eylül 1566 tarihinde on birinci padişah olarak tahta geçti. Padişahlığı sırasındaki ilk sefer batı yönlü yapıldı. Ülke sınırları Orta Avrupa’ya kadar genişledi. Kıbrıs, Tunus, Yemen ve Fas kayıtsız şartsız teslim olanlar arasındaydı. Ülkesinin denizlerde de egemenliğini genişleterek, deniz egemenliğine önem verdi.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu yükselme dönemi</span> Osmanlı İmparatorluğunun altın çağı olarak kabul edilen tarihî dönem (1453–1683)

Osmanlı İmparatorluğu yükselme dönemi, Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş döneminden (1299-1453) sonra geldiği kabul edilen dönemdir. 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul'un Fethi ile başladığı kabul edilen bu olgunluk döneminin ne zaman sona erdiğiyle ilgili farklı görüşler bulunmaktadır. Osmanlı aydını Kâtip Çelebi, imparatorluğun bu döneminin 1593'te Celâlîlerin ortaya çıkmasına kadar sürdüğünü belirtirken, Naîmâ ise 1683'teki Viyana bozgununu bu dönemin bitişi ve yeni bir dönemin başlangıcı olarak ilan eder.

<span class="mw-page-title-main">II. Viyana Kuşatması</span> Osmanlı ordusunun Viyanayı başarısız olarak ikinci kez kuşatması ve 60. günün sonunda bozguna uğradığı kuşatma

II. Viyana Kuşatması, 1683 Viyana Kuşatması veya Viyana Bozgunu, Osmanlı İmparatorluğu'nun Kutsal Roma İmparatorluğu'nun bir parçası olan Avusturya Arşidüklüğü'ndeki Viyana şehrini ele geçirmek için yaptığı ikinci girişimdi. Viyana Savaşı, şehrin iki ay boyunca Osmanlı İmparatorluğu tarafından kuşatılmasının ardından 12 Eylül 1683 tarihinde Viyana yakınlarındaki Kahlenberg Dağı'nda gerçekleşti. Savaş, Habsburg monarşisi liderliğindeki Kutsal Roma İmparatorluğu ve Polonya-Litvanya Birliği tarafından, her ikisi de Kral III. Jan Sobieski komutasında, Osmanlılara ve onların vasal ve haraç devletlerine karşı yapıldı. Bu savaş, İngiliz Milletler Topluluğu ve Kutsal Roma İmparatorluğu'nun Osmanlılara karşı ilk kez askerî işbirliği yaptığı savaş oldu. Osmanlıların yenilgisi, Avrupa'ya yayılmasında bir dönüm noktası oldu ve bundan sonra Osmanlılar daha fazla ilerleme kaydedemedi. Bunu takip eden ve 1699 yılına kadar süren savaşta Osmanlılar, Osmanlı Macaristanı'nın büyük bir kısmını Kutsal Roma İmparatoru I. Leopold'a bıraktı.

<span class="mw-page-title-main">Dimetoka</span> Yunanistanın Batı Trakya bölgesi, Meriç ilçesi, Dimetoka belediyesine bağlı kent

Dimetoka, Yunanistan'da, Batı Trakya'da, Evros (Meriç) ilinin (nomos) sınırları içinde bir ilçedir.

<span class="mw-page-title-main">Akka</span> cidade costeira no norte de Israel

Akka, İsrail'in kuzeyinde Akdeniz kıyısında bir şehir. Nüfusu 45.000 civarıdır (2003). Müslümanların, Dürzilerin, Hristiyanların, Bahailerin ve Yahudiler'in birlikte yaşadıkları bir şehirdir.

<span class="mw-page-title-main">Fransa'nın Mısır ve Suriye seferi</span>

Mısır Seferi, 1798-1801 yılları arasında Fransa'nın Mısır ve doğu ticaret yolları üzerinde üstünlük elde etme amacıyla sürdürdüğü askeri sefer; 1798-1802 Osmanlı-Fransız Savaşı ve İkinci Koalisyon Savaşı'nda evre.

<span class="mw-page-title-main">Bahaullah</span> Bahailiğin kurucu peygamberi (1817–1892)

Baháʼu'lláh veya doğum adıyla Mirza Hüseyin Ali, Bahailik dininin kurucusu.

Şarköy Çıkarması, Osmanlı Devleti ile Bulgaristan arasındaki Birinci Balkan Savaşı sırasında 8-10 Şubat 1913 tarihlerinde gerçekleşen harekât ve muharebe.

<span class="mw-page-title-main">Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı</span> Mustafa Kemalin Bandırma Vapuru ile yapılan yolculuk sonrası Samsuna ulaşması olayı

Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı, 19 Mayıs 1919 tarihinde 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal'in Bandırma Vapuru ile yaptığı yolculuk sonrası Samsun'a ulaşması olayı. Bu olay Kurtuluş Savaşı'nın fiili başlangıcı olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu</span> Güneydoğu Avrupa, Güneybatı Asya ve Kuzey Afrikada hüküm sürmüş eski bir imparatorluk (1299–1922)

Osmanlı İmparatorluğu ya da Osmanlı Devleti, resmî olarak Devlet-i Aliyye ve yine resmî olarak antlaşmalarda ve uluslararası kullanımlarda Türkiye, Batı kroniklerindeki kullanımlarda ise Türk İmparatorluğu, 1299 yılında Oğuz Türklerinden Osman Gazi'nin kurduğu Osmanoğlu Hanedanı'nın hükümdarlığında Orta Çağ'dan Yakın Çağ'a kadar varlığını sürdürmüş bir imparatorluktur.

<span class="mw-page-title-main">Şevki Efendi</span> 1921den 1957de ölümüne kadar Bahai inancının lideri

Şevki Efendi, Abdülbaha’nın torunu ve halefiydi. 1921 yılında Bahai Dini’nin Velisi olarak tayin edildi ve 1957 yılında vefat edene kadar bu görevi sürdürdü. Bahai Dini’nin birçok yeni ülkeye yayılması için tebliğ planları serisi oluşturdu ve Bahai Dini’nin merkezî şahsiyetlerinin birtakım yazılarını İngilizceye tercüme etti. Vefatının ardından dünya Bahai toplumuna 1963’te Yüce Adalet Evi seçilene kadar Emrin Elleri önderlik etti.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı Rumları</span>

Osmanlı Rumları Osmanlı Devletinde yaşayan Rumlara verilen isimdir. Kuruluşundan itibaren pek çok Rum topluluğu Osmanlı sınırları içindeki İç Anadolu (Kapadokya), Ege ve Karadeniz bölgelerinde yaşamıştır ve devletin son dönemlerine kadar önemli rol oynamışlardır. Bugün büyük çoğunluğu Rum Kırımı ve Mübadele'den dolayı Yunanistan'da yaşamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Resmo Kuşatması</span>

Resmo Kuşatması, 1645-1669 Osmanlı-Venedik Savaşı'nda evre.

<span class="mw-page-title-main">Filistin Seferi (1775)</span>

Filistin Seferi, Filistin bölgesinde merkezî hükûmet aleyhine hâkimiyetini genişleten Zâhir el-Ömer'e karşı Osmanlı İmparatorluğu'nun 1775 yılında denizden Cezayirli Gazi Hasan Paşa komutasındaki Osmanlı donanması ve karadan bölgedeki eyalet askerleriyle icra ettiği askerî harekât.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de Bahai Dini</span>

Bahai İnancı, Türkiye ile güçlü bağları bulunan bir dindir; kurucusu Bahaullah dinin ilk dönemlerinde İran'dan o zaman Osmanlı hakimiyetinde bulunun Bağdat'a ve ardından İstanbul'a ve Edirne'ye sürgün edilmiştir. Bahaullah ve Abdulbaha, yaşamlarının büyük kısmını bu şekilde Osmanlı idaresi altındaki yerlerde geçirmiş ve bunun doğal sonucu olarak İmparatorluk uzun yıllar Bahai Dininin merkezi olmuştur. İlk Türk Bahailerinin tarihi bu erken döneme kadar uzanmaktadır. Onlar günümüz Türkiye Bahai toplumunun ilk inananlarıdır.