İçeriğe atla

Osmanlı-Safevî ilişkileri

1661 yılında İran ve Osmanlı imparatorlukları.

Osmanlı-Safevi ilişkilerinin tarihi (Farsça: روابط عثمانی و صفوی), 16. yüzyılın başlarında İran'da Safevi hanedanlığının kurulmasıyla başladı. İlk Osmanlı-Safevi çatışması 1514'teki Çaldıran Muharebesi ile doruğa ulaştı ve bunu yüzyıllık bir sınır çatışması izledi. 1639'da Safevi İran'ı ve Osmanlı İmparatorluğu, Irak'ın Osmanlı hakimiyetini tanıyan Kasr-ı Şirin Anlaşmasını imzaladı ve Kafkasya'yı iki imparatorluk arasında kesin olarak ikiye böldü. Kasr-ı Şirin Anlaşması büyük ölçüde yaklaşık bir asır önceki Amasya anlaşmasının pekiştirilmesiydi.[1]

18. yüzyıla kadar Şii İslam'ın Safevi versiyonu ile Sünni İslam'ın Osmanlı versiyonu arasındaki mücadele, iki büyük imparatorluk arasındaki mücadeleci ilişkilerin önemli bir boyutu olmaya devam etti.[2] 18. yüzyılın başlarında İran-Osmanlı barış müzakereleri, egemen devletlerin İslam dünyası topluluğunun özerk parçaları olarak bir arada var olabileceği yeni bir Müslümanlar arası ilişkiler konseptini ortaya çıkardı.[3] Daha sonraki ilişkiler karşılıklı zayıflık ve güvensizlik korkusuyla yönlendirilse de, Kaçar İran'ı ile Osmanlı İmparatorluğu'nun yüzyıllar süren rekabetten sonra 1847 yılında Erzurum Barış Antlaşması'na varması bir asırlık bir barış çağını başlattı.[2]

Rekabetin ortaya çıkışı: 16. yüzyıl

Safevi İran'la Osmanlı sınırı boyunca tahkimatlar, Seyyid Lokman'ın 1579'da İstanbul'da yazdığı Farsça el yazması.

Dinin rolü

İslam, Osmanlı-Safevi ilişkilerinin tanımlanmasında önemli bir rol oynadı. Hem Safeviler hem de Osmanlılar, kendi bireysel kurallarını meşrulaştırmaya yardımcı olması için İslam'la olan bağlarına güvendiler. Ancak İslam hukuku, kutsal bir kanunun uygulanması veya ona karşı yapılan ihlallerin kontrol edilmesi yönünde dini bir ihtiyaç ortaya çıkmadıkça, Müslümanların birbirleriyle savaşmasını yasaklar.[4] Dolayısıyla bir gücün diğerine karşı savaş açması için, eylemi dini açıdan meşrulaştırması gerekir. 1500'lü yılların başında I. Selim böyle bir gerekçe arıyordu. Osmanlı İmparatorluğu'ndaki din alimleri ve yetkilileri, sapkın olarak gördükleri öğretiler nedeniyle Şah İsmail'i ve takipçilerini İslam'a yönelik bir tehdit olarak etiketlediler. Sonuç olarak I. Selim, hem İstanbul'da hem de diğer Osmanlı topraklarında Şah İsmail'in sempatizanlarının idam edilmesini emretti.[5]

Osmanlı İmparatorluğu'nda Safevi tehdidi

Yavuz Selim'in Safevi İmparatorluğu'na yönelik sert tavrının sebebi Osmanlı sınırları içinde ortaya çıktığını hissettiği tehditti. 1507'de I. İsmail Anadolu'ya baskın düzenleyerek Safevi tehdidini pekiştirdi. 1511'de Şahkulu isyanında Anadolu'da Şii mezhebine mensup kişilerin çıkardığı ayaklanmalar, Selim'in isyanların büyümesinden endişe etmesine sebep oldu..[5] Şah İsmail ve Safevilerin etkisi Ayaklanmalar ve Şii kültürü ile Anadolu'da iyice arttı. Yavuz Selim, isyanı bastırmak için Şah İsmail ve takipçilerine karşı kullandığı dini sebepleri kullanarak ordusunu gönderdi.

Safevi İran'ın haritası. 1639'da Osmanlılara kalıcı olarak kaybettiği Mezopotamya bölgesi taranmıştır.

Ticaret ambargoları

Osmanlılar, Doğudaki rakipleri üzerinde üstünlük kurmanın bir yolu olarak Safevi İmparatorluğu'na ticari ambargolar kullandı. Osmanlı'nın 1514'te Çaldıran'da Safevilere karşı kazandığı kesin zafer, Irak'ta Osmanlı hakimiyetinin güçlenmesine sebep oldu.[6] Safevi topraklarının işgali ve önemli bir ticaret kenti olan Bağdat'ın ele geçirilmesi Osmanlının ipek yolu ticaretini daha iyi kontrol edebilmesini sağladı. Ticaret yolları üzerindeki bu hakimiyet I. Selim'in, Safevilere karşı kullandığı bir koz oldu. I. Selim bu kozu Safevi ipek tüccarlarının ticaret yollarının kısıtlayarak ve Safevi İmparatorluğu'ndan Osmanlı İmparatorluğu'na giren herkesi tutuklayarak kullandı. Safevilerle bağlantılı aydınların tutuklanması ve ticaretin kısıtlanması ancak Kanuni Sultan Süleyman zamanında tersine çevrildi. Ambargolar, Safevi gücünün Doğu'da yükselişinin bir kez daha endişe verici bir tehdit haline geldiği 1603'te de kullanıldı, ancak ambargolar I. Selim'in tahmin ettiği kadar başarılı olamadı.[7] Safevilerin Rusya ve Kafkaslar üzerinden Avrupa pazarlarıyla yaptığı ticaret, çoğu zaman Osmanlı İmparatorluğu üzerinden geçen ticaret yollarının ablukasının etkisini ortadan kaldırıyordu.[8]

Ayrıca Bakınız

Kaynakça

  1. ^ Herzig, Edmund; Kurkchiyan, Marina (10 Kasım 2004). Armenians: Past and Present in the Making of National Identity. ISBN 978-1-135-79837-6. 23 Eylül 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Aralık 2014. 
  2. ^ a b Calabrese, John (Mayıs 1998). "Turkey and Iran: limits of a stable relationship". British Journal of Middle Eastern Studies (İngilizce). 25 (1): 75-94. doi:10.1080/13530199808705655. ISSN 1353-0194. 
  3. ^ Gratien; Polczyński; Shafir (2014). "Digital Frontiers of Ottoman Studies". Journal of the Ottoman and Turkish Studies Association. 1 (1-2): 37. doi:10.2979/jottturstuass.1.1-2.37. ISSN 2376-0699. 
  4. ^ Barkey, Karen (2007). "Osman's Dream: The Story of the Ottoman Empire, 1300-1923. By Caroline Finkel. New York: Basic Books, 2006. xix, 660 pp. Notes. Bibliography. Chronology. Glossary. Index. Illustrations. Maps. $35.00, hard bound". Slavic Review. 66 (2): 322-322. doi:10.2307/20060234. ISSN 0037-6779. 
  5. ^ a b Hess, Andrew C. (Ocak 1973). "The Ottoman Conquest of Egypt (1517) and the Beginning of the Sixteenth-Century World War". International Journal of Middle East Studies (İngilizce). 4 (1): 55-76. doi:10.1017/S0020743800027276. ISSN 0020-7438. 
  6. ^ Labib, Subhi (Kasım 1979). "The Era of Suleyman the Magnificent: Crisis of Orientation". International Journal of Middle East Studies (İngilizce). 10 (4): 435-451. doi:10.1017/S002074380005128X. ISSN 0020-7438. 
  7. ^ Amjadi (2020). "Safavid-Ottoman Encounters in Persian Travel Prose and Poetry (1505–1741)". Journal of the Ottoman and Turkish Studies Association. 7 (2): 115. doi:10.2979/jottturstuass.7.2.08. ISSN 2376-0699. 
  8. ^ Zagryadskii, O. A. (Kasım 2014). "The relations between the Bertrand, Bonnet, and Tannery classes". Moscow University Mathematics Bulletin. 69 (6): 277-279. doi:10.3103/s0027132214060096. ISSN 0027-1322. 

Dış bağlantılar

OTTOMAN-PERSIAN RELATIONS i. UNDER SULTAN SELIM I AND SHAH ESMĀʿIL I (Encyclopædia Iranica)

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">I. Selim</span> 9. Osmanlı padişahı (1512–1520)

I. Selim veya bilinen adıyla Yavuz Sultan Selim, Osmanlı İmparatorluğu'nun 9. padişahı ve 88. İslam hâlifesidir. "Hâdimü'l-Haremeyni'ş-Şerîfeyn" unvanına ve divan edebiyatındaki "Selîmî" mahlasına sahiptir. Babası sekizinci Osmanlı padişahı II. Bayezid, annesi II. Gülbahar Sultan'dır. 1512-1520 yılları arasında süren yalnızca 8 yıllık saltanatında imparatorluğu muazzam bir hızla genişletti ve özellikle 1516 ile 1517 yılları arasında düzenlediği sefer ile tüm Doğu Akdeniz ile Mısır dahil önemli Orta Doğu bölgelerini ele geçirdi. Padişahlığı döneminde Anadolu'da birlik sağlandı ve Mısır'da hüküm süren Memlûk Devleti'ne son verildi. Devrin en önemli iki ticaret yolu olan İpek ve Baharat Yolu'nu da ele geçiren Osmanlılar, bu sayede doğu ticaret yollarını da tamamen kontrolleri altına aldılar.

<span class="mw-page-title-main">Safevîler</span> 1501–1736 arasında İranda varlığını sürdürmüş devlet

Safevî İmparatorluğu, Safevîler veya Safevî Devleti, 1501 ve 1736 yılları arasında varlığını sürdürmüş, sıkça modern İran tarihinin başlangıcı olarak kabul edilen, İran tarihindeki en önemli hanedanlıklardan biri olan Türk kökenli Safevi Hanedanı tarafından yönetilmiş devlet. Bugünkü İran, Azerbaycan, Ermenistan, Irak, Afganistan, Türkmenistan ve Türkiye'nin doğu kesiminde varlığını sürdürmüş, Şiî Onikiciliği resmî mezhep olarak kabul etmiş ve İran'ın varisi olduğu Safevî Hanedanı'nın devletidir.

<span class="mw-page-title-main">Çaldıran Muharebesi</span> I. Selim ve I. İsmail arasındaki askeri muharebe

Çaldıran Muharebesi, Osmanlı padişahı I. Selim ile Safevi hükümdarı Şah İsmail arasında 23 Ağustos 1514'te, günümüzde İran sınırları içinde yer alan Maku şehri yakınlarındaki Çaldıran Ovası'nda yapılan meydan muharebesidir. Muharebe, Osmanlı imparatorluğu'nun kesin zaferiyle sonuçlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">İran-Osmanlı savaşları</span> 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar İran ve Osmanlı arasında süren bir dizi savaş

İran-Osmanlı Savaşları, 16 ilâ 19. yüzyıl arasında Osmanlı İmparatorluğu ile İran'da otoriteyi elinde bulunduran birbirinin devamı niteliğindeki çeşitli hanedanlar arasında gerçekleşmiştir. Osmanlılar ile İran arasındaki ilk savaş 1514 Çaldıran Muharebesi'dir. Son savaş ise 1821-1823 Osmanlı-İran Savaşı'dır.

<span class="mw-page-title-main">I. İsmail</span> Safevî Devletinin kurucusu ve ilk hükümdarı

I. İsmail, bilinen adıyla Şah İsmail veya tam unvanıyla Ebu'l-Muzaffer Bahadır el-Hüseynî, Safevî Tarikatı'nın lideri, Safevî Devleti'nin kurucusu ve ilk hükümdarıdır. Alevilik ve Bektaşilikte Yedi Ulu Ozan'dan birisi olarak kabul edilir.

Şahkulu İsyanı, 1511 yılı Nisan ayında, Şah İsmail'i kurtarıcı olarak kabul eden Şahkulu önderliğindeki Kızılbaşlar tarafından II. Bayezid yönetimindeki Osmanlı İmparatorluğu'na karşı gerçekleştirilmiş bir isyandır. Bu isyan, Antalya, Manisa, İzmir, Karaman, Mersin, Konya, Kırşehir, Tokat, Amasya, Yozgat ve Çorum'a yerleşen Aleviler tarafından başlatıldı. Şahkulu Baba isyanı, Anadolu'da Osmanlı'ya karşı yapılan ilk büyük dini isyanlardan biridir. Şahgulu Baba isyanının ortaya çıkışı her ne kadar öncelikle Safevi mezhebinin Osmanlı topraklarına yerleşen Şiiler üzerindeki etkisi ile ilişkilendirilse de, aynı zamanda derin toplumsal kökenlere de sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">I. Abbas</span> 5. Safevi hükümdarı

I. Abbas veya Büyük Abbas, Safevi Hanedanlığının beşinci hükümdarı olan Şah Abbas, Safevi Hanedanı'nın en güçlü hükümdarı olarak gösterilir. Şah Muhammed Hüdabende'nin üçüncü oğludur. 3 Ekim 1587 tarihinde Türkmen şeflerinin desteklediği bir askerî darbe ile 17 yaşında tahta geçip 1629 yılına kadar 42 yıl hükümdar olarak kalmıştır. Hükümdar olduğu tarih Safevi Devleti açısından zorlu bir dönemdir. İçeride Türkmen aşiretleri arasındaki kanlı çatışmalar, doğuda Özbek akınları, batıda ise Osmanlı İmparatorluğu'nun baskısı altındaydı. Bu durumun kaçınılmaz sonucu olarak ülke ekonomik olarak da çözülmektedir. Tarımsal ve endüstüriyel üretim düşerken ticaret de çökmüştür.

Kızılbaş, eski dinî inanış ve kültürleri ile İslamiyeti kendilerine has bir şekilde birleştirip Şiilik'ten etkilenen Safevi Tarikatı müridleri için kullanılan terim.

<span class="mw-page-title-main">I. Tahmasb</span> 2. Safevî şahı

I. Tahmasb, Safevî Devleti'nin ikinci hükümdarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Ermenistan tarihi</span>

Ermenistan tarihi, günümüzdeki Ermenistan Cumhuriyeti'nin sınırları içinde kalan bölgelerin tarih öncesi zamanlardan günümüze kadar süregelen tarihidir. Antik Ermenistan tarihsel olarak Ermeni krallığı olarak biliniyordu. İmparatorluk Büyük Dikran hükümdarlığı altında zirveye ulaştı. Ermenistan, MS 300 yılında dünyada Hıristiyanlığı kabul eden ilk ülke oldu.

Safevî-Kızılbaş tarihi; Safevîler adlarını bir Sünnî olan Sultân’ûl-Halvetî Zahid Gilani’nin kızı “Bibi Fâtıma” ile evlenen ve böylece Gilani’nin vefâtından sonra da kendi adıyla anılan Safevî Tarikâtı kuran Safiyüddin Erdebilî’den almaktadır. Şeyh Cüneyd devrinde Şiîliğin “İmâmiye-i İsnâ‘aşer’îyye/Onikicilik” mezhebini resmen benimseyen Safevî’îyye Tarikâtı, Cüneyd’in torunu İsmâ‘il zamanında kurulan Safevî Devleti’nin de altyapısını oluşturdu.

Safevîlerin İran'ı Şiileştirmesi veya İran'ın Şiileşmesi, kabaca 16. ila 18. yüzyıllar arasında gerçekleşti ve İran'ı Şiilik'in dini kalesi haline getirdi. Aynı zamanda, Şiilik içerisindeki İsnâaşeriyye mezhebinin, her biri Şiilikte kendi hakimiyet dönemlerini yaşamış olan Zeydilik ve İsmaililik mezhepleri üzerindeki hakimiyeti sağlanmıştır. Safevîler, mücadele ederek İran'ı 1501'de bağımsız bir devlet olarak birleştirmişler ve İslam tarihinde en önemli dönüm noktalarından birini oluşturan, İsnâaşeriyye mezhebini İmparatorluğun resmî dini olarak belirlemişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Erivan Vilayeti (Safevî Devleti)</span>

Erivan Vilayeti veya diğer ismiyle Çukur Saad, Safevi İmparatorluğu'nun günümüz Ermenistan toprakları merkezli bir vilayetiydi. Bölgenin başkenti, Safevî valilerinin bulunduğu şehir olan Erivan'dı.

<span class="mw-page-title-main">Kemalist tarihyazımı</span> Atatürkün kişilik kültünden etkilenen tarih anlatısı

Kemalist tarihyazımı, Türk siyasi ideolojisi Kemalizm tarafından desteklenen ve Atatürk'ün kişilik kültünden etkilenen tarih anlatısıdır. Kemalist tarihyazımı, Türkiye Cumhuriyeti'nin Osmanlı İmparatorluğu'ndan açık bir kopuşu temsil ettiğini ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin İttihat ve Terakki'nin halefi olmadığını ileri sürer. Bu iddialara Taner Akçam, Erik-Jan Zürcher, Uğur Ümit Üngör ve Hans-Lukas Kieser gibi akademisyenler tarafından karşı çıkıldı.

<span class="mw-page-title-main">Bağdat'ın ele geçirilmesi (1534)</span>

Kanuni Sultan Süleyman tarafından Tahmasb I yönetimindeki Safevi hanedanından Bağdat'ın ele geçirilmesi, Osmanlı - Safevi Savaşları'nın bir parçasıydı. Şehir direniş göstermeden alındı, Safevi hükûmeti kaçtı ve şehri savunmasız bıraktı. Bağdat'ın ele geçirilmesi, Dicle ve Fırat nehirleri üzerindeki hakimiyet ve uluslararası ve bölgesel ticaretindeki önemi göz önüne alındığında önemli bir başarıydı. Osmanlılar 1535'e kadar orada kışladı, Sünni ve Şii dini türbelerinin yeniden inşasını ve tarımsal sulama projelerini denetledi. Süleyman, güçlü bir garnizon bırakarak Konstantinopolis'e döndü. Sonraki birkaç on yıl içinde, Osmanlılar bölge üzerindeki kontrollerini sağlamlaştırdı. Bölge 1623'te Safeviler tarafından geri alındı

Erzincan Muharebesi, 1507 yılında o sırada Trabzon valisi olan I. Selim tarafından Safevilere karşı yapılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Trabzon Seferi (1510)</span>

Trabzon Seferi, 1510'da Şah İsmail'in Trabzon'a bir askeri birlik göndermesi olayıdır.

<span class="mw-page-title-main">Dekken-Safevî ilişkileri</span>

Safevi-Dekkan ilişkileri — Safevi devleti ile Dekkan sultanlıkları arasındaki ikili ilişkiler öngörülmektedir. Dekkan saltanatlarının çoğu Şii hanedanları tarafından yönetiliyordu. Bu hanedanların en faal ve güçlüsü olan Kutbşahlar veya diğer adlarla Adil Şahlar, Karakoyunluların soyundan gelenler olup, bunu mektuplarında özel bir gurur kaynağı olarak belirtmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Safevî-Venedik ilişkileri</span>

Safevi-Venedik ilişkileri - Safevi devleti ile Venedik Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler.

<span class="mw-page-title-main">I. Süleyman'ın Safevîlere karşı seferi (1554-1555)</span>

Sultan Süleyman'ın Safevilere karşı seferi, temeli hâlâ Sultan Selim ile Şah İsmail arasındaki savaşın özünde olan bir seferdir. Haziran 1554'te başlayan ve Mayıs 1555'e kadar süren savaş, 1532'den beri yeniden aktif olan savaşın son aşaması oldu.