İçeriğe atla

Menemen Katliamı

Menemen Katliamı
Türk Kurtuluş Savaşı'nın parçası
İzmir içinde Menemen'in konumu.
BölgeMenemen, İzmir
Tarih16-17 Haziran 1919
Saldırı türü
Katliam
Ölü200
Yaralı200
İşleyenlerYunan ordusu

Menemen Katliamı, 16-17 Haziran 1919'da Yunan askerleri ve Rum yerlileri tarafından Türk sivillere karşı yapılan bir katliamdır. İtilaf Devletleri Kontrol Komisyonu Menemen'de yaşanan bu olayı katliam olarak teyit etti.[1]

16 Haziran 1919 günü, işgal esnasında halka itidal telkin etmiş bulunan Menemen Kaymakamı Kemal Bey ve maiyetindeki 6 jandarma Yunan askerlerince öldürüldü. Bu olayda ölenler Menemen'de Türk sivillere karşı yapılacak katliamın ilk mağdurlarıydı. Yunan askerleri ayrıca Bergama Baskını'nda aldıkları mağlubiyetin intikamını 17 Haziran'da Menemen'de Türk sivillere karşı bir katliam gerçekleştirerek aldılar. Belediye makamlarının ve inceleme yapan İngiliz subaylarının bildirdiğine göre 1.000'den fazla Türk öldürülmüş fakat sonradan bir Fransız subayı tarafından yapılan tahkikata göre 200 ölü ve 200 yaralı Türk'ün olduğu saptanmıştır.[2][3]

Tarihçi Justin McCarthy katliamın önceden planlandığını savunur. Saldırıdan önce şehirde bulunan bütün Yunan yerlilerin evleri beyaz haçla işaretlenmişti ve yağmalamadan ve yıkımdan zarar görmemişlerdi.[4] Ayrıca Yunan tarafından sivil ve askerlerde hiçbir ölü veya yaralı yoktu.

Celâl Bayar hatıralarında Menemen'de yaşanan zor günleri yöre tüccarından Çerkes Sefer Efendi'nin ağzından şu şekilde aktarır:[5]

Çarşı kahvesinde eşraftan birkaç kişi oturuyorduk. Öğleye doğru Rum mahallesinden silah sesleri gelmeye, herkes dükkânlarını kapayıp evlere doğru koşmaya başladı. Ben de derhal kendimi evime attım. Şehrin üzerine mermi yağıyordu. Saat yarımda başlayan bu ateş öğleden sonra dörde kadar sürdü. Ne olup bittiğini anlamak üzere kendimi dışarıya attım. Sokağa adımımı atar atmaz önümde üç kadının cansız yattığını gördüm. Bir iki adım ilerledim. Bir yanda on yaşında bir erkek çocuk yatıyordu. Biraz daha ilerledim. Dizinden vurulmuş bir kız çocuğu kapı önünde yuvarlanmış, korkudan rengi uçmuş, imdat bekliyordu. Artık daha ileriye gitmeye cesaret edemedim. Komşum İshak Efendi de evinin önünde öldürülmüştü. Tekrar eve döndüm. Bir süre sonra kasaba yakınındaki çiftlik bahçemde çalışan hizmetçim Todori geldi, ağlayarak yardımcısı Ahmet'in öldürüldüğünü, sığırların da Yunanlar tarafından alındığını anlattı. 18 Haziran Çarşamba gününe kadar evimden çıkmadım. O gün asayiş sağlandı. İzmir'den İngiliz ve Fransız mümessilleri geldi dediler. Biraz cesaret alarak çıktım. Mahallemizin İslam mezarlığı yönünde arabalarla Türk ölülerinin götürülerek gömüldüğünü gördüm.

İngiliz Amiral Calthorpe Londra'ya gönderdiği bir bildiride, bazı Menemen'li Türklerin olaydan sağ kurtulabilmelerini böyle yorumladı:

Benim görüşüme göre bu olayın suçluları tamamen Yunanlardır... Onların basiretsizliği yaptıklarının tamamen başarıya ulaşmasına engel oldu. İngiliz görgü tanıklarının da olay yerinde bulunması onları biraz da olsa sakinleşmelerinde etkiledi.

— Somerset Gough-Calthorpe, Calthorpe Curzon'a[6]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Çağrı Erhan, Inter-Allied Commission of Inquiry into the Greek Occupation of Smyrna and Adjacent Territories, SAM (Center), Turkey. Dışişleri Bakanlığı: Greek occupation of Izmir and adjoining territories: Report of the Inter-Allied Commission of Inquiry (May-September 1919), SAM (Sam papers: no. 2/99), 1999, sayfa 34-35 (İngilizce).
  2. ^ Talat Yalazan: Türkiye'de vahşet ve soy kırımı girişimi (15 Mayıs 1919 - 9 Eylül 1922), Genelkurmay Basımevi, 1994, sayfa 50 17 Haziran 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  3. ^ Report of the Inter-Allied Commission of Inquiry (May-September 1919) 29 Haziran 2007 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. by the Members of the Commission; Adm. Bristol, the US Delegate - Gen. Hare, the British Delegate - Gen. Bunoust, the French Delegate - Gen. Dall'Olio, the Italian Delegate. The statements in defense of the Greek government presented by Alexandros Mazarakis-Ainian. (İngilizce)
  4. ^ Justin McCarthy, Death and Exile: The Ethnic Cleansing of Ottoman Muslims, 1821-1922, Darwin Press, 1996, ISBN 0-87850-094-4, sayfa 270. (İngilizce)
  5. ^ Celâl Bayar: Ben de yazdım: Millî mücadeleʼye gidiş, Baha Matbaası, 1972, sayfalar 2532-2536.
  6. ^ Foreign Office document FO 371/4220, № 112194, Calthorpe to Curzon, Constantinople, 22 July 1919. (İngilizce)

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Türk Kurtuluş Savaşı</span> Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki direniş hareketinin işgal kuvvetleri ve iş birlikçilerine karşı verdiği siyasi ve askerî mücadele

Türk Kurtuluş Savaşı, I. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu'nun İtilaf Devletleri'nce işgali sonucunda Mîsâk-ı Millî sınırları içinde ülke bütünlüğünü korumak için 1919-1922 yılları arasında gerçekleştirilen çok cepheli siyasi ve askeri mücadeledir. Batı Anadolu'da İtilaf Devletleri'nin harekete geçirdikleri Yunan ordusuna; güneyde Fransız ordusuna; doğuda Ermenistan'ın kuvvetlerine; İstanbul rejimine sadık milislere, feodal güçlere ve ayrılıkçılara karşı savaşılmıştır. Bu mücadelenin Batı Cephesi Yunan millî belleğine "Küçük Asya Felaketi" adıyla kazınmıştır. Savaş sırasında Yunan ve Ermeni kuvvetleri, bir etnik temizlik harekâtı olarak, Türk halkına karşı katliamlar, yağmalar ve tecavüzler gerçekleştirmiştir. Savaş, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla sonuçlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kıbrıs Harekâtı</span> Türkiyenin 1974te Kıbrısa düzenlediği askerî harekât

Kıbrıs Harekâtı, 20 Temmuz 1974'te Başbakan Bülent Ecevit’in emriyle Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kıbrıs'ta başlattığı askerî harekât. Harekâtın ilk ayağı Yunanistan Hükûmetinin desteğiyle yapılan 15 Temmuz 1974 darbesinin ardından düzenlendi. 14 Ağustos günü başlatılan ikinci harekâtla -Kuzey Lefkoşa da dâhil olmak üzere- adanın yüzde 37'sinin Türk kontrolüne geçmesiyle sonuçlandı. 140 bin ila 200 bin Rum, adanın kuzeyinden; 42 bin ila 65 bin Türk, adanın güneyinden göçmen oldu.

<span class="mw-page-title-main">Türk Kurtuluş Savaşı Batı Cephesi</span> Türk Kurtuluş Savaşının bir cephesi

Türk Kurtuluş Savaşı Batı Cephesi, Yunan ordusunun 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıkmasıyla başlayıp aynı kentin 9 Eylül 1922'de Türkiye'nin TBMM Hükûmeti ordusu tarafından geri alınmasıyla biten savaş veya Türk Kurtuluş Savaşı'nın cephelerinden birine verilen ad. Aynı zamanda askerî tarih açısından savaş sırasında Batı Anadolu'da Yunan ordusunun genel taarruzuna karşı 25 Haziran 1920'de kurulup 1923'te kaldırılan askerî birimlerden birine verilen ad.

<span class="mw-page-title-main">Girit Türkleri</span>

Girit Türkleri, Girit adasının Müslüman sakinleriydi. Osmanlı öncesi ada halkından İslamiyet'e geçenlerin bir kısmı 19. yüzyıl başında Yunan milliyetçiliği akımlarının etkisinde kalarak Hristiyanlığa geri dönmüş (irtidad), Girit Türkleri toplumunun dışına çıkmışlar, Müslüman kalanlar ise Türk kimliğini benimseyerek kendilerine Türk demişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Çağrı Erhan</span>

Çağrı Erhan, Altınbaş Üniversitesi Rektörü ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi.

<span class="mw-page-title-main">İzmir'in İşgali</span> Yunanistanın 1919-1922 yıllarında İzmirde gerçekleştirdiği işgal

İzmir'in İşgali, I. Dünya Savaşı sonrasında Paris'te toplanan uluslararası barış konferansının kararıyla İzmir kentinin 15 Mayıs 1919'da Yunanistan Krallığı tarafından işgaliyle başlayan ve 7 Eylül 1922'de Yunan ordusunun İzmir'i terk etmesinin ardından 9 Eylül 1922'de Türk ordusunun kente girmesiyle sona eren işgal.

Bergama Baskını, Yunan ordusunun Türk-Yunan Savaşı esnasında yaptığı bir baskındır. Yunan ordusu Mayıs 1919'da İzmir'e çıkmasından beri Ege Bölgesi'ndeki şehirleri işgal etmeye devam ediyordu. Yunan kuvvetlerinin 10 Haziran 1919'da Reşadiye'ye (Zeytindağ) ulaştığı haberi gelince sırada Bergama'nın olduğu anlaşılmış. Bergama Mühimmat Deposu memuru silah ve cephane Yunanların eline geçmesin diye depoyu havaya uçurdu.

<span class="mw-page-title-main">Pontus Cumhuriyeti</span>

Pontus Cumhuriyeti, Karadeniz'in güney sahilinde kurulması önerilmiş bir Pontus Rum devletiydi. Ülke topraklarının Kuzey-doğu Anadolu'da yer alan tarihi Pontus Bölgesi ve günümüz Türkiye'sinin Karadeniz Bölgesi'nin bir kısmını da kapsaması düşünülmüştür. Bu önerilen ülke, 1919 Paris Barış Konferansı'nda tartışılmış fakat Eleftherios Venizelos yönetimindeki Yunan hükûmeti, böyle bir devletin güvence altında olamayacağından çekinmiştir. Böylece, daha geniş çapta önerilmiş bir ülke olan Wilson Ermenistanı'na dahil edilmiştir. En nihayetinde, iki ülke de var olamamıştır. Pontus Rum nüfusu katliama uğrayarak 1922'den sonra Türkiye'den sürgün edilmiş ve Sovyetler Birliği ya da Yunanistan'ın Makedonya bölgesine yerleştirilmiştir. Bu olaylar zinciri daha sonra 1923 yılında Yunanistan ile Türkiye arasında gerçekleşmiş olan nüfus mübadelesinin bir parçası olarak tanınacaktır. Günümüzde Yunan politik çevreleri, mübadeleyi Rum Kırımı'ndan ayrıştırılamaz olarak görmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Müslüman-Türk katliamları</span>

Müslüman-Türk katliamları, Türk Kırımı ya da Türk Soykırımı Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılma döneminde Navarin Katliamı ile başlayan ve 1922 Manisa yangınıyla son bulan Balkan, Ortodoks Devletler ve Fransa tarafından Türkler, Türk Yahudileri ve Osmanlılara yönelik gerçekleşen katliamlar, zorunlu göçler, etnik temizlik. Olaylardan etkilenenlerin ana dili Türkçedir.

<span class="mw-page-title-main">Tripoliçe Katliamı</span> Tripoliçeyi kuşatan Yunan ayrılıkçıların Türk halkı topluca katletmesi

Tripoliçe Katliamı, Yunan Bağımsızlık Savaşı'ndaki Tripoliçe kuşatması esnasında 23 Eylül 1821 günü şehrin düşmesi ile Müslümanların ve Yahudilerin katledilme olaylarıdır. İngiliz asker ve tarihçi Thomas Gordon, katledilen sivillerin sayısını 8.000 olarak tahmin ederken, 8.000 de Osmanlı askerinin öldürüldüğünü belirtmektedir. J. M. Wagstaff ise 10.000 - 15.000 sivilin katledildiğini yazmıştır. Yunan tarihi üzerinde uzman olan tarihçi ve yazar William St. Clair öldürülen sivillerin sayısının 10.000 üzerinde olduğunu belirtmiştir. Katledilenlerin içinde kadınların da olduğu görülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Yalova Katliamı</span> Nisan-Mayıs 1921de Yunan, yerli Rum ve Ermeniler tarafından Yalova bölgesinde Müslümanlara yapılan katliam

Yalova Katliamı, Nisan-Mayıs 1921'de Yunan ordusunun işgali ile birlikte yerli Rum ve Ermeniler tarafından Yalova bölgesinde Müslümanlara uygulanan mezalimdir. Bölgedeki Müslüman köylerinin neredeyse tamamı yakıldı, binlerce insan öldürüldü veya mülteci durumuna düştü.

<span class="mw-page-title-main">İzmit Katliamı</span> Yunanların bölgeden çekilirken şehri yağmalaması

İzmit katliamı 24 Haziran 1921 tarihinde meydana geldi ve İngiliz gazeteci Arnold Joseph Toynbee'nin tahminine göre 300'den fazla sivil Türk o gün öldürüldü. Toynbee olaydan kısa bir süre sonra şehri ziyaret etti ve olayları belgeledi. Olaylar Türk-Yunan Savaşı (1919-1922) sırasında Yunan kuvvetleri şehirden çekilirken meydana geldi ve şehir yağmalandı ve bir bölümü yandı. 29 Haziran 1921 günü İngiliz parlamentosu Yunan çekilmesini ve olası zulümleri tartıştı.

<span class="mw-page-title-main">Yunan Bağımsızlık Savaşı sırasında katliamlar</span>

Hem Osmanlı İmparatorluğu güçleri hem de Yunan devrimcileri tarafından işlenen Yunan Kurtuluş Savaşı sırasında birçok katliam vardı. Savaş, çatışmanın her iki tarafındaki sivil yaşamına ve savaş esirlerine yönelik saygı eksikliği ile nitelendirildi. Özellikle İyonya, Girit, İstanbul, Makedonya ve Ege adalarında Yunanlara yönelik katliamlar gerçekleşirken, Osmanlılar ile özdeşleşen Türk, Arnavut, Osmanlı yanlısı Yunanlar ve Yahudi nüfusu, özellikle Yunan kuvvetlerinin baskın olduğu katliamlara maruz kalmıştı. Ege, Girit, Orta ve Güney Yunanistan'da yerleşmiş Yunan toplulukları öldürülmüş ve Mora Yarımadası'ndaki Türk, Arnavut, Yunanlar ve küçük Yahudi cemaatleri de aynı şeyleri yaşamıştır.

Türk Kurtuluş Savaşı boyunca, hem Anadolu Hareketi hem de İtilaf Devletleri sorumluluğunda, Türk, Rum ve Ermeni sivillere yönelik birçok katliam gerçekleşti. Katliamlar boyunca tecavüz, işkence ve soygun yaygın olarak yaşandı.

<span class="mw-page-title-main">1922 Alaşehir yangını</span>

1922 Alaşehir yangını, Yunan ordusu tarafından geri çekilme sırasında başlatıldı ve 3 Eylül 1922'de başlayıp 5 Eylül'e kadar devam etti. Yangın ve katliamlar sonucu 3,000 kadar sivil öldü ve şehirdeki 4550 evin sadece 100 tanesi kurtulabildi.

<span class="mw-page-title-main">Karatepe Katliamı</span>

Karatepe Katliamı, 18 Şubat 1922 gecesi Yunan ordusu tarafından Aydın'ın yaklaşık 400 nüfuslu Karatepe köyünde insanların evlerinin içinde vurularak ve camilerin içine doldurulup camiler ateşe verilerek hamile kadınlar, çocuklar ve yaşlılar dahil 200'den fazla veya 385 kişinin öldürüldüğü katliam.

<span class="mw-page-title-main">50-50 Teorisi</span>

50-50 Teorisi, Türk Kurtuluş Savaşı'nın Batı Cephesi boyunca Yunan ordusu ve Rum isyancılar tarafından Türklere karşı gerçekleştirilen savaş suçlarının Rum Kırımı kadar kötü ve iki olayın aynı şiddette olduğu fikridir. Fikir Türk halkı arasında ilk olarak Türk ordusunun Yunan işgali altındaki topraklarda ilerlemesi ve böylece Türk halkının Yunan ordusunun oluşturduğu tahribata tanık olması ile ortaya çıkmış, ilk kez 1926'da George Horton'ın The Blight of Asia kitabında ele alınmıştır. Her ne kadar Horton kitabında 50-50 Teorisi'nin yanlış olduğunu ve Yunanlar tarafından katledilen Türklerin Rum Kırımı'na "50-50 değil 1'e 10.000 bile olamayacağını" söylese de, Horton'ın bu tavrı hem Türk hem de Türk olmayan akademisyenler tarafından Türk düşmanı ve aşırı Filhelenist olarak yorumlanıp tarihi çarpıtmak ile suçlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">1919-1920 İstanbul yargılamaları</span>

1919-1920 İstanbul yargılamaları, I. Dünya Savaşı sonrasında, Mondros Mütarekesi'nden kısa bir süre sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun askerî mahkemelerinde görülen davalardır. İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC) lider kadrosu ve seçilmiş bazı eski yetkililer, anayasayı ihlal etme, savaş zamanında vurgunculuk ile hem Ermenilerin hem de Rumların katledilmesi gibi çeşitli suçlamalarla itham edildi. Mahkeme, katliamların organizatörleri olarak görülen Enver Paşa, Talât Paşa ve Cemal Paşa ile diğerlerini ölüm cezasına mahkûm eden bir karara vardı.

<span class="mw-page-title-main">Kürt Ahmed İzzet Paşa</span> Osmanlı Kürt, vali ve bakan

Kürt Ahmed İzzet Paşa, Kambur Ahmed İzzet Bey olarak da bilinir,, bir Osmanlı Kürt, vali ve bakandır. Kürt Said Paşa'nın üvey kardeşi ve Mehmed Şerif Paşa ile Kürt Fuad Paşa'nın amcası Hüseyin Paşa'nın oğludur.

<span class="mw-page-title-main">Yunanistan'ın işlediği savaş suçları</span>

Yunanistan'ın işlediği savaş suçları, Yunanistan'ın tarih boyunca savaş kurallarına aykırı olarak işlediği suçlardır.