Marcus Annaeus Lucanus
Marcus Annaeus Lucanus | |
---|---|
Doğum | 3 Kasım 39 Corduba, Hispania Baetica, Roma İmparatorluğu |
Ölüm | 30 Nisan 65 (25 yaşında) Roma, Italia, Roma İmparatorluğu |
Meslek | Şair |
Dönem | Gümüş Çağ |
Evlilik | Polla Argentaria |
Marcus Annaeus Lucanus (3 Kasım 39, Corduba - 30 Nisan 65, Roma), Latin edebiyatının gümüş çağının önemli kişiliklerinden olan Romalı şair.
Günümüzde kendisi hakkındaki bilgilerin kaynağı Antik Çağ'da yazılmış biyografilerdir. Bunlardan birisini Suetonius de Poetis adlı yapıtında kaleme almıştır. Bir diğerini Vacca'nın yazdığı düşünülmekte olup üçüncüsü ve daha kısası Codex Vossianus II'de yer alır ve yazarı belli değildir. Lucanus'a dair bilgilerin diğer kaynaklarıysa Persius hakkında yazılmış bir kitap, Tacitus'un Annales'inin Piso tertibini anlattığı 15. kitabı ve Lucanus hakkında yazılmış uzunca bir anonim yazarlı övgü. Ayrıca Antik Çağ'ın geç dönemlerine ait olup Orta Çağ'da çoğaltılarak günümüze ulaşan çok sayıda önemli yorum notları da bulunmaktadır.
Hayatı
3 Kasım 39'da Hispania Baetica'nın Corduba kentinde doğmuştur. Babası, filozof Seneca'nın erkek kardeşidir. 40 yılında yedi aylıkken ailesiyle birlikte Roma'ya gelmiş ve eğitimine burada başlamıştır. Erken yaşta şiir ve retorik konusundaki yetenekleriyle göze batmıştır. Öğretmenlerinden biri olan Stoacı Lucius Annaeus Cornutus'un okulunda şiirlerine hayran olduğu Aulus Persius Flaccus ile karşılaşmıştır. Eğitimini tamamlamak için gittiği Atina'dan Neron'un çağırması üzerine dönmüş ve saraya atanmıştır. Yasanın öngördüğü yaştan daha önce quaestor olmuş, ayrıca augur'ların collegium'una girmiştir. Bir süre imparator ile iyi ilişkilerini sürdürmüştür. 60 yılında Quinquennial Neronia festivalinde önderi öven Laudes adlı yapıtıyla adını duyurmuştur. Günümüze ulaşamayan çalışmalarından sonra Pharsalia'nın ilk üç kitabını yayınlamıştır. Bundan sonra bilinmeyen nedenlerle imparatorla arası açılmıştır. Kaynaklara göre yeteneğini kıskanan imparator onun çalışmalarını yayınlamasını ve forumdaki mahkeme davalarında görev almasını yasaklamıştır. Buna dizelerinde özlem duyulan bir cumhuriyeti açıkça belirtmesinin Neron'un hoşuna gitmemesinin neden olduğu sanılmaktadır. İmparatorla arası açılan ve saraydan kovulan Lucanus, Piso]'nun Neron'a kurduğu suikast tertibine katılmıştır. Bu tertip ortaya çıkarılınca suç ortaklarının, hatta annesinin bile adını vermiştir. Pek çokları gibi imparator ona da kendisini öldürmesini buyurmuştur. 30 Nisan 65'te, 25 yaşındayken imparatorun buyruğuna uyup damarlarını keserek kendisini öldürmüştür. Ölümünden sonra Lucanus'un anısını karısı Polla Argentaria yaşatmıştır.
Edebî kişiliği
Başyapıtı Pharsalia ya da bir diğer adıyla Bellum Civile günümüze ulaşmıştır. Bellum Civile adı eski çağdaki biyografilerden ve el yazmalarından elde edilmiştir. Lucanus ise yapıtından 9. kitap 985. dizesinde Pharsalia diye söz etmektedir. Jül Sezar ile Gnaeus Pompeius Magnus arasındaki iç savaşta kazanan tarafı belirleyen savaşın yapıldığı yer olan Pharsalus'tan yola çıkarak yapıtına bu adı vermiştir. On kitaptan oluşan yapıt 8.060 altılı dizeden oluşmuştur. Yazarın ölümü yüzünden tamamlanamamıştır. Öbürlerinden daha kısa olan 10. kitap birdenbire kesilmiştir. İlk üç kitabını ilk Neronia festivalinden sonra yayınlamıştır, tüm yapıt ise yaklaşık olarak 59 ile 65 yılları arasında ortaya çıkmıştır. Amcası Seneca'nın 62 ve 63 yıllarında yazdığı Doğa Araştırmaları adlı yapıtıyla ilk kitaplarının arasında bulunan benzerlikler amcayla yeğen arasındaki tartışmaları yansıttığını akla getirmektedir. Kimi araştırmacıların on kitabı sekiz ay gibi kısa bir sürede yazdığına ilişkin öne sürülen savlar eski Roma'daki bir destan yazarı için düşünülemeyecek bir şeydir.
Pharsalia'dan önceki yapıtlarının adları ve bazılarından tek tük dizeler günümüze ulaşmıştır. Bunlar Truva Savaşı üzerine bir şiir olan Iliacon, yeraltı dünyasına inişi konu alan Catachthonion, De incendio urbis, yarım kalmış bir trajedi olan Medea, Saturnalia, çeşitli türden şiirlerin yer aldığı Silvae'dan on kitap, Laudes Neronis ve çeşitli epigramlar, pandomim metinleri ile declamatio'lardır.
Eleştiriler
Maurus Servius Honoratus gibi dilbilimciler, Marcus Fabius Quintilianus, Marcus Cornelius Fronto gibi hatipler vardıkları yargılarında Lucanus'un yapıtını eleştirmekten kendilerini alamamışlardır. Bu eleştirilerden birine göre ince ince işlenmiş sententia‘ların kötü kullanımı Pharsalia'nın üslubunun hitabete benzemesine neden olmuştur. Tanrısal gücün olaylara karışmaması ve anlatımda neredeyse şiirden çok tarihî yapıtlar için uygun olan annalistik anlatıma yani yıllara göre düzenlenmiş resmî kayıt tutma biçimine yaklaşması da bu eleştirilerden biridir. Petronius ise "İşte koca iç savaş konusunu kim ele alıp işlemeye kalktıysa, edebiyat bilgisi iyi olmadıkça bu denli ağır yükün altında ezilmiştir. Yaşanmış olaylar şiir biçiminde anlatılmamalıdır, çünkü tarihçiler bu işi çok daha iyi yaparlar. Bağımsız bir zeka çeşitli sanatlar kullanıp sözü uzatarak, tanrıların yardımıyla düşünce zinciri oluşturarak hızla ileri atılmalıdır ki tanıkların önünde tanrısal söylevin yaratmış olduğu güvenden çok ozanlara özgü çılgınca esinlenme yeteneği açığa çıksın." cümleleriyle Lucanus'un edebî dilini eleştirmektedir. Quintilianus'a göreyse Lucanus'un tarzı ozanlar için değil, hatipler için örnek alınacak modeldir.
Lucanus dünyanın büyük epik ozanları arasında sayılamaz. Tarihi iyi anlatmamaktadır. Peş peşe gelen kısımlar ne hünerli bir biçimde birbirleriyle bağlantılıdır ne de uygundur. Durmadan konudan sapmasının çoğu kez konuyla bağlantısı yoktur ve çok uzundur. Coğrafi tanımları karanlık ve sıkıcıdır. Askerî operasyonları izlemek zordur. Detayın gerekli olduğu yerde kısa ve öz anlatır, ilgisiz olaylar üzerinde uzun uzadıya durur. Onun için anlatım ikinci plandadır. Gücü ve etkisi yadsınamazsa da büyük bir epik ozanın sahip olması gereken becerilerden yoksun olduğu kabul edilir.
Quintilianus, Lucanus hakkında düştüğü kısa notta onun becerilerini şöyle özetlemektedir: "Lucanus'un şiiri ateş ve enerji ile doludur, sententia'ları bakımından ünlüdür. Düşünceme göre bir ozandan çok hatip için daha güvenilir bir modeldir. Lucanus'un Lucretius ve Vergilius'un ozan oldukları anlamda bir ozan olmadığı gerçektir. Şiirsel kalitesi için değil, hitap saldırıları ve iğneleyici nükteleri için okunmuştur. Anlatısı ve ritmi monotondur. Vergilius'un ustalıklı ahengini taklit etmeye kalkışmamıştır. Amacının okuyucularını cezbetmekten çok ürpertmek ve yerlerinden sıçratmak olduğu ortadadır."
Kaynakça
- Conte, Gian Bagio (1994). Latin Literature: A History (İngilizce). Joseph B. Solodow, çev. Londra: Johns Hopkins University Press.
- Erim, Müzehher (1987). Latin Edebiyatı. İstanbul: Remzi Kitabevi.
- Paratore, Ettore (1969). La Letteratura Latina dell'Eta Imperiale (İtalyanca). Milano: Sansoni/Academia.
- Riposati, Benedetto (1973). Storia della Letteratura Latina (İtalyanca). Roma: Societa Editrice Dante Aligieri.
- Rose, H. J. (1966). A Handbook of Latin Literature (University Paperbacks) (İngilizce). Londra: Methuen & Co.
- von Albrecht, Michael (1997). A History of Roman Literature (İngilizce). 2. New York: E. J. Brill.
İşbu madde Fatma Gül Özaktürk tarafından CC BY-SA 3.0 lisansı altında yayımlanan metin içermektedir.