I. Dünya Savaşında Ermeni İsyanları, Taşnak, Armenakan, Hınçak Ermeni partilerinin faaliyetleridir. Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu karşısına Ermeni ulusal örgütleri Ermeni milisleri ile karşı faaliyetler yürütmüş, ayrıca Rus İmparatorluğunda oluşan Ermeni gönüllü birliklerine katılarak Rus Kafkasya Ordusu'na destek vermiştir. 14 Kasım 1922 tarihli New York Times gazetesi, Birinci Dünya Savaşı'nda 200.000 Ermeni'nin İtilaf Devletleri ordularında veya İtilaf Devletleri tarafında savaşan bağımsız birliklerde savaştığını yazdı.
Hocalı Katliamı, Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermenistan'a bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde öldürülmesi olayıdır.
Kozan Katliamı veya Kozan Ermeni olayları, 1920 yılı Kaç Kaç Olayı'nda, Camili, İmamoğlu ve Ağzıkaraca, İmamoğlu'nda da Ermeniler Türklere saldırmış, pek çok insanı öldürmüştür. Kaç Kaç olayında, Fransız işgal günlerinde Kozan yöresinden İmamoğlu’na gitmekte olan Çamurdanzade ailesinden kadınlar ve çocuklar, Ağanın köprüsü başında öldürüldüler. Kozan Müftüsü Hafız Osman (Çamurdan)'ın Kızkardeşi Emine (Çamurdan) Hanım, Ermeni Kamavorlar tarafından "Namaz kılarken" İmamoğlu yakınlarında, Ağzıkaraca Köyü Ağanın Köprüsü adlı mevkiide öldürüldü.
Katliam ya da kırım, tek seferde veya çok kısa sürede çok sayıda kişinin öldürülmesi eylemidir.
Birinci Dağlık Karabağ Savaşı, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne bağlı Dağlık Karabağ Özerk Oblastı'nın Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne bağlanmasını isteyen Ermeniler ile bunu kabul etmeyen Azeriler arasında başlayan ve Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Azerbaycan ile Ermenistan arasında çatışmaya dönüşen Şubat 1988-Mayıs 1994 tarihleri arasında süren savaştır. Savaş öncesinde ve etnik çatışmaların sıcak savaşa dönüşmesi sonrasında Sumqayıt Pogromu, Kirovabad Pogromu, Bakü Pogromu gibi pogromlar, Hocalı Katliamı, Malıbeyli ve Kuşçular Katliamı ve Maragha Katliamı gibi katliamlar yaşanmıştır.
Ermeni Kırımı, 1915 Olayları/Ermeni Tehciri veya Ermeni Soykırımı, Osmanlı hükûmetinin Ermenilere karşı gerçekleştirdiği sürgün ve katliamlardır. Etnik temizliğin sonucunda ölen Ermenilerin sayısı tartışmalıdır; sayı, çeşitli araştırmacılara göre 600.000 ile 1,5 milyon arasında değişiklik gösterir. 1914 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu yapılan farklı tahminler mevcuttur. Osmanlı resmî kayıtlarına göre 1.2 milyon ile Ermeni Patrikhanesi'ne göre 1 milyon 914 bin 620 Ermeni yaşamaktaydı. 1922 sayımlarına göre ise 817 bin Ermeni 'mülteci' olarak Osmanlı topraklarını terk etmiş, 95 bin Ermeni ise din değiştirerek Türkiye topraklarında yaşamaya devam etmiştir. Bu tahminlere göre Osmanlı topraklarında bulunan 900 bin hayatta kalmışken, 300 bin ile 1 milyon arasında Ermeni hayatını kaybetmiştir. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından İstanbul'dan Ankara'ya sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirilmektedir. Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye Çölü'ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Osmanlı askerlerinin koruması eşliğinde yaşadıkları yerlerden sürülen Ermeniler; sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli raporlara göre zaman zaman soygun ve katliamlara maruz kaldı. Ülke genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermenilerin Doğu Anadolu'dan sürülme işleminin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı.
Ermeniler Tarafından Katledilen Şehit Türkler Anıt ve Müzesi ya da eski adıyla Iğdır Soykırım Anıt ve Müzesi, 1915-1920 tarihleri arasında bölgede yaşayan Ermenilerin Türklere karşı uyguladığı saldırıları sembolize etmektedir ve ilgili belgeler bulundurulmaktadır.
Müslüman-Türk katliamları, Türk Kırımı ya da Türk Soykırımı Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılma döneminde Navarin Katliamı ile başlayan ve 1922 Manisa yangınıyla son bulan Balkan, Ortodoks Devletler ve Fransa tarafından Türkler, Türk Yahudileri ve Osmanlılara yönelik gerçekleşen katliamlar, zorunlu göçler, etnik temizlik. Olaylardan etkilenenlerin ana dili Türkçedir.
Adana Katliamı veya Osmanlı Türkçesi ile Adana İğtişaşı olarak da adlandırılan, 1909 Nisan'ında Osmanlı İmparatorluğu'nun Adana vilayetinde meydana gelen karşılıklı silahlı etnik çatışmalar sonucu Adana bölgesindeki Müslüman nüfus tarafından Ermeni mahalle ve köylerinde uygulandığı iddia olunan Ermeni karşıtı pogrom. Olaylarda 15.000 ile 30.000 arasında Ermeni'nin öldürüldüğü rapor edilmektedir. Osmanlı ve Türk kaynakları ile bunun aksi yönde iki tarafın karşılıklı çatışmaları neticesinde her iki taraftan ölenlerin olduğunu belirtmektedir. Bu olaylar üzerine hükûmet derhâl Rumeli'den Adana'ya asker sevk etmiş, bunların gelmesi üzerine olaylar yeniden alevlenmiş ama bu defa isyan çabuk bastırılmıştır. Cemal Paşa, Adana Vakası'nda 17.000 Ermeni ve 1.850 Müslüman öldüğünü, eğer şehrin nüfus oranı Ermenilerin lehine olsaydı bu sayıların tersine tecelli etmiş olacağını belirtmiştir. Yeni Tasvir-i Efkâr gazetesi de ölenlerin sayısını şöyle vermiştir: Müslümanlardan 1.186 kişi, gayrimüslimlerden ise 5.243 kişi. Ayrıca İsmail Hami; ölü sayısını 1.850 Türk, 1.700 Ermeni olarak tespit etmiştir. Öte yandan Patrikhane kendi yaptırdığı araştırma ile 21.300 ölü rakamı çıkarmıştır. Edirne mebusu Babikyan Efendi, meclise takdim etmek üzere bir rapor hazırlamıştı. Pek kısa bir zaman sonra öldüğü için mecliste görüşülemeyen bu raporda ölü sayısını 21.001 olarak gösteriyordu. Cemal Paşa'nın verdiği rakam, mahkemelerin bitmesinden sonraya ait olduğu cihetle, olay sırasında kaçıp da sonra geriye gelenler olabileceği düşünülürse ölen Ermenilerin 21.000'den ziyade 17.000'e yakın olduğu kabul edilebilir.
Hamidiye Katliamları veya bazı Türkçe olmayan kaynaklarda geçen adlarıyla 1894-1896 Ermeni katliamları ve Büyük Katliamlar, 1890'ların ortalarında Osmanlı İmparatorluğu hükûmeti tarafından ülkede yaşayan Ermenilere yapıldığı iddia olunan katliamlardır. Katliamlar sonucu ölenlerin sayısı 80.000 ile 300.000 arasında gösterilmekte, dönemin gazete haberlerine göre 50.000 çocuğun ise yetim kaldığı belirtilmektedir. Kırım, The New York Times 'ın Eylül 1895 tarihli makalesindeki başlıkta Ermeni Holokost olarak geçiyordu. Buna karşın Osmanlı kaynakları ise aksi iddia olarak böyle bir sayıda Ermeninin öldürülmediği Müslümanların katledildiği Ermeni Çetelere karşı operasyon yapılıp bu çetelerin ve isyanların bastırıldığı iddiasındadır.
Yalova Katliamı, Nisan-Mayıs 1921'de Yunan ordusunun işgali ile birlikte yerli Rum ve Ermeniler tarafından Yalova bölgesinde Müslümanlara uygulanan mezalimdir. Bölgedeki Müslüman köylerinin neredeyse tamamı yakıldı, binlerce insan öldürüldü veya mülteci durumuna düştü.
Ermeni karşıtlığı, yazılı veya görsel tartışılabilir düşmanlık, kin duygularının Ermeniler veya Ermenistan'a yönelik olma durumu. Türkiye ve Azerbaycan'da yaygındır.
Türkiye'de ırkçılık ve etnik ayrımcılık, ülkenin toplumunda tarih boyunca yaygın bir şekilde görülen ve Müslüman olmayan ya da Sünni olmayan azınlıklara karşı kurumsal bir hâle gelen olgu. Genellikle Türkler tarafından etnik kimliği Türk olmayan kişilere yönelik gerçekleşen olumsuz davranış ve eylemler şeklindedir. Ermeniler, Kürtler, Araplar, Rumlar, Süryaniler ve Zazalar gibi azınlıklar Türk olmadıkları için ayrımcılığa maruz kalırken Aleviler ve Şiiler ise Sünni olmadıkları için ayrımcılığa maruz kalmaktadır.
Tevfik Hüseynov, Hocalı Katliamında ölen Azerbaycan askeri. Azerbaycan'ın Millî Kahramanı ünvanına sahiptir.
Iğdır Millî Cumhuriyeti, Ekim 1917 Sovyet Devrimi ardından Iğdır ve çevresinde oluşan otorite boşluğu sonrasında bölgede yaşayan Ermenilerin teklifiyle kurulan Iğdır İcra Hükûmetinin devamı olarak kurulmuştur.
Karadağlı Katliamı ya da Karadağlı'nın İşgali, Karabağ Savaşı sırasında Ermeni birlikleri Hocavend Rayonu'nun Karadağlı köyünü ele geçirince yaşandı. 20 ila 90 sivil öldürüldü ve birçoğu tutuklandı.
Lassithi Katliamları 1897'de yaşanmış, etnik Türk ve Müslüman sivillere yönelik bir katliamdır. Doğu Girit'in Lassithi bölgesinde yaşandı. 850'den fazla veya yaklaşık 1,000 sivil öldürüldü.
Türk Kurtuluş Savaşı boyunca, hem Anadolu Hareketi hem de İtilaf Devletleri sorumluluğunda, Türk, Rum ve Ermeni sivillere yönelik birçok katliam gerçekleşti. Katliamlar boyunca tecavüz, işkence ve soygun yaygın olarak yaşandı.
Ağdaban Katliamı, 8 Nisan 1992 - Kelbecer işgalinden yaklaşık bir yıl önce, Ağdaban köyünde Ermeniler tarafından daha sonra Kelbecer işgali için şartlar yaratmak amacıyla gerçekleştirilen katliam .Ermeni ayrılıkçıların işlediği katliam sonucunda Kelbecer bölgesindeki Ağdaban köyünde 130 ev tamamen yanmıştır. 779 sivile işkence yapıldı ve 67'si öldürüldü. Ayrıca 2 kişi kayıp, 12 kişi ağır yaralandı.
Başlıbel faciası veya Başlıbel katliamı — Kelbecer ilçesinin işgali sırasında Ermeniler tarafından Azerilere karşı gerçekleştirilen katliam.