İçeriğe atla

Harem (Osmanlı İmparatorluğu)

Harem (Osmanlıcaحرم همايون; Harem-i Hümâyun), II. Mehmed döneminde kurumsallaşan ve Osmanlı padişahının annesi, kız kardeşi, cariyeleri ve bunların hizmetkârlarının yaşadığı saray alanı. Osmanlı hareminde ortalama olarak 400 kadın bulunduğu, bu sayının 1600'e kadar çıkabildiği ifade edilmektedir.

Devlet içinde yer edinmeye başlayan haremin iki temel fonksiyonu vardır:

  • Birincisi, padişahın aile yaşamını sürdürdüğü; padişah, şehzade ve devlet ileri gelenlerine cariye ve eş temin edilen yer olmasıdır. Fatih'le birlikte şehzadeler yabancı hanedanlar ile evlenmeyi bıraktıklarından bu çok önemli ve hanedanın devamı için vazgeçilmez bir fonksiyondur[].
  • İkincisi, bir okul olmasıdır. Enderun mezunu devşirme gençlerle sarayda eğitim almış cariyelerin evlendirilmesiyle eğitime dayanan bir aristokrasi kurulmuştur. Padişaha ve hanedana bağlı bir aristokrasi yaratılmasını sağlamak için cariyelerin eğitilmesini sağlayan kurumdur.

Osmanlı'da harem, herkesin giremediği bir ortamdı. Sözcük olarak harem "dokunulmaz, kutsal" anlamına gelir. Osmanlı'da Harem-i Hümayun, devlet adamları yetiştiren Enderun mekteplerine paralel bir kurumdu.

Osmanlı haremine alınan hadım erkek hizmetçiler (tavaşiler) iki gruba ayrılmaktaydı: ak hadımlar ve siyah hadımlar.

Galeri

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Topkapı Sarayı</span> İstanbulda bir saray

Topkapı Sarayı, İstanbul Sarayburnu'nda, Osmanlı İmparatorluğu'nun 600 yıllık tarihinin 400 yılı boyunca, devletin idare merkezi olarak kullanılan ve Osmanlı padişahlarının yaşadığı saraydır. Bir zamanlar içinde 4.000'e yakın insan yaşamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kösem Sultan</span> Osmanlı İmparatorluğunun Saltanat Naibi Sultan I.Ahmedin nikâhlı eşi, IV. Murad ve I. İbrahimin validesi ve torununun (IV. Mehmed) saltanatını gören tek Valide Sultandır

Mahpeyker Kösem Sultan, Osmanlı İmparatorluğu tarihinin en güçlü kadın figürlerinden birisi, Sultan I. Ahmed'in nikâhlı eşi ve IV. Murad ve İbrahim'in annesidir. Osmanlı tarihinin en güçlü ve etkili kadınlarından biri ve aynı zamanda sonradan Kadınlar Saltanatı olarak adlandırılan dönemin merkezi bir figürü oldu. Naip olarak, Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 20 yıl boyunca etkin bir şekilde yönetti.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'nda kölelik</span> Osmanlı ekonomisinde ve toplumunda insan köleliği

Osmanlı İmparatorluğu'nda kölelik, Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomisinin ve geleneksel toplumunun yasal ve önemli bir parçasıydı. Köle edinilen ana kaynaklar Güney Avrupa, Doğu Avrupa, Balkanlar ve Kafkasya'daki savaşlar, siyasi olarak organize edilmiş köleleştirme seferleri ve Afrika'dan getirilen siyahilerin satıldığı köle ticaretiydi. Büyük askeri seferlerin ardından köle satış fiyatlarının düştüğü bilinir. Osmanlı İmparatorluğu'nun idari ve siyasi merkezi olan İstanbul'da, 16. ve 17. yüzyıl nüfusunun yaklaşık beşte biri kölelerden oluşuyordu. Bu yüzyılların gümrük istatistikleri, İstanbul'un Karadeniz'den yaptığı ilave köle ithalatının 1453'ten 1700'e kadar toplam 2,5 milyon civarında olabileceğini gösteriyor.

Hezarpare Ahmed Paşa, ölümünden önceki ismi Tezkereci Ahmed Paşa, Osmanlı padişahı İbrahim'in saltanatında 21 Eylül 1647-7 Ağustos 1648 tarihleri arasında on ay on altı gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamı.

<span class="mw-page-title-main">Emetullah Râbia Gülnûş Sultan</span> IV. Mehmedin tek hasekisi iki oğlunun döneminde Valide Sultanlık yaptı. Haseki Sultan ünvanını kullanan son kadındır.

Emetullah Râbia Gülnûş Sultan, Osmanlı İmparatorluğu'nun Valide Sultan'ı, İki ayrı padişahın annesi ve Sultan IV. Mehmed'in tek hasekisi. Osmanlı İmparatorluğunda Haseki Sultan unvanını kullanan son kadın sultan.

<span class="mw-page-title-main">Kızlar ağası</span>

Kızlar ağası ya da Darüssaade ağası, Osmanlı Devleti'nde haremden sorumlu olan yüksek düzeydeki görevliye verilen isimdi.

Hazinedar, Osmanlı İmparatorluğu'da ister devlet ister özel olsun hazine işlerine bakan görevli.

Osmanlı devlet teşkilatı, Osmanlı İmparatorluğu'nun idari, askeri ve siyasi olarak teşkilatlanmasını, yapılanmasını bütünüyle ele alan konudur. Osmanlı, genel olarak merkeziyetçi bir yapıya sahipti. Padişah, devlet teşkilatında en üst mertebede sayılmasına rağmen Harem, Divan ve çeşitli odakların fikirleri baskın olabiliyordu. II. Abdülhamid, kendi devrinde devletin yönetim şeklini değiştirerek meşrutiyet şeklini getirdi.

<span class="mw-page-title-main">Odalık</span>

Odalık Osmanlı saraylarında bulunan çeşitli bölgelerden savaş tutsağı olarak ülkeye getirilmiş ya da padişaha armağan edilmiş kadın kölelere verilen addır. Cariyelik ile padişahın eşi statüsüne yükselme şansları olan bu kadınlardan Osmanlı hareminde onlarca bulunurdu.

<span class="mw-page-title-main">Mahidevran Sultan</span> Osmanlı padişahı l. Süleymanın eşi

Mahidevran Sultan, Osmanlı Padişahı I. Süleyman'ın eşi, Şehzade Mustafa'nın annesidir.

<span class="mw-page-title-main">Köçekçe</span> Köçeklerin dans müziği.

Köçekçe, köçeklerin dans etmesi için çalınan müzik olarak ortaya çıkmış ve zaman içinde halk türkülerinin bir araya getirilmesinden oluşan bir müzik biçimi hâline gelmiştir.

Mabeyin ya da Mabeyn-i Hümayun veya Mabeyn-i Hümayun-ı Cenab-ı Mülukane Osmanlı sarayında padişahın özel kalem müdürlüğü işlevini gören kurumdu. Özellikle 19. yüzyılda bu kurum büyük bir önem kazanmıştır.

Kadınefendi, on yedinci yüzyılın başlarına doğru Osmanlı İmparatorluğu'nun padişahın dört adet zevcesine yada eşine verilen unvandı. Bu unvan onyedinci yüzyılın sonunda resmi kullanıma girdi ve ondokuzuncu ve yirminci yüzyıllara kadar kullanıldı.

<span class="mw-page-title-main">Kafes (Osmanlı İmparatorluğu)</span>

Kafes, Şimşirlik veya Şehzadegan Dairesi, Osmanlı İmparatorluğu haremi içinde tahta çıkması muhtemel şehzadelerin muhafızlar tarafından sürekli olarak ev hapsinde tutuldukları yerdir.

<span class="mw-page-title-main">Eski Saray</span>

Eski Saray ya da Sarây-ı Atîk-i Âmire, İstanbul ili Fatih ilçesine bağlı Beyazıt mahallesinde Süleymaniye Camii ile Bayezid Camii arasında İstanbul Üniversitesi ana yerleşkesi içerisinde Osmanlı döneminde İstanbul'da inşa edilmiş ilk saray.

Akağalar, Osmanlı İmparatorluğu saraylarında görev yapan bir kısım hizmetli. II. Murad zamanında sarayda görev yapan Akağalar, halifeliğin kaldırılmasına kadar sarayda yer aldılar. Bosnalı ve Anadolu kökenli olan Akağalar ayrıca hadımdırlar. II. Murad zamanında Akağaların toplam sayısı 40 civarındaydı. Akağaların en büyük rütbelisi Kapı Ağası'ydı. Daha sonra sırasıyla Has Odabaşı, Hazinedarbaşı, Kilercibaşı ve Saray Kethüdası gelmekteydi. Kapı Ağası, saray kapılarının ve içeri girip çıkanların kontrolünün sağlanması ile padişahın özel hizmetleri gibi görevlerle ilgilenirdi. Akağalar kapı bekçiliği, Hazine-i Hümayun'un korunması, harem ve diğer dairelerin denetlenmesi gibi görevlerde kullanılmıştır. Bu görevlilerin baş yetkilisi ise kapı ağasıdır.

Kapı Ağası, Osmanlı sarayında, padişahın çalışma mekanı da olan Enderun bölümü ile tüm Osmanlı saraylarının başı olan beyaz ırka mensup hadım yönetici. 17. asırdan itibaren görevlerinin büyük kısmını bir başka hadım olan haremin reisi kızlar ağasına bırakacak yetkili.

Abbâsî halifelerinin (750-1258) Bağdat'taki haremi, Abbâsî sarayının tenha bir bölümünde oturan annesi, eşleri, cariyeleri, kadın akrabaları ve köle hizmetçilerinden oluşuyordu. Bu kurum, Abbâsî sarayında saray kadınlarının bulunduğu ve tecrit edildiği bir yerdi aynı zamanda önemli bir sosyal işlev görüyordu. Haremdeki en yüksek dereceli kadın halifenin annesiydi. Abbâsî haremi, diğer İslam hanedanları için bir rol modeli oldu. Abbâsî devrinde olduğu gibi İslam dünyasında da harem sistemi uygulandı.

İç hazineden sorumlu Hazinedarbaşı ayrı, dış hazineden (birun) sorumlu Hazinedarbaşı ayrıdır. Osmanlı devlet teşkilatında iç hazinenin muhafaza edildiği Bâb-ı Hümâyun ve hil‘at hazineleri bölümünden, saray sanatkârlarının idaresinden sorumludur.

Has oda ya da Hane-i Hassa (خانه خاصّه), Enderun ile Harem Dairesi arasında bulunan sadece Osmanlı padişahının hizmetine tahsis edilmiş yazlık ve kışlık bölümlerden oluşan iki katlı bir dairedir. Fatih döneminden itibaren yazlık köşklerin ve havuzun bulunduğu Mermer Sofa padişah tarafından adeta yapının balkonu gibi kullanılmıştır. Hane-i has olarak da bilinen Has Oda, Osmanlı sarayında enderun olarak bili­nen iç bölümün en önemli dairesidir. Fatih Kanunnamesiyle kurulan Has Oda Teşkilatı görevli ağalar, padişahın özel hizmetlerini yerine getirmekle sorumludurlar. Padişahın hayatını korumakla da sorumlu olan Hasodalılar ilk etapta 32 kişiden oluşmaktaydılar.