
Asteroit,, iç Güneş Sistemi'nde yörüngede dönen ve meteoroitlerden daha büyük, fakat cüce gezegenlerden daha küçük olan bir küçük güneş sistemi cismidir. Atmosferi olmayan metalik veya kayalık cisimlerdir. Asteroitlerin boyutları ve şekilleri, cüce gezegenler de dahil olmak üzere önemli ölçüde farklılık gösterir.

Asteroit kuşağı, Güneş Sistemi'nde Güneş merkezli ve kabaca Jüpiter ile Mars gezegenlerinin yörüngeleri arasındaki uzayı kaplayan torus şeklinde bir bölgedir. Bu bölgede asteroit veya küçük gezegen olarak adlandırılan çok sayıda katı ve düzensiz şekillerde gök cisimleri bulunur. Tanımlanan nesneler çok farklı boyutlarda olabilir, fakat gezegenlerden çok daha küçüklerdir ve birbirlerinden ortalama olarak bir milyon kilometre uzaklıklarda bulunurlar. Bu asteroit kuşağı, Güneş Sistemi'ndeki diğer asteroit popülasyonlarından ayırt edilebilmesi için ana asteroit kuşağı veya ana kuşak olarak da adlandırılır.

10 Hygiea, Güneş Sistemindeki Asteroit kuşağında bulunan, hacim ve kütle bakımından dördüncü en büyük gök cismidir. Çapı 350–500 km arasında değişir ve kütlesi asteroit kuşağının toplam kütlesinin % 2,9'unu oluşturur. Karbonlu yüzeye sahip koyu C-tipi asteroitler sınıfının en büyüğüdür.

Lamberta, 11 Nisan 1878 tarihinde Fransız gökbilimci Jérôme Eugène Coggia tarafından keşfedilen ana kuşak asteroitidir. Coggia'nın keşfettiği beş asteroitten ikincisidir.

1046 Edwin, geçici ismi 1924 UA, asteroit kuşağının dış bölgelerinden gelen, yaklaşık 30 kilometre (19 mi) kilometre çapında bir arka plan asteroitidir. 1 Aralık 1924'te ABD'nin Wisconsin kentindeki Yerkes Gözlemevi'nde Belçikalı-Amerikalı astronom George Van Biesbroeck tarafından keşfedilmiş ve oğlu Edwin Van Biesbroeck'in adını almıştır. Potansiyel olarak metalik asteroit, 5,29 saatlik kısa bir dönüş periyoduna sahiptir.
P tipi asteroitler, düşük albedoya ve özelliksiz kırmızımsı bir spektruma sahip asteroitlerin sınıflandığı bir asteroit tayf tipidir. Organik olarak zengin silikatlar, karbon ve susuz silikatlardan oluşan, muhtemelen içlerinde su buzu bulunan bir bileşime sahip oldukları öne sürülmüştür. P tipi asteroitler, dış asteroit kuşağı ve ötesinde bulunur. Sınıflandırmaya bağlı olarak, 46 Hestia, 65 Cybele, 76 Freia, 87 Sylvia, 153 Hilda, 476 Hedwig ve bazı sınıflandırmalarda P tipi olarak gösterilen 107 Camilla olmak üzere 33 adet bilinen P tipi asteroit vardır.

S-tipi asteroitler Asteroit, silisli (taşlı) bir mineralojik bileşimin göstergesi olan bir spektral tipe sahip asteroitlerin Tholen ve SMASS taksonomilerine göre sınıflandırıldığı bir tayf tipidir. Kapsamında bulunan asteroitler nispeten yüksek yoğunluğa sahip olmakla birlikte, tüm asteroitlerin yaklaşık %17'si bu türde sınıflandırılmaktadır. Karbon içerikli C-tipinden sonra en yaygın ikinci türdür.

Euphrosyne çok genç bir asteroittir. En büyük asteroitlerden biridir. Kuzey Amerika'dan bulunan ilk asteroid olup, 1 Eylül 1854'te James Ferguson tarafından keşfedilmiştir. Adını Yunan mitolojisindeki Haritesler 'den biri olan Euphrosyne'den almıştır. 2019'da küçük bir yol arkadaşı keşfedildi. Bilinen en yuvarlak üçüncü asteroittir. Yuvarlaklığının, bir çarpışma ile bozularak yeniden birikmiş olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir ve hidrostatik dengeye yakın değildir.

Polana, asteroit kuşağından çok karanlık bir asteroittir. 28 Ocak 1875'te Johann Palisa tarafından keşfedildi ve adını keşfi yaptığı Austrian Naval Gözlemevi'nin şehri olan Pola şehrinden almaktadır.

Asteroit tayf tipi, asteroitlerin yansıma spektrumları, renkleri ve bazen de albedolarına göre belirlenmektedir. Bu tiplerin bir asteroitin yüzey bileşimine karşılık geldiği düşünülmektedir. İçsel olarak farklılaşmamış küçük cisimlerin yüzeyleri ve iç bileşenlerinin muhtemelen birbirlerine benzer olduğu kabul edilirken, Ceres ve Vesta gibi büyük cisimlerin nasıl bir iç bileşenlere sahip olduğu bilinmektedir. Uzun yıllardır, Tholen, SMASS ve Bus-DeMeo taksonomileri gibi bir dizi farklı sınıflandırma sistemleriyle sonuçlanan bazı araştırmalar yapılmaktadır.

B-tipi asteroitler nispeten nadir görülen ve genellikle C grubunun altında sayılan karbonlu asteroitlerin sınıflandırıldığı bir asteroit tayf tipidir. Bu sınıftaki asteroitlerin spektral olarak mavi ışıma göstermesi nedeniyle "B" (Blue) harfi tercih edilmiştir. Bu sınıfta bulunan nesneler genellikle dış asteroit kuşağında görülmektedir. Üçüncü en büyük asteroit olan 2 Pallas'ı da içeren yüksek eğimli Pallas ailesinde sıklıkla görülür. Bileşenlerinin Güneş Sistemi'nin erken dönemlerinden kalma ilkel, uçucu maddece zengin kalıntılar olduğu düşünülmektedir. Mart 2015 itibarıyla SMASS sınıflandırmasında bilinen 65, Tholen sınıflandırmasında ise 9 adet B-tipi asteroit bulunmaktadır.
F-tipi asteroitler; C-grubu asteroitlerinin kapsadığı, nispeten nadir görülen bir karbonlu asteroit türüdür.

G-tipi asteroitler, asteroitlerin yaklaşık %5'ini oluşturan nispeten nadir bir karbonlu asteroit türüdür. Bu sınıftaki en önemli asteroit 1 Ceres'tir.

E-tipi asteroitler, enstatit (MgSiO3) akondrit yüzeylerine sahip olduğu düşünülen asteroitlerdir. Hungaria asteroitleri olarak da bilinen asteroit kuşağının başlangıç kısımlarındaki asteroitlerin büyük bir bölümünü oluştururlar, ancak asteroit kuşağına tam olarak girildikçe hızla çok nadir hale gelirler. Bununla birlikte, 64 Angelina gibi asteroit kuşağının iç kenarından oldukça uzakta olanları da bulunmaktadır. Bu durumun değişime uğramış bir asteroidin oldukça incelmiş olan mantosundan kaynaklandığı düşünülmektedir.

M tipi asteroitler, diğer asteroit sınıflarına göre daha yüksek oranlarda demir-nikel gibi metal fazları içerdiği görülen ve yaygın olarak demir göktaşlarının kaynağı olduğu düşünülen spektral bir asteroit sınıfıdır.

X-grubu asteroitler, benzer spektrumlara, ancak muhtemelen oldukça farklı bileşimlere sahip birkaç türü bir araya toplayan bir çatı asteroit tayf türünde sınıflandırılan asteroitlerden meydana gelmektedir.
K-tipi asteroitler, 0,75 μm'den kısa olan, orta derecede kırmızımsı bir spektruma ve bunun uzun kısmına doğru hafif mavimsi bir eğilime sahip, nispeten nadir görülen asteroitlerin yer aldığı tayf sınıfıdır. Albedoları düşük olmakla birlikte, spektrumları CV ve CO göktaşlarınınkine benzemektedir. K tipi asteroitlere 9 Metis örnek olarak verilebilir.
L-tipi asteroitler, 0,75 μm'ye kadar güçlü kırmızımsı bir spektruma ve bunun ötesinde özelliksiz düz bir spektruma sahip nispeten nadir asteroitlerin bulunduğu bir tayf sınıfıdır. K-tipi ile karşılaştırıldığında, görünür dalga boylarında daha kırmızımsı bir spektrum ve kızılötesinde düz bir spektrum sergilerler.

Bamberga, asteroit kuşağında bulunan ve 25 Şubat 1892 tarihinde Johann Palisa tarafından Viyana'da keşfedilen bir asteroittir. Asteroit kuşağındaki en büyük 20 asteroitten biridir. Bir Dünya yakını cismi olan 433 Eros'tan farklı olarak, dürbünlü gözlemle kolaylıkla gözlemlenebilecek en uzak asteroittir. Bamberga'nın mutlak parlaklığı (7,12), asteroit kuşağında bulunan Vesta, Pallas, Ceres, Iris, Hebe, Juno, Melpomene, Eunomia ve Flora cisimlerinin ardından onuncu sıradadır. Yüksek eksantrikliği (0,341) nedeniyle ki Pluto'ya oranla %36 daha yüksektir, doğrudan karşı konumdan ölçüm yapılabilmesi halinde diğer asteroitlerden daha büyük boyutlarda olabileceği değerlendirilmektedir.
Keşfedilip adlandırılan veya numaralandırılan asteroitlere ilişkin olarak birkaç fiziksel parametre ile yörünge elementleri dışında çok az şey bilinmektedir. Bazı fiziksel özellikleri yalnızca tahmin edilebilmekte, bu nedenle fiziksel veriler bazı genel geçer kabul gören varsayımlar vasıtasıyla belirlenmektedir.