İçeriğe atla

Bitkilerin evrimi

Bitkilerin evrimi, (kara bitkilerinin evrimi) yaklaşık 500 milyon yıllık bir süreçtir.[1] Siyanobakteriler milyarlarca yıl boyunca, sualtındaki kolonilerinde kalarak, baskın fotosentetik yaşam formu oldu. 1,6 milyar yıldan fazla süre önce, ikinci bir fotosentetik organizmalar grubu belirdi: Algler. Algler ökaryottur; yani hücrelerinin içinde "organel" adı verilen özelleşmiş (belirli görevleri olan, işbölümü yapan) yapılar vardır. Kloroplast adı verilen organel, tüm alglerde ve kara bitkilerinde bulunur. Hücrede fotosentezin gerçekleştiği yer bu organeldir. Kara bitkilerinin ilk ataları, yaklaşık 500 milyon yıl önce Charophyceae adlı yeşil alglerden evrimleşmişlerdir.[1]

Geç Silüriyendeki sporangiumdan (Burgsvik yatakları, İsveç) bir spor tetratı (yeşil) ve trilet sporları (mavi, ~30-35μm çap). Spor cinsi: Scylaspora

Yerçekimi ile mücadele eden ilk bitkiler, yaklaşık 433 milyon yıl önce, yani Silüryen Dönem'de ortaya çıkmıştır. Bu küçük bitkilerin, dallanmış bir kök tarafından birbirlerine bağlı olan spor üretici organları vardı. Yeraltındaki kök benzeri rizoitleri (köksüleri) suyu emiyor ve bitkinin ana gövdesini desteklemek için bir çıpa görevi görüyordu. Böyle bitkilerden kalma fosillere ilk olarak İngiltere'deki Shropshire'da rastlanmıştır. "Kuksonya" (İng. Cooksonia) adı verilen bu bitkiler, en azından Erken Devonyen Dönem'e dek Dünya bitkilerinin önemli bir parçası olmuşlardır. Şu anda onların sadece sporofitleri yani eşeysiz parçaları biliniyor. Günümüzde de yaşayan eğrelti otu ve diğer ilkel bitkiler gibi, bu bitkilerin de patlayarak sporları etrafa saçan spor keseleri vardı.[1] Bitkilerin evrimini, Permiyen-Triyas Kitlesel Yok Oluşu dahi durduramamıştır. Günümüzden 251,4 milyon yıl önce gerçekleşen ve denizlerdeki türlerin %96'sını, karasal omurgalı hayvanların %70'ini, böcek türlerinin bir kısmını yok eden bu kitlesel yok oluş, bitkileri göreceli olarak az etkilemiştir. En büyük etkisi, bitkilerin organizasyonlarının değişmesi üzerinde olmuştur. Günümüzden 200 milyon yıl öncesinde, Triyas Dönem'de ise ilk defa çiçekli bitkiler evrimleşmeye başlamıştır. Bu evrimleri günümüzden 140 milyon yıl öncesi ile 65 milyon yıl öncesi arasını kapsayan Kretase Dönem'de ve 65 milyon yıl öncesiyle 2 milyon yıl öncesine kadar süren Tersiyer Dönem'de tavan yapmış, son derece hızlanmış ve çeşitlenmiştir. Erken Kretase Dönem'de, günümüzden 130 milyon yıl öncesinde, ilk defa günümüzdeki çiçeklere benzeyen yapılar fosilleşmiştir.[2] Bitkilerin karaya geçişi ile ilgili adaptasyonlar 4 karasal bitki grubunu belirler. Dünya'da 280.000 den fazla bitki türü vardır. Deniz çayırları gibi bazı bitkiler sucul habitatlara dönmüş olsalar bile, çoğu çöl, çayır ve ormanlarda yaşar. Bu bitkilere karasal bitkiler denir.[3]

Bazı bitki grupları ve özellikleri

Başlıca 4 karasal bitki grubu vardır:

bitkiler)

  • Angiospermler - Çiçekli bitkiler

Charophyceae üyeleri, karasal bitkilere en yakın akraba olan yeşil alglerdir[3]

Bitkiler çok hücreli, ökaryotik ve fotosentetik ototrof'lardır. Bununla birlikte, kırmızı deniz algleri ve kahverengi deniz algleri de bu tanımlamaya uyar. Selülozdan yapılmış hücre çeperleri ve kloroplastlarında klorofil a ve b'nin varlığı, çoğunlukla bitkileri ayırt edici özellikleri olarak bilinmektedir. Bununla birlikte, selüloz çeper dinoflagellatlar ve kahverengi algler dahil, bazı alg gruplarında da mevcuttur. Karasal bitkilerle akraba olmayan yeşil algler bile öglenalar ve bazı dinoflagellatlar gibi, hem klorofil a hem de b içeren kloroplastlara sahiptir. Dolayısıyla kara bitkilerini alglerden ayıran diğer özelliklerin incelenmesi gerekir.[3]

Charophyceae

Elektron mikroskobuyla yapılan incelemeler kara bitkilerinin ince yapısına ait iki anahtar özelliği sadece Charophyceae olarak isimlendirilen ve onlara en yakın akraba alg grubu olan yeşil alglerle paylaştıklarını göstermiştir[3]

  • Kara bitkilerinin ve Charophyceae üyelerinin plazma zarlarında, hücre çeperlerinin selüloz mikrofibrillerini sentezleyen rozet şeklindeki protein komplekslerinin bulunmasıdır.
  • Charophyceae üyelerinde ve kara bitkilerinde peroksizom enzimlerin benzerdir.
  • Kamçılı sperm yapısı
  • Fragmoplast oluşumu - hücre iskeleti elemanları ve golgi kökenli vesiküller

Pterophyta

Sphenophytler (At kuyrukları), karbonifer devrinde 15 m uzunlukta ve çok çeşitliydi. Şimdi Equisetum cinsi 15 tür içerir. Bataklıklarda ya da akarsuların kenarlarında ve kumlu yol kenarlarında bulunurlar.[3]

Özellikleri[3]

  • Hem dik ve yeşil olan gövdelere hem de toprak üstünde uzanan ve kök taşıyan yatay gövdelere (rhizom) sahiptirler.
  • Dik gövdeler yeşil renkli olup, segmentlidir (boğumlu); boğum yerlerinden daire şeklinde dizilim gösteren küçük yaprakları ya da dallar çıkar.
  • Atkuyruğu gövdelerinin içinde büyük hava kanalları bulunur. Bu kanallar, genellikle suyla dolmuş, düşük oksijenli topraklarda büyüyen rhizomlara ve köklere

oksijenin ulaşmasını sağlar.

  • Strobililer sporangiyum taşıyan sporofillerden oluşur.

Bitkilerin Karasal Adaptasyonları

Bitkiler bir yerden başka bir yere hareket edememelerine karşın, gövde ve köklerin uzaması ve dallanması ortamdaki kaynaklarla maksimum düzeyde temas sağlar. Uzunluktaki bu büyüme, apikal meristemlerin aktivitesi sonucu, bir bitkinin yaşamı boyunca sürer. Apikal meristem, gövde ve köklerin ucundaki hücre bölünmesinin gerçekleştiği bölgelerdir.

  • Bu meristemler tarafından üretilen hücreler çeşidi bitki dokuları şeklinde farklılaşır. Vücudu ve çeşidi içsel dokuları koruyan, yüzeydeki bir epidermis ve çeşidi tipteki içsel

dokular dahil, bu dokulardandır. Aynı zamanda çoğu bitkide gövde meristemleri yaprakları da oluşturur[3]

  • Çok hücreli bitki embriyoları, dişi ebeveynin dokularının içinde tutulan zigodlardan gelişir. Ebeveyne ait dokular gelişmekte olan embriyoya şeker ve amino asit gibi besleyiciler

sağlar. Embriyo, özelleşmiş plasental transfer hücrelerine sahiptir; bu hücreler, bazen komşu maternal dokularda da bulunur. Transfer hücreleri, besleyici maddelerin ebeveynden embriyoya geçişini artırır.[3]

  • Karasal bitkiler, aynı zamanda embriyoitler olarak da bilinirler; bu ayırım, kara bitkileri kladında ortak ve türemiş bir karakter olan çok hücreli ve bağımlı olan embriyoyu belirtmektedir.

Karasal bitkilere özgü, türemiş özellikler:[3]

  • Bitki Dokularının Üreticileri Konumundaki Apikal Meristemler
  • Çok Hücreli, Bağımlı Embriyolar
  • Döl almaşı
  • Sporangiyumda Üretilen Çeperli Sporlar
  • Çok Hücreli Gametangia

Modern Lycophytes'ler ve eğreltilerin ataları Karbonifer devrinde büyük bir hızla gelişmiş, ormanları oluşturmuş ve evrimleşmeye başlamışlardır.

İletim demetli bitkilerin kökeni

Günümüzdeki iletim demetli bitkilerin, eğretileri ve onlara akraba olan bitkileri (pteridofitler), gimnospermleri ve çiçekli bitkileri (angiospermler) içerir. İletim demetli bitkilerin, ligninleşmiş hücrelerden oluşan, su ileten ksilem dokusu ve besin taşıyan floem ile donanmıştır. İletim demetli bitkiler, baskın sporofit döle ve ebeveyn gametofitten bağımsız olan dallanmış sporofitlere sahip olmalarıyla bryofitlerden ayrılırlar. Tohum üretmemeleri nedeniyle, Pteridofitler tohumsuz iletim demetli bitkiler olarak tanımlanırlar; çünkü onlar, gimnospermler ve angiospermlerin aksine, tohum üretmezler. İlk iletim demetli bitkiler, tohumsuzdu.[3]

İlkin iletim demetli bitkiler doku üreten meristemleri, gametangiyumları, onlardan gelişen embriyoları ve sporofitleri, stomaları, kütikulayı ve çeperleri sporopollenin içeren sporları yapraklı karayosunu benzeri atalarından almışlardır. Dallanmış, bağımsız sporofitler büyük bir olasılıkla daha sonra ortaya çıkmıştır. Dallanmış sporofitlere sahip daha gelişmiş yapıların oluşmasını ve her bitkinin daha fazla spor oluşturmasını sağlamıştır. Çok sayıda sporangiyumu olan daha gelişmiş formların vejetatif aksamlarının ve sporangiyumlarının bir bölümü herbivorlar tarafından tüketilse de, gerek yaşama gerekse üreme açısından daha fazla şans bulmuşlardır. Gametofitleri çok fazla indirgenmiş olan günümüzdeki iletim demetli bitkilerin aksine, ilkin bitkilerin fosilleri, gametofitlerin ve sporofitlerin eşit büyüklükte olduğu bir yaşam döngüsüne işaret etmektedir.[3]

İsmini Isabel Cookson isimli paleobotanikçiden alan Cooksonia, Avrupa ve Kuzey Amerika'daki Silüriyen kayaçlarında 408 milyon yıldan daha yaşlı fosilleri bulunan, nesli tükenmiş bir bitkidir. Cooksonia, bilinen en eski iletim demetli bitkidir. Dallanmış sporofıtlerinin uzunluğu sadece birkaç santimetre ile 50 santimetre arasında değişmesine karşın, Cooksonia, günümüz pteridofitlerinin (tohumsuz, iletim demetli bitkiler) ksilemindeki su ileten hücrelere benzerlik gösteren küçük ligninleşmiş hücrelere sahipti. Cooksonia'nın bazı dallarının uç kısımları, yumru şeklinde sporangiyumlarla sonlanmaktadır.[3]

Adaptasyonlar

Gametofitin indirgenmesi, tohumlu bitkilerin evrimi ile devam etmiştir

  • Tohumlu bitkilerin gametofitleri, eğreltiler gibi tohumsuz iletim demetli bitkilerin gametofitlerinden daha fazla indirgenmiştir. Bunun dışında,

tohumlu bitkilerde, çok küçük olan dişi gametofit, ana sporofit bitkinin sporangiyumunun içinde tutulan sporlardan gelişir.

  • Bu nedenle tohumlu bitkilerin gametofitleri mikroskobiktir.
  • Bu düzenlenmenin bir avantajı, narin yapılı dişi gametofitin pek çok çevresel stresle başa çıkmasına gerek duyulmamasıdır. Bu dişi

gametofitler ve döllenmeden sonra onların oluşturduğu genç embriyo, ataya ait sporofit dölün nemli üreme dokuları tarafından kuşatılarak kuraklık ve zararlı UV ışınlarından korunur. Aynı zamanda, gametofitlerin besinleri atalarından elde etmelerini sağlar.[3]

Tohum, döllerin yayılmasında önemli bir araç olmuştur.

  • Tek hücreli sporlar bu yeni ortamda, ortam dormansiye kırabilecek uygunlukta, yeni bir gametofiti oluşturabilirler.

Sporlar, kara yaşamının ilk 200 milyon yılında, bitkilerin yeryüzündeki dağılımında başlıca araç olmuşlardır.

  • Çok hücreleri ve gelişmiş dayanıklı yapıdaki tohumların içerdikleri:
  • Tam gelişmiş bir embriyo
  • Embriyoya besin desteği
  • Kurumayı önleyecek su geçirmez bir tohum kılıfı

Polenler

  • Mikrosporlar polen tanelerine dönüşürler. Polenler tohumlu bitkilerin erkek gametofitini oluştururlar. Sporopollenin içeren bir çeper tarafından korunan polen taneleri, mikrosporangiyum tarafında serbest bırakıldıktan sonra rüzgar ya da hayvanlarla

uzaklara taşınabilir.

  • Polenin tohum taslaklarına taşınması tozlaşma olarak isimlendirilir. Eğer bir polen tanesi tohum taslağının çevresine yerleşirse bir tüp oluşturur. Bu tüp tohum taslağı içindeki dişi gametofite bir veya daha fazla spermin ulaşmasını sağlar.[3]
  • Tohumlu bitkilerde, dayanıklı, havada uzaklara taşınabilen bir polenin kullanılması karasal bir adaptasyondur.

Çiçekli bitkilerin evrimi

Ophrys lutea

Tohumun evrilmesi, spor taşıyıcıların gezegendeki baskın bitki biçimi olduğu zamanlarda başlamıştır (350 milyon yıldan fazla süre önce yaşanan Karbonifer dönemde). Bazı bitkiler, embriyolarını özel bir kılıf içinde korumak için yeni bir yol buldu ve bu adımla birlikte, bitkiler karada daha da geniş alanlara yayılma olanağı buldu. Tohum, döllenmiş bitki yumurtasıdır ve bitkinin "rahim"inin içinde tutulur. İlk tohumlu bitkiler için bunun anlamı, tohumun sert ve pullarla kaplı bir koza içinde korunması demekti. Koruyucu bir kılıfın olması, tohumun uyku durumunda kalabilmesini, yani uygun koşullara rastlayıp filizlenene dek ölmemesini sağlıyordu. Uzun uyuşukluk dönemleri sayesinde, bitki tohumları zor zamanları uyuyarak atlatabiliyor ve koşullar iyileştiğinde hayata atılabiliyorlardı. Dinozorların hüküm sürdüğü zamanlarda, ormanlarda çoğunlukla kozalaklılar, ginkgolar ve sikadlar vardı. Bunların hepsi de açık tohumlular soyundandır. Açık tohumlular, kabuğu olmayan "çıplak" tohumlara sahiptir. Genellikle tohumlarını kozalak üzerinde büyütürler ama porsuk ağacı ve ginkgo gibi bazıları da, etsi ve meyveye benzeyen yapılar içinde tohum yetiştirir. Tohumların varlığı, bu kozaların protein ile dolu olduğu anlamına gelir. Kozalaklıların uzun süren hükümdarlıkları boyunca, dinozorlar bu besin bolluğundan yararlanan ilk hayvanlar olmuştur. Çok geçmeden, çiçekli bitkilerin öncüleri de kozalaklılara katıldı. Çiçekli bitkilerin yani kapalı tohumluların en eski fosilleri, polen biçimindedir. Mezozoik Dönem'in başlarında belirmiş ama epey bir süre boyunca ekosistemin ender rastlanan ufak bir bölümünü oluşturmuşlardır. Çiçekli bitkilerin en eski gövde fosillerinden bazıları, Çin'in Liaoning bölgesinde 120 milyon yıl önce birikmiş olan Aşağı Kretase Yixian Oluşumu'nda bulunmuştur. Çiçek, karmaşık bir üreme organıdır. Bitkinin yumurtalarının olduğu yumurtalıkları vardır ve bunları bir dizi renkli taç yaprak ile çevreler. Ayrıca polen tanecikleri üreten bir erkek organa sahiptir. Döllenmenin ardından, yumurtalıktaki tohumlar gelişmeye başlar ve yumurtalık, tohumları koruyan bir meyveye dönüşür. Kapalı tohumlular, çiçeklerinden ziyade, bu özelliklerine istinaden adlandırılmışlardır. Bazıları, enerji bakımından zengin nektarlarıyla küçük böcekleri kendine çekerek, tozlaşmalarını sağlamalarına çalışır. Bu özgün strateji, tozlaşmak için rüzgara güvenmekten çok daha akıllıcadır. Bu ortakyaşamsal (simbiyotik) ilişki, böcekleri çekmeye çalışan çok değişik bitkilerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. En eski nektarcı böceklere Jura Devri'nde rastlanırken, kelebek, arı ve yaban arıları Kretase'da ortaya çıkmıştır; yani çiçekli bitkilerde dev bir evrimsel patlama olduğu sırada. Daha sonraları, arı kuşları nektarla beslenmeye başlamıştır.[4]

Bitkiler ile hayvanlar arasındaki etkileşim, nektar ile sınırlı değildir. Bazı bitkiler, örneğin çeşitli orkide türleri, çeşitli böceklere benzeyecek biçimde evrilmiştir. Genellikle türün dişisinin görünümünü taklit ederek, erkek bireyleri kendilerine çeker ve bu arada kendi tozlaşmalarını gerçekleştirmiş olurlar. Hayvanlara, oluşan tohumlarının yayılması için güvenen bitkiler de vardır. Örneğin primatlar, açgözlü meyve tüketicileridir. İnanılmaz renk ayırma becerileri sayesinde, ham meyve ile olgun meyveyi ayırt edebilir ve daldan sadece olmuşları koparırlar. Uzağa taşıdıkları meyveleri yedikten sonra da, tohumlarını çok farklı yerlere bırakmış olurlar. Bunların yanı sıra, tohumlarının hayvanlar tarafından yenip, dışkı ile atılmasını uman bitkiler de vardır. Örneğin ardıç ağacı ile ardıç kuşları arasında böyle bir ilişki olduğu bilinmektedir. Ardıç tohumları, bir ardıç kuşu tarafından yenmedikçe çimlenme gerçekleşmez. Ardıç kuşunun sindirim sisteminde, tohumların kabukları açılır. Kuşun dışkısı ile birlikte toprağa karışan tohumlar kolayca çimlenir. Tohum, değişik bitkilerin yeryüzüne yayılmasını sağlayan çok önemli bir evrimsel yeniliktir. Bugün çevremizde upuzun kozalaklılardan, yeri örten yoncalara ya da nilüferden kaktüslere dek çok sayıda tohumlu bitki görüyoruz. Kretas biterken, çiçekli bitkilerin bir diğer önemli soyu daha ortaya çıktı. Çimenler, kökleri ile Dünya'nın en zorlu koşullara sahip ortamlarına tutunarak, yeryüzünü Memeliler Çağı için hazırlamaya başlamıştı.[4]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b c Grup, BilimFili Medya. "Bitki Evrimi 1/5: Karaya İlk Çıkanlar | BilimFili.com". Bitki Evrimi 1/5: Karaya İlk Çıkanlar | BilimFili.com. 28 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2021. 
  2. ^ Gazetesi, Evrensel. "Bitkilerin evrimi ve sudan karaya geçiş -1". Evrensel.net. 28 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2021. 
  3. ^ a b c d e f g h i j k l m n "Bitki Çeşitliliği ve evrim". (PDF). Erişim tarihi: 28 Haziran 2021. []
  4. ^ a b Grup, BilimFili Medya. "Bitki Evrimi 4/5: Çiçeklerin ve Tohumların Öyküsü | BilimFili.com". Bitki Evrimi 4/5: Çiçeklerin ve Tohumların Öyküsü | BilimFili.com. 28 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2021. 

Dış Bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Açık tohumlular</span>

Açık tohumlular (Gymnospermae), çoğunlukla ağaç ya da ağaççık, seyrek de olsa çalı biçiminde olan bitkileri kapsayan taksonomik grup. Bütünüyle odunsu olan bu bitkiler, genellikle yapraklarının tamamını birden dökmediği için dört mevsim yeşil kalabilirler. Yaprakları çoğunlukla iğnemsidir. Bununla birlikte pulsu, yelpaze, şeritsi ya da tüysü tipte yapraklı olanları da vardır.

<span class="mw-page-title-main">Meyve</span> çiğ halde yenilebilir gıda

Botanikte meyve çiçeklenmeden sonra yumurtalıktan oluşan, çiçekli bitkilerde tohum taşıyan yapıdır.

<span class="mw-page-title-main">Tohum</span> Koruyucu bir dış kaplama içine alınmış embriyonik bitki

Tohum, koruyucu bir dış kaplama içine alınmış bir embriyonik bitkidir. Tohum oluşumu, açık tohumlular ve kapalı tohumlular bitkileri dahil olmak üzere tohumlu bitkilerde üreme sürecinin bir parçasıdır.

Doku, bitki, hayvan ve insan organlarını meydana getiren, şekil ve yapı bakımından benzer olup, aynı vazifeyi gören, birbirleriyle sıkı alâkaları olan aynı kökten gelen hücrelerin topluluğu. İlkel canlılar bütün hayatları boyunca bir tek hücre olarak kaldıkları halde yüksek organizmalar çok sayıda hücrelerin bir araya gelmesi ile meydana gelmiştir. Bitkisel organizmaları meydana getiren çok sayıdaki hücrelerin protoplastları birbirinden cansız hücre çeperleriyle ayrılmış olmakla beraber aralarında sıkı bir ilişki göstermektedir. Böyle hücre çeperi içinde bulunan, birbiriyle sıkı ilişki gösteren, aynı kökenden gelmiş protoplast topluluklarına doku, dokuların özelliklerini konu eden morfoloji biliminin dalına da histoloji denir.

<span class="mw-page-title-main">Ciğer otları</span>

Ciğer otları, Hepaticae ya da Marchantiophyta; bitkiler alemininin bir şubesi ya da karayosunları şubesinin bir sınıfı.

<span class="mw-page-title-main">Eşeyli üreme</span> iki canlı organizma arasında genetik malzemelerin birleştirilmesi suretiyle yeni bir canlının oluşması

Eşeyli üreme, iki canlı organizma arasında genetik malzemelerin birleştirilmesi suretiyle yeni bir canlının oluşması olayıdır. Burada iki ana süreç vardır: kromozom sayısını yarıya indiren mayoz bölünme ile iki gametin birleştiği ve eski kromozom sayılarına ulaştığı döllenmedir. Mayoz bölünme sırasında, her bir çiftin kromozomları, homolog rekombinasyon elde etmek için krossing over yoluyla parça değişimi yaparlar.

<span class="mw-page-title-main">Kara yosunları</span>

Kara yosunları (Bryophyta), ciğer otları, boynuz otları ve yapraklı kara yosunlarını kapsayan bitkiler bölümü.

Yapraklı kara yosunları (Bryopsida), Bryophyta bölümünün bir sınıfı.

<span class="mw-page-title-main">Bitki</span> ökaryotik, ağaçlar, çiçekler, otlar, yosunlar ve benzeri organizmaları içinde bulunduran çok büyük bir canlılar alemi

Bitkiler, ağırlıklı olarak fotosentetik ökaryot canlılardır. Tarihsel olarak bitkiler alemi, algler ve mantarlar da dahil olmak üzere hayvan olmayan tüm canlıları kapsarken, günümüzde mevcut tüm tanımlamalar prokaryotları, mantarları ve bazı algleri hariç tutar. Tanımlamalardan birine göre: Çiçekli bitkiler, kozalaklı bitkiler ve diğer açık tohumlular, eğrelti otları ve benzerleri, boynuz otları, ciğer otları, kara yosunları ve yeşil algler hep birlikte Viridiplantae adı verilen kladı oluştururlar. Buna kırmızı ve esmer algler dahil değildir.

Temel doku, bitki bünyesinin büyük bir kısmını kaplayan sürekli dokudur. Temel doku, hücre çeperlerinin özelliklerine göre üç gruba ayrılır.

<span class="mw-page-title-main">Ballıbabagiller</span> bitki familyası

'Lamiaceae, Labiatae veya Türkçe adıyla 'Ballıbabagiller; 236 cins ve 7,280 tür ile temsil edilir ve dünya çapında özellikle ılıman kuşakta yayılış gösteren bir bitki familyasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Cycadales</span>

Cycadales. Bu ordo (takım) tek familya ihtiva etmektedir. Bu familya Cycadaceae'dir.

<span class="mw-page-title-main">Gnetales</span>

Gnetales Gnetopsida sınıfına bağlı bir bitki takımıdır.

<span class="mw-page-title-main">Turpgiller</span>

Turpgiller (Brassicaceae) familyası tek yıllık, iki yıllık veya çok yıllık otsu bitkiler, yarı çalılar, çalılar veya nadiren küçük ağaçlardan oluşmuştur. Brassicaceae familyası istilacı bitkilerin önemli bir kısmını barındıran ve aynı zamanda kolza, beyaz hardal, kara hardal, kırmızı hardal, yağ şalgamı, kır lahanası turp, çin marulu, başlahana, kale (karalahana), brüksel lahanası, brokoli, çin brokolisi, karnabahar, yer lahanası, roka, tere, çoban çantası gibi ekonomik önemi olan birçok bitkiyi içermektedir. Brasicaceae familyası, dünyanın hemen her yerinde bulunabilmektedir. Ancak kuzey ılıman kuşak ve özellikle Akdeniz havzası, Orta ve Güneybatı Asya’da daha yoğun yayılış göstermektedir. Tropiklerde ve Güney yarımkürede tür sayısı azdır. Brassicaceae familyası Dünya’da 337 cins ve yaklaşık 3350 tür ile geniş yayılış gösterirken, Türkiye Florası içerisinde 98 cins, 605 tür ve 676 takson içeren 4. büyük familyadır.

<span class="mw-page-title-main">Dişi organ</span>

Dişi organ, Ginekeum olarak da bilinir, Angiosperm çiçeğinin en iç dairesini meydana getiren pistillerin toplamı. Bir pistil ovaryum, stilus ve stigma olmak üzere 3 kısımdan oluşmaktadır.

Sitokinin, bitki hücresinin bölünmesini uyaran faktörleri bulmak için yapılan çalışmalar esnasında bulunmuştur. Bu maddelerin hücre bölünmesi yanında birçok fizyolojik olayı kontrol ettiği gözlenmiştir. Bu etkiler arasında koparılmış organlarda senesensin kontrolü, kotiledonların genişlemesi, besin maddelerinin taşınımı, kloroplast olgunlaşması, morfogenesisin kontrolü sayılabilir. Kısaca sitokininler bitkide birbiriyle ilişkisi olmayan birçok görevi yerine getirir.

<span class="mw-page-title-main">Sporla üreme</span>

Spor, döllenme özelliğinde olmayan, monoploit bir üreme hücresidir. Ancak her spor, başka bir hücre ile birleşmeden, tek başına yeni bir organizma oluşturabilir. Sporların dış yüzeyinde bulunan bir örtü, onları çevrenin olumsuz şartlarından koruma özelliği kazandırır. Uygun koşullara düşen her spordan, monoploit bir döl oluşur. Bazı tek hücrelilerde, mantarlarda, su yosunlarında, kara yosunu ve eğrelti otu gibi yerleşik bitkilerde görülür.

<span class="mw-page-title-main">Tracheophyta</span> bitki kladı

Damarlı bitkiler aynı zamanda tracheophytes olarak bilinen, yaklaşık 300.000 bitki türünü içeren geniş bir bitki grubudur. Damarlı bitkiler arasında Lycopodiopsida, atkuyruğu, eğrelti, açık tohumlular ve çiçekli bitkiler bulunmaktadır. Bu grup için önerilen isimler arasında Tracheophyta, Tracheobionta ve Equisetopsida sensu lato bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Sporofit</span>

Bir sporofitPloitlik, bitki veya alglerin yaşam döngüsünde diploid çok hücreli bir evreleridir. Bir haploid yumurta hücresi bir haploid sperm tarafından döllendiğinde üretilen zigottan gelişir ve bu nedenle her sporofit hücresi, her ebeveynden bir set olmak üzere çift kromozom setine sahiptir. Tüm kara bitkileri ve çoğu çok hücreli alg, çok hücreli bir diploid sporofit fazının çok hücreli bir haploid gametofit fazıyla değiştiği yaşam döngülerine sahiptir. Çiçekli bitkilerde gametofitlerin boyutu çok küçültülür ve filizlenmiş polen ve embriyo kesesi ile temsil edilir.

<span class="mw-page-title-main">Gametofit</span>

Bir gametofit, bitkiler ve yosunların yaşam döngülerindeki iki alternatif çok-hücreli fazlarından birisidir. Bir dizi kromozom içeren bir haploid spordan gelişen haploid çok hücreli bir organizmadır. Gametofit, bitkilerin ve alglerin yaşam döngüsündeki cinsel evredir. Çift kromozom setine sahip diploid bir zigot oluşturmak için döllenmeye katılan haploid seks hücreleri olan gamet üreten seks organları geliştirir. Zigotun hücre bölünmesi, sporofit olarak bilinen yaşam döngüsünün ikinci aşaması olan yeni bir diploid çok hücreli organizma ile sonuçlanır. Sporofit, mayoz yoluyla haploid sporlar üretebilir ve çimlenme üzerine yeni nesil gametofitleri üretir.