İçeriğe atla

Birlikte evrim

Bombus arıları ile onların tozladığı çiçekler, her ikisi de hayatta kalmak için birbirlerine bağımlı hale gelecek bir şekilde birlikte evrim geçirmişlerdir.

Birlikte evrim veya eş evrim (İng: co-evolution), biyolojide iki veya daha fazla canlı türünün, birbirlerinin evrimini karşılıklı olarak etkilemesidir.[1] Daha kapsamlı olarak tanımlamak gerekirse, "biyolojik bir canlının veya organik bir nesnenin, ilişkili olduğu diğer organik obje veya objelerin değişmesi ile kendisinde de değişimlerin baş göstermesidir".[2]

Birlikte evrim, birçok biyolojik düzey ve seviyede ortaya çıkabilir: bir proteinin amino asitleri arasındaki ilişkili mutasyonlar gibi mikroskobik bir düzeyde veya aynı ekosistem içinde yaşayan farklı türler arasında, karşılıklı olarak değişen eşdeğişken (kovaryant) özellikler gibi makroskobik ve daha büyük ölçekli bir seviyede olabilir. Eş evrimsel bir ilişki içinde bulunan her iki grup, diğer grup üzerinde seçilim baskısı oluşturarak birbirlerinin evrimini böylece karşılıklı olarak etkilerler. Farklı türlerin birlikte evrimi, ev sahibi konak tür ile onun parazitinin evrimini (bkz: Konak-parazit eş evrimi - İng: Host-parasite coevolution) içerdiği gibi zaman içinde evrilmiş olan mutualizm ile ilgili örnekleri de kapsar. Evrimin, iklim değişikliği gibi canlı olmayan inorganik faktörlere verdiği tepki ile karşılıklar, iklim bir canlı olmadığı, dolayısıyla biyolojik evrime dahil olmadığı için, birlikte evrim olarak tanımlanmaz. Av ve avcı, konak ve simbiyont (ortak yaşar), konak ve parazit gibi canlı çiftleri arasında birlikte evrim gözlemlense de, bu, birçok durumlarda tam anlamıyla açık seçik değildir. Eğer bir takım tür, diğer bir takım tür tarafından oluşturulan baskıyla evrilmişse, bu evrimsel süreç "yayılmış birlikte evrim" (İng: diffuse coevolution) olarak adlandırılır. Bir de "eşli birlikte evrim" (İng: pairwise coevolution)'den söz edilir. Bu birlikte evrilme sürecinde, iki tür öyle yakından etkileşir ki, her ikisi de birbirinin evriminde birincil aktör konumundadır.[3]

Dünya tarihinde kitlesel yok oluşlar ve ekolojik alanların genişlemesi gibi biyolojik olmayan faktörlerin, bazı büyük ana canlı gruplarını yok etmesi, başka familya ve takımların ise çoğalarak yayılmalarını sağlamışken, birlikte evrimin, canlıların evrimsel tarihinde geniş kapsamlı ve çok büyük değişiklikleri tetiklediğine dair ancak çok az kanıtlar vardır.[4] Buna rağmen, popülasyon ve türler düzeyinde birlikte evrime dair kanıtlar bulunmaktadır. Örneğin, birlikte evrim kavramı, Charles Darwin tarafından Türlerin Kökeni isimli kitabında kısaca tanımlanmış ve daha sonra Orkidelerin Döllenmesi isimli başka bir kitabında ayrıntılı olarak geliştirmiştir.[5][6][7] Virüs ile konakların, birden farklı olayda birlikte evrim geçirmiş olmaları olasıdır.[8]

Birlikte evrim, öncelikli olarak biyolojik bir kavramdır, ancak bilişim bilimleri ve uzay bilimleri gibi alanlarda da paralel olarak benzer anlamlı kullanımlara sahiptir.

Eş evrim modelleri

Birlikte evrimin bir modeli, "evrimsel bir sistemde, birlikte evrildiği sistem ile bağlantılı olarak, sadece uyum gücünü sürdürebilmek açısından sürekli bir gelişimin gerekli olduğunu ifade eden Leigh Van Valen'e ait Kızıl Kraliçe Hipotezi (İng: Red Queen's Hypothesis)'dir (1973).[9]

Eşeysel çatışmanın (İng: sexual conflict) önemini vurgulayan Thierry Lodé ise, evrimdeki karşıt etkin etkileşimlerin rolünü tanımlayarak antagonist birlikte evrim (İng: antagonist coevolution) kavramının ortaya atmıştır.[10]

Birlikte evrimin, sınırlı kaynaklara sahip bir çevrededeki eşeysiz üreyen popülasyonun dinamiklerini oluşturan dallanan stratejileri, Lotka–Volterra denklemlerinin genelleştirilerek kullanılması ile biçimlendirilmiştir.[11]

Doğadaki örnekleri

Sinek kuşu ve ornitofil bitkiler

Yeşil menekşekulaklı sinek kuşu ve çiçek
Copiapó, Şili'de bir sinek kuşu

Kolibri olarak da bilinen sinek kuşu ile ornitofil (tozlaşmayı kuşlarla yapan) çiçekler, mutualizme dayanan karşılıklı bir ilişki geliştirmişlerdir. Çiçekler, kuşların beslenmesi için uygun olan nektara ve kuşların görüş özelliğine göre evrilmiş parlak renklere sahip olup formları da kuş gagalarına uygun bir şekilde gelişmiştir. Bunun yanında, çiçeklerin açma zamanı ile sinek kuşlarının üreme mevsimlerinin birbirlerine denk gelen bir zamana düştüğü de tespit edilmiştir.

Çiçekler, kuşlardan faydalanmak için onlara yakınsayarak evrilmiştir.[12] Çiçekler, polen taşıyıcıları için birbirleriyle rekabet ederler. Adaptasyonlar ise, bu rekabetin olumsuz ve istenmeyen etkilerini eksilterek azaltır.[12] Kuşlar tarafından tozlanan çiçekler, genelde böcekler tarafından tozlanan çiçeklerden daha çok şeker üretirler ve daha yüksek nektar yoğunluğuna sahiptirler.[13] Bu da, kuşların, çiçek seçiminde en belirleyici faktörlerden biri olan yüksek enerji gereksinimlerini karşılar.[13] Her birisinin üreme mevsimine göre, birden çok kolibri türleri, Kuzey Amerika'da aynı yerde görülürler ve onların çiftleşme mevsimi geldiğinde, birden çok çiçek türü de, bu habitatlarda aynı anda açmaya başlarlar. Sinek kuşlarından yararlanan bu çiçek türleri, farklı cins ve takımlarda olmalarına rağmen, ortak bir morfoloji ve birbirine benzer renkler geliştirmişlerdir.[13] Çiçek taçları borularının farklı uzunluklara ve eğrilik derecelerine sahip olması, sinek kuşlarının gagalarıyla çiçeklerden sıvı nektar özünü çıkarma verimini olumsuz yönde etkileyebilir.[13] Borulu çiçekler, çiçekten nektar alan bir kuşu, özellikle çiçek borusu ile gaganın kavisli bir yapıda olması durumunda, gagasını belirli bir şekilde yönlendirmesine sevk edebilirler. Bu da, bitkinin, polenlerini kuşun vücudunun belirli yerlerine yerleştirmesine olanak sağlar.[13] Bu da, morfolojik yönlü ve çeşitli birlikte adaptasyonlara (İng: co-adaptation) yol açar. Kuşlarda cinsel açıdan çekici olmaya dair önemli bir gereksinim, onların göze çarpıcı görünmeleri ve dikkat çekici olmalarıdır. Bu da, onların kuşlara özgü olan görüş yeteneklerini ve doğal yaşam ortamlarının özelliklerini yansıtmaktadır.[13] Kuşlar, en büyük tayfsal görme duyarlığını ve en iyi renk tonu ayrımını, görülür tayfın[13] kırmızı sonu aralığında görürler; bu yüzden kırmızı, kuşlar için özellikle göze çarpıcı görünür. Sinek kuşları için, mor ötesi ultraviyole renkleri görmek de mümkün olabilir.[13] Ultraviyole desenlerin yaygın olması ve tozlaşmayı böceklerle yapan az nektarlı çiçek türlerinin nektar girişleri, bu çiçeklerden sakınması için kuşu uyarır.[13]

Kolibriler, Phaethornithinae ve Trochilinae olmak üzere, iki alt familyası bulunan Trochilidae ailesini oluştururlar. Her alt familya, belirli bir takım çiçekle birlikte evrildiler. Trochilinae, iki çenekli bitki türlerini tercih ederken, birçok Phaethornithinae türleriyse, tek çanaklı çiçekler ile ilişkilidir.[13]

Xanthopan morgani

Orkideler ve Afrika güvesi

Angraecinae türü orkideler ile Afrika güveleri (Xanthopan morgani), güveler çiçeklerdeki nektarlarla beslenmeye bağımlı olduğu, çiçekler de üreyebilmek için güvelerin polenlerini yaymasına ihtiyaç duyduğu için birlikte evrim geçirmişlerdir. Bu birlikte evrim, çiçeklerde uzun ve derin bir çelenk yapılanmasına, güvelerde ise uzun bir emici hortumun oluşmasına yol açmıştır.

Darwin orkidesi olarak da bilinen Angraecum sesquipedale ile sfenks güvesi arasındaki şaşılası evrimsel ilişkinin zaman içinde nasıl evrilmiş olabileceğine dair, Darwin ve Alfred Russel Wallace, bunun kısa çelenk çıkıntılı bir orkide ile uzun çelenk çıkıntılı bir orkidenin dikkate alınıp karşılaştırılması ve değerlendirilmesiyle anlaşılabileceğini öne sürmüşlerdir.[14]

Eğer güve kısa çıkıntılı çelenke sahip bir orkideyi döllerse, güvenin emmme hortumu kolaylıkla çiçek borusunun içine ulaşabilir ve nektarı elde edebilir. Ancak, güvenin hortum çıkıntısı çiçeğin çelenk çıkıntısından daha uzun olduğu için güvenin kafası çiçeğe dokunmayacak ve bu şekilde bir döllenme de olmayacaktır.[15] Buna karşı, daha uzun çıkıntıya sahip bir orkide ise, güve hortumunun tüm uzunluğu çiçek çıkıntısına uyduğu ve kafasının çiçek tozlarına dokunmasına izin vereceği için döllenecek ve bu şekilde tozlaşma gerçekleşecektir.

Sonuç olarak, uzun dış çıkıntılarına sahip olan çiçekler, zaman içinde daha çok çoğalacak ve popülasyonda daha yaygın hale gelecektir.[16] A. sesquipedale orkidesi bu şekilde, karşılıklı etkileşim içinde çok uzun bir çıkıntı geliştirmiştir. Çiçek çıkıntısı uzadıkça, sfinks güvesi de buna bağlı olarak, gittikçe uzayan bir emme hortumu geliştirmek zorunda kalmıştır.

Kırlangıçkuyruk ve sedef otu

Sedef otu üzerinde kırlangıçkuyruk tırtılı

Antagonist birlikte evrimin bir örneği, saçaklı sedef otu (Ruta chalepensis) bitkisi üzerinde yaşayan kırlangıçkuyruk tırtılıdır (Papilio machaon). Sedef otu, bitkilerle beslenen böcekleri kovmak için eterik yağlar üretir. Kırlangıç kuyruk tırtılı, glukozla birleşmiş veya serbest halde bulunan kumarin gibi[17] kan sulandırıcı, anti mantar ve anti-tümör etkilere sahip zehirli maddelere karşı, diğer otçul böcekler ile rekabeti azaltan bir direnç geliştirmiştir. Bu birlikte evrim ilişkisi, saçaklı sedef otu bitkisinde yüksek bir kumarin düzeyi, kırlangıç kuyruk tırtılında da buna bağlı olarak yüksek düzeyde bir antitoksin direncine yol açmıştır.[18]

Paul Ehrlich ve Peter Raven (1964), belirgin bir evrimsel süreç olarak birlikte evrim üzerinde odaklanan ilk kişiler olmuştur. Onların tanımına göre, böcek-bitki birlikte evrimi beş adımdan oluşan bir süreçtir:

  1. Mutasyon ve rekombinasyon ile kapalı tohumlular, yeni ikincil maddeler üretirler;
  2. Şansa bağlı olarak bu yeni sekunder maddeler, böceklerin yiyeceği olarak bitkinin uygunluğunu değiştirirler;
  3. Otçul böceklerin sınırlandırıcı baskılarından serbest kalan bitkiler, yeni bir adaptif bölgede evrimsel bir yayılıma uğrarlar;
  4. Mutasyon ve rekombinasyonlarla böcekler, sekunder maddelere karşı direnç mekanizmaları geliştirirler;
  5. Şimdiye kadar bitkiler tarafından besin dışı bırakılan ve artık onlara uyum sağlamış olan otçul böcekler de artık yeni bir adaptiv bölgeye girerek kendi evrimsel yayılımlarını gerçekleştirirler.[19]

Bahçe yılanı ve semender


Zehirli Taricha granulosa semenderi

Thamnophis sirtalis

Av ve avcı türlerin birlikte evrimi, her ikisi de Kuzey Amerika'ya özgü canlılar olan kırmızı bir karına ve sert bir deri yapısına sahip olan Taricha granulosa isimli semender ile onu avlayan adi bahçe yılanı (Thamnophis sirtalis) arasındaki ilişki örneğinde gösterilmiştir.[20] Semender, derisinin altında biriktirdiği ve tetrodotoksin adı verilen güçlü bir nörotoksin üretir. Bahçe yılanı ise, bir dizi mutasyon sonucu bu toksine karşı direnç geliştirmiştir ve ancak bu sayede zehir içeren semenderi avlayabilir. Bu av-avcı çiftinde, evrimsel silahlanma yarışı, semenderde çok yüksek düzeyde bir zehir seviyesi ve yılanda da buna bağlı olarak çok yüksek düzeyde bir anti toksin direncine yol açmıştır. Her iki canlı hayatta kalma şanslarını daha iyi yönde artırabilmek için değiştiğinden bu, birlikte evrime bir örnek teşkil eder.[21]

Tetrodotoksin oluşturma yoluyla avcılara karşı korunma hayvanlar aleminde yaygın olarak görülür. Bu korunma mekanizması, örneğin balon balığınında (Tetraodontidae) ve mavi halkalı ahtapotta (Hapalochlaena) görülür. Bu zehri üreten Taricha cinsi semenderler en zehirli kuyruklu kurbağalar arasında sayılır. Tetrodotoksin, Tarichatoksin olarak da bilinir ve Taricho semenderleri bu zehre ismini vermiştir. Taricha granulosa ise Tarucha cinsi semenderler içinde en zehirlisi olarak gösterilir. Bayağı bahçe yılanı Thamnophis sirtalis, evrimsel bir uyumla bu zehire karşı direnç geliştirmiş olan olası tek avcıdır. Bahçe yılanı semenderi avladıktan sonra, bağışıklık sisteminin etkili olarak çalışabilmesi için saatlerce dinlenmek zorunda kalır. Zehire karşı direnç geliştirmiş olan bahçe yılanının yaşadığı bölgelerdeki semenderler ise buna karşı daha yüksek düzeyde zehir geliştirmişlerdir.[22]

Kaliforniya kestanesi ve polinatör böcekler

Kaliforniya kestanesi (Aesculus californica) ile birlikte evrim geçirmemiş olan arı türleri arı kovanlarına yerleştirildiğinde, bu arı türleri çiçek nektarlarında bulunan bir nörotoksin olan eskuline karşı bir duyarlılık gösterebilirler. Bu duyarlılığın, sadece A. californica ile birlikte evrim geçirmemiş olan bal arıları ve diğer böceklerde mevcut olduğu düşünülmektedir.[23]

Akasya karıncası ve boğa boynuzlu akasya

Akasya karıncası

Orta Amerika'da yaşayan bazı akasya türleri, içi boş dikenlere ve yapraklarının sapında nektar salgılayan gözeneklere sahiptir. Acacia cornigera (boğa boynuzlu akasya), dikenlerinin içine yuva yapan ve nektarla beslenen Pseudomyrmex karıncalarına ev sahipliği yapar. Bu anlamda, akasya karıncası (Pseudomyrmex ferruginea), boğa boynuzlu akasyayı (Acacia cornigera) zararlı böceklerin saldırısına ve güneş ışığına ulaşmak için onunla rekabet eden diğer bitkilere karşı korur ve akasya ağacı da buna karşılık olarak karıncaya ve onun larvalarına besin ve korunak sağlar.

Bitki karıncaların barınabilmesi için içi boş dikenleri ve nektar salgılayan gözenekleri oluşturmuş, karıncalar da bitkiyi otçullardan koruyan davranış biçimini geliştirmişlerdir.[24] Karıncalar bitkiye zarar veren her türlü böcek ve tırtılı öldürmenin yanı sıra bitkinin civarındaki araziyi yabani otlardan temizlemekte, gölge yapan yakındaki ağaçlara zarar vermektedirler.[25] Boğa boynuzlu akasya ve karınca arasındaki bu ilişki ilk kez 1874'te doğa tarihçisi Thomas Belt tarafından gözlenmiştir.[25] Bu ilişki birlikte evrimin bir sonucudur.[25] Bununla birlikte, bazı karınca türleri karşılığında bitkiye yarar getiren herhangi bir şey vermeden de akasya ağaçlarından yararlandıklarından bu tür karınca türleri çoğu zaman 'hileci', 'sömürücü', 'hırsız' veya 'asalak' olarak nitelendirilirler.

Yukka çiçeği ve güve

Hesperoyucca whipplei

Bu mutual simbiyoz ilişkide, avize ağacı olarak da bilinen ve genellikle Kuzey Amerika'nın güneyinde Meksika'nın Aşağı Kaliforniya ve ABD'nin Kaliforniya eyaletlerinde yaşayan yukka bitkisi (Hesperoyucca whipplei), istisnasız olarak sadece yukka güvesinin bir türü olan Tegeticula maculata tarafından tozlanır ve bu güvenin hayatta kalması da yukka bitkisinin varlığını sürdürmesine bağlıdır.[26] Yukka güveleri, avize ağaçları arasında mevcut olan sadece bir türün çiçeklerini ziyaret ederler.

Bu türün çiçekleri üzerine konan dişi yukka güvesi, bitkinin tohumlarını yiyerek beslenirken aynı zamanda ağzındaki özel kısımlarda polenleri toplayarak büyük bir topak oluştururlar. Sadece dişi yukka güvesinin yaptığı bu tozlaşma olayında polen toplama işi de sadece geceleri ve akşam saatlerinde gerçekleşir. Bu polenler çok yapışkan olup güve bir sonraki çiçeği ziyaret ettiğinde bu polenleri de ağzında beraberinde götürür. Yukka bitkisi de çiçeklerinin derin ve gizli kısımlarında larvaların olası düşmanlarına karşı korunması için güveye yumurtalarını bırakabileceği güvenli bir yer sağlar.[27] Her iki türün sergilediği adaptasyonlar, bu iki canlının birbirlerine bağımlı bir hale gelecek şekilde evrildiklerinden birlikte evrim için örnek teşkil eder.

Ökaryot hücreler ve mitokondri

Ökaryot hücrelerin içindeki mitokondrinin varlığı, mitokondrinin konak hücredeki çekirdekten farklı bir DNA dizisine sahip olması yüzünden birlikte evrime bir örnektir. Ökaryotik hücreler ile bakteriler arasında gerçekleşmiş olan kloroplast ve mitokondri devralımı, ökaryotların bakteriler ile arkeler arasında gerçekleşen yatay gen transferi sonucu oluşmuş olduğunu düşündürmektedir.[28]

Biyoloji alanı dışındaki kullanımları

Birlikte evrim öncelikli olarak biyolojik bir kavramdır, ancak diğer alanlarda da kıyaslamalı olarak kullanılmaktadır.

Teknolojide kullanımı

Bilgisayar yazılımı ve donanımı iki ayrı bileşen olarak kabul edilmesine rağmen aslında birlikte bir evrim geçirmiş olup karşılıklı olarak birbirlerinin gelişimlerine bağlıdırlar. Aynı şekilde, işletim sistemleri ile bilgisayar uygulamaları, web tarayıcıları ile web uygulamaları da birbirlerine birlikte bir evrimle bağlı durumda bulunurlar.

Bütün bu sistemler, bir tür evrimsel bir süreç içinde adım adım birbirlerini ilerleterek birbirlerine bağlı bir duruma gelmişlerdir.

Algoritmalarda kullanımı

Birlikte evrimsel algoritmalar, yapay hayat oluşturmanın yanında optimum seviyeye getirmede, oyun ve makine öğreniminde kullanılan bir algoritma sınıfıdır. Birlikte evrim yöntemleri, örneğin Daniel Hillis tarafından iletişim ağı sıralamasında ve Karl Sims tarafından yaşayan sanal varlıklar oluşturmada uygulanmıştır.

Kozmoloji ve astronomide kullanımı

Erich Jantsch "The Self-organizing Universe" isimli kitabında, evrendeki tüm canlı ve cansız sistemlerin kendi kendini düzenleme organize etme ve iyileştirme kapasitesine sahip olduğunu, bu sürekli devam eden dengeyi koruma ve daha da yüksek bir seviyede düzen ve denge kurma çabası ile tüm evrenin evrimini böyle bir birlikte evrime dayandırmıştır.

Astronomi biliminde gelişmekte olan bir teori ise, kara delikler ve galaksilerin biyolojideki birlikte evrime benzer bir şekilde birbirlerine bağlı olarak gelişerek evrilmiş olabileceklerini belirtmektedir.[29]

Ayrıca bakınız

Kitaplar

Kaynakça

  1. ^ coevolution. 27 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Berkeley Üniversitesi, erişim: 02 Kasım 2008 (İngilizce)
  2. ^ Yip; Patel, P; Kim, PM; Engelman, DM; McDermott, D; Gerstein, M; ve diğerleri. (2008). "An integrated system for studying residue coevolution in proteins". Bioinformatics. 24 (2). ss. 290-292. doi:10.1093/bioinformatics/btm584. PMID 18056067. 15 Temmuz 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2011. 
  3. ^ Ekoloji Laboratuvar Kitabı (2006). "Türlerin Etkileşimi, Bölüm 7" (PDF). Hacettepe Üniversitesi. 26 Ocak 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 22 Ekim 2011. 
  4. ^ Sahney, S., Benton, M.J. and Ferry, P.A. (2010). "Links between global taxonomic diversity, ecological diversity and the expansion of vertebrates on land". Biology Letters. 6 (4). ss. 544-547. doi:10.1098/rsbl.2009.1024. PMC 2936204 $2. PMID 20106856. 6 Kasım 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2011. 
  5. ^ Thompson, John N. (1994). The coevolutionary process 6 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Chicago: University of Chicago Press. ISBN 0-226-79760-0. Erişim tarihi 2009-07-27.
  6. ^ Darwin, Charles (1859). On the Origin of Species 5 Ekim 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (1st ed.). London: John Murray. Erişim tarihi 2009-02-07.
  7. ^ Darwin, Charles (1877). On the various contrivances by which British and foreign orchids are fertilised by insects, and on the good effects of intercrossing 8 Eylül 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (2nd ed.). London: John Murray. Erişim tarihi 2009-07-27.
  8. ^ C.Michael Hogan. 2010. Virus. Encyclopedia of Earth 26 Ocak 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde Virus. arşivlendi.. Editors: Cutler Cleveland and Sidney Draggan
  9. ^ Van Valen L. (1973): "A New Evolutionary Law", Evolutionary Theory 1, p. 1-30. Cited in: The Red Queen Principle 12 Mayıs 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  10. ^ Lodé, Thierry (2007). La guerre des sexes chez les animaux, une histoire naturelle de la sexualité 24 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Paris: Odile Jacob. ISBN 2738119018.
  11. ^ G. S. van Doorn, F. J. Weissing (Nisan 2002). "Ecological versus Sexual Selection Models of Sympatric Speciation: A Synthesis". Selection. 2 (1-2). Budapest, Hungary: Akadémiai Kiadó. ss. 17-40. doi:10.1556/Select.2.2001.1-2.3. ISSN 1585-1931. 1588-287X. The intuition behind the occurrence of evolutionary branching of ecological strategies in resource competition was confirmed, at least for asexual populations, by a mathematical formulation based on Lotka–Volterra type population dynamics. (Metz et al., 1996). 
  12. ^ a b Brown James H., Kodric-Brown Astrid (1979). "Convergence, Competition, and Mimicry in a Temperate Community of Hummingbird-Pollinated Flowers". Ecology. 60 (5). ss. 1022-1035. doi:10.2307/1936870. 11 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2011. 
  13. ^ a b c d e f g h i j Stiles, F. Gary (1981). "Geographical Aspects of Bird Flower Coevolution, with Particular Reference to Central America". Annals of the Missouri Botanical Garden. 68 (2). ss. 323-351. doi:10.2307/2398801. 26 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ekim 2011. 
  14. ^ Rodríguez-Gironés, Miguel A.; Santamaría, Luis (September 2007). "Resource Competition, Character Displacement, and the Evolution of Deep Corolla Tubes". The American Naturalist (The University of Chicago Press) 170 (3): 455–464. doi: 10.1086/520121. ISSN 00030147 8 Mayıs 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. PMID 17879195 20 Eylül 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  15. ^ Cox, Paul Alan; Grubb, Peter J. (29 August 1991). "Abiotic Pollination: An Evolutionary Escape for Animal-Pollinated Angiosperms [and Discussion]". Philosophical Transactions: Biological Sciences (The Royal Society) 333 (1267): 217–224. doi: 0.1098/rstb.1991.0070.
  16. ^ Lecoufle, Marcel (1982). "The Angraecum sesquipedale and Pollinization". Orchid Digest 46 (3): 99–102.
  17. ^ Link KP (1 January 1959). [Link KP (1 January 1959). "The discovery of dicumarol and its sequels". Circulation] 19 (1): 97–107. doi:10.1161/01.CIR.19.1.97. PMID 13619027. "The discovery of dicumarol and its sequels". Circulation 19 (1): 97–107. doi:10.1161/01.CIR.19.1.97. PMID 13619027 27 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  18. ^ "Encyclopedia of Entomology" by John L. Capinera, Volume 1, 2nd Edition, Sayfa 1556, Springer (2008)
  19. ^ Coumarins and Caterpillers: A Case for Coevolution, M. Berenbaum, Department of Ecology and Systematics, Cornell University, Ithaca, New York, Recived December 4, 1981. Revised June 25, 1982
  20. ^ "Taricha granulosa: Rough-skinned Newt". Caudata Culture. 20 Haziran 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Temmuz 2006. 
  21. ^ Geffeney, Shana L., et al. “Evolutionary diversification of TTX-resistant sodium channels in a predatorÂ-prey interaction”. Nature 434 (2005): 759–763.
  22. ^ Conant, Roger. 1975. A Field Guide to Reptiles and Amphibians of Eastern and Central North America. Houghton Mifflin. Boston.
  23. ^ C. Michael Hogan (13 September 2008). California Buckeye: Aesculus californica 12 Şubat 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., GlobalTwitcher.com
  24. ^ Coevolution 27 Ekim 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..Berkeley Üniversitesi , erişim: 02 Kasım 2008 (İngilizce)
  25. ^ a b c Boğa boynuzlu akasya 18 Kasım 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Killerplants.com. Erişim:7 Kasım 2008. (İngilizce)
  26. ^ Hemingway, Claire (2004). "Pollination Partnerships Fact Sheet". Flora of North America. ss. 1-2. 28 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2011. Yucca and Yucca Moth 
  27. ^ Pellmyr, Olle (1 Ağustos 1999). "Forty million years of mutualism: Evidence for Eocene origin of the yucca-yucca moth association" (PDF). Proc. Natl. Acad. Sci. USA. 96 (16). ss. 9178-9183. doi:10.1073/pnas.96.16.9178. PMC 17753 $2. PMID 10430916. 24 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2011. 
  28. ^ River, M. C. and Lake, J. A. (2004). "The ring of life provides evidence for a genome fusion origin of eukaryotes" 25 Eylül 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Nature 431 (9): 152–5.
  29. ^ Britt, Robert. "The New History of Black Holes: 'Co-evolution' Dramatically Alters Dark Reputation". 7 Şubat 2003 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Ekim 2011. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Evrim, popülasyondaki gen ve özellik dağılımının nesiller içerisinde seçilim baskısıyla değişmesidir. Bazen dünyanın evrimi, evrenin evrimi ya da kimyasal evrim gibi kavramlardan ayırmak amacıyla organik evrim ya da biyolojik evrim olarak da adlandırılır. Evrim, modern biyolojinin temel taşıdır. Bu teoriye göre hayvanlar, bitkiler ve Dünya'daki diğer tüm canlıların kökeni kendilerinden önce yaşamış türlere dayanır ve ayırt edilebilir farklılıklar, başarılı nesillerde meydana gelmiş genetik değişikliklerin bir sonucudur.

<span class="mw-page-title-main">Meyve</span> çiğ halde yenilebilir gıda

Botanikte meyve çiçeklenmeden sonra yumurtalıktan oluşan, çiçekli bitkilerde tohum taşıyan yapıdır.

<span class="mw-page-title-main">Evrimsel biyoloji</span> canlı çeşitliliğini ve gelişimini inceleyen bilim dalı

Evrimsel biyoloji; biyoloji konularını, canlıların evrimini göz önüne alarak inceleyen bilim dalıdır. Taksonomi biliminin temelinde evrimsel biyoloji yer almaktadır. Canlıları sistematik bir şekilde ayırmada, canlıların evrimsel akrabalıkları ve farklılıkları göz önüne alınır. Ayrıca birçok ekolojik ilişkinin açıklanmasında evrimsel biyoloji kullanılır. Moleküler biyolojide DNA ve RNA dizilerinin baz dizilişleri göz önüne alınarak canlıların hatta organellerin mikroorganizmalarla olan akrabalıkları incelenmekte ve bu incelemede evrimsel biyoloji temel alınmaktadır.

Biyolojide filogenetik çeşitli organizma grupları arasındaki evrimsel ilişkinin araştırmasıdır. Bu ilişkiler filogeni olarak adlandırılır. Filogenetik terimi Yunanca kökenlidir, "kabile, ırk" anlamına gelen file veya filon (φυλή/φῦλον) ve doğumla ilişkili anlamındaki genetikos (γενετικός) terimlerinden türetilmiştir. Organizmaların sınıflandırması ve adlandırması olan taksonomi, filogenetikten büyük miktarda etkilenmiştir ama yöntemsel ve mantıksal olarak farklıdır. Bu iki saha, "kladizm" veya "kladistik" olarak bilinen filogenetik sistematik bilim dalında örtüşürler. Filogenetik sistematikte taksonları birbirinden ayırt etmek için sadece filogenetik ağaçlar kullanılır. Evrimsel hayat ağacının araştırılması için filogenetik analiz yöntemleri vazgeçilmez hâle gelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Popülasyon genetiği</span> popülasyonların genetik farklılıklarıyla ilgilenen genetiğin alt alanı, evrimsel biyolojinin bir parçası

Popülasyon genetiği, popülasyonlardaki fertlerin benzerlik ve farklılıklarının kaynaklarını, bunun yanında popülasyonlardaki alel frekansının dağılımlarını ve değişimlerini araştıran bir genetik altdalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Sinek kuşu</span>

Sinek kuşu veya kolibri, sinek kuşugiller (Trochilidae) familyasını oluşturan küçük kuş türlerinin ortak adı. Havada asılı kalıp kanatlarını çok hızlı çırparak durabilmeleriyle tanınırlar. Türüne bağlı olarak saniyede 15 ila 80 kez kanat çırpabilirler. Çoğu sinek kuşu türü en fazla 7,5–13 cm uzunluğundadır! Özellikle bir tanesi, hem dünyanın en küçük sinek kuşu hem de dünyanın en küçük kuşudur. Buna arı sinek kuşu denir ve sadece 5 cm uzayabilir. Arı sinek kuşları Küba’da yaşar ve 2 g’dan daha hafiftir.

<span class="mw-page-title-main">Douglas Futuyma</span> Amerikalı biyolog

Douglas Joel Futuyma, Amerikalı biyolog.

Tozlaşma ya da polenleşme, bitkinin erkek organında üretilen polenlerin çeşitli nedenlerle dişi organın tepecik bölümüne yapışması olayına denir. Böylece tepeciğe yapışan polenler, dişicik borusundan yumurtalığa iner döllenme meydana gelir. Döllenmiş yumurtaya zigot denir. Zigot gelişerek embriyoyu oluşturur. Bu polenlerin dişicik borusuna taşınması hava, su ve böceklerle olabilir.

Iraksak evrim, gruplar arasında farklılıklar oluşması sonucu yeni türlerin oluşmasıdır, bu genelde bir türün iki farklı ortamda uğradığı mutasyonlara adaptasyonunun bir sonucu olarak meydana gelir. Omurgalıların uzuv yapısı ıraksak evrimin bir örneğidir, farklı türlerdeki uzuv yapısının ortak bir kökeni vardır ama yapı ve işlev bakımından farklılaşmışlardır.

Gen akışı veya gen göçü, popülasyon genetiğinde, gen alellerin bir popülasyondan diğerine aktarılmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Birlikte adaptasyon</span>

Birlikte adaptasyon veya eş adaptasyon, çevreye uyum sağlayan avantajlı genetik özelliklerin, karşılıklı bir mutual ilişki oluşturacak şekilde geliştirilmesi ve devam ettirilmesidir. Bu süreçte her iki taraf, birlikte evrimin başka bir görünümü olan ve karşılık ilişkinin etkinliğini artıran uyarlamalar geliştirirler. Av-avcı, çiçek ve onları tozlayan polinatör gibi ekolojik ilişkiler eş adaptasyon örnekleri sergilerler.

Karşılıklı yardımlaşma veya evrimsel iş birliği, biyolojide birbirleri için yararlı olan ve aralarında yardımlaşma davranışları sergileyen canlı organizmaların davranışlarını tanımlamak için kullanılan terimler olup bu evrimsel yardımlaşma, bir iş birliği temelinde yararlı oldukları için doğal seçilim tarafından seçilmişlerdir. Bu tanıma göre, altrüizm (fedakarlık), dayanışma gösteren canlı için ilk bakışta doğrudan yararı olmayan bir karşılıklı yardımlaşma şeklidir. Hem yardımda bulunan, hem de yardım alan canlı için doğrudan faydaları olan karşılıklı yardımlaşma davranışları ise "karşılıklı yararlı" davranışlar olarak tanımlanır. Doğal seçilimin karşılıklı yardımlaşma davranışlarının bazı türlerini neden onaylayıp tercih ettiğine dair bazı açıklayıcı teoriler bulunmaktadır. Bu teoriler birbirlerini dışlamamakla beraber aşağıda tartışılan teorilerin birden fazlası karşılıklı yardımlaşma davranışının bir yönünü açıklamada katkıda bulunabilir.

<span class="mw-page-title-main">Sudan karaya geçiş</span>

Sudan karaya çıkış, evrimsel biyolojide tamamıyla su yaşamına adapte olmuş sucul canlıların aşamalı olarak kara hayatına uyum sağlamaları, canlılığın karalara çıkarak yeni yaşam alanları keşfetmeleri ve bu kara parçalarında koloniler kurmaya başladıkları süreci tanımlayan terim. Sudan karaya çıkış, örneğin tekhücreliler, mantarlar, bitkiler, omurgasızlar ve omurgalılarda olduğu gibi birbirinden bağımsız bir şekilde gelişmiş ve birden çok olayda tekrarlanmış bir süreçtir.

Evrimin kanıtları ve canlıların ortak atadan geldiği, bilim insanlarının uzun yıllar boyunca çeşitli alanlar ve disiplinlerde canlıların akrabalık derecesi ve ortak kökenine dair çalışmalarda ortaya çıkarılmış olup bu kanıtlar, evrimsel süreçlerin meydana geldiğini göstererek evrimin bir olgu olarak gerçekliğini doğrulamış ve Dünya üzerindeki yaşamın türlülük ve çeşitliliğine neden olan doğal süreçler hakkında bir bilgi zenginliği sağlamıştır. Bu kanıtlar, yaşamın zaman içinde nasıl ve neden değiştiğini açıklayan ve bilimsel bir kuram olan modern evrimsel sentezi desteklemektedir. Evrimsel biyologlar, test edilebilir varsayımlarda bulunup hipotezleri test ederek ve nedenlerini açıklayan ve gösteren kuramlar geliştirerek ortak atayı belgelerler.

Akraba seçilimi, yardımlaşma gösteren canlı birey için doğrudan bir yararı olmayan özgecil davranışları en iyi şekilde anlatan kuramdır. Bu kuram, genetik olarak birbirlerine benzeyen ve/veya yakın olan bireylerin başkalarına oranla birbirleriyle daha çok karşılıklı yardımlaştığını öne sürer. Genler kendi varlıklarını sürdürmek için birbirlerine yardım ettiklerinden bu tür karşılıklı yardımlaşma davranışlarından sorumlu olan genler de korunur. Buna dair alışılmış bir örnek, arılar ve karıncalar gibi toplumsal böceklerdir. Kolonideki işçi böcekler asla üremezler ama bunun yerine genetik olarak onlara benzeyen kraliçenin üreyebilmesi için çalışarak yardımda bulunurlar.

Evrimsel gelişim biyolojisi, canlı türlerin ataları aralarındaki ilişkiyi belirlemek ve gelişimsel süreçlerin nasıl evrildiğini keşfetmek için farklı organizmaların gelişim süreçlerini karşılaştıran biyolojinin bir alt dalıdır. Bu anlamda evrimsel gelişim biyolojisi embriyonik gelişimin kökeni ve evrimini araştırarak tüylerin evrimi gibi gelişmeleri ve gelişim süreçlerini, yeni özelliklerin kazanılmasında ve ortaya çıkmasında nasıl etki ettikleri, gelişimsel plastisitenin evrimdeki rolü, ekolojik etkenlerin gelişime ve evrimsel değişime nasıl yol açtıkları, yakınsak evrimin ve homolojinin gelişimsel temelleri gibi konuları ele alır.

<span class="mw-page-title-main">Parapatrik türleşme</span>

Parapatrik veya parapatri, yaşam alanları belirgin bir şekilde örtüşmeyen ama birbirine bitişik olan ve en azından dar bir temas bölgesinde birlikte görülebilen organizmaları ifade eden bir biyocoğrafya terimi.

<span class="mw-page-title-main">Yakınsak evrim</span> türlerin akraba olmamalarına rağmen birbirine benzemesi

Yakınsak evrim, birbirleriyle yakın akraba olmayan tür ve soylar arasında görülen benzer biyolojik özelliklerin oluşumunu açıklayan ve bunları tanımlayan bir terim.

<span class="mw-page-title-main">Bitkilerin evrimi</span> bitkilerin kökeni ve tarihi

Bitkilerin evrimi, yaklaşık 500 milyon yıllık bir süreçtir. Siyanobakteriler milyarlarca yıl boyunca, sualtındaki kolonilerinde kalarak, baskın fotosentetik yaşam formu oldu. 1,6 milyar yıldan fazla süre önce, ikinci bir fotosentetik organizmalar grubu belirdi: Algler. Algler ökaryottur; yani hücrelerinin içinde "organel" adı verilen özelleşmiş yapılar vardır. Kloroplast adı verilen organel, tüm alglerde ve kara bitkilerinde bulunur. Hücrede fotosentezin gerçekleştiği yer bu organeldir. Kara bitkilerinin ilk ataları, yaklaşık 500 milyon yıl önce Charophyceae adlı yeşil alglerden evrimleşmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Hipantiyum</span>

Kapalı-tohumlularda, hipantiyum ya da çiçek kabı çanak yaprak, taç yaprak ve çiçek erkek organların esas kısımlarının fincan şeklinde bir tüp oluşturduğu yapıdır.