
Büyük Taarruz, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Türk ordusunun Yunan kuvvetlerine karşı başlattığı genel saldırıdır. Bakanlar Kurulu taarruz kararını almış ve 14 Ağustos 1922 tarihinde kolordular taarruz için yürüyüşe geçmiş, 26 Ağustos'ta saldırı başlamış, 9 Eylül'de Türk Ordusu İzmir'e girmiş ve 18 Eylül'de de Yunan Ordusu'nun Anadolu'yu tamamen terk etmesiyle savaş sona ermiştir.

Türk Kurtuluş Savaşı, I. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu'nun İtilaf Devletleri'nce işgali sonucunda Mîsâk-ı Millî sınırları içinde ülke bütünlüğünü korumak için 1919-1922 yılları arasında gerçekleştirilen çok cepheli siyasi ve askeri mücadeledir. Batı Anadolu'da İtilaf Devletleri'nin harekete geçirdikleri Yunan ordusuna; güneyde Fransız ordusuna; doğuda Ermenistan'ın kuvvetlerine; İstanbul rejimine sadık milislere, feodal güçlere ve ayrılıkçılara karşı savaşılmıştır. Bu mücadelenin Batı Cephesi Yunan millî belleğine "Küçük Asya Felaketi" adıyla kazınmıştır. Savaş sırasında Yunan ve Ermeni kuvvetleri, bir etnik temizlik harekâtı olarak, Türk halkına karşı katliamlar, yağmalar ve tecavüzler gerçekleştirmiştir. Savaş, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla sonuçlanmıştır.

I. İnönü Muharebesi, 6 Ocak 1921 tarihinde iki koldan taarruza geçen Yunan kuvvetleriyle İnönü mevzilerinde savunmada olan Ankara Hükümeti kuvvetleri arasında yapılan muharebedir. 6 Ocak 1921 tarihine kadar Uşak ve Bursa bölgesinde hazırlıklarını sürdüren Yunanlar, Türk-Batı Cephesi birliklerinin Çerkez Ethem Kuvvetlerinin Tenkili harekâtı ile meşgul olmasından da faydalanarak, İnönü-Eskişehir istikametinde taarruza başladılar. 6-9 Ocak 1921 tarihleri arasındaki muharebeler, örtme ve emniyet kuvvetleri harekâtı şeklinde cereyan etti. İnönü mevzilerindeki muharebeler 10 Ocak 1921 tarihinde başlamış, Yunan kuvvetlerinin taarruz çıkış hatlarına çekildiği 11 Ocak 1921 tarihine kadar sürmüştür.
Türk Kurtuluş Savaşı boyunca Anadolu’nun çeşitli yerlerinde birçok ayaklanmalar çıkmıştır. Bu ayaklanmaların bir bölümü, Anadolu topraklarının bir bölümü üzerinde yeni bir devlet kurmayı amaçlayan, diğer bölümü ise, saltanat ve hilâfete geleneksel ve dinsel bakımdan bağlı olanlarca çıkarılmış isyan hareketleridir. Hıyanet, kin ve taassubun yarattığı isyanların amacı; millî hareketi boğmaktır. Atatürk, öncelikle iç isyanların bastırılmasına, ülkede iç güvenliğin sağlanmasına son derece önem vermiştir. Bir yandan vatana ihanet yasası çıkarılırken, öbür yandan da iç isyanları bastırmada kullanılmak üzere Seyyar Jandarma Müfrezeleri kurulmuştur. Ayaklanmalar Millî Mücadele’nin neticelenmesini geciktirmiştir.
Balıkesir Kongresi, 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Mütarekesi'nden TBMM'nin kurulduğu 23 Nisan 1920 tarihine kadar geçen süreye "Kongreler Dönemi" denilir. Bu süre içindeki 30 dolayında kongrenin "beşi", 1919 ve 1920 yıllarında toplanan Balıkesir kongreleridir. Bunlardan 1, 4 ve 5. kongreye Karesi (Balıkesir) Mebusu (Milletvekili) Mehmet Vehbi Bolak, 2 ve 3. kongreye, harekete sonradan katılan Balıkesir eski Mutasarrıfı Hacim Muhittin Çarıklı başkanlık etmiştir. Bu kongreler, 15 Mayıs 1919'daki İzmir işgalinin hemen ertesi günlerinde Balıkesirliler'in Mehmet Vehbi Bolak önderliğinde kurdukları direniş teşkilatıyla başlattıkları hareketlerin birer parçasıdır. İçlerinde, sadece üç asker vardır: Miralay (Albay) Kazım Özalp, Askeri Kaymakam (Yarbay) Ali Çetinkaya ve Yüzbaşı Kemal Balıkesir. Balıkesir hareketi Millî Mücadele'nin başarıya ulaşmasında önemli rol oynamış; İzmir'den Anadolu içlerine yürümek isteyen Yunan kuvvetlerini engelleyerek, Millî Ordu'nun hazırlanması için Mustafa Kemal Paşa'ya, her saniyesi altın değerinde on üç ay kazandırmıştır.

İzmir'in İşgali, I. Dünya Savaşı sonrasında Paris'te toplanan uluslararası barış konferansının kararıyla İzmir kentinin 15 Mayıs 1919'da Yunanistan Krallığı tarafından işgaliyle başlayan ve 7 Eylül 1922'de Yunan ordusunun İzmir'i terk etmesinin ardından 9 Eylül 1922'de Türk ordusunun kente girmesiyle sona eren işgal.
Akbaş Cephaneliği Baskını, Mondros Mütarekesi gereği Fransız kuvvetlerince el konulan Osmanlı ordusuna ait Eceabat yakınındaki cephaneliğe Balıkesir Redd-i İlhak Cemiyeti mensubu Köprülü Hamdi Bey önderliğinde 40 atlı arkadaşın 26-27 Ocak 1920'de düzenlediği baskın.

Köprülülü Hamdi Bey,, Türk asker ve bürokrat.

Malgaç Baskını, Yörük Ali Efe ve arkadaşlarının 16 Haziran 1919 tarihinde Sultanhisar ile Atça arasındaki Malgaç deresinin üzerinden geçen, Osmanlı'nın ilk Demiryolu olan İzmir-Aydın demiryolu üzerindeki Malgaç Demiryolu köprüsü yanındaki Yunan karakoluna yaptıkları baskındır.
Gediz Muharebeleri, "Umum Kuvâ-yi Milliye Komutanı" olan Mirliva Ali Fuat Paşa ile Kuva-yi Seyyare Komutanı Çerkes Ethem'in Yunan işgaline karşı 1920 yılının Ekim ayı sonunda yaptıkları harekât. Taarruz planını Genelkurmay Başkanı İsmet Paşa kabul etmese de, TBMM kuvvetleri zayiatlar verdikten sonra Gediz'i geri alarak, İzmir'in İşgalinden sonra ilk defa Yunanların işgal ettikleri bir bölgeden geri çekilmelerini sağladılar. Harekâtın bitiminde Kuvâ-yi Milliye Komutanlığı lağvedildi ve Umum Kuvâ-yi Milliye Komutanı olan Ali Fuat Paşa Moskova Büyükelçiliğine tayin edildi. Yerine kurulan iki komutanlıktan "Batı Cephesi Komutanlığı"na Albay İsmet Bey, "Güney Cephesi Komutanlığı"na ise Refet Paşa tayin edildiler.
Antep Kuşatması, Kuvâ-yi Milliye ile Fransa arasında gerçekleşen, Kuvâ-yi Milliye'nin 10 ay süren direnişinin ardından 9 Şubat 1921 tarihinde şehrin Fransızların eline geçmesiyle sonuçlanan kuşatma. Kuşatma sırasında Fransız ordusunun 70.000-80.000 kadar top mermisi ile şehri bombardımana tutması sonucu 8.000 bina harap oldu ve bir o kadar bina da hasar gördü. 6.000 üzerinde Türk öldü.
Erbeyli Baskını, Kuvâ-yi Milliye tarafından Türk-Yunan Savaşı esnasında yapılan bir baskındır. Aydın ve Nazilli’yi işgal ettikten sonra Yunan kuvvetleri, bölgede yükselen direniş hareketlerinden endişe duyuyordu. Birkaç gün önce Malgaç köprüsüne yapılan baskın onların endişeleri için iyi bir örnekti.
Erikli Baskını, Türk-Yunan Savaşı'nda Kuvâ-yi Milliye üyelerince gerçekleştirildi. Malgaç Baskını Yunan tarafında şok etkisi yaratmıştı. Erikli'de Yunanların bir Evzon taburunun iki bölüğü bulunuyordu. Muğla Müfrezesi buradaki Yunan kuvvetlerine bir baskın düzenleyip, Malgaç Baskını'ndaki gibi Yunanların maneviyatını kırmak ve ahalinin mukavemetini teşvik etmeyi amaçlıyordu.
Tellidede muharebeleri, Türk-Yunan Savaşı esnasında Aydın civarında yaşanan çarpışmalardır. Yunan kuvvetleri Aydın etrafında bulunan Türk kuvvetlerini uzaklaştırmak amacıyla, Tellidede sırtlarında bulunan Türk müfrezeye bir baskın tarzında taarruz düzenledi.

Urla Olayları, Yunan kuvvetlerinin İzmir'e çıkmasından kısa süre sonra Urla'da gerçekleşen olaylardır. Yunanlar İzmir'in işgalinden sonra zaman kaybetmeden Bornova ve Karşıyaka'yı işgal ettiler. Buraların işgalini tamamladıktan sonra, Seferihisar, Urla, Karaburun ve Çeşme ilçelerinin bulunduğu yarımadaya yöneldiler. O tarihte Urla kasabasında 1914 istatistiklerine göre 9.321 Müslüman ve 24.711 Rum yaşamaktaydı.

Menemen Katliamı, 16-17 Haziran 1919'da Yunan askerleri ve Rum yerlileri tarafından Türk sivillere karşı yapılan bir katliamdır. İtilaf Devletleri Kontrol Komisyonu Menemen'de yaşanan bu olayı katliam olarak teyit etti.

Türkiye'de linç, Millî Mücadele'nin sonlarında ve Cumhuriyetin ilk dönemlerinde başlayıp günümüze dek ülke çapında zaman zaman karşılaşılan yargısız infaz olaylarıdır. Batı Anadolu'nun Yunan işgalinden kurtarılması sırasında linç kurbanları çoğunlukla Millî Mücadele karşıtları olsa da, yüzyılın ortalarına doğru, özellikle 1970'li yıllar ve 12 Eylül İhtilali arasındaki dönemde, linçlerin hedef aldığı kesimler azınlıklar, Aleviler ve komünistler, daha küçük bir ölçekte de ülkücüler idi; 2000'lerde ise PKK isyanının bir parçası olarak Türk milliyetçileri tarafından PKK sempatizanlığı ile suçlanan Kürtlere ve Kürt milliyetçileri tarafından Türklere yöneltildi. 2005 yılında ülke genelindeki linç olayları artış gösterdi ve özellikle 2013'teki Gezi Parkı olayları ile 2014'teki Kobani Olayları gibi toplumsal eylemler sırasında linç örnekleri sıklıkla görüldü.

Samsun Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti, 1919 yılında İngiliz işgal kuvvetlerinin baskılarına bir tepki olarak kurulan Anadolu Hareketi destekçisi dernek. Boşnakzade Süleyman Bey'in başkanlığında kurulan derneğin toplantı noktası olarak Şeyh Sadi Tekkesi kullanılmaktaydı.
Balıkesir'in Kurtuluşu, Türk ordusunun Balıkesir'e girmesi ile 6 Eylül 1922 tarihinde, Balıkesir'in Yunan işgalinden kurtulması olayıdır.

Merhamlı ya da, eskiden Edirne vilayetine şimdi ise Yunanistan'ın Dedeağaç iline bağlı bir yerleşim birimidir. Bulgar ve Osmanlı orduları arasında 14/27 Kasım 1912'de yaşanan Merhamlı Muharebesi Birinci Balkan Savaşı muharebelerindendir. Uzun bir takip sonrası Batı Trakya'da General Nikola Genev ve Albay Aleksandar Tanev yöetimindeki Bulgar ordusu Kırcaali Muharebesi sonrası Gümülcine tarafına geri çekilmeye çalışan askerlerle birlikte 10,000-18.000 arası güçlü Tuğgeneral Mehmet Yaver Paşa komutasındaki Kırcaali Müfrezesi birliklerini sıkıştırır. Merhamlı köyünde sarılıp sıkıştırılıp saldırıya uğrayan Osmanlı birliklerinin, sadece bir kısmı Meriç nehrini geçerek kaçabildi. Kalan kısmı sonraki gün olan 28 Kasım'da teslim oldu.