İçeriğe atla

Bateson-Dobzhansky-Muller Modeli

Bateson-Dobzhansky-Muller Modeli, genetik bağdaşmazlığın evrimine dair bir model olup[1] ilk kez 1909 yılında William Bateson tarafından tarif edilmiş,[2] daha sonra bağımsız olarak 1934 yılında Theodosius Dobzhansky tarafından tanımlanarak[3] ardından Herman Muller tarafından geliştirilmiştir.

Bateson-Dobzhansky-Muller Modeli, yakından akraba türler arasındaki uyumsuzlukların, onlardan biri olmadan adaptif vadiden geçerek nasıl geliştiğini açıklamaya çalışır. En basit şekliyle model, karma uyumsuzlukların oluşması için en az iki lokus üzerinde değişikliklerin baş göstermiş olması ya da en azından iki aynı atasal ama allopatrik popülasyondan gelen bireyler arasındaki seçilim değerinin azalması gerektiğini gösterir. Bu, popülasyonun bir lokusu üzerinde ortaya çıkmış yeni bir alelin ikinci popülasyonun genetik geçmişine yerleştiğinde seçilim değerini azaltmaması gerektiği düşüncesine dayanır. Bu nedenle, ikinci lokus üzerinde, ilk lokus ile uyumsuz olan bir alelin ortaya çıkmış olması gerekir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Dobzhansky, Bateson, and the genetics of speciation" (PDF). 12 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 12 Kasım 2011. 
  2. ^ Batson, William (1909). "Heredity and variation in modern lights". Darwin and Modern Science. ss. 85-81. 
  3. ^ Dobzhansky, Theodosius (1934). "Studies on Hybrid Sterility . I. Spermatogenesis in pure and hybrid Drosophila pseudoobscura". Z. Zellforch. Microsk. Anat. Cilt 21. ss. 169-221. 27 Mart 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Kasım 2011. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Modern evrimsel sentez, Darwin'in Evrim Kuramı ile Mendel'in kalıtım kuramını modern moleküler biyoloji ve matematiksel popülasyon genetiği ışığında birleştiren modern evrim kuramının adıdır.

Evrim, popülasyondaki gen ve özellik dağılımının nesiller içerisinde seçilim baskısıyla değişmesidir. Bazen dünyanın evrimi, evrenin evrimi ya da kimyasal evrim gibi kavramlardan ayırmak amacıyla organik evrim ya da biyolojik evrim olarak da adlandırılır. Evrim, modern biyolojinin temel taşıdır. Bu teoriye göre hayvanlar, bitkiler ve Dünya'daki diğer tüm canlıların kökeni kendilerinden önce yaşamış türlere dayanır ve ayırt edilebilir farklılıklar, başarılı nesillerde meydana gelmiş genetik değişikliklerin bir sonucudur.

<span class="mw-page-title-main">Doğal seçilim</span> fenotipteki farklılıklar nedeniyle bireylerin farklı şekilde hayatta kalması ve üremesi; evrimin temel mekanizması

Doğal seçilim, canlıların fenotiplerindeki farklılıklardan ötürü hayatta kalma şansının ve üreme başarısının değişkenlik göstermesidir. Evrimin esas mekanizmalarından biri olup, bir popülasyonun nesiller boyunca karakteristik olan kalıtsal özelliklerindeki değişimdir. Charles Darwin, kendi görüşüne göre kasıtlı olarak gerçekleştirilen yapay seçilime karşılık kendiliğinden gerçekleşen "doğal seçilim" terimini popülerleştirmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Popülasyon genetiği</span> popülasyonların genetik farklılıklarıyla ilgilenen genetiğin alt alanı, evrimsel biyolojinin bir parçası

Popülasyon genetiği, popülasyonlardaki fertlerin benzerlik ve farklılıklarının kaynaklarını, bunun yanında popülasyonlardaki alel frekansının dağılımlarını ve değişimlerini araştıran bir genetik altdalıdır.

Ekolojik genetik, canlılar arasındaki ilişkiler ve canlılarla ortamları arasındaki ilişkiler bağlamında genetiğin araştırmasıdır. Moleküler genetik genlerin yapı ve işlevlerini moleküler seviyede incelerken, ekolojik genetik doğal canlı topluluklarında fenotipik evrim üzerinde çalışır. Bu alandaki araştırmalar, ekolojik düzeyde anlamlı olan özellikler üzerinedir. Bir diğer deyişle, bu araştırma konuları bir canlının sağ kalımını ve üremesine etki eden biyolojik uyumla ilgili özellikler ile ilgilidir, örneğin, çiçek açma zamanı, kuraklığa dayanıklılık, cinsiyet oranları gibi.

Biyolojide adaptasyonun birbiriyle ilişkili üç anlamı vardır. İlk olarak, organizmaları çevrelerine uyduran ve evrimsel uygunluklarını artıran dinamik evrimsel doğal seçilim sürecidir. İkinci olarak, bu süreç sırasında popülasyonun ulaştığı bir durumdur. Üçüncü olarak, her bir organizmada işlevsel bir role sahip olan, doğal seçilim yoluyla korunan ve evrimleşen fenotipik bir özellik veya adaptif bir özelliktir.

<span class="mw-page-title-main">Theodosius Dobzhansky</span>

Theodosius Grygorovych Dobzhansky, Ukraynalı genetikçi ve evrim biyoloğu. Ayrıca T. G. Dobzhansky ve -İngilizceleştirerek- Theodore Dobzhansky olarak da söylenir. Evrimin Çağdaş Sentezini şekillendirerek, evrimsel biyoloji konusunda merkezi bir rol oynamıştır.

Rastgele genetik sürüklenme, alel sürüklenmesi veya Wright etkisi olarak da bilinen genetik sürüklenme, bir popülasyondaki mevcut bir gen varyantının (alel) frekansında rastgele şansa bağlı olarak meydana gelen değişimdir.

Genetik bağlantı, belli genetik konumların (lokusların) veya gen alellerin beraberce kalıt olmaları durumdur. Aynı kromozom üzerindeki genetik lokuslar birbirine fiziksel olarak bağlıdırlar, bu yüzden mayoz bölünmede alellerin ayrışması sırasında, bunlar beraber kalma eğiliminde oldukları için bağlantılı oldukları söylenir. Farklı kromozomlardaki gen alelleri bağlantılı değillerdir, mayoz sırasında kromozomların bağımsız tertiplenmelerinden dolayı.

Genetik çeşitlilik, bir biyolojik çeşitlilik düzeyi olup bir türün gen havuzundaki genetik özelliklerinin toplam sayısını gösterir. Genetik çeşitlilik, çeşitlenen genetik özelliklerin eğilimini tanımlayan genetik değişkenlik terimi ile aynı şey olmayıp bundan ayrılır.

Gen akışı veya gen göçü, popülasyon genetiğinde, gen alellerin bir popülasyondan diğerine aktarılmasıdır.

Seçilim değeri, kimi Türkçe kaynaklarda "uyum başarısı" ya da "uyum gücü" olarak da geçmektedir, evrim kuramında önde gelen merkezi bir fikirdir. Hem genotipe göre, hem de fenotipe göre tanımlanabilir. Her iki durumda da, hayatta kalma ve üreme kabiliyetini açıklar ve belirgin genotip veya fenotipteki ortalama bir bireyin, bir sonraki neslin gen havuzuna yaptığı katkının ortalamasına eşittir. Eğer belirli bir geni etkileyen aleller arasında farklılıklar mevcutsa, o zaman alellerin frekansları da nesiller boyunca değişim gösterecektir; daha yüksek seçilim değerine sahip olan aleller, daha yaygın hale gelirler. İşte bu sürece, doğal seçilim denir.

Genetik otostop, bir alelin, olumlu olarak seçilen bir gene bağlanmış olması yüzünden beraberce kalıtıldığı ve böylece alel frekansının ya da görülme sıklığının artığı bir süreçtir. Genlerin bir kromozom üzerindeki birbirine olan yakınlıkları, genlerin, yakınlardaki avantajlı bir gen tarafından maruz kaldığı seçici bir süpürme ile birlikte sürüklenmelerine imkân tanıyabilir. Daha genel olarak, genetik otostop, zararlı mutasyonlara karşı arka planda etki eden seçilim de dahil olmak üzere, birbirine bağlı genler üzerinde etki eden herhangi bir seçilim nedeniyle bir alel frekansında meydana gelen değişikliğe işaret edebilir.

Seçici süpürme, yakın bir geçmişte, yararlı ve güçlü bir doğal seçilim sonucu oluşmuş bir DNA mutasyonun yakınlarında yer alan nükleotitler içindeki varyasyonların azaltılması veya ortadan kaldırılmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Genetik varyasyon</span> Genetikte popülasyonlar arasında ortaya çıkabilen, tür içerisinde veya gen alellerinde gözlemlenen farklılıklar

Genetik varyasyon, genetikte popülasyon içinde ya da popülasyonlar arasında ortaya çıkabilen, tür içerisinde veya gen alellerinde gözlemlenen farklılıklardır. Genetik varyasyon, doğal seçilim için "hammadde" sağladığından önem taşır. Genetik varyasyon, bir genin dizilimlerinde meydana gelen değişimler olan mutasyon sebebiyle meydana gelirler. Poliploidi veya poliploitlik kromozomlarda oluşan mutasyona bir örnek olarak verilebilir. Poliploidi, bir hücrenin ya da organizmanın, her bir kromozomununun ikiden fazla kopyasına sahip olması durumudur. Organizmalar çoğunlukla diploit olmakla birlikte, hücre bölünmesinin olması gerektiği gibi gerçekleşmemesi sonucu, poliploit hücre ve organizmalar ortaya çıkabilir.

Bu liste, evrim ve evrimsel biyoloji konularına dair maddeleri içerir.

Mikro evrim, tek bir canlı türü ve bu türün popülasyonları içinde çeşitli seleksiyonlar sonucu oluşan tüm küçük değişimler ve evrimleşme olayları. Bu anlamda mikro evrim, bir popülasyonun gen sıklığında küçük ölçekte oluşan değişimlerin evrimidir.

<span class="mw-page-title-main">Matematiksel ve teorik biyoloji</span>

Matematiksel ve teorik biyoloji, biyolojinin bilimsel teorileri kanıtlamak için gerekli deneyleri yapmakla uğraşan deneysel biyoloji dalının aksine biyolojik sistemlerin yapılarının, gelişimlerinin ve davranışlarının altında yatan ilkeleri araştırmak için yaşayan organizmaların teorik analizlerini, matematiksel modellerini ve soyutlamalarını kullanan bir dalıdır. Bu alan aynı zamanda matematiksel yanını vurgulamak için matematiksel biyoloji ya da biyomatematik ya da biyolojik yanını vurgulamak için ise teorik biyoloji olarak da adlandırılır. Teorik biyolojinin odak noktası daha çok biyolojinin teorik ilkelerinin geliştirilmesi iken matematiksel biyoloji biyolojik sistemlerin incelenmesinde matematiği kullanır ama her iki terim de bazen birbirinin yerine kullanılabilmektedir.

Negatif veya arındırıcı seçilim, zararlı alelleri ortadan kaldıran seçilim türüdür. Rastgele ortaya çıkan mutasyonların sebep olduğu zararlı genetik polimorfizmlerin temizlenmesi yoluyla sabitleyici seçilimle sonuçlanabilir

<span class="mw-page-title-main">Popülasyon darboğazı</span> Bir popülasyonun büyüklüğünü ve genetik çeşitliliğini azaltan ve bunu takiben boyutta bir iyileşmeye yol açan olay

Popülasyon darboğazı, bir popülasyonun; yangın, kuraklık, asteroit düşmesi, volkanizma gibi ani ve yıkıcı çevresel değişiklikler sebebiyle sayısının rastgele ve dramatik bir şekilde düşmesi ve bunun sonucunda genetik çeşitliliğin azalmasını ifade eder. Örneğin, bir şişeye doldurulmuş farklı renklerde bilyelerden birkaçı bir kaseye döküldüğünde, her renkten bilye kasede yer almayabilir. Aynı şekilde, popülasyon darboğazı sonucunda, felaketten önce yer alan kimi aleller ortadan kalkabilir veya bunların sıklığı azalabilir, ayrıca daha az görülen aleller baskın hale gelebilir. Popülasyonun küçülmesi sebebiyle güçlenen genetik sürüklenme, nesiller boyunca, rastlantısal olarak kimi alelleri silerek genetik çeşitliliğin daha da azalmasına yol açabilir.