Asteroit,, iç Güneş Sistemi'nde yörüngede dönen ve meteoroitlerden daha büyük, fakat cüce gezegenlerden daha küçük olan bir küçük güneş sistemi cismidir. Atmosferi olmayan metalik veya kayalık cisimlerdir. Asteroitlerin boyutları ve şekilleri, cüce gezegenler de dahil olmak üzere önemli ölçüde farklılık gösterir.
Parthenope büyük ve parlak bir ana kuşak asteroittir.
Lutetia, ana asteroit kuşağında yer alan bir M-tipi asteroitdir. 1852 yılında Hermann Goldschmidt tarafından keşfedildi. Adı, Paris'in Latincesi olan Lutetia'dan gelmektedir.
72 Feronia, oldukça büyük ve karanlık bir ana kuşak asteroitidir. Bu, 29 Mayıs 1861'de New York Eyaleti, Hamilton Koleji'inden C. H. F. Peters tarafından yapılan ilk asteroit keşfiydi. Başlangıçta Peters'ın zaten bilinen 66 Maja asteroidini gördüğü düşünülüyordu ancak Truman Henry Safford bunun yeni bir gök cismi olduğunu gösterdi. Safford bu asteroide Roma doğurganlık tanrıçasının adı olan Feronia'nın adını verdi.
1045 Michela, geçici ismi 1924 TR, asteroit kuşağının iç bölgelerinden, yaklaşık 6 kilometre (3,7 mi) kilometre çapında taşlı bir Massalia asteroitidir. 19 Kasım 1924'te Belçikalı-Amerikalı astronom George Van Biesbroeck tarafından Williams Bay, Wisconsin, ABD'deki Yerkes Gözlemevi'nde keşfedilmiştir. S-tipi asteroit, kaşifin kızı Micheline van Biesbroeck'in adını almıştır.
Athamantis, Alman-Avusturyalı gökbilimci K. de Ball tarafından 3 Eylül 1882'de Bothkamp'ta keşfedilen oldukça büyük bir ana kuşak asteroitidir. Bu, K. de Ball'ın tek asteroit keşfiydi. Asteroit adını Orchomenus'un efsanevi Yunan kralı Athamas'ın kızı Athamantis'ten almıştır.
P tipi asteroitler, düşük albedoya ve özelliksiz kırmızımsı bir spektruma sahip asteroitlerin sınıflandığı bir asteroit tayf tipidir. Organik olarak zengin silikatlar, karbon ve susuz silikatlardan oluşan, muhtemelen içlerinde su buzu bulunan bir bileşime sahip oldukları öne sürülmüştür. P tipi asteroitler, dış asteroit kuşağı ve ötesinde bulunur. Sınıflandırmaya bağlı olarak, 46 Hestia, 65 Cybele, 76 Freia, 87 Sylvia, 153 Hilda, 476 Hedwig ve bazı sınıflandırmalarda P tipi olarak gösterilen 107 Camilla olmak üzere 33 adet bilinen P tipi asteroit vardır.
S-tipi asteroitler Asteroit, silisli (taşlı) bir mineralojik bileşimin göstergesi olan bir spektral tipe sahip asteroitlerin Tholen ve SMASS taksonomilerine göre sınıflandırıldığı bir tayf tipidir. Kapsamında bulunan asteroitler nispeten yüksek yoğunluğa sahip olmakla birlikte, tüm asteroitlerin yaklaşık %17'si bu türde sınıflandırılmaktadır. Karbon içerikli C-tipinden sonra en yaygın ikinci türdür.
C-tipi (karbonlu) asteroitler, bilinen asteroitlerin yaklaşık %75'ini oluşturan en yaygın tayf türdür. Uçucu madde(buz) bakımından zengindirler ve çok düşük bir albedo ile diğer tiplerden ayırt edilirlerç. Bunun nedeni bileşimlerinin kayalara ve minerallere ek olarak büyük miktarda karbon içermesidir. Yoğunluk ortalamaları yaklaşık 1,7 g/cm3'dir. Güneş'ten ortalama 3,5 astronomik birim (AU) uzaklıkta bulunan asteroit kuşağının dış bölümündeki asteroitlerin %80'i bu tipteyken, Güneş'ten 2 AU mesafedeki asteroitlerin sadece %40'ı C-tipidir. Diğer asteroit tiplerine oranla yüksek düzeyde karanlık albedoya sahip olmaları ve çoğunlukla kolay gözlemlenemeyen asteroit kuşağının dış katmanlarında bulunmalarından ötürü C-tiplerinin sayısının tahmin edilenden fazla olabileceği değerlendirilmektedir.
Euphrosyne çok genç bir asteroittir. En büyük asteroitlerden biridir. Kuzey Amerika'dan bulunan ilk asteroid olup, 1 Eylül 1854'te James Ferguson tarafından keşfedilmiştir. Adını Yunan mitolojisindeki Haritesler 'den biri olan Euphrosyne'den almıştır. 2019'da küçük bir yol arkadaşı keşfedildi. Bilinen en yuvarlak üçüncü asteroittir. Yuvarlaklığının, bir çarpışma ile bozularak yeniden birikmiş olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir ve hidrostatik dengeye yakın değildir.
113 Amalthea, yaklaşık 50 kilometre (31 mi) çapında, asteroit kuşağının iç bölgelerinden gelen taşlı bir Florian asteroit ve ikili sistemdir. 12 Mart 1871'de Alman astronom Robert Luther tarafından Almanya'nın Düsseldorf kentindeki Bilk Gözlemevi'nde keşfedildi. Uzatılmış S-tipi asteroitin dönüş süresi 9,95 saattir. Adını Yunan mitolojisindeki Amalthea'dan almıştır. Amalthea'nın sözde bir uydusu Temmuz 2017'de duyuruldu, ancak daha sonra Temmuz 2021'de yazılım hatası olduğu anlaşıldı.
Siwa, Avusturyalı astronom Johann Palisa tarafından 13 Ekim 1874'te keşfedilen ve adını Slav doğurganlık tanrıçası Šiwa'dan alan büyük ve karanlık bir ana kuşak asteroididir.
Polana, asteroit kuşağından çok karanlık bir asteroittir. 28 Ocak 1875'te Johann Palisa tarafından keşfedildi ve adını keşfi yaptığı Austrian Naval Gözlemevi'nin şehri olan Pola şehrinden almaktadır.
Asteroit tayf tipi, asteroitlerin yansıma spektrumları, renkleri ve bazen de albedolarına göre belirlenmektedir. Bu tiplerin bir asteroitin yüzey bileşimine karşılık geldiği düşünülmektedir. İçsel olarak farklılaşmamış küçük cisimlerin yüzeyleri ve iç bileşenlerinin muhtemelen birbirlerine benzer olduğu kabul edilirken, Ceres ve Vesta gibi büyük cisimlerin nasıl bir iç bileşenlere sahip olduğu bilinmektedir. Uzun yıllardır, Tholen, SMASS ve Bus-DeMeo taksonomileri gibi bir dizi farklı sınıflandırma sistemleriyle sonuçlanan bazı araştırmalar yapılmaktadır.
M tipi asteroitler, diğer asteroit sınıflarına göre daha yüksek oranlarda demir-nikel gibi metal fazları içerdiği görülen ve yaygın olarak demir göktaşlarının kaynağı olduğu düşünülen spektral bir asteroit sınıfıdır.
X-grubu asteroitler, benzer spektrumlara, ancak muhtemelen oldukça farklı bileşimlere sahip birkaç türü bir araya toplayan bir çatı asteroit tayf türünde sınıflandırılan asteroitlerden meydana gelmektedir.
Q-tipi asteroitler, güçlü, geniş 1 mikrometre olivin ve piroksen yapısında ve asteroitteki metal varlığını gösteren bir spektral eğime sahipolan, nispeten nadir görülen iç kuşak asteroitlerinin yer aldığı tayf sınıfıdır. 0,7 μm kısa ve uzun yönde soğurma özelliği bulunan sınıfta spektrum genellikle V ve S tipi arasında orta düzeyde görülmektedir.
R-tipi asteroitler, V ve A-tipi asteroitler arasında spektral olarak orta düzeyde ve orta derecede parlak olan, nispeten nadir iç kuşak asteroitlerini içeren bir tayf sınıfıdır. Spektrum, 1 ve 2 mikrometrede belirgin olivin ve piroksen özellikleri gösterir. Aynı zamanda plajiyoklaz olasılığı da vardır. 0,7 μm'den kısa olanlarda spektrum çok kırmızımsıdır.
K-tipi asteroitler, 0,75 μm'den kısa olan, orta derecede kırmızımsı bir spektruma ve bunun uzun kısmına doğru hafif mavimsi bir eğilime sahip, nispeten nadir görülen asteroitlerin yer aldığı tayf sınıfıdır. Albedoları düşük olmakla birlikte, spektrumları CV ve CO göktaşlarınınkine benzemektedir. K tipi asteroitlere 9 Metis örnek olarak verilebilir.
L-tipi asteroitler, 0,75 μm'ye kadar güçlü kırmızımsı bir spektruma ve bunun ötesinde özelliksiz düz bir spektruma sahip nispeten nadir asteroitlerin bulunduğu bir tayf sınıfıdır. K-tipi ile karşılaştırıldığında, görünür dalga boylarında daha kırmızımsı bir spektrum ve kızılötesinde düz bir spektrum sergilerler.