İçeriğe atla

1922 Alaşehir yangını

1922 Alaşehir Yangını
Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan yakıp yıkma taktiği'nın parçası
BölgeAlaşehir, Manisa
Tarih3-5 Eylül 1922
Ölü3,000[1]
İşleyenlerYunan ordusu ve yerel Rumlar[2]

1922 Alaşehir yangını, Yunan ordusu tarafından geri çekilme sırasında başlatıldı ve 3 Eylül 1922'de başlayıp 5 Eylül'e kadar devam etti. Yangın ve katliamlar sonucu 3,000 kadar sivil öldü ve şehirdeki 4550 evin sadece 100 tanesi kurtulabildi.[2][3][4]

Arka plan

Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Yunanistan, İtilaf Devletleri'nin desteği ile 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıkarma yaparak Anadolu'yu işgale başladı.[5] 24 Haziran 1920'de, Alaşehir Yunan ordusu tarafından işgal edildi. Alaşehir Türk Kurtuluş Savaşı'nda Yunanlara direnen ve bu amaçla milis teşkilatları kuran ilk şehirlerden biriydi.[6] Ayrıca 16 Ağustos-25 Ağustos 1919 tarihleri arasında Alaşehir Kongresi'nin yapıldığı yerdi.[7] Yunan işgalinden hemen önce şehrin nüfusu 38,000 idi.[3]

Önceki Olaylar

1919'un başlarında, Türk çeteleri tarafından Alaşehir ve etrafındaki bölgede 47 Rum sivilin öldürüldüğü rapor edildi.[8]

30 Ağustos 1922'de, Başkomutanlık Meydan Muharebesi'nde yenilgiye uğrayan Yunan ordusu, işgali altında bulunan bölgelerde birçok cinayet işledi ve Türk sivillerin mallarının yağmalanması had safhaya çıktı.[9] Alaşehir'de ise yağmalama olaylarıyla beraber şehrin önde gelen Türklerinden 20 kişi Yunan ordusu tarafından tutuklandı.[10]

31 Ağustos 1922'de, tutuklanan Türk sayısı 1500'e çıktı.[10]

1922 yılında yangından önce hazırlanmış İtalyan raporları Alaşehir'de Yunan ordusunun işlediği savaş suçlarını içermektedir. Rapora göre;[11][12]

Alaşehir ve civarında yaşayan Müslüman halk sık sık sınırsız acılara maruz kalmakta ve sistemli bir şekilde cebir ve şiddetle karşılaşmaktadırlar. Mesela bu insanların bütün hayvan ve malları haksız bir mahkeme kararıyla müsadere edilmiştir. Yunan subayları bütün Türk köylerini dolaşarak gasp yapıyor ve halka zarar veriyorlar.

Yangın

Yangın, 3 Eylül 1922 günü gaz ve benzin dökülerek 10 farklı noktada birden başlatıldı. Yangın taburundaki görevlilerin attıkları bombalar, yağlı paçavralar ve diğer yanıcı nesnelerle kısa zamanda genişledi.[10][13] Yangın sırasında dükkân ve evlerde yağma başladı ve yangından kaçmaya çalışan siviller Yunan askerleri tarafından vuruldu. Türk kadınlarına sıklıkla tecavüz edildi.[14] Yangından kaçmayı başaran ancak daha sonra bulunan 300 Türk kadınından bir kafile oluşturuldu ve daha sonra bir makineli tüfek bölüğü tarafından idam edildi. Sadece 80 tanesi dağlara kaçmayı başararak hayatta kaldı. Olaylara dair hazırlanan bir müttefik raporunda 72 kadının diri diri ateşe atılıp 52'sinin öldüğü ve yangın külleri üzerinde şarkı söyleyerek oyun oynayan aklını kaybetmiş 14 kız görüldüğü bilgisi verildi. Manamak Tren İstasyonu'na sığınmış 300 Türk çocuk Yunan askerleri tarafından kurşuna dizildi.[3] Yangını başlatan Yunan askerleri ve yerel Rumlardan bazıları esir alındıktan sonra Alaşehirliler tarafından linç edildi.[13]

Hasar

Yangında 2,400 kişi yanarak ve 600 kişi Yunan askerleri tarafından vurularak veya süngülenerek öldü. Yunan işgalinden önce 38,000 nüfusu olan Alaşehir'in nüfusu 5 Eylül 1922'de Türk ordusu tarafından kurtarılınca sadece 5,000-6,000 kadardı. 4,550 evin 100 kadarı hariç hepsi yok olmuştu. Şehirdeki 10 camiden sadece ikisi ve Rumlara ait olan üç dükkân ayakta kaldı. 20 mescitin hepsi ve tüm resmi binalar yandı.[3][10][13]

Yangından sonra Uluslararası Kızılhaç ve Çocuk Esirgeme Kurumundan bölgede incelemede bulunan iki temsilci hasar için şunları ifade etti;[3][13]

Her ikimiz 1916 yılından beri birçok felaketlere tanık olduk. Şimdiye kadar buradaki harabelere yaptığımız ziyaretler kadar acı verici bir görevle karşılaşmadık. Hiçbir yerde halkın yüzlerinde okunan korku ve dehşet izlerine benzer acıklı bir görünüşe rastlamadık. Bu görünüş karşısında istemeyerek Pompei ve Mesina harabelerini hatırladık. Fakat bu iki şehrin harap oluşu doğal sebeplerden olduğu halde savaş meydanından çok uzaktaki Alaşehir ve civarının tahribatı, olayları gözleriyle görenlerin tanıdıklarına ve söylediklerine göre yirminci yüzyılın ortasında Hristiyanlar tarafından planlı bir biçimde yapılmıştır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Mango, Atatürk, p. 343.
  2. ^ a b U.S. Vice-Consul James Loder Park to Secretary of State, Smyrna, 11 April 1923. US archives US767.68116/34
  3. ^ a b c d e "5 Eylül Alaşehir'in Kurtuluşu ve Alaşehir Yangını - Doç. Dr. Ömer METİN". Tarihistan.org - Haber, Spor, Kültür, Dış Politika, Siyaset. 10 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2020. 
  4. ^ "Arşivlenmiş kopya". 13 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2020. 
  5. ^ ÇAGRI, ERHAN (1999). "GREEK OCCUPATION OF IZMIR AND ADJOINING TERRITORIES REPORT OF THE INTER-ALLIED COMMISSION OF INQUIRY (MAY-SEPTEMBER 1919)" (PDF). SAM PAPERS No. 2/99. 29 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 29 Mayıs 2014. 
  6. ^ "Arşivlenmiş kopya". 22 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2020. 
  7. ^ http://www.alasehir.gov.tr/alasehir-kongresi 2 Mayıs 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. ALAŞEHİR KONGRESİNE KATILAN DELEGELER
  8. ^ "The Inter-Allied Investigation of the Greek Invasion of Smyrna, 1919". The SHAFR Guide Online. Erişim tarihi: 5 Eylül 2020. 
  9. ^ Türk İstiklal Harbi, s. 361
  10. ^ a b c d "4 Eylül 1922 Büyük Alaşehir Yangını". Alaşehir Olay. Erişim tarihi: 5 Eylül 2020. []
  11. ^ Howell, HG (15 Eylül 1922), Report on the Nationalist Offensive in Anatolia, İstanbul: The Inter-Allied commission proceeding to Bourssa, F.O. 371-7898, no. E10383 .
  12. ^ "Arşivlenmiş kopya". 25 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2020. 
  13. ^ a b c d "KURTULUŞ SAVAŞINDA ALAŞEHİR YANGINI". alasehirmanset.com. 4 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2020. 
  14. ^ "Alaşehir'de Yunan Mezalimi". alasehirmanset.com. 5 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Eylül 2020. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Büyük Taarruz</span> Türk Kurtuluş Mücadelesinin en büyük ve son askerî harekâtı

Büyük Taarruz, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Türk ordusunun Yunan kuvvetlerine karşı başlattığı genel saldırıdır. Bakanlar Kurulu taarruz kararını almış ve 14 Ağustos 1922 tarihinde kolordular taarruz için yürüyüşe geçmiş, 26 Ağustos'ta saldırı başlamış, 9 Eylül'de Türk Ordusu İzmir'e girmiş ve 18 Eylül'de de Yunan Ordusu'nun Anadolu'yu tamamen terk etmesiyle savaş sona ermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Türk Kurtuluş Savaşı</span> Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki direniş hareketinin işgal kuvvetleri ve iş birlikçilerine karşı verdiği siyasi ve askerî mücadele

Türk Kurtuluş Savaşı, I. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan Osmanlı İmparatorluğu'nun İtilaf Devletleri'nce işgali sonucunda Mîsâk-ı Millî sınırları içinde ülke bütünlüğünü korumak için 1919-1922 yılları arasında gerçekleştirilen çok cepheli siyasi ve askeri mücadeledir. Batı Anadolu'da İtilaf Devletleri'nin harekete geçirdikleri Yunan ordusuna; güneyde Fransız ordusuna; doğuda Ermenistan'ın kuvvetlerine; İstanbul rejimine sadık milislere, feodal güçlere ve ayrılıkçılara karşı savaşılmıştır. Bu mücadelenin Batı Cephesi Yunan millî belleğine "Küçük Asya Felaketi" adıyla kazınmıştır. Savaş sırasında Yunan ve Ermeni kuvvetleri, bir etnik temizlik harekâtı olarak, Türk halkına karşı katliamlar, yağmalar ve tecavüzler gerçekleştirmiştir. Savaş, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla sonuçlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">1922 İzmir Yangını</span> 13-22 Eylül 1922de İzmirde etkili olan yangın

1922 İzmir Yangını veya, yabancı kaynaklarda kullanılan terimle, Büyük İzmir Yangını -İzmir geçmişte başka büyük yangınlar da geçirmiş olduğu için bu terimin ne derece yerinde olduğu tartışmaya açıktır-, 13 Eylül 1922 günü Basmane'de başlayan ve dört gün sürerek İzmir şehir merkezini geniş ölçüde tahrip eden yangın hadisesidir.

<span class="mw-page-title-main">Türk Kurtuluş Savaşı Batı Cephesi</span> Türk Kurtuluş Savaşının bir cephesi

Türk Kurtuluş Savaşı Batı Cephesi, Yunan ordusunun 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıkmasıyla başlayıp aynı kentin 9 Eylül 1922'de Türkiye'nin TBMM Hükûmeti ordusu tarafından geri alınmasıyla biten savaş veya Türk Kurtuluş Savaşı'nın cephelerinden birine verilen ad. Aynı zamanda askerî tarih açısından savaş sırasında Batı Anadolu'da Yunan ordusunun genel taarruzuna karşı 25 Haziran 1920'de kurulup 1923'te kaldırılan askerî birimlerden birine verilen ad.

<span class="mw-page-title-main">Alaşehir Kongresi</span> Kongre

Alaşehir Kongresi, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında, 16 Ağustos 1919-25 Ağustos 1919 tarihleri arasında Hacim Muhittin (Çarıklı)'in önerisi ile Alaşehir'de toplanan mahalli kongredir. Kurtuluş mücadelesinin ilk defa organize edilmeye çalışıldığı kongrelerdendir. Batı Anadolu'da devam eden direnişin son durumunu gözden geçirmek ve teşkilatlanmayı tamamlayabilmek amacıyla toplanmıştır. Amacı ve kararları yönüyle bölgesel bir kongredir.

<span class="mw-page-title-main">İzmir'in İşgali</span> Yunanistanın 1919-1922 yıllarında İzmirde gerçekleştirdiği işgal

İzmir'in İşgali, I. Dünya Savaşı sonrasında Paris'te toplanan uluslararası barış konferansının kararıyla İzmir kentinin 15 Mayıs 1919'da Yunanistan Krallığı tarafından işgaliyle başlayan ve 7 Eylül 1922'de Yunan ordusunun İzmir'i terk etmesinin ardından 9 Eylül 1922'de Türk ordusunun kente girmesiyle sona eren işgal.

<span class="mw-page-title-main">İzmir'in Kurtuluşu</span> İzmirin Yunan işgalinden kurtuluşu

İzmir'in Kurtuluşu, 26 Ağustos'ta başlayan Büyük Taarruz harekâtı sonucu Türk ordusunun Yunan işgali altındaki İzmir'e 9 Eylül 1922'de girmesini belirten tarih terimidir.

Bergama Baskını, Yunan ordusunun Türk-Yunan Savaşı esnasında yaptığı bir baskındır. Yunan ordusu Mayıs 1919'da İzmir'e çıkmasından beri Ege Bölgesi'ndeki şehirleri işgal etmeye devam ediyordu. Yunan kuvvetlerinin 10 Haziran 1919'da Reşadiye'ye (Zeytindağ) ulaştığı haberi gelince sırada Bergama'nın olduğu anlaşılmış. Bergama Mühimmat Deposu memuru silah ve cephane Yunanların eline geçmesin diye depoyu havaya uçurdu.

<span class="mw-page-title-main">Bekir Sami Günsav</span>

Bekir Sami Günsav Çerkes asıllı Türk asker.

<span class="mw-page-title-main">Müslüman-Türk katliamları</span>

Müslüman-Türk katliamları, Türk Kırımı ya da Türk Soykırımı Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılma döneminde Navarin Katliamı ile başlayan ve 1922 Manisa yangınıyla son bulan Balkan, Ortodoks Devletler ve Fransa tarafından Türkler, Türk Yahudileri ve Osmanlılara yönelik gerçekleşen katliamlar, zorunlu göçler, etnik temizlik. Olaylardan etkilenenlerin ana dili Türkçedir.

<span class="mw-page-title-main">Türk Kurtuluş Savaşı'nda Amerika Birleşik Devletleri</span>

I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu, İttifak Devletleri; Amerika Birleşik Devletleri ise İtilaf Devletleri yanında yer aldı ama birbirlerine savaş ilan etmediler. Fakat ABD, Çanakkale Savaşı sırasında İtilaf Devletleri'nin savaş malzemelerini taşıyordu.

<span class="mw-page-title-main">Menemen Katliamı</span>

Menemen Katliamı, 16-17 Haziran 1919'da Yunan askerleri ve Rum yerlileri tarafından Türk sivillere karşı yapılan bir katliamdır. İtilaf Devletleri Kontrol Komisyonu Menemen'de yaşanan bu olayı katliam olarak teyit etti.

<span class="mw-page-title-main">1922 Manisa yangını</span> Manisada Yunan ordusu tarafından çıkarılan yangın

1922 Manisa yangını, 5 Eylül 1922 gecesi başladı ve 8 Eylül'e kadar devam etti ve yangının sonucunda şehirdeki binaların yüzde 90'ı yıkıldı. Olaylar Türk-Yunan Savaşı (1919-1922) sırasında meydana geldi. Yangın Türk ordusu önünde geri çekilen Yunan askerleri tarafından başlatıldı. ABD Viskonsülü James Loder Park, Manisa'da ve komşu bölgedeki kurbanların sayısını binlerle tahmin etmektedir. Türk kaynakları ise Manisa kasabasında 4.355 kişinin öldüğünü iddia ediyor.

Samsun tehcirleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun kuzeyindeki Samsun şehri ve çevresindeki Rum nüfusunu ortadan kaldırmak için Anadolu Hareketi tarafından gerçekleştirilen ölüm yürüyüşleri. Bu yürüyüşler Rumlara yönelik yağma, yerleşim yerlerinin yakılması, tecavüz ve katliam gibi olaylarla desteklendi. Sonuç olarak 1921-1922 yıllarında şehrin yerleşik Rum nüfusu ve daha önceden buraya sığınan yaklaşık 24.500 kişi yerinden edilerek Anadolu içlerine zorla sürüldü. Bölgedeki katliamlar, hem Amerikalı Yakın Doğu Yardım Heyeti misyonerleri tarafından hem de bölgede bulunan donanma görevlileri tarafından gün yüzüne çıkarıldı.

Türk Kurtuluş Savaşı boyunca, hem Anadolu Hareketi hem de İtilaf Devletleri sorumluluğunda, Türk, Rum ve Ermeni sivillere yönelik birçok katliam gerçekleşti. Katliamlar boyunca tecavüz, işkence ve soygun yaygın olarak yaşandı.

Ayvalık tehciri, Osmanlı hükûmetinin Rumlara yönelik uygulanan tehcirin bir sonucu olarak Mayıs 1917'de meydana geldi. Ege Denizi'nin doğu kıyısında çoğunlukla Rumların yaşadığı Ayvalık kasabasının nüfusu Anadolu'nun iç kısımlarına tehcir edildi. Tehcir, Osmanlı mareşali ve Alman generali Otto Liman von Sanders tarafından organize edildi ve ölüm yürüyüşü, yağmalama ve katliam gibi hadiseler sıklıkla görüldü.

<span class="mw-page-title-main">Karatepe Katliamı</span>

Karatepe Katliamı, 18 Şubat 1922 gecesi Yunan ordusu tarafından Aydın'ın yaklaşık 400 nüfuslu Karatepe köyünde insanların evlerinin içinde vurularak ve camilerin içine doldurulup camiler ateşe verilerek hamile kadınlar, çocuklar ve yaşlılar dahil 200'den fazla veya 385 kişinin öldürüldüğü katliam.

<span class="mw-page-title-main">50-50 Teorisi</span>

50-50 Teorisi, Türk Kurtuluş Savaşı'nın Batı Cephesi boyunca Yunan ordusu ve Rum isyancılar tarafından Türklere karşı gerçekleştirilen savaş suçlarının Rum Kırımı kadar kötü ve iki olayın aynı şiddette olduğu fikridir. Fikir Türk halkı arasında ilk olarak Türk ordusunun Yunan işgali altındaki topraklarda ilerlemesi ve böylece Türk halkının Yunan ordusunun oluşturduğu tahribata tanık olması ile ortaya çıkmış, ilk kez 1926'da George Horton'ın The Blight of Asia kitabında ele alınmıştır. Her ne kadar Horton kitabında 50-50 Teorisi'nin yanlış olduğunu ve Yunanlar tarafından katledilen Türklerin Rum Kırımı'na "50-50 değil 1'e 10.000 bile olamayacağını" söylese de, Horton'ın bu tavrı hem Türk hem de Türk olmayan akademisyenler tarafından Türk düşmanı ve aşırı Filhelenist olarak yorumlanıp tarihi çarpıtmak ile suçlanmıştır.

Bu sayfada, 1922 yılında Türkiye'de görevdeki siyasi kurumlar ve kişiler, yaşanan olaylar, doğan ve ölen kişiler yer alır. Bu yılın 1 Kasımında Saltanatın kaldırılmasıyla Osmanlı İmparatorluğu resmen sona ermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yunanistan'ın işlediği savaş suçları</span>

Yunanistan'ın işlediği savaş suçları, Yunanistan'ın tarih boyunca savaş kurallarına aykırı olarak işlediği suçlardır.