İçeriğe atla

Çerkez Ethem Ayaklanması

Çerkes Ethem Ayaklanması
İç Cephe-Ayaklanmalar
Tarih27 Aralık 1920 - 23 Ocak 1921
(3 hafta ve 6 gün)
Bölge
Sonuç Çerkez Ethem kuvvetleri dağıtıldı.
Taraflar
Ankara Hükûmeti Kuva-yi Seyyare
Komutanlar ve liderler
İsmet Bey
Refet Paşa
Çerkes Ethem
Güçler
796 subay ve 14.596 er
63 ağır Makineli tüfek
32 top
4.111 hayvan[1]
4.650 isyancı
2 otomatik tüfek
6 ağır Makineli tüfek
4 top[1]

Çerkez Ethem Ayaklanması, Kuvâ-yi Milliye komutanı Çerkez Ethem tarafından Ankara'da kurulan düzenli orduya karşı gerçekleştirilen ayaklanmadır. I. İnönü Muharebesi sırasında bastırılmıştır. Kuva-yi Seyyare döneminde oldukça başarılı hizmetler veren Çerkez Ethem bu yenilgi sonunda Yunan ordusuna teslim olmuş ve TBMM tarafından vatan haini ilan edilmiştir.

Ayaklanma nedenleri

  • Ankara Valisi'ni yetki dışı yargılama girişimi. Çerkez Ethem, Yozgat Ayaklanması'nı bastırdıktan sonra, ayaklanmaya, dönemin Ankara Valisi Yahya Galip Kargı'nın uygulamalarının neden olduğunu öne sürdü. Yahya Galip Kargı'yı bu suçtan yargılamak üzere 26 Haziran 1920'de Yozgat'a çağırdı. Bu emir, TBMM Başkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından reddedildi.
  • İstiklal Mahkemeleri hakkındaki karara karşı çıkış. TBMM, 18 Eylül 1920 tarih ve 42 sayılı kararı ile kaçak erat ve casusların yargılanmasıyla görevli olmak üzere İstiklal Mahkemeleri kurulmasına karar vermişti. Çerkez Ethem ve kardeşleri ise kaçak erat ve casusların, birliklerin önünde asılarak idam edilmesi şeklindeki uygulamaya devam edeceklerini bildirmişler, mahkemeyi tanımamışlardır.
  • Asker toplamada İçişleri Bakanlığı'na engel olunması. Yozgat Ayaklanması'nın bastırılması ardından Çerkez Ethem, 1920 yılının Haziran ayı sonrasında Yozgat dolaylarında asker toplamaya başlamıştı. Gerçekte asker toplama yetkisi TBMM tarafından İçişleri Bakanlığı'na verilmişti. Dönemin İçişleri Bakanı Albay Refet Bele'nin bu keyfi işleme karşı çıkması üzerine Çerkez Ethem, İçişleri Bakanı'na hakaretamiz bir telgraf çekmişti. Çerkez Ethem, Batı Cephesi'nde de asker toplamaya devam etmiştir. Eskişehir'in Karacaşehir köyünde kurulan müfrezeyi Kütahya'ya kaydırarak Cephe Komutanlığı'nın denetimine bırakmamıştır.
  • Batı Cephesi Komutanlığı'nın iki kısma ayrılmasına karşı çıkılması. Çerkez Ethem ve kardeşleri, TBMM Hükûmeti'nin 9 Kasım 1920 tarihinde Batı Cephesi Komutanlığı'nın iki kısma ayrılması kararına karşı çıkmışlardır. Çerkez Ethem, Güney Cephesi Komutanı Albay Refet Bey'e güvenmediğini söylüyor, tüm Batı Cephesi'nin eskisi gibi Albay İsmet Bey komutasında kalmasını istiyordu. Öte yandan kardeşi Yüzbaşı Tevfik Bey, İsmet Bey'e bağlı olmasına karşın bir süredir rapor vermiyordu. Çerkez Ethem, Hükûmet'in kararına karşın kendi isteklerinin uygulanması konusunda ısrarcı olmuştur.
  • Düzenli ordunun kurulmasına gösterilen direnç. Çerkez Ethem ve taraftarları, TBMM Hükûmeti'nin, düzenli ordu kurulması ve Millî Kuvvetler'in bu orduya katılması yönündeki kararına karşı çıkmaktaydılar.Çerkez Ethem'in kardeşi Saruhan Milletvekili Reşit Bey, "ordu teşkilinin bütün dünyada iflas etmiş olduğunu, vatanı ancak Millî Kuvvetler'in kurtarabileceği" yönünde konuşmalar yapmaktaydı. Eskişehir'de yayımlanan Kuva-yi Seyyare yanlısı Yeni Dünya gazetesi de bu yönde yazılar yayımlamaktaydı. Oysa Millî Kuvvetler ile, Batı Anadolu'daki Yunan askeri varlığına, olsa olsa büyük darbeler vurulabilirdi. Yunan askeri varlığını vatan topraklarından tümüyle atmak ise ancak düzenli bir ordunun, güçlü bir strateji ile vereceği savaşımla sağlanabilirdi.
  • Başkomutanlık Yetkisi'nin TBMM'ye verilmesine karşı çıkma. TBMM Hükûmeti'nin düzenli bir ordu kurulması yönündeki kararı, aynı zamanda bu ordunun tüm sevk ve idare yetkisini de TBMM'ye vermekteydi. Çerkez Ethem taraftarları, düzenli orduya karşı çıkarken aynı zamanda ve yanı sıra TBMM'nin bu Başkomutanlık konumuna da karşı çıkmaktaydılar.
  • Çerkez Ethem kuvvetlerine 1. Kuva-yi Seyyare adının verilmesine karşı çıkma. Düzenli ordunun kurulması çalışmaları sırasında, Çerkez Ethem'e bağlı kuvvetlerini, diğer benzer teşkillerden ayırt edilebilmesi için onlara 1. Kuva-yi Seyyare adının verilmesi karara bağlanmıştı. Çerkez Ethem bu karara karşı çıkmış, kendi kuvvetlerine Umumi (genel) Kuva-yi Seyyare adını vermiş, kendisini de Umumi Kuva-yi Seyyare Komutanı ilan etmiştir. Böylece bağımsız bir komutanlık konumunda ısrar etmekteydi.
  • Yüzbaşı Tevfik Bey ile Cephe Komutanlığı arasındaki çekişmeler. Batı Cephesi Komutanlığı, Yunan işgalinden kurtarılmış olan ilçelerde halkın güvenliği için, 23 Kasım 1920 tarihinde bir sahra jandarma bölüğü kurulmasını kararlaştırılmıştı.1. Kuva-yi Seyyare komutan vekili Yüzbaşı Tevfik Bey, bu birliğin kendisini denetlemek için kurulmuş olduğu kanısındadır. Simav ve Havalisi Komutanlığı adıyla Binbaşı İbrahim Bey emrindeki bu kuvvete, Yüzbaşı Tevfik Bey tarafından, geri dönmesi emredilmiştir. İdam edilme tehditleri karşısında bu birlik geri çekilmiştir. Bu tarihten itibaren Yüzbaşı Tevfik, Cephe Komutanlığı'na rapor vermemeye başlamıştır. Zaten Yüzbaşı Tevfik Bey, 27 Kasım tarihinde Mustafa Kemal'e yazdığı bir telgrafta "Batı Cephesi'ni tanımayacağını" bildirmektedir.

Bütün bu olaylar Çerkez Ethem ve iki kardeşinin kendilerini, TBMM Hükûmeti ve onun düzenli ordusu dışında bağımsız bir siyasi - askeri otorite olarak gördükleri ve bunu korumaya kararlı olduklarını göstermekteydi. Bu durum, TBMM Hükûmetinin ülke genelindeki otoritesinde bir gedik oluşturmaktaydı. Öte yandan düzenli ordunun askere alma kaynağını da zayıflatmaktaydı.

Ayaklanmanın başlaması

Çerkez Ethem'in kendi bölgesinde TBMM Hükûmeti'nin siyasi otoritesini tanımaması ve kendi otoritesine göre hareket etmesi yüzünden 1920 yılının son aylarında ayaklanma şeklini almaya başlamıştır. Çerkez Ethem, Demirci Mehmet Efe, Yörük Ali Efe ve Sarı Efe'yi de kendi yanına çekmek için çalışmalara başlamıştır. Şifreli telgraflar, mektuplar ve özel ulaklarla Kuvâ-yi Milliye'nin bu komutanlarını etkilemeye çalışmaktadır. Ethem'in Yörük Ali Efe'ye 12 Aralık 1920 tarihinde gönderdiği şifreli telgrafta TBMM Hükûmeti'ni birkaç kişinin aleti olmakla suçlamakta, Demirci Mehmet Efe'yi yok etmeye kararlı olduğunu belirtmektedir. "Harcadığımız emeklerin boşa gitmemesi için birbirimize sarılmalıyız" demektedir.[2]

İsmet Bey'in Çerkez Ethem ve kardeşi Tevfik Beyler'e Aralık 1920'de çekmiş olduğu uyarı telgrafı üzerine Çerkez Ethem şu cevabı vermiştir:

Masum millet ve asker kardeşleri! Ankara hükûmeti rezilesine 29 Kânunievvel 336 tarihli keşide ettiğim selameti memlekete taalluk eden telgrafın matbuatla ilân edilmesini isteyiniz.Ey Askerler! Şerre alet olmayınız, uhrevî ve dünyevî mes'uliyetten korkunuz. Ey millet; siz de maziyden intibah alarak her dürlü felâketi ve ihtilası vatanı, menfeatı harisanelerine kurban etmek isteyen erazile karşı hakkınızı müdafeada tereddüt göstermeyiniz ki muaveneti ilahiyeye mazhar olasınız. Ben sizi müdafaai memleket için davet ve icbar ettim, şerre, ihtirasatı şahsiyeye alet olmak için değil.Ey zabit arkadaşlar! Emir kulu olmaktan sarfınazar edilniz; Allah'ın kulu olunuz, aksi halde geliyorum ha son peşimanlık fâide vermez." Umum Kuvâ-yi Milliye Kumandanı Ethem[3]

Çerkez Ethem, 2 Ocak 1921 tarihinde İstanbul Hükûmeti'ne çektiği telgrafta, TBMM Reisliğine Mustafa Kemal'in Bilecik'ten dönerken Ankara'ya götürdüğü İstanbul Hükûmeti'nin temsilcilerinin hemen serbest bırakılmasını isteyen bir telgraf çektiğini bildirmektedir. Bu telgrafta ayrıca, TBMM Hükûmeti'nin ordularının kendisine taarruz konumunda olduklarını, kendi kuvvetlerinin taarruz edecek kuvvette olduklarını, bu durumu Yunan makamlarına da bildirdiğini yazmaktadır.[4]

Ayaklanmanın bastırılması

Meclis de Kuva-yı Seyyare'ye karşı çıktı. Batı Cephesi komutanlığı, Ethem ve Tevfik Beylerin vatana ihanet suçu işlediklerini öne sürerek teslim olmalarını istedi. Fakat mebus Reşit Bey'in de kendilerine katılmasıyla üç kardeş Uşak'ta Yunanlarla görüştüler. Düzenli ordu İsmet Bey ve Refet Bey'in komutasında 1921 yılı ocak ayında Kuva-yi Seyyare'nin tuttuğu Gediz-Kütahya üstüne yürüdü. Çerkez Ethem'in yanındaki kuvvet iyice küçülmüştü. 1. Süvari Grubu komutanı Binbaşı Derviş Bey takip ediyordu. Derviş Bey, Ethem'in arkadaşı olduğu için, Yunanlara sığınmadan önce tüm silah ve cephanelerini TBMM kuvvetlerine bırakmasını sağladı.

Dipnotlar

  1. ^ a b Türk İstiklal Harbi, VI. Cilt, İstiklal Harbinde Ayaklanmalar, T. C. Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı Resmî Yayınları, Ankara, 1974, ss. 236-237.
  2. ^ …Harp Tarihi Dairesi. Arşiv No:4/4478, Dosya No:11…
  3. ^ Uzunçarşılı, İ.H. Kütahya Şehri, İstanbul Devlet Matbaası, 1932, s. 204.
  4. ^ …Cumhurbaşkanlığı Arşivi. Karton: 7, No: 3512.

Kaynakça

  • Türk İstiklal Harbi - II. Cilt - Batı Cephesi - III. Kısım. - T.C. Genelkurmay Başkanlığı Harp Dairesi Başkanlığı Resmi Yayını.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Çerkez Ethem</span> Kuvâ-yi Milliye üyesi

Çerkez Ethem, Çerkes asıllı Osmanlı askeri. Kurtuluş Savaşı'nda Kuvâ-yi Milliye birliklerinde komutanlık yapmıştır. Kuvâ-yi Seyyâre'nin kurucusu ve lideridir.

<span class="mw-page-title-main">Kâzım Karabekir</span> 5. Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanı

Musa Kâzım Karabekir, Türk asker ve siyasetçi. "Alçıtepe Kahramanı" namıyla tanınır. Türk Kurtuluş Savaşı'nı başlatan komutanların arasında yer alarak Doğu Cephesi'nde gösterdiği başarılardan dolayı Kırmızı-Yeşil şeritli İstiklâl Madalyası ile taltif edildi. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk muhalif partisi olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kurucuları arasında yer alıp, genel başkanı oldu. Afşar Türklerinden olup soyu Karamanoğulları'na dayanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Refet Bele</span> Türk asker ve siyasetçi

İbrahim Refet Bele, Türk asker ve siyasetçi. Kurtuluş Savaşı'na katılan ilk beş generalden birisidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarında İçişleri Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı görevlerinde bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Demirci Mehmet Efe</span> Kuvâ-yi Milliye önderi

Demirci Mehmet Efe, Türk Kurtuluş Savaşı'nda Kuvâ-yi Milliye önderi.

<span class="mw-page-title-main">Birinci İnönü Muharebesi</span> Askeri harekât

I. İnönü Muharebesi, 6 Ocak 1921 tarihinde iki koldan taarruza geçen Yunan kuvvetleriyle İnönü mevzilerinde savunmada olan Ankara Hükümeti kuvvetleri arasında yapılan muharebedir. 6 Ocak 1921 tarihine kadar Uşak ve Bursa bölgesinde hazırlıklarını sürdüren Yunanlar, Türk-Batı Cephesi birliklerinin Çerkez Ethem Kuvvetlerinin Tenkili harekâtı ile meşgul olmasından da faydalanarak, İnönü-Eskişehir istikametinde taarruza başladılar. 6-9 Ocak 1921 tarihleri arasındaki muharebeler, örtme ve emniyet kuvvetleri harekâtı şeklinde cereyan etti. İnönü mevzilerindeki muharebeler 10 Ocak 1921 tarihinde başlamış, Yunan kuvvetlerinin taarruz çıkış hatlarına çekildiği 11 Ocak 1921 tarihine kadar sürmüştür.

Türk Kurtuluş Savaşı boyunca Anadolu’nun çeşitli yerlerinde birçok ayaklanmalar çıkmıştır. Bu ayaklanmaların bir bölümü, Anadolu topraklarının bir bölümü üzerinde yeni bir devlet kurmayı amaçlayan, diğer bölümü ise, saltanat ve hilâfete geleneksel ve dinsel bakımdan bağlı olanlarca çıkarılmış isyan hareketleridir. Hıyanet, kin ve taassubun yarattığı isyanların amacı; millî hareketi boğmaktır. Atatürk, öncelikle iç isyanların bastırılmasına, ülkede iç güvenliğin sağlanmasına son derece önem vermiştir. Bir yandan vatana ihanet yasası çıkarılırken, öbür yandan da iç isyanları bastırmada kullanılmak üzere Seyyar Jandarma Müfrezeleri kurulmuştur. Ayaklanmalar Millî Mücadele’nin neticelenmesini geciktirmiştir.

Demirci Mehmet Efe Ayaklanması, Yunan kuvvetlerinin Bursa-Uşak-Sarayköy hattına kısa sürede ulaşabilmeleri, düzenli ordunun yetersizliğine bağlanmaktadır. Ankara Hükûmeti, 9 Kasım 1920 tarihinde aldığı bir kararla Batı Cephesi'nin ikiye ayrılmasına karar vermişti. Bu karar aynı zamanda milli kuvvetlerin de bu ordu bünyesinde yer almasını öngörmekteydi. Bu karar gereği olarak Güney Cephesi komutanı Albay Refet Bey, Demirci Mehmet Efe'den, 300 adamından kurulacak bir süvari alayının komutanı olarak düzenli orduya katılmasını istedi. Demirci Mehmet Efe'nin savaşabilecek durumdaki diğer adamları düzenli orduya ihtiyat birlikleri olarak katılacaklar, savaşamayacak durumda olanlarla suç işlemiş olanlar terhis edilecekti.

<span class="mw-page-title-main">Yozgat Ayaklanması</span>

Yozgat Ayaklanması veya Çapanoğlu Ayaklanması, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Hürriyet ve İtilaf reisi Çapanoğlu Edip Bey ve kardeşi Celâl Bey tarafından Yozgat ve yöresinde çıkarılan ayaklanmadır.

<span class="mw-page-title-main">Kuvâ-yi İnzibâtiye</span> Türk Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul Hükûmetinin Ankara merkezli direniş hareketini bastırmak amacıyla kurduğu askeri örgüt

Kuvâ-yi İnzibâtiye, Kurtuluş Savaşı'nda İstanbul Hükûmeti'nin Kuvâ-yi Milliye'ye karşı kurduğu askeri örgüt. Birleşik Krallık, Damat Ferit hükûmetine 7 Nisan 1920 tarihinde Hilafet Ordusu'nun kurulması için izin verdi. 18 Nisan tarihinde kuruldu.

<span class="mw-page-title-main">Ali Fuat Cebesoy</span> 6. Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanı

Ali Fuat Cebesoy, Türk asker ve siyasetçi.

<span class="mw-page-title-main">Eşref Sencer Kuşçubaşı</span> Türk istihbaratçı

Eşref Sencer Kuşçubaşı ya da bilinen adıyla Kuşçubaşı Eşref, Çerkes asıllı Türk istihbaratçı ve savaşçıdır.

<span class="mw-page-title-main">Aşir Atlı</span> Türk asker ve siyasetçi

Aşir Atlı, Çerkes asıllı Türk asker ve siyasetçi.

<span class="mw-page-title-main">İbrahim Çolak (asker)</span>

Halil İbrahim Çolak,, Türk asker, siyasetçi ve iş insanı.

<span class="mw-page-title-main">Kuvâ-yi Milliye</span> Mütareke döneminde direnişçi paramiliter gruplar

Kuvâ-yi Milliye, Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'ndaki yenilgisini takiben Mütareke döneminde ortaya çıkan milis gruplarıdır. Kuvâ-yi Milliye, Kurtuluş Savaşı'nın ilk silahlı savunma kuruluşudur.

<span class="mw-page-title-main">İzzettin Çalışlar</span> Türk asker ve siyasetçi

İzzettin Çalışlar, Türk asker ve siyasetçidir.

<span class="mw-page-title-main">Düzenli ordu</span>

Düzenli ordu, bir ülkenin resmî ordusudur. Yani resmî olan silahlı kuvvetlerdir. Bu orduya dahil olan ordular daimi ordu ve yedek kuvvetlerdir. Paralı askerler, düzensiz ordu, vs. bu orduya dahil değildir. İki tip düzenli ordu vardır:

<span class="mw-page-title-main">Kuvâ-yi Seyyâre</span> Kuvâ-yi Milliyenin bir kolu

Kuvâ-yi Seyyâre, Kurtuluş Savaşı yıllarında Çerkez Ethem önderliğinde gönüllü vatansever Çerkez ve Abhaz birliklerinden kurulan Kuvâ-yi Milliye'nin bir koludur.

Gediz Muharebeleri, "Umum Kuvâ-yi Milliye Komutanı" olan Mirliva Ali Fuat Paşa ile Kuva-yi Seyyare Komutanı Çerkes Ethem'in Yunan işgaline karşı 1920 yılının Ekim ayı sonunda yaptıkları harekât. Taarruz planını Genelkurmay Başkanı İsmet Paşa kabul etmese de, TBMM kuvvetleri zayiatlar verdikten sonra Gediz'i geri alarak, İzmir'in İşgalinden sonra ilk defa Yunanların işgal ettikleri bir bölgeden geri çekilmelerini sağladılar. Harekâtın bitiminde Kuvâ-yi Milliye Komutanlığı lağvedildi ve Umum Kuvâ-yi Milliye Komutanı olan Ali Fuat Paşa Moskova Büyükelçiliğine tayin edildi. Yerine kurulan iki komutanlıktan "Batı Cephesi Komutanlığı"na Albay İsmet Bey, "Güney Cephesi Komutanlığı"na ise Refet Paşa tayin edildiler.

Çerkes Tevfik Bey, Çerkes asıllı Osmanlı askeri.