İçeriğe atla

İsokrates

İsokrates'in Pushkin Müzesindeki büstü

İsokrates (Yunanca: Ἰσοκράτης ; MÖ 436 - MÖ 338), yaşadığı dönemde Yunanistan'ın en ünlü söylevcilerinden biriydi. Yazdığı kitaplar ve verdiği eğitimle söylevciliğe olan katkısı çok büyüktür. Genel olarak Yunan söylevciliği MÖ 5. yüzyılda söylev kurallarını sınırlayan Syracuseli [Sicilya adasının 9 ilinden biri - (latince, Syracusae, arum f.)] Koraks’a dayanır. Mahkeme söylevciliğini geliştiren öğrencisi Tisias da İsokrates’e ders vermiştir. Bu dönemde söylevciliğe verilen önem artmıştır, söylevciliğin gelişimi hukuk kuralları ve demokrasi gibi sosyal ve politik değişimler yüzünden engellenmiştir.

Söylev eğitimine talep arttıkça bazı filozoflar ve öğretmenler söylevcileri eğitmek için kendi okullarını kurmuşlardır. Bunların arasında İsokrates ve Gorgias gibi öğretmenlerin bulunduğu Sofistler de vardır. Bu okullar karlı kurumlar olmuş fakat itibarlarını zamanla kaybetmişlerdir.

Protagoras, Gorgias ve İsokrates gibileri retoriği sistemli bir eğitim aracı haline getirmişler ve düşüncelerinin temeline almışlardır.

Hayatı

Varlıklı bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelmiş ve iyi bir eğitim almıştır. Babası müzik aleti yapımcısı Theodoros’tur. Peloponnes Savaşı sırasında, 436 yılında Erkhia demosunda doğmuş, 338 yılında 98 yaşındayken ölmüştür. Sofistler’in derslerini izlemiş, Gorgias ve Prodikos’un öğrencisi olmuştur. Sokrates’i de dinlemiştir. Peloponnes Savaşı yüzünden ailesi her şeyini kaybedince, para kazanmak zorunda kalmış ve logograf olarak hayatına devam etmiştir; fakat bu işte pek fazla başarı gösterememiştir. Bu sebeple söylev öğretmenliği yapmaya karar vererek MÖ 392 yılında kendi söylev okulunu kurmuştur. Bu okul sayesinde şöhret ve para kazanmıştır. Hypereides ve Aiskhines de onun öğrencileridir. İsokrates, açtığı okulda söylev derslerinde söylev örneklerine yer veriyordu. Söylev eğitimi, dili kullanarak problemleri çözmeye yönelik pratik bir eğitimdi. Aynı zamanda vatandaşlık eğitimi de vererek, öğrencilerini kente hizmet etmeye yönelik eğitiyordu. Öğrencileri birçok konuda söylevler vererek deneyim kazanıyorlardı.

Platon’un sofistlere karşı eleştirileri yüzünden İsokrates’in söylev ve felsefe okulu ahlaka aykırı bulundu. İsokrates’e göre iyi bir söylevci sadece söylev öğretebilen kişi değil aynı zamanda felsefe bilim ve sanatta geniş bir bilgiye sahip olmalıydı. Bunun yanı sıra söylevci özgürlük, otokontrol ve erdem gibi Yunan idealarına da sahip olmalıydı; bu konuda Cicero ve Quintilianus gibi Romalı söylevcileri de etkilemiştir. Söylevciliğin bir sanat dalı olmasında da öncü olmuştur. Dinleyicinin ilgisini çekmek için ritim ve çekim değişiklikleri katarak açık ve sade bir stil geliştirdi. Birçok söylevcinin tersine söylevi gerçeği öğretmekten çok gerçeği açığa çıkarmak olarak gördü.

İsokrates dürüst, gururlu, bilgili ve kültürlü bir insandı. Siyasi bakımdan sadece Atina değil, Yunan yurtseverliğinden yanaydı. Bütün Yunanistan’ın Pers İmparatorluğu’na karşı birleşmesini istediği için Makedonya Kralı II. Filip'e karşı hoşgörülü davranmıştır, çünkü onu Pers tehlikesine karşı Helenlerin tek bir çatı altında toplayabilecek tek kişi olarak görüyordu. Bu yüzden Atinalı hatip (rhetor) Isokrates, M.Ö. 346’da Makedon Kralı II. Filip’e yazdığı açık mektupta, Helen ulusunun başlıca beş büyük kentinin (Atina, Argos, Sparta, Korinthos ve Thebai) güç birliği yaparak, onun komutasında Perslere karşı sefer düzenlemesini istediği bir mektup yazdı. Mektubu MÖ 337 yılında karşılık buldu ve II. Filip, tüm Helenleri birleşmeleri ve Perslere karşı sefere çıkmaları için Korinthos Birliği'ni kurdu.

MÖ 338 yılında açlık grevi yaparak öldüğü söylenir.

Okulu

İsokrates’in okulunda retorik, felsefeyle mücadele etmiş, gençlerin eğitimiyle ilgili amacı yüzyıllar boyunca sürecek bir mücadele başlatmıştır. Retoriğin bu dönemdeki yükselişi MÖ 4. yüzyılın en önemli olayı ve İsokrates de bu dönemin tipik bir temsilcisiydi. Söylev okulunda Yunanistan’ın birçok itibarlı yurttaşını eğitmiştir. Bu kişilerden bazıları; Kral Nikokhles, Ephoros ve Theopompos adlı tarihçiler, Timotheos, Lykurgos ve Hyperides.

Kendi öğrettiği sanatı logon paideia (söz eğitimi) olarak tanımlamıştır. İsokrates büyük bir ahlak hareketinin öncülüğünü üstlenmiş, eğitim tarihinde hümanist eğitim anlayışının babası olarak değerlendirilmiştir.

Yunanların ve sofistlerin en ünlü eğitimcisi olan İsokrates’in asıl çıkış noktası zihinsel bir eğitimin yanında güçlü bir karakter eğitimi de sağlamaktı. Platon'un Akademia'sından birkaç yıl önce MÖ 4. yüzyıl sonunda kurduğu ve bütün Yunan dünyasına egemen olan söylev eğitimine philosophia, kendisine de philosophos demiştir (Antid. 50; 270; 285). Eğitim sistemini, öğrencisi olduğu Gorgias’ın düşüncelerini temel alarak, ‘soylu konular üzerinde iyi konuşmasını ve yazmasını öğrenmek’ olarak tanımlamıştır. İsokrates Platon’cu veya Aristoteles’çi anlamda felsefeci değildi, zaten kendisinin de böyle bir iddiası olmamıştı. Sistemine felsefe demekle zihinsel eğitimi kastediyor, soylu konular üzerinde konuşmak deyiminden ise devlet için önemli olan konular üzerinde konuşmayı anlıyordu.

Philosophia terimi MÖ 5. yüzyıl Atina'sında genel olarak tarafsız zihinsel bir etkinlik ve kültür anlamında kullanılıyordu. MÖ 4. yüzyılda felsefe retorikten tamamen ayrılmış olmasına karşın, İsoktrates kendisinin karşı çıktığı ve küçümsediği kuru bilgilerle dolu tekhnai (el kitapları) yazarlarıyla karıştırılmak istemiyor ve kendi yaptığı işin felsefe olduğunu söylüyordu.

İsokrates söylev sanatını beceriksizlikleri yüzünden yanıltıcı biçimde kullanan ve bu beceriksizliklerini övgü konusu yapan sofistlere, olanaksız bilgiyi araştırıp faydasız konular üzerinde konuşan felsefecilere ve kendini sadece yasal konularla sınırlandıran mahkeme konuşmacılarının öğretilerine, karşı çıkar. O, söylevciliği hiçbir zaman birçok eski sofistin anladığı gibi yasal alanda pratik bir sonuca ulaştırarak para kazandıran bir araç olarak görmemişti.

İsokrates’in anlayışına göre konuşmak, insanı hayvandan ayıran yeti, her alanda ilerlemenin, uygarlığın ve kültürün temeliydi (Nik. 5- 9; Antid. 253-257). Onun için konuşmak kadar düşünmek de önemliydi (Antid. 244).

Ona göre insan yaşamının gelişimi ve bu yaşamdaki iyiliğin kaynağı logos’tur. İsokrates’in eğitimi logos’un içerdiği anlamlarla (konuşma, sözcük, düşünce, akıl) örtülü bir sistemdir. Bu sistemle birlikte eski Yunan’da siyasal ve hukuksal söylevlerin edebi bir karakter kazandığı ve edebiyat alanına kaydığı gözlemlenir (Antid. 46).

Eğitim anlayışı

İsokrates her şeyi kurallaştıran söylevcilere karşı bir tutum izleyerek eğitim sisteminde zanaatın, bilgi aktarımından çok uygulamalı, gerçekçi ve bireyin doğal yeteneğine öncülük tanıyan bir öğretim anlayışı sergiler (Antid. 185 -188).

İsokrates’in öğretim yöntemleri üzerinde günümüze kalan sınırlı bilgi dağarcığından anlaşıldığı kadarıyla, temel öğretim sistemi sekiz-on kişinin devam ettiği üç dört yıl süren, pratiğe önem veren yoğun bir derstir. Bu dersin esas konularını dilbilgisi, edebiyat ve söylev oluştururken, bunlar üzerinde yapılan araştırmalardan edinilen diğer bilgi çeşitleri genel eğitim anlayışını tamamlamaktadır.

Ona göre bir kişinin başarılı bir söylevci olabilmesi için gerekli üç ölçüt vardı; doğal beceriler, iyi bir öğretmen ve uzun bir eğitim. Bu sayede başarılı bir söylevci olunabilirdi.

İsokrates öğretimde gelenekçi bir yapı sergileyerek Homeros eğitiminin temelini oluşturan paradeigma (tarihten alınacak örnek kişiler ya da olaylar) ve mimesis (tarihteki ünlü kişilere, kahramanlara öykünme) idealarını kendi sistemine uyarlamış ve her zaman öğretmenin öğrenciye, hem konuşma biçemi hem de karakteriyle örnek oluşturması düşüncesini savunmuştur. Bu düşünce Cicero ve Quintilianus’un öğretiminde geçerli olan öykünmenin çekirdeğini oluşturur.

İsokrates edebiyat eğitiminde biçem konusuna önem vererek hiçbir şairin göz ardı edilmemesini istemiş ve Homeros ile Hesiodos üzerine eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşmıştır.

Tarihsel geçmişin öğrenimine de önem veren İsokrates, zihinsel kesinlik sağladığı için matematiğin de öğrenilmesini zorunlu kılmış, matematik çalışmalarına eristik (tartışarak karşıdakinin görüşlerini ne pahasına olursa olsun çürütme) de eklemiştir (Antid. 268). Ancak İsokrates eristik ile uğraşan bazı öğretmenleri kınar ve onların öğrencilere her koşulda nasıl doğru olunacağını öğretmeye çalıştıklarını, yerine getiremeyecekleri sözler verip safsatalarla gerçek dışı bir eğitim sağladıklarını belirtir (Antid. 261).

Ona göre retorik yaratıcı bir sanattır ve öğrencide hayal gücü yüksek, kıpır kıpır bir zihin ister. Retorik sanatıyla uğraşmanın Atina’yı ve Yunanistan’ı eski canlı yaşamına kavuşturacağına inanan İsokrates logos aracılığıyla, toplumun liderleri olacak öğrencilerine en yüce değerleri kazandırmak ve siyaseti olumlu yönde etkilemek, retorikle vatanına iyi liderler ve iyi yurttaşlar sağlamak amacını güdüyordu. Ancak İsokrates retorik sanatına ve bu sanatın amacına gösterdiği tüm iyi niyete karşın felsefecilerin retoriğe karşı edindikleri önyargıyı silemedi.

Dil ve üslubu

İsokrates, Gorgias’ın antithetik (fikirleri antitezlerle ileri sürmek) üslubunun yerine daha geniş bir üslup kullanmıştır. Uzun cümleler kullanma sanatında usta olarak kabul edilir. Cümleleri o kadar uyumlu ve öyle ustaca kurulmuştur ki, hiçbir zaman daha mükemmel örnekleri yazılamamıştır.

Eserleri

Isokratous Apanta, 1570

Eserlerinin çoğu politik düşünceler içerir. Söylev sanatı hakkında elimize ulaşmamış bir yapıt yazmıştır. 60 söylevden sadece 21 tanesi günümüze ulaşmıştır. Elimize ulaşmayan bir de ders notları niteliğindeki eseri bulunmaktadır.

Söylevleri

  • Panathenaikos (94 yaşındayken başlamış 270 yılında 97 yaşında bitirmiştir)

Adli söylevler

  • Kallimakhos’a karşı
  • Lokhitos’e karşı
  • Eüthynus’a karşı
  • Trapezitikos (Alcibiades’in oğluna yazmış)
  • Aiginetikos
  • Demonikos’a karşı

Sofistik söylevler

  • Busiris
  • Helen (Diyalog yazarlarına saldırı niteliğinde- Plato ve Sokratikler)

Epideiktik ve politik söylevler

  • Panegyrikos (380 de tamamlamış)
  • Plataikos (373 yılına ait politik bir söylev)
  • Areopagitikos (elimize ulaşmamış)
  • Peri Eirenes (Barış Üzerine)

Eğitim ve hitabet hakkında söylevler

  • Kata ton Sophiston (Sofistlere Karşı - Filozoflara ve mahkemeler için hitabet öğreten öğretmenlere karşı propaganda niteliğindedir.)
  • Peri tou Zeygus
  • Arkhidamos

Otobiyografi

  • Peri Antidoseos (82 yaşındayken yazdığı, söylevlerinin en uzunu olan eser)

Övgüler

  • Eüagoras
  • Nikokhles (Babası Eyagoras’ın ölümünden sonra 374’te eski öğrencisi Nikokhles’e yazmıştır)

Mektuplar

Söylevlerle birlikte 9 mektubu elimize ulaşmıştır fakat bunların 4’ünün gerçekliğinden şüphe duyulmaktadır.

1. Mektup: (Philippos’da İsokrates Syracusae’lı I. Dionysos’a yazdığı bir mektuptan söz etmiş, bu 1. mektup olarak adlandırılır)
2. Mektup: Philippos’a yazılmış (344 tarihinde ülkesi ve Philippos’un ülkesi arasında dostluk ilişkileri kurmaya yönelik düşüncelerini dile getirmiş)
3. mektup: Philippos’a yazılmış (Khaironeia’dan sonra Philippos Perslere karşı Yunanlara önderlik etsin diye davet edilmiş)
4. Mektup: Antipater’e yazılmış
5. Mektup: İskender’e yazığı kısa bir mektup
6. Mektup: İason’un çocuklarına yazılmış
9. Mektup: Arkhidamos’a yazılmış(Sadece bazı parçaları elimize ulaşabilmiş)

Kaynakça

  • http://en.wikipedia.org/wiki/Isocrates 4 Kasım 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  • Lesky A., A History of Greek Literature, London, 1996
  • Hornblower S., Spawforth A., The Oxford Companion to Classical Civilization, Oxford University press, 1988
  • Dover K.J., Ancient Greek Litrature, Oxford University Press, Second Edition, 1997
  • Easterling P.E., Knox B.M.W.,The Cambridge History of Classical Literature 1.Greek Literature, Cambridge University Press, 1990
  • Kennedy G.A., A New History of Classical Rhetoric, Princeton University Press,1994
  • Romilly J., A Short History of Greek Literature, The University of Chicago Press,1985
  • Meyer M., Retorik, Dost Kitabevi Yayınları,2009
  • Murphy J.J., Katula R.A., A Synoptic History of Classical Rhetoric, Hermagoras Press,1995
  • Said S., Trede M., A Short History of Greek Literature, Routledge, 1999
  • Doç. Dr. Tansu Açık'ın ders notları

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sokrates</span> Antik Yunan filozofu

Sokrates, Antik Yunan filozofudur. Heykeltıraş Sophroniskos'un ve Ebe Fenarete'nin oğludur. Yunan felsefesinin kurucularındandır.

<span class="mw-page-title-main">Aristoteles</span> Antik Yunan filozofu (MÖ 384–322)

Aristoteles veya kısaca Aristo, Antik Yunanistan'da klasik dönem aralığında yaşamını sürdürmüş olan Yunan filozof, polimat ve bilgedir.

<span class="mw-page-title-main">Akademi</span> yükseköğrenim kurumu

Akademi, en geniş tanımıyla yükseköğrenim kurumu anlamına gelir. Günümüzde bilim, edebiyat ve sanat konularını tartışmak için bir araya gelen üyelerin oluşturduğu kurumlara da akademi denir.

Retorik ya da eski ismiyle Belagat, etkileyici ve ikna edici konuşma sanatıdır. Sözcük güncel kullanımda "etkileyici ve ikna edici olmakla beraber içtenlikten veya anlamlı içerikten yoksun lisan" anlamında da kullanılır. Kavram Yunanca rhētorikos (ῥητορικός) "hitabet" kavramından türemiştir. Antik Yunanistan'da MÖ 5. yüzyılda Sokrates çevresindekiler tarafından kullanılmış olan bu kelime, ilk kez Platon’un Gorgias adlı eserinde geçmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Beden eğitimi</span> insan fiziği ve bedenine yönelik eğitim

Beden eğitimi, eğitimin, insanın beden sağlığını ve becerilerini geliştirmeye yönelik dalına denir. Beden eğitimi, insanın zihinsel eğitim kadar bedensel eğitime gereksinmesi olduğu düşüncesine dayanır. Beden eğitiminin geçmişi, uygarlıklar tarihi kadar eskidir. Günümüzden yaklaşık 2.400 yıl önce yaşamış olan Yunan filozof Platon’un "Gerçek müzisyen ve sanatçı, müzikle cimnastiği en doğru oranlarda birleştirebilen kişidir" sözleri, Eski Yunan’da beden eğitimine verilen önemi gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Gorgias</span>

Gorgias, Yunan filozof ve sofisti. Memleketi Sicilya'da bulunan bir Yunan kolonisi olan Lentini'dir. Yunan filozofu Gorgias, ölü annesinin cenaze tabutunda doğmuştur. Tabutu taşıyanlar defnedilme sırasında Gorgias’ın ağlamalarını duymuşlardır. Pelaponez Savaşı (427) sırasında Atina'ya geldi. Hatip olarak tanınır oldu. Yazdıklarından çok az bir kısmı günümüze kalmıştır. Nihilizmin ve daha da çok kuşkucu düşüncenin gelişmesinde önemli bir filozof olarak yer almaktadır. Empedokles'in öğrencisi olmuştur ve ondan hem doğa felsefesini hem de hitabet sanatını öğrenmiştir. Bu sanattaki ustalığıyla Atina'da önemli etkilerde bulunmuş ve bu sanatın en önemli geliştiricilerinden biri olmuştur. Elea Okulu'nun diyalektik anlayışı üzerinde derin bir etkisi olduğu belirtilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Antisthenes</span>

Antisthenes, Kinik okulu kurmuş olan Yunan düşünür.

<span class="mw-page-title-main">Antik Çağ felsefesi</span>

Antik Çağ felsefesi ya da Antik Çağ Yunan felsefesi, MÖ 700'lü yıllardan başlayıp M.S. 500'lü yıllara, yani Orta Çağ'a kadar uzanan tarihsel dönemdeki felsefe tarihini kapsar. Antik Yunan ve Roma kültürlerinde süregelen felsefe eğilimleri ve öğretilerinden oluşur. Klasik İlkçağ felsefesi olarak adlandırılması da söz konusudur. Bu dönem İlk Çağ felsefesinden, Yunan ve Roma kültürlerine bağlı olmalarıyla ayrıştırılır. Böylece bilgi için bilgi gibi bir felsefe geleneğine geçilmiş olduğu varsayılır; bilgi burada gündelik yaşamdaki kullanılabilirliğinin ötesinde kendi başına bir değer ya da sorundur. Bu nedenle Batı felsefesi olarak adlandırılan felsefe geleneği kendisini Antik Çağ felsefesine dayandırır. Çağdaş ya da modern denilen düşünce biçiminin ve felsefe tarzının embriyon halinde bu dönem felsefe geleneğinde ortaya konulduğu varsayılmaktadır. Antik Çağ filozofları, bilginin anlamını, doğruluğun ne olduğunu, erdemin ne anlama geldiğini, evrenin ve yaşamın anlamını sorgulamışlar ve felsefi soruları şekillendirmişlerdir.

Sofistler, MÖ 5. yüzyılda para karşılığında felsefe öğreten gezgin felsefecilerdir. Özellikle Atina’da çağın önde gelen bilgeleri var olan değerleri (kritias) eleştirmişlerdir. Göreceli ve kuşkucu düşüncenin köklerini atmışlar ve geliştirici olmuşlardır.

Batı felsefesi MÖ 6. yüzyılda Antik Yunan'da başladı. Sokrates öncesi filozoflar çoğunlukla Yunan dünyasının batı veya doğu çevrelerindendiler. Felsefi projeleri asıl, nihai ilkeyi bulmaya ve dış dünyanın doğasını çözmeye yönelikti. Şeylerin maddi ilkesini, kökenlerini ve yok oluşlarını algılamaya çalıştılar. İlk düşünürler olarak şeylerin ussal birliğini vurgulayarak dış dünyanın mitolojik açıklamalarını reddettiler. Cevap aradıkları başlıca meseleler şunlardır:

Her şey nereden geliyor?
Her şeyin yaratılış kaynağı nedir?
Doğada bulunan şeylerin çoğul oluşlarını nasıl açıklarız?
Matematiksel olarak doğayı nasıl tanımlarız?
<span class="mw-page-title-main">Hippias</span> Antik Yunan  felsefecisi (d. MÖ 460)

Hippias veya Elisli Hippias, Yunan Sofistlerden biridir. M.Ö. 460 yılı civarında Atina'da doğan Hippias, Protagoras ve Sokrates'in genç akranıdır. Hitabet sanatında etkili olduğu gibi, matematiğe de önem vermiştir. Kendine özgü bir felsefe geliştirmemiş, ancak var olan felsefi düşünceleri etkili bir şekilde değerlendirmiştir. Platon'un diyaloglarında etik konularla ilgili tartışmalarda Hippias yer alır. Kücük Hippias diyalogunda Sokrates ve Hippias arasında yalan üzerine tartışma geçer.

Prodikos, , Yunan hümanist filozof ve Sofistlerin öncülerinden olan Sokrates öncesi düşünürlerden biridir. Prodikos Atina'ya temsilci göreviyle Keos adasından geldi ve orada öğretmen ve hatip olarak görevler yaptı. Protagoras'ın eğitimde retoriğe önem vermesinin yanında Prodicus etiğe önem verdi. Düşünüşünün pesimist bir boyutu vardı ve genel olarak yaşamın acılarını vurguluyordu. Öğrencileri arasında Theramenes, Euripides ve Isokrates yer almıştır. Platon'un diyaloglarında Prodikos alaysı bir şekilde gösterilir ve Aristophanes oyunlarında onunla dalga geçer.

<span class="mw-page-title-main">Bilgicilik</span>

Bilgicilik veya sofizm, Antik çağ Yunan felsefesinde önemli bir felsefi düşünce akımı.

Bu madde, Friedrich Nietzsche'nin bibliyografyasını içermektedir.

  1. David Strauss: der Bekenner und der Schriftsteller, 1873
  2. Vom Nutzen und Nachteil der Historie für das Leben, 1874
  3. Schopenhauer als Erzieher, 1874
  4. Richard Wagner Bayreuth'da, 1876

Antik Çağ Yunan Felsefesinde Aristoteles'ten itibaren Yeni Platonculuk'un ortaya çıkmasına kadar geçen döneme Helenistik felsefe adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">Latin edebiyatının gümüş çağı</span> 14-550 yılları arasını kapsayan Roma edebî dönemi

Latin edebiyatının gümüş çağı, Latin edebiyatının 14'ten I. Justinianus'un 550'de hukuk alanında yaptığı yeniliklere dek olan dönemini kapsayan dönem. Roma İmparatorluğu ve daha sonrasında Bizans İmparatorluğu etki alanında geliştiğinden dolayı İmparatorluk Dönemi olarak da adlandırılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Antik Yunan felsefesi</span>

Antik Yunan felsefesi, MÖ. 6. yüzyılda başlamış ve Hellenistik çağ ile Roma İmparatorluğu arasında devam etmiştir. Felsefe kelimesi Yunanlar tarafından kullanılmaya başlandı. Önceleri bilimi, matematiği, siyaseti ve etiği de kapsayan bir terimdi. Yunan felsefesi Batı medeniyetinin bir ürünüydü. Roma'da, Rönesans'ta, Aydınlanma çağında ve İslam filozofları tarafından kullanıldı. Yunan felsefesi Antik Yakın Doğu felsefesinden etkilenmiş olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Antik Roma'da eğitim</span>

Antik Roma'da eğitim, Cumhuriyet'in başlarında gayriresmi, ailesel bir eğitimken; geç Cumhuriyet ve İmparatorluk dönemlerinde bir sisteme dayanan eğitime doğru ilerledi. Roma eğitim sistemi Yunan eğitim sistemine dayanıyordu ve Roma eğitim sistemindeki özel öğretmenlerin çoğu Yunan köleler ya da yine Yunan azat edilmiş kişilerdi. Roma'da kullanılan eğitim metodolojisi ve müfredatı, Roma'nın tüm eyaletlerinde kopyalandı ve daha sonraki Batı uygarlığı eğitim sistemleri için bir temel oluşturdu. MS 2.yüzyıla kadar organize eğitim nispeten nadir olarak uygulandı ve bu zamana kadar uygulanan Roma eğitim sürecine dair sadece birkaç birincil kaynak var. Aile babasının Romalı aileler üzerinde sahip olduğu geniş güç nedeniyle, Romalı çocuklara sağlanan eğitimin düzeyi ve kalitesi aileden aileye büyük farklılıklar gösteriyordu; yine de, Roma kültürü sonralarda babaların çocuklarını bir dereceye kadar eğitmelerini beklemeye başlayacak şekilde gelişim gösterdi, siyasete girmek isteyen herhangi bir Romalıdan tam ve üst düzey bir eğitim bekleniyordu.

<span class="mw-page-title-main">Bizans İmparatorluğu'nda felsefe</span>

Bizans felsefesi, özellikle 8. ve 15. yüzyıllar arasında Bizans İmparatorluğu'nun filozof ve bilginlerinin kendine özgü felsefi fikirlerini ifade eder. Hristiyan bir dünya görüşü ile karakterize edilmiştir, ancak fikirleri doğrudan Platon, Aristoteles ve Neo-Platoncuların Yunan metinlerinden alınan bir dünya görüşüydü.

Asclepigenia Atinalı bir filozof ve mistikti.