İçeriğe atla

Özel hukuk

Özel hukuk, toplumun birbiriyle eşit haklara sahip üyeleri arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk alanıdır. Medeni hukuk, ticaret hukuku, devletler özel hukuku ve borçlar hukukunu kapsar.[1] Türkiye'de bu alanı düzenleyen başlıca yasalar Medeni Kanun, Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu'dur.

Bireyler arasındaki ilişkileri düzenleyen özel hukukta, devlet düzenleyici ve uygulayıcı olarak yaptırım aşamasında bu hukuka müdahale eder (bireyin yargıya başvurması gibi). Ancak, devlet, kamu kurumlarının tüzel kişi olarak bireylerle ilişkisinde, birey gibi özel hukuka tabi olur. Devlete ait ticari işletmelerin bireylerle olan iş ilişkileri de özel hukuka girebilir (kiralar, bankalar).

Özel hukuk alanında temel ilke olan serbestlik ilkesine göre 'kanunla yasaklanmamış her şey meşrudur'. Özel hukukta, bir kimseye, hukuk düzeninin sağladığı yetkilere hak denir. Hakkın kullanılması veya kullanılmaması kişiye bırakılmıştır. Kişi hakkını doğrudan veya tasarruf ile kullanır. Ehliyeti olmayanlar, haklarını temsilci, velayetçi ile kullanırlar. Bir hak, medeni kanuna göre dürüstlükle bağdaşır olmalıdır. Aksi halde, bir hakkın kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Haklar, mutlak ve nisbi, ayni ve kişisel haklar, malvarlığı hakları, kişivarlığı hakları, inşai haklar başlıklarına ayrılır. Sahipsiz hak olmaz, her hakkın bir sahibi vardır. Hak sahibi, gerçek veya tüzeldir. Hak ehliyeti yönünden herkes eşittir. İnsanlar hak ehliyetini doğumla kazanır ve buna kişilik denir. Kişilik, hukukun temel kavramıdır. Haklar, aslen veya devren kazanılır. Bazı haklar, devredilemez. Hakkın yitirilmesi kişiliğin sona ermesi veya feragat iledir.

Özel hukuk, bireylerin tam bir eşitlik içerisinde, tamamen kendi iradelerine dayanarak (hiçbir baskı gözetmeksizin) aralarında yaptıkları anlaşmaların dayandığı hukuksal haktır. Örneğin; ev kiralamak isteyen bir bireyin ev sahibiyle aralarında imzaladıkları sözleşme 'Özel Hukuk'u temsil eder.Özel Hukuk'ta 'Sözleşme Serbestliği' (yani bireyler kendi isteklerini çekinmeden dile getirebilir ve çekincelerini açıkça ifade edebilirler. Sözleşme Serbestliği tamamen bireylerin kendi iradelerini esas alır.) bireyler (ev sahibi ve kiracı) bu sözleşmede isteklerini belirtirler kendi iradeleriyle Özel Hukuk haklarını kullanmış olurlar.

Şirketlerin aralarındaki yaptıkları sözleşmeler, ev sahibi-kiracı sözleşmeleri ve uluslararası örgütlerin kendi aralarında yaptıkları sözleşmeler özel hukuka örnek olarak gösterilebilir.

Özel hukukun kapsamı

Kamu Hukuku ve Özel Hukuk Karşılaştırması

KamuÖzelAçıklama
1 Kamu Yararı: Tüm toplum yararlanır. Örneğin parklar Bireysel Fayda: Sadece taraflar fayda görür. Menfaat Teorisi
2 Eşitsiz İlişki: Yönetici – Yönetilen farkı Eşitler arası İlişki: Taraflar birbirine eşit bireylerdir Taraf Teorisi
3 Resen: Kendiliğinden harekete geçme Tercihen: İsteğe bağlı olarak harekete geçme Uygulama Teorisi
4 İrade Gücü: Bu gücü yalnızca devlet kullanır. İrade Serbestisi: Tarafların iradeleri özgürdür. İrade Teorisi
5 Emredicilik: Çoğu zaman Emir ve Yasaklar kullanılır. İzin Vericilik: Çoğu zaman İzinler bu kapsamdadır. [İzin: İstersen yap] Mahiyet Teorisi

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "common-core.org – Welcome to the Common Core of European Private Law/simarcin" (İngilizce). 3 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 12 Temmuz 2023. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hukuk</span> genellikle devlet otoritesi tarafından desteklenen kurallar ve yönergeler sistemi

Hukuk ya da tüze birey, toplum ve devletin hareketlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini; yetkili organlar tarafından usulüne uygun olarak çıkarılan, kamu gücüyle desteklenen, muhatabına genel olarak nasıl davranması yahut nasıl davranmaması gerektiğini gösteren ve bunun için ilgili bütün olasılıkları yürürlükte olan normlarla düzenleyen normatif bir bilimdir. Ayrıca, toplumu düzen altına alan ve kişiler arası ilişkileri düzenleyen, ortak yaşamın huzur ve güven içinde akışını sağlayan, gerektiğinde adaleti yerine getiren, kamu gücü ile desteklenen ve devlet tarafından yaptırımlarla güvence altına alınan kurallar bütünüdür. Hukuk, birey-toplum-devlet ilişkilerinde ortak iyilik ve ortak menfaati gözetir.

Kamu hukuku veya amme hukuku, devlet ve vatandaşlar veya devletin kendi kurumları arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk alanıdır. Özel hukuktan ayrılması sırf teorik bir ayrım değil, başvurulacak mahkemenin belirlenmesi açısından da önemlidir. Kamu hukukunun konusu olan devlet ve yurttaş arasındaki hukuksal uyuşmazlıklar, özel hukuk uyuşmazlıklarında yetkili sulh ve asliye mahkemelerinde değil, idare mahkemelerinde çözülür. Ceza hukuku da, ceza verme yetkisi sadece devlete ait olduğundan kamu hukuku alanına girer.

<span class="mw-page-title-main">Türk Kanunu Medenisi</span> Türkiyede medeni hukuk sisteminin temelini oluşturan yasal kanun (1926-2001)

Türk Kanunu Medenisi, Türkiye'de 17 Şubat 1926'da İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak TBMM'de kabul edilen ve 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe konulan 743 sayılı kanundur. 1 Ocak 2002 kabul tarihli Türk Medeni Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle yürürlükten kalkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Dava</span>

Dava, bir hakkın, devlet kanalıyla devletin organları olan mahkemeler vasıtasıyla kullanılmasıdır. Dava; asli ve feri olur. İhtilaflı ve ihtilafsız veya ceza davası, hukuk davası, idari dava, amme (kamu) davası, şahsi dava olarak da tarif edilir. Tek başına dava sözcüğü, sıklıkla hukuk davalarını işaret eder.

Tüzel kişi, hukuk bakımından birçok kişinin veya malın topluluğundan doğan ve tek bir kişi sayılan oluşum. Belli bir amacı gerçekleştirmek üzere kişi veya emtia (mal) topluluğu şeklinde bağımsız olarak örgütlenmiş, haklara sahip olabilen, borç veya alacak edinebilen varlıklardır. Ör: Şirketler, vakıflar, dernekler, belediyeler, üniversiteler. Bir ülkedeki en büyük tüzel kişilik devlettir. Gerçek kişi olmadıkları hâlde gerçek kişi gibi işlem görürler. Kendilerini oluşturan ortaklardan, üyelerden veya temsilcilerden bağımsızdırlar. Örneğin üniversitenin mal varlığı rektöre değil, üniversite tüzel kişiliğine aittir.

Medeni hukuk, kişilerin birbiriyle ya da belirli ölçülerde kişilerle devletin doğrudan veya dolaylı özel ilişkilerinin kamu hukuku gibi başka bir hukuk dalının konusuna girmeyen hukuk dalına verilen addır. Temeli Roma hukukuna dayanır ve Cermen halkları tarafından geliştirilmiştir. Tüm Kara Avrupası'nda ve onlardan etkilenen birçok ülkede uygulanan bir hukuk dalıdır.

Borçlar hukuku, bir özel hukuk dalıdır ve eşitler arasında meydana gelen ve borç ilişkisi adı verilen hukuki ilişkilerin incelendiği bir disiplindir. Borçlar Kanunu özel hukukta borçlar hukukuna kaynaklık eder ve borçlar hukuku alanına giren borç ilişkilerini düzenleyen bir kanundur. Borç ilişkisi kavramı, özel hukuk açısından tanımlandığında, alacaklı ve borçlu adı verilen iki taraf arasında meydana gelen ve borçlu olan tarafın alacaklıya karşı belli bir davranış biçiminde (edimde) bulunmakla yükümlü olduğu, alacaklının da borçludan bu davranış biçiminin yerine getirilmesini isteyebileceği hukuki bir bağdır.

<span class="mw-page-title-main">Borç</span> geri verilmek üzere alınan veya ödenmesi gerekli para veya başka bir şey

Borç, geniş anlamda, bir borç ilişkisini, dar anlamda ise borçlu tarafın ödemekle yükümlü olduğu parasal değeri ya da yerine getirme taahhüdünde olduğu edimi ifade eder. Hukuki alanda kullanılışı, geniş anlamıdır. Borç ilişkisi, borçlu ve alacaklı olmak üzere iki taraf arasında bir edimin yerine getirilmesine dayanan hukuki bağdır. Edim, borçlu açısından bakıldığında borç, alacaklı açısından bakıldığında ise alacaktır. İki farklı kelime aynı davranışın iki farklı açıdan bakılması ile oluşturulmuş adlandırmalardır. Edim fiili, yapma, yapmama veyâ verme olarak üç şekilde tezâhür edebilir.

Şirket, Türkiye yasalarına göre iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin bir araya gelerek emek veya mallarını müşterek (ortak) bir amaçla bir sözleşme ile birleştirmeleri sonucu ortaya çıkan ticari işletmedir.

Adi şirket, sahibinden ayrı bir varlığı olmayan şirketlerdir. En basit şirket modelidir.

<span class="mw-page-title-main">Egemenlik</span> Bir bölge içinde yüksek otorite ve diğer devletlerden dış özerklik

Egemenlik ya da hâkimiyet, bir toprak parçası ya da mekân üzerindeki kural koyma gücü ve hukuk yaratma kudretidir. Bu güç siyasi erkin dayattığı yasallaşmış bir üst iradeyi ifade etmektedir.

Medeni Hukuk dalı olarak Kişiler Hukuku, Medeni Kanun'un birinci kitabında düzenlenmiştir. Kişi haklarıyla ilgilidir. Kişi, gerçek kişi (insan) ve tüzel kişi olarak ikiye ayrılır.

<span class="mw-page-title-main">Hak</span> Kişinin hukuken korunan ve kendisine bu korumadan yararlanma yetkisi veren menfaat

Hak, kişilerin hukuk düzenince korunan menfaatleridir. Kişilerin lehlerine olan bir durumun kanunlar tarafından korunması, bu korumaya uymayan kişilere karşı ise kanuni girişimlerde bulunulması gibi yetkiler verir. Esasen Arapçada hukuk kelimesinin tekil hâli olan bu kelime, zamanla kişilerin hukuken korunan menfaatlerini tanımlamak için kullanılırken, hakların oluşturduğu düzene ise hukuk adı verilmiştir.

Aile hukuku, aileye ilişkin konularla ilgilenen, medeni hukukun kapsamı içinde yer alan bir hukuk dalıdır. Aile hukukunun başlıca konuları nişanlanma, evlenmenin koşulları ve hükümleri, boşanmanın koşulları ve sonuçları, mal rejimleri, aile konutu, soybağı, evlat edinme, velayet, çocuğun nafaka hakkı, vesayet, kayyımlık, yasal danışmanlık, yardım nafakasıdır. Kadın hakları ve çocuk hakları, başlı başına ayrı inceleme alanı oluştursa da aile hukukunun da ilgi alanı içindedir.

Ticari işletme, insanların oluşturduğu bir pazarın, piyasası olan gereksinimlerini, yani iktisadi anlamda talebi, karşılama ve bu arzdan kâr etme amacı güden kuruluşlardır.

Zarar ilkesi, bireylerin eylemlerinin sadece diğer bireylere zarar vermemek için sınırlanması gerektiğini öne sürer. John Stuart Mill, 1859 tarihli "Özgürlük Üzerine" adlı denemesinde ilkeyi şu şekilde açıklamıştır: "Medeni bir toplumun herhangi bir üyesi üzerinde, isteğine karşı doğru bir şekilde uygulanabilecek gücün tek amacı, başkalarına zarar verilmemesini sağlamaktır." Bu ilke, Fransa'nın 1789 tarihli İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi'nde de şu şekilde ifade edilmiştir: "Özgürlük, başkalarına zarar vermeyen her şeyi yapma özgürlüğünde yatar; bu nedenle her insanın doğal haklarının sınırları, diğer toplum üyelerine aynı hakları sağlayanlar dışında belirlenemez. Bu sınırlar yalnızca yasalarla belirlenebilir." Bu ilke, daha önce Thomas Jefferson'ın 1785 tarihli "Virginia Eyaleti Üzerine Notlar" adlı eserinde de ifade edilmiştir. Jefferson burada, "Hükümetin meşru güçleri, sadece başkalarına zarar veren eylemlere kadar uzanır" şeklinde yazmıştır.

Vergi mükellefi, vergiyi doğuran olayı gerçekleştiren ve bu suretle üzerine düşen vergi borcunu ödemekle yükümlü olan gerçek veya tüzel kişidir.

Ehliyet, genel anlamda hak ehliyeti tanımı ile bilinen hukuki terimdir. Hukukta yetkin olma niteliğidir.

Hukukta hak ehliyetine sahip varlıklara kişi denilir. Hukuki anlamda kişi yalnızca insanlardan ibaret değildir. Kanun koyucu, insanın yanında belirli nitelikleri olan kişi ya da mal topluluklarını da kişi olarak kabul edebilir. Kişiler, gerçek kişiler ve tüzel kişiler olarak ikiye ayrılır. Kişinin toplum içerisindeki yeri dolayısıyla diğer kişilerde saygı yaratabilmesi ve gelişmesi için, onun hukuken korunan birtakım değerlere sahip olması gerekir. Bu değerlere örnek olarak; kişinin hayatı, vücut tamlığı, şerefi, itibarı ve adını gösterebiliriz. Kişi, onun toplum içindeki yerini belirleyen, onun varlığını dışa yansıtmasını temin eden değerlerle çevrilmiş bulunmaktadır.

Hukukta, haksız fiil hukukunda ve aynı zamanda Kara Avrupası hukuk düzeni içinde özellikle özel hukuk'ta özen yükümlülüğü, bir bireye yüklenen, başkalarına öngörülebilir şekilde zarar verebilecek ve ihmal iddiasına yol açabilecek dikkatsiz davranışlardan kaçınmak için makul bir özen standardına uyulmasını gerektiren dava açma hakkı veren neden yasal bir yükümlülüktür. Kara Avrupası hukuk ülkelerinde ve bölgelerinde, hukuki sorumluluğun tesis edilmesi kusur, zarar ve bu ikisi arasındaki nedensellik bağının kanıtlanmasını içerir. Özen yükümlülüğü kavramı medeni sorumluluğun genel kurallarında yer almamaktadır. Ancak medeni hukuk ülkeleri, şirketler hukuku ve menkul kıymetler hukuku gibi bazı özel kanunlarda özen yükümlülüğü kavramına yer verebilir. İhmal davası açmak için oluşturulması gereken ilk unsurdur. Davacı, davalının ihlal ettiği, kanun tarafından yüklenen bir özen yükümlülüğünü gösterebilmelidir. Buna karşılık, yükümlülüğün ihlali kişiyi sorumluluğa maruz bırakabilir. Özen yükümlülüğü, halihazırda doğrudan bir ilişkisi olmayan bir şekilde akraba olan bireyler arasında, bununla birlikte common law veya Kara Avrupası hukuku tarafından ailevi, kanuna veya sözleşmeye dayalı ya da başka bir şekilde yükümlülük olarak uygulanabilir. Bununla birlikte Özel hukukun aksine Kara Avrupası Hukukunda Ceza hukuku açısından özen yükümlülüğü ancak kanunla doğabilir.