İçeriğe atla

Âşık Yunus

Âşık Yunus ya da Bursalı Âşık Yunus (? - 1439[a]; Bursa, Osmanlı İmparatorluğu), Türk şair ve mutasavvıf. 14 ve 15. yüzyıllar arasında yaşamış, Emir Sultan'a mensup Kübrevi dervişlerindendir ve önemli bir halk şairidir.[1]

Aşık Yunus, Yunus Emre’den yaklaşık bir asır sonra yaşamıştır. Özellikle Bursa bölgesinde etkin olmuş ve eserlerinde bu bölgenin kültürel ve sosyal yapısını yansıtmıştır. Ancak Aşık Yunus hakkındaki bilgiler sınırlıdır. Şiirleri, yaşadığı dönemde ve sonrasında büyük bir bilinirliğe sahiptir ve tekkelerde bestelenerek okunmuştur. Hatta, 15. yüzyılda basılan Bursa mecmuasında Aşık Yunus'un şiirleri Yunus Emre'nin şiirlerinden ayrı bir başlık altında bulunmaktaydı.[2]

Hayatı

Bursalı Aşık Yunus'un doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Bursa'da doğup büyüyen Yunus, gençlik yıllarında halk şairliğiyle ilgilenmeye başlamış ve kısa sürede yeteneğiyle çevresinde tanınır hale gelmiştir. Bursalı Aşık Yunus'un ölüm tarihi de kesin olarak bilinmemektedir, ancak 15. yüzyılın ilk yarısında öldüğü tahmin edilmektedir.

Mezarı Niyazi Mısrî tarafından bulunmuş olup, Bursa'dadır ve birçok ziyaretçi tarafından ziyaret edilmektedir. Bursa'nın Yıldırım ilçesinde bulunan Aşık Yunus Türbesi, Yıldırım Belediyesi tarafından yapılan çalışmalarla binaların arasından kurtarıldı ve çevre düzenlemesi tamamlandı. Türbenin bulunduğu alan kamulaştırılarak yıkımlar gerçekleştirildi ve türbe gün ışığına çıkarıldı. Belediye, Aşık Yunus'un daha önce bestelenmemiş şiirlerinden oluşan bir albüm ve bir kitap da yayınladı.[3]

Etkisi ve Eserleri

Bursalı Aşık Yunus, döneminde birçok şairi etkilemiş ve sonraki nesiller için de ilham kaynağı olmuştur. Eserleri genellikle dervişlerin ve halk şairlerinin meclislerinde okunmuş ve dilden dile aktarılmıştır. Onun şiirlerinde tasavvufun derin izlerini görmek mümkündür. Eserleri arasında ilahiler, nefesler ve deyişler bulunmaktadır.

Yunus Emre ile Âşık Yunus’un şiirleri zamanla karışmıştır. Bu nedenle, Yunus Emre adına düzenlenmiş divanlarda Âşık Yunus’a ait şiirler bulunabilir. Aynı şekilde, Âşık Yunus mahlaslı bazı şiirler de Yunus Emre’ye ait olabilir. Özellikle, Abdülbaki Gölpınarlı’nın hazırladığı divanda bazı şiirlerin Âşık Yunus’a ait olduğu düşünülmektedir. Bu durum, her iki şairin eserlerinin birbirine karışmasına neden olmuştur.[4][5]

İşlediği Temalar

Âşık Yunusʼun şiirleri, çoğunlukla tasavvufi temalar taşımaktadır. Allah sevgisi, insan sevgisi, doğa ve evrenin güzellikleri, ahiret hayatı gibi konuları işlemiştir. Şiirlerinde sade bir dil kullanmış ve bu yönüyle halk arasında büyük bir kabul görmüştür. Halk diliyle yazması, onun eserlerinin geniş kitlelere ulaşmasını sağlamıştır. Âşık Yunus’un şiirlerinde hem hece hem de aruz vezni kullanılmaktadır. Şiirler yalın bir Türkçe ile yazılmıştır. Özellikle cönklerde yer alan şiirlerde bu dil kullanımı belirgindir. İçerik açısından, dinî ve tasavvufî temalar öne çıkar. Allah sevgisi, O’na ulaşma arzusu, ayrılığın üzüntüsü, Muhammed’e sevgi, Kâbe özlemi ve ibadet konuları sıkça işlenir.[5]

Şiirleri

Bestelenen şiirlerinin bir kısmı aşağıda listelenmiştir. Aşık Yûnus’un en çok bestelenen ilk 5 şiiri şu şekildedir: “Şûride vü Şeyda Kılan” 19 defa, “Â Sultanım Sen Var İken” 16 defa, “Arayı Arayı Bulsam İzini” 15, “Âlemler Nura Gark Oldu” 14 defa, “Durmaz Yanar Vücudum” ise 13 defa bestelenmiştir. Halk arasında çokça bilinen bazı eserler aşağıda kalın olarak yazılmıştır.[6]

  • A Sultânım Sen Var iken
  • Âciz Kaldım Zâlim Nefsin Elinden
  • Âlemler Müştâk Sana
  • Âlemler Nûra Gark Oldu
  • Ali Almış Sancağını Eline
  • Allah Emrini Tutalım
  • Alma Tenden Cânımı
  • Arayı Arayı Bulsam İzini
  • Âşık Oldum Ben Allah’ın Adına
  • Bana Bu Ten Gerekmez Can Gerekir
  • Ben Bir Yakub İdim Kendi Halimde
  • Ben Bu Aşka Düşeli
  • Ben Bu Yolu Bilmez İdim
  • Ben Dost ile Dost Olmuşum
  • Bilmem Ni'deyim Aşkın Elinden
  • Bir Gâribim Şu Dünyada
  • Bülbül Niçin Böyle Feryat Edersin
  • Can u Gönülden Seversen
  • Canım Kurban Olsun Senin Yoluna
  • Dağlar ile Taşlar ile Çağırayım Mevlam Seni
  • Dünyanın Malına Gönlünü Verme
  • Ey Canıma Canânım
  • Ey Enbiyâlar Serveri
  • Gaflet ile Diyenler
  • Gelin Gidelim Allah Yoluna
  • Hak Yarattı Âlemi Aşkına Muhammed’in
  • Her Kaçan Anarsam Seni, Kararım Kalmaz Allah’ım
  • Edelim Celâl Kılalım Seyran
  • İsmi Sübhân Virdin Mi Var
  • Mecnuna Sordular Leylâ Ne Oldu
  • Mülk-i Beka’dan Gelmişim Fâni Cihanı Neylerim
  • Müştak Olup Özlediğim Şehr-i Ramazan Merhaba
  • Nice Bir Uyursun Uyanmaz Mısın
  • Ömür Bahçesinin Gülü Solmadan
  • Rûm’da Acem’de Âşık Olduğum
  • Sana Derim Bâd-ı Sabâ
  • Sen Bunda Garip Mi Geldin
  • Seyri Dün Muhammed’i Doğmuş Nûrlar İçinde
  • Seyyah Olup Şu Âlemi Ararsan
  • Şehitlerin Ser-Çeşmesi
  • Şeyhimin İlleri Uzaktır Yolları
  • Şol Cennet’in Irmakları
  • Şûrîde vü Şeyda Kılan
  • Yine Aşkın Sırrı Düştü Serime
  • Yüce Sultânım Derde Dermanım
  • Yürü Bire Fena Dünya (Yürü Behey Fani Dünya)

Kültürel Mirası

Aşık Yunus, Bursa kültürel mirasının önemli bir parçasıdır. Onun eserleri, günümüzde de araştırılmakta ve incelenmektedir. Halk şairleri arasında saygın bir yeri olan Aşık Yunus'un şiirleri, Türk edebiyatının önemli örnekleri arasında kabul edilmektedir.

Bursalı Aşık Yunus'un hayatı hakkında kesin bilgiler sınırlı olmakla birlikte, şiirleri ve bıraktığı kültürel miras sayesinde onun düşünce dünyası ve sanatı hakkında birçok ipucu elde edebilmekteyiz. Yunus'un şiirleri, tasavvufun ve halk edebiyatının birleştiği noktada, derin manevi anlamlar taşıyan eserler olarak değerlendirilmektedir.

Notlar

  1. ^ Ölüm tarihi kimi kaynaklarda 1438/9 olarak geçmekte, kimi kaynaklarda ise 1439/40 olarak geçmektedir.

Kaynakça

  1. ^ "Bursa'da evlerin arasından kurtarılan Aşık Yunus Türbesi'nde çevre düzenlemesi tamamlandı". Anadolu Ajansı. 31 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mayıs 2024. 
  2. ^ "Aşık Yunus Türbesi". GoToBursa. 12 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mayıs 2024. 
  3. ^ "Bursalı Âşık Yunus'a vefa". Yeni Şafak. 31 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mayıs 2024. 
  4. ^ "Bir Yunus Emre Takipçisi: Bursalı Aşık Yunus" (PDF). 31 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 31 Mayıs 2024. 
  5. ^ a b "Bursa'nın Yunus'U Âşık Yunus" (PDF). Bursa Büyükşehir Belediyesi. 31 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 31 Mayıs 2024. 
  6. ^ "1. Uluslararası İslam Kültür ve Medeniyeti Sempozyumu "Yunus Emre"" (PDF). İZÜ. 10 Temmuz 2021. 31 Mayıs 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 31 Mayıs 2024. 


İlgili Araştırma Makaleleri

Türklerin Anadolu'ya geldikten sonra edebiyatları iki gruba ayrılmıştır. Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu "Yüksek Zümre Edebiyatı" ve İslam öncesinden gelen sözlü bir "Halk Edebiyatı". Anadolu'ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri halk edebiyatıdır.

<span class="mw-page-title-main">Leylâ ile Mecnun</span> Arap efsanesine dayanan aşk hikâyesi

Leylâ ile Mecnun, Arap efsanesine dayanan klasik bir aşk hikâyesidir.

<span class="mw-page-title-main">Âdile Sultan</span> Osmanlı Padişahı II. Mahmudun kızı

Âdile Sultan, Türk Divan edebiyatı şairi. Sultan II. Mahmut'un kızı, Sultan Abdülmecid'in kız kardeşi.

Şathiye, dinî ve tasavvufi halk şiirindeki mizahi manzumelerdir. Şathiyeler biçimce komik ve alaylı olabilir ama şathiyede aranan şiirin arkasındaki düşüncedir. Anlanıp yorumlandığında derin anlamlara sahip olduğu görülür.

Âşık halk edebiyatı, halk diliyle ve hece vezniyle meydana getirilen, saz eşliğinde söylenen şiirlerden oluşan geleneksel Türk edebiyatı dalıdır. âşıkların oluşturduğu eserlerin bütününe verilen isimdir.Halk edebiyatı içerisinde yer alır. Anonim ürünlerin dışında kalan şiirlerin oluşturduğu edebi ürünler toplamıdır. Kimi âşıkların başından geçen ve yaygınlaşıp ünlenen hikâyeler de âşık edebiyatı içinde incelenir.

Tasavvuf, kelime anlamıyla "sufi olmak, sufiye yolunu izlemek" demektir. Tasavvuf ehline mutasavvıf ya da sufi denir. Tasavvuf edebiyatı ise tasavvufla uğraşan kişilerin ortaya koyduğu ürünleri kapsayan edebiyat türüdür. Halk edebiyatının "tasavvufi halk edebiyatı" türü 12. yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Konusu Allah'a ulaşmanın yolları, ahlak ve nefsin terbiyesidir. Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en ünlü şairi Yunus Emre’dir.

Halk edebiyatının "tasavvufi halk edebiyatı" ya da "tekke edebiyatı" denilen türü 12. yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Ama Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en büyük şairi Yunus Emre’dir. Anadolu’da 19'uncu yüzyıla değin çeşitli tarikatlarla gelişen bu edebiyat geleneğinin sürmesinde en önemli rolü Alevi-Bektaşi ve Melami-Hamzavi şairler oynadı.

<span class="mw-page-title-main">Yunus Emre</span> Türk şair ve mutasavvıf (1240–1320)

Yunus Emre (1240-1320), Anadolu sahasında yetişmiş Türk şair ve mutasavvıf. 13. yüzyılın son yarısı ve 14. yüzyılın başlarında yaşamış Türkmen bir derviş olan Yunus Emre, Anadolu'da Türkçe şiirin öncüsüdür. Tarihî şahsiyeti hakkındaki bilgiler yetersiz, hatta birbirini yalanlayıcı nitelikte olmakla birlikte biraz da menkıbelere karışmıştır. Yunus Emre hakkında biyografik bilgi veren velayetnameler ile manzum şiirler dışında temel kaynak bulunmamaktadır.

Erzurumlu Emrah, Türk halk şairi. Anadolu'da üzerinde geçici olarak Sivas ve Kastamonu'da uzun süre kaldığı, Dertli'yi koruyan Alişan Bey'e sığındığı, bir ara Sinop ve İstanbul'a gittiği söylenir. Medrese öğrenimi gördüğü için klasik şiire yönelmiş, Fuzûlî, Baki, Nedim gibi usta bildiklerini örnek almış, Nakşibendilik'in Halidi koluna bağlı olduğu için tasavvuf öğelerini şiirine katmış, koşmalarında Karacaoğlan'ı, kimi zaman da Aşık Ömer ve Gevheri'yi izlemiştir. Aşık geleneğine bağlı kaldığı koşmalarında ustaca bir söyleyişe ulaştığı, yerli zevki dile getirdiği görülür.

Cahit Öztelli, Türk yazardır.

<span class="mw-page-title-main">Kaygusuz Abdal</span>

Kaygusuz Abdal asıl adı "Gaybi" olan Alevî-Bektaşî halk ozanı ve Türkmen şairi.

Kayıkçı Kul Mustafa, Türk halk edebiyatının Bektaşî koluna bağlı halk ozanı. Şairin doğum ve ölümüyle ilgili net bilgiler bulunmamakla beraber; 17. yüzyıl ozanı olduğu belirlenebilmiştir. Kimi kaynaklarca 1658'de öldüğü rivayet edilmektedir. Ancak bu iddianın tersi olarak 1659'dan sonra öldüğünü savunan araştırmalar da vardır. Edebiyatçı Ahmet Kabaklı ise Kayıkçı Kul Mustafa'nın ölümünün 1646'dan sonra gerçekleştiğini söylemektedir.

<span class="mw-page-title-main">Türk edebiyatı</span> Türkçe yazılmış edebî eserler

Türk edebiyatı, Türk yazını veya Türk literatürü; Türkçe olarak üretilmiş sözlü ve yazılı metinlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Azerbaycan edebiyatı</span>

Azerbaycan edebiyatı Azerbaycan dilinde yazılan edebiyatı veya Azerbaycanlı yazarların, şairlerin veya Azerbaycanlı muhacirlerin yazdığı edebiyatı ifade eder.

Âşık, Anadolu, Güney Kafkasya ve İran'da sürdürülen, genellikle bağlama veya başka bir telli müzik aleti eşliğinde söylenen sözlü halk müziği geleneğini icra eden kişidir. Aşıklık geleneği, Türk kökenli ve Türkler arasında yaygın olan Anadolu, Ortadoğu ve Orta Asya'ya özgü bir halk şairliği türüdür. Türkçe "Ozan" kavramı ile de ifade edilir.

Tapduk Emre, Horasanlı bir Türkmen dervişi olan Yunus Emre'nin mürşidi olarak tanınır. Doğum tarihi 1210 ve 1215 yılları arasında tahmin edilmektedir. Rivayete göre, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre'nin eğitimini Tapduk Emre'ye emanet eder. Tapduk Emre'den itibaren Anadolu'da "Tapduklular" adında bir topluluğun varlığı belirtilmektedir. Yunus, Nallıhan Tapduk Emre dergahında kırk yıl boyunca odun taşıyan bir derviştir ve taptukluların yetiştirdiği en büyük ozanlardan biri olarak kabul edilir.

Aşık Yoksul Derviş, Türk Bektaşi şair ve halk ozanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Âşık Çelebi</span> XVI.yyde Osmanlı sahasında yaşamış divan şairi

Âşık Çelebi, 16. yüzyıl şair, mütercim, yazar.

Millî Edebiyat zevk ve anlayışını sürdüren şiir, Kurtuluş Savaşı'nın etkilerinin sürdüğü dönemde ortaya çıkmış şiir akımıdır. Bu akımın yazarları milliyetçilik düşüncesinden etkilenerek bu doğrultuda eseler vermişlerdir. Yazarlar dildeki yabancı sözcüklerin Türkçe karşılıklarını kullanmayı tercih etmişlerdir. Şiirde, Halk edebiyatında olduğu gibi hece ölçüsü kullanılmıştır. Genellikle sözcüklerin akla gelen ilk anlamları kullanılmıştır. Yazarların verdikleri eserlerde millî hisler ön planda olurken, eserlerdeki kişiler halk arasından seçilmiş sıradan kişilerdir. Bu akıma dahil olan şairler şiirlerini Kültür Haftası, Hisar ve Çınaraltı gibi dergilerde yayınlamışlardır. Bu akıma dahil olan yazarlar: Ahmet Kutsi Tecer, Arif Nihat Asya, Orhan Şaik Gökyay, Kemalettin Kamu, Ömer Bedrettin Uşaklı, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Behçet Kemal Çağlar, Necmettin Halil Onan, Zeki Ömer Defne ve Coşkun Ertepınar'dır. Dönem şairlerinden Arif Nihat Asya Türk edebiyatında "Bayrak Şairi" olarak bilinirken Ömer Bedrettin Uşaklı "Anadolu Şairi", Kemalettin Kamu ise "Gurbet Şairi" olarak bilinir. Bu akımın diğer şairlerinden Ahmet Kutsi Tecer Âşık Veysel'i Türk edebiyatına tanıtan kişidir. Necmettin Halil Onan "Bir Yolcuya" adlı şiiriyle hamaset edebiyatına ait örnekler vermiştir. Behçet Kemal Çağlar ise şiirlerinde Atatürk devrimleri ve Atatürk sevgisi gibi konular ön plana çıkarmış ve Faruk Nafiz Çamlıbel ile Onuncu Yıl Marşı'nı yazmıştır.

<i>Bugünlere Bahar İndi</i>

Bugünlere Bahar İndi, Yaşar Kemal'in 2010'da Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan şiir kitabıdır. Bugünlerde Bahar İndi kitabında kırk bir adet şiir mevcuttur. Seçtiği kırk bir şiir arasından en eski olanı 1940 tarihli Masal, en yakın zamanlı olanı ise 1973 tarihli Hannaya Şiirler ile Merhaba'dır. Şiirlerin çoğu genel olarak daha önceden dergilerde yayımlanmıştır fakat ilk kez yayımladığı şiirleri de mevcuttur. İmza olarak da ağırlık olarak Kemal Sadık Göğceli ve Kemal Sadık'ı kullanmıştır. "Yaşar Kemal" imzasını ise sadece Benim İçin başlıklı şiirinde tercih etmiştir.