İçeriğe atla

Âmülî

İran'da Mir Haydar Türbesi Amuli(Amoli). Amol

Haydar Amuli (1319 - 1385), İran kökenli Şii sufi, filozof ve mistik.

Hayatı

İran'ın kuzey bölgesinde yer alan Mazandaran'da Amol Kasabası'ndaki Hüseyni bir seyid ailesine mensup olarak 1319'de doğdu. Amul kasabası o dönemde Şii müslüman nüfus yoğunluğuyla bilinmekteydi. Genç yaşta İmamiye Şiiliği teoloji üzerinde çalıştı. Taberistan Meliki Fahrüddevle'nin sarayında görev aldı. Melik ile olan yakın ilişkisine rağmen kısa bir süre sonra dini bir kriz yaşadı. Saraydaki görevini bırakıp kendini tümüyle tasavvuf araştırmalarına verdi. Tahran'ın bir köyünde yaşayan Nureddin Tihrani adındaki bir sufi şeyhin öğrencisi oldu ve geleneksel olarak sufilerin giydiği hırkayı giydi. 1385'te Necef'te vefat etti.

Görüşleri

Şiilik ile sufiliği bir araya getiren Amuli, bir Şii olmakla birlikte Muhyiddin İbn Arabi'nin Vahdet-i Vücud öğretisinden etkilenmiş hatta Arabi'nin Füsus'ül-Hikem eserine yorum yazmıştır.

Amuli tevhid inancını ikiye ayırarak inceler. Ona göre bir tevhid-i uluhi ve bir de tevhid-i vücudi vardır. Tevhi-i Uluhi Tanrı'nın birliğinin zahiri veya dışsal yönüdür ve İslam inancının temeli olan la ilahe illallah ifadesinde kendisini gösterir. Tevhid-i Vücudi ise tevhid inancının bâtıni veya içsel yönüdür ve varlıkta Tanrı'nın dışında hiçbir şeyin olmadığı anlayışını içerir. Amuli tevhidin bu yönünü mürekkep ile mürekkep kullanılarak oluşturulan harfler benzetmesiyle açıklar.

Amuli'ye göre On İki İmam sahip oldukları mistik bilgiyle sadece Şii toplumun değil aynı zamanda sufi topluluklarının da rehberleridir. Amuli Şiileri inançlarını sadece hukuk sistemiyle sınırlı tuttuklarından ötürü Sufileri de On İki İmamdan kaynaklanan belirli ilkeleri reddetmeleri sebebiyle eleştirir.

Amuli'ye göre Ali evrensel velayetin, on ikinci imamla aynileştirilen Mehdi ise Muhammedi velayetin mührüdür. Bu görüşleriyle İsa'yı evrensel velayetin mührü olarak gören İbn Arabi'den ayrılmaktadır.

Bazı Eserleri

Velud bir yazar olduğu bilinen Amuli'nin yaklaşık kırk kadar eseri olduğu bilinmektedir. Ancak bunlardan yedi tanesi korunabilmiştir. Eserlerinden bazılarının adları şu şekildedir:

  • Nassü'n-Nüsus fi Şerhi'l-Füsûs: Füsûsu'l-Hikem'in Arapça şerhidir.
  • Risaletü Nakdi'n-Nukud fi Ma'rifeti'l-Vücûd: İbn Arabi'nin görüşlerinin açıklandığı bir eserdir.
  • Camiu'l Esrâr ve Menbau'l-Envar : .
  • Esrarü'ş-Şeria ve Atvarü't-Tarika ve Envarü'l-Hakika : Tevhid, peygamberlik, ahiret, imamet gibi konuları açıklamaktadır
  • Kenzü'l-Künuz ve Keşfü'r-Rumuz

Kaynakça

Dış bağlantılar


İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Muhyiddin İbnü'l-Arabî</span> Endülüslü İslam düşünürü, sufi ve filozof (1165–1240)

Muhyiddin İbnü'l-Arabî ya da tam adıyla Muhyiddîn Muhammed bin Ali bin Muhammed el-Arabî el-Hâtimî et-Tâî, ünlü İslâm düşünürü, mutasavvıf, yazar ve şair. Şeyhü'l Ekber unvanı ile de bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Müslüman</span> İslam dinine mensup kimse

Müslüman, İslam dinine mensup kişi demektir. Sünni, Şii ve Mutezili mezhep inancına göre, Allah'a ve Allah'ın birliğine, Muhammed'in Allah'ın peygamberi olduğuna inanan kişilere denir. İslam dininin farklı mezheplerinde Müslüman kavramı üzerine çeşitli farklılıklar bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Caferilik</span> İslam dininde bir fıkıh ekolü

Câferîlik ya da Câʿferîyye, İslam dininin Şii fıkıh mezheplerinden biridir. İsmini kurucusu olan Ca'fer es-Sâdık'tan (699-765) alır. Başta İran olmak üzere Azerbaycan ve Irak'ta yaygındır. Yer yer Türkiye'nin Kars, Iğdır gibi illerinde ve bazı İslam toplumlarında görülmektedir. İsnâ‘aşer’îyye'nin temelini teşkil eden fıkıh ekolüdür. Şiîlerin çoğunluğunun mensup olduğu fıkhî mezheptir. Günümüzde Şiîler başlıca üç ana fırkaya ayrılmışlardır. Bunlar nüfus oranlarına göre sırasıyla İsnâ‘aşer'îyye, İsmâ‘îl’îyye ve Zeyd’îyye fırkalarıdır. İran'nda hakim olan İsnâ‘aşer'îyye fırkasının %90'ının takip ettiği resmî fıkhî mezhep Câferîlik'tir. Ayrıca, İsmâ‘ilîğin Mustâ‘lî-Tâyyîb’îyye kolu tarafından da fıkhî meselelerde takip edilmekte olan mezheptir.

Hulûl, cisimleşme ya da enkarnasyon, yaygın olarak farklı dini inançlara göre Tanrı'nın beden alması, görünüş alanına çıkması veya evren ve insanla bütünleşmesi anlamlarından birine denk gelmektedir. Hint inançlarına göre Tanrı Vişnu değişik dönemlerde değişik insanların şekline girer ve insanlara yol gösterir. Ana akım Hristiyanlık inancına göre Tanrı'nın, Teslis'in ikinci hipostazı ve Tanrı'nın oğlu İsa'nın vücudu biçiminde beden alarak insan olduğuna inanılır. İslam'da ise bu inanç, Sünni ve İmami Şii İslam'ın tevhid inancıyla bağdaşmamakla beraber Ghulat-i Şîʿa'da mevcuttur.

Şebüsterî, İranlı mutasavvıf ve şair.

Sufi metafiziği başlıca vahdet (birlik) düşüncesi etrafında gelişmiştir. Öyle ki varlık bir "Mutlak Varlık" ve O'nun aynada yansımalarından oluşan görüntülerden ibarettir. Bu anlayışı açıklayan iki farklı ifade biçimi kullanılır; Vahdet-i vücud ve vahdet-i şuhut. Bazı İslami reformcular bu iki deyim arasındaki farklılığın sadece semantik ve deyimle ilgili olduğunu, özünde bir farklılık içermediğini söylerler. Sufi metafiziğinde diğer dikkat çeken konular hulul, teşkik ve maksut birliği gibi konulardır. Allah ile evren arasındaki ilişkinin tarzı sufiler arasında olduğu gibi, sufi olmayan müslümanlar arasında da tartışılagelmekte olan bir konudur.

Abdurrezzak Kemaleddin b. Ebi'l-Ganâim el-Kâşânî. Tam adı Abdürrezzâk b. Ebi'l-Ganâim b. Ahmed Ebi'l-Fazâil b. Muhammed el-Kāşânî'dir.

Hurûfilik ya da Hurûf'îyye, adını Arapça hurûf kelimesinden alan, kutsal metinlerde harf ve kelimelerin sayısı, sırası ve diziliminin belirli şifreler barındırdığı iddiasıyla bunlardan kelime, cümle veya cümlecikleri oluşturan harflerin ebced değerlerinden metnin düz anlamı ile ilgili olmayan, telmih, ima, işaret gibi ikincil anlamlar çıkartan ve bu anlamlar üzerinden yeni anlayış ve kavrayışlara yol açan yaklaşımlara verilen addır.

Fusus'ül Hikem, ünlü sufi Muhyiddin İbn Arabi'nin başyapıtıdır. Geleneksel tasavvufi eserlerden farklı metafizik ve teosofik içerikte bir eserdir. Eserde Kur'an'da adı geçen 27 peygamber, hikmetin çeşitli yönlerinin tecessümü olarak ele alınır ve incelenir. Küçük boyutlu olan Fusus'ül Hikem'in pek çok şerhi yapılmıştır. İlk Türkçe şerh Abdullah Bosnevi'ye, sonuncusu ise Ahmed Avni Konuk'a (ö.1938) aittir.

Kadirilik tarikatının kurucusu ünlü sufi Abdulkadir Geylani'nin hacmi küçük olmakla birlikte sufi çevrelerde diğer eserleri arasında çok önemli bir yeri olduğu kabul edilen eserinin adı.

<span class="mw-page-title-main">Sadreddin Konevî</span>

Sadreddin Konevî, Fars sufi. Malatya'da doğmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Hacı Bektaş-ı Veli</span> Anadolu ermişi

Hacı Bektâş Velî ; mistik, seyyid, mutasavvıf, âlim ve İslam filozofu. Alevi-Bektâşiliğin fikir ve isim öncülerindendir. Kendisinin yolunu takip edenlere Bektâşi adı verilir.

Abdullah Bosnevi (1584-1644), Osmanlı Devleti'nde Melami mutasavvıf ve şair.

İmâmet ya da İmâmîlik İslam'ın bir kolu olan Şiiliğin temel ilkelerinden birisidir. Sünnilik imâmeti imanın esaslarından biri olarak saymaz.

Ekrem Demirli, Türk ilahiyatçı akademisyen ve yazar.

Ekberilik, Muhyiddin İbn Arabi'nin temel kavramlarını geliştirdiği sufi metafiziğinin Vahdet-i Vücud denilen meşrep veya okuluna bağlı olan sufileri tanımlamakta kullanılan bir terim.

Cemâlnur Sargut,, Türk araştırmacı yazar ve yayıncı. Tasavvuf ve İslâm hakkındaki araştırma ve incelemeleri ile tanınmıştır. Nefes Yayınevi'nin ve Kerim Vakfı'nın kurucusu, Türk Kadınları Kültür Derneği'nin İstanbul şubesi başkanıdır.

İbn Sevdekin; Sufi, Muhyiddin İbn Arabi'nin öğrencilerinden ve yorumcularındandır.

İslam filozoflarının kronolojisi aşağıdaki gibidir.