İçeriğe atla

Zulüm

Nazi Almanyası'nın Litvanya'yı işgali sırasında kaunas pogromu, Haziran 1941
Boşnak Müslümanlara karşı yapılan Srebrenitsa Katliamı sırasında bir toplu mezar

Zulüm ya da kıygı, bir kişiye veya gruba başka bir kişi veya grup tarafından ısrarlı olarak kötü davranılmasıdır. Sözlükte “herhangi bir şeyi ona ait olmadığı yere koymak” anlamındaki zulüm (zulm) denir.[1] En sık görülen biçimleri dini zulüm, etnik zulüm ve siyasi zulümdür, ancak bu terimler kendi aralarında örtüşebilirler.

En sık görülen örnek, çoğunluk grubun azınlık gruplara zulmetmesidir, tersinin uygulaması genellikle zordur fakat Güney Afrika'daki apartheid bir istisna olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte çoğunluk grupları yerel olarak azınlık oldukları yerlerde sinirlenebilirler ve kendilerine zulmedilmiş gibi hissedebilirler; etnik çoğunluğa dahil olan bir kişi, çevresindeki büyük bir azınlığın içine girdiğinde onlara karşı düşmanlık hissedebilir.

Nedenleri

Zulümcü davranışın çeşitli muhtemel kökenleri bulunmaktadır. Örneğin, açıkça veya dolaylı olarak azınlık bir grupla ilişkilendirilen bir hareket — din, genetik miras, bölge veya diğer geleneksel farklılıklar gibi — statükonun bozulmasına yetecektir veya vahşi hareketlerle ilişkilendirilebilecektir. Daha sonra, bu hareketin parçası olsun olmasın ayırt etmeksizin çoğunluk tarafından zulüm hareketinden zarar görürler. Bu zulüm hareketi azınlık grubunu radikalleştirebilir.

Sözde fırsatçı davranış zulüm, bir kişinin var olan kızgınlığı istismar ederek ve kışkırtarak kendi siyasi gücü için kullanması durumunda olur. Bu fırsatçılığın tersi de geçerlidir, azınlık bir grubun sözcüsü azınlık hareketini birleştirmek amacıyla zulmü provokasyon için kullanabilir.

Zulmetme ve kimlik

Eski zulümler zulme uğramış grubun kimliğinde önemli bir unsur durumuna gelebilir. Çoğu etnik grubun ve dinlerin üyeleri en azından bir defa diğerleri tarafından zulme uğramışlardır. Zulüm devirlerinde zulüm eden grup tarafından öldürülen kişi şehitlik durumuna düşebilir ve bu durumda zulme uğrayan grup içerisinde güçlü kültürel bir sembol durumuna gelebilir.

Zulmün tarihi hafızası, grubun durumunun uzun süre sıkıştırılmış azınlık olarak kalmasına sebep olur ve bu grup üyeliğinin bir sembolü olur. Örneğin, Hristiyanlığın en çok bilinen iki sembolü, haç ve ichthys, zulmün kalıntılarıdır. Haç İsa'nın şehit edildiği yer olarak düşünülmektedir, ichthys ise Roma zulmü altında Hristiyanların birbirlerini tanımak için kullandıkları gizli semboldür. Hristiyanların çoğunluk olduğu ve daha fazla güce sahip oldukları yerlerde bile bu zulüm sembolleri ezici geçmişi hatırlatır.

Kaynakça

  1. ^ "ZULÜM". TDV İslâm Ansiklopedisi. 9 Haziran 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Haziran 2024. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Vandallık</span> Bilerek zarar verme eylemi

Vandallık veya akım olarak vandalizm, bilerek ve isteyerek, kişiye ya da kamuya ait bir mala, araca ya da ürüne zarar verme eylemidir.

<span class="mw-page-title-main">Svastika</span> Avrasyadaki antik dinlerde ve 20. yüzyılda Nazi Partisi ve rejimince kullanılmış sembol

Svastika veya gamalı haç, tarih öncesi dönemlerden kalma bir semboldür. 1920'li yıllar itibarıyla Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisinin svastika sembolünü yoğun olarak kullanması nedeniyle Batı dünyasında bu sembol nasyonal sosyalizm ve aşırı sağ ideolojilerle sıklıkla ilişkilendirilebilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlıcılık</span> Tanzimat döneminin sonlarına doğru ortaya çıkan düşünce akımı

Osmanlıcılık veya Osmanlı milliyetçiliği, 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu içindeki bütün ulusları ve unsurları Osmanlılık ruhu içinde birleştirmeyi amaçlamış bir ideolojiydi. Tanzimat, Osmanlı İmparatorluğu'nda 1839 yılında Gülhane Hatt-ı Şerifi'nin okunmasıyla başlayan modernleşme ve yenileşme döneminin adıdır. Sözcük anlamı "düzenlemeler, reformlar" demektir. Diğer dillerde genellikle "Osmanlı Reformu" deyimi kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Lübnan İç Savaşı</span> 1975 yılında Lübnanda meydana gelen iç savaş

Lübnan İç Savaşı, 1975'ten 1990 yılına kadar Lübnan'da yaklaşık olarak 150.000 - 230.000 insanın ölümüne neden olmuştur. Yaklaşık 350.000 kişi yaralanmış bir milyondan fazla insan da ülkesini terk etmiştir. Soğuk Savaş dönemi Lübnan'ı ciddi şekilde etkiledi ve 1958'deki siyasi kriz ancak ABD'nin Beyrut'a çıkarma yapmasıyla sona ermişti. İsrail'in kurulması ve yüzbinlerce Filistinli mültecinin Lübnan'a yerleşmesi dini çatışmaları arttırdı. Silahlı FKÖ gerillalarının ülkeye girişi ciddi siyasi sorunlara sebep oldu. FKÖ'nün gelişi, Filistinli mültecilerin silahlanması farklı gruplar arasındaki sürtüşmeyi hızlandırdı. 1976'da çoğunluğu Müslüman Lübnan Cephesi ve Ulusal Komite arasında çatışmalar başladıktan kısa süre sonra Arap Ligi ve Suriye arabuluculuğa girişti, Filistinli-Lübnanlı çatışması daha çok Güney Lübnan'da yoğunlaştı. FKÖ burayı 1969 yılından beri kontrol ediyordu. Kahire Antlaşması imzalanarak bu bölgeden çekildi. İsrail, Güney Lübnan'ı işgal etti ve Suriye önce Hristiyanlar lehine iç savaşa dahil oldu ve sorun uluslararası bir boyut kazandı. Suriye ve İsrail anlaşmazlığı Lübnan üzerinden devam etti. 1980'lerde taraflar harabeye dönen Beyrut'un onarılması için çaba gösterdi.

Â, Türkçedeki yabancı kökenli sözcüklerin ve eklerin telaffuzunu Türkçeye uyarlamak için kullanılır. Â harfiyle başlayan kelimeler de vardır: Âkif, Âdem, âlem, âmâ gibi. Şapkalı a genellikle l, k ve g, h ünsüzlerinden sonra kullanılır. Hâlâ, dergâh, rüzgâr, dükkân, kâgir, kâğıt, kâtip, kâr, kâse, Mevlâ, hâl, mekân, mükâfat, yâr, Kâbe, Hakkâri gibi. Uzun okunması gereken diğer ünlüler için kullanılmaz. Fakat kalın okunması gereken k ve g harflerinden sonra gelen uzun a ^ imi almaz. Kasım (Bey), kanun vb. Â harfi Türkçenin her yerinde egemen olmasına rağmen, resmî alfabede yer almaz.

Kalvenizm ya da Kalvinizm, Jean Calvin'in 16. yüzyıl başlarında ortaya attığı görüşlere dayanarak kurulan bir Hristiyanlık mezhebidir. Bu dinsel inanç sistemi, ilk kez Cenevre'de, daha sonra Hollanda, İskoçya, Almanya ve Fransa'da kurulan yeni kiliselerde örgütlendi. Bu mezhep Fransa'da Nantes Fermanı ile kabul edildi.

Rüya yorumu, rüya türlerinden yalnızca “amaçlı rüyalar” ya da diğer adıyla “haberci rüyalar” grubuna giren, bir mesaj taşıyan rüyalardaki sembolizmi çözme çalışmasına verilen addır. Metapsişik araştırmalar ve rüya laboratuvarlarında sürdürülen araştırmalar, rüyaların bir kısmının psikofizyolojik nedenlerden kaynaklandığını ortaya koymuştur ki, “alelade rüyalar” da denilen bu rüyalar hiçbir mesaj taşımadıklarından yorumlanmayı da gerektirmez. Dolayısıyla, metapsişik araştırmacılara göre, rüyasındaki sembolizmi çözmek isteyen kişinin öncelikle o rüyasının haberci (amaçlı) bir rüya mı olduğunu, yoksa psikofizyolojik kaynaklı bir rüya mı olduğunu çözmesi gerekmektedir. Bu da her iki rüya grubunun arasındaki temel farklar hakkında bilgilenmekle ve deneyimle olanaklıdır.

<span class="mw-page-title-main">Sembol</span> bir fikri, süreci veya fiziksel bir varlığı temsil eden bir şey

Sembol veya simge, kavramın uzlaşımsal olarak betimlendiği gösterge türü. Bir düşüncenin, nesnenin, niteliğin, niceliğin vb. ruhbilimsel ve düşünbilimsel açıdan betimlenmesi simgesel anlam taşıyan yapay bir belirtidir. Tüm simgeler doğaları itibarıyla kavramsal olup, sözel, görsel ya da sayısal olabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Mozambik Kurtuluş Cephesi</span>

Mozambik Kurtuluş Cephesi 1975 yılında bağımsızlığını kazandığından beri Mozambik'i yöneten siyasi partidir. Ana dayanağı azınlık olan Shangaan etnik grubudur. Kurtuluş önderleri ve parti liderleri Fabio Symplicio'dur.

<span class="mw-page-title-main">Sosyal psikoloji</span> toplumun insanların düşüncelerini ve davranışlarını nasıl etkilediğini araştıran bilim dalı

Sosyal psikoloji bireylerin düşüncelerinin, iç dünyalarının ve davranışlarının başkalarının gerçek, hayalî ve anlaşılan oluşundan nasıl etkilendiğine dair bir bilimsel çalışmadır. Bu alanda araştırma yapanlar genellikle psikolog veya sosyolog'lardan oluşmaktadır. Buna rağmen bütün sosyal psikologlar hem birey, hem de topluluk bazında çalışırlar. Benzerliklerine rağmen iki alan amaçları, yaklaşımları, yöntemleri ve terimlerinde farklılaşırlar. Biyofizik ve kavrama psikolojisi gibi sosyal psikoloji de disiplinlerarası bir alandır.

<span class="mw-page-title-main">Bogomilizm</span> Teslis karşıtı Hristiyan mezhebi

Bogomilizm, Orta Çağ'da Bulgaristan'da ortaya çıkıp Avrupa'nın doğu ve batısında pek çok ülkede insan kitlelerini etkilemiş bir dinî akımdır.

Azınlık hakları terimi temelde iki ayrı kavramı belirtmektedir. Terim; ırksal, etnik, sınıfsal, dini, dilsel ve cinsel azınlıkların bireysel haklarını belirtmenin yanı sıra azınlık öbeklerine atfedilen grup haklarını da içermektedir. Kullanım alanı, hiçbir çoğunluk öbeğine ait olmayan kişilerin bireysel haklarını da kapsayacak biçimde genişlemiştir.

Kast sistemi veya kast, bir bireyin belirli bir sosyal tabakalaşma sistemi içinde doğduğu sabit bir toplumsal gruptur. Böyle bir sistem içinde, bireylerin yalnızca aynı kast içinde evlenmeleri (endogami), genellikle belirli bir meslekle bağlantılı yaşam tarzlarını takip etmeleri, bir hiyerarşi içinde gözlemlenen ritüel bir statüye sahip olmaları ve belirli kastların diğerlerinden daha saf veya daha kirli olduğu düşünülen kültürel dışlama kavramlarına dayalı olarak diğerleriyle etkileşimde bulunmaları beklenir. “Kast” terimi ayrıca karıncalar, arılar ve termitler gibi ösosyal böceklerdeki morfolojik gruplara da uygulanır.

Sosyal bilimlerde, siyasi ideoloji, belirli bir toplumsal hareketin, kurumun, sınıfın veya büyük bir grubun etik ideallerini, prensiplerini, doktrinlerini, mitlerini veya sembollerini açıklayan ve toplumun nasıl çalışması gerektiğini ve belirli bir toplumsal düzen için bazı siyasi ve kültürel bir plan sunan bir dizi fikirler bütünüdür. Siyasi ideoloji, gücün nasıl dağıtılması gerektiği ve hangi amaçlar için kullanılması gerektiği konularıyla ilgilenir. Bazı siyasi partiler belirli bir ideolojiyi sıkı bir şekilde takip ederken diğerleri genel olarak ilgili ideolojiler grubundan ilham alabilir, ancak belirli bir ideolojiyi açıkça benimsemezler. Bir ideolojinin popülaritesi, bazen çıkarları doğrultusunda hareket eden ahlaki girişimcilerin etkisiyle de ilgilidir. Siyasi ideolojilerin iki boyutu vardır: (1) hedefler: toplumun nasıl organize edilmesi gerektiği; ve (2) yöntemler: bu hedefe ulaşmanın en uygun yolu.

LGBT sembolleri, Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transgender birliğini göstermek ve cinsel kimlik ve cinsel yönelimleri tanımlamak için semboller kabul edilir, semboller gey gurur, değerler ve tanımlamaları temsil eder. II. Dünya Savaşı'nda Naziler tarafından kullanılan pembe üçgen de bir eşcinsellik sembolüdür ancak Nazi Soykırımı'ndaki çağrışımları yinelemektedir.

<span class="mw-page-title-main">Etnik çatışma</span> etnik gruplar arasındaki fikir veya inanç savaşı

Etnik çatışma, iki veya daha fazla etnik grup arasında çıkan bir çatışmadır. Çatışmanın kaynağı siyasi, sosyal veya ekonomik olabilirken, çatışan bireyler etnik grubunun topluluk içindeki konumu için açıkça mücadele etmelidir. Bu son kriter etnik çatışmayı diğer mücadele biçimlerinden ayırır.

<span class="mw-page-title-main">Suriye'de din</span> Suriyedeki dinî inançlar

Suriye'de din, Suriye vatandaşları tarafından uygulanan çeşitli dinleri ifade etmektedir. Tarihsel olarak bölge, bu dini toplulukların her biri içinde bir dizi farklı mezhebin bulunduğu çeşitli inançların bir mozaiği olmuştur. Suriyelilerin çoğunluğunu Müslümanlar oluşturmaktadır; bunların arasında en kalabalık grubu Sünniler oluştururken, onları Şii gruplar ve Dürziler takip etmektedir. Ayrıca, çeşitli Hristiyan azınlıklar bulunmaktadır. Ayrıca küçük bir Yahudi ve Yezidi topluluğu da bulunmaktadır.

Konfesyonizm, din ve siyasetin de jure karışımı olan bir hükümet sistemidir. Tipik olarak siyasi ve kurumsal gücün konfesyonist topluluklar arasında orantılı olarak dağıtılmasını gerektirir.

<span class="mw-page-title-main">Tek İsimli Tek Turlu Çoğunluk Sistemi</span>

Tek İsimli Tek Turlu Çoğunluk Sistemi veya Oy çokluğu sistemi, seçim sisteminde kullanılan bir oylama biçimidir. Seçmenler oylarını bir aday için kullanırlar ve en çok oyu alan aday kazanır. FPTP, çoğul oylama yöntemidir ve esas olarak tek üyeli seçim bölgelerini kullanan sistemlerde kullanılır. FPTP, dünya ülkelerinin yaklaşık üçte birinde, çoğunlukla İngilizce konuşulan ülkelerde, meclis seçimleri için koltuk belirlemenin birincil biçimi olarak kullanılmaktadır. Bu ifade, bitiş çizgisinde bir direğin olduğu İngiliz at yarışından bir metafordur.

Faşist sembolizm, faşizmin yönlerini temsil etmek için tasarlanmış belirli imge ve sembollerin kullanılmasıdır. Bunlar, tarihsel öneme sahip ulusal sembolleri, amaçları ve siyasi politikaları içerir. En bilinenleri faşizmin orijinal sembolü olan fasces ve Nazizm'in gamalı haçlarıdır.