Pan-pan, telsiz dilinde aciliyet (urgency) anlamına gelen, bir teknede, gemide, uçakta veya başka bir araçta bulunan birinin acil bir durum olduğunu beyan etmek için kullandığı uluslararası standart acil durum sinyalidir lakin kimsenin hayatı veya geminin kendisi için acil bir tehlike oluşturmadığında kullanılır. Mayday şeklindeki tehlike (distress) sinyalinin bir alt kademesindeki çağrıdır ve farkı Mayday, hayati veya aracın kendisinin sürekliliği için bir tehlike olduğu anlamına gelir.
Mayday (/ˈmeɪˌdeɪ/), radyo iletişiminde tehlike sinyali olarak kullanılan acil durum prosedür kelimesidir. Denizdeki veya havadaki bir taşıtın ve onun içindeki kişilerin, yangın, patlama, çatışma, su alma, denge kaybı, karaya oturma, yere çakılma gibi olaylara ve bunların sonuçlarına maruz kalması veya bu olaylarla karşılaşma olasılığı durumlarında yapılan yardım çağrısına Mayday kelimesi ile başlanır.
Perdövites veya stall; akışkanlar dinamiğinde, bir akışkan içerisinde hareket eden bir cisme etki eden taşıma kuvvetinin -hücum açısının (AOA) kritik değeri geçmesi nedeniyle- azalması veya yok olması sonucunda cismin akışkan içerisinde tutunamaması. Kelimenin kökeni ise Fransızcada hız kaybı anlamına gelen "perte de vitesse"den gelmektedir.
Acil iniş, bir uçağın, işleyişiyle ilgili bir sorundan ya da en yakın havaalanına inmeyi gerektiren ani bir tıbbi nedenden dolayı yaptığı planlanmamış iniştir.
Kontrollü uçuşta yere çarpma (CFIT), uçuşa elverişli bir hava taşıtının pilot kontrolündeyken bir maniaya çarpması veya suya düşmesi ile sonuçlanan kaza. CFIT, İngilizce Controlled flight into terrain kavramının kısaltmasıdır. Bu kaza türünde pilotlar genellikle sona ana kadar tehlikenin farkına varamazlar.
Asgarî emniyet irtifası (MSA), bir hava taşıtının iniş ve kalkış haricinde alçalabileceği minimum irtifa. MSA kısaltması İngilizce minimum safe altitude kavramının akronimidir.
Yoğunluk irtifası (DA), atmosfer yoğunluğunun Uluslararası Standart Atmosfer (ISA) şartlarına oranla irtifa cinsinden ifadesi. DA kısaltması, İngilizce density altitute kavramının akronimidir.
Radyo seyrüseferi veya radyo navigasyonu, Dünya üzerindeki bir noktadan başka bir noktaya giderken, seyrüsefer yardımcısı olarak radyo frekansları ile çalışan araçların kullanımı. Radyo seyrüsefer yardımcıları genellikle; vericinin gönderdigi radyo elektromanyetik dalgalarının alıcı tarafından alınması ve ses, görüntü veya yazıya dönüştürülmesi prensibiyle çalışırlar.
Görerek uçuş veya VFR uçuş, bir pilotun uçağın durum (attitude) kontrolünü ve seyrüseferini uçak dışındaki görsel referanslara göre gerçekleştirdiği uçuş. VFR kısaltması, İngilizce visual flight rules kavramının akronimidir. Görerek uçuş yapılmasını mümkün kılan meteorolojik koşullara VMC denir. Şartların görerek uçuşa müsait olmadığı durumlarda -pilotun lisans ve dereceleri (rating) ve uçaktaki cihazlar müsaade ediyorsa- alet uçuşu gerçekleştirilir.
Uçuş bilgi bölgesi ya da FIR, içinde uçuş bilgi hizmeti (FIS), ikaz hizmeti (ALRS) ve havacılık meteorolojisi hizmeti verilen hudutları belirlenmiş bir hava sahası. FIR'lar günümüzde kullanılan en büyük hava sahası bölümleridir ve farklı geometrik şekillerde olabilirler. FIR'ları birbirinden ayıran çizgiler Türkçede FIR hattı olarak bilinir.
Hava sahası, herhangi bir kara parçası veya su kütlesi üzerindeki boyutları çeşitli kanun, kural ve antlaşmalarla belirlenmiş atmosfer kütlesi. Günümüzde kullanılan -kapsadığı alan olarak açısından- en büyük hava sahası birimi uçuş bilgi bölgesidir (FIR). Her ülkenin hava sahası bir veya daha fazla uçuş bilgi bölgesine bölünür.
Alet uçuşu, aletli uçuş veya IFR uçuş; uçak dışındaki (haricî) görsel referanslarla uçuşun tehlikeli olduğu durumlarda; uçak içindeki cihazları, göstergeleri ve seyrüsefer yardımcılarını kullanarak gerçekleştirilen uçuş. IFR, İngilizce instrument flight rules kavramının akronimidir. Alet uçuşu, havacılıkta kullanılan iki uçuş kategorisinden biridir. Bir pilotun alet uçuşu yapabilmesi için uygun lisans ve derecelere (rating) sahip olması gerekir.
Kontrolsüz hava sahaları, kontrollü hava sahaları dışında kalan sahalardır. ICAO'ya göre F ve G sınıfı hava sahaları kontrolsüzdür. Kontrolsüz hava sahalarında mümkün olduğu müddetçe ATC hizmeti verilmeye çalışılır. ATC kleransı almak veya radyo teçhizatı taşımak zorunlu değildir.
Uçuş planı (FPL), uçucuların uçuşa dair niyetlerini ve uçuş hakkındaki çeşitli bilgileri havacılık otoritelerine bildirmek için doldurdukları belgeler. FPL kısaltması, İngilizce flight plan kavramının akronimidir. Uçuş planı kavramıyla genellikle yazılı formlar kastedilmekle birlikte bazı koşullarda uçuş planının pilot tarafından yerde veya uçuş esnasında sözlü olarak bildirilmesi (doldurulması) de mümkündür.
Tehlike sinyali veya imdat çağrısı, bir hava veya deniz taşıtının ölümcül tehlike altında olduğunu ve çok acil yardıma ihtiyacı olduğunu bildiren görsel, sözlü veya sesli sinyal.
Özel VFR ; IFR uçuş yetkisi bulunmayan bir pilotun, herhangi bir kontrol bölgesi (CTR) içerisinde, hava trafik kontrol (ATC) izniyle yaptığı uçuş. Özel VFR en basit tanımıyla; alet uçuşu (IFR) yapmak için gerekli lisans ve derecelendirmelere sahip olmayan ve normal şartlar altında görerek (VFR) uçmak zorunda olan bir pilotun IFR gerektiren bazı hava sahalarında, IFR uçuş yapmaya müsait bir uçakta yaptığı, çeşitli yönlerden IFR'a benzetilmiş uçuştur.
Pist, hava araçlarının iniş ve kalkış yapması için kullanılan dikdörtgen şeklindeki alan. Türkçeye Fransızca piste sözcüğünden geçmiştir. Asfalt, toprak veya çim gibi farklı yüzeylere sahip olabilir. Piste geliş-gidişlerde ve meydanın diğer kısımlarında hava taşıtlarının kendi motor gücü ile yerdeki hareketlerine (rule) tahsis edilmiş yollara taksi veya rule yolları denir. Pistler ve rule yolları, bir meydandaki manevra sahasını oluşturur.
Hava yolu, seyrüsefer yardımcıları arasında oluşturulmuş, koridor şeklinde kontrollü hava sahası. Hava yolları VOR, NDB gibi çeşitli radyo seyrüsefer istasyonları arasında oluşturulurlar. Alet uçuşu yapan uçaklar tarafından kullanırlar. Örneğin şehirlerarası veya ülkeler arası yolcu uçağı seferlerinin önemli bir kısmı havayolları üzerinde gerçekleşir.
Hava tahmin ve raporları, belirli bir yerde ve zamandaki hava durumu ile ilgili olarak meteoroloji birimleri tarafından yayımlanan bilgiler. Hava tahmini, çeşitli verilerin analiz edilmesi ile belirli bir hava sahasında "gelecekte" hava durumunun nasıl olacağına dair yapılan çıkarımlardır. Hava raporu ise çeşitli gözlem (rasat) ve ölçümler sonucunda "şimdiki" (güncel) hava durumunun nasıl olduğuna dair yayımlanan bilgilerdir.
Yer etkisi, bir hava taşıtının veya uçabilen canlıların yere ya da başka bir yüzeye yakın uçtuğunda uçuş karakteristiklerinin değişmesi. Bu durum genellikle "daha iyi uçabilirlik" olarak tanımlanır. Yer etkisi, en kuvvetli olarak yerden "bir kanat açıklığı" yükseklikteki aralıkta hissedilir ve yere yaklaştıkça etki artar. Yer etkisi taşımayı artırırken sürüklemeyi azaltır.