
Kumtaşı, kum tanelerinin doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul bir taştır. Bir kumun doğal çimentolaşmasından doğan ve kuvars taneleri oranı yüksek olan tortul kayaç; kumtaşı inşaatta, yol ve kaldırımlara taş döşemede, çok ince olanları da bileme taşı olarak kullanılır. Kalkerli kumtaşı ise içinde kireçtaşı taneleri bulunan yeşilimsi bir tür kumtaşı.

Madencilik, yeraltındaki maden cevherlerinin araştırılması, çıkarılması ve işletilmesiyle ilgili teknik ve yöntemlerin bütünüdür. Yer kabuğunda bulunan cevher, endüstriyel hammadde, kömür ve petrol gibi ekonomik ekli doğal hammaddeyi sağlamaktır. Ekonomik önemi bulunan mineralleri rasyonel bir şekilde endüstriye sağlamak için geliştirilmiş uygulamalı bilim dalıdır. Maden yataklarının aranması, projelendirilmesi, işletilmesi ve çıkarılan madenin zenginleştirilmesi ile ilgili işlemleri içerir.

Uranyum, radyoaktif bir kimyasal elementtir. Simgesi "U"dur. 1789 yılında Martin Heinrich Klaaproth tarafından keşfedilmiş ve 1841 yılında Eugene-Melchior Peligot tarafından izole edilmiştir. Uranyum ilk zamanda radyoaktivite ile ilgili fazla bilgi sahibi olunmadığından diğer elementler gibi zannedilse de, 1896 yılında bilim tarihinin önemli isimlerinden olan Dimitri Mendeleyev’in çalışmalarıyla radyoaktif bir element olduğu ispatlanmıştır.

Mineral, doğal şekilde oluşan, homojen, belirli kimyasal bileşime sahip inorganik kristalleşmiş katı bir maddedir. Buna göre minerallerin özellikleri şöyledir; doğal olarak oluşur, herhangi bir parçası bütününün özelliklerini taşır, belirli bir kimyasal formülü vardır, katı hâlde olup nadiren sıvıdır ve inorganiktir.

Çelik, demir elementi ile genellikle %0,02 ila %2,1 oranlarında değişen karbon miktarının bileşiminden meydana gelen bir alaşımdır. Çelik alaşımındaki karbon miktarları çeliğin sınıflandırılmasında etkin rol oynar. Karbon genel olarak demir'in alaşımlayıcı maddesi olsa da demir elementini alaşımlamada magnezyum, krom, vanadyum ve tungsten gibi farklı elementler de kullanılabilir. Karbon ve diğer elementler demir atomundaki kristal kafeslerin kayarak birbirini geçmesini engelleyerek sertleşme aracı rolü üstlenirler. Alaşımlayıcı elementlerin, çelik içerisindeki, değişen miktarları ve mevcut bulundukları formlar oluşan çelikte sertlik, süneklilik ve gerilme noktası gibi özellikleri kontrol eder. Karbon miktarı yüksek olan çelikler demirden daha sert ve güçlü olmasına rağmen daha az sünektirler.

Zirkonyum metali ilk olarak 1789 yılında Martin Heinrich Klaproth tarafından keşfedilmiştir. 1824 yılında ise Jons Jakob Berzelius tarafından izole edilmiştir.

Atom numarası 72, atom ağırlığı 178,6 olan, az rastlanır bir element. Kısaltması Hf.

Zirkonyum dioksit (ZrO2), zirkonya olarak da bilinir (zirkon ile karıştırılmamalıdır), zirkonyumun beyaz kristal oksitidir.

Baddeleyit (Sri Lanka'da 19. yüzyılda keşfeden Baddeley'in isminden) = zirkonya = zirkonyum oksit = zirkonyum dioksit. Erime noktası 2700 °C ye yaklaşan, ateşe çok dayanıklı, beyaz renkli, katı, zirkonyum birleşiği, (ZrO2).

Kübik zirkonya (CZ), sinterleme sonucu mono kristal fazdan polikristalin kübik forma dönüşen zirkonya (ZrO2) derivesidir. Kuyumculukta terminoloji hatası olarak kübik zirkonya yerine zirkon tabiri yerleşmiştir. Hâlbuki zirkonyum oksit yani zirkonya (ZrO2) derivesidir. Asıl zirkon ise kimyasal kompozisyonu ZrSiO4 olan zirkonyum mineralidir.

Van Arkel-de Boer işlemi, Anton Eduard van Arkel ve Jan Hendrik de Boer tarafından 1925 yılında geliştirilmiş metal üretim yöntemidir.
Titanyum grubu veya 4. grup periyodik tabloda yer alan bir kimyasal elementler grubudur. Modern IUPAC adlandırma sistemine göre periyodik tablonun 4. grubu titanyum (Ti), zirkonyum (Zr), hafniyum (Hf) and rutherfordiyum (Rf) elementlerini kapsar. Grup periyodik tablonun d bloku içinde yer alır. 4. grupta yer alan üç element titanyum (Ti), zirkonyum (Zr) ve hafniyum (Hf) doğal olarak bulunur buna karşın rutherfordiyum (Rf) radyoaktiftir. Rutherfordiyumun bütün izotopları radyoaktiftir ve laboratuvarda üretilirler, hiçbiri doğada bulunmaz. Şimdiye kadar süperçarpıştırıcılarda yapılan hiçbir deneyde grubun bir sonraki üyesi Unpentkuadyum (Upq) elemtinin sentezi gerçekleştirilemedi. 8. periyot elementlerinin sonlarında yer alan üyelerinden biri olduğundan Upq elementinin yakın bir gelecekte sentezlenmesi pek mümkün görünmemektedir.

Kristalografi olarak, kübik kristal sistemi, birim hücresi bir küp biçiminde olan kristal sistemidir. Bu kristal ve mineraller bulunan en yaygın ve basit şekillerden biridir. Bu kristallerin üç ana çeşidi vardır:
- Basit Kübik Kafes (cP)
- Hacim Merkezli Kübik Kafes,
- Yüzey Merkezli Kübik Kafes

Diyorit, esas olarak silikat mineralleri plajiyoklaz feldispat, biyotit, hornblend ve / veya piroksenden oluşan müdahaleci bir magmatik kayadır.Diyoritin kimyasal bileşimi, mafik gabro ve felsik granit arasında ara maddedir.Diorit genellikle griden koyu griye renktedir, ancak siyah veya mavimsi gri de olabilir ve sıklıkla yeşilimsi bir döküme sahiptir.Plajiyoklaz türlerinin bileşimi temelinde gabro'dan ayırt edilir; dioritteki plajiyoklaz oranı sodyum bakımından daha zengin ve kalsiyumdan daha fakirdir.Diorit az miktarda kuvars, mikroklin ve olivin içerebilir. Zirkon, apatit, titanit, manyetit, ilmenit ve sülfitler aksesuar mineraller olarak ortaya çıkar. Az miktarda muskovit de mevcut olabilir.Hornblend ve diğer koyu minerallerde eksik olan çeşitlere lökodiyorit denir.Olivin ve daha fazla demir bakımından zengin augit mevcut olduğunda, Kaya, gabro'ya geçiş olan ferrodiorite dönüşür.Önemli kuvars varlığı kaya tipi kuvars-diorit veya tonalit yapar ve ortoklaz yüzde 10'dan daha büyük bir oranda mevcutsa, Kaya tipi monzodiyorit veya granodiyorit haline gelir.Feldispatımsı mineral/ler ve kuvars içeren bir dioritik kayadır, içeriğe göre foyid taşıyan diyorit veya foyid diyorit olarak adlandırılır.
Uranyum-kurşun dönüşümü bilinen en eski radyoaktif dönüşümlerden biridir. 4.5 milyar yıl öncesinden 1 milyon yıl öncesine kadar dönüşüm geçirmiş tüm taşları, taşın içindeki kurşun yüzde aralığına bakarak (0.1-1) tarihini bulabiliriz. Uranyum-Kurşun dönüşümü; ayrılmış iki izotopa, yarı ömrü 4.47 milyar yıl olan 238U'dan 206Pb'ye dönüşümüne ve aktinyumun ayrılmış iki izotopuna, yarı ömrü 704 milyon yıl olan 235U'dan 207Pb'ye dönüşümüne dayanır.

Şelit kimyasal formülü CaWO4 olan kalsiyum tungstat mineralidir. Volfram metalinin en önemli cevheridir. Düzgün kristalli şelit koleksiyoncular tarafından aranan bir mineraldir ve sıklıkla kusursuz mineraller değerli taş olarak işlenir. Şelit Czochralski işlemi ile sentezlenir; elde edilen madde taklit elmas, sintilatör ya da katı hâl aktif lazer ortamı olarak kullanılır. Ayrıca çinko sülfit gibi radyum boyası olarak kullanılır. Thomas Edison, görüntüleri baryum platinosiyanidten altı kat daha parlak yapan kalsiyum tungstat kaplı bir floroskop icat etmiştir; baryum platinosiyanide Wilhelm Conrad Röntgen'in 1895 Kasım'ında X-ışınlarını keşfetmesine yarayan kimyasaldır.

Gümüş klorür AgCl formüllü bileşik. Bu beyaz kristal katı sudaki düşük çözünürlüğü ile bilinir. Bu özelliği Tl+ ve Pb2+ klorürlerinin özelliklerini anımsatır. Aydınlanma veya ısıtma ile gümüş klorür, bazı numunelerde girimsi veya morumsu renklenme ile varlığı anlaşılan, gümüş ve klora dönüşür. AgCl doğal olarak kloraririt minerali halinde bulunur.
Béhierite, çok nadir bulunan bir mineraldir, (Ta, Nb)BO4 formülüne sahip doğal bir tantal borattır. Béhierite aynı zamanda en basit tantal minerallerinden biridir. Mineraller arasında daha yaygın olan düzlemsel BO3 grupları yerine basit tetrahedral borat anyonları içerir. Niyobyum analogu, şiavinatoit ile bir katı çözelti oluşturur. Her ikisi de zirkon tipi yapıya sahiptir (tetragonal, boşluk grubuI41/amd) ve pegmatitlerde bulunur. Béhierite ve holtite, temel tantal ve bor içeren minerallerdir.
Parlaklık, ışığın bir kristalin, kayanın veya mineralin yüzeyiyle etkileşime girme şeklidir. Kelimenin kökeni "ışık" anlamına gelen Latince lux kelimesine kadar uzanır ve genellikle parlaklık, parlaklık veya parlaklık anlamına gelir.