İçeriğe atla

Zincirler Muharebesi

Zincirler Savaşı

Şimdiki Kazima, Uballa ve Hufeir yerini gösteren harita Kuveyt ve Irak sırasıyla.
TarihNisan 633
Bölge
SonuçMüslüman zaferi
Taraflar
Râşidîn Halifeliği Sasani İmparatorluğu
Lahmiler
Komutanlar ve liderler
Halid bin Velid
Müsenna bin Harise (merkez kuvvet)
Ka'ka bin Amr (sağ cenah)
Mazhur bin Adi (sol cenah)
Hürmüz (merkez kuvvet)  (ölü)
Qubaz (sağ cenah)
Anushjan (sol cenah)
Güçler
18.000 (hafif süvari)[1]
2.000 (piyade)
20.000(birincil kaynaklar)
17.000 (modern kaynaklar)
Kayıplar
çok az 10.000

Zincirler Muharebesi, Müslüman Arap kumandanı Halid bin Velid'in Kuveyt'te bulunan Kâzımiyye bölgesinde, Sasani İmparatorluğu'na karşı yapmış olduğu ilk muharebedir. Ebu Bekir'den gelen bu emirle, İslamiyet'in Arap Yarımadasının dışına taşınması ve kurulan İslam Devletinin sınırlarının genişletilmesi hedeflenmiştir. Savaşı Müslüman ordusu kazanmış ve İslam Orduları Kuveyt'i fethederek Irak yönünde ilerlemeye başlamışlardır.

Muharebe öncesi durum

Müsenna bin Harise, Arabistan'ın kuzeydoğu bölgesinde yaşayan, Muhammed zamanında Müslümanlaşmış olan Arap kabilelerinin şefi ve ilk sahabelerdendi. Ridde savaşları sırasında Fars kasabalarına başarılı akınlar yapmış ve değerli ganimetler elde etmiştir. Fakat sürdürmekte olduğu baskınları devam ettirmek için yeterli askerî birliğe sahip olmadığını Ebu Bekir'e bir mektupla bildirmiş ve ondan takviye birlik talep etmiştir. Muhammed'in, Sasani denetimi altındaki Irak'ta kazanılacak zaferlerin Arapları birleştireceği fikrini benimseyen Ebu Bekir, o sıralar Yemame Muharebesi'nde sahte peygamber Müseylime ve ordusunu imha ederek Demetü'l-Cendel bölgesinde bulunan Halid bin Velid'in Irak üzerine yürümesi emrini vermiştir. Halid bin Velid'i Irak cephesine baş komutan atamış ve Müsenna bin Harise, Mazhur bin Adi gibi aşiret reislerini de onun emri altında birleşmelerini buyurmuştur. Ayrıca Halid bin Velid'in ordusuna takviye olarak, "O, bin adama bedeldir.” diyerek övdüğü Ka'ka bin Amr'ın Hafif Süvari alayını göndermiştir. 18.000 kişilik orduyla Halid bin Velid Irak Seferi için yola çıktığında hicri 12. yılının Muharrem ayıydı (Mart 633).

Bu sırada iç karışıklıklarla boğuşmakta olan Sasani İmparatoru III. Yezdigirt, Arap Yarımadasında başarıdan başarıya koşmuş ve namı Fars ülkesine kadar gelmiş olan Halid bin Velid'in, ordusuyla topraklarına doğru ilerlemekte olduğu haberini alır. Halid'in yaklaştığını duyan bazı kasabaların İslamiyeti kabul ettiklerini veya cizye ödemeye razı olduklarını öğrenince Hristiyan Araplarla takviyelendirilmiş yaklaşık 20.000 kişilik bir ordu toplamıştır. Bu orduya komuta etmesi için de ülkesinin en başarılı generallerinden biri olan Hürmüz'ü seçmiştir.

Halid bin Velid adet üzere savaşa girmeden önce Hürmüz'e Farsça bir mektup göndererek şöyle der:

Sizin kadını ve içkiyi sevdiğiniz kadar; ölümü ve şehitliği seven bir orduyla geldim karşınıza. İslam'a gir ve güvende ol ya da cizye ödemeyi kabul et ve bizim komutamız altına gir. Aksi takdirde kötü sonuçların suçlusu sadece kendiniz olacaksınız[2]

Hürmüz, bu mektubu Şah'ına göndererek Halid bin Velid'le karşılaşmak için son hazırlıklarını tamamlar. Halid ise, Müsenna bin Harise komutasındaki yaklaşık 2.000 savaşçının ordusuna ilave olmasıyla birlikte Sasani ordusu ile karşılaşmak üzere yoluna devam eder.[3]

Halid bin Velid'in stratejisi

Sasani ordusu, zamanın en güçlü ve en iyi donanımlı ordularından biriydi. Karşılıklı bir çatışma için en ideal savaş gücünü kendi elinde bulunduruyordu. Fakat uzun süreli harekâtlar, ağır zırhlarla donatılmış bu ordunun hareket kabiliyetini zayıflatıyordu. Öte yandan Halid komutasındaki ordu, deve ve atlı süvarilerden oluşan mobilize, saldırıya her an hazır birliklerden oluşmaktaydı. Bu savaşta uygulamış olduğu stratejide, ordusunun hareket kabiliyetini çok iyi kullanmış ve sürekli yer değiştirme manevraları yaparak, Sasani ordusunun kendisine yetişmesi için yol katetmesini sağlamıştır. Takip sırasında yorulup yıpranan düşman ordusuna fırsat vermeden saldırmayı hedeflemiştir. Savaşın yapılacağı bölgenin de bu stratejiye uygun oluşu Halid'in başarıya ulaşmasına yardımcı olmuştur.

Halid, Yemame üzerinden gelip, Hufeir'e vardığı sırada, Hürmüz Uballa yönünden geldiği Kazimiye'de bulunuyordu. Halid de, Hürmüz'e bir mektup yollayarak kendisini Hufeir'de beklediğini haber vermiştir. Ordusunu hiç dinlendirmeden 50 km. uzaklıktaki Hufeir üzerine hareket ettiren Hürmüz, oraya vardığı sırada Halid'in hızla Kazimiye'ye geçtiğini öğrenmiştir. Hürmüz, 2. defa hataya düşerek ağır silahlı ordusuna harekât emrini vermiştir. Sasani ordusu, çöl sıcağı altında yapmış olduğu bu yürüyüşü, Kazimiye'ye yorgun ve yıpranmış olarak varmakla tamamlamıştır.

  Müslüman ordusu
  Sasani ordusu

Savaş öncesi Müslüman ve Sasani ordusunun hareketi. Halid bin Velid'in Sasani ordusunu yıpratıcı stratejisi.

Savaş

Geneli ağır zırhlı piyadelerden oluşan Sasani ordusunun Kazimiye'deki savaş düzeni şöyledir; zırhlı piyadelerin yerleştirildiği merkeze Hürmüz komuta etmekteydi. Ordunun sağ cenahına yerleştirilen süvarilere Qubaz, sol cenahta bulunan süvarilere ise Anushjan komuta etmekteydi. Ayrıca Müslüman ordusuna gözdağı vermek ve askerlerinin düzenli bir saf oluşturmasını sağlayabilmek için Hürmüz, piyadelerini ayaklarından zincirlerle birbirlerine bağlamıştır. Bu savaşın adı da buradan gelmektedir.[4] Bu düzenin avantajı, düşman süvarilerinin saldırısı karşısında piyadelerin, tek bir set halinde kaya gibi ayakta durmalarını sağlamaktadır. Dezavantajıysa olası bir geri çekilmede tamamen safların bozulmasına ve askerlerin hareket imkanının kısıtlanmasına neden olmaktadır.

Hafif süvarilerden oluşan Müslüman ordusunun savaş düzeni ise şöyledir; okçuların yerleştirildiği merkez birliklerine Müsenna bin Harise komuta etmektedir. Sağ cenahta bulunan süvari alayına Ka'ka bin Amr, sol cenaha yerleştirilmiş olan süvari alayına ise Mazhur bin Adi komuta etmektedir. Halid ise düşman ordusunu arkadan çevirip kıskaca alabilmek için, en seçkin 2.000 atlı süvariyle merkez birliklerinin gerisinde konuşlanmıştır.

Savaş öncesinde Halid ordusuna, su kuyularının düşman safında olduğunu belirterek suyu elde etmek için tek çıkar yolun düşmanın yok edilmesinde olduğunu bildirmiştir. Her savaşta olduğu gibi Hürmüz, Halid'i aralarında yapacakları ölümüne bir düelloya davet etmiştir. İlk başlarda at sırtında çarpışan 2 komutan, Hürmüz'ün aldığı ağır bir darbeyle yere düşmesiyle devam etmiştir. En sonunda da Halid, Hürmüz'ün kafasını kesmek suretiyle hayatına son vermiştir. Bu da savaşın başlamasına neden olmuştur. Halid'in galip gelmesiyle, artan bir heyecan ve cesaretle düşman ordusu üzerine saldıran Müslüman askerleri, moralman çökmüş ve bitkin Sasani ordusu üzerine ok yağdırmaya başlar. Kanatlardan ağır darbeler alarak dağılmaya başlayan Sasani askerleri, Qubaz ve Anushjan'ın emirleriyle geri çekilmeye başlar. Zincirlenmemiş olan askerler kurtulurken, zincirli olan askerler ise Halid bin Velid'in de arkadan kıskaca almasıyla birlikte tamamen imha edilir.

Sonuçları

Zincirler savaşında elde ettiği galibiyetten sonra Halid bin Velid, ordusuyla birlikte Irak içlerine kadar akınlarda bulunarak bölgedeki Sasani varlığını büyük ölçüde yok etmiştir. 4 ay gibi bir sürede Irak'ta faaliyet göstererek elde ettiği ganimetleri Medine'ye gönderdikten sonra, Ebu Bekir'in emriyle Suriye üzerine yürümüştür.

Kaynakça

  1. ^ Morony, Michael G. (2005), Iraq After the Muslim Conquest, Gorgias Press LLC, ISBN 1-59333-315-3 
  2. ^ Ebu Cafer Taberî:Tarih er-Rusül ve'l Muluk ve'l Hulafa, s. 554">Ebu Cafer Taberî:Tarih er-Rusül ve'l Muluk ve'l Hulafa, s. 554.
  3. ^ Ebu Cafer Taberî:Tarih er-Rusül ve'l Muluk ve'l Hulafa, s. 554"
  4. ^ Ebu Cafer Taberî:Tarih er-Rusül ve'l Muluk ve'l Hulafa, s. 555.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ebû Bekir</span> İslam Devletinin ilk halifesi, sahabe

Ebû Bekir ya da tam adıyla Ebû Bekir Abdullah bin Ebî Kuhâfe Osmân bin Âmir el-Kureşî et-Teymî, İslam peygamberi Muhammed'in sahâbesi ve Dört Halife'nin ilki. Muhammed sonrası Müslüman toplumda 632-634 arası liderlik ve yöneticilik yapması, bu sebeple Muhammed'in halefi olması kendisine ilk halife unvanını kazandırmıştır.

<span class="mw-page-title-main">III. Yezdicerd</span>

III. Yezdicerd, III. Yezdigird ya da III. Yezdicürd,, Sasani İmparatorluğu'nun yirmi dokuzuncu ve son hükümdarıdır. 628 yılında oğlu II. Kubâd tarafından öldürülen II. Hüsrev'in (590–628) torunudur. Babası Şahryar'dı ve babaannesi Bizans İmparatoru Mauricius'un kızı Miriam'dı. Ayrıca, Ali'nin torunu Ali Zeyn el-Âb’ı-Dîn'in annesi Şehre-Bânû'nun da babası olur.

<span class="mw-page-title-main">Hâlid bin Velîd</span> Arap asker ve komutan, sahabe (y. 585–642)

Hâlid bin el-Velîd Seyfullah olarak da bilinen Arap komutan. Hudeybiye Antlaşması sonrasında Müslümanlığı seçene kadar Kureyşlilerin saflarında, İslam dinine geçtikten sonra ise İslam devletinin emrinde savaşmıştır. Kureyşlilerin Uhud Savaşı'nda yenilmemelerinde kilit rol oynamış, emrindeki süvarilere yaptırdığı manevra ile Müslümanların yenilmesini sağlamıştır. Müslüman olduktan sonra Bizans ve Sasanilere karşı zaferler kazanmıştır. Bunların en dikkat çekeni Yermük nehri kıyısında Bizans ordusunu bozguna uğrattığı savaştır. İslami kaynaklara göre katıldığı yüzü aşkın savaşta hiçbir yenilgiye uğramamış nadir komutanlardan biridir.

Mute Muharebesi Eylül 629'da, Muhammed'in kuvvetleri ile Bizans İmparatorluğu ordusu ve onların Gassanî vasalları arasında gerçekleşmiştir. Ürdün Nehri'nin doğusundaki Palaestina Salutaris'in Mute köyünde ve günümüz Kerek'inde gerçekleşmiştir.

Firaz Muharebesi, Müslüman Arap kumandanı Halid bin Velid'in Mezopotamya Irak'ta Bizans İmparatorluğu, Sasani İmparatorluğu ve Hristiyan Araplar'a karşı yapmış olduğu son muharebedir. Halid'in ordusu 15.000 kişiyi içeriyordu. Buna karşın Bizans İmparatorluğu, Sasani İmparatorluğu ve Hristiyan Araplar'dan kurulu birleşik güç orduları Halid'in ordusundan birkaç kat fazlaydı. Bazı kaynaklara göre onlar on kat fazlaydı.

<span class="mw-page-title-main">Yermük Muharebesi</span> Müslüman Arap ordularının Bizans İmparatorluğu ile yaptığı muharebe (636)

Yermük Muharebesi, Halid bin Velid komutasındaki İslam ordusuyla Bizans İmparatorluğu'nun Yermük'te yaptığı, Arap-Bizans savaşlarının en büyük muharebesidir.

<span class="mw-page-title-main">Arap-Bizans savaşları</span> 7. yüzyıl ile 11. yüzyıl arasında savaşlar serisi

Arap-Bizans savaşları, 7. yüzyıldan 11. yüzyıla kadar Müslüman Araplar ile Bizans İmparatorluğu arasında yapılan savaşlardır. Çatışmalar, 7. yüzyılda İslam peygamberi Muhammed'in, Raşidun ve Emevi halifelerinin ilk Müslüman fetihleri sırasında başladı ve halefleri tarafından 11. yüzyılın ortalarına kadar devam etti.

<span class="mw-page-title-main">Râşidîn Halifeliği</span> Kurulan ilk İslam halifeliği (632–661)

Râşidîn Halifeliği, İslâm peygamberi Muhammed'in halefi olan ilk halifeliktir. Muhammed'in MS 632'deki vefatından sonra ilk dört ardışık halifesi (halef) tarafından yönetildi. Bu halifeler, Sünni İslam'da topluca Râşidîn ya da "Doğru Yolda olan" halifeler olarak bilinirler. Bu terim Şîa'da kullanılmaz, çünkü Şii Müslümanlar ilk üç halifenin yönetimini meşru görmez.

<span class="mw-page-title-main">Ridde Savaşları</span>

Ridde Savaşları, Muhammed'in ölümü sonrasında kitlesel dinden dönme (irtidad) olayları üzerine, ilk halife Ebu Bekir tarafından 632-633 yıllarında yapılan askerî harekât ve savaşlardır.

<span class="mw-page-title-main">Ebû Ubeyde bin Cerrâh</span> Sahabe, komutan

Ebu Ubeyde bin Cerrāh, İslam peygamberi Muhammed'in sahabelerinden ve cennetle müjdelenmiş on sahabeden biridir. İslam tarihinde yeri önemlidir ve Ömer'in halifeliğinde ordu komutanlığı yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Mâlik el-Eşter</span>

Mâlik bin el-Hâris bin Abdiyağûs bin Mesleme el-Eşter, Yemenli Arap komutan. Cemel ve Sıffın Savaşlarında Ali'nin yanında yer almıştır. Suriye ve Irak cephelerinde savaşmıştır. Yermük Muharebesi'nde bir gözünü kaybettiği için 'göz kapağı ters çevrilmiş' anlamına gelen el-Eşter lakabıyla tanınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Müslümanların Levant'ı fethi</span> 7. yüzyılda Râşidîn Halifeliği tarafından gerçekleştirilen fetih

Müslümanların Levant'ı fethi veya Müslümanların Biladü'ş-Şam'ı fethi ya da Arapların Levant'ı fethi

<span class="mw-page-title-main">Hîre Muharebesi</span>

Hîre Muharebesi, yılında Râşidîn Halifeliği ile Sasani İmparatorluğu arasındaki savaştır. Bu, Müslümanların İran'ı fethinin ilk savaşlarından biridir.

Maraş ya da Germanicia Kuşatması, Râşidîn Halifeliği'nin Müslüman kuvvetlerinin 638 yılında Anadolu seferi sırasında gerçekleşmiştir. Şehir, kan dökülmeden ele geçirilmiştir. Bu sefer, efsanevi Arap Müslüman general Halid bin Velid'in askeri kariyerinin sonuna işaret eder çünkü seferden döndükten birkaç ay sonra görevden alınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Busra Muharebesi</span>

Busra Muharebesi, Suriye'de 634 yılında Râşidîn Halifeliği ile Bizans İmparatorluğu arasında Busra'nın mülkiyeti için gerçekleşen muharebedir. Bizans vassal devleti Gassani krallığının başkenti olan şehir, İslam kuvvetleri tarafından ele geçirilen ilk önemli şehirdir. Kuşatma Haziran ve Temmuz 634 arasında sürmüştür.

Usame bin Zeyd'in Seferi, Haziran 632'de gerçekleşen, Usame bin Zeyd liderliğindeki ilk Müslüman Halifeliğinin Müslüman güçlerinin Bizans Suriye'sine baskın düzenlediği bir askeri seferdi.

Müsenna Bin Harise Ebû Bekir ve Ömer'in halifeliği sırasında Sasani İmparatorluğuna karşı savaşmış Arap general ve Şeyban kabilesinin lideridir.

<span class="mw-page-title-main">Şam Kuşatması (634)</span>

Şam kuşatması, 21 Ağustos'tan 19 Eylül 634'e kadar sürmüş ve şehir Râşidîn Halifeliği'nin eline geçmiştir. Şam, Müslümanların Levant'ı fethinde Bizans İmparatorluğu'nun elinden çıkan ilk büyük şehirdir.

Bu sayfada 632 yılında kurulan Râşidîn Halifeliği'nde 632'den 640'a kadar yaşanan olaylar yer alıyor.