İçeriğe atla

Zina

Zina eden kadın ve erkeğe uygulanan kırbaç cezası

Zina, aralarında bir nikâh bağı bulunmayan yetişkin bir erkek ile kadın arasındaki cinsel ilişkidir, ancak efendi-cariye ilişkisinde de nikah bağı yoktur ve onlar zina sayılmamıştır.

Zina çoğu toplumun etik anlayışına uygun olmayan cinsel ilişki olarak değerlendirilir.[1] "Zina" tanımı söz konusu cinsel ilişkinin meşru görülmediği anlamını getirir ve tarih boyunca çeşitli kültürler ve dinler zinayı cezayı gerektiren bir suç olarak görmüştür.[2] İbrahimî dinlerde haram ve büyük günahlardan sayılır.

Köken

"Zina" kelimesinin kökeni Aramice "zina etti" anlamına gelen "זְנָא" ("zənā") kelimesinden Arapçaya geçen "زنا" dir.[3]

Hukukî boyut

Dini kanunlarla yönetilmeyen çoğu ülkede suç teşkil etmemekte fakat evli taraflardan birinin dava açması durumunda boşanma sebebi sayılmaktadır. Bazı ülkelerde idama kadar varan cezai yaptırımları bulunmaktadır.

İbrahimi dinlerde

Yahudilikte zina

Yahudilikte "niuf, zenut" gibi İbranice kelimelerle anlatılan zina, suç kapsamında ele alınır. Erken dönemlerde kadın kocanın özel mülkü olduğu görüşünden dolayı zina mülke tecavüz anlamını da taşıyordu.

Zina On Emir’de yasaklanmıştır. Nişanlı kızla zina durumunda recm uygulanacağı Tevrat’ta belirtilmekte,[4] evli kadınla zina durumunda da öldürüleceği kaydedilmektedir.[5]

Dinsel bağlamda zina eden kimsenin kirlenmiş olarak kabul edildiği örnekler mevcuttur.[6] Yaratıcıya karşı işlenen bir suç ve putperestlik olarak da algılanmıştır.[7]

Hristiyanlıkta zina

Hristiyanlıkta zina cinsel ahlaksızlık olarak nitelendirilir ve günahtır. Kutsal Kitap evlilik öncesi her türlü ilişkiyi sıkı biçimde yasaklar. Bir adamın evli olmadığı bir kadını arzulaması da zina kapsamına girer. Matta 5:27-28 buna bir örnektir: "‘Zina etmeyeceksin’ dendiğini duydunuz. Ama ben size diyorum ki, bir kadına şehvetle bakan her adam, yüreğinde o kadınla zina etmiş olur."[8]

İslam'da zina

İslam'da zina eden kadına zaniye, zina eden erkeğe ise zani denir.[9] İslam'a göre büyük günahlardan sayılır.Nur suresi 2.ayette açık bir şekilde cezalandırma yöntemi anlatılmıştır.

İslam dinine göre Cürhüm kabilesinden İsâf b. Yâlâ adında bir kişi Zeyd kızı Nâile’ye âşık olmuş, kabileleri hac için Mekke’ye geldiğinde Kâbe’ye girerek orada cinsel ilişki yaşamaları üzerine ikisi de taş haline gelmiştir.[10] (İsaf ve Naile putları)

Zinanın haram ve suç olduğu Kur’an’da çeşitli ayetlerde ifade edilir. İslam erkeğin çok eşliliğine izin verir, ayrıca erkeğin cariye ile ilişkisine de sınırlama bulunmamaktadır.(Mü'minun suresi,5-7)[11]

İslamda Zina cezai ve ahlaki yaklaşımlarla ele alınır. Cezai yaklaşımları fıkıh ve şeriat belirler. İki ayette zina şirk ve adam öldürme gibi büyük günahlar arasında zikredilir. Ayrıca bir başka ayette de zina eden erkekle zina eden kadına yüzer sopa vurulması emredilir ve zina eden kimsenin ancak zina edenle veya bir müşrikle evlenebileceği vurgulanır.[2]

Kur'an'da zina cezası

  • “Onlar/ Müminler, mahrem yerlerini günahlardan korurlar. Yalnız eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri ile ilişki kurarlar.” (Müminûn; 5-6)

Nur Suresi 2.Ayette cezalandırma ile ilgili şu sözler bulunur:

  • Nur Suresi, 2. ayet: Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüzer değnek (celde) vurun. Eğer Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsanız, onlara Allah'ın dini(ni uygulama) konusunda sizi bir acıma tutmasın; onlara uygulanan cezaya mü'minlerden bir grup da şahit bulunsun.
  • Nur Suresi, 3.Ayette cezalandırma ile ilgili şu sözler bulunur:
    • Nur Suresi, 3. ayet: Zinakar erkek, zina eden ya da müşrik olan bir kadından başkasını nikahlayamaz; zinakar kadını da zinakar ya da müşrik olan bir erkekten başkası nikahlayamaz. Bu, mü'minlere haram kılınmıştır. (bu ayette hata yapıp zina eden kişilerden değil, sürekli fuhuş yapan kişilerden bahsediyor.)

Şeriata göre cinsel suçlar ve cezaları:

  • Zina: Kur'an'a göre 100 sopadır.[12] Zina yapan cariye ise o zaman da bu cezanın yarısı kadar ceza alır.[13] Ancak hadislere göre bekarlara 100 sopa, evlilere ise recm cezası verilir.[14][15] Şeriat yasalarında tecavüz de zina altında değerlendirilmektedir. Mezhepler arasında tecavüz tanımında farklılık vardır. Farkın temel nedeni tecavüzün erkekler arasındaki bir ilişki için de geçerli olup olmadığı üstünedir.[16] Evlilik içi tecavüz, İslam fıkıhçılarının çoğunluğu tarafından tecavüz (اغتصاب; āġtṣāb) olarak sınıflandırılmamaktadır.[17] Hanefîler; kocanın, uygun bir nedeni olmadan kendisi ile cinsel ilişkide bulunmak istemeyen karısını zorla cinsel ilişkiye sokabilmesine izin verir.[18] Diğer mezheplerde ise ne zorlama cinsel ilişki için özel izin verilmiş, ne de evlilik içi tecavüze bir ceza uygulanmıştır.[19]
  • Kazf: İffetli kadına yapılan zina isnadı, 80 sopa ile cezalandırılır ve şahitliği kabul edilmez. (İlgili madde: İfk Olayı)

Diğer cinsel suçlar:

  • Eşcinsellik: Şeriat hukukunda eşcinselliğin ölünceye kadar hapis, 100 sopa ya da recm şeklinde mezheplere göre farklılıklar gösteren tâzir cezaları bulunmaktadır.[15] (İlgili madde: İslam'da eşcinsellik)
  • Küçüklerle cinsel ilişki (Çocuk evliliği/Pedofili) şeriatta suç olarak tanımlanan bir eylem olmuştur. Genel anlayışa göre Muhammedin Aişe ile nikahlanması örnek alınarak ergenliğe giriş 14. yaş kabul edilerek,ergenliğin üzerinden 4/6 yaş geçmiş genç kızlar ile yapılan nikah ve evlilikler meşru kabul edilir.[]


Ahlaki değerlendirmeler:

  • " Zinaya yaklaşmayın, çünkü o, şüphesiz bir hayasızlık, iğrençlik, kötü bir yoldur." (İsra Suresi: Ayet 32)
  • ''Fuhşun açığına da, gizlisine de yaklaşmayın.” (En'am suresi, 151)
  • " Zinakar erkek, zina eden veya müşrik olan bir kadından başkası ile evlenemez; zinakar bir kadınla da ancak zinakar veya müşrik olan erkek evlenebilir. Bu, müminlere haram kılınmıştır." (Nur Suresi 3.Ayet)
  • ''Murdar kadınlar murdar erkeklere, murdar erkekler murdar kadınlara; namuslu kadınlar namuslu erkeklere, namuslu erkekler namuslu kadınlara yaraşır. Bunlar, (namuslular) onların dediklerinden çok uzaktırlar. Kendilerine bir bağışlanma ve değerli bir rızık vardır.'' (Nur Suresi: Ayet 26)
  • " Mü’min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphe yok ki, Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır." (Nur Suresi: Ayet 30)
  • ''Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar.'' (Nur suresi, 31)

Nur ve furkan surelerinde tevbe edip ıslah olanların zina günahının affedileceği konu edilir:

Ancak bundan sonra tevbe edip ıslah olanlar müstesnadır. Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve çok merhametlidir.

Zina Tövbesi

Hatalardan ders çıkarmak ve pişmanlık duyarak tövbe etmek, manevi bir arınma sürecine adım atmak için önemli bir adımdır. Zina gibi büyük bir günahta olsa tövbe edilmelidir. Tövbe, kişinin içsel bir dönüşümüne ve Allah’ın affına ulaşmasına sağlayacaktır.

Tövbenin ilk adımı, geçmişte işlenen günahlarla ilgili gerçek bir pişmanlık duymaktır. Bu pişmanlık, kalbin derinliklerinden yükselen bir samimiyetle gelmelidir. İnsan, işlediği günahın yanlış olduğunu tam anlamıyla idrak etmeli ve bu nedenle Allah’a yönelmelidir. Allah’a yönelirken, kişi içtenlikle O’ndan günahlarının affedilmesini ister. Bu dua, gözyaşlarıyla birlikte yapıldığında, samimiyetin en büyük ifadesidir. Gözyaşları, kalbin içinde biriken pişmanlığın dışa vurumu ve bir yeniden doğuş olarak da ifade ediliyor.

Zina konusunda tövbenin sadece sözlerle sınırlı kalmaması gerekir. Kişi, işlediği günaha bir daha dönmemek için kararlılıkla adımlar atmalı ve Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için yaşamını düzeltmelidir. Manevî olarak içtenlikle yapılan tövbelerde günah ne olursa olsun affedilme ihtimali yer almaktadır[21]

… Ancak tevbe eden, inanan ve iyi iş yapan başka. Allah onların kötülüklerini iyiliğe çevirir. Allah bağışlar, ikram eder. Kim tevbe edip iyi davranış gösterirse, şüphesiz o, tövbesi kabul edilmiş olarak Allah’a döner.

Muhammed'in sözleri:

“Zina fakirliğe yol açar.”[22]
“Zina toplum içinde yayılırsa, halk, daha önce görülmemiş bulaşıcı hastalıklara maruz kalır.”[23]

İslam'da fiiller, sebep oldukları sonuçlara göre hüküm alırlar. Bu çerçevede nâmahrem bir kimseye cinsel arzu ile bakma, dokunma, tutma, öpme ve ilişkiye girme gibi fiillerin hepsi yasaklanmıştır. Kur'an'da zinaya yaklaşılmaması gerektiği belirtilip, zina hayasızlık ve kötü bir yol olarak sayılmıştır.[24] Muhammed bir sözünde "iffet ve iman sahibi bir kadına zina iftirasında bulunmayı" insanı mahveden yedi günahtan biri olarak sayar.[25] Müslüman olmak üzere kendisine gelen kişilerden zina etmeme şartı ile biat kabul etmekteydi.[26] Evlilik hayatını önemli bulan İslam dininin alimleri kişinin yaşamında zina ihtimali yükseldiğinde evlenmenin gerekli olduğu görüşünde birleşmişlerdir.[27]

Tarihte zina

Oğuz Türklerinde zina

920'li yıllarda Türklerinin yaşadığı bölgeye giden Arap seyyah İbn Fadlan, Türklerin zina edeni ortaya çıkardıkları vakit ağaçtan faydalanılan bir teknikle bedenini iki parçaya bölerek öldürdüklerinden söz eder.[28]

Selçuklular döneminde zina

13. yüzyılda Selçuklu devlet adamı Sâdeddin Köpek, II. Gıyâseddin Keyhüsrev’den aldığı ferman ile Ankara'ya giderken Akşehir'de bir kadın şarkıcı ile zina ettiği söylenen Tâceddin Pervâne'yi zincire vurdurup Ankara meydanına getirtmiş ve burada göbeğine kadar toprağa gömülen Pervane, halk tarafından recmedilmiştir.[29][30][31]

Memlükler döneminde zina

Memlük Sultanı Kansu Gavri döneminde, suç olarak kabul edilen zinanın cezası recm (taşlayarak öldürmek) idi.[32]

Osmanlı döneminde zina

İslam dininin baskın olduğu Osmanlı'da "şeriat huzurunda sabit olması durumunda" zina bir suç olarak kabul görmekteydi.[33] Suç kabul edilen zina için devlet, başta imam olmak üzere mahalle halkına da zinayı takip yetkisi vermiş idi. Mahalleli, zina ettiğinden şüphelendikleri kişileri görevlilere ihbar edebilecekleri gibi; zina edildiğinden kuşkulandıkları eve baskın yapma, zanlıları yakalayıp ilgililere teslim etme hakkına da sahipti.[34] Yavuz Selim Kanunnamesi, eğer evli bir kişi zina ederse bin akçalık serveti varsa idam edilmediği takdirde 400 akçe cezayı gerekli bulmaktaydı.[35][36] 1541 yılında Osmanlı devlet adamı Lütfi Paşa zina ederken yakalanan bir kadının cinsel organının dağlanmasını emreder ve bu emrin uygulanmasıyla kadın yaşamını yitirir.[37][38] İslam toplumlarında zinadan kaynaklı olarak görülen recm (taşlayarak öldürme) örneğinin de görüldüğü Osmanlı'da, 1680 yılında gayrimüslim bir erkekle zina yapan evli bir Müslüman kadın kollarına kadar kazılan bir çukura sokulduktan sonra taşlanarak öldürülür.[39] Rumeli Kazaskeri Beyazîzade Ahmed Efendi'nin recm için fetva vermesiyle tellallar, "iffetine el uzatılmasına izin veren bir kadının taşlanacağı" kararını şehirde okuyup, halkın ibret-i alem için bu infazı seyretmesini istediler. Halkın önünde recmedilen kadının ölümünü dönemin padişahı IV. Mehmed, Fazlı Paşa Sarayı'ndan seyretti. Osmanlı'da zinadan kaynaklanan bir başka idam da Lale Devri'nde yaşanır. Bir gayrimüslim ile zina ederken basılan İstanbullu Müslüman, Şeyhülislamın fetvasıyla boğdurulur ve cesedi denize atılır.[40]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Zinâ Diyanet İşleri Başkanlığı
  2. ^ a b Diyanet İslam Ansiklopedisi 7 Kasım 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., cilt: 44, s. 440
  3. ^ "Zina". Nişanyan Sözlük. 4 Kasım 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ekim 2017. 
  4. ^ Tesniye 22:23-24
  5. ^ Levililer, 20/10; Tesniye, 22/22
  6. ^ Levililer, 18/20
  7. ^ Hoşea, 1-3; Yeremya, 3
  8. ^ Matta 5:27-28
  9. ^ "Arşivlenmiş kopya". 31 Ekim 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ekim 2014. 
  10. ^ Diyanet İslam Ansiklopedisi, cilt: 34, s. 365.
  11. ^ Reddu’l-Muhtar 3, 163
  12. ^ "Nûr Suresi 2. Ayet Tefsiri". kuran.diyanet.gov.tr. Diyanet İşleri Başkanlığı. 3 Ağustos 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Şubat 2021. 
  13. ^ Nisa Suresi, 25. ayet
  14. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Mayıs 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2012. 
  15. ^ a b "Recm Cezâsı". ihya.org. 9 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mayıs 2012. 
  16. ^ Konan, Belkıs (2011). "Osmanlı Hukukunda Tecavüz Suçu" (PDF). Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi (29): 149-172. 3 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 2 Temmuz 2020. 
  17. ^ Susila, Muh Endriyo (2013). "Islamic Perspective on Marital Rape". Jurnal Media Hukum (İngilizce). 20 (2): 328. 
  18. ^ Al-jaziri, abd Al-rahman; Roberts, Nancy (2009). Islamic Jurisprudence According To The Four Sunni Schools Al Fiqh 'ala Al Madhahib Al Arba'ah (İngilizce). Fons Vitae. ISBN 978-1887752978. The followers of Imam Abu Hanifah said: "The right of the sexual pleasure belongs to the man, not the woman, by that it is meant that the man has the right to force the woman to gratify himself sexually. 
  19. ^ Kecia Ali (30 Ekim 2010). Marriage and Slavery in Early Islam (İngilizce). Harvard University Press. s. 120. ISBN 978-0-674-05059-4. 21 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Şubat 2022. Non-Hanafis do not penalize a husband for forcing sex on his wife, but neither do they explicitly authorize it in the way that al-Khassaf does. For all, marital rape is an oxymoron; rape (ightisab) is a property crime that by definition cannot be committed by a husband. 
  20. ^ Youssef, Olfa (2017). The Perplexity of a Muslim Woman: Over Inheritance, Marriage, and Homosexuality. Lexington Books. s. 122. ISBN 1498541704. 14 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Haziran 2021. 
  21. ^ Mesajları, Cuma (27 Eylül 2023). "Zina Haram mı? Zina İle İlgili Ayetler, Resimli ve Yazılı - Cuma Mesajı". cumamesaji.com. 25 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ekim 2023. 
  22. ^ Buhari
  23. ^ Beyheki
  24. ^ Ekrem Buğra Ekinci, İslam Hukuku, Arı Sanat yayınları, s. 103.
  25. ^ İlmihal I, Diyanet İşleri Başkanlığı, s. 77.
  26. ^ Hadislerle İslam 5, Diyanet İşleri Başkanlığı, s. 214
  27. ^ Ali Rıza Demircan, Benzeşmelerden Korunarak İslâmî Kimliğimizi Korumak, Beyan Yayınları, s. 113.
  28. ^ İbn Fadlan Seyahatnamesi, Hazırlayan: Ramazan Şeşen, Bedir yayınları, s. 32.
  29. ^ Anadolu Selçuki Devleti Tarihi, İbn Bibi'nin Farsça Muhtasar Selçuknâmesinden, Uzluk Basımevi, Ankara, s. 194.
  30. ^ Tülay Metin, Türkiye Selçuklu Şehirlerinde “Meydan” kültürü, s. 216.
  31. ^ Diyanet İslam Ansiklopedisi, cilt: 35, s. 393
  32. ^ Cüneyt Kanat, Ortaçağ Türk Devletlerinde Suç ve Ceza, Küre Yayınları s. 191.
  33. ^ Yasemin Baba, Klasik Dönem Osmanlı Hukukunda Hırsızlık Suçunun Hüküm ve Sonuçları, (İÜHFM C. LXXI, S. 1, s. 96, 2013)
  34. ^ Abdulmecit Mutaf, Teorik ve Pratik Olarak Osmanlı'da Recm Cezası, s. 585.
  35. ^ Marilyn Booth, Harem Histories: Envisioning Places and Living Spaces, Duke University Press, 2010, s. 118.
  36. ^ "Murat Bardakçı, İşte, eskiden zinaya verdiğimiz cezalar!". 11 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mart 2016. 
  37. ^ Peçevî Tarihi, 1. cilt, Neşriyat Yurdu, s. 19
  38. ^ "Lütfi Paşa'nın gerçek öyküsü". 24 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mart 2016. 
  39. ^ Defterdar Sarı Mehmed Paşa, Zübde-i Vekayiat (Olayların Özü) 1656-1684, C. I, sadeleştiren Abdülkadir Özcan, İstanbul, Tercüman Gazetesi Yayını, 1977, s. 169.
  40. ^ Murat Bardakçı, Osmanlı'da Seks, Gür yayınları, s. 192.

İlgili Araştırma Makaleleri

Cihat, İslami bir terim. Arapça "mücadele" kökünden gelir ve güncel Türkçede çoğunlukla "İslam uğruna savaşma" anlamında kullanılır.

Şirk İslam'da, Allah'a ortak koşma anlamına gelen bir kavramdır. Kur'an'a göre en önemli iman sorunu olan şirk, Allah'a ortak koşmak, Allah'tan başka ilah olduğuna inanmak ve ona tapmak anlamlarına gelir. Şirk eyleminde bulunanlar müşrik olarak isimlendirilir.

<span class="mw-page-title-main">Tevbe Suresi</span> Kuranın 9. suresi

Tevbe Suresi veya Berâe Suresi, Kur'an'ın dokuzuncu suresidir. Sure 129 ayetten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Şeriat</span> İslamî hukuk

Şeriat, Kur'an âyetleri ile Muhammed'in söz ve fiillerinden oluşan naslardan alimler sınıfının (Fukaha) çıkarımları (istinbat) ile oluşturulan dinî kanunlar toplamıdır. İslam'da ibadetler, muameleler ve cezalarla ilgili tüm kavram ve kuralları kapsar. Tarihsel seyir içerisinde kanun ve kuralların teorik (usul) ve pratik uygulama (füru/fetva) çalışmaları ile ilgilenen ve isimleri öne çıkan kişiler adına belirli toplum ve devlet yönetimlerinin de tercihlerini yansıtan fıkıh mezhepleri ortaya çıkmış, ancak şeriat hiçbir zaman tek başına geçerli bir hukuk sistemi olmamış, Ömer veya Emevilerden itibaren "örfi hukuk" ile birlikte kullanılmıştır. Şeriat’ın "insanlar arası ilişkiler bölümü” 1850’lerden itibaren “İslam hukuku” olarak yeni bir isimle sunulmaya başlanır. İslam hukukunda yer yer modern hukukla benzer argümanlar kullanılmasına rağmen aralarında bir takım temel farklar vardır. İslam'da hukuki argümantasyon olarak -insanların birbirlerinin maddi ve manevi alanlarına girmelerini yasaklayan- hak ve -üst makamın alt grup insanlara dengeli davranmasını içeren- adalet kavramları ön plana çıkarılır. Buna göre amirler emirleri altında bulunan insanların gözetimi ve onlara karşı adaletli olmakla, yönetilenler ise onlara itaatle yükümlüdürler. Adaletten sapan amire itaat edilip edilmeyeceği tartışmalıdır. Ayrıca bu anlayışta insanlar Allah'ın kulları (İbadullah) olmakta, şeriat onlara karşı adaletli davranmayı gerektirse bile eşit davranmayı gerektirmemektedir. Şeriat ile modern hukuk arasındaki farklardan belki de en önemlisi, insanların eşit ve özgür bireyler oldukları temelinde geliştirilen modern hukuktaki insan hakları kavramına karşılık, şeriat anlayışında bireysel özgürlük kavramı bulunmamasıdır. Dinî edebiyat ve söylemlerde sıkça kullanılan özgür irade kavramı günlük yaşam tarzını seçebilmesinde değil, kader karşısında insanın uhrevi sorumluluğu bağlamındaki felsefi tartışmalarda görülür. Kur'an'da 30 ayette tekrarlanan ve İslamcılığın temel motivasyonlarından birisi olan “şeriatta kötü olarak tanımlanan durumlar için güç kullanımı kişilerin ev, elbise, beden ve ibadet–inanç gibi özel alanlarına girmeyi gerektirse bile bu kişilerin (kul) hakkına tecavüz olarak değerlendirilmez.

<span class="mw-page-title-main">Anal seks</span> penisin anüse sokulmasıyla yapılan seks türü

Anal seks, anal ilişki veya ters ilişki, sertleşme halindeki penisin anüsten içeri sokulmasıyla gerçekleştirilen cinsel ilişki türü. Bunun haricinde rektum ve anüsü içeren, parmakla, oral yolla ve her nevi cinsel oyuncakla gerçekleştirilen tüm cinsel aktiviteler de anal seks kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Fetih Suresi</span> Kuranın 48. suresi

Fetih Suresi, Kur'an'ın 48. suresidir. Sure, 29 ayetten oluşur.

Büyük günah, kebîre veya fısk, bir İslam dinî terimi. Fısk işleyen kişiye fâsık denir.

Büyük günah işleyenin durumu, İslam ilimlerinden biri olan kelâmın tartışmalı ve önemli konularından biridir. Kısacası büyük günah işlemiş bir kişinin dini anlamda durumu, yeri ve ahiretteki durumunu konu alır. Farklı itikadi mezhepler bu konuda farklı görüşlere sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Recm</span>

Recm, sözlük anlamı "taşlama" olan, İslam hukukunda terim olarak ise zina yapan evli erkek ve kadına uygulanan taşlayarak öldürme cezasını ifade eden Arapça bir kelimedir.

<span class="mw-page-title-main">Nisa Suresi</span> Kuranın 4. suresi

Nisâ Suresi, Kur'an'ın dördüncü suresidir. Sure 176 ayetten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Nikâh</span>

Nikâh veya evlenme, evlilik amacıyla bir araya gelmiş bir çiftin, nikâh memuru önünde, kamuya açık olarak evlenmeyi kabul etmesi ve bunun belgelenmesidir. Nikâh, Medeni hukuk ile ilgili bir husustur.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel ilişki</span> üreme, cinsel zevk veya her ikisi için gerçekleştirilen çiftleşme eylemi

Cinsel ilişki, cinsel birleşme, çiftleşme, vajinal seks veya sadece seks, bir erkeğin sertleşmiş penisinin, uyarılmış bir kadın vajinasının içine girmesini kapsayan, cinsel zevk ya da üreme amaçlı yapılan bedensel ilişkidir. Bunun yanı sıra, diğer penetrasyon tehlikesi içeren anal seks, oral seks, parmaklama, dildo kullanma gibi cinsel aktiviteler de eşcinsel veya heteroseksüel olmasına bakılmaksızın bir cinsel birleşme olarak kabul edilirler.

Ezarika ya da Ezrâkîler, Hanife oğullarından Nâfi bin el-Ezrak'a tâbi olan bir Harici fırkasıdır.

Gerdanlık Olayı veya İfk Olayı, 627 yılının ilk günlerinde Arabistan'da gerçekleşen bir olaydır. İslam peygamberi Muhammed'in eşlerinden Aişe'nin, bir sefer dönüşü sırasında Muhammed'i genç bir Müslüman asker olan Safvan bin Muattal ile aldattığı iddiası ve sonrasında yaşanan gelişmeleri içerir.

<span class="mw-page-title-main">Taşlama</span> idam cezası yöntemi

Taşlama, bir grubun bir kişiye taş atarak o kişiyi uzaklaştırma, kovma ya da sürgün etmek için kullandığı bir yöntemdir. Eski zamanlardan beri büyük suçlar için bir ceza biçimi olarak tasdik edilmiştir.

Hudud Yasası, 1979 yılında Pakistan'ın İslamizasyonunda büyük rol oynayan Ziya ül Hak tarafından yürürlüğe sokulan yasa. Bu yasayla birlikte tecavüze uğrayan bir kadının, tecavüzü kanıtlamak için en az dört Müslüman erkeği tanık olarak getirmesi gerekmekteydi. Aksi takdirde tecavüze uğradığını söyleyen kadın, zina yaptığını itiraf etmiş sayılarak ya hapse atılıyor ya da kırbaç ve recm cezası uygulanıyordu.

<span class="mw-page-title-main">İslam'da eşcinsellik</span> İslamın eşcinselliğe bakışı

İslam'da eşcinsellik, eşcinsel ilişkiye giren kişilerden İslam inancı esas alan yazılı kaynaklarda ve Kur'an'da bahsedilir. Kur'an'da, toplumca eşcinsel ilişkilere girmek başta olmak üzere, çeşitli günahlar işleyen ve bu nedenle Allah'ın gazabıyla helâk edilen Lut Kavminden bahsedilir. Sünnilik mezhebine göre ve İmam Malik ile İmam Şafii gibi alimlere göre eşcinsel ilişki, recm, idam, kırbaç veya hapis ile cezalandırılması gereken günahlar olarak değerlendirimiştir. Ebu Hanife'ye göre ise idam gerekli değildir; devlet hangi cezayı öngörürse o uygulanmalıdır.

İslâm ceza hukuku (şeriata göre ceza hukukudur. Fıkıhta Ukubat başlığı altında ele alınır. Açıkçası, İslam hukukunun ayrı bir "ceza hukuku" külliyatı yoktur. Suça bağlı olarak suçları üç farklı kategoriye ayırır - Had ("Allah'a karşı suçlar", cezası Kuran ve Hadislerde sabittir, Kisas işlenen suça denk ceza verilir Kuran ve sünnet ile belirlenmiştir. Tazir (cezası Kuran ve Hadislerde belirtilmeyen ve hükümdarın veya Kadının, yani hakimin takdirine bırakılan suçlara verilen cezalar. Bazıları dördüncü kategori olan Siyasah'ı eklerken diğerleri bunu Hadd veya Tazir suçlarının bir parçası olarak görüyor.

İslam Hukukunda tazir belirli suçlar için hakimin (kadı) veya devlet yöneticisinin takdirine bağlı olarak yapılan cezalandırma anlamına gelir.

Hudud "sınırlar, hudutlar, sınırlar" anlamına gelen Arapça bir kelimedir.