İçeriğe atla

Zihin teorisi

Zihin teorisi (ya da Zihin Kuramı, İng. theory of mind) diğerlerinin bilgi, duygu, inanç, niyet ve zihinsel durumlarını anlama becerisidir. Başlangıçta şempanzelerin zihinsel durumlardan çıkarım yapmaları için kullanılsa da bugün genel olarak insanlar için kullanılmaktadır.[1][2]

Sosyal bir varlık olan insanda bu becerinin rolü çok büyüktür.[3] Sadece gözlenebilen yüz ifadesi, davranış ve bedensel uyaranlar değil, niyet tahmin ederek ona göre tepki verme davranışları da görülmektedir.[4] Başkasına yapılan bu zihinsel atıf insanı diğer primatlardan ayıran ana özelliklerden biridir ve insana kandırma, yalan, empati gibi özellikler de kazandırır. Şempanze deneylerinin tam ve net sonuçlar vermemesi de bu becerinin sadece insana özgü olduğu fikrini güçlendirmiştir.

İnsanlarda zihin kuramı

Gelişim süreci normal ilerleyen çocuklarda zihin kuramı gelişimi erken dönemde başlar ve dört-beş yaş civarı tam olarak kazanılmış olması beklenir.[5] Otistik spektrum bozukluğu gibi genel gelişim bozukluğu olan çocuklarda ise sosyal iş birliği ve iletişim güçsüzlüğünün yanında yanlış inanç testlerinde de başarısız oldukları gözlenmektedir.[6] Bunun yanında şizotipi bozukluk gibi yakın ilişkilerden kaçınan kişilerinde zihin kuramı deneylerinde düşük performans sergiledikleri görülmektedir.[7]

Teoriler

Temel anlamıyla zihin teorisi herkes için aynı anlamı ifade etse de nasıl oluştuğu ve geliştiği hakkında birçok teori mevcuttur: En yaygın olanlar şunlardır;

  • Modüler teori: Doğuştan gelen bir yeteneğin üstüne çevre ve olgunlaşma etkisini katan bir gelişimsel psikoloji yaklaşımıdır. Ayrı bir nöral alanı olduğunu iddia eder.
  • Simülasyon teorisi: Doğuştan gelen bir yetenekten çok zamanla kendi davranışlarını ve başkalarının davranışlarını içselleştirmeyle geliştiğini söyler. Beyinde de tek bir bölge olmasa da bu şekilde işleyen bir nöral yapı olduğunu söyler.
  • Teori-teori: Tek bir zihin yapısından ziyade birden çok zihinsel yapının rolü olduğundan bahseder ve beyinde de daha genel bir nöral mekanizma olduğunu iddia eder.

Ayrıca rasyonalism-teleoji teori, yansıtma-simülasyonel zihin okuma, simülasyonel-üst düzey zihin okuma gibi teoriler de mevcuttur.[8][9]

Gelişim aşamaları

Zihin kuramının insanlarda gelişimi belli aşamalardan oluşur.

  • Bir yaşındaki bebekler diğerlerinin bakışlarını takip edebilir ve başkasının neye baktığını da görebilirler. Bu beceri ortak dikkat (İng. joint attention) olarak adlandırılır.
  • On dördüncü aydan sonra bebeklerin, tesadüfi davranışlardan ziyade kendilerine yöneltilen davranışları taklit ettikleri gözlenmiştir. Bu bulgu; bebeklerin, bir başkasının amaçlı eylemini ayırt edebildiklerini şeklinde yorumlanır.
  • Bebekler yaşamlarının ikinci yılında diğer kişilerin amaçlarının kendi amaçlarından farklı olabileceğini anlamaya başlarlar. Bu bilişsel beceri sosyal anlayışa işaret eder.[10]
  • Üç yaşından itibaren çocuklar, diğerlerinin zihinsel süreçlerinin kendi zihinsel süreçlerinden farklı olabileceğini anlamaya başlarlar.[11]
  • Dört yaşlarından itibaren bir nesneyi ya da bir olayı görmüş olmanın aynı zamanda bilmek anlamına da geldiğini belirtirler ve bu beceri ″görmek bilmektir″ şeklinde yorumlanır.[12] Bu yaştan itibaren artık başkasının zihinsel durumunu anlayabilme becerisi gelişmeye başlar ve kendi zihinsel temsillerine dayanarak karşıdakinin davranışlarını tahmin ederler.[13] Bu aşama, ölçümlerde birinci derece yanlış inanç olarak geçer.
  • Daha sonra 5-6 yaş civarı ikinci derece yanlış inanç testlerini yapabildikleri görülür, artık başkasının üçüncü bir kişi hakkında da ne düşündüğünü bilir hale gelirler. İnsanda zihin algısının bu şekilde giderek daha karmaşıklaşan ve artan bir yetenek olduğu düşünülmektedir. *Altı yaş sonrasında da mecaz ve ironiyi anlama, son aşama olarak da faux pas olarak geçen gaf, pot kırmanın anlaşılması gelir.[6]

İnsanlarda zihin kuramı ölçümü (yanlış inanç testi)

En bilinen ve en yaygın kullanılan ölçüm aracı yanlış inanç testidir (İng. false belief test).[6] Bu testi geçmesi için çocuğun başka kişilerin zihinsel süreçlerinin kendi zihinsel süreçlerinden farklı olabileceğini bilerek davranması gerekmektedir. Uygulanan ana testin adımları şu şekildedir:

  • Çocuklar bir kuklayı A konumuna bir oyuncak gizlerken izler,
  • Sonra bu kukla ortamdan ayrılır,
  • Daha sonra ikinci bir kukla gelir, oyuncağı bulur ve onu B konumuna gizler.

Sonra çocuğa şu sorular sorulur:

  1. 1-İlk kukla oyuncağı nereye bıraktı?
  2. 2-Oyuncak şimdi nerede?
  3. 3-İlk kukla oyuncağın nerede olduğunu düşünüyor?

Dört yaşından küçük çocuklar ilk iki soruyu doğru cevaplandırır. Fakat henüz zihin kuramı gelişmemiş olduğundan son sorunun cevabı olarak ilk kuklanın oyuncağın B konumunda olduğunu düşüneceğini söylerler. Kendi düşündükleri ve bildikleriyle ilk kuklanınkini ayırt edemez ve aynı olduğuna inanırlar. Herkesi kendi bildiklerini biliyormuş gibi değerlendirirler. Zihin kuramı gelişmiş olması beklenen dört-beş yaş çocuklarında ise artık bu ayrım yapılabildiğinden ilk kuklanın oyuncağı A konumunda arayacağını söylemesi beklenir.

Hayvanlarda zihin kuramı

Hayvanlarda zihin kuramı literatürde çok tartışılmakta olan bir konu. Belli durumlar karşısında incelenen şempanze davranışları, onların beslenme ihtiyacı ötesinde bir bilişe sahip olduğunu düşündürmektedir. Özellikle primatların toplu halde yaşama, avcıdan korunma, besin paylaşma gibi birbirleriyle uyum gerektiren davranışları vardır.[14] Ayrıca bu grup yaşantısı besin ve cinsel partner için rekabete de sebep olacağından sosyal zekanın gelişmiş olması beklenir.[15]

Hayvanlarda yapılan zihin kuramı çalışmaları

İlk çalışmaları kuramı da ortaya atan Premack ve Woodruff yapmıştır. Sarah isimli şempanze ile insanın niyetine atıfta bulunma çalışmaları yapılmıştır. Öncelikle şempanze Sarah’ya insanın yapmaya çalıştığı fakat bir engelden dolayı işi başaramadığı bir video izlettirilir. Daha sonra video durdurulup şempanzeye iki fotoğraf gösterilir; birinde insanın amacına ulaşamadığı, diğerinde sorun ortadan kalkmış ve amacına ulaşmış biri bulunmaktadır. Sarah’nın eylemin tamamlandığı ikinci kartı seçmesi şempanzenin insanın amaca ulaşma isteğini bildiği şeklinde yorumlanır. Fakat şempanzeler insanın günlük aktivitelerini izleyerek veya deneme yanılma yoluyla da öğreniyor olabilirler. O yüzden bu bulguların gerçek bir zihin kuramı göstergesi olduğu konusu tartışmalıdır.[1]

Povelli ve Eddy’nin bu yönde yaptığı bir dizi çalışma bulunmaktadır.[16] Yine şempanzelerle yapılan bu bir dizi çalışmanın başında şempanzelere insandan yemek isteme davranışı öğretilir ve sonrasında çalışmalara başlanır. İlk çalışmada yemek kabına yem konarken her ikisi de içeride bulunan araştırmacılardan birinin gözü kapalı, ötekinin ise açıktır. Gözü açık olandan ve yemin kaba konulduğunu gören kişiden yem istemesi beklenen şempanze görmenin bilmeye yol açtığı bilgine sahip olmadığından ve zihin atfı yapamadığından iki araştırmacıdan rastgele birinden yemek ister. Sadece iki deneycinin de arkası dönükken bu işi rastgele yapmak yerine kendisine kafasını çevireni seçerler. Fakat aslında bu sonuç yalnızca şempanzelerin kafa ve gözün çevrildiği yöne tepki verdiklerini gösterir. Beş yaş çocuğu gibi kafa ve göz takibi yapsalar da, bu durum bakışa anlam yüklediklerinin ve ″görmek bilmektir″ algısına sahip olduklarının tam olarak bir göstergesi değildir.

Bu araştırmalar şempanzelerin insanın zihin algısını anlamak üzerine kurulu olduğu için eleştirilmektedir. Bu yüzden sadece şempanzelerin bulunduğu ve birbirlerinin zihinlerine atıfta bulunup bulunmadıklarını kontrol eden araştırmalar da yapılmıştır. Bu çalışmalarda şempanzeler arasındaki ast ve dominant ilişkisi esas alınmaktadır. Kurulan düzeneklerde hem astın hem de dominantın görebileceği bir muz, ayrıca sadece astın görüp dominantın göremeyeceği ikinci bir muz kullanılmaktadır. Bütün bu düzeneklerde; eğer şempanzeler zihin algısına sahipse diğerlerinin neyi görüp göremeyeceğine göre tercihlerini yapabilir ve bu durumda da astın, dominantın göremediği muzu alamayacağını da bilmesi ve o muzu almaya gitmesi beklenir. Çalışmaların sonuçları da bu yönde çıkmıştır; astların tercihi daha çok dominantın göremediği muz üzerinedir.[17] Şempanzelerin zihinleri diğer hayvanlar göre çok gelişmiş ve ayrıca düşünme, niyet etme davranışlarından dolayı da insana yakın sayılmaktadır. Fakat zihin algıları kısıtlıdır çünkü bir tek görsel algı üzerinden ulaşılan bu bilgiler farklı teorilerle de açıklanabilir. Şempanzelerin yaptıkları tercihler perspektif farklılığı veya geçmiş deneyimlere dayalı bir öğrenme de olabilir.

İnsan olamayan diğer primatlar diğerlerinin baktığı yeri veya bildikleri şeyi anlayabilir, kimi nerede gördüklerini hatırlayabilir ve deneme-yanılma yoluyla edindikleri deneyimlere dayanarak diğerlerinin hareketlerini tahmin edebilirler. Fakat öğrendikleri bilgileri aktaramaz ve diğerlerinin psikolojik durumunu anlayamazlar.[18] Bu sebeplerden dolayı zihin algısının insana özgü olduğu ve insanı diğerlerinden ayıran önemli bir özellik olduğu düşünülmektedir.

Kaynakça

  1. ^ a b Premack, Premack (4 Şubat 2010). "Does the chimpanzee have a theory of mind?". Behavioral and Brain Sciences. 1 (04). s. 515. doi:10.1017/S0140525X00076512. 
  2. ^ Brüne, Brüne (Ocak 2006). "Theory of mind—evolution, ontogeny, brain mechanisms and psychopathology". Neuroscience & Biobehavioral Reviews. 30 (4). ss. 437-455. doi:10.1016/j.neubiorev.2005.08.001. 
  3. ^ Vogeley, Vogeley (Temmuz 2001). "Mind Reading: Neural Mechanisms of Theory of Mind and Self-Perspective". NeuroImage. 14 (1). ss. 170-181. doi:10.1006/nimg.2001.0789. 
  4. ^ Stone, Stone (Eylül 1998). "Frontal Lobe Contributions to Theory of Mind". Journal of Cognitive Neuroscience. 10 (5). ss. 640-656. doi:10.1162/089892998562942. 
  5. ^ Wellman, Wellman (Ağustos 1986). "Early Understanding of Mental Entities: A Reexamination of Childhood Realism". Child Development. 57 (4). s. 910. doi:10.2307/1130367. 
  6. ^ a b c Baron-Cohen, Baron-Cohen (Ekim 1985). "Does the autistic child have a "theory of mind" ?". Cognition. 21 (1). ss. 37-46. doi:10.1016/0010-0277(85)90022-8. 
  7. ^ Langdon, Langdon (Mayıs 1999). "Mentalising, schizotypy, and schizophrenia". Cognition. 71 (1). ss. 43-71. doi:10.1016/S0010-0277(99)00018-9. 
  8. ^ Gallese, Gallese (1 Aralık 1998). "Mirror neurons and the simulation theory of mind-reading". Trends in Cognitive Sciences. 2 (12). ss. 493-501. doi:10.1016/S1364-6613(98)01262-5. 
  9. ^ Margolis, edited by Eric; Samuels,, Richard; Stich, Stephen P. (2012). The Oxford handbook of philosophy of cognitive science. New York: Oxford University Press. ISBN 9780195309799. 
  10. ^ Carpenter, Carpenter (1998). "Social Cognition, Joint Attention, and Communicative Competence from 9 to 15 Months of Age". Monographs of the Society for Research in Child Development. 63 (4). ss. i. doi:10.2307/1166214. 
  11. ^ Repacholi, Repacholi (1997). "Early reasoning about desires: Evidence from 14- and 18-month-olds". Developmental Psychology. 33 (1). ss. 12-21. doi:10.1037/0012-1649.33.1.12. 
  12. ^ O'Neill, O'Neill (Nisan 1992). "Young Children's Understanding of the Role That Sensory Experiences Play in Knowledge Acquisition". Child Development. 63 (2). ss. 474-490. doi:10.1111/j.1467-8624.1992.tb01641.x. 
  13. ^ Wimmer, Wimmer (Ocak 1983). "Beliefs about beliefs: Representation and constraining function of wrong beliefs in young children's understanding of deception". Cognition. 13 (1). ss. 103-128. doi:10.1016/0010-0277(83)90004-5. 
  14. ^ Alexander, Richard D. (2005). The biology of moral systems (Reprint bas.). New Brunswick [u.a.]: Aldine Transactions. ISBN 0202011747. 
  15. ^ Whiten, Whiten (Eylül 2000). "Primate Culture and Social Learning". Cognitive Science. 24 (3). ss. 477-508. doi:10.1207/s15516709cog2403_6. 
  16. ^ Povinelli, Povinelli (1996). "What Young Chimpanzees Know about Seeing". Monographs of the Society for Research in Child Development. 61 (3). ss. i. doi:10.2307/1166159. 
  17. ^ Hare, Hare (Nisan 2000). "Chimpanzees know what conspecifics do and do not see". Animal Behaviour. 59 (4). ss. 771-785. doi:10.1006/anbe.1999.1377. 
  18. ^ Call, Call (Mayıs 2008). "Does the chimpanzee have a theory of mind? 30 years later". Trends in Cognitive Sciences. 12 (5). ss. 187-192. doi:10.1016/j.tics.2008.02.010. 

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bilişsel bilim</span> zihin ve süreçleri hakkında disiplinlerarası bilimsel çalışma

Bilişsel bilim, zihin ve zekânın işleyişini ele alan, zeki sistemlerin dinamiklerini ve yapılarını araştıran disiplinler arası bir yaklaşımdır. Çok geniş bir alanı kapsamasından ötürü bilişsel bilim alanında çalışan araştırmacıların bilişsel psikoloji, dil bilimi, sinir bilimi, yapay zekâ, antropoloji ve felsefe gibi alanlarda temel bilgilere sahip olması beklenir.

<span class="mw-page-title-main">Zekâ geriliği</span> nörogelişimsel bozukluk

Zihin yetersizliği veya mental retardasyon, zihinsel işlev kapasitesi, normal kabul edilen sınırların anlamlı ölçüde altında olan ve uyumsal davranışlarda yetersizlikleri olan bireyleri tanımlamak için kullanılır. Zihinsel işlevlerde görev alan beyin bölgelerinin, sinir hücrelerinin ve beyin ağında meydana gelen bir sapma veya zihinsel işlevlerde görev alan beyin bölgelerinde meydana gelebilecek bir zedelenme sonucu oluşan ve 18 yaşından önce gelişim dönemlerinde farklılık olarak kendisini gösteren Nörogelişimsel bir bozukluktur.

<span class="mw-page-title-main">Otizm</span> Bilinçsel ve zihinsel rahatsızlık

Otizm, üç yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlıktır. Bu belirtiler otizmi, Asperger sendromu gibi daha hafif seyreden otistik spektrum bozukluğundan (OSB) ayırır. Otizm kalıtımsal kökenlidir ancak kalıtsallığı oldukça karmaşıktır ve OSB'nin kökeninin çoklu gen etkileşimlerinden mi yoksa ender görülen mutasyonlardan mı kaynaklandığı çok açık değildir. Nadir vakalarda, doğum sakatlıklarına neden olan etmenlerle yakından bağlantılıdır. Diğer görüşlere göre ise çocuklukta yapılan aşılar gibi nedenler tartışmalıdır ve aşı kökenli varsayımların ikna edici bilimsel kanıtları yoktur. 2007 yılında yapılan araştırmalara göre otizmin prevalansını 1.000 kişiye bir ya da iki vaka olarak tahmin eder, aynı araştırmalardaki tahminlere göre OSB yaklaşık 1.000 kişide altı vakadır ve erkeklerde rastlanma oranı kadınlara göre 4,3 kat daha fazladır. 2022 yılı CDC verilerine göre otizmin görülme sıklığı 44 çocuktan 1'e yükselmiştir. Otizm vakalarının sayısı 1980'lerden beri oldukça fazla oranda artmıştır. Bunun nedeni kısmen tanı koyma yöntemlerindeki değişikliklerdir; gerçek prevalansın artıp artmadığı anlaşılamamıştır.

Sosyal biliş sosyal etkileşimde rol oynayan bilgiyi işleme, kodlama, depolama ve hatırlama gibi bilişsel süreçlerdir. İnsanların kendilerini kuşatan fiziksel, sosyal çevrelerini ve çevreleriyle olan ilişkilerini, diğer insanlar ve kendileri hakkında nasıl izlenim oluşturduklarını, nasıl hissettiklerini ve düşündüklerini ve bu türden bir düşünce biçiminin yargıları ve davranışları nasıl etkilediğini incelemektedir. Toplumsal bağlamdan etkilenen ve toplumsal bağlamı etkileyen bilişsel süreç ve yapıları incelemektedir Ancak sosyal biliş terimi diğer psikoloji ve bilişsel sinirbilim alanlarında yaygın şekilde kullanılmaktadır. Bu alanlarda sosyal biliş terimi çoğunlukla otizm ve diğer bozukluklar nedeniyle kesintiye uğrayan çeşitli sosyal becerilere karşılık gelmektedir. Bilişsel sinirbilim alanında ise sosyal bilişin biyolojik temelleri araştırılmaktadır. Benzer şekilde Gelişim psikolojisi alanında da sosyal biliş becerileri gelişimsel perspektifle incelenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Zihin felsefesi</span> Zihnin doğasıyla ilgilenen felsefe dalı

Zihin felsefesi, zihin, zihinsel olaylar, zihinsel işlevler, zihinsel özellikler, bilinç ve bunların fiziksel bedenle, özellikle beyinle ilişkilerini inceleyen felsefenin bir alt araştırma koludur. Bedenin zihinle ilişkisi bakımından zihin-beden sorunu, zihnin doğası ve onun fiziksel bedenle ilişkili olup olmadığı gibi diğer sorunlara rağmen, zihin felsefesinin merkezinde yer alan bir sorun olarak görülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Asperger sendromu</span> belirge

Asperger sendromu (AS) ya da Asperger bozukluğu, sosyal etkileşimde zorluklar ve sınırlı, basmakalıp ilgi ve etkinliklerle tanımlanan otistik spektrum bozukluklarından (OSB) biridir. AS diğer OSB’lerden dil ve bilişsel gelişimde genel bir gecikme olmamasıyla ayrılır. Her ne kadar standart tanı ölçütleri arasında belirtilmemişse de motor sakarlık ve sıra dışı dil kullanımına sıklıkla rastlanır.

Sally ve Anne testi, gelişimsel psikolojide bir kişinin diğerlerine yanlış inançlar atfetmek konusunda sosyal bilişimsel yeteneklerini ölçmek için kullanılır..

<span class="mw-page-title-main">Merak</span>

Merak, insanlarda ve diğer hayvanlarda görülen, keşif, araştırma ve öğrenme gibi meraklı düşünmeyle ilgili bir niteliktir.

Ray Jackendoff, Amerikalı dilbilimcidir. Tufts Üniversitesi Bilişsel Bilimler Merkezi'nde Daniel Dennett ile birlikte yönetici ve felsefe profesörü.

Bilişsel çelişki ya da bilişsel uyumsuzluk, Leon Festinger tarafından ortaya atılmış bir psikoloji bilimi kuramıdır.

Ahlâki psikoloji ya da ahlâk psikolojisi hem felsefe hem de psikoloji alanlarını ortak bir zeminde inceleyen çalışma alanıdır. Tarihsel olarak, ahlaki psikoloji terimi, ahlaki gelişim çalışmasını ifade etmek için nispeten daha dar bir şekilde kullanılmıştır. Ahlaki psikoloji sonuç olarak etik, psikoloji ve zihin felsefesinin kesişimindeki çeşitli konulara daha geniş olarak değinmeye başlamıştır. Alanın bazı ana konuları ahlaki yargı, ahlaki akıl yürütme, ahlaki duyarlılık, ahlaki sorumluluk, ahlaki motivasyon, ahlaki kimlik, ahlaki eylem, ahlaki gelişim, ahlaki çeşitlilik, ahlaki temeller, ahlaki karakter, fedakarlık, psikolojik egoizm, ahlaki şans, ahlaki tahmin, ahlaki duygu, duygusal tahmin ve ahlaki anlaşmazlık olarak verilebilir.

Psikoloji temel bilimi, psikoloji alanında yapılan araştırmaların bazıları, uygulanan psikolojik disiplinlerde yapılan araştırmalardan daha "temel" dir ve doğrudan bir uygulaması yoktur. Psikoloji içerisindeki temel bilim yönelimini yansıttığı düşünülen alt disiplinler arasında biyolojik psikoloji, bilişsel psikoloji, nöropsikoloji vb. alt dallar sayılabilmektedir. Bu alt disiplinlerdeki araştırmalar, metodolojik titizlik ile karakterizedir. Psikolojinin temel bilim olarak kaygı, davranış, biliş ve duyguların altında yatan yasaları ve süreçleri anlamaktır. Temel bilim olarak psikoloji, uygulamalı psikoloji için bir temel sağlar. Uygulamalı psikoloji, aksine, temel psikolojik bilimlerin ortaya koyduğu psikolojik ilkelerin ve teorilerin uygulanmasını içerir; bu uygulamalar zihinsel ve fiziksel sağlık ayrıca eğitim gibi alanlarda sorunların üstesinden gelmeyi veya refahı artırmayı amaçlamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Dikkat kontrolü</span>

Dikkat kontrolü, bir bireyin neye dikkat edeceğini ve neyi göz ardı edeceğini seçtiği kapasitesidir. İç kaynaklı dikkat veya yönetici dikkat olarak da bilinir. Daha genel bir tabirle, dikkat kontrolü, bir bireyin konsantre olma becerisi olarak tarif edilebilir. Öncelikli olarak ön singulat korteksi de içeren frontal alanlar tarafından aracılık edilen dikkat kontrolünün, çalışma belleği gibi diğer yönetici işlevler ile yakından ilgili olduğu düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Hayvan bilişi</span> insan olmayan hayvanların zekası

Hayvan bilişi, insan-olmayan hayvanların zihinsel kapasitelerini kapsayan bir alandır. Bu alanda kullanılan hayvan koşullandırma ve öğrenim çalışmaları, karşılaştırmalı psikolojiden geliştirilmiştir. Aynı zamanda etoloji, davranışsal ekoloji ve evrimsel psikolojinin etkisinde kalmıştır; bazen bu alandan bilişsel etoloji adıyla da bahsedilir. Hayvan zekası terimiyle ilişkilendirilen pek çok davranış aynı zamanda hayvan bilişinin de kapsamındadır.

Bedenlenmiş biliş, bilişin birçok özelliğinin, organizmanın bedeninin çeşitli yönleri tarafından şekillendirildiğini ifade eden teoridir. Bilişin özellikleri, kavramlar ve kategoriler gibi üst düzey zihinsel yapılarla ve bilişsel görevlerde gözlenen performansla ilişkilidir. Bedenin çeşitli yönleri ise; motor sistem, algı, beden-çevre etkileşimi ve organizmanın yapısında yerleşik olan dünya hakkındaki varsayımlara işaret eder.

<span class="mw-page-title-main">Eleanor Rosch</span> Amerikalı psikolog

Eleanor Rosch Berkeley'deki California Üniversitesinde çalışan Amerikalı bilişsel psikoloji profesörüdür. Rosch kategorizasyon üzerine yaptığı çalışmalarla ve özellikle bilişsel psikoloji alanını derinden etkileyen prototip teorisiyle tanınır.

Psikoloji felsefesi, modern psikolojinin teorik temellerinde yatan birçok konuyu ifade eder.

Öz-referans etkisi, insanların kendilerinin olayın içinde yer alıp almadıklarına bağlı olarak bilgiyi farklı şekilde kodlama eğilimidir. İnsanlardan kendileriyle ilgili olan bilgileri hatırlamaları istendiğinde, hatırlama ihtimalleri daha yüksektir.

Psikolojide bilişselcilik, 1950'lerde itibar kazanan zihni anlamak için teorik bir çerçevedir. Akım, bilişselcilerin bilişi açıklamayı ihmal ettiğini söylediği davranışçılığa bir yanıttır. Bilişsel psikoloji, adını bilme ve bilgiye atıfta bulunan Latince cognoscere'den almıştır, bu nedenle bilişsel psikoloji, kısmen düşünce ve problem çözme araştırmalarının önceki geleneklerinden türetilen bir bilgi işleme psikolojisidir.

Diğer zihinler problemi, felsefi bir problem olup geleneksel olarak epistemolojik bir soru olarak ifade edilmektedir: Sadece başkalarının davranışlarını gözlemleyebildiğime göre, başkalarının zihinleri olduğunu nasıl bilebilirim? Sorun, diğer zihinlere ilişkin bilginin her zaman dolaylı yoldan elde edilmesidir. Diğer zihinler problemi, insanların doğuştan gelen ayna nöronları, bir zihin teorisi mekanizması veya üstü kapalı bir teori tarafından desteklenen başkalarının zihinsel durumlarını kendiliğinden çıkarma yeteneği olan bir "zihin teorisine" sahip olmaları nedeniyle sosyal etkileşimleri olumsuz etkilememektedir. Davranışın bilişten doğduğu ve bunun da bilinç ve beyin gerektirdiğine dair kanıtlar da giderek artmaktadır.