İçeriğe atla

Zhuangzi

Zhuāngzǐ (Çince: 莊子, Zhuāngzǐ pinyin, Chuang Tzu (Wade-Giles), Chuang Tsu ya da Chuang Tse) MÖ 4. yüzyılda Çin'in Savaşan Eyaletler Döneminde yaşamış önemli bir bilge. Asıl adı Zhuang Zhou dur. Kendi adıyla anılan özgün eserinde insan ve doğası, doğanın işleyişi, insanın doğayla uyumlu yaşamasının yollarını anlatmıştır. Bu eser,

Laozi'nin Dao De Jing başta olmak üzere Dao Öğretisi'nin temel kaynaklarından sayılır.

Zhuangzi.

En çok bilinen hikâyelerinden biri Kelebek Rüyası diye bilinen "Şeylerin aynılığı" öyküsüdür: "Zhuang Zhou kır bir alandayken uykuya dalar. Dalar dalmaz kendini çiçekler arasında ordan oraya dilediği gibi uçarak gezen mutlu bir kelebek olarak görür. O artık kelebek olmuştur, Zhuang Zhou olduğunu bilmez bile. Birden bire uyanınca etiyle kemiğiyle Zhuang Zhou olduğunu anlar. Ama kafası karışır, kendisinin bir kelebek olduğunu gören Zhuang Zhou mu, yoksa, rüyasında Zhuang Zhou olduğunu gören bir kelebek mi olduğunu bilemez. Bunu ayırtedebilecek bir kural olmalı. İşte buna Şeylerin Dönüşümü denir." Bu öyküde ortaya koyduğu Şeylerin Dönüşümü (物化, Transformation of Things) Zhuangzi kavramları arasında önemli bir yer tutar.

Hundun'un kayboluşu adlı hikâyesinde ise "şeylerin özgün doğasına karışmak onları yok eder" vurgusu yapar. Zhuangzi'nin olaylara, varlığa, işleyişe bakış açısındaki son derece özgün yaklaşımlar kendi dönemi içinde bile şaşkılıkla karşılanmıştır. Zhuangzi adlı eseri 62 bölümden oluşmaktadır. Dahili, harici ve karma bölümler olarak derlenmiş eserin Dahili Bölümler kısmının kesin olarak Zhuangzi'ye ait olduğu, diğer kısımların ise takipçileri tarafından eklendiği genel kanısı hakimdir.

Yaşamı

Antik Çin tarihçisi Sima Qian, Büyük Tarihçilerin Kayıtları adlı eserinin 63. bölümünde kısaca Zhuangzi'den söz etmiştir. Sima Qian'ın aktardıklarından onun Meng (güümüz Anhui) şehrinde yaşadığı, Laozi'nin görüşlerini benimsediği ve onun takipçileri arasında yer aldığı anlatılır. Sima Qian, Zhuangzi'nin, Hui Liang ve Xuan Qi'nin hüküm sürdüğü dönemde (MÖ 370 ila 301) yaşadığını iletir.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Taoizm</span> Çin kökenli dini veya felsefi gelenek

Taoizm, Antik Çin'de ortaya çıkmıştır ve temeli Laozi'nın yazılı eseri Dao De Jing'e dayanan bir öğretidir. Dao öğretinin temelidir. Çincede yol, yürümek, konuşmak, yön, yöntem, akış vb. anlamlara işaret eder. Dao Öğretisi'nin kurucu üstadları Laozi, Çuangzi ve Liezi'dir. Bu üstadların yazıları kozmogoni yani kainat ve onun doğuşu, kainatın yasa ve ilkeleri, insan ve doğanın kainat ile bağı, toplumsal yönetişim ilişkilerinin asıl doğası üzerine kuruludur. Antik Çin'de ortaya çıkan astronomi, hekimlik ve birçok doğa bilimlerinin köksel savını oluşturmuştur. Bahar-Güz Devri ve takip eden Savaşan Eyaletler Devrinde Çin'de ortaya çıkmış Yüz Düşünce Okulu içinde yer alan en önemli birkaç akımdan biridir. Bu akımlar arasında Kongzi (Konfüçyüs) de yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Konfüçyüs</span> Çinli filozof, eğitimci ve yazar (MÖ 551–479)

Konfüçyüs ya da Kongzi, , Çinli filozof, eğitimci ve yazar.

<span class="mw-page-title-main">Laozi</span>

Lao Zi kimi pinyin kullanılmayan eski kaynaklarda adı Lao Tzu, Lao Tse, Laotze diye geçer. Lao Çince 'yaşlı', Zi ise 'üstad', 'bilge' anlamına gelir. Tao Düşüncesi'nin kurucusu kabul edilen önemli bir Çin düşünürüdür. Dao De Çing kitabının yazarıdır.

<i>Tao Te Ching</i> Çince klasik eser

Dao De Jing M.Ö. 6. yy.'da, Antik Çinli bilge Laozi tarafından yazıldığı düşünülen klasik bir metindir. Eserin özgün adı Laozi dir. İki bölümden oluşur: Dao ve De. Dao evren anlayışının en temel metni sayılır. Dao/Tao, Yol demektir. De/Te, Laozi geleneğinde, yolun kendiliğindenliğinin ayırdımına varmak ve uyumsamak; Kongzi geleneğinde, erdem anlamında kullanılır. Jing/Ching, klasik eser demektir. Eserin, bambu çubuklara yazılmış halde en eski örneği 1963-74 yılları arasında Mawangdui arkeolojik kazı sitesinde, antik mezarlardan yeryüzüne çıkarılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Yin ile yang</span> Antik Çin felsefesinde olan felsefi dualizm görüşü

Yin ve Yang Kuramı ve İlkeleri bütün evrenin işleyişini, hareketini açıklar. Çin'de ortaya çıkmış olan kuramın tarihi tarım öncesi Avcı Toplayıcı döneme kadar uzanmaktadır. Çin ve tarih boyunca etkili olduğu sahalarda tıptan, astronomiye, kozmogoniden, tarıma, mühendisliğe kadar birçok alanda kullanılan temel bir ilke olmuştur. Bu kurama göre yin ve yang kutupları hiçbir zaman durgun olmazlar. Bu yüzden mutlak değildirler. Aksine sürekli olarak değişir ve dönüşürler. Karşıt kutuplar sürekli birlikte vardırlar. Kararlı ya da kararsız hallerde olabilirler. Karşıt kutbu olmayan hiçbir durum yoktur. kutuplara örnekler: gece ve gündüz, aydınlık ve karanlık, büzüşme ve yayılma, soğuk ve sıcak, ön ve arka, iç ve dış, alçak ve yüksek, usul ve ani, yakın ve uzak, kısa ve uzun, taze ve kart, ham ve olgun gibidir. Yin ve Yang Kuramı, insanlık tarihi boyunca ortaya çıkmış tüm bilgi ve inanç kaynakları üzerinde etki bırakmıştır.

Çin mitolojisi, Çin halk ve kültürünün biriktirdiği mitolojik ve efsanevi söylence, inanç ve tarih anlayışın bütününü tanımlar. Oxford'un Asya Mitolojisi Sözlüğü Çin mitolojisini tanımlarken şu ifadeye yer verir:

Çin mitolojisi, ..., tarih, efsane ve mitin bir karışımıdır.

<span class="mw-page-title-main">Tao (Taoizm)</span>

Tao veya Dao, Taoizm'in ana kavramıdır. Kesin olarak ortaya çıktığı bir tarih bilinmemekle beraber M.Ö. altıncı ve beşinci yüzyıl arasında yaşadığı tahmin edilen Lao Zi'nin Dao De Jing adlı eserinde Dao anlatılmıştır. Dao kavramının Avlayıcı Toplayıcı Topluluklar devirlerinden beri bilindiği ve sözlü olarak aktarıldığı düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Geleneksel Çin tıbbı</span> Çindeki geleneksel tıp

Geleneksel Çin Tıbbı (GÇT),, Antik Çin'de ortaya çıkıp günümüze dek süregelen ve doğu Asya'da yaygın olarak kullanılan, temeli Dao Evren Anlayışına dayanan hekimlik bilgilerinin tümüne denir. MÖ 2500-300 arasında binlerce yıl boyunca hekim ve çırak ilişkisiyle geliştirilen ve aktarılan bilgi ve deneyimler yığılarak birikmiştir. Qin Hanedanlığı'ndan itibaren ise tüm klasik eserler sistematik bir düzen içinde tekrar yazıya geçirilmiş ve Çin Tıbbı da bu klasikler arasında yer almıştır. Hekimlik alanında Huang Di- Nei Jing adlı eser yazılı en eski tıbbi kaynak olduğu gibi günümüzde de Çin Tıbbı'nda başvuru kitabı olarak kullanılmaktadır. Huang Di, efsanevi bir karakter olarak anlatılsa da özünde bu tıbbı eserin, birçok hekimin deneyim ve yöntemlerinin derlemesi olduğu görüşü hakim dir. Rahatsızlıkların kökeni incelenirken Dao evren anlayışı ilkelerini temel alır. Sinosfer'de binlerce yıldır yaygınca kullanılmaktadır. Çin Tıbbı'nda, akupunktur, Çin Tıbbı bitkileri, Çin Tıbbı beslenmesi, çigong, tuina, kupa çekme, vs. gibi tedavi yöntemleri bir bütün olarak uygulanır. Çin Tıbbı'nın kuramsal yapısını, Çi ve Kan kuramı, Yin Yang ve Beş Unsur karşıtlık ve döngüsellik ilkeleri, Zang Fu Kuramı gibi kök kuramlar üzerine örmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Savaşan Devletler Çağı</span>

Muharip Devletler Dönemi veya Savaşan Devletler Dönemi İlk çağ Çin târihinde MÖ 5. yüzyıla Çin İmparatorluğu'nun kuruluşuna kadar geçen zamâna verilen addır. Sözde İlkbahar ve Sonbahar Dönemi sonrasında başlayan ve MÖ 256'da ortadan kalkan Doğu Zhou Hânedanlığı döneminin ikinci bölümü oluşturan dönem olarak görülür. İlkbahar ve Sonbahar Dönemi'nde olduğu gibi bu dönemde de kral, göstermelik yönetici olmaktan ileri gidememiş, gücü kalmamıştı.

Fantastik edebiyat veya fantezi edebiyatı, gerçeğe dayalı olmayan yazılı anlatım tarzıdır. Genelde hikâye, roman, oyun ve drama gibi yazım biçimlerini içerir. Klasik fantezi edebiyatının en tanınmış örnekleri arasında masalların bir kısmıyla birlikte Alice Harikalar Diyarında gösterilebilir. Modern fantezi edebiyatının tanınmış örnekleri arasında J.R.R. Tolkien'in Hobbit, Yüzüklerin Efendisi, Ursula K. LeGuin'in Yerdeniz Büyücüsü ve C.S. Lewis'in Narnia Günlükleri gibi eserleri sayılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Yüeçiler</span> antik bir Ortaasya halkı

Yüeçiler, antik bir Orta Asya halkıdır.

<span class="mw-page-title-main">Evrim düşüncesinin tarihi</span> bilim tarihinin bir yönü

Evrim düşüncesi; türlerin zaman içerisinde değişmelerini ifade eden kavram olarak köklerini eski çağlardan; Yunanistan'dan, Roma'dan, Çin'den ve Orta Çağ İslâm biliminden alır. 17. yüzyıl sonlarında biyolojik taksonominin başlangıcıyla Avrupa'daki biyolojik düşünce; doğal teolojiye tam olarak uyan ve ortaçağ Aristo metafiziği kavramı olan, her türün kendi karakteristiği olduğunu öne süren özcülükten etkilendi. Diğer yandan Aydınlanma Çağı'nda evrimsel kozmoloji ve mekanik felsefe, fizik bilimlerinden doğa tarihine kadar yayıldı. Natüralistler türlerin çeşitliliğine odaklandı ve sonradan "soy tükenmesi" kavramı ile doğa görüşünün temelini sarsan paleontoloji ortaya çıktı. 19. yüzyılın başlarında Jean-Baptiste Lamarck, ilk tamamen biçimlendirilmiş evrim teorisi olan türlerin transmutasyonu teorisini ortaya attı.

Lao-Şang, M.Ö. 174 - M.Ö. 160 arasında hüküm sürmüş Büyük Asya Hun İmparatorluğu hükümdarıdır. Babası Mete'den sonra tahta geçmiştir. Bazı tarihi kaynaklarda ismi Kiyük ve Kiyok olarak da geçmektedir. Lao-Şang döneminde Mete'nin kurduğu imparatorluk istikrarlı bir şekilde devam ettirilmiştir. Lao-Şang, Mete'nin tarih sahnesinden silmek için uğraştığı ve yok olma noktasına getirdiği Yüeçiler'i kesin olarak mağlup etmiş ve tarih sahnesinden silmiştir. M:Ö. 166-164 yılları arasında Çin vesikalıklarına göre 140.000 atlı ile Çin'in kuzeyine akınlar yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Çin'de din</span> Çin içerisindeki birçok din

Çin, dünyanın en eski ve sürekli öğreti ve felsefi geleneklerinin beşiği olmuştur. Çin'de batıdaki anlamıyla bire bir örtüşen bir din anlayışı hiç olmamıştır. Milattan önce 6. yüzyıldan itibaren görülmeye başlayan düşünce okulları kendi içinde özgün olarak sürekli gelişmiştir. Bu yüzden Çin'de inanç sistemleri olarak Çin kültürünü tarihi boyunca şekillendiren Konfüçyüsçülük, Taoizm ve çok sonradan gelen Budizm düşünce okulları sıralanır. Bu iç içe geçmiş düşünce okulları kendi aralarında kökten farklı bir evren anlayışı taşımazlar ancak klasik anlamıyla batıda ortaya çıkan Musevilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık dinlerinden kökten ayrıdırlar. Bu düşünce okulları öncesinde de Çin'in hem toplayıcı ve avcı şamanik toplumlarında hem de yerleşik tarım toplumları döneminde kainatın doğuşuyla ilgili anlatılan masal ve efsanelerde evrenin; klasik dinlerde olduğu gibi bir yaratıcı tarafından yaratılmasından çok her şeye hamile olan ve hiçbir şeyin henüz bir biçimi olmadığı karanlık bulamaç bir şeyden doğduğu inançları yer bulmaktadır. Bu bulamaç, karanlık hiçbir nesnenin henüz şekil almadığı ama her şeye hamile olunan bu hale masallarda Hundun, düşünce okullarında Dao denmektedir. Dao'dan Gök ve Yer yani somut ve soyut olan her şey doğar, yin ve yang değişim ilkeleriyle her şey biçim alır ve dönüşür. Günümüzde Kuantum Kuramı'nın kozmogoni görüşleri Çin'de ortaya çıkan bu evren anlayışına daha yakın durmaktadır. Gök uzayı, yer ise yıldızlar, gezegenler gibi yoğun her şeyi temsil etmektedir. Dao düşünce okulunda Gök ve Yerin ham doğası yani kendiliğindenlik hali olan Zìrán (自然)'a uyması çabasız çabayı uygulaması en uygun yönetim olarak anlatılırken, Konfüçyüsçü okullara göre ise Gök ve Yer ilişkisi hiyerarşik ele alınır, erdem ve görevlere önem verilir, dolayısıyla devletin yönetimi ve halk ile ilişkisi buna uymalıdır anlayışı hakim olmuştur. Çin imparatorları, özellikle Konfüçyüs okuluna göre Gök gibi olmalıydılar ve bu yüzden "Göğün Vekaleti"ni (Tianming) talep edip Çin efsanevi ve geleneksel pratiklerine katılırlardı. Yaygın inanç sistemi bu şekilde kendini gösterirken sonraki yüz yıllarda Batıda ortaya çıkan dinler Çin'de yayılmak istemiş olsa da halk arasında bu inanç sistemleri çok rağbet görmemiştir. Ancak günümüzde sayıları fazla olmasa da Çin'de Hristiyanlık ve müslümanlık da yaşamaktadır. 1949 Mao Zedong devriminden beri Çin, bir ateist ve Marksist kurum olan Çin Komünist Partisi tarafından yönetilmektedir. Bu dönemde bilimsel bir zemini olmayan hiçbir görüşe izin verilmedi. Dini hareketler ve kurumlar önce hükûmet kontrolü altına alındı, sonra Kültür Devrimi (1966-1976) sırasında baskıya uğradı. Devrimin yumuşama döneminde geleneksel öğretiler ve sonradan gelen dini örgütlere haklar verilmeye başlanmıştır. Hükûmet henüz beş tane öğreti ve dini resmen tanımaktadır: Budizm, Taoizm, İslam, Protestanlık ve Katoliklik. 21. yüzyılın başında kurumsal idarelerde Konfüçyüsçülük ve Çin halk gelenekleri giderek daha fazla tanınma kazanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Büyük Yu</span>

Büyük Yu, Çin'in efsanevî Şia Hanedanı'nın kurucusu ve ilk hükümdarıdır.

Saman Köpek, Antik Çin'de samandan yapılmış, sonbahar bayramlarında kullanılan kukla köpeklere denir. Bu kukla köpekler bayramın en değerli öğesidir. Törenden sonra işi bitince, hiçbir önemi kalmaz ve atılır. "Değerli olmak" insansal dünyaya, "Kullanışlılık" ise doğaya hastır. Çuangzi'nin "Göğün döngüleri" hikâyesindeki anlatımda ise; Törende özenle sarılıp kutuya konan ve değer verilen saman köpek tören bitince işi biter, oradan geçen biri de aşını pişirmek için kırıp yakacak olarak kullanır.

Han Fei, aynı zamanda Han Fei Zi olarak da bilinir. Savaşan Devletler döneminde yaşamış Çinli bir filozof veya devlet adamı ve Han eyaletinin bir prensiydi.

Wu wei, "eylemsiz, çabasız, hareketsiz" anlamına gelen bir kavramdır. Çoğu zaman "tembel kalmak ya da edilgen olmak" olarak algılanan wu wei kavramı özgün metinde doğanın akışına müdahale etmeden durulaşarak ona uyum sağlamayı anlatır. Wu wei, Laozi'nin (MÖ-5yy) Dao De Jing adlı klasiğinde geçen bir kavramdır. Klasik esere göre, katıksız şekilde doğaya uyum sağlayan insan sahip olmak, hükmetmek, düzen sağlamak gibi olgulara ihtiyaç duymaz. En uygun yönetim, yönetim gereği olmayan yönetimdir. Bilgi ve arzuları kullanarak insan veya herhangi bir varlık üzerinde müdahaleyi yıkıcı eylem olarak görür.

<i>Zhuangzi</i> (kitap)

Zhuangzi, ideal Taocu bilgenin kaygısız doğasını örnekleyen hikâyeler ve anekdotlar içeren geç Savaşan Devletler Çağı dönemi eski bir Çin metnidir. Geleneksel yazarı "Usta Zhuang" (Zhuangzi) olarak adlandırılan Zhuangzi, Tao Te Ching ile birlikte Taoizm'in iki temel metninden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Guodian-Chu-Şeritleri</span>

Guodian Chu Şeritleri Çin'in Hubei Eyaletin'de, Jingmen Şehrin'in Guodian mezrasında 1993 senesinde kazılar sonucu bulunan türbelerden 1 no.'lu Chu Türbesinde çıkan bambu üzerine yazılmış fiş şeritlere denir. Bu şeritleri çok önemli kılan özelliği ise Laozi'nin Dao De Jing adlı eserinin ve Kongzi (Konfüçyüs) okulunun önemsediği klasiklerin yazılı en eski nüshası olmalarıdır. MÖ 300lere Uzanan Chu Fişlerinin tarihi, Savaşan Eyaletler dönemine denk düşer. Guodian, Qin hanedanlığından önce hüküm sürmüş olan Zhou Hanedanlığı'nın yönetimi altındaki küçük beyliklerden biri olan Chu Eyaletinin o zamanki başkenti Ying'in sadece 9 km kuzeyinde bulunuyor. Bölge adeta türbeler kompleksidir. Chu Şeritleri standard Çinceye dönüştürülerek 1998 yılında Guodian'da çıkan Chu Bambu Şeritleri adıyla basılmıştır.