Zeyd bin Hârise
Zeyd bin Harise زيد بن حارثة | |||||
---|---|---|---|---|---|
Doğum | 581 Yemen | ||||
Ölüm | 629 Busra, Bizans İmparatorluğu Mute Muharebesi | ||||
Eş(ler)i | Ümmü Eymen bint Salebe Zeyneb bint-i Cahş | ||||
Çocuk(lar)ı | Usame bin Zeyd | ||||
| |||||
Babası | Haris bin Şurahbil | ||||
Annesi | Su’da bint Salebe | ||||
Dini | İslam |
Zeyd bin Hârise (Arapça: زيد بن حارثة; d. 581 - ö. 629[1]), Muhammed'in özgür bırakılmış kölesi ve evlatlığı olan sahabedir. Kur'an'da ismi geçen tek sahabidir. (33:37).
Hayatı
Yemen'de doğdu. Sekiz yaşında ailesinin yanından kaçırılarak Mekke'ye götürüldü ve burada köle olarak satıldı. Hakim bin Hizam onu alarak halası Hatice'ye hediye etti. Muhammed'le evlendikten sonra Hatice, onu Muhammed'e hediye etti.[2]
Yıllar sonra Zeyd bin Harise'nin izine ulaşan ailesi, onu geri almak istedi. Muhammed'in kendisine, dilediği gibi davranmasını söylemesinin üzerine Zeyd, Muhammed'in yanından ayrılmak istemedi. Bunun üzerine Muhammed, onu evlat edindiğini ve artık kendisine mirasçı olduğunu bildirdi. Bundan sonra Zeyd bin Harise, Kur'an'ın öz ve üvey evlatların aynı olmadığını bildirdiği ayet söyleninceye kadar Zeyd bin Muhammed (Muhammed'in oğlu Zeyd) adıyla anıldı.[3]
Müslüman olan ilk dört kişiden biri olan Zeyd bin Harise, 622 yılındaki hicrete katılarak Mekke'den Medine'ye göç etti. İslam'ı tebliğ için Muhammed'le birlikte Taif'e gitti. Taifliler onları kovarak, taşa tuttu. Zeyd bin Harise'nin, Muhammed'i taşlardan korumak için kendini siper ettiği rivayet edilir.[4]
Muhammed, evlatlığı olan Zeyd'i, dadısı Ümmü Eymen ile evlendirmişse de, bu kadının ihtiyar olması nedeniyle ve bazı nedenlerden ötürü Zeyd'i halasının kızı Zeyneb bint-i Cahş ile nikahlamıştır. Fakat bu evlilik istenildiği şekilde gitmemiş, Zeyd ile Zeyneb boşanmışlardır. Hemen ardından, Muhammed, evlatlığı olan Zeyd'den boşanan gelini Zeyneb ile "Allah'ın emriyle" (33:37) nikahlanmıştır ki bu konu İslam tarihinin özellikle müsteşrikler tarafından ele alınan en tartışmalı olaylarından birisi olmuştur.
Zeyd, Muhammed'den aldığı emir doğrultusunda Beni Fezare kabilesine gönderildiği esnada, bu kabilenin lideri Ümmü Kırfe'nin iki bacağına iki ayrı ip geçirildi ve bacakları iki deveye bağlandı, ardından kadın iki parçaya ayrılıncaya kadar develer sürüldü.[5][6][7] İnfazdan sonra Ümmü Kırfe'nin başı kesildi ve daha sonra Medine sokaklarında gezdirildi.[8]
Zeyd Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarına katıldı. Bizans ordusuyla yapılan Mute Savaşı'nda İslam Ordusu'nun komutanı olarak görevlendirildi. Bu görevlendirme ile ilgili Muhammed'in rivayet edilen hadisi aşağıdaki gibidir:
- Zeyd bin Harise’yi kumandan tayin ettim. Zeyd bin Harise şehit olursa yerine Cafer bin Ebu Talib geçsin. Cafer bin Ebu Talib şehit olursa, Abdullah bin Revaha geçsin. Abdullah bin Revaha da şehit olursa Müslümanlar aralarından münasip birini seçip onu kendilerine kumandan yapsın.
Mute Savaşı'nda öldürüldü. Rivayet edildiğine göre Muhammed, ölümünü sahabeye gözyaşları içinde bildirir ve "Allah'ım; Zeyd'e mağfiret et! Allah'ım; Zeyd'e mağfiret et! Allah'im; Zeyd'e mağfiret et! Allah'ım; Câfer'e mağfiret et Allah'ım; Abdullah bin Revâha'ya mağfiret et" şeklinde dua eder.[9]
Kaynakça
- ^ "ZEYD b. HÂRİSE". TDV İslâm Ansiklopedisi. 28 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Eylül 2022.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 19 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mart 2008.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 2 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mart 2008.
- ^ İbn Sa'd, et-Tabakâtü'l-Kübrâ, Beyrut 1960, I, s. 212
- ^ The History of Al-Tabari: the Victory of Islam. trans. Michael Fishbein. SUNYP. 1997. ss. 95-97.
- ^ The Muslim Empire and the Land of Gold, p.287, Rodney J. Phillips, Strategic book publishing
- ^ ""Zeyd b. Harise'nin Beni Fezarilere Gönderilmesi, İslam'ın Hareket Metodu 3", davetulhaq.com". 27 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ocak 2018.
- ^ Aljamal, Khaleel Abdalkareem Manshurat. Al nass Al Muases wa Mujtamahu. s. 174.
- ^ İbn Sa'd, et-Tabakâtü'l-Kübrâ, Beyrut 1960, III, s. 45