
Kiril alfabesi, Avrasya'da çeşitli dillerin yazımı için kullanılan alfabedir. Çeşitli Slav, Kafkas, Moğol, Ural, ve İranî dillerinin resmî alfabesidir. En eski Slav kitaplarının yazıldığı iki alfabeden biri olan Kiril yazısı, Aziz Kiril ve kardeşi Metodius tarafından 9. yüzyılın ilk çeyreğinde oluşturulmuştur.
Yabgu, eski Türk devletlerinde hükümdar anlamında kullanılan unvan. Unvan daha çok Oğuz Türkleri tarafından kullanılmıştır. Oğuzlar kurdukları ilk devlete de Oğuz Yabguluğu adını vermişlerdir.
Hazarca, Orta Çağda, Orta Asyalı yarı göçebe Türk boyu olan Hazarların konuştuğu dildir. Hazarca, tarihî Türk dillerinden biri olmasına karşın Türkî dillerin hangi koluna ait olduğu tartışmalıdır. Bazı araştırmacılar Hazarcanın İran dilleri veya Kafkas dilleriyle yakın ilişkisi olduğunu varsayarlar.

Hazar Kağanlığı ya da kısaca Hazarlar, 7. ve 11. yüzyıllar arasında; Hazar Denizi'nin çevresinde; Van Gölü'nden, Karadeniz kıyılarından, Kiev'e; Aral Gölü'nden, Macaristan'a kadar olan geniş topraklarda hüküm sürmüş, Doğu Avrupa'da yerleşik bir Türk devletidir. Hazar kelimesi, gez(mek) anlamına gelen kaz- kökünden türemiştir. Ka-zar; gezer yani serbest dolaşan, bir yere bağlı olmayan anlamına gelmektedir. Hudūd al-'Ālam adlı esere göre, Hazar kağanları Ansa' sülalesindendir ve Orta Asya'dan gelmişlerdir. Hazarların bir süre Büyük Hun Devleti'ne bağlı kavimler arasında bulunmuş olmaları ihtimali vardır. 586'dan sonraki Bizans kaynaklarında Hazarlar, "Türkler" olarak geçmektedir.

Kiril ve Methodios MS 9. yüzyılda Selanik'te doğmuş olan Bizanslı Yunan kardeşler, Moravya ve Panonya'da Slavlar arasında Hristiyanlığın yayılmasını sağlayan misyonerler. Misyonerlik görevleri sayesinde Slav halklarının kültürel gelişmelerini etkilemiş ve “Slavların Önderleri” unvanına layık görülmüşlerdir. Glagolitik alfabeyi geliştirmişlerdir. Bu alfabe Eski Slav dilinin yazılabilmesi için geliştirilen ilk alfabedir. Kiril alfabesi bu alfabeyi temel almıştır ve bugün Slav dillerinde kullanılmaktadır. Ölümlerinden sonra Slav halkları arasındaki çalışmalarına öğrencileri tarafından devam edilmiştir. Ortodoks Kilisesince iki kardeş de “Havarilere denk” aziz ilan edilmiştir. 1880 yılında Papa XIII. Leo kardeşlerin bayramını Roma Katolik Kilisesi takvimine dahil etmiş, 1980 yılında ise Papa II. İoannes Pavlus kardeşleri Benedict ile birlikte Avrupa'nın koruyucuları ilan etmiştir.

Onüçüncü Kabile, Macar tarihçi Arthur Koestler'in (1905-1983) Türk tarihini de ilgilendiren bir kuramı ve bu kuramı tanıttığı kitabının adıdır.
İtil ; Hazar Kağanlığı'na 8. yüzyılın ortalarından, 10. yüzyılın sonlarına kadar başkentlik yapan şehir. Hazarların çağdaşı olan Arap seyyah ve coğrafyacı İbn Havkal ve İstahrî, Hazar ismini; ne bir milletin, ne de bir halkın ismi olduğunu belirtip sadece başkenti İtil olan ülkeye verilen isim olarak nitelemişlerdir. Volga deltasında ve Hazar Denizi'nin kuzeybatısında yer alır. Bu nedenle ekonomik açıdan gelişebilecek bir noktada bulnumaktaydı.
Bihar, 730'lu yıllar boyunca Hazar Kağanlığı'nın kağanı. Ermeni kaynaklarında Viharos veya Virhor adlarıyla yer almaktadır.
Georgius Tzul, Hazar Kağanlığı'nın son kağanı. 1016'ya kadar kağan olarak kalmıştır ve sonrasında ise, Hazar Kağanlığı yıkılmıştır. Georgius ise, bir Hristiyan adıdır.
Busir ya da İbuzir Gliavan, 7. yüzyılın sonundan 8. yüzyılın başlarına kadar Hazar Kağanlığı'nın kağanı.
II. Aaron, Benjamin'in oğlu ve 10. yüzyılın başları boyunca Hazar Kağanlığı'nın kağanı.

III. Mihail, 842- 867 döneminde Amorian (Phrygian) hanedanının üçüncü ve son üyesi olarak Bizans imparatoru olmuştur. Sonradan gelen ve saltanatı gasp eden Makedon Hanedanı taraflısı ve daha önceki hanedanı kötüleme amacındaki tarihçiler tarafından "Sarhoş" lakabı verilmiştir. Fakat günümüzdeki modern tarihçilerin araştırmaları, saltanatı sırasında olan gelişmelerin 9. yüzyılda ortaya çıkan Bizans'ın yeniden güçlenmesine katkılarının hayati rolünü açıkça ortaya çıkarmıştır ve III. Mihail'in isminin ve ününün çok daha pozitif görülmesine neden olmuştur.

Yusuf, 940'larla 960'lı yıllar boyunca görevde kalmış Hazar kağanı. Bizans İmparatorluğu'yla birçok cephede savaşıp mağlup olan Hazar kağanı II. Aaron'un oğludur. Karısı büyük ihtimalle Alan kralının kızıydı. Kiev Knezliği ve Peçenekler'le savaşlar yapan Yusuf, tahtta kalan Bulan hanedanının son hükümdarı olmuştur.
Obadiah, 8. yüzyılın sonu ile 9. yüzyılın başlarında hüküm süren Hazar kağanı. Tarihçiler tarafından Bulan Kağan'ın torunu olarak tanımlanır. Yerine oğlu Hizkiya (Hezekiah) geçmiştir.
Tong Yabgu Kağan, 618 ve 630 yılları arasında Batı Göktürk Kağanlığı'nı yöneten kağan. Tong adının, Eski Türkçe'den günümüz Türkçesine "kaplan" şeklinde çevrildiği düşünülmektedir. Bu konuya dair diğer yorumlar ise "yeterlilik" ve "tamlık" anlamına geldiğidir. Ayrıca kelimenin; ilk Türkçe döneminde kullanılan "dolu, içi boş olmayan" anlamlarına gelen; "toñ (tong)" sözcüğünden geldiği de düşünülebilir. Bu kelimenin bir başka anlamı da "son"dur.

Böri Şad, Batı Göktürk Kağanlığı'nın Tong Yabgu Kağan döneminde ülkenin en batı bölgesini (Kafkasya) komuta etmiş olan tudun. Tong Yabgu'nun yeğeni olan Böri Şad Hazar birliklerinin başında bulunmuş ve Kariye kuşatmasında yer almıştır.
Üçüncü Göktürk-Sasani Savaşı, Batı Göktürk Kağanlığı ve Sasaniler arasında gerçekleşen üçüncü ve son savaş. Önceki iki savaşın aksine Orta Asya'da değil Güney Kafkasya'da gerçekleşmiştir. Bu savaş, son Bizans-Sasani savaşının etkilerine karşı oldu ve gelecek yüzyıllarda Orta Doğu'daki güç dengelerini etkiledi.
Tarduş Kağan ya da Tardu, Batı Göktürk Kağanlığı'nın kurulmasını sağlayan siyasi ortamı oluşturan yabgu. Aslen bir Yabgu olmasına rağmen, yaptığı fetihlerle Türk Kağanlığı'nın genişlemesini sağlamış; İşbara Kağan ile girdiği mücadele ise ülkenin 604 yılında ikiye bölünmesiyle sonuçlanmıştır.
Çorpan Tarkan, 7. yüzyıl'da yaşamış Hazar kökenli bir Göktürk komutanıdır. Çorpan Tarkan, Ermeni tarihçi Movses Kagankatvatsi tarafından bir Hazar generali olarak tanıtılmıştır. Tong Yabgu Kağan'ın 627-629 yıllarında Üçüncü Göktürk-Sasani Savaşı'nda Sasaniler'i yenilgiye uğrattığı sıralarda Çorpan Tarkan, Tong Yabgu Kağan'ın yeğeni Böri Şad'ın Kafkasya'daki ordusunda bir komutan olarak bulunmaktaydı. Çorpan Tarkan, Üçüncü Göktürk-Sasani Savaşı sırasında, 629 yılında Sasaniler ile savaşarak Tiflis'i fethetti ve Güney Kafkasya'da Kabale şehrini kurdu. Tiflis'in fethedilmesi ile Göktürkler, Sasaniler'e büyük bir darbe vurmuş ve bu durum Sasaniler'in Anadolu'daki harekâtlarını durdurup ordularını Kafkasya'ya kaydırmalarına neden olmuştur. Daha sonra Çorpan Tarkan, Kafkasya'daki ileri harekâtını sürdürerek 630 yılının nisan ayında Ermenistan'ı işgal edip yerle bir etti. Bu durumdan dolayı Çorpan Tarkan yine Ermeni tarihçi Movses Kagankatvatsi tarafından cesur ve kanasusamış biri olarak tanıtılmıştır. Ardından Çorpan Tarkan Aras Irmağı'na kadar bütün Kuzey Azerbaycan'ı fethetti ve buradaki bazı Ermeni topluluklarını denetim altına aldı. Bu durum üzerine Sasani imparatoru Şahrbaraz tarafından Göktürkler üzerine gönderilen ve çoğunluğu atlı birliklerden oluşan 10,000 kişilik güçlü ve donanımlı Sasani ordusuna, Çorpan Tarkan tuzak kurdu ve Sasani ordusunu imha etti.
Kasar Kağan, Kasar (Hesa) Tuğluk (Teley) Kağan ya da Çin kaynaklarına göre Çyaoli Kehan Hesa Teley, 824-832 yılları arasında Uygur Kağanlığı'nı yöneten hükümdardır. Çincedeki Çyaoli transliterasyonunun Türkçe aslı açık değildir. Kasar Kağan Dönemi, geniş sınırlar ve büyük bir ticaret hacmine sahip olsa da, gittikçe gerilemeye başlayan Uygur Kağanlığı'nın artık çöküş sürecine girişinin görüldüğü dönemdir. Bu dönemde iç çekişmeler ve suikast planları kağanlığın büyük siyasi krizler yaşamasına neden olmuştur.