İçeriğe atla

Zayıflama (fizik)

Zayıflama, bir ortam boyunca kademeli akı yoğunluğunun kaybıdır. Örneğin, koyu renkli gözlükler güneş ışığını, kurşun X ışınlarını zayıflatır ve su ve hava hem ışığı hem de sesi değişken zayıflama oranlarında zayıflatır.

İşitme koruyucuları, akustik akının kulaklara akmasını önlemeye yardımcı olur. Bu duruma akustik zayıflama denir ve desibel (dB) olarak ölçülür.

Elektrik mühendisliği ve telekomünikasyonda zayıflama, elektrik devrelerinde, optik fiberlerde ve havada dalgaların ve sinyallerin yayılmasını etkiler. Elektrikli zayıflatıcılar ve optik zayıflatıcılar bu alanda yaygın olarak üretilen bileşenlerdir.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Fizik, maddeyi, maddenin uzay-zaman içinde hareketini, enerji ve kuvvetleri inceleyen doğa bilimi. Fizik, Temel Bilimler'den biridir. Temel amacı evrenin işleyişini araştırmaktır. Fizik en eski bilim dallarından biridir. 16. yüzyıldan bu yana kendi sınırlarını çizmiş modern bir bilim olmasına karşın, Bilimsel Devrim'den önce iki bin sene boyunca felsefe, kimya, matematik ve biyolojinin belirli alt dalları ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Buna karşın, matematiksel fizik ve kuantum kimyası gibi alanlardan dolayı fiziğin sınırlarını net olarak belirlemek güçtür.

<span class="mw-page-title-main">Elektrik</span> elektrik yükünün varlığı ve akışı ile ilgili fiziksel olaylar

Elektrik, elektrik yüklerinin akışına dayanan bir dizi fiziksel olaya verilen isimdir. Elektrik sözcüğü Türkçeye Fransızcadan geçmiştir. Elektriğin Türkçe eş anlamlısı çıngı sözcüğüdür. Ayrıca Anadolu ağızlarında elektrik anlamında yaldırayık sözcüğü tespit edilmiştir. Elektrik, pek çok farklı şekillerde var olabilir. Örneğin, yıldırımlar, durgun elektrik, elektromanyetik indüksiyon ve elektrik akımı gibi. Ek olarak, elektriğin elektromanyetik radyasyon, radyo dalgaları gibi oluşumları olduğu bilinmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Elektromanyetizma</span> elektrikle yüklü parçacıklar arasındaki etkileşime neden olan fiziksel kuvvet

Elektromanyetizma, elektrikle yüklü parçacıklar arasındaki etkileşime neden olan fiziksel kuvvet'tir. Bu etkileşimin gerçekleştiği alanlar, elektromanyetik alan olarak tanımlanır. Doğadaki dört temel kuvvetten biri, elektromanyetizmadır. Diğer üçü; güçlü etkileşim, zayıf etkileşim ve kütleçekim kuvvetidir.

<span class="mw-page-title-main">Mikroskop</span> küçük cisimlerin mercek yardımıyla incelenmesini sağlayan alet

Mikroskop, çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük cisimlerin birkaç çeşit mercek yardımıyla büyütülerek görüntüsünün incelenmesini sağlayan bir alettir. Öncelikle adından da anlaşılacağı üzere, mikro, yani çok küçük hücrelerin incelenmesinin yanı sıra, sanayi, menakür, genetik, jeoloji, arkeoloji ve kriminalistik alanında da büyük hizmetler görmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Lazer</span> ışığın uyarılmış radyasyon ile yükseltilmesini sağlayan bir optik düzenek

Lazer ışığın uyarılmış radyasyon ile yükseltilmesini sağlayan bir optik düzenektir. İsmini "Light Amplification by Stimulated Emission of Radiation" kelimelerinin baş harflerinden alır ve bu, "ışığın uyarılmış ışıma ile yükseltilmesi" anlamına gelir. İlk lazer, 1960 yılında Theodore Maiman tarafından Charles Townes ve Arthur L. Schawlow'un teorileri baz alınarak üretilmiştir. Lazerin ışıktan daha düşük mikrodalgafrekanslarında çalışan versiyonu olan "maser" ise Townes tarafından 1953 yılında bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Michael Faraday</span> İngiliz bilim insanı (1791–1867)

Michael Faraday, elektromanyetizma ve elektrokimyaya katkılarıyla tanınan, İngiliz kimya ve fizik bilgini.

<span class="mw-page-title-main">Rayleigh saçılması</span>

Rayleigh saçılımı, ışığın veya diğer elektromanyetik radyasyonun, ışığın dalga boyundan daha küçük tanecikler tarafından saçılımını ifade eder. Bu isim, İngiliz fizikçi Lord Rayleigh'ın adına ithafen verilmiştir.

Optik mühendisliği, fizik mühendisliğinin alan, sektör ve/veya alt dallarından biridir. Diğer kimi alanlarda da kısmen ve çok sınırlı optik ya da optik bağıntılı eğitimler veriliyor olsa da, bunlardan hareketle bir optik mühendisliğinin çıkması olanaklı değildir. Optik kelimesi genel olarak göze ve görmeye aittir.Hem buradan hem de genel olarak fizik ve fizik mühendisliği bilgilerinden kolayca yakalanmalıdır ki söz konusu olan iki unsur EM (elektromanyetik) radyasyon ile materyal ortam 'dır. Bu iki unsur görme işinde de vardır; ışık ile görülen şey ya da ışık ile göz. Dolayısı ile optik mühendisliği açısından sadece ışık ya da EM bilgisi tümü ile yetersiz olup ama aynı zamanda atomik-moleküler ve nükleer düzeyde malzeme bilgisi zorunluluktur. Materyal ortam bilgisi sadece EM radyasyon ile etkileşim noktasında gerekli değildir, materyal ortam aynı zamanda EM radyasyonun kaynağı olarak ele alınmak zorundadır. Çünkü ışık ve diğer tür radyasyonlar malzemelerin ya da ortamların yüklü parçacıklarının ivmeli hareketlerinden kaynaklanmaktadır. Yani ışığı elde edebilmek için ve hatta onu çeşitli modifikasyonlara uğratıp mühendisçe kullanabilmek için malzeme bilgisi zorunluluktur.

İTÜ Elektrik-Elektronik Fakültesi, elektrik mühendisliği, elektronik ve haberleşme mühendisliği ve robotik ve otonom sistemler mühendisliği bölümlerini barındırmaktadır. Ayazağa yerleşkesinde bulunur. Fakülte programları ABET sürecinden geçmiştir ve 2005 yılında akreditasyon almıştır. Eğitim dili İngilizce ve Türkçedir. Elektrik-Elektronik Fakültesi öğrencilerinin katılımıyla Arıba, Arıba2, ARIBA3(ITURA), ARIBA4, HydroBee gibi projeler gerçekleştirilmiştir. Ayrıca İTÜRO robot olimpiyatları etkinliği de fakülte öğrencilerinin kurduğu İTÜ Kontrol ve Otomasyon Kulübü tarafından yapılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Spektroskopi</span>

Spektroskopi elektromanyetik radyasyon ile maddenin etkileşiminin radyasyonun dalga boyu veya frekansının bir fonksiyonu olarak ortaya çıkan elektromanyetik spektrumu (tayf) ölçen ve yorumlayan bir çalışma alanıdır. Başka bir deyişle, elektromanyetik spektrumun tüm bantlarında görünür ışıktan kaynaklı olarak meydana gelen bir kesin renk çalışmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">William Phillips</span> Amerikalı fizikçi

William Daniel Phillips "atomları lazer ışığıyla soğutma ve hapsetme yöntemlerini geliştirdikleri için" Claude Cohen-Tannoudji ve Steven Chu ile birlikte 1997 Nobel Fizik Ödülü'nü kazanan fizikçidir.

Elektromanyetizmada yalıtkanlık sabiti veya dielektrik sabiti, bir malzemenin üzerinde yük depolayabilme yeteneğini ölçmeye yarayan katsayı. Başka bir ifade ile yalıtkanlık sabiti, bir elektriksel alanın etkilerinin veya yalıtkan bir ortam tarafından nasıl etkilendiğinin ölçümüdür. Bir ortamın yalıtkanlık sabiti, ortamdaki birim yük başına, elektrik alanının ne kadar oluştuğudur. Elektrik akısının bulunduğu bir ortamda, birim yük başına düşen yalıtkanlık sabiti, kutuplanma yoğunluğundan dolayı büyük olur. Yalıtkanlık sabiti, elektriksel alınganlık ile doğrudan ilişkilidir. Bu, bir yalıtkanın kutuplanma yoğunluğunun elektriksel alanı karşı tepkisinin ne derece olduğunu ölçer.

<span class="mw-page-title-main">Fotovoltaik</span> Güneşten elektrik elde etme yöntemi

Fotovoltaik, güneş hücreleri ya da güneş panelleri sayesinde Güneş'ten elektrik elde etme yöntemidir. Fotovoltaik aynı zamanda bu konuda yapılan çalışmalara verilen genel bir addır.

<span class="mw-page-title-main">John William Strutt</span> İngiliz fizikçi

John William Strutt, 3. Baron Rayleigh ya da Lord Rayleigh, bilime kapsamlı katkılarda bulunmuş İngiliz matematikçi ve fizikçi.

<span class="mw-page-title-main">LED lamba</span> üzerinden elektirik enerjisi geçirilen diyotların ışık yayması ile çalışan ışık kaynağı

Işık yayan diyot lambası, ışık kaynağı olarak Işık yayan diyotlar (LED'ler) kullanan katı hal lambasıdır. "LED lambası" genellikle Organik ışık yayan diyotlar (OLED) veya polimer ışık yayan diyotlar (PLED) teknolojileri gibi, geleneksel yarı iletken ışık yayan diyotları ifade ederken OLED ve PLED teknolojileri ticari olarak kullanılmaya başladı.

<span class="mw-page-title-main">David Wineland</span> Amerikalı fizikçi

David Jeffrey Wineland Nobel ödüllü NIST laboratuvarında çalışan Amerikan fizikçi. İleri düzeyde optik özellikle de lazer soğutulmuş sıkışık iyonlar ve iyonları kullanarak kuantum hesapları yapmak üzerinedir. 2012 yılında Nobel Fizik ödülünü kuantum sistemlerinin ölçümü ve kullanımı sağlayan deneysel metotlar ile kazanmıştır, Serge Haroche ile paylaşmıştır.

Elektrooptik sensör, ışığı dönüştüren veya bir elektronik sinyal halinde ışıktaki değişimi sağlayan elektronik detektörlerdir. Bu sensörler birçok endüstriyel ve tüketici alanlarda kullanılır. Örneğin:

Atomik, moleküler ve optik fizik, bir ya da birkaç atomun ölçeğinde, madde-madde ve ışık-madde etkileşimi çalışmadır ve enerji, birkaç elektron voltları etrafında ölçeklenir. Üç alanla yakından ilişkilidir. AMO teorisi, klasik, yarı klasik ve kuantum işlemlerini kapsar. Tipik olarak, teori ve emisyon uygulamaları, elektromanyetik yayılım ve emilme, spektroskopi analizi, lazer ve mazerlerin kuşağı ve genel olarak maddenin optik özellikleri, uyarılmış atom ve moleküllerden, bu kategorilere ayrılır.

<span class="mw-page-title-main">Kütle-yük oranı</span>

Kütle-yük oranı (m/Q), yüklü parçacıkların elektrodinamiğinde elektron optiği ve iyon optiği gibi alanlarda en yaygın şekilde kullanılan fiziksel niceliktir. Elektron mikroskobu, katot ışını tüpleri, hızlandırıcı fiziği, nükleer fizik, Auger elektron spektroskopisi, kozmoloji ve kütle spektrometrisi gibi bilimsel alanlarda görülür. Klasik elektrodinamiğe göre yük-kütle oranının önemi, aynı yük-kütle oranına sahip iki parçacığın, aynı elektrik ve manyetik alanlara maruz kaldıklarında bir vakumda aynı yolda hareket etmeleridir. SI birimi kg/C. Nadir durumlarda kütle spektrometrisi birimi olarak Thomson kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Tıbbi görüntüleme</span> bir bedenin iç kısmının görsel temsillerini oluşturma tekniği ve süreci

Tıbbi görüntüleme, tıbbi analiz ve müdahale için vücudun iç kısımlarının görsel temsillerini oluşturmak veya bazı organ veya dokuların işlevinin (fizyoloji) görsel tasvirlerini yaratmak için kullanılan teknikler ve işlemlerdir. Tıbbi görüntüleme, cilt ve kemiklerin görüntülenmesine engel olduğu iç yapıları ortaya çıkarmanın yanı sıra, hastalıkları teşhis, muayene ve tedavi etmeyi amaçlar. Tıbbi görüntüleme aynı zamanda anormallikleri tespit etmeyi mümkün kılan normal anatomi ve fizyoloji veritabanını da oluşturur. Vücuttan çıkartılmış organ ve dokuların incelenmesi tıbbi nedenlerle gerçekleştirilse de, bu tür işlemler genellikle tıbbi görüntüleme yerine patolojinin bir parçası olarak kabul edilir.