İçeriğe atla

Zarf tümleci

Zarf tümleci veya belirteç tümleci; Türkçede cümlenin öğelerinden biridir. Pek çoğu zarflarla ve edatlarla kurulur. Edatlarla kurulan zarf tümleçleri edat tümleci veya edatlı tümleç olarak da bilinir.[1]

Zarf tümleci cümlede yüklem ile bildirilen iş, oluş veya yargının zamanını, durumunu, miktarını, yönünü, koşulunu vs. bildiren öğedir. Yükleme yöneltilen ne zaman, nasıl, ne kadar, nereye,[Not 1] hangi takdirde vb. soruların yanıtı niteliğindedir:

  • "Ablamlar haftaya yola çıkacaklarmış." (eylemin zamanını belirtir)
  • "Çocuk korkudan titriyordu." (eylemin nedenini belirtir)
  • "Eve koşarak gittim." (eylemin nasıl yapıldığını belirtir)
  • "Öğretmen uzunca bir cetvelle tahtaya çizgiler çizdi." (eylemin ne ile yapıldığını belirtir)
  • "Yatmadan önce biraz kitap okudum." (eylemin ne kadar yapıldığını belirtir)

Edat tümleci

Edat tümleci veya edatlı tümleç, içinde bir edat bulunan zarf tümlecidir. Edatlar kendi başına anlamsız sözcüklerdir ancak başka sözcüklerle birlikte zarf tümleci oluştururlar. Aşağıdaki örneklerde edatlı zarf tümleçleri kalın yazılmış, edatların altı çizilmiştir:

  • Bu çiçekleri annem için topladım.
  • Yarın trenle İzmir'e gideceğiz.[Not 2]
  • Sabaha karşı yola çıktık.
  • Yağmur başladığı için pikniği iptal ettik.
  • Sen gelmeden önce baban aradı.
  • Servis iptal olduğu için okula babamla gideceğim.[Not 3]

Adlaşma

İleri, geri, beri, doğru, içeri, dışarı, aşağı, yukarı gibi yer-yön zarfları, hâl eki aldığında adlaşır ve zarf tümleci oluşturmaz:

  • İçeri gelsene! (yalın hâl, zarf, zarf tümleci)
  • Artık komutanlardan başka hiç kimse dışarı çıkmazdı. - Attilâ İlhan (yalın hâl, zarf,[2] zarf tümleci)
  • Şu sandalyeleri içeriye taşıyalım. (-e hâli, isim, dolaylı tümleç)
  • Ben dışarıyı bir kontrol edeyim. (-i hâli, isim, belirtili nesne)
  • Dışarıda karlar erimeye başlamış." - A. Ümit (-de hâli, isim,[2] dolaylı tümleç)

Kaynakça

  1. ^ Zarf tümleci 11 Kasım 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Turkceciler.com. Erişim: 11 Kasım 2013.
  2. ^ a b "dışarı." 4 Kasım 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. TDK. erişim: 4 Kasım 2014

Notlar

  1. ^ Dolaylı tümleç ile karıştırılmamalıdır.
  2. ^ "İle" edatı ayrı da yazılabilir.
  3. ^ "İle" edatı ayrı da yazılabilir.

İlgili Araştırma Makaleleri

Edat veya ilgeç; farklı tür ve görevdeki kelimeler ve kavramlar arasında anlam ilgisi kurmaya yarayan yardımcı kelime. İlgeçlerin tek başına anlamı yoktur; diğer kelimelerle birlikte, cümle içinde görev kazanır.

Cümlenin ögeleri, cümlede yüklem ile görev ve anlam yönünden yükleme eşlik eden diğer parçalardan her biri. Cümlenin ögeleri tek bir sözcükten veya sözcük grubundan oluşabilir. Ögeler anlamlı ve doğru cümleler kurulabilmesini sağlar. Türkçede cümlenin ögeleri şunlardır:

  1. Yüklemler
  2. Yapım ekleri
  3. Çekim ekleri
  4. Nesneler
  5. Bağlaçlar
  6. Dolaylı tümleçler
  7. Zarf tümleçleri
  8. Edat tümleçleri
  9. Özneler
  10. Noktalama işaretleri

Bağlaçlar veya rabıt (bağlama) edatları; kelimeleri, kelime gruplarını veya cümleleri biçim veya anlam yönüyle birbirine bağlayan kelimeler: ve, veya, ile, ama, de (da), ancak, çünkü, eğer, hâlbuki, hem … hem …, hiç değilse, ise, ki, lâkin, meğer, nasıl ki, ne … ne …, öyle, öyle ki, sanki, şu var ki, üstelik, yahut, yalnız, yani, yoksa, zira vs. Bağlaçlar, ifadeleri ilgi ve önem sırasına koyarak düzenlememize yardımcı olur.

Dolaylı tümleç veya yer tamlayıcısı, bir cümlede ismin "-e, -de ve -den" hâllerinde bulunan, yüklemin bildirdiği işi yer bakımından belirten ögedir.

Özne ya da fâil, bir cümlede yüklem ile bildirilen işi, eylemi ya da oluşu yerine getiren veya yüklem aracılığıyla hakkında bilgi verilen ögedir. Özne, yükleme sorulan "kim" ve "ne" sorularıyla bulunur.

Fiil veya eylem, varlıkların yaptığı işi, hareketi, oluşu çeşitli ekler alarak şahıs ve zamana bağlı olarak anlatan kelimedir.

Yüklem; cümlede özne tarafından gerçekleştirilen eylemi, oluşu, hareketi veya bir olguyu ya da yargıyı bildiren sözcük veya sözcük grubu. Özne ile birlikte cümlenin ana öğelerinden biridir. Yüklemler fiil veya isim soylu olabilir:

Zarf veya belirteç; bir fiilin, fiilimsinin, sıfatın veya başka bir zarfın anlamını yer, zaman, durum ve miktar bakımından niteler. Zarflar, fiile yöneltilen neden, ne zaman, nereye, ne kadar ve nasıl sorularının cevaplarını oluşturur. Aşağı, yukarı, nazikçe, çok, az, fevkalâde, en, ileri, geri, şimdi, geç gibi kelimeler cümle içerisinde zarf olarak kullanılabilir.

Cümle veya tümce; bir ifade, soru, ünlem veya emiri dile getiren; kendi başına anlamlı sözcükler dizisi. Çoğunlukla özne, tümleç ve yüklemden meydana gelir. Bazen yan cümleciklerle anlamı pekiştirilir veya genişletilir.

Tümleç, cümlenin yardımcı ögelerindendir. Kendi arasında üç grupta incelenir:

Litvanca dil bilgisi, Litvancayı konuşabilmeyi sağlayan kurallar bütünüdür. Litvanca dil bilgisi aşırı derecede karmaşık ve eskidir. Sözcükler kullanımda çok fazla farklı biçimlere bürünürler ve çoğu zaman bu farklılık çok büyük olur.

Nesne, cümlede öznenin yaptığı iş ve eylemden doğrudan etkilenen ögedir. Düz tümleç olarak da bilinir. Yüklemi geçişli bir fiil olan cümlelerde bulunur. Yükleme "ne", "neyi" ve "kimi" soruları sorularak bulunur.

Çekim ekleri, gerek isim soylu gerekse fiil soylu kelimelerin sonuna eklenerek cümle içinde diğer kelimelerle anlam bağlantısı kurmalarını sağlayan ekler. Kendi başlarına bir anlam ifade etmezler.

Türkçede ismin hâlleri ; kelimeleri belirtme (yükleme), yönelme, bulunma ve ayrılma açısından tanımlayan, sözcüğün yalın hâl ile hâl eki almış durumlarından her biridir. Türkçede ismin beş farklı hâlleri vardır:

Birleşik cümle veya bileşik cümle, bir ana (temel) cümle ile onun anlamını tamamlayan bir veya daha fazla yardımcı cümleden meydana gelen cümledir. Birleşik cümlelerde ana yüklemin haricinde yargı veya eylem bildiren başka sözcükler de bulunur. Aşağıdaki örneklerde yardımcı cümleler eğik çizgi (/) ile ayrılmıştır ve bazı noktalama işaretleri anlatım kolaylığı açısından kullanılmamıştır:

Ek-fiil, ek-eylem veya cevher fiil, Türkçede isimlerin sonuna eklenerek onları yüklem haline getiren bir ektir. Bu ek Eski Türkçe "ér- : olgunlaşmak, yetişmek, tamam olmak" fiilinden evrilip zaman içinde "i-mek" haline gelmiş ve zamanla kökünün de erimesiyle bugün sadece “şu veya bu durumda bulunmak” manalarını cümleye katan (i)-di, (i)-miş, (i)-se ve (i)-dir halleri kalmıştır. Diğer dillerden muadil olarak İngilizce "to be",Latince "esse" fiilleri örnek verilebilir.

Dilek kipleri veya tasarlama kipleri; Türkçede fiillerin gereklilik, istek, dilek, şart veya emir bildiren hallerinden her biri. Optatif olarak da bilinir. Bu kiplerde "zaman" ifadesi yoktur. Türkçede dört dilek kipi vardır:

Vasıta eki veya vasıta hâl eki, "ile" edatının kelimeye birleşik yazılan şeklidir. Kelimelerin araç (instrumental) hâlini belirtir. Ünsüz ile biten kelimelere -le şeklinde eklenir. Ünlü ile biten kelimelere eklendiğinde ise -yle hâline dönüşür. Vasıta eki başlıca olarak şu üç görevde kullanılır:

Üretici dilbilgisinde durum kuramı, yönetim ve bağlama kuramının bir bölümünü tanımlar.

Dilbilgisi ve teorik dilbilimde, yönetim veya reksiyon bir kelime ve ona bağımlı olan diğer kelimeler arasındaki ilişkiyi ifade eder. En az üç farklı yönetim kavramı bulunur: geleneksel dilbilgisindeki durum yönetimi kavramı, bazı üretici sözdizimi modellerinde oldukça gelistirilmis yönetim kavramı ve bağımsal dilbilgisinde kapsamı çok daha geniş olan yönetim kavramı.