İçeriğe atla

Zahirilik

Zahiri mezhebi ya da Zâhiriye, bir İslâm dini fıkhı (İslâm hukuku) mezhebidir. İslâmî hükümleri Kur'ân ve sünnetin zâhirî (açık, görünen) mânâsına bakar. İbni Hazm, âyet ve hadislerin zahir, yani görünen mânâlarından başka hiçbir delili ve kıyası kabul etmezdi.

Kurucusu

Genel kabule göre kurucusu Dâvûd el-İsbehânî olan Zâhirî mezhebi, fıkıh ve İslam hukukunun tek kaynağının nasslar, yani Kur'an ve Sünnet, olduğunu iddia eder ve bunlar üzerinde yorum anlamına gelen re'yin mümkün olmayacağı görüşü üzerine kuruludur. Bu mezhep tüm re'y çeşitlerine karşı çıkar; kıyas, güzel görme (istihsan), genel fayda (mesalih-i mürsele) veya zararların önlenmesi (Sedd-i zerâyi') prensibini reddeder, delil olarak kabul etmez. Sadece nassı kabul eden Zâhirî mezhebi, hakkında nass bulunmayan konularda istishab denilen "mübah olmak" (ibahat-i asliye) prensibini uygular.

Mezhep âlimi olarak "İbn Hazm"

Zâhirî mezhebinin kurucusunun Dâvûd ez-Zâhirî olduğu kabul edilse de, mezhebin en büyük ve ünlü alimi İbn Hazm'dır. Dâvûd, İmam Şâfiî'nin öğrencilerinden ders almış ve İmam Şâfiî'den genel olarak oldukça etkilenmiştir. Bununla birlikte Zâhirîliğin fıkhı ile Şafiîliğin fıkhı birbirinden oldukça farklıdır; Dâvûd şeriatta re'yin söz konusu olmayacağının üstünde durmuştur. Dâvûd dönemin hadise ağırlık veren özelliklerinden de yararlanarak mezhebini yaymaya çalışmış fakat mezhebinin birçok konudaki farklı görüşleri sebebiyle birçok muhalif edinmiştir. Zâhirîliğin bu ilk yayılma döneminde aldığı tepkilerin temelinde Dâvûd'nin taklidi tamamen ve kesinlikle reddetmesidir. Herkesin içtihat etmesi fikrini doğuran bu görüş diğer birçok mezhep ve alimin görüşleriyle çelişir ve Zâhirîliğin birçokları tarafından eleştirilmesine sebep olur. Bununla birlikte Zâhirîlik yayılmaya devam etmiş, özellikle Hicri 3. ve 4. yüzyıllarda önemli bir yere gelmiştir; öyle ki Hanefîlik, Şafiîlik ve Malikîlik'ten sonra 4. büyük fıkıh Sünnî mezhebi konumuna gelmiş, sonradan Hanbelîliğin yükselişi ve diğer sebeplerden bu konumunu kaybetmiştir.[1]

Endülüs'te yayılması

Bundan sonra Doğu'da gücünü kaybeden Zâhirîlik Batı'da, Endülüs'te yükselişe geçmiş, bu yükselişin de en önemli faktörü ve ismi İbn Hazm olmuştur.[2] İbn Hazm da Zâhirîliğin fıkıh görüşünde re'ye yer olmadığını belirtmiş, genel olarak fıkıhta re'yin yer almaması için Kur'an'dan çeşitli ayetleri (örneğin En'am Suresi 38. ayeti), bazı hadisleri ve sahabe sözlerini delil olarak ortaya atmıştır.[3]

İbn Hazm şer'i delillerin dört çeşit olduğunu öne sürer;

  • birincisi Kur'an,
  • ikincisi sahih ve mütevatir hadisler,
  • üçüncüsü icma ve
  • dördüncüsü de sadece bir ihtimali olan delillerdir.[4]

Dördüncü şer'î delil türü olarak geçen delil kıyasa benzemekle birlikte kıyas değildir. Bu, Zahiriliğin ve İbn-u Hazm'ın diğer birçok mezhep ve fakihten ayrıldıkları noktadır: diğerlerine göre dördüncü şer'î delil kıyastır. Zaman zaman bu dördüncü şer'î delil çeşidi kıyasa benzemekle eleştirilmiş veya yorumlanmışsa da bu Zahiriliğe göre söz konusu olamaz, nitekim İbn-u Hazm da bunu reddetmiştir.[5]

Hakkında hiçbir nassın bulunmadığı hususlarda İbn-u Hazm, bütün re'y çeşitlerini reddettiği için farklı bir yol seçer ve istishab ile ibahat-i asliyeyi, yani eşyanın aslında mübah oluşunu temel alır. Buna göre hakkında nass bulunmayan bir durumda karşıt bir nass ortaya çıkıncaya kadar durum mübah olarak ele alınır. Zâhirî mezhebi, İbn-u Hazm'ın ölümünden sonra da öğrencileri ve kitapları sayesinde yayılma fırsatı bulmuş, gerek Endülüs, gerekse de Doğu'da yayılmış, Muvahhidîler döneminde yaygınlığının doruğuna ulaşmıştır.[6]

Dış okuma

[1]19 Mayıs 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Zahiriye mezhebi, Prof. Dr. Hayrettin Karaman

Kaynakça ve notlar

  • Muhammed Ebu Zehra, "İslam'da İtikadî-Siyasî ve Fıkhî Mezhepler Tarihi", Şura Yayınları, İstanbul.
  1. ^ s. 529, Muhammed Ebu Zehra. a.g.e.
  2. ^ s.529-530, Muhammed Ebu Zehra. a.g.e.
  3. ^ s.560, Muhammed Ebu Zehra. a.g.e.
  4. ^ İbn Hazm, "el-İhkâm fî usûli'l-ahkâm". 1/71
  5. ^ s.568, Muhammed Ebu Zehra. a.g.e.
  6. ^ s.573-574, Muhammed Ebu Zehra. a.g.e.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hadis</span> İslam peygamberi Muhammede isnat edilen sözler ve fiiller

Hadis, Muhammed'e atfedilen ve onun sözleri, fiilleri, onaylamaları ve sıfatlarını içeren bilgilerdir. Hadis âlimleri buna sahabe ve tabiînin söz ve fiillerini de eklemişlerdir. Ancak bunlar kaynak olma bakımından Muhammed'in fiil ve sözleri ile aynı seviyede değildirler ve hadis ilmi içerisinde farklı şekilde isimlendirilirler.

<span class="mw-page-title-main">Fıkıh</span>

Fıkıh, anlayış, anlayış tarzı veya derinliği anlamına gelen kelime, terim olarak İslami kanunların teorik ve pratik uygulama (fetva) çalışmalarına verilen ismi ifade etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">İbn Teymiyye</span> Şeyhülislam

Takıyyüddin ibn Teymiyye, özellikle Selefileri ve Vehhabîleri fıkıh, şeriat ve diğer İslamî görüşler konusunda etkilemiş olan İslam alimi. Kendinden sonra gelen çeşitli ve ağırlıklı olarak Hanbeli mezhebini benimseyen İslâm âlimlerini ve akımlarını da etkilemiştir. İbn Teymiyye'nin etkilediği isimlerin en önemlilerinden birisi de Muhammed bin Abdülvehhâb'dır.

<span class="mw-page-title-main">Caferilik</span> İslam dininde bir fıkıh ekolü

Câferîlik ya da Câʿferîyye, İslam dininin Şii fıkıh mezheplerinden biridir. İsmini kurucusu olan Ca'fer es-Sâdık'tan (699-765) alır. Başta İran olmak üzere Azerbaycan ve Irak'ta yaygındır. Yer yer Türkiye'nin Kars, Iğdır gibi illerinde ve bazı İslam toplumlarında görülmektedir. İsnâ‘aşer’îyye'nin temelini teşkil eden fıkıh ekolüdür. Şiîlerin çoğunluğunun mensup olduğu fıkhî mezheptir. Günümüzde Şiîler başlıca üç ana fırkaya ayrılmışlardır. Bunlar nüfus oranlarına göre sırasıyla İsnâ‘aşer'îyye, İsmâ‘îl’îyye ve Zeyd’îyye fırkalarıdır. İran'nda hakim olan İsnâ‘aşer'îyye fırkasının %90'ının takip ettiği resmî fıkhî mezhep Câferîlik'tir. Ayrıca, İsmâ‘ilîğin Mustâ‘lî-Tâyyîb’îyye kolu tarafından da fıkhî meselelerde takip edilmekte olan mezheptir.

<span class="mw-page-title-main">Ebu Hanife</span> Hanefî mezhebinin öncüsü ve imamı olan din bilgini

Ebû Hanîfe veya tam adıyla Ebû Hanîfe Numân bin Sâbit bin Zûtâ bin Mâh İslam dininin dört fıkıh mezhebinden birisi olan Hanefi mezhebinin kurucusu ve Sünni fıkhının en büyük üstâdlarından biri sayılan İslam fıkıh ve hadis bilgini. Asıl adı "Nu’man bin Sâbit" olup sevenlerince ismi "İmâm-ı Â’zam" unvanıyla birlikte anılır.

<span class="mw-page-title-main">Sünnilik</span> en yaygın İslam mezhebi

Ehl-i Sünnet ve'l-Cemâat, kısaca Ehl-i Sünnet ya da Sünnîlik, İslam dininin dünya üzerindeki iki büyük kolundan biri ve %77-80'lik bir oran ile en büyük mensubunun bulunduğu mezhepler grubudur. Zaman zaman Sünnî İslam veya Sünnî mezhebi ifadesi de kullanılır. Günümüzde Sünnîlik, kendi içerisinde günümüzde yaşayan iki akaid mezhebi, dört fıkıh mezhebini içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Hanbelilik</span> Sünni İslamda bir fıkıh mezhebi

Hanbelî mezhebi veya Hanbelîlik, İslam dininin Sünnî (fıkıh) mezheplerinden biri. Hanbelilerin itikatta (inançta) mezhepleri ise Eş'ariliktir. İsmini kurucusu olan Ahmed bin Hanbel'den (780-855) alır. Hanbelilik mezhebinin, Suudi Arabistan başta olmak üzere, Kuveyt, Bahreyn gibi körfez ülkelerinde ve yer yer Irak'ta mensupları bulunmaktadır. Selefilik ve Vehhabîlik bu mezhebin alt kolları olarak ortaya çıkmıştır. Sünnilik içerisinde en az takipçisi bulunan mezheptir.

İstihsân, bir İslâm hukuku terimi.

Davûd ez-Zahirî İslam'daki fıkıh mezheplerinden olan Zahiri mezhebinin kurucusudur.

<span class="mw-page-title-main">Mâtürîdî</span>

Mâtürîdî ya da tam adıyla Ebû Mansûr Muhammed bin Muhammed bin Mahmûd el-Mâtürîdî es-Semerkandî,, İslam dininin iki itikadi mezhebinden birisi olan Mâtürîdîlik mezhebinin kurucusu ve Hanefîlik mezhebine bağlı olanların itikad imamı sayılan İslâm alimi.

İtikâdî mezhepler veya Akide mezhepleri ya da İnanç mezhepleri, İnançla ilgili konular İslam'da başlangıçta bir fıkıh dalı kabul edilen kelâm, daha sonra ilm-i tevhid olarak adlandırılmıştır. Daha sonraları Fıkıh, amelî meseleler üzerinde, kelâm ise itîkâdî meseleler üzerinde yoğunlaşmıştır. Müslümanlar, İslâm Peygamberi Muhammed döneminde akıllarındaki soruları hemen ona sorabiliyorlardı. Ancak peygamberin ölümünden sonra sorularına cevap bulamayınca zamanın büyük İslam alimleri Kur'an'ı akıl ile yorumlamaya koyuldular. Böylelikle de i'tikadi mezhepler oluşmuş oldu. Bu mezhepler farklı coğrafyalara yayıldı ve oralarda benimsendi.

Zeydîlik, Batı'da Beşçiler olarak da bilinir. Zeyd bin Ali'nin tâkipçisi olan Şiâ mezhebidir. Zeyd’îyye fıkıhını tâkip eden kişiler Zeydî olarak adlandırılırlar ancak Zeydî Vâsıtî denilen Câferî bir grup da bulunmaktadır.

İslam mezhepleri, başlangıçta İlk dönemlerde Ali ile Muâviye b. Ebû Süfyân arasındaki savaş ve İslâm toplumundaki bölünme Ehl-i Sünnet, Şîa ve Hâricîler şeklinde ilk mezhepsel ayrışmayı beraberinde getirmiştir.

Usûl-i fıkıh veya fıkıh usûlü, fıkıh yani İslâm hukukunun iki dalından biridir. Fıkhın diğer dalı “fürû” olarak tanımlanır. Salt “fıkıh” denildiğinde ise kastedilen şey de fürû’dur. Fıkhın diğer dalı olan “usûl” ise usûl-ü'l-fıkh veya fıkıh usûlü olarak anılır. “Nazarî Hukuk” olarak tanımlayabileceğimiz fıkıh usûlüne bir ilim olduğunu vurgulayarak ilmu usûli'l-fıkh dendiği gibi sadece ilmu'l-usûl dendiği de olur.

<span class="mw-page-title-main">İslam'da siyasi mezhepler</span>

İslam'da siyasi mezhepler, İslam tarihi boyunca, siyasi tartışmalar ve görüş farklılıkları sonucu ortaya çıkan mezheplerdir. İslam'da Sünnilik, Şiilik ve Haricilik olmak üzere üç ana mezhep vardır. Bu mezhepler de çeşitli açılarından kendi içinde alt mezheplere sahiptir. En önemlilerinden biri ve ilk olarak şekilleneni, halifelik tartışmaları sonucu ortaya çıkan Şia'dır. Haricîler ve Vahhâbîler de sayılabilir. İslâm dünyası içerisinde Sünniler %83'lük kısmı, Şiiler %15'lik kısmı ve Hariciler ise %2'lik kısmı oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Sünen-i Ebu Davud</span> hadis kitabı

Sünen-i Ebu Davud Ehl-i Sünnet hadis literatüründe en güvenilir hadis kitapları olarak kabul edilen altı kitaptan biridir.

Ebû Yûsuf Yâkûb İbn-i İbrâhîm-i Ensâri Hanefî fıkıh ve hadis bilgini.

<span class="mw-page-title-main">Hanefilik</span> İslam mezhebi

Hanefîlik ya da Hanefî mezhebi, İslam dininin Sünnî (fıkıh) mezheplerinden biri. Hanefilerin itikatta (inançta) mezhepleri ise Mâtürîdîliktir. İsmini asıl adı Nûman bin Sâbit olan kurucusu Ebu Hanife'den (699-767) alır. Başta Türkiye, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan gibi Türkî ülkeler olmak üzere Balkanlar, Tacikistan, Afganistan, Suriye, Ürdün, Bangladeş ve Pakistan'da yaygındır. Dört Sünnî mezhebin nüfus açısından en genişidir. Takipçileri, Sünni nüfusun yarısından fazlasını oluşturmaktadır. Hanefîlik, günümüzde en çok bağlısı bulunan fıkıh mezhebidir. Mezhebin görüşleri El-İhtiyar adlı eserde bir araya toplanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ebu Cafer et-Tahavî</span> İslam bilgini

Ebu Cafer et-Tahavî (853-933), Hanefi fıkıh ve akaid bilgini.

Ehl-i Rey yasal kararlara varmak için muhakemenin kullanılmasını savunan erken bir İslami hareketti. Bunlar, İslam'ın ikinci yüzyılında ehl-i kelam ve ehl-i hadis yanında İslam hukukunun kaynaklarını tartışan üç ana gruptan biriydi. Ehl-i Re'y ya da Dirâyet Ehli, Ehl-i Hadis ekolüne karşı olarak kurulmuş olan, o günün anlayışında Modernist ya da Akılcı İslâm olarak da tanımlanan İslâmî düşünce ekolüdür.