Zafer Yolları
Paths of Glory (İng.) | |
Yönetmen | Stanley Kubrick |
---|---|
Yapımcı | James B. Harris |
Senarist | Jim Thompson Calder Willingham |
Oyuncular | Kirk Douglas Ralph Meeker Adolphe Menjou George Macready |
Müzik | Gerald Fried |
Görüntü yönetmeni | Georg Krause |
Kurgu | Eva Kroll |
Stüdyo | United Artists |
Yapım yılı | ABD, 1957 |
Süre | 86 dakika |
Dil | İngilizce |
Bütçe | 935.000 $ |
Zafer Yolları (İngilizce özgün adıyla Paths of Glory), Humphrey Cobb’un Paths of Glory adlı romanından 1957 yılında uyarlanan siyah beyaz bir Stanley Kubrick savaş filmi. 1992 yılında Kongre Kütüphanesi tarafından "kültürel, tarihi ve estetik olarak önemli" filmler arasına seçilerek ABD Ulusal Film Arşivi'nde muhafaza edilmesine karar verilmiştir.
Arka plan
Kitap tamamlandığında başlığı yoktur. Yayımcı kuruluş bunun için bir yarışma düzenler ve birinciliği kazanan isim Thomas Gray’in şiirinde geçen Zafer Yolları olur.
Yapım
Roman 1935 yılında basılır ve sınırlı bir başarı sağlar. Aynı yıl dramaturg Sidney Howard tarafından tiyatroya uyarlansa da tiyatro oyunu başarılı olmaz. Stanley Kubrick çocukken okuduğu bu romanı 1957 yılında sinemaya uyarlamaya karar verir. Kubrick ve ortakları eserin film haklarını Cobb'un eşinden satın alırlar. Filmde geçen olaylar yaşanmış olaylara dayanmaktadır.
Romanın ve dolayısıyla filmin de konusu Fransız ordusundaki komuta kademesinin savaşmak istemeyen askerlere gözdağı verip korkutmak amacıyla suçsuz askerleri kurşuna dizmesidir. Fransız Ordusu da savaş sırasında diğer müttefik orduları gibi korkaklık suçundan dolayı infazlar gerçekleştirmiştir. Ancak filmin merkezinde duran sorun, verilen emre karşı gelerek saldırıya geçmeyen tüm cephenin yerine rastgele seçilen askerlerin kurşuna dizilmesidir. Bu tür cezalandırma tarihte Romalılar tarafından yaygın olarak uygulanmıştır. Onuncunun cezalandırılması olarak dilimize çevrilebilecek decimation cezasında suçlular arasından her on kişiden bir tanesi öldürülerek ceza uygulanır. Bu ceza Fransız Ordusunda, Flanders yakınlarında 15 Aralık 1914 tarihinde geri çekilen Cezayir Alayı 8. Tabur 10.Bölük askerleri hücum emrine uymayınca uygulanmıştır.
Filmin çekimleri Bavyera, Almanya’da gerçekleştirilmiş ve kapalı mekân olarak Münih yakınlarındaki Schleissheim Sarayı kullanılmıştır.[1]
Filmdeki tek kadın oyuncu, yerel bir Alman şarkısını söyleyen savaş esiri kadını canlandıran Alman Susanne Christian’dır. Daha sonra filmin yönetmeni Stanley Kubrick ile evlenmiş ve eşi 1999 yılında ölünceye kadar evli kalmışlardır.
Filmin konusu
Zafer Yolları dört Fransız askerinin hikâyesinden esinlenmektedir. General Géraud Réveilhac komutasındaki kurşuna dizilen askerler isyan suçuyla öldürülmüş, ailelerinin itirazı sonucu infazlar yasadışı bulunmuş, iki aile birer frank tazminat alırken diğer iki aileye tazminat verilmemiştir.
Film 1916 yılına kadar I. Dünya Savaşını ve özellikle de siperdeki hayatı anlatarak başlar. Sonraki sahnede Fransız Genelkurmayından General George Broulard (Adolphe Menjou) astı olan General Mireau (George Macready) ile konuşur ve birliğini neredeyse intihar olarak değerlendirilebilecek bir göreve göndermesini ister. Çok iyi savunulan ve uzunca bir süredir alınamayan bu tepenin alınması görevini duyan Mireau böyle bir görevin neredeyse kesin olarak başarısız olacağını söyler ancak Broulard eğer bu görevi başarırsa terfi alacağını söyleyince fikirleri değişir, hücumun başarıya ulaşacağını söylemeye başlar.
Mireau siperlere gider ve burada askerlerle konuşur. Birçok askere Daha fazla Alman öldürmeye hazır mısınız? gibi sorular sorar. Konuştuğu askerler arasında ruhsal bozukluk sergileyen bir askerî birlikten atar ve korkaklıkla suçlar. Mireau daha sonra 701. Alay komutanı Albay Dax (Kirk Douglas) ile saldırıyı planlar. Dax’ın yoğun eleştirilerine rağmen Mireau saldırıda ısrar eder.
Saldırıdan önceki gün gerçekleştirilen keşif görevi sırasında siperlerdeki bir sarhoş teğmen düşman hatlarında bir hareketlilik var gerekçesiyle el bombası atarak keşfe çıkmış askerlerden bir tanesi öldürür. Bu durumu Onbaşı Paris (Ralph Meeker) fark eder, teğmeni kendi askerini öldürmekle suçlar.
Alman müstahkem mevkilerine saldırı başlar ancak tamamen başarısız olur. Saldırıya katılan hiçbir asker Alman siperlerine ulaşamaz ve askerlerin birçoğu yoğun karşı saldırı altında hücuma kalkmayı reddeder. Sinirinden çılgına dönen general siperden çıkmayan askerleri korkaklıkla suçlar ve kendi topçusuna kendi siperlerini vurmasını emreder. Topçu komutanı ise böyle bir şeyi yazılı emir olmaksızın yapamayacağını bildirir.
Saldırının başarısızlığı üzerine General Mireau suçu askerlerinin üzerine atmak ister. Bu yüzden ibret olması için 100 askerin idam edilmesini ister. General Broulard ise Mireau’ya her bölükten seçilecek birer kişinin kurşuna dizilmesinin yeterli olacağını söyler. Seçilen askerler ve seçilme şekilleri ilginçtir. Onbaşı Paris komutanının kendi askerini öldürmesine şahit olduğu sarhoş teğmenin kişisel intikamı yüzünden seçilir, er Ferol (Timothy Carey) ise sosyal olarak sorunlu olduğu için seçilir, Er Arnaud (Joe Turkel) ise çok başarılı ve cesur bir asker olmasına rağmen rastgele seçilir.
Albay Dax askerlerini divanı harpte savunur. Yargıçın taraflı olması sebebiyle davayı kaybeder. Dax’ın savunma için delil sunmasına izin verilmez, savcı hiçbir şahit çağırmaz, sanıklara iddianame sunulmaz ve davanın hiçbir tutanak veya kaydı tutulmaz. Dax kapanış konuşmasında askerlerin suçlu bulunmasını cinayet olarak niteleyecek ve yargıçların aldıkları bu idam kararının ölünceye kadar onları rahatsız edeceğini söyleyecektir.
Albay Dax, kendi birliklerini topa tutmak için emir veren Mireau’nun ihanetini deliller ve şahitlerle ispatlasa da kendisine karşı bir işlem yürütülmez. Askerlere son akşam yemeklerinden sonra bir rahip gönderilir. Ferol günah çıkartır, Paris dindar olmadığını söyleyerek reddeder, sarhoş olan Arnaud ise rahibe saldırır.
İnfazın gerçekleştirileceği gün bütün birlikler oraya toplanır. Subaylar ve basın muhabirlerinin huzurunda askerler idam mangası tarafından kurşuna dizilir.
İnfazın ardından General Broulard Albay Dax’ı Mireau ile birlikte kahvaltıya çağırır. Mireau’nun davranışının inceleneceğini söyleyince Mireau hızla orayı terkeder, kendisinin günah keçisi olduğunu algılar. Daha sonra Broulard Dax’a Mireau’nun görevini teklif eder. Dax terfi önerisini kabaca reddeder. Broulard alay ederek Dax’ı idealist olmakla suçlar ve yanlış bir şey yapmadığını söyler. Dax ise ona acıdığını söyler.
Son sahnede ise infazdan sonra tüm askerler bir bardadır, esir edilmiş bir Alman kız zorla şarkı söylemekte ve Fransız askeri eğlendirmektedir. Kız sahneye çıkınca askerler hayvanca sataşarak kızı rahatsız ederler. Ancak kız yerel bir halk türküsünü çok içten söyleyince askerler bundan etkilenerek şarkıya eşlik ederler ve kendilerine gelirler. Son sahnede ise barın kapısının önünde askerlerini derhal cepheye gönderme emri alan Dax, birkaç dakika daha dinlenmeleri için askerlerine süre tanır.
Oyuncular
- Albay Dax rolünde Kirk Douglas
- Philippe Paris rolünde Ralph Meeker
- General Broulard rolünde Adolphe Menjou
- General Paul Mireau rolünde George Macready
- Teğmen Roget rolünde Wayne Morris
- Er Arnaud rolünde Joe Turkel
- Almanca şarkı söyleyen kız rolünde Christiane Kubrick
- Er Lejeune rolünde Kem Dibbs
- Er Ferol rolünde Timothy Carey
Sansür girişimleri
Film ilk olarak Ocak 1958’de gösterime girdi. Gösterildiği Almanya, Münih ve ABD, Los Angeles’da gişe hasılatı olarak başarılı oldu. Film Kubrick’e çok büyük şöhret kazandırdı.
Filmin Avrupa’da gösterimi tartışmalı olmuştur. Orduda görevde bulunan ve emekli askerler Fransız askerlerinin filmde gösteriliş şeklini protesto etmişlerdir. Film Fransa’da yasaklanmamış ancak filmin Avrupa’da dağıtımını üstlenen United Artists firmasına filmi dağıtmaması için yoğun baskı yapılmıştır. Bunun sonucunda film Fransa’da ilk kez 1975 yılında gösterilebilmiştir. Film yayınlandıktan sonra iki yıl boyunca Almanya’da yasaklanmıştır. Film İspanya’da da Francisco Franco yönetimince savaş karşıtı olduğu için yasaklanmış ve ancak 1986 yılında gösterilebilmiştir.
Türkiye'de film ilk kez 1977 yılında TRT’de gösterilmiş, filmde Albay Dax’ın saldırıyı milliyetçilik yaparak savunan General Mireau’ya söylediği Milliyetçilik alçakların son sığınağıdır sözü nedeniyle filmin gösterilmesi için öneri veren, dublajını yapan personel dahil olmak üzere filmin yayına hazırlanmasında görev alan personel hakkında savcılık soruşturması açılmış ancak filmin gösterimi engellenememiştir.
Uygulanan bu sansürlerin etkisiyle film eleştirmenler tarafından yönetmenin en önemli eserlerinden birisi olarak değerlendirilse de önemli hiçbir ödül almamıştır.
Kirk Douglas Etkisi
Özellikle McCarthyci komünist cadı avının yaşandığı dönemde cesur davranışlarıyla öne çıkan aktör filmin Kubrick tarafından “Hollywood tarzı mutlu son” ile bitirilip seyirciyi sarsıcı etkisinin sıfırlanmasına müsaade etmemiştir. Kubrick’in önerisine göre idam mangası karşısındaki üç asker komutanların son anda karar değiştirmesiyle kurtulacaktır. Douglas buna itiraz ederek filmin orijinal gerçekçi ve ünlü sahnesine müdahale ettirmez.
Filmin korunması ve tamiri
Film 1992 yılında ABD Ulusal Film Arşivinde saklanmak için seçilen listeye dahil edilmiştir. Film 2000'li yıllarda tekrar ele alınmış, zarar gören kısımlar özenle tamir edilmiş ve Los Angeles'taki stüdyolarda son haline getirilmiştir.
Kaynakça
- ^ Filme dair genel bilgiler 20 Aralık 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce) 6 Şubat 2020 tarihinde erişilmiştir
Ayrıca bakınız
- Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (roman)
- Eddie Slovik
- Demir Haç (film)
- War Hunt (film) (1962)
- Etaples İsyanı