İçeriğe atla

Zühtü Bayar

Zühtü Bayar
insan
cinsiyetierkek Değiştir
vatandaşlığıTürkiye Değiştir
doğum tarihi18 Kasım 1943 Değiştir
doğum yeriNiğde Değiştir
ölüm tarihi26 Mart 2011 Değiştir
ölüm yeriİstanbul Değiştir
ana diliTürkçe Değiştir
konuştuğu, yazdığı dillerTürkçe Değiştir
mesleğiyazar Değiştir

Zühtü Bayar, (18 Kasım 1943, Niğde, Türkiye - 26 Mart 2011, İstanbul, Türkiye[1]), Şâir ve Yazar.

Mehmet Selim, Dr. Hikmet Ferdâ, Güliz Arda, Ayşe Atlanç, Zâhit Beğen, Mehmet Atılgan ve Mustafa SantaFE imzalarını da kullandı. Muzaffer Hanım ile astsubay ve tüccar Mehmet Feyzi Bayar’ın oğlu, Şair Atılgan Bayar’ın babasıdır. İlk ve ortaokulu İstanbul’da tamamladı. Lise öğrenimini siyasal nedenlerle yarım bıraktı (1966). Akvaryumculuk (1961), avcılık (1957-62) gazetecilik (1968-80) ve sahaflık (1980-82) yaptı. Gençlik ve Oyun dergilerinde çalıştı. Oturum (1964-66) ve Gelecek (1971) dergilerini yönetti. Yansıma dergisinin kurucuları arasında yer aldı (1971). Türk Solu (1968), Yeni Ortam (1972-74) ve Vatan (1974-76) gazetelerinin sanat sayfalarını hazırladı.. TRT’de “Sanat ve Bilimkurgu” (1993), Yurt FM’de “Bilimkurgu Gezegeninden” ve “Yazarlar ve Kitaplar” (1994-95) programlarını hazırladı. 1973’te sıkıyönetim mahkemesince sorgulandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası, TYS ve N. Hikmet vakfı danışma kurulu üyesi. Boşanmış, bir çocuk babası.

İlk yazısı “Okuldışı İzcilik” 1961’de Gençlik dergisinde çıktı. Politika ve sanat konusundaki yazılarını; Varlık, Yelken, Yeni Gerçek, Soyut, Papirüs, Ant, May, Türk Solu, İnsancıl, Matbûat ve Nostromo dergilerinde yayınladı. Şükran Kurdakul, “İlk örneklerini Asım Bezirci’nin verdiği ‘nesnel eleştiri’ anlayışından hareket ederek, Marksçı kuramın edebiyat eleştirisinin edebiyatımıza uygun yorumunu yapma çabasını gösterdiğini” belirtir. Edebiyat kuramı ve eleştirisiyle uğraştığı yıllara: Burhan Günel, Tekin Sönmez ve Burçak Evren gibi birçok ünlü imzayı keşfedip, yetişmelerine katkıda bulundu. Bayar, daha sonraki yıllarda derin tarih ve arkeoloji çalışmalarına dalarak; tarihî maddeci dünya görüşünden hareketle kendine özgü bir tarih felsefesi geliştirdi. Özellikle Osmanlı ve İslam sikkeleri konusunda yaptığı araştırma ve buluşları, batı kültüründe de ilgiyle karşılandı. İlhan Berk onun için: "Osmanlı'nın sanat ve duygu dünyasını en iyi yorumlayan tarihçilerden biri" yargısında bulunmuştur. Son yıllarda bilimkurgu türündeki öykü ve romanlarıyla dikkatleri üzerine çekti. "Bilimkurgu ve Gerçeklik" (2001) adlı kapsamlı incelemesinde; bilimkurgu sanatının yalnız bir sanat türü değil, aynı zamanda doğa ve toplum karşısında pozitif bir tavır; giderek bir dünya görüşü olduğunu ileri sürdü. Bilim ve Ütopya" dergisi yazı kurulu üyeliği görevinde bulundu. Ayrıca Nâzım Hikmet Vakfı Danışma Kurulu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve TYS üyesiydi. (Kapsamlı özgeçmişi ve edebî ürünleri; bu ürünler hakkındaki yargı ve eleştiriler: <www.zuhtubayar.com>'da yayınlandı.)

Ödülleri

“Toplumcu Atatürkçülük” yazısıyla 1973 Barış Gazetesi Çağdaş Atatürkçülük ödülü (birincilik); “Güneşe Köprü” ile 1988 İstanbul Belediyesi Gülhane Sanat Festivali Öykü Ödülü (mansiyon)

Yapıtları

İnceleme

  • Eğitim Sorunlarımız,İst. Ersa Matb.,1964
  • Nâzım Hikmet Üzerine, İst. Habora,1967;Tel,1973,Okar1978, Armoni,1992
  • Nâzım Hikmet’in Oyun Yazarlığı,İst.,Gerçek Sanat 1995
  • Bilimkurgu ve Gerçeklik, İst, Broy,2001

Şiir

  • Zaman Aynası, İst., Derinlik,1980.

Roman

  • Filler Mezarlığı, İst., Stüdyo-İmge,1991

Salah Birsel'in "Filler Mezarlığı" üstüne yazdıkları;

"Filler Mezarlığı, Zühtü Bayar'ın romanı Zühtü Bayar, 20 yaşlarında (1963) edebiyat alanına adımını atmıştır. Güçlü bir eleştirmendir. Nâzım Hikmet için yazdığı kitap, (Nâzım Hikmet Üzerine) dört basım görmüştür. Zaman Aynası 1980 yılındadır. Romanı ise 1991 Ekim'inde gün ışığına çıkar. Zühtü Bayar'a bakılırsa, "Filler Mezarlığı", Sultanahmet Meydanı'ndan yani o "yaşam nehri"nden başkası değildir.

Hindistan'a giderken İstanbul'da istasyon çeviren hippiler, eroin düşkünleri, güvenilir arkadaşlar, kıyak insanlar ve Türk kızları gibi kendilerini kasmıyan ay-yenisi ve filinte güzeller, Avrupalı kızlar, her yahdan fışkırıyordur. Zühtü Bayar, dünyayı parmağına takmış ve oynatmış bir kadının yaşam öyküsünü yansıtmak için yolaçıkmıştır. Ne var ki, yazdıklarını okuyup bitirince, bir başkasını öne sürerek, kendini anlatmış olduğunu görmüştür. Zühtü Bayar, sözcükleri seven bir yazar. Diyecekerini gelişigüzel değil, uzun boylu tartarak düzer. Romanının bir yerinde, alçakgönüllülüğünü ortaya koyan şu tümceye de rastlanır. "Yazdıklarım kıldan tüyden şeylerdi ama yine de hatasız bir dille yazılması ve azıcık da üslûb dümenleri çevrilerek yazılması gerekiyordu." Zühtü Bayar'ın bir yaşam filozofu olduğu da düşünülebilir.

Ona göre çirkin kadınlar, kaknemler iki türe ayılır. Ya saldırgan ve huysuzdurlar ya da tam tersi, kıyakçı olurlar. Güzeller ise kendi güzelliklerinin, afur- tafurlarının fırtınalı denizinde boğulan zavallılardır. Ya da güzelliklerini, bencil erkekler uğrunda harcayan acınası âşıklardır. Ne var, kimi güzeller de yüreklerinden yükselerek yüzlerine vuran güzeliklerini, sevdiklerine bütünüyle aktarmaktan geri kalmazlar.[2]

KİMLİKSİZ BİR ELEŞTİRMENİN "FİLLER MEZARLIĞI" HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİ

"Yazarın kendi yaşam öyküsünden yola çıkarak biçimlendirdiği romanıdır. Özellikle 60'ların sonları ve 70'lerin başında, Sultanahmet üzerinden geçerek doğuya yolculuğa devam eden hippiler ve onların yaşam tarzının bir Türk yazarının üzerinde bıraktığı izler olarak okunabilir. Bu dönemde öncü bir hippi komün oluşturan Mehmet Martı (-ki aslen yazarın kendisidir,) bu komün içindeki ilişkileri korumaya çalışırken asıl kendisinin yaralı ve yaralanmakta olduğunu biraz geç de olsa fark eder. Sonuçta tüm filler aynı mezarlığa gitmektedir. Sultanahmet, Pudding Shop, hippiler ve ağır bir doğu kültüründen kaçma çabası, kitabın satır aralarından akmakta. İstanbul'dan hippi manzaraları çok doğru ve keyifli bir dil ile aktarılmış. Bir yarı aydının kendi kültürüne yabancılaşırken bir diğer kültüre sıkışmaya çalışıp arada kalışının hazin hikâyesidir."

  • Sahte Uygarlık,İst.,İnkılap,1999

Öykü

  • Geyşa Android Şirketi, İst.,İnkılap,1999

Derleme

  • Yazdık Nâzım Nâzım Diye, (Günel Altıntaş’la) İst., Soyut 1974
  • Yazıları, İst.Koza 1976

Çeviri

  • Düşünceler ve Pırıltılar (Dharma),1994
  • Kıyametten Sonra (öykü antolojisi)1991-9

Kaynakça

  • BF (1 Ekim 1999); Necatigil, İsimler.75; Kurdakul, Sözlük,120: Karaalioğlu,98.(“Tanzimattan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi”,Cilt-1,YKY,2001)
  1. ^ http://www.haber7.com/haber/20110327/Atilgan-Bayarin-babasi-topraga-verildi.php 30 Nisan 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Atılgan Bayar'ın babası toprağa verildi
  2. ^ ("Varlık",S.1033,Ekim 1993)

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Orhan Kemal</span> Türk romancı ve oyun yazarı

Mehmet Raşit Öğütçü, yazar olarak Orhan Kemal, aydınlık gerçekçi Türk roman ve oyun yazarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Oktay Akbal</span> Türk gazeteci yazar

Mehmet Oktay Akbal, Türk gazeteci ve yazar.

Ahmet Oktay asıl adı ile Ahmet Aktay Börtecene Türk şair, yazar, gazeteci.

Aşkın Güngör Türk yazar.

<span class="mw-page-title-main">Memet Fuat</span> Türk yazar ve eleştirmen

Memet Fuat , Türk eleştirmen, yazar, yayıncı ve eğitimci.

<i>Atılgan Bilimkurgu</i>

1996 yılında Hakan Alpin'in sahipliği ve Bülent Akkoç'un editörlüğünde çıkmaya başlayan Atılgan Bilimkurgu dergisi, 2000 yılına kadar toplam 14 sayı yayınlamıştır. İlk 10 sayısı düzenli olarak iki ayda bir yayınlanan dergi, 11. sayısından itibaren giderek artan zaman aralıkları ile yayınlanmış ve 15. sayısının içeriği hazır olmasına rağmen ekonomik güçlüklerden dolayı çıkarılamamıştır.

<i>Öykü</i> (dergi)

Öykü, iki aylık sanat ve edebiyat dergisi.

<span class="mw-page-title-main">Nâzım Hikmet</span> Türk şair ve yazar (1902–1963)

Nâzım Hikmet, Türk şair ve yazardır. Şiirleri elliden fazla dile çevrilmiş ve eserleri birçok ödül almıştır. Türkiye'de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin en önemli isimlerindendir. Uluslararası bir üne ulaşmıştır ve dünyada 20. yüzyılın en gözde şairleri arasında gösterilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Yusuf Atılgan</span> Türk yazar

Yusuf Atılgan, Türk yazar ve öğretmen. Türk edebiyatının ve Türk romanının modernist bir düzleme geçtiği 1950-1980 yılları arasında yazdı. Bu dönemin ilk modernist Türk yazarlarından birisiydi.

Varlık, 15 Temmuz 1933'te Yaşar Nabi Nayır tarafından yayımlanmaya başlanan aylık sanat ve edebiyat dergisidir.

<span class="mw-page-title-main">Asım Bezirci</span> Türk yazar ve eleştirmen

Asım Bezirci, Türk yazar, eleştirmen, şair ve çevirmen.

Veysel Çolak, Türk şair, romancı, deneme yazarı, edebiyat eleştirmeni, düşünür.

Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde eğitim amacıyla Avrupa'ya, özellikle Fransa'ya giden gençler oradaki edebiyatta gördükleri yenilikleri ülkeye dönüşlerinde Türk edebiyatında uygulamaya başlamışlardır. Bu şekilde belli dönemler halinde günümüze kadar süren yeni bir edebiyat başlamıştır. Bu dönemlerden biri de Cumhuriyet dönemi edebiyatıdır.

<span class="mw-page-title-main">Orhan Duru</span> Türk yazar ve gazeteci (1933-2009)

Mehmet Orhan Duru, Türk öykücü, yazar, gazeteci ve veteriner.

Tekin Sönmez, Türk roman, öykü, deneme yazarı, gazeteci, şair, fotoğraf sanatçısı, sinevizyon editörüdür.

Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi, Boğaziçi Üniversitesi'nin çeşitli bölümlerinden öğretim üyelerinin 2014 yılında kurdukları disiplinler arası bir uygulama araştırma (UYGAR) merkezidir.

Serbest nazım ve toplumcu şiir, 1920 – 1960 yılları arasında etkili olan şiir hareketi. Başlıca temsilcileri: Nâzım Hikmet, Rıfat Ilgaz, Aziz Nesin, Ceyhun Atuf Kansu, Ahmed Arif, Ercüment Behzat Lav, Arif Damar, Şevket Süreyya Aydemir, Vedat Nedim Tör, Enver Gökçe, Şükran Kurdakul ve Mehmet Başaran'dır.

<i>Resimli Ay</i> Sabiha Sertel ve Zekeriya Sertel tarafından çıkarılan aylık edebiyat ve magazin dergisi

Resimli Ay, Sabiha Sertel ve Zekeriya Sertel tarafından çıkarılan aylık edebiyat ve magazin dergisi. 1924 ile 1931 yılları arasında yayımlanmıştır. İlk yıllarında Cumhuriyeti destekleyen bir yapısının olmasıyla beraber eğitici ve çağdaş bir görünüme sahiptir. Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın yazdığı bir makaleden sonra kapatılmıştır. Daha sonra tekrar açılan dergi, Nâzım Hikmet'in de katkılarıyla bazı değişimlere uğramıştır. 1930 yılında ise tekrar kapatılmış, ilerleyen dönemlerde tekrar açma girişimleri olsa da başarılı olunamamıştır. Dergide görev almış başlıca yazarlar: Peyami Safa, Nâzım Hikmet, Sadri Ertem, Suat Derviş, Sabahattin Ali, Emin Türk ve Vâlâ Nureddin gibi isimlerdir.

İngilizce "science fiction" olan türün adını Türkçeye "bilimkurgu" olarak kazandıran kişi yazar Orhan Duru'dur. 1 Ocak 1973 tarihli Türk Dili ve Edebiyatı dergisinde science fiction kelimesinin Türkçe karşılığı olarak "bilim-kurgu" ismini önerir. O tarihe kadar Yalçın İzbul’un ortaya attığı “kurgubilim” sözcüğü kullanılıyordu ancak Orhan Duru bu terimin “edebi bir türü yansıtmaktan çok bilim türünün adı” gibi olduğunu savunmuştu. TDK'nın Orhan Duru’nun önerisini sahiplenmesi ile bugün kullandığımız bilimkurgu kelimesi Türkçeye kazandırılmış oldu.

Nâzım Hikmet tiyatrosu, Nâzım Hikmet'in tiyatro alanında verdiği eserler ile Türkiye ve Rusya'daki tiyatro çalışmalarını kapsar.