Retina (latince:rete) ya da ağkatman çoğu omurgalı ve bazı yumuşakçaların gözünün en içindeki görmeyi sağlayan ışığa ve renge duyarlı hücrelerin bulunduğu göz doku tabakasıdır. Gözün optiği, retinadaki görsel dünyanın odaklanmış iki boyutlu bir görüntü oluşturur ve bu görüntüyü beyne elektriksel sinir uyarılarına çevirerek görsel algı oluşturur. Retina, bir kameradaki film veya görüntü sensörü 'ne benzer bir iş yapar.

Ektoderm. Gastrulasyon sırasında, hücreler aktif ve pasif olarak yer değiştirirler. Bu yer değiştirmeler sonucunda hücreler Gastrula boşluğuna göre dışta, ortada ve içte olmak üzere sıralanırlar. Süngerler, Taraklılar ve Knidliler takımlarında orta tabaka bulunmaz ve diğer iki tabaka hayvanın tüm dokularını oluşturur. Buna diploblastik gelişim denir. Derisidikenliler ve Kordalılar gibi diğer yüksek hayvanlarda ise ektoderm ve endoderm arasında mezoderm denen üçüncü bir tabaka oluşur ki bu olaya triploblastik gelişim denir. Bu hücre tabakaları görünüm ve genetik aktivite yönünden birbirlerinden farklıdırlar. Bu hücre sıralarının en dıştakine ektoderm denir.

Endoderm, gastrulasyon sırasında, hücrelerin aktif ve pasif olarak yer değiştirmesi sonucu oluşur. Bu yer değiştirmeler sonucunda hücreler Gastrula boşluğuna göre dışta, ortada ve içte olmak üzere sıralanırlar. Porifera, Ctenophora ve Cnidaria takımlarında orta tabaka bulunmaz ve diğer iki tabaka hayvanın tüm dokularını oluşturur. Buna diploblastik gelişim denir. Echinodermata ve Chordata gibi diğer yüksek hayvanlarda ise ektoderm ve endoderm arasında mezoderm denen üçüncü bir tabaka oluşur ki bu olaya triploblastik gelişim denir. Bu hücre tabakaları görünüm ve genetik aktivite yönünden birbirlerinden farklıdırlar. Bu tabakaların en içtekine endoderm denir. Endoderm yetişkin canlıda sindirim sistemini, sindirim sisteminin iç yüzeylerini, pankreas, karaciğer ve diğer bezlerle solunum sistemini oluşturur.

Kas, yumuşak bir doku olup, dört temel hayvan doku türünden biridir. Kas dokusu iskelet kaslarına kasılma yeteneği verir. Kas, embriyonik gelişim sırasında, miyogenez denilen süreçte oluşur. Kas dokusu, hareket sağlamak için etkileşen aktin ve miyozin adlı özel kasılma proteinleri içerir. Mevcut diğer birçok kas proteini arasında iki düzenleyici protein, troponin ve tropomiyosin bulunur.

Göz, göz çukurunda bulunan, iri bir bilye büyüklüğünde, görmeyi sağlayan küremsi bir organdır.

Taraklılar (Ctenophora), çoğu serbest olarak denizlerde yüzen, bazıları sesil (sabit) yaşayan, vücudu ışıldayan ve jelatinimsi yapıda olan canlılar şubesidir.

Epidermis, deriyi oluşturan üç tabakadan en dıştakidir. Daha içteki tabakalar dermis ve hipodermistir. Epidermis tabakası çevresel patojenlerden kaynaklanabilecek enfeksiyonalara karşı bir bariyer sağlar. Ayrıca transepidermal sıvı kaybı yoluyla vücuttan atmosfere verilen su miktarını düzenler. Epidermis, bir baz tabakanın üzerine dizi hücre tabakalarından oluşur.

Çevresel sinir sistemi (ÇSS), beyin ve omurilik haricindeki sinirler ve gangliyondan oluşur. ÇSS'nin ana işlevi, merkezi sinir sistemi (MSS) ile organ ve uzuvlar arasındaki iletişimi (bağlantıyı) sağlamaktır. Omurga ve kafatası gibi kemiklerle veya kan-beyin bariyeri ile korunan MSS'nin aksine ÇSS'nin koruması yoktur. Bu yüzden toksinler ve mekaniksel hasarlara maruz kalabilir. Çevresel sinir sistemi, somatik sinir sistemi ve otonom sinir sistemine ayrılır. Bazı yazılı medyada bunlara duyu sistemi de dahil edilir. Şekilde mavi ile gösterilenler ÇSS'e ait ana sinirlerdir. Ayrıca ÇSS, sinir sisteminin büyük bir bölümünü oluşturur.

Neokorteks, diğer adlarıyla neopalyum ya da izokorteks, memeli beyninin bir parçasıdır. Beyin hemisferlerinin en dış tabakasını oluşturur ve I. en dışta, VI. en içte olmak üzere 6 tabakadan meydana gelir. Beyin korteksinin bir parçasıdır. Biliş, duyu algısı ve gelişmiş motor kontrolü de dahil olmak üzere üst düzey beyin etkinliklerinin düzenlenmesinden sorumludur.

Kraniyal sinirler, kafa çiftleri veya kafatası sinirleri, merkezî sinir sisteminden çıkarak çevreye dağılan, çevresel sinir sisteminin beyinden çıkan (encephalic) bölümüdür.

Fasiyal sinir on iki çift olan kraniyal sinirlerin yedincisidir. Sinir, beyinsapından, pons ile omurilik soğanı arasından çıkar. N. facialis, somatomotor, duyusal ve parasempatik lifler içerir. Dolayısıyla ponsta yerleşen 3 farklı çekirdeğe (nucleus) sahiptir. Yüz ifadelerini kontrol eden kaslara hükmeder. Dilin ön üçte ikisinden ve ağız boşluğundan gelen tat duyusunu iletir. Kafa ve boyunda çeşitli gangliyonlara parasempatik lif bağlantısı sağlar.

Orta yutak konstriktör kası boyunda bulunan yelpaze şeklinde bir kastır. Üç faringeal konstriktörden birisidir. Üst ve alt yutak konstriktör kasına benzer şekilde, orta yutak konstriktör kası, vagus sinirinin faringeal pleksusundan geçen bir dal tarafından innerve edilir. Orta yutak konstriktör kası, alt yutak konstriktör kasından daha küçüktür.

Stylohyoid kas ince bir kastır, digastrik kasın arka karnının ön (anterior) ve üstünde (superior) yer alır. Yine bu kas ile fasiyal sinir innervasyonunu paylaşır. Dil kemiğini geriye çekerek dili yükseltme fonksiyonu vardır. Başlangıcı temporal kemikteki styloid çıkıntıdır. Hyoidin gövdesine tutunur..

İnfrahyoid kaslar veya strap kaslar, boynun anteriorunda (ön) bulunan dört çift kasın bulunduğu gruba verilen addır. Dört infrahyoid kas şunlardır: Sternohyoid kas, sternothyroid kas, thyrohyoid kas ve omohyoid kaslar.

Geniohyoid kas, mylohyoid kasın medial sınırının superiorunda bulunan dar bir kastır. Adını, çeneden hyoid kemiğine gitmesinden almıştır.

Milohiyoid kas, mandibuladan hiyoid kemiğe uzanan, ağız boşluğunun tabanını oluşturan eşli bir kastır. İsmini, azı dişlerine (molar) yakın olan iki tutunma yerinden alır. Bu kasların embriyolojik orijini mezodermaldir. Milohiyoid kas birinci faringeal arktan gelişir.

Okülomotor sinir, on iki kraniyal sinirden üçüncüsüdür. Altı ekstrensek göz kasından dördünü innerve eden bu sinir orbita'ya üst orbital yarıktan girer. Bu sinir ayrıca akomodasyon refleksinin gerçekleştirilmesini sağlayan intrensek göz kaslarına giden sinir liflerini de barındırır.

Abdusens siniri, gözün dış (lateral) rectus kasını innerve eden, beyinsapından çıkan ve altıncı kraniyel siniri oluşturan sinirdir. Somatik motor bir sinirdir.

Glossofaringeal sinir 9. kranial sinirdir. Afferent duyu ve efferent motor nöronlar içeren karma bir sinirdir. üst medulla oblangatadan, vagus sinirinin hemen önünden çıkar. Glossofaringeal sinirin motor dalları embriyonik dönemdeki medulla oblangatanın tabanından, duyu dalları ise kranial nöral katlantıdan köken alır.

Faringeal (farengeal) arklar ya da Brankiyal arklar, baş-boyun gelişmesindeki başlangıç noktalarıdır. Baş-boyun oluşmasında birincil etkinliği olan faringeal arklar, intrauterin yaşamın 4. haftasında, nöral krest hücrelerinin bölgeye göçüyle birlikte birlikte belirmeye başlar. Kafa tabanı ve boyun bölgesi 7.haftada şekillenir. Embriyonun kafa bölgesindeki mezenkimal doku, birbirlerinden yarıklarla ayrılmış olan arklar (tümsekler) oluşur. Mezodermden oluşan arkların iç yüzlerinde endoderm, dış yüzlerindeyse ektorderm bulunur. Nöral krest hücrelerinin proliferasyonu ve mezodermal hücrelerin yoğunlaşmasıyla, her arkın ortasında kıkırdak dokusu oluşur. Tümsek niteliğindeki oluşumlara faringeal ark, bunları birbirinden ayıran dış yüzdeki çöküntülere ise faringeal yarık adı verilir. İç yüze bakıldığında, faringeal arkları birbirlerinden ayıran oluşumların farinksin yan duvarlarında beliren keseler olduğu görülür. İlk evrede 6 ark vardır. Beşinci ark ortaya çıkısından kısa bir süre sonra involüsyon geçirerek silinir. Her arkta, o arka özgü biri motor, öteki sensitif iki sinir dalı, arter-ven ikilisi, kıkırdak dokusu ve kas bileşenleri vardır. Bu bileşenlere, yüz dokuları, dil, dudaklar, çeneler, damak, farinks, salgı bezleri ve bu bölgeleri innerve eden sinirler de katılır. Çene-yüz (maksillofasiyal) malformasyonların büyük bir bölümü 1. ve 2. faringeal arklardaki sapmalardan kaynaklanır.