
Türkçe ya da Türk dili, Güneydoğu Avrupa ve Batı Asya'da konuşulan, Türk dilleri dil ailesine ait sondan eklemeli bir dildir. Türk dilleri ailesinin Oğuz dilleri grubundan bir Batı Oğuz dili olan Osmanlı Türkçesinin devamını oluşturur. Dil, başta Türkiye olmak üzere Balkanlar, Ege Adaları, Kıbrıs ve Orta Doğu'yu kapsayan eski Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında konuşulur. Ethnologue'a göre Türkçe, yaklaşık 90 milyon konuşanı ile dünyada en çok konuşulan 18. dildir. Türkçe, Türkiye, Kuzey Kıbrıs ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal resmî dil statüsüne sahiptir.

Azerice, Azerbaycanca veya Azerbaycan Türkçesi, Türk dilleri dil ailesinin Oğuz grubu içerisinde yer alan ve bir Türk halkı olan Azerilerin ana dilini oluşturan dil. En çok konuşucusu İran Azerbaycanı'nda bulunan dil, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin resmî dilidir. Rusya'ya bağlı özerk bir cumhuriyet olan Dağıstan'ın ise resmî dilleri arasında yer alır.

Yunanca (Yunanca: Ελληνικά Elliniká veya Eλληνική γλώσσα Ellinikí Glóssa
Alfabe veya abece, her biri dildeki bir sese karşılık gelen harfler dizisidir. "Abece" kelimesi, Türkçedeki ilk üç harfin okunuşundan oluşur. Benzer biçimde Fransızca kökenli “Alphabet” kelimesinden Türkçeye geçen "alfabe" sözcüğü, eski Yunancadaki ilk iki harf olan "alfa" ile "beta"nın okunuşundan gelir.

Pontus Rumcası, 1923 Türkiye-Yunanistan nüfus mübâdelesine değin Kandıra ile Batum arasında yaşayan Rumlar tarafından konuşulmuş, günümüzde Anadolu'da sadece Trabzon'a ve Rize'nin İkizdere ilçesine bağlı bazı köylerin yanı sıra, Yunanistan'a gönderilen Ortodoks Hristiyan mübâdillerin yaşadığı kentlerde konuşulmaya devam edilen Rumcanın bir lehçesidir. Pontus Rumcası, Pontiaka ve Karadeniz Rumcası adlarıyla da bilinmektedir. Osmanlı dönemi ve sonrasında Karadenizli Rumların göç ettiği Gürcistan, Kırım ve Stalin döneminde sürüldükleri Rusya ile Kazakistan'da Hristiyan Pontuslular tarafından hâlen konuşulmaktadır.
Yunan alfabesi, tarihî dönemden çağdaş döneme kadar çeşitli değişikliklerle aslen Yunancanın yazımında kullanılan alfabedir. Aslen Fenike alfabesinden türetilmiş ve ilk olarak MÖ 9. yüzyıl sonlarında ya da MÖ 8. yüzyıl başlarında kullanılmaya başlanmıştır. Latin ve Kiril alfabelerinin atasıdır. Günümüzde Yunanca yazmak dışında matematikte, temel bilim ve mühendislik bilimlerinde bilimsel gösterimler olarak kullanılır. Alfabe, yedisi ünlü, on dördü ünsüz, üçü ise birleşik yirmi dört harften oluşur:
Eski Türkçe, Türk yazı dilinin ilk dönemidir. Dönem Orhun Türkçesi ve Eski Uygur Türkçesi olmak üzere iki altdönemde incelenir. Orhun Türkçesinin kesin tarihlere dayandırılabilir ilk belgesi olan ve VIII. yüzyılın ortalarına tarihlenen Orhun Yazıtlarından Uygur Türkçesinin tarihe karıştığı XIII. yüzyıla değin sürer. Doğu Asya'dan Doğu Avrupa'ya dek önemli bir coğrafyada konuşulduğu anlaşılmaktadır. İlk dönemlerinde yabancı etkilerden epey uzak ve dönemin diğer dillerine göre oldukça yalın olduğu, Uygur çağında git gide zenginleştiği ve yabancı dillerden etkilendiği anlaşılmaktadır. Dil XIII. yüzyılda ölse de türlü Türk toplulukları tarafından yazı dili olarak kullanıldığı XVII. yüzyıla tarihlenen Altun Yaruk nüshasından anlaşılmaktadır.
Kısaltma, herhangi bir sözcük veya sözcük grubunu oluşturan harflerin bir kısmı kullanılarak oluşturulmuş kısa sözcük. Kısaltmalar tek bir harften oluşabildiği gibi, harf ve noktalama işaretlerinden veya noktalama işareti olmaksızın yan yana dizilmiş harflerden de meydana gelebilir.

Japonca, Japonlar tarafından konuşulan Japon dil ailesine bağlı bir dildir. Başta Japonya ve Japon diasporasındakiler olmak üzere yaklaşık 128 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. Japonya'da de facto millî dil olarak kabul edilip Palau'da tanınmış azınlık dilidir.

Yazı, belirli işaretler kullanılarak kişiler arasında görsel tabanlı iletişim kurulmasını sağlayan bir araçtır. Yazı sistemi, dilbilgisi ve anlambilimde olduğu gibi konuşma ile aynı yapılara dayanan, ancak her kültüre özgü yazım sistemine bağlı ek kısıtlamalara ve kurallara sahip bir teknoloji biçimidir. Yazma faaliyetinin sonucu çıkan ürün metin, bu metnin yorumlayıcısı veya gözlemleyicisi ise okur veya okuyucu olarak adlandırılır.

Harf Devrimi veya Harf İnkılâbı, Türkiye'de 1 Kasım 1928 tarihinde 1353 sayılı "Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun"un kabul edilmesi ve yeni alfabenin yerleştirilmesi sürecine genel olarak verilen isimdir. Yasa, 3 Kasım 1928 günü Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yasanın onaylanmasıyla o güne değin kullanılan Arap harfleri esaslı Osmanlı alfabesinin geçerliliği son buldu ve Latin harflerini esas alan Türk alfabesi yürürlüğe kondu.
Transkripsiyon, çevriyazı ya da çeviri yazı konuşmadaki sesleri, onları sonradan tekrar üretebilmek için özel yazılı sembollerle kaydetmektir. Dil bilimciler fonetik transkripsiyon için Uluslararası Fonetik Alfabe'yi kullanırlar. Bunun ASCII karşılığı SAMPA'dır. Örneğin bazı Anadolu ağızlarında "değil", "Gelecek misin?", "Gelemem." sözlerinin söylenişlerine göre "da´l", "del"; "gelcemin?", "gelecaññi?" şekillerinde yazılması gibi.

Kapadokya Rumcası veya Kapadokya Yunancası Yunancanın bir temel lehçesi olup eskiden Kapadokya'da yaşayan Rumlar tarafından konuşulmaktaydı. 1920'lerdeki Yunanistan ve Türkiye arasındaki nüfus mübadelesinde Yunanistan'a göç edilmeye zorlandılar ve orada özellikle orta ve kuzey Yunanistan olmak üzere çeşitli yerlere yeniden yerleştirildiler. Kapadokyalı Rumlar hızla Standart Modern Yunancaya geçtiler ve kendi dillerinin 1960'lardan beri yok olduğu düşünülüyordu. 2005 Temmuz'unda, Mark Janse ve Dimitris Papazachariou Orta ve Kuzey Yunanistan'da hâlâ kendi dillerini akıcı olarak konuşan Kapadokyalılar keşfettiler. Bunların arasında ebeveynlerinin ve büyükanne-babalarının aksine dillerine karşı oldukça olumlu bir tavrı olan 3. kuşaktan orta yaşlılar vardı. Yunanistan'a ilk gelen grup Kapadokya Yunancasını konuşmaya daha az eğilimliydi ve çoğu zaman konuşma sırasında standart Yunancaya geçmekteydi. Kapadokyaca konuşanlarla ve dil kullanımları ile ilgili bir araştırma halen hazırlanmaktadır.
Eski Uygur alfabesi, Eski Uygur Türkçesi döneminin yazımı için kullanılmış olan alfabedir. Uygur topluluğunun ticarete, şehir hayatına ve yerleşik düzene olan temayülleri, onları Orta Asya'nın tüccar kavmi Soğutlara yakınlaştırmıştır. Kısa zaman sonra Soğut alfabesini öğrenip bu alfabeden Uygur yazısını geliştirmişlerdir. Böylece Uygur ağzı, Uygur alfabesi vasıtasıyla klasik bir yazı dili hâline gelmiş; Orta Asya’daki diğer Türk topluluklarının ortak dili de bu ağız özelliklerinin yaygınlaştığı dil olmuştur. Bazı akademik yayınlarda bu alfabe Uygur alfabesi olarak da belirtilir. Çağdaş dönem Uygur Türkçesi için Arap asıllı alfabenin varlığı sebebiyle, ayrım için bu tarihî alfabeye “eski” ibaresi eklenir.
Yunancanın romanizasyonu, genelde Yunan alfabesi ile yazılan Yunanca metinlerin, Latin alfabesi ile temsili veya bunu yapmayı sağlayan bir sistemdir. Yunancanın romanizasyonu için çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bu yöntemler, kaynak metnin Eski Yunanca mı Modern Yunanca mı olduğuna ve arzu edilen dönüştürmenin transkripsiyon mu transliterasyon mu olduğuna bağlı olarak değişiklik göstermektedir.
Frig dili, klasik antik çağda Anadolu'da konuşulan ve Frig medeniyetinin resmi dili olan bir Hint-Avrupa diliydi.

Avrupa Gerçekçi İtaatsizlik Cephesi veya MeRA25, 2018'de kurulan sol görüşlü Yunan siyasi partisidir. Kurucusu ve sekreteri eski Syriza Milletvekili ve Maliye Bakanı Yanis Varufakis'tir. MeRa25, Avrupa Baharı, İlerici Enternasyonal (DiEM25) ve 2025 Avrupa'da Demokrasi Hareketi'nin bir parçasıdır.

Bibliothiki ayrıca Sahte-Apollodoros Bibliothiki'sı olarak da bilinir. Yunan mitleri ve kahramanlık efsanelerinin bir özetidir ve genellikle MS birinci veya ikinci yüzyıla tarihlenen üç kitap halinde düzenlenmiştir.

Papirüs 54 Yunanca Kutsal Yazıların Grekçede yazılan eski bir kopyasıdır. Bu papirüs el yazması Yakup'un Mektubu'nun birçok ayet içermektedir. Papirüs fragmanları bugün Princeton'da (ABD) Princeton University Library 'de saklanır.

Maria Laina, Yunan şair, eleştirmen, yazar ve çevirmen.