İçeriğe atla

Yunanistan'da Holokost

25 Mart 1944'te Yanyalı Romanyot Yahudilerinin tehciri sırasında ağlayan genç bir kadın. Bu Yahudilerin neredeyse tümü Auschwitz-Birkenau'da katledildi.

Yunanistan'da Holokost, II. Dünya Savaşı boyunca çoğu Auschwitz toplama kampına tehcir edilmek üzere Yunanistan Yahudilerinin toplu katliâmını kapsar. 1945 yılına gelindiğinde, Yunanistan Yahudilerinin %83 ilâ %87'si öldürülmüştü. Bu, Avrupa'da Holokost kapsamında katledilmiş Yahudi toplulukların en büyük ölüm oranlarından biridir.

Savaş öncesinde Yunanistan çapında 27 farklı yörede yaşayan 72 bin ilâ 77 bin Yahudi vardı. Bunların çoğu, yani yaklaşık 50 bini, eskiden Osmanlı'ya ait lâkin 1912 yılında fethedilen ve Yunanistan'a ilhâk edilen Selanik şehrinde yaşıyordu. Yunanistan Yahudilerinin çoğu, Yahudi İspanyolcasını konuşan Sefaradlar (ataları İber Yarımadası'ndan gelmiş Yahudiler) iken, bazıları ise Yunanca konuşan Romanyotlar (Yunanistan'ın yerli kadim bir Yahudi topluluğu) idi. Nisan 1941'de Almanya, İtalya ile Bulgaristan, Yunanistan'ı istila edip işgâl altına aldı. İşgâlin ilk yılı boyunca yetkililer, Yahudileri bizatihi olarak hedef alan sistematik tedbirler uygulamadı.

Mart 1943'te 4 binden fazla Yahudi, Bulgar işgâl bölgesinden Treblinka imha kampına tehcir edildi [en]. 15 Mart'tan Ağustos'a kadar hem Selânik Yahudilerinin neredeyse tümü hem de Alman işgâl bölgesi içerisindeki komşu topluluklardan Yahudiler, Auschwitz toplama kampına tehcir edildi. Eylül 1943'teki İtalya ateşkesinin ardından Almanya, İtalyan işgâl bölgesini kendi kontrolü altına aldı. Bu zamana kadar İtalyan işgâl yetkilileri, Yahudilerin tehcir edilmesine karşı çıkmıştı. Mart 1944'te Yahudi topluluklarının toplu tehciri Atina, Yanya ve eski İtalyan işgâl bölgesindeki diğer yerlerde yaşanmış oldu. 1944 yılının ortasında Yunan adalarındaki Yahudiler de hedef alındı. Yaklaşık 10 bin Yahudi saklanarak, Yunan Direnişi'nin yanında savaşarak veya tehcirden sağ kalarak Holokost'un sonuna kadar hayatta kalabildi.

İkinci Dünya Savaşı'nın ardından hayatta kalmış Yahudiler, savaş sırasında gayrı-Yahudiler tarafından ele geçirilmiş mülklerini geri kazanmakta engellerle yüzleşmeye zorunda kaldı. Savaş sonrasındaki ilk on yıl boyunca bu Yahudilerin yarısı İsrail ve diğer ülkelere göç etti. Holokost, uzun zaman boyunca, işgâl dönemi boyunca yer almış diğer hadiselerin gölgesinde kalmış, fakat 21. yüzyılda kamuoyunun dikkatini daha fazla çekmeye başlamıştır.

Arka plan

Yunanca konuşan Romanyotlar, MÖ 6. yüzyıla kadar uzadığı düşünülen[1] bir tarihe sahip olup Avrupa'daki en eski Yahudi topluluğudur.[2] Yahudi İspanyolcasını konuşan birçok Sefarad Yahudisi ise, 15. yüzyılın sonunda İspanya [en] ile Portekiz'den kovulduktan [en] sonra günümüz Yunanistan devletine ait topraklar dâhil olmak üzere Osmanlı'nın farklı yerlerine yerleşti.[3][4] Hem nüfus sayısı hem de kültür açısından Yunanistan'da önceden bulunan Romanyot topluluğuyla kıyasla ön plana çıkmış oldular.[5] Savaş öncesinde Yunanistan'ın güneyi, batısı ve kuzeyinde [en] bulunan Yahudi topluluklarının her biri farklı bir geçmişe sahipti:[1]

  • 1820'lerdeki Yunan İsyanı sırasında Mora Yarımadası'yla Orta Yunanistan'daki Yahudiler, Yunan isyancılara karşı çıkmakla itham edildi; bu sebeple, bu Yahudilerin birçoğu katledildi, diğerleri ise Osmanlı'ya kaçtı.[6][7] Bağımsızlığa yeni kavuşmuş Yunan devleti, Doğu Ortodoks Yunanistan Kilisesi'ni, sakinlerinin birçoğu tarafından paylaşılan devlet dini olarak belirledi. Bağımsız Yunanistan'da neredeyse hiç Yahudi kalmamıştı; Halkida'da elli Romanyot ailesinden oluşan bir topluluk, geriye kalmış en büyük Yahudi topluluğuydu.[8][9] Bağımsızlık sonrasında bir monarşinin kurulmasıyla [en] az sayıda Aşkenaz Yahudisi (Orta Avrupalı Yahudi) ile Osmanlı'dan gelmiş Sefarad Yahudileri, çoğunlukla yeni kral Bavyeralı Otto'ya hizmette bulunmak maksadıyla Atina'ya gelip yerleşti. Bu insanlar, kendilerini Yahudi dinine mensup Yunanlar olarak görüp[10] oradaki sosyal ve politik hayata entegre oldu.[11][12]
  • Batı Yunanistan ve özellikle Epir, Millattan Sonra'daki ilk yüzyıllar boyunca başta Egnatia Yolu olmak üzere bölgenin farklı ticaret yollarına yerleşmiş bir Romanyot topluluğuna ev sahipliği yaptı.[13][14] 19. yüzyıl ile 20. yüzyılın başında Yanya'daki Yahudi topluluğunun dış göçüyle burada birkaç bin Yahudi geriye kaldı. 1912-1913 Balkan Savaşları'nda Yunanistan tarafından ele geçirilene dek, Batı Yunanistan, Osmanlı hakimiyeti altında kaldı.[15]
  • 1455'te Trakyalı, Makedonyalı ve Orta Yunanistanlı Yahudilerin Fatih Sultan Mehmed tarafından İstanbul'a yerleştirilmesi nedeniyle bu bölgelerdeki Romanyot toplulukları neredeyse tümüyle yok oldu.[16] 15. yüzyılın sonunda, Osmanlı Devleti, Sefarad Yahudilerinin Ege Denizi kıyısına yerleşmesine izin verdi; bundan sonra Aşkenaz Yahudileri de buraya yerleşmeye başladı, ancak Sefaradlar en büyük Yahudi topluluğunu teşkil etmeye devam etti.[17] II. Dünya Savaşı'ndan önce, Sefarad kültürünün önemli bir merkezi olup ve tarihî olarak Sefarad çoğunluğuna[18] sahip olup "Balkanların Kudüs'ü" lakabıyla bilinen[19] Selânik şehrinde 50 bin Yahudi yaşıyordu.[20] 1917 Selanik Yangını nedeniyle şehir, ağır oranda Helenleşti,[21] lâkin 1922'de Doğu Trakya'yla Anadolu'dan gelmiş Rum mültecilerin varmasına dek, Yahudiler, şehirdeki en büyük etnik grubu teşkil etmeye devam etti.[22][23]
  • Başta Korfu, Rodos ve Girit olmak üzere Yunan adaları, birçok sene boyunca Venediklilerin hakimiyeti veya etkisi altında yaşamış hem Sefarad hem de Romanyot topluluklarına ev sahipliği yaptı. Bu Yahudilerin birçoğu, Venedik etkisinden dolayı İtalyanca konuşurdu.[24][25]

Balkan Savaşları öncesinde Yunanistan'da yaşayan 10 binden az Yahudi vardı, lâkin Yunanistan'ın gitgide daha fazla toprak kazanmasıyla bu sayı sekiz kat arttı.[26] Yahudiler ara sıra antisemit şiddete maruz kalırdı; örneğin, 1891 Korfu İsyanı veya 1931'de Yunanistan Ulusal Birliği [en]'nin Selânik'ın dışında işlediği Campbell pogromu [el].[27][28] Ekonomik gerileme nedeniyle birçok Yahudi, I. Dünya Savaşı'ndan sonra Yunanistan'ı terk etti.[29] İlk başta birçok zengin tüccar, Avrupa, Latin Amerika ve ABD'ye göç etti. Nispeten fakir Yahudilerin birçoğu ise 1930'larda Selânik'ten Filistin Mandası'na göç etti.[30] Helenleşme geçirme baskısıyla yüzleşmekte olan[31] Selânik Yahudileri, Yunan çoğunluğuna gitgide asimile oldu; bazı genç Yahudiler de Yunancayı ilk dilleri olarak öğrenmeye başladı.[32] Tarihçi Steven Bowman [en]'a göre, Yunanistan Yahudilerinin fizikî imhası 1943 ile 1945 yılları arasında gerçekleşse de, "II. Dünya Savaşı'nda şartların kötüye gitmesinden önce, [Yahudilere yönelik] ekonomik, sosyal ve politik bir saldırı yer almıştı."[33] Selânik Yahudilerinin politik olarak birbirlerine karşıt olan muhafazakâr asimilasyoncu, Siyonist ve Komünist gruplar şeklinde bölünmüş olması, Yahudi topluluğunun bulunduğu zor durumla başa çıkmasında engelleyici bir etken hâline geldi.[34][35] 1936 yılında darbeyle başa gelmiş Metaksas diktatörlüğü, istikrarsız meclis siyasetini devirdi.[36][37] II. Dünya Savaşı'nın başlangıcında, çoğu Selânik'te bulunmak üzere Yunanistan çapında 27 farklı toplulukta yaşayan 72 bin ilâ 77 bin Yahudi yaşamakta idi.[20]

İşgal

Yunanistan Krallığının işgal bölgelerine ayrılması: Almanya (Kırmızı) - İtalya (Turuncu) - Bulgaristan (Yeşil)

28 Ekim 1940 tarihinde faşist İtalyan birlikleri, daha önceden işgal ettikleri Arnavutluk toprakları üzerinden Yunanistan'a saldırmış ancak püskürtülmüşlerdi. 6 Nisan 1941 tarihinde Nazi Almanyası savaşa İtalya'nın safında katılmış ve dengeler değişmiştir. 29 Nisana gelindiğinde bütün Yunan anakarası işgal edilmiş durumdaydı, Girit ise Mayıs ayında ele geçirilmiştir.

Yunan Ordusu saflarında yaklaşık 13 bin Yahudi savaşmıştır. 1940-41 süresince 3500 Yahudi Yunan askeri yaralanmış, 613 tanesi de öldürülmüştür. Bunlardan en tanınmışı 5 Aralık 1940 günü İtalyanlara karşı savaşırken hayatını kaybeden Albay Mordechai Frizis'dir. Ayrıca 50. Makedonya Tugayı da çoğunlukla Selanikli Yahudilerden oluştuğu için "Cohen Birliği" olarak bilinirdi.

Yunanistan Krallığının teslim olmasının ardından ülke Almanya, İtalya ve Bulgaristan tarafından yönetilen üç ayrı işgal bölgesine ayrılır. Almanlar, Atina, Selanik, Makedonya, bazı adalar ve Girit'in önemli kesimlerini alır. Yunan topraklarının üçte ikisi İtalyanların denetimine girer. Topraklarından saldırıya izin veren Bulgar rejimine de yardımlarından dolayı Trakya ve Doğu Makedonya toprakları verilmiştir.

Yahudilerin yakalanması

Selanik merkezinde toplanan Yahudi erkeklerine yapılan işkence

Nazilerin denetimi altındaki bölgelerde Yahudilerin tutuklanması 1941 yılı Nisan ayında başlar. Yaz boyunca Yahudilere ait tüm taşınmazlara el konmuştur. 11 Temmuz 1941 ise Selanikli Yahudi erkekler kentin merkezinde toplanmış, tüm gün boyunca ayakta bekletildikten sonra madenlere çalıştırılmaya gönderilmiştir. İtalyan denetimindeki Yahudilerin durumu Alman veya Bulgar denetimindeki bölgelere göre daha iyi durumdaydı. İtalyan bölgesindeki Yahudiler, takibata uğramamış, ırkçı yasalar uygulanmamıştır. Ayrıca Nazi denetimindeki bölgede İtalyan vatandaşlığı bulunan 350 Yunan Yahudisi bu bölgeden çıkartılarak Nazi toplama kamplarında muhtemel bir ölümden kurtulmuştur.

Toplama kampları

Rodos ve Kos'da bulunan Yahudilerin toplama kamplarına gidiş güzergâhı
Auschwitz Toplama Kampında yakılan cesetler

İşgal edilen diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi işgal edilen bölgedeki Yahudilerin toplama kamplarına sevk edilmesi işlemi ülkedeki SS şefi tarafından yürütülüyordu. 8 Eylül - 4 Ekim 1943 arasında bu görevi Jürgen Stroop yürütmüş, 18 Ekim 1943 - 24 Eylül 1944 arasında ise SS Gruppenführer Walter Schiemann görev yapmıştır. Polis teşkilâtının başında ise Walter Blume bulunuyordu.

Yunan Yahudilerinin Auschwitz'e ilk sevkiyatı 8 Şubat 1942 tarihinde gerçekleşti. Kitlesel tehcirler ise yaklaşık bir yıl sonra başladı. 1943 yılı Mart ayında Nazi işgal bölgesindeki tüm Yahudiler gettoya gönderildikten sonra Polonya'daki ölüm kamplarına transfer edildi. Toplam 49.285 Yunan Yahudisi, Atina yakınlarındaki Haydari transit kampında tutulduktan sonra Polonya'ya ölüme gönderilmiştir.

Eylül 1943'te İtalya ve Müttefikler arasında ateşkes imzalanmasıyla İtalya savaşın dışına düşünce Yunanistan'daki İtalyan işgal bölgesi de Nazilerin denetimine girer. Naziler, eski İtalyan işgal bölgesi olan Atina, Korfu ve Rodos'tan toplamda yaklaşık 5 bin Yahudiyi Auschwitz'e gönderir.

Bulgar denetimindeki Trakya bölgesinde yaklaşık 6 bin Yunan Yahudisi yaşamaktaydı. Nazilerle anlaşan Bulgar yöneticiler bu Yahudilerin neredeyse tamamının ölüm kamplarına sevkini gerçekleştirmiştir. Bu faaliyet Bulgar İçişleri Bakanı Pyotr Gabrovsky ve Yahudi işlerinden sorumlu Aleksandr Belev tarafından yürütülmüştür. Toplama kamplarında Makedonya ve Trakya asıllı 11 binden çok Yahudinin katledildiği düşünülmektedir.

Savaşın sonunda tüm Yunanistan'daki Yahudi sayısı 10 bin seviyesine düşmüştür.

Direniş

1941 yılındaki işgalin ardından yaklaşık 1300 ila 2000 Yunan Yahudisinin Yunan Direnişi bünyesindeki partizanlara katılmış, işgalcilere karşı savaşmıştır. Atina ve diğer kentlerde Yahudi yeraltı teşkilatı kurulmuş ve başta İngilizler olmak üzere Müttefiklerden destek almıştır. Ayrıca Auschwitz'deki 135 Yunan Yahudi ayaklanmış ve iki krematoryum havaya uçurulmuştur. Naziler bu ayaklanmayı bastırmak için Luftwaffe'den destek istemek zorunda kalmıştır. Bu ve benzeri şekilde toplama kamplarından kaçan Yunan Yahudiler 1944 yılındaki Varşova Gettosu Ayaklanması'nda yer almıştır.

Yahudi olmayan çok sayıda Yunan vatandaşı Yahudileri saklamak için hayatlarını riske atmışlardır. 2016 yılında açıklanan listeye göre 328 Yunan vatandaşı Uluslararası Dürüst olarak ilan edilip onurlandırılmıştır.

Rodos'taki Türkiye Cumhuriyeti Başkonsolosu Selahattin Ülkümen[38] ve İspanya Krallığı Büyükelçisi Sebastián Romero Radigales[39] Türk ve İspanyol asıllı çok sayıda Yahudiyi Nazilerin elinden kurtarmıştır.

Anma

Yunanistan, International Holocaust Remembrance Alliance adlı oluşuma üyedir ve Holokost hakkında eğitim, araştırma ve incelemelerde yeralmaktadır. Holokost tarihi Yunan eğitim sisteminde 6. sınıftan itibaren anlatılmaktadır. Ancak buna rağmen özellikle son dönemde ülkede Antisemitizmin yükseldiği görülmektedir.[40] Selanik'teki Yunanistan Holokost Müzesi henüz inşa aşamasındadır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b Bowman 2009, s. 11.
  2. ^ Bowman 2009, s. 1.
  3. ^ Bowman 2009, ss. 1–2.
  4. ^ Fleming 2008, ss. 8–9.
  5. ^ Fleming 2008, ss. 2, 9.
  6. ^ Bowman 2009, ss. 11–12.
  7. ^ Fleming 2008, ss. 15–17.
  8. ^ Bowman 2009, s. 12.
  9. ^ Fleming 2008, s. 17.
  10. ^ Bowman 2009, s. 15.
  11. ^ Fleming 2008, ss. 22–23.
  12. ^ Bowman 2009, ss. 12–13.
  13. ^ Bowman 2009, ss. 13–14.
  14. ^ Fleming 2008, s. 1.
  15. ^ Bowman 2009, ss. 14–15.
  16. ^ Bowman 2009, ss. 15–16.
  17. ^ Bowman 2009, s. 16.
  18. ^ Bowman 2009, ss. 17–18.
  19. ^ Naar 2016, s. 280.
  20. ^ a b Antoniou & Moses 2018, s. 1.
  21. ^ Mazower 2004, ss. 301, 306.
  22. ^ Mazower 2004, ss. 322–323.
  23. ^ Fleming 2008, s. 58.
  24. ^ Bowman 2009, ss. 11, 16, 18.
  25. ^ Fleming 2008, ss. 6, 8, 42–43.
  26. ^ Fleming 2008, s. 47.
  27. ^ Chandrinos & Droumpouki 2018, s. 16.
  28. ^ Fleming 2008, s. 98.
  29. ^ Bowman 2009, s. 17.
  30. ^ Bowman 2009, ss. 28–29.
  31. ^ Bowman 2009, s. 23.
  32. ^ Fleming 2008, s. 93.
  33. ^ Bowman 2009, s. 10.
  34. ^ Bowman 2009, s. 29.
  35. ^ Fleming 2008, s. 100.
  36. ^ Bowman 2009, ss. 31–32.
  37. ^ Fleming 2008, s. 101.
  38. ^ Yadvashem.org sitesindeki ilgili makale 18 Aralık 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce) 2 Haziran 2021 tarihinde erişilmiştir
  39. ^ Yadvashem.org sitesindeki ilgili makale 28 Aralık 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İspanyolca) 2 Haziran 2021 tarihinde erişilmiştir
  40. ^ Bakınız: Altın Şafak

Bibliyografya

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Holokost</span> Adolf Hitler liderliğindeki Nazi Almanyasının azınlıklar, eşcinseller, esirler ve muhaliflere uyguladığı soykırım

Holokost, Yahudi Soykırımı veya HaŞoah, Nazi Almanyası döneminde 1941 ve 1945 yılları arasında, Adolf Hitler ve Heinrich Himmler'in liderliğindeki SS güçleri tarafından işgal edilen sınırlar içerisinde yaklaşık 6 milyon Yahudi'nin sistemli bir şekilde öldürüldükleri soykırımdır.

<span class="mw-page-title-main">Auschwitz-Birkenau</span> toplama ve imha kampları ağı

Auschwitz-Birkenau, Nazi Almanyası tarafından II. Dünya Savaşı döneminde kurulmuş en büyük toplama, zorunlu çalışma, sistematik katliam ve imha kampı.

<span class="mw-page-title-main">Majdanek toplama kampı</span>

Majdanek toplama kampı, II. Dünya Savaşı'nda Polonya'nın Alman işgali sırasında Schutzstaffel tarafından Lublin şehrinin eteklerinde inşa edilen ve işletilen bir Nazi toplama ve imha kampıydı. Yedi gaz odası, iki ahşap darağacı ve toplam 227 yapısıyla Nazi toplama kamplarının en büyükleri arasında yer alıyordu. Başlangıçta imhadan ziyade zorla çalıştırma amaçlı olsa da, Almanların işgal altındaki kendi anavatanlarındaki tüm Polonya Yahudilerini öldürme planı olan Reinhardt Operasyonu sırasında insanları endüstriyel ölçekte öldürmek için kullanıldı. 1 Ekim 1941'den 22 Temmuz 1944'e kadar faaliyette olan kamp neredeyse hiç bozulmadan ele geçirildi. Bagration Harekâtı sırasında Sovyet Kızıl Ordusu'nun hızlı ilerleyişi SS'lerin altyapısının çoğunu yok etmesini engelledi.

<span class="mw-page-title-main">Selahattin Ülkümen</span> Türk diplomat

Selahattin Ülkümen, Türk diplomat. 1943'te Rodos başkonsolosluğu görevine getirilmiştir. Holokost sırasında, Rodos'tan sınır dışı edilmemeleri için adada yaşayan Yahudiler'e Türk vatandaşlığı verip onların hayatlarını kurtarmasıyla tanınır. Bu davranışından ötürü 1989'da Yad Vaşem'de, İsrail tarafından Uluslararası Dürüstler Madalyası ile onurlandırıldı.

Belçika'daki Yahudilerin tarihi 1. yüzyıla kadar uzanır. II. Dünya Savaşı'ndan önce 100.000'i bulan ülkedeki Yahudi nüfusu Holokost'tan sonra nüfusunun yarısından fazlasını kaybetti.

<span class="mw-page-title-main">Bulgaristan'daki Yahudilerin tarihi</span>

Bulgaristan'daki Yahudilerin tarihi MÖ 2. yüzyıla kadar uzanır. Bu zamandan beri her zaman bir Yahudi nüfusu olan Bulgaristan'da Yahudilerin Bulgaristan tarihinde antik çağlardan Orta Çağa ve bugüne kadar önemli rolleri bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Selanik Yahudi Müzesi</span>

Selanik Yahudi Müzesi, Selanik’teki Seferad mirası anısına 2001 yılında kurulmuş müzedir.

<span class="mw-page-title-main">Selanik'teki Yahudilerin tarihi</span>

Selanik'teki Yahudilerin tarihi, iki bin yıl öncesine uzanır.

<span class="mw-page-title-main">Damaskinos Papandreu</span> Atina ve Tüm Yunanistan Başpiskoposu, Yunan Politikacı

Başpiskopos Damaskinos Papandreou, 1941'den ölümüne kadar Atina'nın başpiskoposu ve Yunanistan başbakanı idi. Ayrıca, 1944'te Alman işgal kuvvetinin çekilmesi ile II. Dünya Savaşı'nın Yunanistan'a dönüşüyle 1946'da Yunanistan'ın naipliğini yapıyordu. Rolü, II. Dünya Savaşı sırasında Yunanistan'ın Alman işgalinden kurtuluşu ile Yunan İç Savaşı arasında idi.

<span class="mw-page-title-main">İmha kampı</span>

İmha kampları, II. Dünya Savaşı dönemindeki Holokost sırasında Nazi Almanyası tarafından milyonlarca Yahudiyi sistematik bir şekilde öldürmek için inşa ettirilmiştir. Polonyalılar, savaştaki Sovyet esirleri ve Çingeneler gibi diğer etnik gruplar da imha kamplarında öldürülmüştür. İmha kamplarındaki kurbanlar en çok gaz odalarında öldürülmüştür. Öldürülmeler ya bu özel amaç için yapılmış kalıcı tesislerde ya da gaz kamyonetlerinde gerçekleşmiştir. Auschwitz-Birkenau ve Majdanek gibi bazı Nazi toplama kampları, 1945 yılında savaşın bitiminden önceki dönemde ikili bir amaca hizmet etmiştir: zehirli gazla imha ve açıktan ölmek üzere olan insanları çok yoğun bir şekilde çalıştırma.

<span class="mw-page-title-main">Zamość</span>

Zamość, güneydoğu Polonya'da yer alan şehir. UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndedir. 1999'dan beri Lublin Voyvodalığı'nın güney kısmında yer alır. 2014 yılındaki sayıma göre nüfusu 65.149'dur. 1580 yılında yerleşim merkezi olarak kurulan Zamość, Roztocze Ulusal Parkı'ndan yaklaşık 20 km uzaklıktadır.

<span class="mw-page-title-main">Yunanistan'daki Yahudilerin tarihi</span>

Yunanistan'daki Yahudilerin tarihi, MÖ 4. yüzyıla kadar izlenebilir. Yunanistan'da yaşayan en eski ve en karakteristik Yahudi grubu, "Yunan Yahudileri" olarak da bilinen Romanyotlardır. "Yunan Yahudisi" terimi ağırlıklı olarak Yunanistan'ın bugünkü modern bölgesinde yaşayan Yahudi kökenli veya inançlı herhangi bir kişi için kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Yunanistan Holokost Müzesi</span> Yunanistan, Thessalonikideki Holokost Müzesi, İnsan Hakları Müzesi

Yunanistan Holokost Müzesi ya da resmî adıyla Yunanistan Holokost Anma Müzesi ve İnsan Hakları Eğitim Merkezi, Yunanistan Selanik şehrinde henüz inşa aşamasında bulunan, Holokost hakkında bir müzedir. Müze inşasının önerisi 2016 yılında ortaya atıldı; inşa da Selanik Büyükşehir Belediyesi'yle belediye başkanı Yannis Butaris'ın desteğiyle gerçekleşmekte, maliyetin bir kısmı da Alman Federal Cumhuriyeti tarafından karşılanmaktadır. İnşanın toplam maliyetinin €25 milyon olduğu tahmin edilmektedir. Temel taşı 30 Ocak 2018 tarihinde konuldu.

Sebastián Romero Radigales İspanyol diplomat. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sırasında görevde bulunduğu Atina Başkonsolosluğu görevi sırasında ve Yunanistan'da Holokost döneminde Yunan Yahudilerini kurtarmaya çalışmasıyla bilinemktedir. Ölümünden sonra 2014 yılında Uluslararası Dürüst ilan edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Bulgaristan'da Holokost</span>

Bulgaristan'da Holokost Bulgaristan Krallığı'nın II. Dünya Savaşı sırasında Mihver devletleri saflarında yer alması süreciye beraber gelişen ve hem Bulgaristan topraklarında hem de işgal edilen Yugoslav ve Yunanistan topraklarında gerçekleştirilen Yahudi soykırımını anlatır.

Rudolf "Rudi" Vrba, Slovak Yahudisi biyokimyacı. 1942 yılında, bir genç iken, Alman işgâli altındaki Polonya'da bulunan Auschwitz toplama kampına tehcir edildi. Nisan 1944'te, yani Holokost'un zirvesinde, kamptan kaçmasıyla ve orada yer alan toplu cinayetler hakkında detaylı bir raporun yazarı olmasıyla bilinir. Raporun İsviçre'de George Mantello tarafından dağıtılması, Temmuz 1944'te Macaristan'daki Yahudilerin toplu olarak tehcir edilmesinin durdurulması ve böylece 200 bin kişinin hayatının kurtarılmasıyla ilişkilendirilmiştir. Savaşın ardından Vrba biyokimya dalında eğitim gördü ve çoğunlukla İngiltere ve Kanada'da çalıştı.

<span class="mw-page-title-main">Polonya'da Holokost</span>

Polonya'da Holokost, Nazi Almanyasının Avrupa çapında çoğunlukla 101.Yedek Ordnungspolizei Taburu eliyle işlediği Holokost'un o dönem Alman işgâlinde bulunan Polonya'daki tezahürlerini kapsar. Bu soykırım kapsamında üç milyon Polonya Yahudisi, yani Holokost'ta katledilmiş tüm Yahudilerin yarısı, öldürüldü.

<span class="mw-page-title-main">Macaristan'da Holokost</span>

Holokost'un Macaristan'daki tezahürleri, başta Mart 1944'te Macaristan'ın Nazi Alman işgâline girmesinin ardından yer almak üzere Macaristan Yahudilerinin yarısından fazlasının mülksüzleştirilmesi, tehcir edilmesi ve katledilmesini içerir.

<span class="mw-page-title-main">Theresienstadt Gettosu</span>

Theresienstadt Gettosu, II. Dünya Savaşı'nda, Nazi Almanyası'nın Çekoslovakya'dan ilhâk edip işgâl ettiği Bohemya ve Moravya Protektorası'nda yer alan Terezín kasabasında Schutzstaffel (SS) tarafından kuruldu. Gettonun iki ana amacı vardı: hem imha kamplarına yönelik bir "ara durak" olarak işlev göstermek hem de bir "emeklilik yerleşimi" olarak yaşlı ve ünlü Yahudilere ev sahipliği yaparak Yahudi toplulukları Nihai Çözüm konusunda yanıltmak. Getto, hem tutsakların ölümünü hızlandıracak şartlarla kasıtlı bir şekilde tasarlandı, hem de Nazi propagandasının bir aleti olarak kullanıldı. Diğer gettolardan farklı olarak, bu gettoda zorla çalıştırmanın büyük bir ekonomik önemi yoktu.

<span class="mw-page-title-main">Holokost için ispatlar ve belgeler</span>

Nazi Almanyası'nın 1941 ve 1945 yılları arasında yaklaşık altı milyon Yahudi'yi öldürmesi olan Holokost, tarihte en iyi şekilde belgelenmiş soykırımlardan biridir. Tüm Yahudi kurbanlarını listeleyen bir belge olmamasına rağmen yaklaşık altı milyon Yahudi'nin öldürüldüğüne dair kesin kanıtlar vardır. Ayrıca; Nazilerin, Yahudileri imha kamplarında ve gaz vagonlarında öldürdüğüne ve bunu Nihai Çözüm planı altında sistematik olarak yaptığına dair kanıtlar vardır.