İçeriğe atla

Yunani Tıbbı

Yunani Tıbbı'nda kullanılan Kadife Akarı (Trombidium)

Yunani ya da Unani tıbbı (Urdu: Urducaطب یونانی tıbb yūnānī[1]) Fars-Arab geleneksel tıbbı için kullanılan bir terim olup Moğol dönemindeki Hindistan'a kadar İslam kültürünün hakim olduğu yerlerde kullanılmıştır. Eski Farsçada İyonya (İzmir ve Aydın kıyıları) için Yauna deniliyordu. Anadolu'dan başlayıp Güney Asya'nın en doğusuna kadar uzanan birçok dilde hala Yunan veya Yūnān olarak kullanılan sözcüğün "Yun" kısmı hala görülmektedir. Avrupa dillerinde ise Grek sözcüğünün esas alındığı görülür. İyonyalı hekimler Hipokrat ve Galen'in öğretilerinden büyük ölçüde etkilenen Fars-Arab tıb sistemi için Yunani (ya da Unani) Tıbbı denmektedir.

Yunani Tıbbı'nın İyonya'ya dayanan köklerini "temel sıvılar" bahsinde görmek mümkündür. Bunlar: Balgam, Kan, Sarı safra, Kara safra'dır. Ayrıca, Hint ve Çin geleneksel tıbbının etkileri de Yunani Tıbbı'nın temellerine katkı sağlamıştır.

Tarihi

Yunani Tıbbı temel olarak İbni Sina'nın en bilindik külliyatı olan Tıb Kanunu'nu esas alır.

13. yüzyılda Kuzey Hindistanda kurulan Delhi Sultanlığı ile Hindistan'a ulaşan İslam tıp geleneği, Hind tıbbından etkilenmiş olarak Moğollar döneminde de gelişmiştir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ the transcription as Unani is found in 19th-century English language sources: "the Ayurvedic and Unani systems of medicine" "Madhya Pradesh District Gazetteers: Hoshangabad", Gazetteer of India 17 (1827), p. 587 7 Ekim 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kırgızca</span> Kırgızistanın resmî dili olan Türk dili

Kırgızca ya da Kırgız Türkçesi, Kırgızların ana ve Kırgızistan'nın resmî dili. Altay dillerinin içerisinde sınıflanan Türk dillerinin Kıpçak grubuna ait bir dildir. Kazakça ile yakın özellikler gösteren Kırgızca 4 milyondan fazla kişi tarafından konuşulmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Türk devletleri listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Bu liste tarih boyunca Türk halkları tarafından kurulmuş özerk cumhuriyet, bağımsız cumhuriyet, beylik, imparatorluk ve hanedanlık hakkındadır.

<span class="mw-page-title-main">Farsça</span> Bir batı İran dili

Farsça ya da Persçe, Hint-Avrupa dillerinin İran dilleri koluna ait bir batı İran dilidir. Başta İran olmak üzere, kuzeyde Rusya ve Azerbaycan, doğuda Afganistan ve Tacikistan, Orta Asya'da Özbekistan ve Basra Körfezi üzerinde Kuveyt ve Irak gibi ülkelerde 100 milyonun üzerinde kişi tarafından konuşulmaktadır. Antik Pers halkının konuştuğu dilden türemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Arapça</span> Afroasya dilleri ailesinin Sami koluna mensup bir dil

Arapça, Afroasya dilleri ailesinin Sami koluna mensup bir dildir. Batıda Atlantik Okyanusu'ndan doğuda Umman Denizi'ne, kuzeyde Akdeniz'den güneydoğuda Afrika Boynuzu ve Hint Okyanusuna uzanan geniş bir coğrafyada konuşulmaktadır. Tüm lehçeleri ile birlikte 420 milyonu aşkın kişi tarafından konuşulduğu tahmin edilmektedir. Arap Birliği'ne üye 22 ülke ile Çad ve Mali dâhil olmak üzere 24 ülkede resmî dildir. Aynı zamanda kısmî olarak tanınan Sahra Demokratik Arap Cumhuriyeti, Somaliland ile Tanzanya'da (Zanzibar) resmî dil statüsündedir. Arap Birliği'nin ve Birleşmiş Milletler'in kabul edilen altı resmî dilinden biridir. Nijer, Senegal ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nde ulusal/azınlık dili olarak tanınmıştır. Arapça İran, İsrail, Pakistan, Filipinler ve Güney Afrika Cumhuriyeti anayasalarında özel dil statüsüne sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Hipokrat</span> Antik Yunan hekimi

Hipokrat, tıbbın babası olarak anılan İyon hekim.

<span class="mw-page-title-main">Moğolca</span> Moğol yerlisinin konuştuğu dil

Moğolca, Moğolistan ve civardaki bazı özerk bölgelerde resmî dil olan Asya dilidir.

<span class="mw-page-title-main">Limon</span> turunçgillerden bir meyve

Limon, yıl boyunca büyümeyi sürdüren, küçük bir ağaç türü ve bu ağacın meyvesidir. Halk dilinde suluzırtlak, cıcık ve zıvrak da denilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Gürcüce</span>

Gürcüce, bir Kafkas halkı olan Gürcülerin konuştuğu dil. Gürcistan'ın resmî ve öğretim dilidir. Modern Gürcüce, Kartli diyalekti temelinde gelişmiş ve 5. yüzyıldan itibaren Gürcü edebiyatının tek dili olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Galen</span> Yunan doktor, bilim insanı ve filozof (129–216)

Bergamalı Galen, tıp doktoru, bilim insanı ve filozof.

<span class="mw-page-title-main">Geleneksel Çin tıbbı</span> Çindeki geleneksel tıp

Geleneksel Çin Tıbbı (GÇT),, Antik Çin'de ortaya çıkıp günümüze dek süregelen ve doğu Asya'da yaygın olarak kullanılan, temeli Dao Evren Anlayışına dayanan hekimlik bilgilerinin tümüne denir. MÖ 2500-300 arasında binlerce yıl boyunca hekim ve çırak ilişkisiyle geliştirilen ve aktarılan bilgi ve deneyimler yığılarak birikmiştir. Qin Hanedanlığı'ndan itibaren ise tüm klasik eserler sistematik bir düzen içinde tekrar yazıya geçirilmiş ve Çin Tıbbı da bu klasikler arasında yer almıştır. Hekimlik alanında Huang Di- Nei Jing adlı eser yazılı en eski tıbbi kaynak olduğu gibi günümüzde de Çin Tıbbı'nda başvuru kitabı olarak kullanılmaktadır. Huang Di, efsanevi bir karakter olarak anlatılsa da özünde bu tıbbı eserin, birçok hekimin deneyim ve yöntemlerinin derlemesi olduğu görüşü hakim dir. Rahatsızlıkların kökeni incelenirken Dao evren anlayışı ilkelerini temel alır. Sinosfer'de binlerce yıldır yaygınca kullanılmaktadır. Çin Tıbbı'nda, akupunktur, Çin Tıbbı bitkileri, Çin Tıbbı beslenmesi, çigong, tuina, kupa çekme, vs. gibi tedavi yöntemleri bir bütün olarak uygulanır. Çin Tıbbı'nın kuramsal yapısını, Çi ve Kan kuramı, Yin Yang ve Beş Unsur karşıtlık ve döngüsellik ilkeleri, Zang Fu Kuramı gibi kök kuramlar üzerine örmüştür.

İslam tıbbı, İslam peygamberi Muhammed dönemindeki geleneksel Arap tıbbından olduğu kadar, Eski Roma tıbbı Unani'den, Eski Hint tıbbı Ayurveda'dan ve Eski İran tıbbından etkilenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Kitabu'l-Müntehab</span>

Kitabu'l-Müntehab, Abdülvehhab bin Yusuf bin Ahmed el-Mârdânî tarafından 1420 yılında Osmanlı padişahı Yıldırım Bâyezid'in oğlu Çelebi Mehmed'e ithaf edilmiş Osmanlı tıp kitabı. Eski Anadolu Türkçesi ile kaleme alınan eser bir Osmanlı padişahına ithaf edilmiş ilk tıp kitabıdır. Kitap ilk defe 1949 yılında Mesut Koman tarafından Konya İzzet Koyunoğlu kitapları arasında tespit edilmiştir. Müntehab'ın Köprülü Kütüphanesi, Tire Necip Paşa Kütüphanesi ve İstanbul Fatih-Millet Kütüphanesinde nüshaları bulunmaktadır. Eserin Prof. Dr. Ali Haydar Bayat tarafından hazırlanan tıpkıbasım nüshasıyla birlikte sadeleştirilmiş halinin 2005 yılında yayımı yapılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">İslam'ın Altın Çağı</span> 8. ilâ 15. yüzyıllar arasında İslam dünyasının bilimsel, teknolojik ve kültürel olarak zirvede olduğu dönem

İslam'ın Altın Çağı veya İslam Rönesansı, tarihsel olarak Orta Çağ'da, Abbâsîler döneminde 8. yüzyılın ortalarında başlayan ve 15. yüzyılın sonlarına kadar devam eden, İslâm dünyasının çoğunun bilimsel, ekonomik, kültürel, sanatsal, siyasi ve dinî yönlerden zirvede olduğu dönemi ifade eder. Abbâsîler devrinde, Hârûnürreşîd tarafından Bağdat'ta Beytülhikme adında büyük bir bilim merkezinin kurulması ile başlayan bu dönemin, Moğolların 1258'de Bağdat'ı kuşatıp yağmalaması ve böylelikle Abbâsî Hâlifeliği'nin yıkılması ile son bulduğu şeklinde genel bir kabul vardır. Ancak bazı kaynaklarda bu dönemin 14. yüzyıla kadar, bazı kaynaklarda da 15. yüzyıla, hatta 16. yüzyıla kadar sürdüğü ifade edilir.

<i>El-Kanun fit-Tıb</i> İbn-i Sinanın tıp kitabı

El-Kanun fi't-Tıb veya Latince ismiyle Canon medicinae, Batı'da Avicenna olarak da bilinen İbn-i Sina'nın 14 ciltlik tıp ansiklopedisidir. Arapça yazılmış olan eser 1025 yılında tamamlanmıştır. Eserin içeriği İbn-i Sina'nın kendi hekimlik deneyimlerine, Orta Çağ İslam tıbbına, antik Yunan hekim Galen'in yazılarına, antik Hint tıp geleneğinin hekimlerinden Suşruta ve Çaraka'ya ve antik Arap ve Pers tıp geleneklerine dayanmaktadır. Eser sıklıkla tıp tarihindeki en ünlü eserlerden birisi olarak adlandırılır. Eserin en eski bilinen nüshası 1052 tarihlidir ve Ağa Han koleksiyonunda yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Şalvar</span> ağı çok bol olan, bele bir uçkurla bağlanan geniş pantolon

Şalvar, genellikle ağı çok bol olan, bele bir uçkurla bağlanan geniş bir tür pantolondur. Özellikle Adana'dan başlayıp Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne kadar olan bölgede sıkça giyilen yöresel giysi türüdür. Şalvar bol olduğundan bağ bahçe ve tarlada çalışanlar için uygundur. Bu özelliği nedeniyle şalvarı hâlâ kırsal alanda tarım ve hayvancılık yapan insanlar kullanmaktadır.

Halk hikâyesi veya halk öyküsü, toplumsal iz bırakmış bir olaydan veya bir yazınsal ürünün sözlü kültürde bıraktığı derin etkiden kaynaklanarak ortaya çıkan halk edebiyatı ürünlerine verilen ad. Ayrıca, bazı halk bilimciler halk öyküsünü: "Çağdaş çağlara yaklaştıkça geçirdiği değişimle destanların yerini tutan halk ürünü." olarak görmüştür. Destanlar olağanüstü ögelerin çokça rastlandığı türlerdir. Halk hikâyeleri ise olağanüstülük düzeyinin ikinci safhasında yer alır ve destanlara oranla halk hikâyelerinin olay örgüsü daha gerçekçidir. Halk hikâyeleri bu yönüyle modern çağların yazın türleri olan roman ve öykü gibi mensur türlerle, destan arasında bir geçiş sürecini yansıtan ürünlerdir. Halk hikâyelerinde olaylar belirli kahramanların üzerine kurulmuştur. Bu kahramanlar çoğu kez; tanınmış bir edebî ürünün içeriğinde yer alan kahramanların topluma mal olması ve anonimleşmesiyle oluşmuştur. Aslen Divan edebiyatı'na ait mesneviler olan Leyla ile Mecnun ve Ferhat ile Şirin gibi eserler, taç eserlerin toplum tarafından sözlü kültüre aktarılıp "halk hikâyesi" haline gelmesinin en önemli örnekleridir. Bunun yanında halk edebiyatı ürünlerinde de bu duruma rastlanmaktadır. Örneğin, Kayıkçı Kul Mustafa'nın Genç Osman Destanı; toplumun beğenerek halk hikâyeleştirme sürecine dahil ettiği eserlerdendir. 1930'da edebiyat tarihçisi Fuat Köprülü, Genç Osman Destanı'nı halk hikâyelerinin oluşum evrelerini tespit etmek maksadıyla incelemiştir. Ayrıca bu çalışma; Türk edebiyatındaki anonim hikâyeleşme süreci hakkında yapılmış ilk çalışmalardan biri olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Asya tarihi</span> Kıta Tarihi

Asya tarihi, Asya'nın çeşitli bölgelerinde, merkezi Avrasya bozkırlarındaki duruma bağlı olarak daha fazla veya daha az bağlama sahip Doğu Asya, Güney Asya ve Orta Doğu'nun tarihi olarak görülebilir.

Geleneksel Gürcistan tıbbı, binlerce yıldır Gürcistan'da geliştirilen ve uygulanan geleneksel tıbbi uygulamaların bütününü tanımlamaktadır. Doğu ve Batı tıbbının kesişme noktasında ortaya çıkan Gürcistan tıbbı, her iki tıbbi geleneğin ilkeleriyle bütünleşmiştir. Gelişmişlik düzeyi olarak kabile düzeyinde uygulanan geleneksel tıbbın çok ilerisinde olan Antik Gürcistan tıbbı, geleneksel ilaçlarının kullanıldığı kurumsallaşmış Yunani ve Geleneksel Çin tıbbının seviyesine yakındı. Bazı Antik Gürcü halk ilaçları o dönemde formülleştirilmiş ve günümüzdeki ilaçlar gibi ticari olarak satılmıştır. O dönemde satılan ilaçların çoğu alkol içerikli merhemlerin benzeriydi.

İslam kültürü ve Müslüman kültürü, tarihsel olarak Müslümanlar için ortak olan kültürel ögelere atıfta bulunulur. Râşidîn Halifeliğinden erken Emevîler dönemine ve Abbâsîlerin ilk dönemlerine kadar Müslüman kültürünün erken biçimleri ağırlıklı olarak Arap, Bizans, Pers ve Levantendi. İslâm imparatorluklarının hızla genişlemesiyle Müslüman kültürü, Fars, Mısır, Kafkas, Türk, Moğol, Hint, Bangladeş, Pakistan, Malay, Somali, Berberi, Endonezya ve Moro kültürlerini çok etkilemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Bizans İmparatorluğu'nda tıp</span>

Bizans tıbbı, Bizans İmparatorluğu'nun yaklaşık MS 400 ile MS 1453 arası yaygın tıbbi uygulamalarını kapsar. Bizans tıbbı, Greko-Romen öncülleri tarafından geliştirilen bilgi temeli üzerine inşa edilmesiyle dikkate değerdir. Bizans tıbbı, antik çağlardan kalma tıbbi uygulamaları koruyarak İslam tıbbını etkiledi ve Rönesans döneminde Batı'nın tıbbın yeniden doğuşunu destekledi.